Tumgik
#sağlık bilimleri
ncdtgrsy · 1 month
Text
1 note · View note
yesilhaber · 1 year
Text
İklim Kliniği projesi 20 Mayıs'ta öğrencilerle buluşacak
Yuvam Dünya Derneği tarafından Hacettepe Üniversitesi ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi işbirliğiyle, “İklim krizi aynı zamanda acil harekete geçilmesi gereken bir sağlık krizi” denilerek oluşturulan İklim Kliniği projesi kapsamında 20 Mayıs’ta sağlık bilimleri öğrencileriyle İklim Kliniği: Sağlık Bilimleri Konferansı gerçekleşecek. Prof. Dr. Emine Didem Kiraz Evci, Prof. Dr. Mine Durusu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
01.03.2024
Kayseri, Sağlık ve Yaşam Bilimleri Öğrenci Kongresi'nden kareler.
6 notes · View notes
pazaryerigundem · 9 hours
Text
İstanbul'da liseli gençler projeleriyle yarıştı
https://pazaryerigundem.com/haber/174888/istanbulda-liseli-gencler-projeleriyle-yaristi/
İstanbul'da liseli gençler projeleriyle yarıştı
Tumblr media
İstanbul’da Üsküdar Üniversitesi’nin 9. Bilim ve Fikir Festivali’nde liseli gençler projeleriyle yarıştı.
İSTANBUL (İGFA)- Üsküdar Üniversitesinin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde liselere yönelik gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk Bilim ve Fikir Festivali, “Senin Fikrin Senin İcadın” mottosu ile 9’uncu kez düzenlendi.
Lise dönemindeki gençlerin proje kültürü ile girişimcilik pratiğini güçlendirmek ve hayatı kolaylaştırmalarını sağlamak üzere Sağlık Bilimleri, Sosyal Bilimler, Fen ve Teknoloji kategorilerinde düzenlenen festivalde dereceye giren projelere ödülleri sunuldu. İstanbul genelinde 73 okuldan 416 öğrencinin takımlar halinde 197 proje ile başvurduğu 9. Bilim ve Fikir Festivali kapsamında dereceye giren öğrencilere para ödülü verildi. 
Rektör Prof. Dr. Nazife Göngör, festivale katılan gençlere, “Bilime dokunun, bilimle haşır neşir olun, düşünün, çalışın ve üretin. Sizler bilimle kaynaşarak çalışmaya devam ettikçe bu dünya değişecek. Gazze’de çocuklar ölmeyecek, gülecek” dedi.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, herkesin hakkına hukukuna riayet eden inançlı, imanlı, ihlaslı, bilim ve teknolojiyle dost, meraklı, ilgili bir gençlik yetiştirmek istediklerini belirtirken, Rektör Yardımcısı ve Festival Koordinatörü Prof. Dr. Muhsin Konuk, Türkiye’de ilk defa böyle bir festivali başlatmış olmak ve bu festivali sürdürebiliyor olmak bizim için gurur verici olduğunu söyledi. Üsküdar Üniversitesi Çarşı Yerleşkesi’nde düzenlenen festivalin ödül töreni Emir Nebi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı ve Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürü Semih Durmuş’un da katıldığı “Senin Fikrin Senin İcadın” mottosu ile 9’uncu kez düzenlenen festivalde ödüller sahiplerini buldu.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Göngör, bayram havasında geçen festivalde güzel fikirlerin kutlandığını kaydederek, gençlerin pırıl pırıl beyinlerinden çıkan yaratıcılıklarının değerlendirildiğini söyledi.
