Tumgik
thefutureslimm-blog · 6 years
Text
2015
Herşeyin başlangıcı olduğu hayatımdaki en lanetli sene olabilir. Ya da hayatımın dönüm noktası olarak da adlandırılabilir bilmiyorum..
Her neyse hikaye şöyle;
Orta okulda kilosuyla alay edilen, bu konuda zorbalığa uğrayan çocuklardandım ben. Sesim güzeldi ve okulumuzda her sene sonunda okulların kapanacağı zamanlarda bir yıl sonu gösterisi oluyordu ufak çaplı ve şarkılar söyleniyor, dans kareografileri yapılıyordu. Önceki yıllarda kilom sayesinde düşük olan özgüvenim yüzünden seçmelere katılma cesareti gösterememiştim. Ama bu sefer orta okulda son senemdi ve annemin ısrarlarıyla seçmelere katılmıştım ve seçmeleri yapan müzik hocam sesimi beğenmişti. Hatta seçmelere katıldığıma şaşırdığını da söylemişti çünkü her ortamda da olduğu gibi özellikle yaşıtlarımın çoğunluk olduğu okulda genelde pasif ve utangaçtım ve hocam bu konuyu alabilmem konusunda gösterinin yardımı dokunacağını düşündü ve gösteriye katılmam gerektiğini söyledi.Birkaç grup vardı ama ben tek sahne alacaktım çünkü benimle olmak isteyen arkadaşım yoktu. Gruplar okul çıkışı okul bahçesinde ya da manasız bir şekilde okulun en üst katına yapılmış olan geniş spor salonunda beraber çalışıyorlardı ama ben Gösteri gerçekleşene kadar tek başıma evde çalıştım. Ciddi anlamda heyecanlıydım ve herşeyin mükemmel gitmesini istiyordum, derken gösteri günü geldi çattı. En sonuncu gösteriden bir önceki gösteri, yani 8. Sıradaydım. Sahne arkasında giyinme konusunda rahat etsinler diye kızlara özel bir oda yapılmıştı oraya girdiğimde normal kıyafetlerin altında bile zayıf ve benden kat ve kat güzel olduğunu düşündüğüm kızlar vardı. Öylesine güzel buluyordum ki onları, o gün onların önünde giyinemedim okulun tuvaletinde giyinmeye çıktım çünkü bedenimi onların görmesini istemiyordum, bedenimi kendimden bile saklıyordum. Tabi o zamanlar anoreksiya ve bulimia vb şeylerin varlığından haberdar dahi değildim. Bildiğim tek şey bedenimi sevmediğimdi, belki de bu yüzden tartıya çıkmayı sürekli Reddediyordum.. Sıra bana gelmek üzereydi ve heyecandan kalbim pır pır ediyordu. Annemi görmeye ihtiyacım vardı. Bugüne kadar beni gerçekten olduğum gibi sevdiğine ve hiçbirşekilde desteğini benden esirgemeyeceğine inandığım tek insana ama göremedim. Sahneden çıkmama hocam izin vermedi çünkü o sırada hem sahnede gösteri vardı hem de bir sonraki sahneye çıkacak olan bendim. Üstelemeyip sıramın gelmesini bekledim.
Sıra bana geldi ve sahneye ilk adımımı attım. Öyle büyük bir sahne değildi küçüktü, salonu da öyleydi. İçine alabileceği izleyici sayısı sınırlıydı. O küçük salonda gözüm ilk olarak annemi aradı beni görünce hemen telefona sarılmış ve videomu çekmeye başlamıştı. Ardından müzik geldi ve söylemeye başladım sesim titriyor gibiydi, gözlerimi heyecandan bayılırım korkusuyla kapatamıyordum. Şarkı Demi Lovato Heart Attack tı ve ses olarak yüksenilmesi gereken kısımlar vardı ve doğal olarak o kısma gelmiştim. Söylüyordum ve Bi an seyircilerin arasından "bağırma lan şişko" diye bir ses ve arkasından bir takım gülüşme sesleri geldi. Bunlar istemsizce kendimi maskot gibi hissetmeme sebep oldu. Ve eğer 14 yaşında 109 kiloluk, bedeniyle barışık olmayan birisiyseniz maskot olmak sizin için eğlenceli değildir.. Zar zor bir şekilde şarkıyı bitirdim ve kızarmış koca suratıma yalancı bir gülümseme yerleştirdikten sonra gösterisi biten diğer arkadaşlarımın aksine kendimi sahne arkasına attım. Son grup dışında kimse yoktu onlar da bana uzaktan öylece bakıyorlardı. Ve o zamanlarda insanların gözlerini üzerimde hissetmek hoşuma giden birşey değildi. Kollarım hemen oturduğumda katlanan karnımı örtmek için bacaklarımın üstüne giderdi ve başımı avuçlarıma yaslar öylece bu utanç duygusunun bitmesini beklerdim. Onlar sahneye çıktı ve başımı avuçlarımdan kaldırıp boş, beyaz ve pis duvarlara gösteri bitene kadar gözlerimi dikmeye başladım. Gösteri