Tumgik
#yeni il el isleri
yeniemlak · 5 years
Photo
Tumblr media
Satılır 80000 AZN Həyət evi / Villa 6 otaq 90 m2 3 sot 2 Mərtəbəli Kupçalı Sabuncu rayonu., Mestaga qesebesi Savalan yasayis massivi ., Araz marketin yaxinligi 3 sotun icerisinde 2mertebeli tikilidir. Cox gozel proyekti var., 4 otaq , 1WC. Yuxarida 1WC , 2otaq metbex awagida yelewir. Evin ikinci mertebesinde yawayiw var ve temirlidir, birinci mertebesinin ise podmoyak suvagi, santexnika isleri gorulub. Hamam isti poldur. Ev yeni tikilmis mektebin yaninda yerlewir , 139 nomreli avtobus duz yanindan kecir. Yolu asvaltdi el veriwli yerdedir. Qazi, suyu, iwigi daimidir. Evde konbi sistemi ile techiz olunub. 📲 0558314010 (Ətraflı məlumat bu nömrə ilə əlaqə saxlayın) Elan no 799721 (Elanın linki üçün Directə yazın) Ətraflı ➡ https://yeniemlak.az/elan/799721 @yeniemlak.az #satilir #heyetevi #villa #bina #inşaat #tecili #yeni #emlak #dasinmaz #gayrimenkul #elan #house #bakı #azerbaycan #baku #azerbaijan #aztagram #instagram #realestate #forsale #property #apartment #ads #realty #вилла #Недвижимость #продажа #instahome #instagood #Азербайджан https://www.instagram.com/p/B1qvCSHgZd-/?igshid=virjjmrcg7gx
0 notes
Text
Başkan Kocamaz, “Bu İşleri Yapabilmek Vizyon Ve Cesaret İşi”
Gülnar Haberleri Yeni Bir Haber Yayınladı... https://www.gulnarhaberleri.net/baskan-kocamaz-%c2%93bu-isleri-yapabilmek-vizyon-ve-cesaret-isi%c2%94/
Başkan Kocamaz, “Bu İşleri Yapabilmek Vizyon Ve Cesaret İşi”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, hizmet serüvenini yeni açılışlarla taçlandırmaya devam ediyor. MESKİ tarafından yapımı tamamlanan, Mersin’in denizini ve sahillerini koruyacak Mezitli Atıksu Arıtma Tesisi’nin hizmet bilgilendirme toplantısını gerçekleştiren Başkan Kocamaz, akabinde Eşref Armağan Engelsiz Parkı’nın açılışını yaptı.
Açılışa, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın yanı sıra, Demokrat Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayfer Yılmaz, İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, İYİ Parti Mezitli Belediye Başkan Adayı Mert Caner, İYİ Parti Mezitli İlçe Başkanı Emine Hilal Keyvan ve vatandaşlar katıldı.
Başkan Kocamaz, “Çevreye duyarlı bir belediyecilik anlayışını kendimize şiar edindik”
Hayata geçirdikleri projelerle çevreci belediyecilik anlamında örnek teşkil ettiklerini, Mersin’i sahili ve denizi ile gelecek nesillere en temiz şekilde bırakmak istediklerini ifade ederek konuşmasına başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Göreve geldiğimizden bu yana sahil kenti olarak bütün yerleşim birimlerinde arıtma tesislerini bir an evvel hayata geçirmek için yoğun bir gayret gösterdik.  Çünkü bizim amacımız 321 kilometrelik sahilimizde her noktadan insanların denize girmesini sağlayabilmekti. Bu konuda Anamur, Bozyazı altyapı ve arıtma tesisleri tamamlandı. Aydıncık’ta yer problemimiz var ama tam çözüldüğü anda tasarruf tedbirleri gündeme geldi. Aynı şekilde Taşucu da aynı sorunu yaşıyor ama bu tarafa geldikçe arıtma tesislerinin kapasitelerini büyüttük. Mut’ta arıtma tesisini tamamlayıp hizmete sunduk. Şu anda Çamlıyayla ve Gülnar’da problemimiz var ama onlar da planlı programlı bir şekilde tamamlanacak” dedi.
