Bir gün sonra yine yıkanmak gerekeceğine göre bugün yıkanmak düpedüz aptallıktı. Bunu düşünmek bile yoruyordu beni. Her şeyi birden, ilk ve son kez yapıp kurtulmak istiyordum.
Kimseyle konuşmuyorum. Böyle daha iyi oluyor sanki.
Bir anlamı olduğundan değil. Konuşamadığımdan da değil. Canım istemiyor sadece. Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim. Ama hiç canım istemiyor işte. Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?
dalıp gitmek diye bir şey
bulmuş insanoğlu
ansızın gelen,
gitmek bilemeyen.
kimisi acılarına,
kimisi hasretine,
kimisi hayalleriyle
dalıp gitmişler
iyi, kötü
dalgın dalgın.
birde
dalıp dalıp gidenler var,
karıştırılan dalıp gidenlerle.
nereye? kime?
sorsan bihaber hepsinde.
ufka ufka
ufukta konaklayan insanlara
görmeden, tanımadan
göz göze gelmeden
gülmeden, gülümsemeden
parmak uçlarıyla sevmeden
dalıp dalıp gitmek..
dalıp gitmek diye bir şey
bulmuş insanoğlu
acı tanıdığın olsa,
hasret tanıdığın olsa,
hayaller tanıdığın olsa
dalgasında boğulduğun deniz
can simidi bulunur da...
dalıp dalıp gitmek,
isimsiz bir okyanusta
ufka ufka
ufukta konaklayan insanlara
tanımadan, dinlemeden
elmacıklarını öpmeden
sarmadan, sarılmadan
boğuluşun havalı adıdır
dalıp dalıp gitmek..
seni hâlâ bilmiyorum
ama bizi yolda görsem tanırım.
tüm yabancılığınla içisin hayallerimin,
düşlerimin renklerisin.
şimdi gösterseler,
ıslanmamız gereken yağmurları tanırım
yuvarlanmamız gereken karları da
paylaşmamız gereken simitleri tanırım
dertleşmemiz gereken bankı da
henüz bizim olmamış filmi tanırım
dişlerimize yapışacak mısırları da
yürümemiz gereken o sahili tanırım
bileklerimizi yıkayacak dalgaları da
tırmanacağımız koca dağları tanırım
aşacağımız düz ovaları da
ağlayacağımız türküleri tanırım
güleceğimiz romanları da
uzun pazar kahvaltılarımızı tanırım
demlenmesi gereken çaylarımızı da
dökülecek saçlarını şimdiden tanırım
kırlaşacak sakallarını da..
seni hâlâ bilmiyorum
ama bizi yolda görsem tanırım.
sürüp giden bir geç kalmışlık
bilmediğin bir yere,
bilmediğin bir kişiye.
nasıl tarif edilir?
düğüm düğüm bir şey işte,
tamda kursağımda,
heveslerimin yanı başında.
geçse desen,
dinse, bitse gitse,
derinden bir “oh!” çekebilsen...
bilinmeyene geç kalınca
olmuyor bunların hiçbiri, nedense?
en fazla bir bardak soğuk su
içeriz, tüm bilinmeyenlerin şerefine.
en güzel düşlerde
o bilinmeyen yerdedir,
o bilinmeyen kişiyle.
unutmadan ekleyelim.
o zaman herkese benden su,
soğuk olsun!
ben buradayım şimdilerde,
sen kim bilir nerede?
bizse gün doğumlarına gebe..
teğet geçmemiş iki hayatın
kesişmesini diliyoruz bir yerlerde,
göz göze bile değemeden.
ve daimi paralellikle
üst üste binen hayaller kuruyoruz,
puslu günaydınları silmeden.
kimler için “seni seviyorum”lar tüketiyoruz,
sözlerimizi bile tamamlayamamışken.
seraplar ortasında boğuluyoruz
ben seni yazmamış,
sen beni söylememiş,
biz “biz”i seyretmemişken.
ayrı kentleri başkent ilan etmiş
ya da
aynı otobüste farklı yönlere gitmişiz.
henüz çok erkendik belki
beki de başlamadan tükettik…
yinede bir umuttur yaşam
ve her şeyin bittiği yerde
umut yeniden belirir.
bilirsin, bir insan kaderinse
ilk görüşte anlarsın derler…
tamamlanması gereken bir kütüphane,
içilmesi gerek çaylar var.
ben buradayım şimdilerde,
sen kim bilir nerede?
bizse gün doğumlarına gebe..
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken ya da uyurken (iyi uykular diliyorum!), seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
Franz Kafka (via cemalsureyasiirleri)
2K notes ·
View notes
Statistics
We looked inside some of the posts by
alem-i-hayal-blog
and here's what we found interesting.
Average Info
Notes Per Post
96K
Likes Per Post
50K
Reblog Per Post
46K
Reply Per Post
3
Time Between Posts
1 day
Number of Posts By Type
Text
3
Quote
8
Photo
5
Video
1
Explore Tagged Posts
Fun Fact
Post activity is at the highest at 4:00 pm EDT; notes peak at 10:00 pm EDT.