uykusuzpenguencom
uykusuzpenguencom
Uykusuz Penguen
14 posts
Uykusuz Penguen Tumblr altyapısı kullanarak ''Nedir, Nasıl Yapılır'' gibi konuları araştırarak arşivleyen web sitesidir.
Don't wanna be here? Send us removal request.
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Tevekkül Nedir?
Tevekkül, Allah'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak anlamlarına gelmektedir.
Dini terim olarak tevekkül ne anlama gelmektedir?
Tevekkül'ün dini terim olarak anlamıysa, bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek anlamına gelmektedir.
Tevekkül etme türleri nelerdir?
Tevekkül dört kısma ayrılır:
1- Yaratılmışlara tevekkül etmek: Yani insanlara tevekkül “falan kimse hayatta olduğu sürece benim için endişe edilecek bir şey yok” der Kendisi gibi fani olan insana güvenip dayanır
2- Mala tevekkül: Mala tevekkül eden: “Benim bu malım, mülküm, param olduğu sürece bana bir şey olmaz, kimse bana bir şey yapamaz, ben her istediğimi alırım, her şeyi yaparım” gibi bütün gücünü mülkünden alır ve güveni sahip olduğu maladır Bu kimse de aldanmışlardandır
3- Nefse tevekkül etmek: “Benim canım sağ olduğu müddetçe, bu kuvvet sıhhat ve güç bende olduğu sürece, sırtım yere gelmez” diye düşünen kimsenin tefekkürüdür Bu kimse de nefsinin istek ve arzularının peşinde esir olur ve doğru yoldan çıkar
4- Allah-u Zülcelal’e tevekkül: “Zengin veya fakir olmamın hiçbir önemi yoktur” der, “Çünkü Allah benimledir” der, “Nasıl dilerse beni o hale sokar, isterse aç bırakır, isterse nimetlendirir” der İşte insanı kurtaran tevekkül budur Mü’mine yakışan tefekkür de budur işte
Doğru tevekkül anlayışı nedir?
Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar çerçevesinde, sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle sebepleri bulabilirler. İnsan evrende geçerli olan yasaları gözeterek, çalışır, çabalar, sebeplere sarılır, ondan sonra Allah'a güvenir. Bir çiftçi tohum ekmeden ürün elde edemez. Çiftçi tarlasını zamanda sürmeli, ekmeli, gübrelemeli ve sulamalıdır. Sonra da bol ve iyi ürün alabilmek için Allah'tan yardım dilemelidir. Çalışmadan başarıya ulaşılamaz. Bir öğrenci önce derslerin devam edecek, doğru, dürüst çalışacak, ödevlerini zamanda yapacaktır. Sonra Allah'tan yardım isteyerek başarılı olmasını dileyecektir. Kısaca gerçek anlamda tevekkül eden kimse işinin gereğini yapar ve sonucu Allah'tan bekler.
Doğru olmayan tevekkül anlayışı nedir?
İnsanın çalışmayı bırakıp, tembellik ederek, kendisinin yapması gereken işleri Allah'a havale etmesi, doğru bir tevekkül anlayışı değildir. Örneğin bir öğrenci dersine çalışmadan "Ben Allah'ın yardımına güveniyorum, Allah bana yardım eder" diyerek sınava girmesi yanlış bir düşüncedir. Çalışmadan, hiçbir çaba göstermeden başarılı olmaya beklemek tembelliktir, miskinliktir.
Tevekkül’ün yeri
Tevekkülün yeri kalptir Zahiri olarak çalışmak kalpteki tevekküle aykırı değildir, tam aksine tevekkülün bir parçasıdır İnsan, takdirin Allah (cc) tarafından olduğuna yakin olarak kanaat ettiğinde, her hangi bir isteğini elde edemediği zaman; “Allah (cc) takdiri budur” Elde ettiğinde ise “Bu Allah Azze ve Celle’nin bir lutfudür” diye düşünür Bu şekilde tevekkülü sağlam olan kimsenin başkaları hakkındaki tevekkülü de sağlam olur.
Yani kendi nefsinin acizliğini bildiği için kendisine güvenmeyen kimse, başkalarının da kendisi gibi aciz olduğunu bilir ve onlara güvenmez, sadece Allah’a güvenir Unutmamak lazımdır ki bütün kainatı ve içindekileri Allah Azze ve Celle yaratmıştır ve onları rızıklandırmayı, muhafaza etmeyi de üzerine almıştır Böyle olduğu halde Allah’tan (cc) başka şeylere tevekkül etmek, onlardan medet beklemek ne kadar yanlıştır.
Tevekkül ile ilgili Hadis-i Şerifler
Halid’in oğulları Habbe ve Sev radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam bir şey tamir etmekte iken yanına girdik. O işte kendisine yardım ettik. “Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra aziz ve celil olan Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır” buyurdular.”
Amr İbnu’l-As radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şüphesiz, her derede, ademoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah’a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter.”
Tevekkül ile ilgili bir hikaye
İbrahim ibni Ethem ile Şekik’ül Belhi (Rahmetullahi aleyhim) Mekke’de karşılaşırlar. İbrahim, Şakik’e “seni bu duruma getirmeye sebeb ne oldu” diye sorar. Şakik şöyle cevap verir.
“Günlerden bir gün çöle varmıştım. Kıraç bir yerde yatan, kanatları kırık bir kuş gördüm. Kendi kendime “burada oturayım ve bu kuşun rızkının nereden geldiğini gözetleyim.” Dedim. Kuşun karşısında yere çöktüm. O sırada gagası arasında çekirge taşıyan başka bir kuş geldi. Kırık kanatlı kuşun yanına konarak gagası arasındaki çekirgeyi onun gagasına bıraktı.
Bu durumu görünce içimden “bu kuşu öbürüne vasıta kılan ulu Allah nerede olursa olayım benim rızkımı da sağlamaya kadirdir” diyerek kazanç peşinden koşmaya son verdim ve kendimi tamamen ibadete adadım”
İbrahim Ethem O’na:
-“Peki neden sen o kırık kanatlı kuşa yiyecek taşıyan sağlam kuş olup ta daha yüksek dereceli olmak istemiyorsun? Sen peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) yüksel el (veren elin) alçak elden (alanın eli) daha hayırlıdır” diye buyurduğunu duymadın mı?
Bu cevabı alan Şakik, İbrahim’in elini tutarak öptü ve “Ya Ebu İshak sen bizim üstadımızsın” dedi.