“Altyapı bizim en öncelikli işimiz”
Sağlam bir kent inşa edebilmek için altyapıya öncelik verilmesi gerektiğini bildiklerini ve bu uğurda mücadele ettiklerini sözlerine ekleyen Başkan Kocamaz, “Altyapı bizim en öncelikli işimiz. Altyapıyı tamamlamadan üste yaptığınız hizmetlerin çok fazla bir anlamı yok. Bizler çevreye duyarlı bir belediyecilik anlayışını kendimize şiar edinmişiz. Bizim sorumluluklarımız var. Mademki bu halk bizi göreve getirmiş. Bizim olaya çok ciddi bakmamız ve bizden sonraki nesillere bu kentleri daha iyi noktalarda teslim etme mecburiyetimiz var. Biz Tarsus’ta bunu başardık. Tarsus, altyapısı Türkiye’de bir numaralı olan bir yer oldu. Hedefimiz tüm Mersin’i aynı noktaya getirmek” ifadelerine yer verdi.
Belediye başkanlığının vizyon ve cesaret gerektirdiğini sözlerine ekleyen Başkan Kocamaz, “Belediyecilik yapabilmek için ortaya bir irade koymak vizyon işi, cesaret işi ve bu kente olan bir aşk meselesi. Onun için ben her zaman söylüyorum, belediyecilik çok zor ve vebali ağır olan bir görev. Bu işi sevmeyen belediye başkanlığı yapmasın. 1 milyon 800 bin kişinin vebalini omuzlarında hissettiğiniz zaman o mücadeleyi daha ciddi ele alırsınız. Problemleri çözmek için kendinizi sorumlu hissedersiniz. Allah’a çok şükür 25 yıllık belediye başkanlığı dönemimizde en çok bu işlere önem verdik. İnşallah bu tesislerin sayısı her geçen gün artacak. Daha yapacak çok işimiz var. Arıtma tesisimizin ve parkımızın tüm insanlığa hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
Mezitli Atıksu Arıtma Tesisi Tanıtıldı
Mezitli, Davultepe, Tece, Kuyuluk, Bozön ve Çiftlikköy yerleşiminin küçük bir kısmının atıksuyu, Mezitli Evsel Atıksu Arıtma Tesisi’ne iletilecek. Söz konusu yerleşim yerlerinin atıksuları, Davultepe ve Viranşehir olmak üzere iki ayrı terfi istasyonu vasıtası ile arıtma tesisi sahasına iletilecek. Arıtılmış atıksu deşarjı, mevcut ve çalışır halde olan derin deniz deşarjı hattı ile cazibeli olarak gerçekleşecek.
Tesis, biyolojik azot giderimi ve çamur arıtımı esasına dayanacak. Çamurun arıtılması sırasında ortaya çıkan biyogaz ile elektrik enerjisi üretilecek ve bu enerji ile tesisin elektrik enerjisi karşılanacak.
Tesis, ilk aşamada 384 bin nüfusa hizmet edecek. Gerektiğinde kapasite 550 bin nüfusa hizmet edecek şekilde genişletilecek.
Tesis, ilki 2035, diğeri ise 2050 yılları nihai kapasitelerine hizmet edecek şekilde iki kademeli olarak planlandı. Atıksu içindeki karbon, azot ve fosfor arıtımını yapmak üzere tasarlandı. Dünyadaki sayılı tesislerden biri olma özelliğini taşıyan tesis, dünyanın en ileri arıtma teknolojisi kullanılarak ve tam otomatik olarak planlandı. Çevreye koku ve ses yaymayan, patlamaya karşı her türlü güvenlik önleminin alındığı tesis, Avrupa Birliği Standartlarına uyum sağlıyor.
Büyükşehir’den Mersin’e Bir Armağan; Eşref Armağan Engelsiz Parkı
Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırırken, aynı zamanda sosyalleşmelerini sağlayacak projeleri ile Mersin’de yaşayan engellilerin hayatını renklendiren Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, yeni hizmeti ile engelli bireylerden ve ailelerinden tam not aldı.
