Text
Anadolu'da geçen bir tren yolculuğunda okuduğum bu kitap her sayfasında, "Hiç, birileriyle aynı dünyada yaşamaktan utanç duyduğunuz anlar oldu mu?" sorusunu insanın yüzüne vuruyor. Tren boz kırın sessiz ve sessiz olduğu kadar gizemli olan köylerinden, kasabaların dan geçerken bazen yazarın yaşadığı acılar bazen de Sabahattin Ali'nin ; "Memleketin civarı hep bozkır, gözünün alabildiği kadar çıplak dağlar uzanıyor." sözünü aklıma getirdi.




Yazar; bir çocuğun ,bir doktorun, bir sinema oyuncusunun, bir aydının ve en önemlisi bir insanın gözünden Anadolu'nun acılarını aktarıyor.
2 notes
·
View notes
Text
Sevda çok uzaklarda, yıldızların da ötesinde
Bilmem nasıl yakalarım kuşlar, kuşlar
Ya umutlar biterse

2 notes
·
View notes
Text
Yansa yüreğim, acısa, korksam. Ölüm gibi, ölümden beter...

2 notes
·
View notes
Text
Dostoyevski şöyle yazmıştır: 'Sanat, insanlık için yemek ve içmek kadar büyük bir ihtiyaçtır. Güzelliğe ve onu somutlaştıran yaratımlara duyulan ihtiyaç insanlığın ayrılmaz bir parçasıdır ve bu olmadan insan belki de yeryüzünde yaşamak istemeyebilir. İnsan güzelliğe susar, güzelliği hiçbir koşul olmaksızın, olduğu gibi, sadece güzellik olduğu için bulur ve kabul eder; ne işe yaradığını ve onunla ne satın alınabileceğini sormadan önünde saygıyla eğilir'.
1 note
·
View note
Text
Hrant Dink: “Ben üç dil biliyorum: Ermenice, Kürtçe ve Türkçe. Benim içimde bu üç dil hiç kavga etmiyorlar, barış içinde yaşıyorlar.”

1 note
·
View note
Text
Derdin varsa git denize anlat. Kedilere, bulutlara anlat. Pencere pervazında çiçeklere anlat... İnsana dert anlatılır mı hiç?





5 notes
·
View notes
Text
Mezopotamya'li taş ustalarının sanat eserleriyle çağlara tanıklık eden kadim şehir Mardin










15 notes
·
View notes
Text
Saygıyla....

5 notes
·
View notes
Text
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde,
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
4 notes
·
View notes
Text
Sonbahar sanattır,diğerleri mevsim...

2 notes
·
View notes
Text
...
Orada insan hislerinin en yücesi barınıyor. Sen anlayamazsın çünkü ne mutlu sana ki sen, insan değil bir hayvansın. Görüyor musun insanları ? İnançları için binalar dikmeleri gerekiyor. Hayır, inançlarını içlerinde , kalplerinde hissetmeleri yetmez; inançlarını dışardan da görmek , ona dokunmak isterler ve o nedenle binalar inşa ederler.
Benim için şimdiye kadar Tanrı’ya olan inancımı içimde, kendi bildiğim şekilde yaşamak yeterli olmuştu. Ama benden farklı düşünenlere saygıyla da Bibi’nin kiliseden içeri girmesine hep engel oldum ve kendim de girmedim. İnancımı kendi bildiğim gibi, başkanlarının yaptırdığı binalarda diz üstü çökerek değil de kendi ayaklarımın üstünde yaşamayı tercih ettim


3 notes
·
View notes
Text
Yaşadığını sanıyorsun..
Sonra bir türkü çalıyor.....
4 notes
·
View notes