Sözlükte tevekkül ne anlama gelmektedir?
1- Her şeyi tanrı'ya bırakma.
2- Tanrı'dan bekleme, yazgıya boyun eğme.
3- (Arapça) Erkek ismi.
4- Her şeyi allah'a bırakarak, yargıya boyun eğme.
2 notes · View notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Sayko Nedir?
Sayko, İngilizcede “psikopat” anlamına gelen “Psycho” kelimesinin Türkçe okunuşudur. Genellikle çılgın, enteresan, absürt kişileri, olayları vb. betimlemek için kullanılır. Bu kelime kültürümüzde üç farklı anlam kazanmıştır.
Anlam 1: İngilizce'deki Psychopath kelimesinin kısaca ifade edilme biçimidir. Psycho, Türkçe de sayko olarak telaffuz edilir. "Psikopat, ruh hastası" anlamlarına gelir.
Anlam2: Batı Trakya Türkleri arasında haylaz, işe yaramaz, zıpır delikanlılar için kullanılan yöresel bir terimdir.
Anlam 3: Seçilen ebenin oyunculara soru sorarak kuralları bulmaya çalıştığı kalabalık arkadaş ortamlarının vazgeçilmez oyunudur.
Sayko kime denir?
Ruh hastası, psikolojik sorunları olan, etrafındakilere zarar veren kimselere sayko denildiği gibi, yaşam tarzı alışılmışın dışında olan, davranışları absürtlüğe kaçan, uç noktalarda yaşayıp farklı hareketler sergileyen kimselere de denilebilir.
Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi bu kelimenin kültürümüzde haylaz, işe yaramaz, zıpır delikanlılar için de kullanıldığı görülür.
Sayko oyunu nedir, nasıl oynanır?
5-10 kişilik arkadaş grupları arasında bir ebe seçilerek oynanan bir oyundur. Oyunda ebe seçilen kişinin oyunu daha önceden bilmiyor olması gerekir. Öncelikle ebe seçilir ve kalan oyuncular bir araya gelerek oyunu bilmeyenlere oyun anlatılır.
Oyuncular daire şeklinde otururlar. Oyunda oyunculara ebe tarafından bazı sorular sorulur, örneğin “hiç yurtdışına gittin mi?”. Oyuncular bu sorulara sağındaki ya da iki sağındaki oyuncunun karakterine bürünerek cevap verir.  Eğer cevap yanlışsa sağdaki oyuncu “sayko” der ve iki oyuncu yer değiştirir.
Oyunun amacı kurbanın oyunun kuralını tahmin etmesidir. Ebe oyunun kuralını bulana kadar oyun devam eder, bulduğunda ise oyun sona erer.
Sayko filmi
1960 yılında Alfred Hitchcock tarafından çekilmiş “Psycho” adında bir korku/gerilim filmi vardır. Film Türkçeye “Sapık” olarak çevrilmiştir. Sayko kelimesinin ülkemizde yaygın kullanılmaya başlamasında bu film de etkili olmuştur.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Smmm Nedir?
Smmm, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Smmm; İşletmelerin ekonomik, mali ve hukuki durumları ile vergiye ilişkin işlemlerini muhasebe kurallarına, gerçeklere ve yasalara uygunluk açısından inceleyerek görüşünü ilgililere bildiren ve bu işleri bir işyerine bağlı olmaksızın yapan kişidir.
Muhasebe nedir?
Sözlük anlamı Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme, Hesap işleriyle uğraşma, Hesapların bütünü, Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık olan muhasebenin tanımı, işletmenin varlıkları ve kaynakları ( sermayesi ve borçları) üzerinde değişme yaratan ve para ile ifade edilen mali nitelikli işlemlere ait bilgileri; kaydetmek, sınıflandırmak, özetlemek, analiz etmek ve yorumlamak suretiyle ilgili kişi ve kurumlara raporlar halinde sunan bir bilgi sistemidir.
Muhasebe mesleği kaça ayrılır?
Muhasebe mesleği üçe ayrılır. Birincisi, Serbest Muhasebeci (SM), ikincisi Serbest Muhasebeci mali müşavir (SMMM), üçüncüsü de Yeminli Mali müşavir (YMM)'dir.
Nasıl Sm ve Smmm olunur?
Ticaret lisesi mezunları ve 2 yıllık yüksekokul mezunları 4-6 yıl staj yaparak SM olurlar. 4 yıllık fakülte mezunları 2 yıl staj yaparak SMMM olurlar. 10 yıl SMMM yapan kişi de YMM olur. Hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilimler dallarında eğitim veren fakülte ve yüksekokullardan veya denkliği Yükseköğretim Kurumunca tasdik edilmiş yabancı yükseköğretim kurumlarından en az lisans seviyesinde mezun olmak. Staj amacıyla serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir yanında iki yıl çalışmış olmak ve staja başlama sınavını başarmak. Serbest muhasebeci mali müşavirlik yeterlilik sınavını kazanmış olmak gereklidir.
Smmm'lerin ne iş yaparlar?
1- Kişi veya kuruluşların yükümlü oldukları vergi beyannamelerini düzenler,
2- Şirketlerin ortaklık ve tasfiye işlemlerini yerine getirir,
3- Vergi İdare Mahkemeleri ve adli yargıda, sermaye artırımı ve bankalara sunulan bilançoların incelenmesi vb. konularda bilirkişilik yapar,
4- Serbest iş yapan kişilerin, resmi ve özel kurumların gelirlerini ve giderlerini, çeşitli adlardaki (işletme defteri, serbest meslek kazanç defteri vb.) defterlere kaydeder,
5- Kişi ve kuruluşlar adına vergi daireleri ile uzlaşma işlemlerini gerçekleştirir, özel kurumların Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilişkilerini düzenler,
6- Kamu kurumları ile teşebbüs ve işletme sahipleri arasında hakemlik yapar,
7- Vergi, fon, gecikme faizi ve cezalar hakkındaki uyuşmazlık işlerini çözümler,
8- Fizibilite raporları hazırlar,
9- Belgelere dayanarak inceleme ve denetim yaparlar.
Smmm mesleğinin gerektirdiği özellikler nelerdir?
1- Sayılarla akıl yürütebilme yeteneğine,
2- Ayrıntılara dikkat edebilme gücüne,
3- Büro işlerinde çalışmaktan ve verilerle (sayılarla) uğraşmaktan hoşlanan,
4- Düzenli, sorumlu, sabırlı ve dikkatli kişiler olmalıdırlar.