Dünyaca ünlü görme engelli sanatçı Eşref Armağan anısına yapılan ve Davultepe’de yer alan ‘Eşref Armağan Engelsiz Park’ı engelli bireylerin hizmetine açıldı. 1978 metrekare alan üzerine inşa edilen, 1098 metrekare yeşil alana sahip parkta engelli bireylerin oyun oynayabileceği şekilde dizayn edilen oyun grubu yer alıyor. Engelli fitness grubunun da yer aldığı parkta engelli bireyler keyifle spor yaparken, eğlenceli vakit geçirebiliyor.
0 notes
kentdenizlicom-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
KentDenizli.com sizler için yeni bir haber hazırladı: https://www.kentdenizli.com/diyanet-isleri-baskani-denizlide.html
Diyanet İşleri Başkanı Denizlide
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, doğru dini bilgiler verilmesinin çok önemli olduğunu kaydederek, “Doğru dini bilgiyi ulaştırmazsak dini istismar eden bir takım yapılar ortaya çıkıyor. Hatta o yapılar gün geliyor terör örgütüne dönüşüyor. FETÖ’sü, DEAŞ’ı, Boko Haram’ı, El-Şebab’ı hepsi bunların planlı, programlı ve İslamofobi’nin altını desteklemek için kurulmuş örgütler ve yapılardır bunlar” dedi.
Denizli Dini Yüksek İhtisas Merkezi ve Nihat Zeybekci Uygulama Camii’nin temeli Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katıldığı törenle atıldı. Merkezefendi ilçesinde gerçekleştirilen törene Vali Hasan Karahan, Diyanet İşleri Başkanlığı bürokratları, belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı. Cami ve uygulama merkezinden oluşacak binanın yaklaşık 2,5 yılda bitirilmesi bekleniyor.
Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, doğru dini bilginin önemine dikkat çekti. Dini kullanan ve istismar eden bir takım yapı ve terör örgütlerinin İslamofobi’yi arttırdığına dikkat çeken Görmez, “Eğer biz doğru dini bilgi ile gençlerimizi tanıştırmazsak, doğru dini bilgiyi onlara ulaştırmazsak işte dini istismar eden bir takım yapılar ortaya çıkıyor. Hatta o yapılar gün geliyor terör örgütüne dönüşüyor. Görüyorsunuz, terör örgütlerinde başında dini olan, dini istismar eden terör örgütlerinden neler çektiğimizi görüyorsunuz. FETÖ’sü, DEAŞ’ı, Boko Haram’ı, El-Şebab’ı hepsi bunların planlı, programlı ve Müslümanlığı kötü göstermek, bir şekilde insanları İslam’dan uzaklaştırmak, İslamofobi’nin, yani İslam korkusunun altını desteklemek, ona zemin hazırlamak için kurulmuş örgütler ve yapılardır bunlar. Artık bunu görelim, 15 Temmuz’da başımıza kurşunlar yağdıran, uçaklardan kurşunlar atarak buraya gelmediler mi? DEAŞ diye bir örgüt çıkardılar, ne kadar İslam düşmanı devlet varsa silahlarını gönderiyorlar, onlar da kendilerini İslam devleti olarak lanse ediyorlar. Halbuki İslam’dan insanları uzaklaştırmak için, korkutmak için, ‘İslam bu ise benden uzak olsun’ diyen insanların sayısını artırmak için kurulmuş örgütlerdir bunlar” dedi.
“BÜTÜN EKİBİMİZ İLE SİZLERDEN DESTEK BEKLİYORUZ”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dini istismar eden yapılara karşı yürüttükleri mücadeleden bahseden Erbaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun için milletimiz bu konuda uyanıyor. Bizde bütün ülkemizi ve milletimizi ekipler kurarak dolaşıyoruz, kitaplar dağıtarak, konferanslar vererek dini istismar eden bu yapıları insanımıza tanıtmaya çalışıyoruz. Ayrıca insanımızı onlardan korumaya çalışıyoruz. Bu noktada dualarınızı bekliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün ekibimiz ile sizlerden destek bekliyoruz. Hem dua hem de doğru dini bilgiyi almak noktasında çocuklarınızı da ilahiyat fakültelerine, doğru dini bilgiyi veren müesseselere ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde olan Kur’an-ı Kerim kurslarına yönlendirmenizi bekliyoruz.”
