#Gelecek Partisi
Explore tagged Tumblr posts
Text

#mhp#akp#akpartilibelediyeler#akpdevleti#rterdoğan#rte#bay kemal#kemal kılıcdaroglu#chp#gelecek partisi#saadet partisi
3 notes
·
View notes
Text
Yeni Yol
#Yeni Yol#Saadet Partisi#Gelecek Partisi#Deva Partisi#parti#siyasi parti#siyaset#logo#amblem#Türkiye#Türkiye Cumhuriyeti#demokrasi#politics#democracy#Demokratie
0 notes
Text
Yeni Çözüm Süreci Tartışmaları ve Siyasi Partilerin Görüşleri
Yeni Çözüm Süreci Tartışmaları MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, DEM Partililerle tokalaşmasının ardından terör örgütü PKK’nin elebaşı Abdullah Öcalan’a yaptığı “Çıksın, terörü bittiğini ilan etsin” çağrısı, Türkiye’de yeni bir çözüm süreci tartışmalarını beraberinde getirdi. Çözüm süreci döneminde İçişleri Bakanı olan Efkan Ala, bu konuya ilişkin olarak “Çözüm süreci masamızda yok” açıklamasında…
#çözüm süreci#İyi Parti#Abdullah Öcalan#Anayasa#Barış#chp#Deva Partisi#Gelecek Partisi#MHP#PKK#Saadet Partisi#siyasi partiler#türkiye#terör
0 notes
Text
Ali Babacan,Ahmet Davutoğlu,Muharrem İncenin oy oranları yüzde 1’in altında kaldı.
Yerel seçimlere geri sayım sürerken, anket sonuçları da bir bir paylaşılmaya devam ediyor. Son olarak Asal Araştırma, Ocak ayında yaptığı seçim anketinin sonuçlarını yayımladı. Açıklanan son anket sonuçlarında Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi‘nin yükselişi dikkat çekerken; 14 Mayıs’taki seçimlerde CHP kontenjanından Meclis’e giren Ali Babacan’ın DEVA Partisi, Ahmet Davutoğlu’nun…

View On WordPress
#ahmet davutolu#ak parti#ALİ BABACAN#anket#ÖZGÜR ÖZEL#cesur haber#chp#davutoğlu#DEM Parti#deva partisi#devlet bahçeli#fatih erbakan#GELECEK PARTİSİ#Memleket partisi#meral akşener#MHP#Muharrem İnce#Recep Tayyip Erdoğan#tıp#YENİDEN REFAH PARTİSİ#yerel seçimler#Zafer Partisi#İYİ PARTİ
1 note
·
View note
Text
Canlı yayında ‘pasif agresif’ kavgası! CHP’li isim ile Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı birbirine girdi: ‘Bedavadan 10 milletvekilliği aldınız’
Seçimlerden sonra CHP’de ‘değişim’, Kılıçdaroğlu-İmamoğlu tartışmaları sürerken bir yandan siyaset gündeminde Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun seçime CHP listelerinden girmeleriyle alakalı yaptığı açıklamalar gündem yaratmıştı. Bu açıklamaların yankıları sürerken CHP’li Barış Yarkadaş ile Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Gözel, TV100 canlı yayınında birbirine…

View On WordPress
0 notes
Text
“Daha aydınlık bir gelecek için mücadele etmeye kararlıyız”
Zafer Partisi Isparta, Kadınların Toplumdaki Katkılarını Kutlamak İçin Stant Açtı Zafer Partisi Isparta İl Başkanlığı, il merkezinde stant açarak, 8 Mart Dünya Kadınlar gününe özel kadınlara çiçek dağıttı İl başkan yardımcısı Hayriye Yıldız yaptığıaçıklamada ise şu ifadelere yer vedi: “Zafer Partisi olarak, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Kadınların toplumdaki eşsiz…
0 notes
Text
Kurtulmuş'tan 'yeni anayasa' kabulleri.

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan 'yeni anayasa' kabulleri TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yeni anayasa çalışmaları kapsamında Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ile bir araya geldi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmaları kapsamında AKP, CHP, MHP, İYİ Parti, DEM Parti ve Saadet Partisi gruplarını ziyaretinin ardından Meclis'te temsil edilen ancak grubu olmayan partilerin genel başkanlarını kabul etmeyi sürdürdü. Kurtulmuş bu kapsamda, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır'ı ayrı ayrı kabul etti. Kurtulmuş, ilk görüşmesini Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdi. Basına kapalı görüşme 1 saat 20 dakika sürdü. Davutoğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un daveti üzerine yeni anayasa ile ilgili görüştüklerini belirterek, "Sayın Başkan, yeni anayasa ile ilgili şu anda bir usul üzerine çalışmakta olduğunu, usulden sonra muhtevaya geleceğini, bütün partilerin ve bizim desteğimize ihtiyacı olduğunu ifade etti. Bundan sonraki çalışmalarla ilgili düşündüklerini paylaştı. Biz kendisine böyle açık yürekli bir paylaşım için teşekkür ediyoruz. Kendisiyle bütün düşüncelerimiz çok açık bir surette kendisine ifade ettik. Türkiye'nin bir sivil anayasaya, gerçek anlamda bir toplumsal mutabakat, sözleşme anlamında bir metne ihtiyacı var. Bu sadece bugünkü ihtiyaç değildi. Geçmişte de olan bir ihtiyaçtı, her zaman oldu. Türkiye'nin bir cuntanın yapmış olduğu 12 Eylül Anayasası'na mahkum kalması, üzerinde çok güzel ve doğru iyileştirmeler yapılmış olsa bile bizim için utançtır. Ancak bugünkü Anayasa'ya iyi niyetle uymak, Anayasa'ya saygı bakımının önem taşıdığı aşikar" ifadelerini kullandı. 'PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ NOKTASINDA DESTEK VERİRİZ' Türkiye'nin kozmetik bir anayasaya reformu görüntüsüne ihtiyacı olmadığını ifade eden Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tartışmalara açılması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin 2007 seçimleri ve 15 Temmuz darbe girişimi süreçlerinde yeni anayasa yapma fırsatını kaçırdığını belirten Davutoğlu, "Bizim görüşümüz açık ve net. Gerçek bir anayasa reformu yapılmak isteniyorsa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tartışılmalı ve Gelecek Partisi olarak görüşümüz gerçek bir parlamenter sisteme geçmektir. Bu konuda yeterli tecrübemiz var. 1876'dan beri de Türkiye'nin, bir parlamenter sistem tecrübesi var. Türkiye'nin şartları, özellikle yerel seçim sonrasında eminim AK Parti içinde de birçok makul görüş sahibi, Türkiye'nin artık sistem değişimine gitmesi konusunda benzer görüşlere sahiptir. Türkiye'nin kutuplaşmayı engellediği için insan haklarına dayalı demokratik bir anayasa yapımı konusunda adım atılması halinde biz Gelecek Partisi olarak destek veririz. Gerçek bir parlamenter sisteme geçiş noktasında da hem Meclis içinde hem Meclis dışında kamuoyu yapımında, bütün imkanlarımızla hukukçularımızla, öğretim üyelerimizle katkıda bulunuruz" diye konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Ahmet Davutoğlu Sakarya’ya geliyor
Gelecek Partisi Sakarya 2. Olağan İl Kongresi 26 Kasım Pazar günü yapılacak. Kongreye Genel Başkan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Milletvekilleri’de katılacak. SAKARYA – Gelecek Partisi Sakarya İl Teşkilatı, yerel seçimler yaklaşırken ilçe kongrelerini tamamlayıp kongreye gidiyor. Kongre ile ilgili yazılı açıklama yapan İl Başkanı Fatih Sevindik, 26 Kasım Pazar günü Gelecek Partisi Genel Başkanı…
View On WordPress
0 notes
Text
Merhaba Hasan bizler Samsun dan evli çiftiz 2002 yılında evlendik eşim Uğur memur ben Beyhan emlakçılık yapıyoruz . Şuan eşim 39 ben 38 yaşlarındayız oldum olası seksi çok severim lise yıllarında arkadaşlarım ile anal ve oral seks yapıyorduk evlenene kadar bekaretimi koruyarak geldim görücü usulü ile eşimle evlendim memur olduğu için birde artık normal seks yapmak istediğim için kabul ettim 1 ay içerisinde nişan düğün yaptık fakat kocamdan umduğum siki bulamadım 11 cm kadar uzuyordu birde çok ince bir siki vardı birgün sevişirken senden önce hep arkadan veriyordum beni sikenlerin en küçük sikli adam 18 cmydi senin sikinden tat almıyorum dedim üzülmüştü ne istediğimi sordu bende bir yolunu bulup ya sikini uzattır ve kalınlaştır yada beni boşa herkes kendi yoluna gitsin dedim 2 gün sonra bana bir video izletti videoda 2 bizim gibi bir çift internetten birilerini buluyor evlerinde seks partisi düzenliyorlardı o gece sabaha kadar seks yaptık ve biz nasıl yaparız diye konuştuk hemen evdeki laptop tan sahte bir adres yazdık hemen 5 10 kişi ekledi ortalama 1 ay içinde 400 den fazla arkadaşımız olmuştu Uğur olmadığı zamanlarda konuştuğum bir çift vardı yakındık birbirimize eşime telefon ettim bu akşam misafirler gelecek rakı balık al dedim erken gel hazırlık yapalım dedim normalde 6 gibi gelirdi o akşam 5 olmadan geldi hemen banyoya girdi bende girdim etek traşımızı koltuk altlarımızı tamizledik saat 8 gibi kapımız çaldı gelen arkadaslarımızdı buyur ettik tanışma faslı çay falan derken rakı sofrası kurduk saat 11 gibi 4 dümüzde cakır keyif olmuştuk Esmeray eşimin kucağına oturdu bende soyunup Alparslan ın kucağına çıktım öpüşmeye başladık elleri o kadar nazikti ki sanki masaj yapıyor gibi nazik nazik okşuyordu sevişmeye başladık kendi ellerimle soyuyor üstünden çıkardığım her parça giğsinin yerini öperek emmeye başladım artık ikimizde çırılçıplak olmuştuk siki hem kalın hemde çok uzundu bir taraftan sakso çekmeye bir taraftan elimle sikini 31 çekiyor gibi asağı yukarı sıvazlıyordum daha önce de çok sikiştiğim için alışıktım sakso çekmeye eşimde Esmeray ı yere uzatıp 69 pozisyonuna geçmişlerdi Alpaslan beni kucağına alıp yatak odasına götürdü yatağa uzattı birden yüklendi hepsini içime soktu sanki ilk defa sikiliyormuşum gibiydim . Hızlı bir tempoda devam ediyor beni zevkin doruklarına çıkartıyordu of harika sikiyorsun Alparslan parçala beni amım götüm sana feda olsun doldur döllerinle diyordum ben inledikçe o daha sert vuruyordu birden içime soktu durdu içime boşalmaya başladı hiç kımıldamadan duruyordu komple içime boşalmıştı ufalmaya başlayınca içimden çıktı karısı ve eşim bizi izliyormuştu karısını çağırdı domalttı göt deliğine soktu karısı yatağın kenarındaydı beni ayaklarımdan çekti amımı yalamaya başladı kocamda o 11 cm lik sikine 31 çekiyordu bende Esmeray da zevkin doruklarına çıkıyorduk
O gece sabaha kadar seks yaptık Alparslan ve Esmeray tayin olana kadar hemen hemen her gün seks yaptık şimdilerde internet üzerinden pek dürüst çift bulamıyoruz ama arayışımız devam ediyor sizlere bol sikişli zevk dolu geceler diliyoruz .