bitti ve herkese başarı belgesi gibi birşey verdiler. Annem beni sahne arkasından aldı ve eve doğru yürümeye başladık bana ne kadar harika olduğumdan bahsedip duruyordu bense onun bu dediklerinden güç alıp o çocukların bana "şişko" diye bağırmasını unutmaya çalışıyordum. Bu durumdan öncesinde de okulda adım çoğu kez obeze çıkmıştı bu berbat bir durumdu. Birkaç gün sonrasında tartılmaya karar verdim, üzerimden iç çamaşırlarım hariç herşeyi çıkardım ve cam tartının üzerine geçtim birkaç saniye gözlerimi kapattıktan sonra gözlerimi rakamların döndüğü kısma yöneltip izlemeye başladım 60,66,74,80,90,100.. 108,6 da durduğunu gördüm. Dünyamın başıma yıkıldığı an diyebilirdim o ana. Ve sırf onun acısından birkaç günümü hiçbirşey yapmadan sırf ağlayarak geçirdiğimi hatırlıyorum
Burası işin başlangıç kısmıydı ve biz şuan düğüm kısmına geçiyoruz
Bu kadar yüksek bir kiloya sahip olduğumu tahmin dahi edemezdim. Kontrolsüz ve doyumsuz bir iştaha sahiptim o zamanlar. Buna dur demem gerekiyordu. Normal insanlar gibi sağlıklı bir diyet yapmak istedim ve birden çok diyetisyene gittim fakat sonuç hep aynıydı hatta 2 kilo bile almıştım. Kendim müdahale etmem gerektiğini düşündüm ve daha öncesinde oyun oynamak ve müzik dinlemek dışında kullanmadığım o İnterneti zayıflama için kullandım. Kereviz sapı gibi adını şuan unuttuğum bir sürü yeşil sebzenin saplarını kopartıp detokslar yaptım, gece yatmadan önce pul biber ve yoğurt, chia tohumu, fit love korse, spor salonunda geçen saatler yetmezmiş gibi evde ekstra yapılan antrenmanlar ve son olarak şok diyetler. Yaptığım herşeye rağmen sonuç alamayınca deliye döndüm ve bu şok diyetlerden sırayla denedim. Hala aklımdalar ilk denediğim diyette sabah 1 bardak meyve suyu, öğlen 1 adet meyve ve akşam 1 adet meyve. Bunu 1 hafta spor ve antrenmanlarla yaptığımda 2 kilo verince yumurta diyetine geçtim o da şöyleydi sabah 1 tane haşlanmış yumurta akşama yağsız omlet (öğlen yemeği yok) ondan da etkili bir sonuç alınca bu yeme şeklini kendime edinmeye başladım sabahları sadece sulu şeyler tüketiyordum örneğin su, meyve suyu veya tuzsuz, baharatsız çorba vs ve akşam yemeği de o akşamlar annem ne yaparsa ondan bir tabak yiyordum. Fakat bu düzen sadece 1 aydan kısa sürdü. Karnımın inmeye başlaması ve kilo kaybetmem öyle bir haz vermişti ki bana bunu daha da hızlandırmak istiyordum. Ve sabahtan akşama kadar sadece su içmeye ve akşamasaysa sadece 2 ufak parça bitter çikolata yemeye başladım. Fakat bu bitter çikolata da yaklaşık Bi 5 gün sonra miğdemi bulandırmaya başlamıştı ve onun yerini 1 bardak meyve suyu aldı. 2. 5 ay boyunca gün içinde sadece su ve akşam yemeği olarak 1 bardak meyve suyu tüketerek 35 kilo verdim (tabi spor da yapıyordum ve henüz gelişme çağında olduğum için metabolizmam hızlıydı). 9. Sınıfa 66 kilo olarak başlamıştım. Zayıfladığım için özgüvenim yerine gelmişti ve okulda arkadaş edinmeye başlamıştım okulum kız meslekti. Ve okuldaki herkes öğle yemeği yiyordu ben de artık yavaştan böyle öğünler almak istedim ve denedim ama bu sefer uzun bir süredir yemediğim ketçaplı köfte ekmeğin tadı gelmiyordu. Yerken ağzımda bir kuruluk oluşturuyorlardı ve ağzım yapış yapış oluyordu gırtlağımdan zar zor iki lokma geçirdikten sonra doyumsuz bir hale geldim ve param bitene kadar kantinden abur cubur alıp hepsini tek bir tenefüste bitirdiğimi hatırlıyorum (ilk krizim) tabi bu krizden sonraki gün kendimi oldukça ağır hissettim ve tartılmaya karar verdim. 1 kilo fazlam vardı ve bu beni yıkmıştı. Verdiğim kiloları bu krizin hep devam etmesiyle geri alacağımı sanıp ölüm diyetime halen daha devam etmiş bulunmaktayım. Bir süre kilo alkışlarım durdu ve şuan hala aynı kilodayım lütfen yardım edin
2 notes · View notes
thefutureslimm-blog · 6 years
Text
Başlangıç
Merhaba ben 15 yaşında bir savaşçıyım ve kendimle savaşıyorum. Bu bloğu içimdekileri dökmek için yeni açtım
1 note · View note