Text
Soluksuz Düşünceler
Gece sessiz kaldırımlarda oturup, hıçkırarak ağlayan insanların olduğu, Issız bir şehirden geliyorum ben.
Bir elimde izmaritine kadar yanmış sigara, Diğer elimde, içine votka katılmış bir bardak vişne suyu, Uyuyakalıyorum. İnsan bu zulmü neden kendine çektirir? Anlam veremeyen, ama içten içe kendine zulmeden, insanların içinden geliyorum ben.
Küçükken düşündüğüm bütün kötü şeyler, Nefret ettiğim her bir düşünce, Başıma gelmeden büyüyemedim.
Ucu Güneşe uzanmış dağların tepesinde ki Bembeyaz kardan daha lekesiz, temiz Gün ışığından daha berrak, daha ak Güzel beyaz bir kadının vücudundan, daha beyaz; Hayalimdeki ulaşılamaz mutluluğun Bana bahşettiği güzellik.
Düşünmeden büyümek kadar değerliydi belki de, Büyümeden yaşamak.
Sorgusuz sualsiz yürüdüğün şu kaldırımlar Kimlerin eline değdi bilmeyi istemek Düşüncenin en uç noktasıdır belki de...
Giydiğin ayakkabıyı sen almadan önce kimler denedi? Kimler seni görüp beğendi, Kimler ise nefret etti?
Doğduğumuz gün gibi çentiksiz kalsaydık, Şimdiki gibi değerli olur muyduk acaba?
Umutsuz soruların, Çaresiz cevaplarına inanan insanlar, Dalga geçme Sebebi olabilir mi?
Susmak, En doğru yaşama şekli ise; Konuşmak, Susmanın ertesi değil mi? Sadece...
0 notes
Text
O kadar...
Duvara asılmış bir resim
Resim de senden izler.
Sararmış yapraklarla süslenmiş,
Bir sonbahar akşamı...
Sırılsıklam olmuş,
Yağmurlu yollar...
Işıklarla süslenmiş,
Islanmış kaldırımlar.
Ve bir kadın...
Ağlamak nedir bilmeyen,
Bir ömür ağlatan bir kadın.
Sonra başka bir resim
Saksafon çalan,
Uzun burunlu bir adam
Ve üzgün bir kemani...
O kadar...
Loş ışıkların
Zar zor aydınlattığı aklım karışık.
Sigaramın ılık dumanı hatırlatmakta seni,
İçtiğim son bardak unutturmakta...
Üstümde yanan elektrikli soba
Önümdeki anılarla süslenmiş masa
Arkamda gülüşmeler,
Sevinçler ve sevişmeler.
Kıskançlıkla bakıyorum etrafıma,
Dayanamıyor gözlerim.
Kapanıyor.
Kırmızı bir tavan, yeşil duvarlar
Tahtadan bir dolap takılıyor gözüme.
Sıska ve tedirgin...
Yaşayacak hali kalmamış.
Ayakta duruyor,
Zar zor...
Düşünüyorum,
Ne yapabilirim yardım edecek?
Hem bana, hem dolaba...
Koyuyorum içine düşlerimi...
Senli hayallerimi,
Sensiz acılarımı,
Hislerimi, gülüşlerimi...
Beyaz tenini,
Kara saçlarını,
Kapkara kaşlarını,
Arsız ama şahane gülüşünü...
Sığmıyor,
Zorluyorum.
Yetmiyor daha bana,
Yetmiyor.
Tıka basa dolduruyorum.
Sonbahar yüklü tabloyu koyuyorum.
Saksafon çalan adamı
Kemaniyi...
Arkamdaki kıskandırırcasına
sevişen, gülüşen insanları,
Sıkıştırıyorum zorla içine...
Daha?
Kapağını kapatmadan önce,
Koyabilirim bir kaç şey daha...
Az önce yüz vermediğim
Bana gülümseyen kızı alıyorum elime,
Dönüyorum masama,
Üstündeki anıları topluyorum tek tek.
Yere düşenlerle birlikte,
götürüyorum dolabın yanına.
Atıyorum içine.
Kapısını kapatıyorum.
Zorluyor biraz,
Ama umrumda değil.
Sığacak...
Üzerine döküyorum
Bardağımdaki son bir kaç damlayı...
Sırılsıklam oluyor dolap.
Çakıyorum çakmağımı,
Yakıyorum.
Parlıyor, ateş alıyor.
O an
Biri yaklaşıyor yanıma
“İyi misiniz?”
Açıyorum gözlerimi,
Ateşe verdiğim dolaba bakıyorum.
Üzülüyorum.
Umrunda değil kimsenin...
Ve sorulan en saçma soruya
En garip cevap çıkıyor ağzımdan;
Sadece
Karanlık bir gece,
O kadar...
0 notes
Text
Karışıklık
Doğu, Batı...
Kimisi beyaz ve de siyah,
Kimisi sarı.
Var mı içine almadığı?
Gözüme düşen yağmur suyu,
Çatışıyor gözümden düşenlerle.
Hesaplaşan düşenler değil,
Kaderimsi duygular belki de.
Seninle beraber bedenimi,
hapseden duygular.
İçime,
Gözlerime
Ve tenime...
Düşünsek bir kaç saniye
Sığar mı Sensizliğe?
Karışık duygular,
Karışık düşler...
Karışık yaşantıma özel sanki,
Karışık kelimeler geliyor aklıma.
Söylesem?
Anlamazsın gibi,
Uzun bir zaman.
Anlatsam?
Gücüm yetmez
Sensiz geçen vakitlerime,
Soğuyan elime,
Her günüme,
Ömrüme.
1 note
·
View note
Text
rüya
uçuyorum denizin mavisinden gözlerinin karasına, bir akşam üstü. ve hatırlıyorum seni, görüyorum aklımın en ücra köşelerinde, kapanıyorum dizlerine, öpüyorum bulutlu ayaklarından ve uyanıyorum, ıssız gecenin bıraktığı karanlıkta.
nerede senli olmanın var ettiği o aydınlık?
bir çiçeğin gövdesinde çıkmış kımıldayan bir yaprağın üstünde yaşıyorum sensizliği.
rüzgarlarda sallanıp, güneşte kavrularak, yağmurlarda ıslanıp, fırtınalarda koparak, varolmaya çalışıyorum her gece. bir tırtıl edasıyla salına salına ama korkuyla sürünüyorum yaprağın çiçekle temas ettiği o gövdede, zor ama, yaşıyorum.
0 notes