Mali Müşavirlik staja başlama sınavı nedir?
Staja başlayan aday, bu stajın geçerlilik kazanabilmesi için staja başlama sınavını geçmesi gerekir. Staj süresi kesintisiz olmak üzere 2 yıldır.
Mali Müşavirlik yeterlilik sınavı nedir?
Mali Müşavirlik yeterlilik sınavı yılda 3 kez olmak üzere klasik tarzda yapılır. 2 yıl stajını bitiren SMMM adayı, 7 tane dersten yazılı sınava girer. Stajyer, stajın bitimindeki ilk sınava girmek zorundadır. Toplam sınav hakkı 5’tir. Not ortalamasının 7 ders için 60 olması gerekir.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Narsis Nedir?
Narsistik kişilik bozukluğu hastalarını betimlemek için kullanılan bir sıfattır. Ancak hatalı bir kullanım olsa da bu sıfat halk arasında kendini beğenmiş, egoist bireyler için de kullanılmaktadır.
Narsisizm kelimesinin kökeni Yunan mitolojisine dayanır. Genç Narkissos göle düşen yansımasına bakar ve kendi yansımasına aşık olur.
Narsisizm, psikanalitik teoride yeri olan bir kavramdır, bu teori ise Sigmund Freud tarafından sunularak popülerlik kazanmıştır.
Narsistik kişilik bozukluğu Akıl Hastalıkları kapsamına girmektedir ve megalomani konseptine dayanmaktadır.
Narsisizm ayrıca bir sosyal ve kültürel sorundur. Kendini sevme, kendine karşı sağlıklı ve olumlu hisler beslemenin ya da kendini beğenmişliğin aksine, narsisizm bireyin kendisiyle ve başkalarıyla olan ilişkisini etkileyen bir sorundur. Narsisizm kesinlikle egoizm ile aynı şey değildir.
Narsist kelimesinin sözlük anlamı
1. sıfat, ruh bilimi Özsever
2. sıfat, ruh bilimi Kendi benliğine bağlanan, hayran olan (kimse), narsist
Narsistik kişilik bozukluğu nedir?
Kişinin kendisine fazla değer vermesi, beğenilmeye ve onaylanmaya fazlaca ihtiyaç duyması, kendisini başkalarından üstün görmesi, empati kuramaması gibi semptomlarla tanınan kronik bir kişilik bozukluğudur.
Bu semptomların hastalık sayılabilmesi için kişinin günlük hayatını olumsuz şekilde etkilemesi gerekir. Genellikle erken yetişkinlik döneminde ilk belirtilerini verir.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Nüktedan Nedir?
Nüktedan kelimesi dilimize Arapçadan girmiştir ve “nükteli, nükte yapabilen, güldürücü, esprili, nükte bilen, ince ve zarif, güzel nükteler yapan kişi” anlamlarına gelmektedir. Nükte “ince anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri, zarif şaka, yazıda, sözde, resimde ve davranışta ince anlam, derin mana, espri” anlamlarına gelir. Nüktedan ise “nükte yapabilen” anlamına gelir ve nükte kelimesinden türemiştir.
Nükteler ince anlamlı ve hoş şakalar, zarif esprilerdir. Nüktedan kelimesi, nükteci ve esprili kelimeleri ile de eş anlamlıdır. Nükte kelimesi Arapça “şaka, espri” anlamına gelen “nkt” kökünden türemiştir.
Nüktedan kelimesinin sözlük anlamı
1. Nükteli
2. Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili.
Nüktedan kelimesinin cümle içinde kullanımı
1. Oldukça nüktedan ve hoşsohbet bir adam olduğu için insanlar bir an olsun etrafından ayrılmak istemezlerdi.
2. Çok nüktedan tavırlarla ona yaklaşmış ve hemen ilgisini çekmişti.
Nüktedan kelimesinin eş anlamlısı
1. Esprili
2. Nükteci
Nüktedan kelimesinin İngilizcesi
1. humorist
2. humorous
3. witty
4. spirituel
Kaynak:www.tdk.gov.tr
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Muhasebe Nedir? Nasıl Tutulur?
Birçok kişi muhasebe kavramına aşinadır. Muhasebe, ticari işletmeler için olmazsa olmaz bir konudur. İşletme, hangi ölçekte olursa olsun muhasebe kaydı tutmak durumundadır ve işletme ölçeği büyüdükçe sorumluluklar da artmaktadır. Bu sebeple, muhasebe konusunu iyi anlamakta fayda bulunur.
Muhasebe Nedir?
Muhasebe; ticari faaliyette bulunan bir işletmenin tüm günlük finansal hareketlerini belgelemek, sınıflandırmak, kaydetmek, özetlemek ve raporlamak üzere sorumlu olan kişilere ya da kurumlara sunduğu sistemli bilgiler bütünüdür.
Muhasebeyi oluşturan bilgi sistemleri;
İşletmelerin varlıklarının ve kaynaklarının oluşumu,
Varlık ve kaynakların kullanılma biçimi,
İşletmelerin yaptığı işlemler sonucunda mevcut varlıklardaki ve kaynaklardaki değişimleri,
İşletmelere ait mali durumları açıklayan bilgilerin sağlanması,
Sağlanan bilgilerin gerekli kişilere ya da kurumlara iletilmesi ile oluşur.
Muhasebe kavramı, tüm kurumsal oluşumları etkileyen bir öneme sahiptir. Muhasebe kavramına basit anlamda baktığınızda, kısaca hesap tutmak olarak algılayabilirsiniz. Çekirdek  aileden kurumsal bir firmaya kadar her oluşumun ihtiyaç duyduğu bu kavram, kurumsal yapılarda çok daha karmaşık bir yapıya sahip olabilir. Bu yüzden, küçük, orta ya da büyük ölçekli şirketlerin tümünde muhasebe ile ilgilenen bir görevli mutlaka bulunur.
Bilgi ve kontrol mekanizması halinde işleyen muhasebe, işletmelerin yapısına uygun olarak farklılıklar içerebilir. Küçük ölçekli işletmelerde gelir ve gider takibi, borç ve alacak kontrolü ile vergi takibi yeterli olurken büyük ölçekli işletmeler için raporlama ve analiz gibi çok daha kapsamlı bir takip mekanizması olması gerekir.
Muhasebenin Amacı Nedir?