Tumblr media
SMA aşısını geliştirmiş bir üniversite olduklarını, Ar-Ge’sinin tamamlandığını ve ABD’de 2.5 milyon dolara tek dozu uygulanan ilacın üretim aşamasına gelindiğini kaydeden Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Yapılan deneyler, Amerika’da üretilenden daha etkili olduğunu bize gösterdi. Kanser immünoterapisinde ayrıca yapay zeka ile ilgili çalışmalarda gerçekten ön aldık. Ayrıca TÜBİTAK’ın desteklediği uzaya giden 13 projeden bir tanesine sahip olarak yerçekiminin olmadığı şartlarda genler nasıl çalışıyor, o şartları sağlarsak eğer kanser tedavisinde yeni bir yöntem bulabilir miyiz derdiyle deneysel çalışmaları uzaya gönderdik, orada gerekli çalışmaları yapıldı şu an yeryüzündeki analizleri gerçekleşiyor.” diye anlattı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilen öğretmen ve Üsküdar Üniversitesi panelistlerine teşekkür belgesinin verildiği programda, bu yıl en çok proje gönderen ilçe olan Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim müdürlüğüne de bir plaket takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Televizyonu (ÜÜ TV) ve Üsküdar Üniversitesi resmi Youtube hesabından canlı yayınlanan tören katılımcıların birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
eminsoydandogru · 10 days
Text
"9. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yönetimi Kongresi" İstanbul Nişantaşı Üniversitesi'nde gerçekleşti
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
isegidenadam · 13 days
Text
Alper Gezeravcı: Ay'a erişmeyi planlıyoruz
Alper Gezeravcı: Ay’a erişmeyi planlıyoruz Teknoloji Ürünlerinde Avantajlı Fiyatlar HEPSİBURADA.COM’da Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Sadece birkaç yıl içerisinde kendi ülkemizin imkanlarıyla üretilmiş bir roket ve bu roketi uzaya taşıyan itki sistemiyle ilerde Ay’a erişmeyi planlıyoruz.” dedi. DHA İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sakaryamilat · 14 days
Text
Geleneksel okçular SUBÜ organizasyonunda yarıştı
SUBÜ Geleneksel Türk Sporları Öğrenci Topluluğu ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı koordinasyonunda ‘Üniversitelerarası 2’inci Geleneksel Okçuluk Puta Koşusu düzenlendi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Geleneksel Türk Sporları Öğrenci Topluluğu ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı koordinasyonunda, Spor Bilimleri Fakültesi ile Egzersiz ve Spor Bilimleri Eğitim…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medyapollscom · 23 days
Text
Yapay Zeka Uzmanı Ne Iş Yapar
Tumblr media
Yapay zeka günümüzde hızla gelişen bir teknoloji alanıdır. Yapay zeka uzmanları bu alanda çalışarak farklı sektörlerde birçok farklı iş yapabilirler. Bu makalede, yapay zeka uzmanlarının ne tür işler yaptığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Yapay Zeka Uzmanı Nedir?
Yapay zeka uzmanı, yapay zeka teknolojileri üzerine uzmanlaşmış bir bilim insanı veya mühendistir. Bu kişiler, yapay zeka alanında uzmanlaşmış eğitim almış ve bu alanda deneyim kazanmıştır. Yapay zeka uzmanları genellikle bilgisayar bilimleri, mühendislik, istatistik veya matematik gibi disiplinlerde lisans veya yüksek lisans derecesine sahiptirler. Yapay zeka uzmanları, veri analizi, makine öğrenimi, derin öğrenme, doğal dil işleme ve robotik gibi alanlarda uzmanlaşabilirler.Yapay zeka uzmanları, genellikle büyük veri setlerini analiz ederek, makine öğrenimi algoritmaları geliştirerek ve yapay zeka teknolojilerini uygulayarak çeşitli endüstrilerde çözümler üretirler. Yapay zeka uzmanlarının işleri genellikle karmaşık ve teknik beceri gerektiren işlerdir. Bu uzmanlar, genellikle bir ekip içinde çalışırlar ve farklı disiplinlerden gelen meslektaşlarıyla işbirliği yaparlar. Yapay zeka uzmanlarının işleri, genellikle teknik beceriler, analitik düşünme ve problem çözme becerileri gerektirir.
Yapay Zeka Uzmanının Görevleri Nelerdir?
Yapay zeka uzmanlarının görevleri, uzman oldukları alana göre değişiklik gösterebilir. Genellikle yapay zeka uzmanlarının görevleri şunları içerebilir:Veri Analizi ve Model GeliştirmeYapay zeka uzmanları, büyük veri setlerini analiz eder ve bu verilerden anlamlı bilgiler çıkarmak için farklı veri analizi yöntemleri kullanırlar. Ayrıca, makine öğrenimi algoritmaları geliştirerek, bu veri setlerinden öğrenme yapabilen modeller oluştururlar. Örneğin, bir yapay zeka uzmanı, bir e-ticaret şirketi için, müşteri davranışlarını analiz ederek, öneri sistemleri geliştirebilir. Bu sistemler, müşterilere ilgi duyabilecekleri ürünleri önererek, satışları artırabilir.Doğal Dil İşleme ve Konuşma TanımaYapay zeka uzmanları, doğal dil işleme ve konuşma tanıma teknolojileri geliştirme konusunda uzmanlaşabilirler. Bu teknolojiler, insan dilini anlayabilen ve insan sesini tanıyabilen sistemleri içerir. Örneğin, bir yapay zeka uzmanı, bir banka için, müşteri hizmetleri için konuşma tanıma teknolojisi geliştirebilir. Bu teknoloji, müşteri sorularını anlayarak, otomatik olarak cevaplayabilir.Robotik ve OtomasyonYapay zeka uzmanları, robotik ve otomasyon sistemleri geliştirme konusunda uzmanlaşabilirler. Bu sistemler, endüstriyel üretimde, taşıma ve lojistikte, sağlık hizmetlerinde ve birçok farklı alanda kullanılabilir. Örneğin, bir yapay zeka uzmanı, bir otomotiv şirketi için, üretim hatlarında otomatik denetleme ve kalite kontrol sistemleri geliştirebilir.