64 notes
·
View notes
Text
Tarihe düşülen bir not.
Değerli arkadaşlar; Burada aynı görüşü paylaştığımız, paylaşmadığımız, münakaşa ettiğimiz, ortaklık bulduğumuz kişiler var. Ben bir gazeteciyim. İnanın gazetecilikte, hele toplum bu kadar kutuplaşmışken alkış almak çok kolaydır. Ben de burada Saraçhane eylemlerini paylaşabilir, iki Atatürk sözü paylaşıp çok kolay alkış alabilirim. Esen rüzgâra kapılabilirim. Heyecanınıza ortak olabilirim. Ama benim görevim, birilerine şirin görünmek değil. Kitleye kuyrukçu olmak değil. Birileri kızsa da, alınsa da, darılsa da gerçekleri söylemek. Öncü olmak. Şimdi burada yazacaklarım bu toz bulutun içinde çok gerçekçi gelmeyebilir, önemsiz de görülebilir. Ama birkaç zaman sonra bunları göreceğiz. Karşımıza gelecek. O yüzden not düşmek zorundayım. Hani karınca ağzında bir damla suyla Kerbela’ya gidiyormuş, ya demişler ne yapacaksın o suyla, olsun safım belli olsun demiş. O misal. Şunun farkındayız. Birçoğunuz vatansever duygularla, Atatürk bayrağıyla, haklı gerekçelerle, bunalmışlıkla, gelecek kaygısıyla, ekonomik sıkıntılarla o meydanlardasınız ve haklı taleplerini dillendiriyorsunuz. Belki bazılarınız İmamoğlu ve CHP için, bazılarınız da onlar için değil kendi taleplerini dillendirmek için orada. Bunu anlıyoruz. Fakat bugünkü durumu anlamak için ve yapılan eylemleri anlamlandırmak için önce dünyayı anlamalıyız.
GÜNÜMÜZDEKİ SAFLAŞMA: KÜRESELCİLERLE-MİLLÎCİLER ARASINDA
Günümüzde dünyada ekonomide ve siyasette köklü bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm, ABD önderliğinde 1945’ten sonra oluşturulan “müesses nizam”ın çatırdamasıyla tezahür ediyor. Bu durum gelişen dünya devletlerinin kendi hak ve menfaatleri için daha bağımsız davranmalarına olanak sağlıyor. Çatırdayan mevcut düzen, ekonomik düzlemde uluslararası tekellerin, finansal mekanizmalar ve dolar hegemonyası vasıtasıyla dünyayı avucuna almasını sağlıyor. Fakat gelişen dünya devletleri artık güçsüz değildir, belli bir kalkınmışlık seviyesine ulaşmıştır. Kafasını kaldırmaya başlayan milli devletler kendi aralarında kurdukları işbirlikleriyle emperyalist tahakkümü sınırlandırmaya başlamıştır. Finansal hükümranlık ile dünyayı yöneten emperyalist merkez ülkelerinde ise üretimi ihmal eden sistem, alt ve üst yapısıyla çürümeye başlamıştır. “Küreselleşmeci neo-liberal düzen”ciler ile buna karşı çıkanlar arasındaki çelişme, dünya çapında bir mücadeledir. Sadece ABD ve Avrupa ülkeleri içinde değil, her ülkenin içinde bu mücadelenin devam ettiğini söyleyebiliriz. Gelişen dünya ile emperyalist blok arasındaki mücadelede, yer alacağı safla sonucu belirleme yeteneğine sahip başlıca ülkelerden birisi olan Türkiye’de de. Türkiye’de yaşanan mücadele ve cepheleşme, Batının emperyalist sisteminden kurtulmak ile batıya bağımlılığı sürdürmek arasındadır.
ÖZEL KİMLERDEN MEDET UMUYOR
Sizi, eylemlerin başını çeken ve sizi alanlara çağıran CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sözlerine kulak vermeye çağırıyorum. 1. Özgür Özel önceki gece CNN International’e konuştu. Şunu diyor: “Ülkemizin Batı ile güçlü bir ilişkiye sahip olmasını, NATO'ya güçlü bir şekilde bağlı olmasını istiyoruz. Ayrıca ülkemizin, tüm bu ülkelerle ilişkilerinin artmasını ve gelişmesini istiyoruz fakat Erdoğan Türkiye’yi bu organizasyonlardan koparmaya çalışıyor.” 2. Özgür Özel, BBC’ye de konuştu. Şunu diyor: “(İngiltere Başbakanı Starmer’ın) Nasıl bir gerekçesi var, nasıl bir sebebi var? Bütün Avrupa tepki gösteriyorken, İngiliz İşçi Partisi’nin, Starmer’ın bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlayamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. Bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti? Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalabiliyor? Gerçekten kırgınız.” Özel bu sözleriyle, neo-liberal ekonomik/siyasi programıyla, emperyalizm yandaşlığını ilan etmektedir. Aynı zamanda, ABD-Avrupa eksenindeki neo-liberal küreselleşmeci kanadın yanında saf tutmakta ve Türkiye’yi “NATO demokrasisi”nin kollarına teslim etmek istediğini ortaya koymaktadır. Eylemlere katılan değerli arkadaşlar, şu acı gerçeği sizinle paylaşmak zorundayım: Sizi Batı’nın planlarında, Atlantik projelerinde, ABD-İsrail girişimlerinde figüran konuma sokuyorlar!