Ticari işletmelerin her faaliyeti bir amaca hizmet eder. İşletmelerin muhasebe faaliyetleri de bu şekildedir ve o işletmenin hedefine giden yolda yardımcı bir rol üstlenir.
Genel olarak muhasebenin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:
Daimi kayıt: Firmalar yaptıkları işlemlerin kaydını uzun süre tutmak isteyebilir. Bu kayıtlar pek çok amaçla tutulabilir ve kayıtların arşivlenmesi firmanın faydasına olur. Muhasebenin daimi kayıt amacı da bu durumun karşılığıdır.
Sonuç ölçümü: Firmanın kâr-zarar gibi durumlarını takip edip ticari faaliyetler sonucu oluşan günlük, haftalık ya da aylık faaliyet raporlarını alabilmeleri gerekir. Muhasebe bu noktada firmaya ait mali tabloları sunarak bu takibin yapılabilmesini sağlar.
Kredi değerliliği: Firmaların elinde sermaye bulunmalıdır veya her firma, yatırımcılar vesilesiyle bunu sağlayabilmelidir. Firma yatırımcıya güvence verebildiyse yatırımcı da para verecektir. Burada geçmiş muhasebe kayıtları ispat aracı olarak devreye girer. Yatırımcılar, güven ortamını sağlamak adına önce geçmiş dönem muhasebe kayıtlarına bakmayı tercih ederler.
Kaynakların verimli kullanımı: İşletmeler, iç analizi faydalı bir şekilde yapabilmek adına muhasebe verilerini kullanmayı tercih eder. Bu kayıtlar sayesinde faaliyetler sonucu elde edilen getiriyi görme fırsatı doğar. Bu şekilde, yönetimden sorumlu kişiler, geçmiş faaliyetleri analiz ederek verimi artırma yolları arar.
Projeksiyonlar: Muhasebe sayesinde işletme yönetimi ve yatırımcılar ileriye dönük projeksiyon geliştirebilir. Gerekli veriler sağlanarak maliyet ve gelir artışı takibi yapılabilir. Bu sayede, analistler geçmişe dönük bilgiler ışığında gelecek hakkında sağlıklı varsayımda bulunabilir.
Muhasebe Fonksiyonları Nelerdir?
Muhasebenin temel görevlerini etkin bir şekilde sağlayabilmesi için işlevini yerine getirebiliyor olması gerekir. Muhasebe kavramına yüklenen görevler ise muhasebenin fonksiyonlarıdır.
Muhasebenin fonksiyonları;
Kaydetme,
Sınıflandırma,
Özetleme,
Raporlama olmak üzere 4 başlıktan oluşur.
Muhasebenin Kaydetme Fonksiyonu
Belirli belgeleri baz alarak mali işlemlerin muhasebe sistemine uygun şekilde muhasebe defterine kaydedilmesidir. Kaydetme fonksiyonu muhasebenin en önemli fonksiyonudur. Muhasebe kayıtları özenli ve doğru olacak şekilde tutulmaz ise diğer fonksiyonlar önemini yitirir. Yapılan tüm işlemler muhasebe sisteminde öncelikle kayıt altına alınmak zorundadır. Bu kayıtlara ait belgelerin de bulunuyor olması gerekir.
Muhasebe sistemine ait iki kayıt türü mevcuttur. Bunlar;
Tek taraflı kayıt,
Çift taraflı kayıt şeklinde sıralanabilir.
Muhasebenin Sınıflandırma Fonksiyonu
Daha önce kaydedilmiş olan bilgiler belirli periyotlarda düzenlenerek niteliklerine uygun şekilde yetkili kişilerce gruplara ayrılır. Bu sayede, nitelik olarak farklı ve değişik gruplara ait olan işlemler birbirine karışmadan kendilerine ait sınıflarda değerlendirilirler. Tüm sınıflandırma işlemleri, muhasebe sistemiyle muhasebe defterlerinden defteri kebire kaydedilir.
Muhasebenin Özetleme Fonksiyonu
Sınıflandırılmış olan işlemler dönem sonu geldiğinde toplanıp sonuçlara daha kolay ulaşabilmek ve mevcut kayıtların kontrolünü sağlamak için özetlenir. Dönem sonu geldiğinde işletmelere ait binlerce kayıtla karşılaşılması mümkündür. Bu işlemlerin teker teker incelenmesi oldukça zaman alacağı için benzer niteliğe sahip işlemlerin özetlenerek incelenmesi, bu işi yapan kişiler için daha pratik bir çalışma olur. Özetleme fonksiyonu gerçekleşirken muhasebe tablolarından biri olan mizan kullanılır.
Muhasebenin Raporlama Fonksiyonu
Son aşamada kaydedilen, sınıflandırılan ve özetlenmiş olan tüm işlemler raporlama fonksiyonunda mali tablolar vesilesiyle sonuçlandırılır. Bu sonuç, raporlama olarak meydana gelir. Raporlama aşaması muhasebe sisteminde son aşamadır ve bu aşamada yorumlama yapılır. Raporlama fonksiyonu, işletmeye ait tüm faaliyetlerin sonuçlarını ortaya çıkarır ve işletme hakkında bilgi verirken yorumlamak için veri de oluşturur.
Muhasebe Türleri Nelerdir?
Muhasebe türleri üç başlık altında incelenir. Bunlar;
Genel muhasebe,
Maliyet muhasebesi,
Yönetim muhasebesidir.
Genel muhasebe: Finansal muhasebe olarak da anılan genel muhasebe, işletmeye ait tüm kaynakları nereden sağladığı ve bu kaynakları nereye aktardığı ile ilgilenir. Gelir-gider akışının oluşturduğu kâr-zarar sonucu genel muhasebenin konusudur.
Maliyet muhasebesi: Bu muhasebe türü aynı zamanda maliyet muhasebesi olarak da anılır. İşletmede oluşan maliyetleri analiz eder ve buna bağlı olarak üretim planlamasının gerçekleşmesine vesile olur.
Yönetim muhasebesi: Genel muhasebe ve maliyet muhasebesi yapılarak elde edilen verileri analiz ederek yöneticilerin alacakları kararlarda yardımcı olacak şekilde kullanılır.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
MMORPG Nedir?
MMORPG, çok oyunculu bir rol yapma oyun tipidir. MMORPG Tek isimden oluşmasına rağmen esasen MMO ve RPG olmak üzere iki farklı oyun türünün birleşimi olan oyunlardır.