Yapay Zeka Uzmanı Olmak İçin Gerekli Beceriler
Yapay zeka uzmanı olmak için gerekli bazı temel beceriler şunlardır:Programlama BecerisiYapay zeka uzmanları, genellikle en az bir programlama dilini çok iyi derecede bilmelidirler. Özellikle Python, R, Java, C++ gibi diller, yapay zeka uzmanları için önemlidir. Bu diller, veri analizi, makine öğrenimi ve yapay zeka uygulamaları için sıkça kullanılır.Matematik ve İstatistik BilgisiYapay zeka uzmanları, matematik ve istatistik konularında güçlü bir temele sahip olmalıdırlar. Özellikle olasılık teorisi, istatistiksel regresyon analizi, lineer cebir ve diferansiyel denklemler gibi konular, yapay zeka uygulamalarında sıkça kullanılır.Makine Öğrenimi ve Derin Öğrenme BilgisiYapay zeka uzmanları, makine öğrenimi ve derin öğrenme teknikleri konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar. Bu teknikler, yapay zeka uygulamalarında temel bir rol oynarlar. Yapay zeka uzmanları, bu teknikleri kullanarak, büyük veri setlerinden anlamlı bilgiler çıkarabilirler.
Yapay Zeka Uzmanlarının İstihdam Alanları
Yapay zeka uzmanları, birçok farklı sektörde istihdam edilebilirler. Özellikle şu alanlarda yapay zeka uzmanlarına büyük bir ihtiyaç vardır:Teknoloji ŞirketleriYapay zeka uzmanları, teknoloji şirketlerinde, yapay zeka uygulamaları geliştirme ve yapay zeka temelli ürünlerin tasarlanması konusunda çalışabilirler. Özellikle yapay zeka uzmanlarının, yapay zeka teknolojilerini kullanarak, yeni ürün ve hizmetler geliştirebilmeleri için bu şirketlerde büyük bir ihtiyaç vardır.Finans SektörüFinans sektörü, büyük veri analizi ve risk değerlendirmesi konusunda yapay zeka uzmanlarına ihtiyaç duyar. Yapay zeka uzmanları, finans şirketlerinde, müşteri davranışlarını analiz ederek, kredi riski değerlendirmesi ve dolandırıcılık tespiti gibi konularda çalışabilirler.Sağlık SektörüSağlık sektörü, yapay zeka teknolojileri sayesinde, hasta teşhisi ve tedavisi konusunda büyük bir dönüşüm yaşamaktadır. Yapay zeka uzmanları, sağlık sektöründe, tıbbi görüntü analizi, hasta verilerinin analizi ve hastalık teşhisi konularında çalışabilirler.
Yapay Zeka Uzmanlarının Geleceği
Yapay zeka teknolojileri, her geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle, yapay zeka uzmanlarına olan talep de giderek artmaktadır. Gelecekte, yapay zeka uzmanlarının, farklı sektörlerde daha da önemli bir rol oynayacakları öngörülmektedir. Özellikle otomasyon, tıbbi görüntü analizi, doğal dil işleme ve robotik gibi alanlarda yapay zeka teknolojileri büyük bir dönüşüm getirecektir. Bu nedenle, yapay zeka uzmanları, gelecekte oldukça talep gören bir meslek grubu olacaktır. Read the full article
0 notes
yenikibris · 27 days
Text
Sahte diploma soruşturması TRT’ye uzandı - Gözde Bedeloğlu
Milliyetçi Hareket Partisi Mersin milletvekili Levent Uysal ve eşi Ece Uysal’ın kurduğu Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) şubat ayından bu yana sürdürülen ‘sahte diploma ve yolsuzluk’ soruşturması kapsamında, aralarında asker, polis ve devlet memuru bulunan onlarca kişi tutuklandı. Tutuklu yargılanan KSTÜ Genel Sekreteri Serdal Gündüz’ün ifadesine göre sahte notlarla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medya-press · 29 days
Link
TRT Kıbrıs Temsilcisi Sefa Karahasan tutuklandı
0 notes
Text
Turgut Özal Üniversitesinde Ebeler Haftası Etkinliği Düzenlendi
Tumblr media
Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Ebeler: Yaşamsal Bir İklimin Çözümü” adlı konferansta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner konuşmacı olarak yer aldı. Konferansa Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, üniversite genel sekreteri Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel, Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay, akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı. Programda konuşma yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay konuşmasında Ebelik bölümünün üniversitemizin misyonuna uygun olarak, dünyadaki gelişmeleri iyi tanıyan, bilim ve sanatı birleştiren, bilimsel ve etik değerler üzerine temellenmiş profesyonel bir disiplin olarak, 2023-2024 Güz Döneminde eğitim hayatına