Törende daha sonra söz alan Bakan Zeybekci ise, camilerin çocuklar başta olmak üzere topluma daha fazla açılması gerektiğine dikkat çekti. Nadir de olsa bazı cami yaptırma ve koruma derneklerinin camilerden çocukları kovalama derneği haline dönüştüğüne işaret eden Bakan Zeybekci, “Belediye başkanı olduğumuz dönemdeki imamlarımız caminin içine hapsolup kalmasın diye ilk yaptığımız işlerden bir tanesi camilerin bahçe duvarlarını yıkmaktı. Öyle bir şey başlattık, çok da güzel oldu. Denizli’nin hemen hemen her yerindeki camilerinin etrafında duvar, bir de üstünde parmaklıklar var ya niye yapılır, ben hayret ederim ona. Kime karşı yapılır? Cami koruma derneklerimiz vardır. Allah razı olsun her birinin camilerimizin yapımında da büyük emekleri olmuştur. Ama sonra bazı yerlerde çok nadir de olsa cami yaptırma ve koruma derneklerimizin camilerden çocukları kovalama derneği haline dönüştüğünü görüyoruz. Cami bahçelerini açalım, duvarlarını kaldıralım. Çocuklarımız gelsinler o bahçede yaramazlık yapsınlar. Mahallerdeki bütün hanım kardeşlerimiz gelsinler caminin avlusunu park gibi kullansınlar, çocuklarını oralara getirsinler. İnşallah belediye başkanlarımızda bu hassasiyet ile camilerimizin avlularını açmaya devam ederler” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından inşaatın temeli Bakan Zeybekci, Erbaş ve protokol üyeleri tarafından atıldı.
0 notes
baladizagidi · 7 years
Text
Tapulular
Nerede muhalif bir konusma olsa sozun donup dolasacagi yer “halen daha bu millet bu adamlara oy veriyor”a gelip halkimizin “comar”ligi uzerinde anlasilir ve bir guzel alay edilir.
Aslinda alay edilmesi gereken bu muhabbetleri yapan “aydin” kiliklilardir. Halki tanimamanin verdigi bilgisizlik, “bu halk benim degerimi bilmiyor” kibriyle birlesince ortaya nice komik manzaralar cikiyor. Ustelik bu guluncluk saygi duydugum cogu taninmis yazarin kalemine de sirayet edince... 
“Kolonizator Dervis” tabirini hic duydunuz mu? Rahmetli Omer Lutfu Barkan’in lieraturumuze soktugu bu tanim aslinda cok muhimdir. Kitaplari artik sahaflarda bile zor bulundugu,yeni baskilarinin israrla yapilmadigi bu buyuk adam bence Anadolu’nun kimyasini cozmus bir adamdir. Hem de tarihsel olarak.
Kolonizator dervisler bizim bildigimiz tarIkat seyhleri. Fakat tarikatlar bugunku durumlarindan daha baskaydi,hatta alakasi bile yoktu simdikilerle.Haci Bektas mesela bir tarikat ehli.Naksiler de oyle ya da belki de Kadiriler de. Peki bunlar ne yaparlardi,sadece din birligi miydi bunlar?Hayir. Onlar ayni zamanda kolonizator dervislerdi.
Anadoluya yapilan Turkmen akinlari bildigimiz kadariyla bin yildan,ve buyuk ihtimalle daha eskilerden, beri olan bir olgu.Biz buraya hem gocer olarak geldik hem de Hoca Ahmet Yesevinin ogrencileriyle. Bu ogrenciler Anadolu’da “il tutunca” ilk is kendi tarikatlerindeki Muslumanlara toprak verdi. Yerel halki da Musluman yapti.Dikkat.Toprak vermeden bahsediyorum. Yine de bu araziler azinliktaydi.Mulk Padisahin has arazisiydi esasen. Ve ayni zamanda timarlara bolunmustu.Tabi ki padisahin gozetimi ve izni dahilinde.Bu dongu 19.yy’a kadar soyle boyle geldi.Bu arada bizim sair ve dusun adami olarak da bildigimiz kolonizator dervisler cevresinde muritler topraklayarak Anadolu’yu artik bizim yurdumuz haline getirmeye devam etti.Turkmenleri hep gocerlikten vazgecirip yerlestirmeye calisti.
Ama Mogol istilacilar,Hacli Seferleri,toprak kayiplari,ekonominin muhteviyatinin degismesi,surekli gocler bu topraklarin hep el degistirmesine neden oldu. Halk bu guvensiz ortamda surekli “cift bozdu”, topraklarindan kacti. Vergiden kurtulmak icin, in cin top oynayan yerlere koy yapti. Bugun bircok koyumuz gercekten de ne idugu belirsiz yerlerdedir. Uzaklarda,yukarlarda ve hep basik. Bunun nedeni kacmak. Vergiden,askerden,eskiyadan...
Osmani halki bu ust uste yigilmis goc kafileleriyle daha da karmasiklasti fakat Cumhuriyet bu duzene son verdi. Turkiye’nin bir bolumu haric neredeyse yuz senedir fiili bir savas durumunda olmadigini soyleyebiliriz.Sinirlari belirlidir.Ticaret ve sanayisi gelismistir. Yuz binlerce muhendisi, doktoru,hakimi savcisi,ogretmeni,terzisi, iscisi,vs yani gelismis toplumlardaki is kollarinin hemen hemen tamami vardir.Buyuk bir burjuva sinifi-isbirlikciligini susunu busunu bir kenara birakalim- borsasi, belirli ihrac kalemleri ve buyuyen bir ekonomisi vardir.
Yalniz bu son paragrafin kapsadigi alanlar ozellikle son otuz yilda palazlandi. Gercekten de Turkiye ekonomisi,yari somurge niteliklerini bir kenara birakin, bolgesinin en onemli ekonomik gucudur.Tamam,bu belki katma degeri yuksek urunler uretecek seviyeye gelmis bir altyapi degildir ama yine de isleyen buyuk bir ekonomi vardir.
Simdi,duralim.Bizim edebiyatimizda ve “bilim”imizde halen daha bir “koylu- sehirli- ayrimidir gider.Elli yil onceki sehire inmeye urken koylu kaldi mi artik sizce? Bitmedi. Peki o koylu bugun sehirden kopuk mu? Peki o koylu sehire goc edip yerlesmedi mi? Bitmedi, o koylu, aile kurup sehirdeki cocugu fen lisesine gitmedi mi? Peki onun bazi hemsehrileri taksi hatti kiralamayi basarip uc bes taksi isletmedi mi? O fen lisesine giden oglan universiteyi kazanip doktor olmadi mi? Yazlari ve tatillerde koyde kalan babaanneye gidilmedi mi? Yavas yavas o koylunun ayagina ANAP gitmedi mi? Peki o ailenin babasi bu partiye verdigi oy karsiligi diktigi gecekondunun tapusunu, elektrigini suyunu baglatmadi mi? O koylunun cocuklari buyuyup artik bir beyaz yakali olunca artik baba hanimiyla koyune tekrar yerlesip oranin da tapusunu alip baska bir ev daha dikmedi mi?
Baska bir aile, yuzune bakmayan devlet memurlarina hinc besledi.Sonra o koylu sehirde bir doner dukkani acinca isleri buyudu. Kardesiyle beraber hemsehri dernegine uye oldu ya da bir cemaate girdi(Turkiye’de sizce bu hemsehri dernekleri niye bu kadar yaygin?). O dernek AKP Il Baskanligindan bir davet aldi ve “sizin icinizdeki Hasan’i ucuncu siradan milletvekili adayi yapalim” dedi. Dernek ve hemsehriler-ya da cemaat- kabul etti. Hasan vekil oldu. Hasan bundan sonra Hasan Bey’di. Artik devleti elinde tutan AKP gucu sayesinde devlet dairesinde suratina bakilmayan koylumuz bu durumu Hasan Bey’e anlatinca parti devreye girdi ve koylu hurmet gordu. Saglik ocagina gittiginde hemsehrisnin oglu bashekim Murat hemen koylu amcasiyla ilgilendi,sira beklemeden tedavi etti. AKP iktidari ilerledikce toplumun her kesiminin oglunu kizini ise soktu,yetmedi bazilarini yurtdisina gonderdi. Tamam biraz torpille oldu ama koylulerimiz on yillardir ilk defa o “elit”lere bas egmiyordu artik. Artik onlarin cocugu da bir diplomaliydi. 
Koy ne oldu peki? Anlatayim. Koyde babaanne halen daha inek sagiyor,bahce capaliyor ve tatillerde cocuklarini bekliyor. Artik torunlari ve cocuklari is sahibiyken onun da paraya ihtiyaci yok ama olsun.Calismadan yapamaz. Koydeki yatirda yatan seyhlerine,ulularina artik neyse, gelen torunlari ve cocuklariyla gidilir,ziyaret edilir ve koyun disaridaki mutfaginda koz ateste kurban eti pisirilip yenilir. New York’da profesorluk yapan torunu yine de Cumra’daki koy evine, kosa kosa babaannesine gider. O kerpic ev,duruma gore yenilenip onarilsa da onarilmasa da New York’daki torun ya da Izmir’deki asker yine de babaannesinin o evine gider.
Ve Karadeniz’in yaylalarinda bugun belki de dunyanin hicbir yerinde olmayan yollar vardir. Yayladan yaylaya yol,sanirim bir tek bizde var. Bu yol manyakliginin nedeni de yukaridaki rituelin tamamlanmasi icindir. AKP iste bu yeni tapulular sinifinin kolonizator dervis silsilelerinin “bir parcasidir”. Karadenizli,elli sene once Istanbul’a gocmus aile bugun hem dukkan sahibi,hem koyde evi var hem Istanbul’da evi var. Rizeli ailenin kizi AKP il yonetiminde, oglu Aksaray Universitesi’nde Yr.Doc. Benim oylesine,simdi aklima gelen aile ornekleri AKP’nin tabanidir. Esas tabani. 
Bunlar bir yeni siniftir.Ne koylu ne sehirli ne de orta sinif. Ben tapulular deyip geciyorum cunku son yirmi senede halkimiz ulkeye “yerlesti”. Partiler bunun bir araci oldu sadece. Ozal, Demirel, Tayyip hepsi ama  hepsi bir kolonizator dervis gibi toprak dagitti. Halkimiz ilk defa kendini daha rahat hissediyor. Koydeki evinin yaninda saglik ocagi ve yol varken(ki bu ona yetiyor zaten) sehirde de isini goturuyor. Bu,toplumumuzda ilktir. Turk milleti burokrasiyi parti cavuslariyla yika yika asmistir. Bugunlerde artik yargi da Osmanli ve hatta daha oncesinden beri  ilk defa tam anlamiyla bu buyuk kutlenin denetimine girmistir.
Ara sira bazi muhalif liderler cikip “namuslu,temiz,yolsuzluk karsiti” falan oldugunu soyler. Laf. Kitle, bu durumlara gelmek icin bunlarin hepsini yapti. Bu kitle sadece alim satima ,kar zarar hesabina bakar. Kotu mu bu? Yoo,aksine cok rasyonel. Turk halki kesinlikle aptal degil. Bence cikari ve rahati nerde, gayet iyi biliyor.O kadar ki ben olene kadar calissam onun oglununki ya da kizininki gibi arabalara binip,onlarinki gibi bir ev sahibi olamayacagim. Sinifsal gercektir bu.
Diyelim ki,Ingiliz lordlari kendi topraklarinin bin yildir sahibi. Bu abartida gerceklik var. Cunku unvan demek,asalet demek o topraklarin sahibi olmak demek. Turk milleti kendi topragina ancak yirmi yilda yerlesmistir. Son ornek,koyde yeni yapilan villalar. Ne zaman bizim koye gitsem Ingiliz Lordu-Nenemin evi karsilastirmasini yaparim. Bin yilda olusmus asalet ve gelenekler ve biz Anadolu halkinin daha yeni “yerlesmesi”. Aradaki ucuruma bakar misiniz? Benim koyum AKP’li. Akrabalarimdan cok AKP”li var.Siyaset yuzunden  birbiriyle kus olan akrabalarim var benim. Bu da koyumun Ege’de bulunmasi,yani metayla-kapitalizmle  ilk defa tanisan yorelerden birinde olmasindan oturu. Yoksa icerilerde bir yer olsak ,tartisma da olmaz hepimiz AKPli olup gecinip giderdik. Tekrar pahasina soyleyeyim,iste bu da sinifsal bir gercektir.
Bu halk gercegini bilimsel bir bicimde tartisip ona gore tahlillerde bulunmak bence daha yararli olacaktir. 
0 notes