MMO: İngilizce açılımı ''Massively Multiplayer Online'' yani  ''Devasa çok oyunculu çevrimiçi oyunlar'' olarak adlandırılmaktadır. Tek başına oynamak yerine başka insanlar ile birlikte oynamayı seven kişilerin favori oyun grubudur.
RPG: İngilizce açılımı ''Role Playing Game'' yani ''Rol yapma oyunu'' olarak adlandırılmaktadır. Genellikle ''MMORPG'' özelliklerinin büyük bir kısmını ve karakterini bu bölüm oluşturmaktadır. Oyuna kişiselleştirme özellikleriyle birlikte birçok özelliğini bu türü vermektedir. RPG oyunların büyük bir bölümü silah olmayan ortaçağ benzeri ve dünya ile bağlantısı olmayan hayali diyarlarda geçmektedir. Karakterine yeni özellikler alarak veya yeni kıyafetler ve kostümler giydirerek geliştirmek temel amaçtır.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Faktoring Nedir ?
Faktoring, üç ayrı hizmetin bir arada sunulduğu tek finansal yöntem ve bir hizmet sunumudur. Faktoring en genel anlamı ile, mal ve hizmet satışlarından doğan vadeli alacakların temlik yolu ile bir faktoring kuruluşuna devredilmesi ve bu alacakların faktoring kuruluşu tarafından yönetilmesidir. Alacağın Tahsili ve Yönetimi Mal ve hizmet satışlarından doğmuş alacakların faktoring kuruluşuna temlik edilmesi ile başlayan süreçtir. Alacakları temlik alan faktoring kuruluşu bu alacakların yönetimine ilişkin; tahsilatı üstlenir, alacak kayıtlarını tutar, alacakların tahsili için ihbar, ihtar gibi işlemleri yerine getirir. Ayrıca pazar araştırması yapılması ve pazar ile ilgili bilgilerin müşteriye aktarılması da bir hizmet konusu olarak, faktör tarafından üstlenilebilir. Alacağın Ödenmeme Riskine Karşı Garanti Edilmesi (Alacakların Sigorta Edilmesi) Faktöre temlik edilen alacakların borçlularının aciz hali durumunda, alacakların ödenmeme riskinin faktör tarafından üstlenilmesidir. Böylece, alacaklarını faktöre temlik eden müşteri mal sattığı kuruluşların borcunu ödemeyecek duruma düşmesi karşısında korunmuş olur. Finansman Faktoring kuruluşuna temlik edilen vadeli alacakların vadesi beklenmeden faktör tarafından müşteriye (alacaklarını temlik edene) bir bölümünün ödenmesidir. Genellikle bu ödeme alacak toplamının en çok % 80´i tutarındadır. Alacakların ödeme vadesi geldiğinde alacağın tamamı borçlu tarafından faktöre ödenir, faktör de bu tutardan masraflarını düşüp bakiyeyi müşterisine öder.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Siber Zorbalık: Nedir ve Nasıl Önlenir
Bu soruyu gençlere yönelttik ve dünyanın dört bir yanından binlerce cevap aldık.
Çevrimiçi zorbalık konusundaki soruları yanıtlamak ve buna karşı mücadelede başvurulabilecek yollar konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere UNICEF uzmanlarını, uluslararası siber zorbalık ve çocuk koruma uzmanlarını bir araya getirerek Facebook, İnstagram ve Twitter’la bir ekip oluşturduk.
Siber zorbalık nedir?
Siber zorbalık, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalıktır. Bu tür zorbalıklar sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülebilir.  Hedef seçilen kişileri korkutmaya, kızdırmaya ya da utandırmaya yönelik olarak tekrarlanan bir davranıştır. Verilebilecek örnekler:
sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak
mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak
başka birinin kimliğiyle başkalarına kötü mesajlar göndermek.
Yüz yüze zorbalık ve siber zorbalık çoğu kez birlikte gerçekleşir. Ancak siber zorbalık geride dijital iz bırakır; bu da aslında istismarın durdurulmasını sağlayacak yararlı ip uçları temin edebilir.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
KEP Nedir?
KEP, e-posta teknolojik altyapısını kullanan, bununla birlikte e-postanın gönderim ve alımına dair kanıtların oluşturulup saklandığı hukuken geçerli bir e-posta iletim hizmetidir. KEP resmi yazışmaların elektronik ortamda mevzuata uygun, uluslararası standartlarda ve teknik olarak güvenli bir şekilde yapılmasına olanak sağlayan bir sistemdir.
KEP’in, Standart E-Postadan Farkı Nedir?
Günümüzde ticari faaliyet ve yönetimsel alanda yaşanan gelişmeler sonrası elektronik posta kullanımı yaygınlaşmıştır.
Ancak, standart e-posta sisteminde bazı açık noktalar vardır. Bunlar;
Kanuni açıdan sınırlı sayıda ve özellikte delil barındırır.
E-posta ispat sorumluluğu göndericiye aittir.
E-posta zaman bilgisi gönderi yapılan bilgisayarın zaman ayarlarına bağlıdır ki bu durum ihtilaflı durumlarda zaman için delil değerini düşürür.
Standart e-postaların içerikleri kolaylıkla değiştirilebilir.
KEP Sisteminde Oluşturulan Deliller Nelerdir?
KEP, standart elektronik postaya ek olarak elektronik postanın;
Göndericisi görünen kişi/kuruluş tarafından gönderilip gönderilmediği,
Alıcıya ulaşıp ulaşmadığı ve ne zaman ulaştığı,
Alıcısı tarafından okunup okunmadığı ve
İhtiyaç duyulması halinde elektronik postaya yeniden erişilebilmesi
ile ilgili delil hizmetlerini sunmaktadır.
Neden KEP’e İhtiyaç Duyulmuştur?
KEP, elektronik imza ve zaman damgası kullanılması sayesinde;
Gönderici teyidi,
Alıcı teyidi,
İçeriğin değişmediği teyidi,
Gönderim ve alım zamanları ispatı
sağlamaktadır.
KEP’in Avantajları
İşlemlerin elektronik ortamda yapılmasıyla;
Zaman kazancı,
Kağıt ve arşiv kazancı,
Maliyetin azalması,
Resmi ve ticari işlemlerin hızlı yapılabilmesi,
Ticari faaliyetlerin verimli yürütülmesi,
Çevrenin korunması
gibi faydalar sağlanmıştır.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Stresle Mücadele Etmenin Yolları
Stres hayatımızın parçası gibi bir şey gerek iş hayatında gerek sosyal yaşantınızda sıkça yaşarsınız, fakat stresle mücadele etmenin yollarını bilmezsek yani stres yönetimi yapamazsak bu kalp rahatsızlıkları, tansiyon, göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı gibi ciddi sağlık problemlerine yol açacaktır. Siz değerli okurlarım için bu yazımda stresle mücadele etmenin yollarından bahsedeceğim.