başlayarak fakültemiz sağlık meslekleri içerisinde yerini aldığını belirtti. Karakayalı sözlerine şöyle devam etti: “Ebeliğin bilgi, beceri ve uygulama yönüyle, kadim bir meslek olduğu, kendine has bilgi, beceri birikiminin olduğu, ebe liderlerle bu bilgi, beceri ve uygulamanın gelecek nesillere aktarılması ve ebenin anne, kadın, yenidoğan ve toplum sağlığını iyileştirmedeki gücünün etkisi önemli olmuştur. UNESCO tarafından Ebelik mesleği kanıta dayalı ve kültürel boyutları olup, yaşayan, korunan ve geleceğe aktarılan kültürel miras değerler olarak görülmüştür. Mesleğimizle ilgili bir değer gelişme ise 2023 yılında ÖSYM tarafından düzenlenen YKS ve AYT sınavının ardından başlayan tercih sürecinde istatistiklere göre 4 yıllık eğitim veren ve binin üzerinde kontenjanı bulunan bölümler arasında, adaylar tarafından en çok tercih edilen ve en gözde bölümün ebelik olduğu görülmüştür. Ebelik bölümlerine her bir kontenjan için tam 36 aday başvurmuştur. Bu popülerliğin dünyada en eski ve ilk kadın mesleği olma özelliği ve istihdam olanaklarının gelişmiş olmasından kaynaklandığını ifade etmek isterim. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası alanda ebelik hizmetlerinin 2030 yılına kadar tüm kesimlere ulaştırılmasına yönelik politikalar geliştirilmesinin altını çizmektedir. Birleşmiş Milletler 2024 yılında 8 Mart Dünya kadınlar günü temasını “Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın” olarak belirlemiştir. Ebelerin kadınla birlikte olma özelliğinden yola çıkarsak, Ebelere yapılan yatırım doğrudan kadına ve topluma yapılan bir hizmettir. Çünkü kadınları eğitmek, yatırım yapmak toplumun temelini eğitmek anlamına gelmektedir.” Etkinlik kapsamında konuşma yapan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel şunları ifade etti: “Tarihinin en eski mesleklerinden biri olan ebelik sağlıklı birey, sağlıklı aile ve toplum oluşmasında çok önemli bir yere sahiptir. Bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı olmaları, doğumda bir annenin acısını dindirmeleri ve aileye istek ve özlemle beklenen bir bireyin katılımını sağlamaları ebelerin toplum içinde saygın bir yer edinmesine neden olurken bu kutsal görevleri onların insanlarla derin bağlar kurmasına vesile olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, ebeyi; gebelik sırasında doğumda ve doğumdan sonra gerekli bakım ve danışmanlığı sağlamak, normal doğumları kendi sorumluluğunda yaptırmak, yeni doğanın bakımını, aile planlaması danışmanlığı yapmak üzere eğitilmiş kişi olarak tanımlar. Ebelik doğum öncesi ve sonrası annelere büyük destek veren ve onları huzura kavuşturan, rahatlatan; daha bilinçli doğuma vesile olan ve bu süreci her yönüyle titizlikle takip eden, bilgi birikim ve becerileri de anne ve bebeğe uygulayan bir meslek dalıdır. Türkiye'de ebelik eğitiminde dünya standartların yakalamış, hatta bazı alanlarda geçmiş durumdadır. Son yıllarda anne ve bebek ölüm oranlarının büyük bir hızla düşmesinde ebelerimizin rolü oldukça büyüktür. Normal doğumun bebek sağlığı açısından sezeryan doğuma göre ciddi katkıları olduğunun bilimsel yöntemlerle kanıtlanmıştır Bu duygu ve düşüncelerle mesleklerinin kutsallığına inanarak büyük bir sevgiyle insanımıza hizmet eden, gece gündüz demeden özveriyle görev yapan tüm ebelerimizin ve Ebelik bölümünde eğitimlerini sürdüren öğrencilerimizin Ebeler Haftasını bir kez daha kutluyor, sağlıklı anne ve çocuklar yetiştirmeleri içinde eğitim hayatları boyunca ve sonrasında da kendilerine kolaylık ve başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.” Programda konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz şunları ifade etti: “Eskişehir Osmangazi Üniversitesinden gelerek aramıza katılan ve bugünün anlam ve önemine binaen çok güzel bir söyleşi gerçekleştireceğine inandığımız kıymetli hocamız, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesinin ilgili ana bilim dallarının, ilgili bölümlerinin çok kıymetli öğretim elamanları, çok kıymetli gençlerimiz, öğrencilerimiz hepinizin 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve aynı zamanda 5 Mayıs Dünya Ebeler gününü kutluyorum. Bu programa katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ebelik konusuyla ilgili olarak benden önceki konuşmacılar zaten ebeliğin insan hayatındaki anne çocuk sağlığındaki önemini detaylıca izah ettiler, bizler de bunun çok detayına girmeyelim ama Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak da nitelikli eğitim öğretim faaliyetinde bulunarak siz çok değerli öğrencilerimizin meslek hayatınıza daha nitelikli birer birey olarak adım atmanız için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl daha ilk öğrencilerimizi almış olduk önümüzde yaklaşık üç yıllık bir süreç var, bu süre içerisinde gerekli nitelikli eğitimi alacağınıza inanıyoruz. Biz her türlü desteği tabi kamu kaynaklarını kullanarak yapıyoruz. Bu konuda eksiklerimiz olabilir çünkü yeni bir üniversiteyiz hem fiziki hem de diğer açılardan bazı eksiklerimiz olabilir ama samimiyet ve gayretle bu işin içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim.” Anadolu Ebeler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner Uluslararası Ebeler Konfederasyonu (ICM) tarafından 2024 teması olarak belirlenen "Ebeler: Önemli Bir İklim Çözümüdür" adlı sunumunu gerçekleştirdi. Bu kapsamda Sayıner şunları ifade etti: “ Dünyada iklim krizinin yakıcı etkileri artık iyice hissedilirken, bu krizden en çok etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Kadınla erkek arasındaki eşitsizliklerin sonucu olan kadınların eğitim düzeyinin düşüklüğü, kadınların üzerindeki bakım yükü vb. birçok sebep ekolojik felaketlerden erkeklere göre daha fazla etkilenmesine yol açmaktadır. Araştırmalar, iklim krizine bağlı doğal afetlerde, kadınların ve çocukların ölüm riskinin erkeklere göre 14 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine iklimle ilgili afetler nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80'inin kadın ve kız çocukları olduğu ve daha fazla şiddete maruz kaldıkları bilinmektedir. Susuz alanlarda yaşayan topluluklarda uzak diyarlardaki su kaynaklarından su taşıma ve eve bakma da kadınların ve kız çocuklarının görevi olarak değerlendirilmektedir.” İklim değişikliğinin üreme sağlığı üzerine etkisine değinen ve ebelerin kadın sağlığını sürdürmedeki önemine dikkat çeken Sayıner şunları aktardı: “Kadınlar, menstruasyon, gebelik ve doğum sonrası dönemde artan beslenme ihtiyaçları nedeniyle iklim değişikliği kaynaklı gıda yetersizliğine/güvensizliğine karşı hassastır. İklim değişikliği aynı zamanda göçler nedeni ile erken yaşta yapılan evliliklere ve kadınlar arasında cinsiyete dayalı şiddet sorununa yol açmaktadır. Ayrıca ilerleyen yıllarda iklim değişikliği menopoz üzerinde de etkili olmaktadır. Buna bağlı olarak kardiyovasküler hastalık insidansında artış, kemik kütlesi kaybı ve bilişsel bozulma meydana gelebilir. Tüm bu olumsuzlukların verdiği hasarın ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi için iklim krizleri sırasında ebeler, kadınlara güvenli, saygılı ve kaliteli bakım sağlamak için uyum sağlayabilir. Ebe bakımının sürekliliği anne sağlığı sonuçlarını iyileştirir ve daha fazla bebeğin canlı ve zamanında doğmasını sağlar.”   Read the full article
0 notes
hasanakbal19 · 2 months
Text
14 Nisan 2024 Tarihli ve 32517 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ  YÖNETMELİKLER  –– Atatürk Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik –– Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik İLÂN BÖLÜMÜ  a – Artırma, Eksiltme ve İhale İlânı b – Çeşitli İlânlar – T.C. Merkez…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 months
Text
14 Nisan 2024 Tarihli ve 32517 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ  YÖNETMELİKLER  –– Atatürk Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik –– Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik İLÂN BÖLÜMÜ  a – Artırma, Eksiltme ve İhale İlânı b – Çeşitli İlânlar – T.C. Merkez…
View On WordPress
0 notes
karaca2508-blog · 2 months
Text
Yüksek topuklu ayakkabı meselesi: İşyerinde olan her kaza 'iş kazası' mı?
Tumblr media
Mevzuat kapsamında bir kıyafet yönetmeliği var olduğuna dikkat çeken uzmanlar, orada ‘sandalet giyilmez’ denildiği, topuklu ayakkabıyla ilgili herhangi bir hükmün olmadığını söylüyor.