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ OLMAK
Atatürk bayrağı taşıyan, “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sloganı atan arkadaşım. Atatürk Trablusgarb’da, Balkanlarda, Çanakkale’de, Suriye Cephesi’nde ve nihayetinde Kurtuluş Savaşımızda kiminle savaştı? Batılı emperyalistlerle. O zaman bugün CHP'nin kardeş partisi olan İngiliz İşçi Partisi ne yapıyordu? Atatürk bu savaşta kimle dostluk kurdu? Sovyetler Birliği, Afganistan, İran… Bugün koşullar aynıdır. Namlular ülkemizden ABD-İsrail’den, Batı’dan çevrilmiştir. Dostlarımız yine Rusya, İran, Çin ve Asya ülkeleridir. Atatürk’ün “Biz Asyaî bir ülkeyiz, Asyaî bir milletiz.” sözü geçerlidir. O alanlarda Mustafa Kemal’in askeri değil, tekrar altını çizerek söylüyorum, ABD-İsrail ve NATO planlarında figüran olunur. Ya da Gezi’de Sorosçu bir grubun dediği gibi Mustafa Keser’in askeri olursunuz. O dayanışma sandıklarında attığınız her oy, Batı sistemine verilen oydur. Orada, Tayyip Erdoğan düşmanlığını belli hedeflere yöneltenler var. Bunun başında CHP, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu geliyor. Ne diyorlar? Batı ile bütünleşme. O bütünleşme, sonuç itibariyle Türk Devleti'ni, Millî Devletin tasfiyedir. Mustafa Kemal’in askeri olmak, doğru cepheleşmede doğru safta yer almaktır.
BU EYLEMLERİN GEZİ İLE İLGİSİ YOK
Gezi demişken hatırlatalım. Bu işin Gezi ile alakası yoktur. Gezi Ergekenon-Balyoz kumpaslarıyla başlayan halk hareketinin bir sonucuydu. Orada ABD düşmandı. ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ rotasında tam bağımsızlık içindi. Şimdi burada tersine, ABD dost olarak ilan ediliyor. Gezi’deki kitle bilinçli, Amerikan emperyalizmini karşısına alan bir kitleydi. Alanlarda bu sloganlar atılıyordu. Türkiye'nin bölünmesine, ekonomik olarak Türkiye'nin Batı sisteminin avucuna alınmasına karşı olan büyük bir mücadeleydi. Dolayısıyla Gezi ile bu hareket birbirinin tam karşıtı.
TARİH HAZİN ÖRNEKLERLE DOLUDUR
Tarihte, bu haklı talepler üzerinden “demokratik yolla”, “halk desteğiyle” iktidara gelerek sermayenin en azgın biçimleri, renkli devrimler, Amerikancı yönetimler örnekleri bol miktarda vardır. Hitler bunun en bilindik örneğidir. Hitler, Birinci Dünya Savaşı’nda ezilmiş, işsiz kalmış insanların milliyetçi duygularını oynayarak iktidara geldi. Halktan büyük destek aldı. Ama 10 milyon Almanın ölümüne yol açtı nihayetinde. Çin’deki Tiananmen’deki olaylar da böyleydi. ÇKP’nin içindeki Gorbaçov çizgisindeki kimselerin kalkışmasıydı. Bakınız Polonya’da Walesa diye bir adam vardı. Maden, liman işçilerinin halk hareketiyle geldi. Sonradan CIA ajanı olduğu ortaya çıktı. Polonya bugün Avrupa’daki en ABD’ci yönetime sahip. Ukrayna’ya en çok destek veren ülke. Ukrayna dedik, Zelenskiy farklı mı? Maidan Devrimi denen renkli devrimin sonucu o koltuklara oturdular. En son ABD nasıl fırlatıp attı gördünüz. Bakınız Batı ile bütünleşme dedikleri bu. Bunlar Zelenskiy olmaya aday. Romanya’da Çavuşesku’lar böyle idam edildi yine.
ABD AT DEĞİŞTİRDİ
Bakınız göreceksiniz, bu süreç İmamoğlu’nu da yiyecek. AK Parti tarafından değil, bizzat küreselciler tarafından ve CHP içindeki bazı gruplar tarafından yinecek. Birkaç gün önce bazı sorular diye bir şey yazdım. Orada Özel AK Parti’de kimlerle görüştü diye sordum. İsimler var, ben vermeyeceğim ama bunu yazan ben değilim sadece. AK Parti içinden gazeteciler de yazdı, Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu da bir anlaşmanın olduğunu yazdı. Burada özelden konuştuğum birkaç kişiye bunun sonucunu şöyle değerlendirmiştim, size de aktarayım. Aynısını yazıyorum: 1. İmamoğlu'ndan kurtuldular. 2. CHP`nin en önemli kale ve akar kaynağı sayılan İstanbul Büyükşehir Belediyesini elde tuttular. 3. Bu dava üzerinden tabanlarını konsolide ettiler. 4. Özgür Özel`i lider yaptılar. Bu dediklerimi doğrulayan bir şey yaşandı. Ama öncesinde yine bir tarihe götüreceğim sizi. Biz 1996 yılında şöyle bir manşet attık.

Bu manşet, ABD’nin Rand Corporation raporundan alındı. Rand Corparation çok önemlidir, ayrı bir yazı konusu yaparız belki. Ama Rand, Ocak 2020’de bir rapor hazırladı. Adı “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” idi. Orada, İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak sunuyorlardı.

Ama bu olaylardan sonra, CIA’nın Pentagon görevlileri farklı bir dil kullanmaya başladı. Daha önce Türkiye’nin demokratikleşmesinden bahseden, bu yolda yazılar yazan CIA görevlileri, “Özgürleşmiş” kelimesini kullanmaya başladılar.

Kaldı ki, İmamoğlu ile ilgili ve Kurultay’la ilgili soruşturmalar, CHP’liler tarafından yapılan suç duyuruları ve CHP’li tanık ifadelerine dayanarak başlatıldı. Özetle arkadaşlar, iyi niyetinizden şüphem yok benim. Ama bu gerçekleri de söylemek zorundayım. Çünkü sizi inandığınız değerlerden saptırıp, sizi figüran olarak kullanıp, Batı sistemine Türkiye’yi çıpalamak peşinde insanlar var. Bana kızabilirsiniz, bana sövebilirsiniz. Ama bunları söylemek, hatırlatmak görevim.
11 notes
·
View notes
Text
#züğürt ağa#ankara#seçim2024#yerel seçim#şener şen#akp#akparti#dem#iyi parti#deva#gelecek#refah#yeniden refah partisi#tkp#ip#işçi partisi#yerelseçim
4 notes
·
View notes
Text
Gelecek Partisi
#Gelecek Partisi#Ahmet Davutoğlu#Davutoğlu#Türkiye Cumhuriyeti#siyasi parti#siyaset#logo#amblem#yaprak#yeşil#Türkiye#parti#demokrasi#politics#democracy#Demokratie
0 notes
Text
RUH İKİZLERİ!
“Ruhu bakımından evet ben AK Parti’den hiç kopmadım. Çünkü kuruluşundan itibaren nice çileli yollarda AK Parti’nin içinde bulunduğumu herkes bilir. Bir adım geriye atmadım. Geçmişe dönük olarak herhangi bir hesabın peşinde değilim. Kimse kusura bakmasın. Onların içinden geldim.”
Bunları birkaç gün önce söyleyen kişi, 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde “muhalafet” cephesinde yer aldığı yalanıyla altılı masaya oturtulan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu!
AKP RUHU NEDİR? Okumak için devamı aşağıdaki bağlantıda.
12 notes
·
View notes
Text
İmamoğlu Davası ve Siyasi Kulisler: CHP'nin Ziyaretleri
Ankara Kulislerinde İmamoğlu Davası Tartışmaları Devam Ediyor Ankara kulislerinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak davasında verilecek kararın ne zaman açıklanacağına dair tartışmalar sürerken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) muhalefet partilerini ziyaret etmeye başladı. Bu çerçevede, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP Grup Başkanvekilleri Ali…
#İmamoğlu#İyi Parti#chp#Demokrasi#Demokrat Parti#Deva Partisi#Gelecek Partisi#infaz yasası#kadın cinayetleri#muhalefet#Narin davası#Saadet Partisi#siyasi yasak#tek adam rejimi#yargı krizi
0 notes
Text

🔘 Yetki Faşizmi 🔘
1950 tarihinden bugüne bu toplum darbe ve krizler ile bugüne yetki faşizmi ile başbaşa kalarak gelmiştir.
Toplumdan hile ile yetki alanların insafa gekmesini beklemek pazarlık yaparak yetkiyi uzatmak toplumun kendi sonunu kendisinin getirmesi demektir.
Toplumu bölen siyasi partilere bel bağlamak ile tek bir yetkinin sürekli düşman üreterek kendi iktidarına devleti, vatanı ve ulusun tüm olanaklarını teslim edilmesi birbirinden farkı olmayan ve iflah olmaz bir kötü gidişattır.
Her iki yöntemde de sorun ilkesiz olmak kötü bir niyetin insafına bir ülkeyi terk etmiş olmak demektir.
Çare yetkiyi ulus adına ortak usa teslim etmek üretim ve hizmet araçları mülkiyetini ulusun kendisine devretmektir.
Bunun tersine giden ve toplum ile cehalete güvenerek inatlaşan her niyet o toplumu uçuruma sürükler ve her kötülüğün yapılmasına engel olmaya gücü yetmeyeceği için sonuçta kaybeden toplumun kendisi olur.
Anayasa değişikliği yapamadığı için ve toplumda bir karşılığı kalmayan mevcut yetki faşizmi iktidar ve muhalefet birlikte köşeye sıkışmıştır.
İktidar ve muhalefet bir araya gelse sandığa gidecek kimse yoktur.
Meşruiyet sorunu başlamıştır.
Ekopilitik soygun dolayısıyla ipin ucu kaçmış ülke adeta tüm cephelerde savaş ile tehdit ediliyor diye kendini kurtarma yaygarasına kendini kullanan düşmanlıktır ile birlikte bir çaba içine girmiştir.
Niyet okuyoruz diyorum bir kulaktan girip ötekinden çıkıyor.
Oyama yaparak toplumun karşı karşıya kaldığı soygunu umursamayan bir tavır ile karşı karşıya kalınmıştır.
Muhalefet ile yargı üzerinden mağduriyet üretilerek bir başka pazarlık ve yeni bir tehdit daha beslenmektedir. Cumhuriyet Halk partisi bu konuda suçu gayet açık olan ibb belediye başkanı partisi rolü üstlenerek emperyal soyguna kol kanat geren bir parti rolü üstlenmiştir.
Her bir siyasi parti zaten ayrı bir yetki faşizmi örgütüdür.
Kurt kılıklı taşnak partisinin toplumda bir karşılığı olmadığı halde yedekleri aynı amaca hizmet için örgütlü bir çaba içine girmiştir. Oysa darbeler ürünü Türk düşmanlığı yapan bir zihniyettir.
Siyasi partiler tümünün bir karşılığı kalmamıştır.
Tek yetki isteyen hiçbir seçeneğin bize bir gelecek olmayacağını soygun söylemektedir.
Yönetim ortak us Türk ulusuna devredilecek ve kamulaştırma yapılacak. Başka çözüm yoktur.
Piyasa soygunu e-alışveriş ile devam ediyor olması sürdürülebilir olacağı anlamına gelmiyor. Bunun tedbirleri mümkündür.
Kılık değiştirerek başka niyetli aynı soygunu devam ettirmek çözüm değildir. Sadece soyguncu değişir.
Biz soyguncu değiştirmek değil soyulmayacağımız bir düzeni kamulaştırma ile kuracağız.
♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️
2 notes
·
View notes
Text
Veda Etmek...

Bütün insani dengelerin / olguların / fikirlerin tarumar edilmesi sürüyor. Bozuk plak kabilinden kendisini tekrardan var eden hamlelerle birlikte bir menzildeki can / onun kapsadığı hayat imgesi rezil rüsva edilip duruyor. Söz naçar kılınıyor. Yeter ki düzen devam etsin. İster talan deyin ister yağma sürdürülebilsin de arzu ederse kıyamet kopsun hiçbir şey zerre değişmesin isteniyor. Mutlak var edilmiş sınırlamaların ötesini ne düşünsünler isteniyor ne de iyi bir hayata dair tek bir umut kırıntısına zemin bırakılıyor. Bir koca saha direncini yitirsin diye emekler sarf ediliyor. Bağışıklığını zaten yitirmiş olagelen demokrasinin bütün açık ilerici ülke şablonunun da kökünün kazılması için eldeki imkanlar seferber olunuyor. Ne hürriyet bildiğiniz hürriyet, ne eşitlik kavramı zannedildiği kadar gerçekçi. Tümüyle köleleştirilmiş olagelen düzen esirlerini ve ötekiler olarak anılan sisteme boyun eğmeyenler arasında bir cereyana sahne kılınan zemin gerçekliğinde insani normların yıkımı eksiksiz var ediliyor. İnsan nedir bu unutturuluyor. Ya o kampta yer alıyorsunuz ya da bu kampta, kelimenin özü insanlığını zayi etmiş hemen her durumda bir başkası için öteki / açık hedef kılınan temsillere dönüştürülüyor insan. Ne erdeme yer kalıyor, ne tek satır da olsa izahata. Ne anlama çabasına yer var ya da bırakılıyor, ne de kaybedilmiş olanın sahiden bıraktığı eksikliği anlayabilme tahayyülü ve düşüncesinin hazin tablosuna vakıf olmak.
Bir kısa haberi aktaralım: “DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. DEM Parti ve DBP Eş Genel Başkanları sanal medya hesaplarından başsağlığı mesajları yayınladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Floransa Nightingale Hastanesi Önder’e ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“15.04.2025 tarih ve saat 22.41’de şuuru kapalı, solunum ve kardiyak arrest tablosunda ambulans ile kalp akciğer masajı eşliğinde hastanemize getirilmiştir. Kendisine acilen “Aort Diseksiyonu” tanısıyla Bentall operasyonu (aort kapak değişimi ve çıkan aort değişimi) ve tek damar by-pass ameliyatı yapılmıştır. Hastamızın ameliyat sonrasında yoğun bakım ünitemizde ECMO (Kalp destek cihazı) ve yoğun tıbbi tedavi altında hemodinamik stabilitesi sağlanmıştır. Hayati tehlikesi giderek artan hastanın nörolojik tablosu ağırlaşmış, çoklu organ yetmezliğine girmiştir.
Sayın Sırrı Süreyya Önder, yoğun bakım ünitemizdeki takip ve tedavisinin 18. gününde çoklu organ yetmezliği nedeni ile 03.05.2025 tarih ve saat 16.10’da hayatını kaybetmiştir. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerinin başı sağ olsun.
Saygılarımızla.”
DEM Parti: Canı pahasına sürdürdüğü barış mücadelesini başarıya ulaştıracağız
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Genel Merkezi, İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e ilişkin başsağlığı mesajı yayınladı.
Mesajda, şu ifadelere yer verildi:
“İmralı Heyeti Üyemiz ve Meclis Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder’i kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz. Türkiye halklarına, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Onun canı pahasına sürdürdüğü barış mücadelesini başarıya ulaştırmak, anısına bağlılığın gereğidir. Sırrı Süreyya Önder’in anısına ve onun barış mücadelesine layıkıyla sahip çıkacağız.”
DEM Parti tüm programları iptal etti
DEM Parti Eş Genel Başkanları, MYK üyeleri, Meclis Grubu tüm programlarını iptal ederek, Sırrı Süreyya Önder’in taziyesi için İstanbul’a doğru yola çıktı.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, MYK üyeleri, Meclis Grubu yapılacak olan MYK toplantısı ve tüm programlarını iptal ederek, Sırrı Süreyya Önder’in taziyesi için İstanbul’a doğru yola çıktı.
Taziye ve cenaze bilgilerinin ise daha sonra paylaşılacağı belirtildi.
‘Sana söz, bu ülkeye barış gelecek’
DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, Sırrı Süreyya Önder için sanal medya hesabından bir mesaj paylaştı:
Çok kıymetli yoldaşımız Sırrı Süreyya Önder’i kaybettik… Acımız da kaybımız da çok büyük.
Hepimiz için kelimelerin kifayetsiz kaldığını, tüm Türkiye’nin yüreğinin düğüm düğüm olduğunu biliyorum.
Bizleri ortak duygularda birleştiren, barışa olan inancıyla herkesi kucaklayabilen bir insandı o.
Bu toprakların güzelliğinin, neşesinin buluştuğu bir değerdi.
Ağır hastalıklarına rağmen barış için vermiş olduğu mücadeleyi ne bu topraklar ne de bu ülkenin insanları unutacak.
Sana sözümüz olsun yoldaşım, bu kadim topraklar mutlaka barışla buluşacak.
‘Sırrı’nın düşleri bizimdir, yolu yolumuzdur’
DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan da Sırrı Süreyya Önder için sanal medya hesabından bir mesaj paylaştı:
Sevgili Sırrı Süreyya Önder’i kaybettik. Bu ülke, hakikati büyük bedellere rağmen dile getirmekten bir an bile imtina etmeyen büyük bir değerini yitirdi.
Barışın dili, halkların kardeşliği için çarpan cesur bir yürek sustu. Sırrı, sadece bir siyasetçi değil; Türkiye’nin hafızası, onuru ve neşesiydi.
Sözleriyle direnen, gülüşüyle umut olan bir insandı. Onu kaybetmenin acısı büyük. Ama biliyoruz ki Sırrı’nın düşleri bizimdir, yolu yolumuzdur.
Hakkını helal et Sırrı… Uğurlar olsun, yoldaşım. Sana söz, bu ülkeye barış gelecek.
‘Diyalog sürecini başarıya ulaştırmak en önemli motivasyonumuz olacak’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır da sanal medya hesaplarında başsağlığı mesajı yayınladı.
Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın mesajı şöyle:
Değerli mücadele arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder’i kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşamaktayım. Devri daim olsun, ışıklar içinde uyusun. Ailesi, sevenleri ve halkımızın başı sağ olsun; sabır ve güç diliyorum. Hayatı boyunca halklar, inançlar ve kültürler arasında adeta bir köprü olmuş, bu uğurda birçok bedel ödemiştir. Yaşadığı son hadise, onun özgür ve eşit bir ülkenin inşası için ne kadar çok çaba sarf ettiği ve riskler aldığının en açık göstergesiydi. Önder’in arkasında bıraktığı mücadele azmi ve barış iradesine sahip çıkacak, hayalini kurduğu toplum modeline ulaşmak için gereken tüm gayreti göstereceğiz. Özellikle büyük bir sorumluluk alarak dahil olduğu diyalog sürecini başarıya ulaştırmak en önemli motivasyonumuz olacaktır. Yoldaşımızı hep özlemle yad edeceğiz.
‘Onurlu bir yaşama olan inancı ile hepimize çok şey kattı’
Keskin Bayındır’ın mesajı şöyle:
Bir kelimeyle bin duyguyu anlatan, yüzlerce yüreğe dokunabilen bir insan daha aramızdan ayrıldı. Sırrı Süreyya Önder, sadece bir siyasetçi ya da sanatçı değil; bu toprakların hafızasına yazılmış bir söz, bir direniş, bir vicdandı. Ardında koca bir boşluk ve hatırladıkça içimizi titreten anılar bıraktı. Onurlu bir yaşama olan inancı ile hepimize çok şey kattı. Halkımıza olan sevgisi, adalet ve özgürlük uğruna verdiği emekle kararlı mücadele, hiçbir zaman unutulmayacak. Kalbimizde, mücadelemizde ve hafızamızda her zaman yerin olacak. Sevenlerine, ailesine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz.”
Sırrı Süreyya Önder, bir devrin bunca kötücül hali ruhani durumu içerisinde gedikler hep yeni eşikler açma konusunda öncül bir mücadele insanıydı, bu birincisi. Türkmen kökleri bulunmasına rağmen ezilen tüm halkların başta Kürd halkı olmak üzere, Ermeni, Ezidi, Alevi, Süryani halkları için kelamını da eylemini de eksik etmeyenlerdendi. Tümden artık afaki bir biçimde bir zorunluluk halini almış inkara son diyebilen nadir insanlardandı. Tüm bu ülkenin görüp görebileceği, Yaşar Kemal’inden, Neşet Ertaş’ına, Hrant Dink’ten Ahmet Kaya’ya kadar birbirilerinin meramlarında dertlerini ortak kılan, acısını da sevincini de bir edebilen insanı kamillerden birisiydi. Var ettiği her şey, oluşturmaya çalıştığı / çabaladığı demokratik Türkiye’nin inşası için verilen mücadelede her daim önde kalanlardandı. Hesapsız kitapsız, birileri öyle ister, böyle yap dediklerini tekrarlayan insan suretlerinden azade, gönlünden geçeni, aklıyla bütünleştirerek böylesi bir ülkede gerçek bir dirençle savunabilen nadir kelam erbabıydı. Sırrı Süreyya Önder’in bu çorağa kesmiş sahnedeki var ettiği her nükte, her kahkaha, her duruş, düşünce o katran karanlığı gibi etrafımızı sarıp duran kötülük karşısında bir direnci birlikte inşa etmenin de ilacıydı, anbean. Bir saniye düşünmeden Gezi Parkının merdivenlerinden içeriye koşarken, iş makinesinin önünde durup bir kere daha canlar yanmasın, bir ağaç katledilip arkası da getirilmesin diye verdiği mücadeledeki gibi örnekliği onun açtığı yolu da örneklemişti. 2013 yazından en son geçtiğimiz günlerde temelleri atılan Barışa dair sürecin inşasındaki çabalarına her şekilde ortak / birlikte ve bütünleşik bir mücadelenin altına imzasını atan bir kalpti. Ağır bir yürekti, memleketin gerilemesinden, kör karanlıkça zapt edilmesinden, köklerinden ayrıştırılmasından ve şimdilerde yeniden tartışılıp, hala anlaşılmamamış olan o Cumhuriyetin hayrına dair okumalarında hakikati bildirendi. Kaybımız, boşluğu, derindir, yaramız çok tazedir.
Gören göz olmak, hakikati taşıyabilmek, amasız, fakatsız eğip bükmeden bir şeyleri sahi ama sahiden sahiplenmek çok az insana nasip olabilen bir tahayyüldü. Bir önderlik değil onunki gönül yoldaşlığı idi. Cumhuriyetin bir asrı aşkın zamandır suna geldiği perspektif sınırları çok belirgin, öteki sanılanları hep kapının dışına itekleyip duran, nefretini de hıncını da hep onlardan çıkartan bir engizisyona dönüşümüne karşı teyakkuzda olup, hal ve gidişatı her zaman doğrudan sorabilen bir insandı Sırrı Süreyya Önder. Bu kadar ve çok daha fazlasını yazınsal bir akışın içerisinde de doğrudan sözünün arasına ektiği has, halis kıssalarla birleştirebilen bir temayül oluşturmayı becerebilen bir insandı Sırrı Süreyya Önder. Şimdi, bunca doğrucu Davut, insanı kamil, hakikatten mesel olacaksa gelin hepimiz elimizi taşın altına koyalım diyebilen bir insanın yasında insanlar. En son demeçlerinden 20 Mart’ta özgür basına yansıyanı aktaralım:
“Sırrı Süreyya Önder, görüşmelerin olumlu bir havada geçtiğine dikkati çekerek, “Görüştüğümüz bütün siyasi şahsiyetler, kurum ve partilerden büyük bir coşku ve hüsnü kabul gördük. Bunun için öncelikle onlara teşekkür etmek istiyorum. Onların da sürece dair önerilerini, uyarılarını ve desteklerini aldık. Bunlar bizim için ve barış için çok kıymetliydi. Bunu Sayın Öcalan’a ve muhataplarımıza aktaracağız” diye kaydetmişti.
Görüşmelerde gündeme gelen konulara değinen Sırrı Süreyya Önder, “Ağırlıklı olarak Sayın Öcalan’ın yaptığı değerlendirmeleri aktardık. Sorduğu soruları ilettik. Onlara cevap oluşturmaya çalıştık. Bununla beraber ulusal birlik meselesi de konuşulan meseleler arasındaydı. Barışa dönük olabilecek en geniş toplumsal zemini oluşturmaya çalıştık” şeklinde konuşmuştu.”
En geniş, en kalıcı ve doğrudan herkesi kucaklayan bir birleşme, bütünleşme tahayyülünü son ana kadar savunan bir insandı Sırrı Süreyya Önder. Maraş Kırmını protesto ederken gözaltına alınmasından, 12 Eylül zindanlarında işkenceye yatırılmasından, demokrasinin ne olduğunu kanıtlamaya çabalarken, defaatle cezaevine yollanırken, barışı inatla ve ısrarla barışı savunmanın elzemliliğini gülümseyerek var edebilen bir temsilin ardından ne yazarsak yazalım eksik kalacaktır. Nifak tohumu ekmeye ölümün ardından halen devam diyebilenlerin azınlıkta kaldığının bilinciyle, ötekilerin de bu ülkede bir hamisinin hakiki bir memleket tahayyülüne sahip çıkmaya devam diyenlere bıraktığı mirasla anılacak Sırrı Süreyya Önder. Her birimize kattıkları, birbirimizi anlayabilmemiz için en ufak bir rastlantının, soluk alış veriş mesafesinde meramın kaynaşmasının ilham verici bir suretini var etmişti, unutmayacağız. Umudun ağlarken gülebilen, gülerken düşündüren, düşündürürken başkaca ufukları anlamlandırabilen bir cevherle insanda olduğunu bildiren / yaşatan bir temsildi Sırrı Süreyya Önder. Sözü, hakikat taşıyıcılığı, barıştırma çabası, bu ülkenin demokratikleşmesini tahayyül eden herkesler için bir mirastır, unutmayacağız. Siz de unutturmayınız...
ps. Տէրն Աստուած երկնային անթառամ պսակներու արժանացնէ իր հոգին:
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2025
Görsel: Sırrı Süreyya ÖNDER – 5 Haziran 2011 Seçim Güncesinden – Bülent KILIÇ v/@kilicbil
Meramda Paylaşılan Haber
Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik! - Yeni Yaşam Gazetesi https://yeniyasamgazetesi9.com/sirri-sureyya-onderi-kaybettik/
#meram#arzihal#sırrı süreyya önder#türkiye#akil#insanı kamil#yaşamak#barışa ne oldu?#başka türkiye vardır#cumhuriyet#demokrasi#e��itlik#yolculuk#gidiş#veda#siyasa#politik duruş#kürd özgürlük mücadelesi#insan hakları#adalet#yorum#anlamak#yara#soykırım#türkmen#hakikat#parrhesiastes#anlam
4 notes
·
View notes