Stres nedir ?
Çoğumuz zaten bu durumu yaşadığımız için bilmeyenimiz yoktur fakat kısaca açıklamak istedim. Stres insanların üzerinde hissettikleri baskı ve gerginlikten ibarettir. Daha öncede belirttiğim gibi günlük hayatta yaşamayanımız yoktur.
Stres belirtileri nelerdir ?
Strese uzun süre maruz kaldığınızda vücudunuz sizi artık bir şekilde uyarmaya başlayacaktır. Bu belirtileri dikkate almanızda fayda olduğunu düşünüyorum. Dişinizi gıcırdatmanız, başınızın ağrıması, başınızın dönmesi, yorgunluk, bitkinlik, hazımsızlık, uyku problemleri, kilo kaybı, kulaklarınızda çınlama gibi fiziksel belirtilerin yanı sırı duygu değişimleri de yaratmakta, öfke, negatif düşünme, depresyon, yetersizlik, unutkanlık, kaygı, ağlama, yetersizlik gibi duygusal değişimlerde yaşayabilirsiniz.
Stresle mücadele etmenin yolları
Stresle mücadele etmenin yolları  konusunda ilk dikkat edilmesi gereken uyku düzeninize çok dikkat etmelisiniz. Aynı saatlerde uyuyup, aynı saatlerde uyanmaya özen gösterin. Beslenme şekliniz de stres faktöründe oldukça etkendir, o yüzden düzenli beslenme alışkanlığı kazanmanız size fayda sağlayacaktır. Abartılı beslenmekten de kaçının. Sigara ve alkol kullanımını giderek azaltmaya çalışın. Bolca egzersiz ve spor yapın bu sizi üşengeç birisi yapmaktan da alıkoyacaktır. Sizi strese sokan nedenleri belirledikten  sonra bu nedenleri olabildiğince azaltmaya çalışın.
Kontrol altında tutabileceğiniz kadar sorumluluk altına girin ve daha fazlasını asla kendinize yüklemeyin. Gerçekçi hedefler belirleyin ve hedeflerinizin üzerine yoğunlaşın unutmayın her şeyi %100 başaracaksınız diye bir şey yok. Yalnızca bir hedefe yoğunlaşın. Bazı şeylere ”hayır” diyebilmeyi öğrenin birilerine borçlu hissettiğiniz için yapamayacağınız şeyler konusunda kimseye söz vermeyin. Kendinizle ve olaylarla ilgili sürekli olumsuz düşünmeyin, olaylara olumlu açıdan yaklaşın.
Uykunun stres ile bir alakası var mı ?
Elbette hayatımızın bir çok alanında dinlenmek nasıl etkin bir rol oynuyorsa uykunun stres ile de alakası var. Sporcuların düzenli bir şekilde uyuması ve dinlenmesinden örnek verebilirim bu konuya. Bir sporcu, spor yaptığından daha fazla dinlenmeye yani uyumaya ihtiyaç duyar ancak bu şekilde gelişir ve başarıya ulaşır. Aynı şey stresle başa çıkmak içinde kullanılabilir.
Düzenli bir uyku programı hazırlayın ve bu programa mutlaka sadık kalın.
Rahat ettiğiniz pozisyonda ve karanlık bir oda da uyumak sizin için iyi olacaktır.
Yatak odanızı orada tv izlemek, çalışmak vb. şeyleri yapmak için kullanmayın yalnızca uyumak için kullanın.
Gün boyu biraz biraz uykunun tadına bakmayın çünkü akşam zaten uyuyacaksınız.
Rahatlatıcı müzikler dinleyerek ve olumlu düşüncelerle uykuya dalabilirsiniz.
Kafein kullanmaktan kaçının ve çok sık tuvalete gidecek kadar sıvı tüketmeyin.
Yatmadan 2-3 saat önce spor vs. gibi aktiviteler yapmayın.
Beslenmenin stres ile bir alakası var mı ?
Elbette beslenmede stresle mücadele etme yolları konusunu doğrudan etkileyen faktörlerden. Beslenme düzeni olmayan insanları bilirsiniz işe yetişmek için gelişi güzel kalkıp bir tost yiyerek  kahvaltıyı geçiştiren veya işe geçerken bir patiseriden poğaça alıp kahvaltıyı bu şekilde geçiştiren. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı asla geçiştirmeyin.
Aşırı kilo almamak için yemek yemeyi abartmayın.
Sizin için ideal kiloyu öğrenin ve o kilonun altına ve üstüne çıkmamaya dikkat etin.
Her gün düzenli  meyve ve sebze tüketin.
Şeker ve tuz tüketimini sınır getirin.
Bakliyat ve sebzede lif ağırlıklı beslenmeye özen gösterin.
Yağ oranınızı korumaya özen gösterin.
Alkol ve kafein alımına  sınır getirin.
Düzenli bir egzersiz programı ile de bu beslenme programını birleştirin.
Umarım sizlere faydalı bilgiler aktarmışımdır. Uykusuz penguen uykusuz da olsa her zaman okurlarına yarar sağlayacak bilgiler vermeye devam edecek takipte kalın.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Pomodoro Tekniği Nedir? Nasıl Uygulanır?
Pomodoro tekniği  basitçe anlatmak gerekirse 25 dakikalık çalışma ve 5 dakikalık aralar şeklinde hareket edilen bir çalışma planıdır.
Pomodoro tekniğini İtalyan bir öğrenci olan Francesco Cirillo 1980 yıllarında bulmuştur. Hepimiz hayatımızın düzenli bir şekilde ilerlemesini ve eve döndüğümüzde en az düzeyde yorgunluk hissiyatı yaşamak isteriz. Toplantılar,yetişmesi gereken işler, katılınması gereken sunumlar bitmez. Sadece iş hayatında değil aslında hayatınızın her alanında kullanabilirsiniz ben bilgisayarda oyun oynarken bile bu tekniği kullanıyorum aslında. 🙂 Çünkü uzun saatler bilgisayar başında geçirip sonunda yorgun düştüğüm günler çok oluyor sanki sabahlara kadar çalışmışım gibi. Aynı şekilde bir romanı da elinize alıp soluksuz okursanız beyninizi biraz zorlayacaktır, baş ağrısı falan tarzında yan etkileri görülebilir.
Şuan senin burada olma amacının ders çalışmak olduğunu var sayıyorum ve kesinlikle büyük hedeflerin var. Sürekli ders çalışıyorsun belli, saatlerce belki günlerce kendini odaya hapsediyorsun fakat kendini yeterli görmüyorsun. Bunun sebebi verimli ve planlı çalışmadığından, kendini çok yıprattığından olabilir. İşte pomodoro tekniği tam olarak bu  hali düzenli bir hale getirerek maksimum verim, maksimum odaklanma  ve zamanı iyi kullanmanı sağlayacak bir teknik. Pomodoro tekniği ile hem üretkenliği arttırırsın hem daha az zihinsel yorgunluk hissedersin.
Pomodoro tekniği hakkında bilmeniz gerekenler.
Unutmayın zamana karşı çalışmayacaksınız, zamanla birlikte çalışacaksınız.
Kendinize baskı yapmayın, aşırı yüklenmekten vazgeçin.
Dikkatinizi dağıtacak her türlü şeyi ortadan kaldırın.
Daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurun.
Pomodoro tekniğini nasıl uygulamalıyım ?
Pomodoro tekniğini uygularken 25 dakika yapmanız gereken işe yoğunlaşıyorsunuz ve 5 dakika mola veriyorsunuz. Toplam 30 dakikalık sürece denk 1 Pomodoro oluyor. 4 Pomodoro yaptığınızda 30 dakikalık bir mola verebiliyorsunuz. Günde  6-12 Pomodoro yapmak ideal sayılıyor buda 3-6 saat çalışmak demek oluyor ki sizi başarıya götürecek kadar yeterli bir zaman dilimi.
Pomodoro tekniğini uygulamak için yapmanız gereken aktiviteyi belirlemek ve bir zamanlayıcı  yeterli olacaktır.Şimdi bir aktivite belirleyin ve hem zamanınızı verimli kullanın hemde amacınızı daha kolay bir şekilde gerçekleştirin. Tabi bunu yaparken mail bildirimleri, whatsapp, slack, sms vb. telefon bildirimlerini kapatıp telefonu da sessize alın ve mümkünse sizden olabildiğince uzak bir yerlere koyun. 
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Oyun Bağımlılığı Nedir? Oyunlar Neden Bağımlılık Yapar?
Çok değil bundan 10-15 yıl öncesinde çok görmüşsünüzdür çocukların aşağıdan yukarıya ”Sabahtan beri aşağıda oynuyorsun, yeter artık eve gel!” şeklinde uyarıldığını. Son yıllar da  ise ” Dışarı çık bir temiz hava al, kaç saat oldu bilgisayar başındasın!” şeklini aldı artık. Gelin bu gün oyunlar neden bağımlılık yapar? Oyun bağımlılığı nedir? hep birlikte inceleyelim.
Anne ve babalar için çocuklarının saatlerce belki günlerce bilgisayar başından kalkmadan vakit geçirdiği, sadece yemek ve tuvalet için kalktığı çokta yabancı değil sanırım. Oyun bağımlıları çok az bilgisayar başından kalkarlar bu yemek yemek için olsa bile, zaten az yemek tüketirler ve genelde bilgisayar kullanırken yemek yerler. İnsanlarla az iletişim halinde oldukları ve bir şey yapmak için efor sarf etmedikleri içinde ilerde sağlık sorunları görüşmeye başlanır.
Kimyasal bağımlılığa karşı oldukça hassas davranan anne-babalar var fakat aynı hassasiyeti bu konu için göstermiyorlar. Genelde ilerde bırakır, biraz büyün bırakır zaten yada tatilde oynar okul açılınca bırakır diyerek geçiştiriliyor. Oysa bu hafife alınacak bir durum değil, uzmanlar bu konuda psikolojik destek alınması gerektiği konusunda uyarıyor.
Oyun Bağımlılığı Nedir ?
Oyun bağımlılığı; bilgisayar oyunları, konsol oyunları, mobil oyunlar oynayarak aşırı zaman geçirilmesi ve buna bağlı olarak fiziksel, duygusal ve sosyal olarak problemler yaşamasıdır. Dijital oyunlara ve dijital dünyaya bağımlı olan kişiler aşırı takılı olmakla birlikte kendini kontrol edememekte ve gerçek dünya ile olabildiğince az iletişim halinde olma gibi belirtiler gösterirler.
Yalnız anne ve babalara şunu hatırlatmalıyım ki; her oyun oynayan çocuk oyun bağımlısı oldu anlamına gelmiyor. Şimdi bu yazıyı okuyan aile büyükleri, ”yoksa benim çocuğumda mı bağımlı oldu, akşam papçi oynadıydı” diyebilir.  Çocuğunuz herhangi bir oyun oynayabilir, yada bir oyun hesabına sahip olabilir. Hep aynı oyunu da oynuyor olabilir bunlar bağımlı olduğunu göstermez, uzun vakit geçirmek ve bunun sürekli tekrarlaması sorun yaratır. Bunu anlamanız için oyun oynarken ne kadar süre vakit geçiriyor ve bu geçirdiği süre onu fiziksel, duygusal veya sosyal olarak etkiliyor mu bunu gözlemlemeniz yeterli.
Oyunlar Neden Bağımlılık Yapar?
Bilgisayar, tablet, cep telefonunda oyun bağımlılığının bir çok nedeni olabilir. Bu aşamada en önemli şey bağımlılığa neden olan nedenlerin tespit edilmesidir. Kişi saygıya ihtiyaç duyuyor olabilir, genel olarak saygı konusunda eksiklik yaşayan insanlar oyunlarda daha fazla vakit geçirir çünkü daha fazla vakit geçirmesi diğer oyuncular tarafından daha kolay kabul görmesine neden olacaktır.Bunun farkında olan oyun geliştiricileri de zaten oyunları tasarlarken bunlara önem verir ve daha oyuncunun daha fazla vakit geçirmesi için çalışmalar yapar.
Aile içerisinde ve sosyal çevresinde saygı görmeyen çocuklar dijital platformlara yöneldiğinde ve burada başarı elde ettiğinde diğer oyuncuların saygısını kazanırlar.  Dolayısıyla kazanılan bu saygınlık onu oyuna daha çok bağımlı hale getirir.