Yüksek topuklu ayakkabı ile işyerinde olan her kaza 'iş kazası' mı
Kadınların topuğu kaç santimetre olursa olsun topuklu ayakkabı ile iş yerinde, iş saatleri içerisinde herhangi bir kaza yaşadığında bunun ‘iş kazası’ olarak tanımlandığını kaydeden İSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “İş yerinde herhangi bir nedenle, herhangi bir şekilde kaza geçirirseniz, bu iş kazasıdır.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, iş yerinde topuklu ayakkabı ile düşme, yaralanma gibi durumların iş kazası olarak sayılıp sayılmayacağı konusunu değerlendirdi.
Tumblr media
“İş yerinde olması, onun iş kazası olmasına delalettir…” Bazı kuruluşların kendilerine göre belirledikleri kıyafet yönetmelikleri bulunduğu konusuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “İş kazası tanımı 2 tane kanunda geçer. Bizim mevzuatımız kapsamında bir tanesi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, diğeri de 5510 sayılı SGK kanunu. Uzun bir ismi var ama kısaca olsun diye söyledim. Burada ikisi de şöyle başlar; ‘iş yerinde olan ve işin yürütümü nedeniyle olanlar’ der. SGK kanunu bunu biraz daha detaylandırır ama iş yerinde olması, onun iş kazası olmasına delalettir, başka bir şey aramaya gerek yoktur.” dedi. “Topuklu ayakkabıyla ilgili herhangi bir hüküm yok” Topuklu ayakkabının kıyafet yönetmeliğine uygun olup olmadığı konusuna da açıklık getiren Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Mevzuat kapsamında bir kıyafet yönetmeliği var. Orada sandalet giyilmez diyor. Topuklu ayakkabıyla ilgili herhangi bir hüküm yok. Ancak tabii bazı işlerde prezantabl gözüksün diye biraz topuklu ayakkabı giyilmesi tercih sebebi olabiliyor. Tabii işin iş sağlığı, beden sağlığı, ortopedik açısından baktığınızda başka sorunlara yol açabilir.” diye bilgi verdi. Yüksek topuklu ayakkabı ile işyerinde olan bir kaza ‘iş kazası’ mıdır? Yüksek topuklu ayakkabı ile işyerinde olan bir kazanın ‘iş kazası’ olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Benim de bilirkişilik yaptığım bir davada asansöre binerken, koşarak asansöre yetişmek için kayan, ayağını kıran bir kişinin tazminatıyla ilgili durum vardı. İş yerinde olduğu sürece bu tip şeyler risk doğurur, risk doğurduğu için de iş kazasıdır. Dolayısıyla bununla ilgili riskleri bertaraf etmek lazım, buradaki sıkıntı topuklu ayakkabıdan ziyade topuğun yüksekliği olabilir.” dedi. “Uçları sivri olan topuklar iş kazası riskini arttırıyor” Erkeklerin de günlük hayatta 2-5.5 santim topuklu ayakkabılar giydiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Bunlar ortopedik ayak sağlığı için de iyi ama topuk yükseldikçe işin riski artıyor. Bir risk değerlendirmesi yapmak gerekebiliyor. Yani 3.5- 4 santimetreyi geçmeyen topuklar… Problem yaratmayacak topluluklar… Uçları sivri olan topuklar iş kazası riskini arttırıyor.” şeklinde konuştu. “İşyerinde kaymayan zemin olması gerekir, topuklu ayakkabı giyilebilir” Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, kadınların topuğu kaç santimetre olursa olsun topuklu ayakkabı ile iş yerinde, iş saatleri içerisinde herhangi bir kaza yaşadığında bunun iş kazası olarak tanımlandığını kaydederek, “İş yerinde herhangi bir nedenle, herhangi bir şekilde kaza geçirirseniz, bu iş kazasıdır. Bunun nedeni topuklu ayakkabıysa topuklu ayakkabıdır. Topuklu ayakkabı buna daha fazla risk yaratır, ihtimal sayısını arttırır. Dolayısıyla biz onunla ilgili iş değerlendirmesi yaptığımızda, bir kaymayan zemin olması gerekir ki topuklu ayakkabı giyilebilir. Genelde gördüğümüz ortamlar, otelden örnek vereyim, yerler pırıl pırıl, cilalanmış mermerler oluyor. Burada zaten kaygan bir zemin var, bir de topuklu ayakkabı giyince risk artıyor. Dolayısıyla topuklu ayakkabı