Text

22 notes
·
View notes
Text

41 notes
·
View notes
Photo

“ama / sana bir boyun atkısı gerek. kış geldi.”
2K notes
·
View notes
Photo




‘’yaşadığım her şeyi bir karınca gibi yuvarlaya yuvarlaya ona taşımayı düşünüyordum hâlâ, kış için, o bitmek bilmez kış için ve önümüzdeki kışlar için, turşu kurmadan, reçel yapmadan, masal anlatmadan çıkaramayacağımız kışlar için…’‘
618 notes
·
View notes
Photo

“yine ağustos gelse elele versek sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan yeni yoldan sazanlı çaydan geçsek güneşin bahçeleri emzirdiği saatta susamışlar aşkına, kandım diyesi uzun uzun öpüşsek yine ağustos gelse kovulsak cennetimize şantiye hiç durmadan ötse bağırsa lâzoğlu büyükharflerle sövse işçilerine damlarda kaysı yarsalar rumeli göçmenleri dillerini sevdiğim kıvırcık dillerini, ıssız bahçelerden geçsek, unutulmuş sokaklardan çocuklar mavi mavi gülüşüp kaçışsalar bir masal dinler gibi sessizliği dinlesek kendimizi dinlesek köklerin çığlığını seni kollarıma alsam, yine yumsan gözlerini yine kapışılsa yavrum, batan şehrin hazineleri biz yine kendi derdimize düşsek”
85 notes
·
View notes
Text

''insanlar bu evrene fırlatılıp atılmış oldukları için, varoluşumuz belirli bir anlamsızlık içerir. özgürlüğümüz, gelecekten emin olmadığımız anlamına gelir ve yaşamlarımızı yaptığımız seçimler belirler. bizi çevreleyen evren hakkında bir anlayışa sahip olduğumuz kanısını taşırız; durumun farklı olduğunu anlatan bir şey keşfettiğimizde ise yaşamlarımızı çeşitli yönleriyle yeniden değerlendirmemizi gerektiren varoluşsal krizler yaşarız. anlam ve değer taşımanın tek yolu, seçimler yapmaktan ve sorumluluk almaktan geçer.”
5 notes
·
View notes
Photo


194 notes
·
View notes
Photo

27 notes
·
View notes
Photo

sezen aksu - kavaklar
181 notes
·
View notes
Text

“ruhun gözüyse, bedenin yüzlerce gözünden çok daha değerlidir bizim için; çünkü, gerçek varlığı yalnız onunla görürüz.”
11 notes
·
View notes
Text

''ah, insan sevinci ne kadar da sefil, kısa ve hayal kırıklığıyla dolu! çünkü aslında, car en realite, aşkın doruk ânı ne kadar sürer ki? hiç, bir an, belki bir saniye. bir saniyelik esrime ve ardından... toz, kül, hiçlik.''
5 notes
·
View notes
Text




4 notes
·
View notes
Text


“bir çiçeği düşünün. eğer onu sularsanız, yeterince ışık verirseniz ve belki biraz da beslerseniz, o zaman büyür ve serpilir. eğer ihmal eder, karanlıkta tutar, böceklerin yapraklarını yemesine izin verir ve kurumasına göz yumarsanız, solup ölecektir ya da en iyi ihtimalle çok çirkin bir bitki olacaktır. insanlar da bitkiler gibi serpilebilir, gerçi bitkilerden farklı olarak biz kendimiz için seçimler yaparız: ne istediğimize ve ne olacağımıza biz karar veririz.”
9 notes
·
View notes
Text

şiir merdiveni çok dik;
ayağımı attığım ilk basamaktan,
hoş gör, daha yukarı çıkamayacağım.
16 notes
·
View notes