Çok oyunculu yani multiplayer olarak geçen oyunlar genelde çekingen yapıya sahip çocuklar için daha cezbedicidir. Bu tip oyunlarda oyuncu gerçek yaşamda yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları görmezden gelir. Çekinmeden oyun içerisindeki dünyada  ve oradaki diğer oyuncularla vakit geçirir. Bu da bir bağımlılık sebebidir. Bunlara ek olarak yalnızlık hissi, rekabete yatkınlık, öz saygıda yetersizlik, içe dönüklük ve aşırı stres altında kalma gibi sebeplerde olabilir.
Fakat en önemli sebepler arasında aile içerisindeki iletişimin yetersiz olması yatmaktadır. Ailenin çocukla ilgilenmemesi, fiziksel veya sözlü şiddet, yada tutarsız davranışla sergilenmesi  çocuğu oyunlara bağımlı hale getirmektedir.
Oyun Bağımlılığının Zararları Neler?
Dijital bağımlılık olarak değerlendirilen bu kategoride oyun bağımlılıkları, çocukların ve gençlerin fiziksel ve sosyal gelişiminde oldukça olumsuz etkilemektedir. Oyun bağımlılığı olanların göreceği muhtemel zararlar arasında aşağıdaki belirtilen maddeler yer almaktadır.
Kişilik gelişimindeki olumsuzluklar
Aşırı kilo alma
Baş ağrıları
Elde ve bileklerde uyuşmalar
Kronik yorgunluk
Uzun süre ekrana baktığı için gözde bozulmalar
Derslerinde başarı kaybı
Duyarsızlık
Bağırsak ve mide problemleri
Sosyal çevresindeki insanları  kaybettiği için yalnızlık hissi
Temizliğe önem vermediği için hijyen problemleri
Oyun Bağımlılığı Nasıl Önlenir? Nasıl Tedavi Edilir?
İleri seviyedeki bağımlılıklar için uzman tedavisi gerekse de başlangıç seviyesi için aileler müdahale ederek bu sorunu çözebilirler. Öncelikle aile içerisindeki iletişime önem vermelisiniz çok sık iletişim halinde olmaya özen gösterin. İletişim halinde olmak oluşacak problemleri de hızlıca çözeceğiniz için çocuk için pozitif bir yaşam sağlamış da olursunuz.
En çok yapılan hatalardan bir tanesi oyun oynamanın ödül olarak veya ceza olarak kullanılması. Çocuğunuza bir görev verip onu yerine getirirse oyun oynayacağını veya oynamayacağını söylemek yerine onu farklı aktiviteler yapmaya yöneltin. Sinemaya gitmek gibi tiyatroya gitmek gibi, bunlar tabi çeşitlendirilebilir. Çocuğunuzu bilgisayar ekranından ayırmanın en kolay yolu bu tarz aktivitelerle onunla vakit geçirmektir.
Her oyun bağımlılık yapmaz onu zekasını geliştirecek faydalı oyunlarla tanıştırarak gelişimine katkı sağlayabilirsiniz.
0 notes
uykusuzpenguencom · 4 years ago
Text
Pazartesi Sendromu Nedir, Neden Daha Çok Zorlanırız?
Çalışan veya çalışmayan tüm insanların üzerinde olumsuz etkilere sahip olan huzur bozucu ve insanlar arasındaki ilişkiyi negatif yönde etkileyen bir durumdur pazartesi sendromu.
Aslında adı pazartesi olsa da durum farklıdır, olayın asıl kaynağı pazar gününde saklıdır.  Pazar günü yaklaşan haftayı müjdeler.Hafta içerisinde yaşayacağın yoğun stres, yoğun çalışma temposu, sinir, trafik ve belki saymakla bitmeyecek bir çok şey aklımıza gelir. Yani asıl olay pazartesi değil pazar günüdür. Pazartesi sendromunu taaaa pazar günü gecesinden yaşamaya başlarız  zaten.
Pazartesi Sendromu Nedir?
”Offf yine mi işe gidip o yoğun telefon trafiği, stresli geçen toplantılar ve çözülmesi zor işler” dediğiniz bir haftaya daha ”merhaba” demek için henüz kendinizi hazır hissetmiyorsunuz tahmin edebiliyorum. Pazartesi sendromu yaşamanızın asıl sebebi; koca bir hafta sonunda bol bol dinlenip, yayıla yayıla yattığınız yada netflix den saatlerce filmler, diziler seyrettiğiniz zamanın bitecek olması ve sizinde bunun farkında olmanız aslında.
Hafta sonunun bitmiş olması üzerinizde gerginlik yaratıyor olabilir. Yarın pazartesi ve buna şuanda  endişeli yaklaşıyor olabilirsiniz. Bu durum kişilik bozukluğuna, aile içi iletişim sorununa ve iş hayatında uyum sorunu yaşamanıza sebep olabilir. Pazartesi sendromu özünde iletişim sorununu barındırmaktadır.
Aile içerisindeki iletişiminde, kişiler arasındaki iletişiminde yada beş gün boyunca tempolu bir şekilde çalışacağı iş yerinde sorun yaşamayan kişiler bu sendromu yaşamazlar. Pazartesi onlar için bir sendrom değil aksine heyecan dolu bir hataya başlamak  demektir. Günlük hayatın gerçeklerini kabullenme ve önüne çıkacak sıkıntıları aşmak bu insanlar için zor gelmez. Unutmayın türü ve çeşidi ne olursa olsun aldırış etmediğimiz psikolojik sendromlar insanlar arası iletişimi ciddi derecede etkiler.
Pazartesi Sendromundan Nasıl Kurtuluruz?
Kendisiyle barışık, kendini olduğu gibi kabul etmiş insanların bu sendroma yakalanmaları oldukça zordur. Öncelikle kendinizle barışık olmalısınız, zaten kendisiyle barışık olan insanların diğer insanlarla iletişiminde de herhangi bir problem olmaz.
Sendrom haline sokmaktansa daha çok pozitif düşünceye sahip olarak kendinizi sürekli motive  etmek daha faydalı olacaktır. Nasıl daha fazla deneyim elde edebilirim yada başarılarıma bir başarı daha nasıl katabilirim şeklinde düşünebilirsiniz. Kendinize sağlayacağınız deneyim ve başarılar sizin daha fazla motive olmanızı sağlayacaktır.
Unutmayı pazartesinin sendrom olup olmayacağı sadece size bağlıdır. Pazartesiyi heyecanla bekleyin
1 note · View note