giymeyen biri de kayıp düşer, ayağını kırarsa bu da iş kazasıdır ama topuklu ayakkabı giymek bu riski önemli ölçüde arttırır.” dedi. “İş yerinde olan her kaza iş kazasıdır” Bir iş yerinin topuklu ayakkabı giymenin sınırını koyabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “5-6 santimi geçmesin denebilir. Çünkü iş sağlığı güvenliği açısından risk doğurur. Biz bazı iş yerlerinde çalışırken çalışanlara iş güvenliğiyle ilgili kişisel kullanıcı donanım bazında ayakkabı veriyoruz. Örneğin inşaatta çelik burun ayakkabı giyilir, elektrikçi ise 6 kalın izolasyonlu elektriği geçirmeyen ayakkabı verilir. Şimdi normal bir resepsiyoniste veya spikere topuklu ayakkabı giy deniliyorsa bunun riskini ölçmek, değerlendirmek gerekir. Eğer yerimiz kaygan değilse, düşme ihtimali biraz azsa, belki 6 santim, 7 santim olabilir. Yönetmeliklerde, kaza riski azaltılmış olur. Yoksa iş yerinde olan her kaza iş kazasıdır.” Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 9 hours
Text
  Uluslararası Tarım, Çevre ve Sağlık Kongresi “Yeşil” Bursa’da gerçekleşti
https://pazaryerigundem.com/haber/174884/uluslararasi-tarim-cevre-ve-saglik-kongresi-yesil-bursada-gerceklesti/
  Uluslararası Tarım, Çevre ve Sağlık Kongresi “Yeşil” Bursa’da gerçekleşti
Tumblr media
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) ortaklığında düzenlenen “7. Uluslararası Tarım Çevre ve Sağlık Kongresi” sona erdi. Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda bilim insanın katıldığı kongre, 30 Mayıs-1 Haziran 2024 tarihleri arasında BTÜ’nün ev sahipliğinde gerçekleşti.
BURSA (İGFA) – BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesinde gerçekleştirilen kongreye; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve Tarım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Aydın Saldız, TÜBİTAK Bursa Test ve Analiz Merkezi (BÜTAL) Müdürü Sedat Aktaş, kurum müdürleri, fakülte dekanları, kongrenin başkanları BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Perihan Binnur Kurt Karakuş, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Cafer Turgut ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Serdal Öğüt, öğretim üyeleri, araştırmacılar, sivil toplum kuruluşlarının ve sponsor firma temsilcileri ile birlikte çok sayıda öğrenci katıldı.
Tumblr media
“MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMALAR YAPMAK ÖNEM KAZANDI”
Kongre Düzenleme Kurulu adına açılış konuşmasını yapan BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Perihan Binnur Kurt Karakuş multidisipliner çalışmaların bilimsel alanda gün geçtikçe daha fazla önem kazandığına işaret etti. Kurt Karakuş, 2018 yılında başlayan kongre geleneğinin bir parçası olan 7. Uluslararası Tarım, Çevre ve Sağlık Kongresi’nin her yıl Adnan Menderes Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nin himayelerinde düzenlendiğini bildirdiği konuşmasında “Tarımsal faaliyetler, çevresel dinamikler ve insan sağlığı sonuçları arasındaki bağlantıları keşfederek hem insanların hem de gezegenin refahını destekleyen bütünsel çözümler arayacağız. İster araştırma ister geliştirme olsun, kendi başımıza ne kadar başarırsak başaralım, bu bilgi dünyasında asla yeterli olmuyor. Dolayısıyla bu kongrenin odak noktası fikir alışverişi olup, bu alışverişe katılarak kongreden faydalanabilecek tüm tarafların kendi alanlarındaki faaliyetlerin yönetiminde uygulayabilmeleri umulmaktadır” dedi. Kurt Karakuş, başta Rektör Çağlar olmak üzere kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve konferansın davetli konuşmacıları Örobro Üniversitesi’nden Prof. Heidi Fiedler, Lancaster University öğretim uyesi Prof. Hao Zhang  ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Nabi Alper’e teşekkür etti.
“TARIM, ÇEVRE VE SAĞLIK, İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP ÜÇ TEMEL UNSURDUR”
Kongrenin; tarım, çevre ve sağlık konularını bir bütün olarak değerlendirmesi, güncel araştırmaları tartışması ile disiplinler arası çalışmalara olanak vermesi ülkemize ve dünyaya büyük katkı sağlayacağını söyleyen Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar” Tarım, çevre ve sağlık konuları, insanlığın geleceği için hayati öneme sahip üç temel unsurdur. Bu alanlarda yapılan çalışmalar, sadece günümüz yaşam kalitesini artırmakla kalmayıp gelecek nesillerin de sürdürülebilir ve sağlıklı bir dünyada yaşamalarını sağlaması adına büyük bir önem taşımaktadır. Çevre bilincinin artırılması ve çevresel politikaların güçlendirilmesi, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir. Sağlık alanında ise, tarım ve çevre ile doğrudan bağlantılı olarak birçok fırsat ve zorluk bulunmaktadır. Beslenme alışkanlıklarımızdan, yaşadığımız çevrenin kalitesine kadar pek çok faktör, sağlığımız üzerinde etki göstermektedir. Dolayısıyla, tarım ve çevre alanındaki iyileştirmeler, genel sağlık standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunacaktır. COVID-19 pandemisi, tarım, çevre ve sağlık arasındaki kritik bağlantıları gözler önüne sermiştir. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, gıda güvenliğini sağlamak ve ekosistemleri korumak için elzemdir. Bu da insan sağlığını koruyup desteklemektedir. Sürdürülebilir tarım, çevre koruma ve halk sağlığı politikalarının entegrasyonu, gelecekteki pandemilere karşı dayanıklılık oluşturmak için gereklidir. Kongremiz; bu üç önemli alanın sorunlarına yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmek adına, bilim insanları, uzmanlar ve sektör temsilcilerine bilgi paylaşımı ve iş birliği ortamı sağlamaktadır. Kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen hocalarımıza ve organizasyon ekibine teşekkür ediyor, tüm katılımcılarımızın verimli ve başarılı bir kongre geçirmelerini diliyorum” dedi.
 Açılış konuşmaların ardından başlayan kongre, üç gün boyunca, 3 ayrı salonda sürdü. Yüz yüze ve çevrimiçi gerçekleşen oturumlarda, 320 adet bildiri sunuldu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
elazigsurmanset · 2 months
Text
Türkiye’de 2022 yılında 250 bin Kişiye Kanser Tanısı Kondu..
Tumblr media
Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kamer’den Kanser Haftası açıklamasında, 2022 yılında Türkiye’de 250 bin kişiye kanser tanısı konduğunu söyledi. Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve EÜ Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Bölümü Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Serra Kamer, 1-7 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kanser Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Kanser, kalp ve damar hastalıklarından sonra en önemli ölüm sebebi
Prof. Dr. Kamer, kanserin dünyada ve ülkemizde hastalığa bağlı ölümler arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir sağlık problemi olduğunu söyledi. Ülkemizde her yıl 1-7 Nisan tarihleri arasında kamuoyunun kanser ile ilgili bilgilendirilmesi amacıyla pek çok farkındalık ve bilinçlendirme faaliyeti gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Kamer, Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de bir yandan hastalığın tanı ve tedavisine yönelik bölgede önemli rol üstlenirken bir yandan da bilimsel projelerle literatüre ve klinik araştırmalara öncülük ettiğini vurguladı.
Kanserin oluşumunda çevresel faktörler ön planda
Kanserin oluşumunda çevresel faktörlerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kamer, kanserlerin yüzde 90’ının çevresel, yüzde 10’unun ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğini söyledi. Tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu veya obez olma ve kansere sebep olan enfeksiyonlara maruziyet gibi çevresel faktörlerin engellenmesi veya aşılama yolu ile günümüzde görülen kanserlerin yüzde 30 ila yüzde 50 oranında önlenebileceğini kaydeden Prof. Dr. Kamer, beslenme ve çevresel etmenlerin normal hücrelerin kanserli hücreye dönüşümünde en çok suçlanan sebeplerden biri olduğunu da sözlerine ekledi.
Kanser tedavisinde hasta uyumu çok önemli
Kemoterapi ve radyoterapi tedavileri alan hastaların hekimlerinin önerilerini takip etmeleri, enfeksiyonlara yatkınlıkları nedeni ile sosyal yaşantılarına ve beslenme düzenlerine dikkat etmeleri çok önemlidir diyen Prof. Dr. Kamer, “Hastalarımızın tedaviye uyumu ve doktorlarıyla iletişimleri, tedavinin başarısında büyük rol oynar” dedi.
Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi bölgeye öncülük ediyor
GLOBACAN verilerine göre Türkiye’de 2022 yılında yeni tanı alan hasta sayısının 250 bin kişi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kamer, bölgede kanser araştırma merkezi olarak yapılandırılmış ilk ve tek merkez olan Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, kanser kaydı ile hastalık yaygınlık ve risk oranlarını güncel olarak takip ettiğini söyledi. Aynı zamanda Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tanı ve tedavi sürecinde hasta ve hasta yakınlarına danışmanlık hizmeti verildiğini de belirten Prof. Dr. Kamer, merkezin pek çok bilimsel araştırma yürütmesinin yanı sıra, her yıl düzenli olarak bilimsel toplantılar düzenlediğini ve erken tanı ve kamunun bilinçlendirilmesi amacı ile çok aktif Farkındalık Etkinlikleri yaptığını da sözlerine ekledi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes