aleyna-pasken
aleyna-pasken
Goddessizm
70 posts
aleynapasken.blogspot.com
Don't wanna be here? Send us removal request.
aleyna-pasken · 4 years ago
Link
0 notes
aleyna-pasken · 5 years ago
Link
Sana bir kalp kırıklığı bırakıyorum. Ölümün suretiyle tanışana dek yanında taşıyacaksın onu. 'Ne oluyor bana' diyerek yumruklarını duvara vurduğun anlar olacak, sızının benden yana olduğunu bilecek ama anlayamayacaksın. Ve bu yüzden hiç bir zaman affetmeyeceğim seni.
Yangınlarımın can suyuyken şimdi canımın yangınısın. Bu kalp kırıklığının yükü vicdanına bir ömür yetsin dilerim. Ağır ağır yutsun içindeki tüm sevgiye ait duyguları. Geriye bir tek sevgi kırıntısı kalmasın, göğsünde yalnızca paramparça ettiğin ruhumun izleri kalsın dilerim.
Nereye gidersen git, kime sığınırsan sığın, berrak bir suda, cam gibi bir aynada bana yaşattıklarını gör isterim. Kulaklarımdan bir türlü silinip gitmeyen acımasız sözlerin, ahım olup vicdanına kazınsın dilerim. Ömrüm boyunca sana harcandım, sende bana kaybettirdiklerine harcan. Yanacaksan sevdamın kuytu kalbinde bıraktığı alevlerimle harlan. Sana geleceğimi bırakıyorum. Bundan böyle hiç bir duyguyu hissedemeyeceksin, tıpkı benim hissedemediğim gibi. Zaman kıskacında sıkışacaksın, ne pişmanlığınla geri dönebilecek bir yuvan olacak, ne de kendine yeni bir ev inşa edebilecek gücün kalacak. Tatminsiz ve yorgun kalbinle beni terk ettiğin zamana sıkışıp kalacaksın. Sana bıraktığım kalp kırıklığıyla ağır ağır yaşlanacaksın. Kimse ben gibi sevmeyecek seni demeyeceğim. Ama şundan eminim. Kimse ben gibi pişman etmeyecek seni. Dönme geri.
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 5 years ago
Link
Canım kızım, Seni çok seviyorum bu yüzden var olmanı hiç istemedim. Bu dünyaya gelip bu insanları tanıma, taşıyamayacağın yükleri, seni parça pinçik edecek adamlar uğruna seve seve sırtına yükleme diye senden vazgeçmek istedim. Bazen sevdiklerin için onlardan vazgeçersin. Canının çok yanacağını ve bunun çaresinin zaman bile olamayacağını bildiğin halde öylece vazgeçersin. Sırf bu adaletsiz duyguyu bilme diye senden vazgeçmek istedim. Fedakarlık nedir bilme, başkaları için ömrünü tüketme diye seni söküp atmak istedim. Kalbin kırıldıkca göğsüne tekme iniyormuş gibi hissetme diye gitmeni diledim. Yaşarken ölme diye, bu duyguyu hiç tatmadan öl istedim. Sevgiyi bir kez tadarsan bedelini kendi kendine nefret ettirerek ödetirler. Benliğini elinden alırlar ya da kendi ellerinle sana parçalatırlar. Deliriyorum zannedersin, kıyısında dolanır ruhundan şüphe edersin. Bu duyguları hiç tatmadan yok ol istedim. Çünkü ben üzerine titresem de koruyamam seni. Tıpkı annemin beni koruyamadığı gibi. O adamlar, yalanlar, kuşkular, göz yaşları, dayaklar, üzerinde gelip giden soğuk eller, ve kafasını çevirince hiç bir şey yokmuş gibi davranıp buna göz yumanlar, bir gün elbet bulurdu seni. Ve tüm suçlu sen hariç herkes olduğu halde; sanki senin suçunmuş gibi nefret ederdin kendinden, unutmak için yalvarırken- unutturmadığı ve her gün karşına çıkardığı için Allah'a isyan ederdin. Yasın hiç bitmezdi, göz yaşların hiç tükenmezdi. Kalbin hiç alışmazdı ama aklın alışırdı.. Ve bunu kabullenememek hayatın boyunca içini sıkıştırırdı. Her kız çocuğu bir gün elbet annesine benzer. Kaderini çocukluğumla yazmamak için solup git istedim. Evimdeki adamdan yanlış adama sığındım. Ve senin de evimizdeki adamdan yanlış adama sığınıp hata yapmamı istemedim. Sevgiyle büyümeni istedim. Ama sevgi bu dünyayı terk etti canım kızım. Bu yüzden gözlerini açmamanı diledim. Ah benim güzel kızım, seni çok ama çok seviyorum. İçinde ki boşluk ne yaparsan yap dolmaz ve doldurmaya çalıştıkça daha da derine batıp benden sana armağan olan ruhunda kaybolursun diye seni yitirmek istedim. Ne yaparsan yap anlamazlar. Bağırırsan duymazlar, çırpınıp didinsen sustururlar . Buhranını sessizliğinden de anlamazlar. Saf yüreğini kirli zihinlerine ziyan ederler. Sonra öylece çekip giderler. Bu acımasızlığa dayanamazdın. Sana tüm bunları yaşatamazdım. Seni çok seviyorum ve bu yüzden senden vazgeçtim.
2 notes · View notes
aleyna-pasken · 5 years ago
Link
Hayatımda hiç yoktun- anlaşılan o ki, bu gidişle hiç olmayacaktın da. Ama hep kalbimdeydin. Bunca zaman orada sakladım seni. Ne yazık, olduğun yere birde dert ekledin. Yokluğunda senden habersiz seni nasıl affedeceğimi düşündüğüm oldu. Dönmeyecektin ve bende affedemeyecektim. Yine de hayalini kurmaktan alıkoyamadım kendimi. Ekmek keserken bileklerimi kesmeyi düşündüm, çamaşır asarken balkondan atlamayı.. Bunların hiç biri sana değmezdi. Ama unutturacağı kesindi. Bazen bazı şeylerin acısı biz ölmeden dinmiyor. Bazen bazı insanlar güçlü olmadığını fark edip 'buraya kadarmış' diyor... Onlardan biri olmaktan korkuyorum. Sanki çıkmaz sokaklarla dolu bir labirentteyim ve kaçtıkça üzerime geliyorsun. Tükenmişliğe düştüğüm vakit kahkahalara boğulup delirecekmişim gibi hissediyorum. Kopar mı bir gün aklımın ipinin ucu? Delirir miyim yok edişinin arkasından? Bu sokaklar senin gökyüzüne benzemezler. Çekingen bir hoyratlık içindedirler. Ölümü bekler yalnızlığım. Bir gün geleceğini bilsem, yokluğuna razıyım.
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Ördüğün duvarlar var mı? İnsanların yüzüne kapattığın kapıların? Hiç olmadı mı sevmişliğin- yanılmışlığın? Hiç üzülmedin mi en ağır tarafından? Yıkılmadın mı sevgini avucuna sunduğun biri tarafından? Sahiden hep böyle miydin? Fütursuz.. hoyrat.. kalpsiz.. Yaşantılardan ders çıkartmak bu kadar zor muydu? Gitmek yerine savaşmak? En azından denemek.. kalmak? Aşk, Her şeyin farkında olanların yaşayabileceği türden bir şey değildi. Mektuplar tükendi, Ve hepsi birer yaşantıdan ibaretti. Milyonlarca katre olsan, Bunda böyle dindiremezsin öfkemi.
4 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Bir sabah uyanıyorsun ve her şey bitmiş oluyor. Hatırlamak istesen de hatırlayamıyorsun.. Sanki tüm bu olanları hiç yaşamamışız gibi.. Başarısızlıkla sonuçlanan tüm çabalarına rağmen, aylarca unutmaya çalışıp unutamadığın- hayatın daha fazla kalbine sapladığı gerçekler; bir sabah uyandığında yok oluyor. Önemli olan unutmaya çalışmak ve bununla ilgili şeyler yapmak değil; önemli olan önce hissedebilmek, acıya bağımlı kalıp kalmamaya karar vermek. Önemli olan eyleme geçebilmek değil.. duyguya geçirebilmek. Kendimize yanlış soruları soruyoruz.. yanlış cevaplarda doğruyu arıyoruz. Sorular ‘Neden ben? Nasıl unutacağım? Onsuz nasıl yaşayacağım’ cümlelerinin içinde değil. Mesele telefonumuzdan 11 haneli numarayı silebilmek değil. Soruya odaklandığın için cevabı göremiyorsun. Kendine sorduğun sorular ne kadar fazla ve detaylı olursa olsun, cevaplar net değilse hiç bir işe yaramazlar. Doğru soru; 'Hayatıma böyle devam etmek istiyor muyum?’ Tek soru.. Kafanı kurcalamayan en yalın hali ile. Şimdi, Acıya bağımlı mı olmak istiyorsun? Yoksa ondan kurtulmak mı?
40 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Zihnimin kölesi değil sahibiyim. Fikirler beni değil, ben fikirleri oluştururum. Geçmişte yaşayarak ya da başkalarının dayattığı fikirler ve duygularla değil- kendi zihnim ve kalbimle varolurum. İlaçları reddediyorum, biraz oksijen ve hobi beni iyileştirmeye yeter. Ve ardından geçmiş ile yüzleşip, onu geride bırakmak.. Hiç bir zaman intihar etmek istemedim, sadece intihar etmek istemeyi istedim. Çünkü ancak bu şekilde sürekli sorgulayan beynimi susturup, sıradan, aptal bir insana dönüşebilirdim. Onlar gibi olmak istedim.. Düşüncelerimi durdurmak istedim.. Ama onlar beni var edendi. Onlar olmasaydı 'ben' olmazdım. Artık bununla yaşamayı öğrenmeye  karar verdim. Kendime her gün başka bir psikolojik hastalık teşhisi koyarak yaşamaktan vazgeçip, kendimi sevgiyle tedavi edecektim. Artık uyanma vakti! Herkesin duygularını ben yönetemem. Kimseyi ben öldürmedim, kimseyi ben yaratmadım. Kimsenin travmalarının sebebi değilim. Herkes kendinden sorumludur. İyi ve kötü vardır, ve birde seçimler.. Hangisini seçeceğini belirlemelisin. Artık şanslı olduğunu fark et. Acıların ve sevinçlerin.. karşımıza çıkan her şeyin bir sebebi var; geçmiş tecrübelerini kullanarak yeni seni var et. Kendini suçlamaktan vazgeç. Geçmiş versiyonların orada kaldı. Artık başka birisin.
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Olmak ile olmak istemek arasında o kadar fark var ki.. Sevmek ile sevmek istemek- katil olmak ya da katil olmak istemek..  İstediğimiz kişi mi oluyoruz? Yoksa sahiden olduğumuz kişi mi olmak istiyoruz? Kararlarımız bize çıta atlatıyor ya da yozlaştırıyor. Çıta atlarsak bir sonraki tırmanışa hazırlanıyoruz. Yozlaşırsak ise tırmanacak aletlerin hayatımıza girmesini bekliyoruz. Her seçim bir adım atarak karara ulaşmamızı sağlıyor ve her karar karşımıza yeni bir seçim çıkartıyor. Hep daha fazlasına ulaşmak uğruna seçenekler içinde boğuluyoruz. Ve sonuç; delilik. İçi boş bir delilik. Dahilikten, bilinçten ve yetenekten uzak, hiç bir işe yaramayan tüketim deliliği. Yaratmadan tüketmek? Ne olduğumuzu bilmeden ve anlamaya çalışmadan sırf kaçabilmek için başka biri olmak istemek- belki bazen içindeki boşluğu doldurabilme düşüncesiyle sonu gelmeyen bir tüketim döngüsüne girmek. Ya da içindeki boşluğun kendinden ötürü olduğunu algılayamayıp çabadan uzak, başka biri olmayı dilemek... Kendinden kaçamazsın. Özün ve fikirlerin orada, içinde. Onları öylece çöp poşetine koyup sokağa atamazsın. Çıkış yolu bulamayıp kendini öldürmek istediğinde katil olmazsın. Sevdiğin biri ile birbirinize kattığınız bilgilerle; sevmek isteyip kendini zorladığın ama sevemediğin biriyle birbirinize kattığınız şeyler aynı olmaz. Orada yıkımı ve hayal kırıklığını öğrenirsin. Çabalamaktan kaçma, duygularından ve hayal kırıklıklarından da.. Kendini sevmeyi öğren, kendine verdiğin sözleri tutmayı da.. Özüne dön ve yüzleş. İşte o zaman sen 'sen' olacaksın. Başka biri ya da bir şey olmak istemeyeceksin.
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Birini sevdim. Ki büyük ihtimalle bütün kişisel hikayeler birini sevmekle başlıyor... Birini sevmek kendi içine doğru çıktığın bir yolculuk. Birini sevmek, deliliğin içinde kendini kaybetmeden bulmaya çalışmak. Birini sevmek,  kendini keşfetmek için yıkım ile debelenip durmak. Kalbindeki yara izi sızladığında ona bak ve tebessüm et. Çünkü o yürek ağrısının içinde, kendini tamamlamak için çıktığın yolculukta başına gelen anılar var. Bilirim, başta acıtmıştır mutlaka anılar. Ama sonra bir bakmışsın başına gelen hadiseleri sorgularken olgunlaşmışsın. Başına gelenleri sindirmişsin ve nefretten uzaklaşmışsın. Büyümüşsün-anlamışsın. Kendine haksızlık etmeyi bir kenara bırakmışsın. Yanılmanın yanlış olmadığını fark etmişsin. İyi ki sevmişim demişsin. Yokuş aşağı sürüklendiğini ve bunu engelleyemediğini fark ettiğinde bırak kendini. Varacağın yere giden yokuşun adı da yol değil mi?
39 notes · View notes
aleyna-pasken · 6 years ago
Link
Giderken ardında bıraktığın sigara paketinin içinden bir tane aldım. Kırmızı perdeleri belime dolayıp balkona çıktım. Sokağın sonuna doğru bakarak ���Acaba dönüp unuttuğun paketi alır mısın’ diye düşündüm. Ya da unuttuğun kırık kalbimi.. Bir kaç dakika içinde tüm paketi bitirdim. Sanki paket bittiği anda sokağın başında belirecekmişsin gibi.. Gelmedin. Bıraktığın hiç bir şeye dokunmadım. Günler geçti. Kitaplar tozlandı. Çarşaflar yıprandı. Tabaklar kırıldı. Gözlerim kurudu. Aylar geçti. Fotoğraflar kilitli çekmecelere kaldırıldı. Anahtarlar dolapların üzerindeki kutulara saklandı. Yaz geldi. Odaya senden başka bir güneş girdi. Sonra oda gitti, sonbahar geldi, yapraklar odanın içine taştı. Rüzgar tenime doldu. Çoraplarımı giymemi hatırlatan biri artık olmadığı için hasta oldum. Belkide bilerek hasta olmuşumdur, bilmiyorum. Kendi çorbamı kendim yaptım. Mevsimler birbirini kovaladı. O boş paket hala aynı yerde seni bekledi. Camdan sokağın sonuna bakmak için balkona çıkışlarım azaldı.  Anılarımızın olduğu kutu kafama düşerde geçmiş bir tokat gibi yüzüme çarpar diye korkarak önünden geçtiğim dolabı değiştirdim. Alışmaya alıştım. Olan yitirilmiş anılara oldu- ne bana ne de sana, sadece artık bize ait olmayan sahipsiz anılara. Oysa onları inşa etmek için ne çok uğraşmıştık… Artık içimde alışmak kavramı ile gelen koca bir boşluk var. Orayı artık sen bile dolduramazsın. Boğulmak gibi değil, uçurumdan düşmek gibi değil. Acı bile yok. Adını bilmediğim günlere yürüyor gibiyim. İyi şeyler olacakmış gibi, ve aynı zamanda olmayacakmış gibi. İster istemez hayat beni bir yerlere taşıdı. Geceleri sarhoş olup senin için ağladığım, kendime acıdığım günler geride kaldı. Ben hiç bir şey yapmadım. Küflendi gidişine olan kızgınlığım, sana olan özlemim ve aşka olan açlığım. Tanrım, onca şeye rağmen hala delirmedim. Bunu için sana teşekkür mü etmeliyim?
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Bu gün duvarları küflenmiş o eve gittim. Soyulmuş tahta penceresinin kenarına; bir umut yeşermesi dileğiyle, renk renk çiçek saksıları yerleştirip eski defterleri açtım. Bir gün yüzüne vurmak umuduyla yuttuğum ne varsa tozlu defterlerin içinde, karşımdaydı. Sustuğum, sindirdiğim, unutmaya çalıştığım ne varsa öylece bana bakıyordu. Kinim ve tutkum yanyanaydı, yıllar içinde hiç bir şey değişmemişti. Hayal kırıklığına uğradım. Derin bir nefes aldım. Bir gün sende bu küflenmiş duvarlara uğrarsın diye çiçek saksılarının dibinde sana bir not bıraktım; Acı sarmaşık gibi etrafımı sardı, görmezden geldim. Ben, içinde sen olan her şeye baştan razıydım. Sana olan susamışlığımdan kaçmak istedim. Yarama sarıldım. Sandım ki, acı çekersem kabuslarım diner. Böyle olmadı, gözümden sakındığım adam gönlümden bir an olsun kopmadı. Yaktıkların yetmedi. Buyur, gel birde buradan yak. Gelişin, yakacaklarını göz ardı etmeme yetecek bir mucize olur. Senden gelen her yangına hazırım. 'Keşke çok önceden karşılaşsaydık' Sevmeye mecali olmayan ruhların veda cümlesi. Ne acı cümle değil mi? İçinde başlamadan biten yenilgiler yatıyor. Yaptığın şeyin neye mal olduğunu hala idrak edemediğine eminim. Zamanla unutmayı beklerken unutmamayı diledim. İçimdeki nahoş hüznü tetikleyen bir hayaletten ibaretsin. Eski defterlerle yüzleşince anladım.
4 notes · View notes
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Freud der ki; 'en zayıf yönün, en güçlü yönündür.' En zayıf yönünü, yeteneğin ile keşfederek geliştir. Hiç bir zaman vazgeçme. Yeteneği olan insanlar daha çok düşünür, hayatı daha fazla sorgular ve düşüncelerini sanatına aktararak ortaya anlamlı eserler çıkartır. Bazı insanlar ise ne düşündüğünün farkında olamayacak kadar kaybolmuşlardır. İlla bir yazar, ressam, müzisyen olmak zorunda değilsin. Kişisel gelişime yönel ve daha kültürlü, daha mutlu bir insana dönüşmeyi hedefle. Yeni bilgiler edinmek özgüveni yükseltir, insanı daha mutlu ve empati sahibi bir karakter haline getirir. İşe hayatında ki olumsuz olguların kaynağını araştırmakla başla. Travma ve sorun çözümü seni olumlu bilgilere götürecektir. Hayatta karşımıza çıkan her kişi ve olay, varacağımız noktanın bir parçasıdır. Yaralarından ders çıkart. İsyan etme. Küçük şeylerden mutlu olunabileceğini öğren. Çok sev, ama bu takıntılı bir sevgi değil, kendinden emin sağlıklı bir sevgi olsun. Yeri gelince kestirip atmayı öğren. Nasıl bakarsan öyle görürsün. Her sabah güneşin doğuşuna odaklanmakla, güneşin batışına odaklanmak aynı şey değildir. Nereye nasıl bakacağını iyi seç, çünkü zamanla o şeye dönüşeceksin.
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Varlığını unuttum da, yokluğun her an yanımdayken onu nasıl unutayım? Hiçlik fena karıştırdı ortalığı. Dönebilirsen senin için ruhuna ayna tutarım. Sersefil bunalımlara sürükledi beni bu aşk. Gitgide alışıyorum yalnızlığıma. Dönersen vicdanımın çığlıklarıyla içini parçalarım. Elin olsan ne fayda, yaralarım yakanı hiç bir zaman bırakmayacak. Tutkularımın cehennemindeyim, ilelebet orada saklanacağım. Sen sevsen ne çare, soldu çiçeklerim bir kere. İlgimi çekemeyecek kadar sönük bir varlıktan hoşlandığımda, o şey kalbim için daha değerli bir hal alıyordu. Unutulamayacak kadar değerli.. Tıpkı senin gibi. Kendine ettiğin en büyük ihanet söylediğin yalanlara tapmandı. Benliğinden çaldı onlar. Ve ne yaparsan yap bir daha eskisi gibi olmayacak doğrular yanlışlar. Sen aşık olduğun o uzun ve siyah saçlı kadından bahsettikçe ben saçlarımı kestirdim. Yanına kalmayacak çaresizliğim. Yaşattıkların yetti, bir gün bende güleceğim. Artık kafama takmıyorum. Her şey sanki hiç olmamışsın gibi. Senden yediğim kazıklar yeşeriyor, Sırtımdaki bıçak izleri güller açıyor, Ruhum güneş açıyor. Unuttum ben seni, beni, Bize benzemeyen o saçma şeyi. Şimdi kalbim gökyüzü, Bir daha buralara hayalinin bile girmesine izin vermeyeceğim. İyileşeceğim. Olurda dönmek istersen bil ki; Artık her şey sanki hayatımda hiç olmamışsın gibi.
1 note · View note
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Kafamda bir silah sesi yankılanıyor... Sonra gözümü açıyorum ve kendimi kalabalığın içinde, sohbetin ortasında, nerede olursa olsun yoğun duygulara dalmış halde buluyorum. Ölmediğimi fark edip,hayal kırıklığına uğruyorum. Keşke hayaller ile gerçeklerin yerini değiştirebilseydik. Keşke en büyük hayalim kafama bir silah dayayıp hayatıma son vermek olmasaydı. Ama seni içimden ancak böyle söküp atabilirim, sende biliyorsun, öyle değil mi? Ben artık yapamam. Beni sevmeyen bir adamı kalbimde saklayamam. Zedelenmiş ruhumu bu denli kestirip atamam. Kendi ağıtımı ellerimle yazamam. Hüznümü hicran ile boğamam. Gökyüzünden dar ağacı yapıp daha fazla kalbimi sallandıramam. Elleriyle kalbimi söküp alan adamın ellerini öpüp koklayamam. Bunca yaranın içinde zamanı dönüp dolaşıp sana harcayamam. Yılmış benliğimi aç ruhuna sunamam. Sana ölen bir kadın yok artık. Ki buralarda ölü bir kadında yok artık.
1 note · View note
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
İnsan hayatı boyunca hep bir şeyi bekler. Birini bekler, bir anı bekler.. Bazen anlaşılmayı, bazen sevilmeyi, bazen kaçmayı, bazen kurtulmayı bekler. Aldığı nefesin kıymetini bilmez. Beklemeye o kadar dalmıştır ki, beklediği anın geldiğini bile fark etmez. Ta ki ölüm gelip onu alana kadar... Bir çok insan hayat denizinin kıyısında dolanıp durur. Atlamaya cesaretleri yoktur... Seninle ben ise tüm külfetine rağmen yeni bir kayık inşa ettik. Denizin ortasına attık kendimizi. Birbirimizin gözlerine öyle daldık ki. Varacağımız yeri unuttuk. Aheste aheste dolanırken birbirimizin gönlünde, yabancılaştık kendimize. Şakağıma ayrılık dayadın. Her şeyi öyle yakıp yıktın ki, seni bekleyecek bir yerim kalmadı. Büyük vaziyetlerden ziyade küçük sorunların varoluşu yıpratıyor beni. Keşke gidişini soğuk kanlılıkla karşılayabildiğim o an ki gibi soğuk kalabilseydim. Ama güçlü olmakla aramda küçük sorunlar vardı. Güçlü bir kadın olursam seni kolaylıkla unutabileceğimi biliyordum. Bu yüzden geçmişteki anılarımıza sığınıp kendime acımayı tercih ediyordum. Perişan haldeyim. Bende bir fotoğrafın, bir bilekliğin bile yok.. Kendime küçük yaralar sunuyorum. Ve ruhumla hepsini kabul ediyorum. Sonumuz ölümün ön seyri gibiydi. Sen benim hep beklediğimdin. Yanılmışım..
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Bu sabah bir kadınla tanıştım. Odanın içerisinde hızlı adımlarla bir uçtan diğer uca yürüyordu. Her iki adımında telefonuna bakıyordu. Bir şey beklediği belliydi. Öfkeliydi. Beklediği mesaj bir türlü gelmiyordu. Tırnaklarını boynuna geçirip kızartarak hıncını almaya çalışıyordu. Birden olduğu yere yığılıp ağlamaya başladı. Gözü aynadaki yansımasına takıldı. Göz altlarına bulaşmış rimeli önemsemeden, bozulan saçlarını düzeltti. Sanki akmış rimelinin dokunulmazlığı vardı. Sanki onlar güzelliğinden hiç bir şey alıp götürmüyordu. Göz yaşlarında emek olduğunu söyledi. Hayatından giden bir kaç yılın emeği... Bu denli yıkılmayı hak edip etmediğini düşündü. Öfkesi yerini, keder ve acıma duygusuna bıraktı. Kendine acıyarak dizlerini karnına çekti. Bir kaç saat boyunca gözlerini telefondan ayırmadan ağlamaya devam etti. Ve daha sonra olduğu yerde uyuya kaldı.
1 Ay sonra... Bu sabah aynı kadınla yeniden tanıştım. Unutmuştu beni. Onu son gördüğüm halinden çok farklıydı. İçi parçalanana kadar ağlayan kadın gitmiş, yerine içi parçalanana kadar gülüp eğlenen bir kadın gelmişti. Çabuk atlatmıştı ayrılık acısını. Kendini dört duvar arasına hapseden kadın gitmiş, yerine hayatı hızlı yaşayan, bir saat içinde bir kaç farklı mekanda bulunabilen bir kadın gelmişti. Öğlen arkadaş grubuyla oturup kahve içerek sohbet ediyor, akşamları kendini kaybedene kadar içki içiyordu. Asla gözlerinin uzaklara dalmasına izin vermiyor, sürekli bir şeyler anlatıyordu. Kadın göründüğü kadar mutlu değildi. Kahkahalar atarak kendinden intikam alıyordu. 'O adam için harcadığım günlerin acısını kendimden çıkartmalıyım' dedi. Nefret ediyordu kendinden. Sevilmeyi hak etmediğini düşünüyordu. Sevdiği adam onu sevmiyorsa oda kendinden nefret etmeliydi... Eve döndüğünde yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Yanlışlıkla aynaya baktı, kaçamadı kendinden. İlk gün ki gibi ağlamaya başladı. Bu sefer terk edildiği için ağlamıyordu, kendini terk ettiği için ağlıyordu.
1 Yıl sonra... Bu sabah o kadınla bir kez daha tanıştım. Özür diliyordu benden. Unutamadığı için özür diliyordu. 'Beni sevmeyen bir adamı unutamıyorum ne olur affet beni ruhum' diyordu. Onu düşünmemek için yeminler ediyordu. Ve akşam olunca yine aynı adam için dualar ediyordu. 'Unut artık onu, unut, unut u-n-u-t!' diyerek kendini hırpalıyordu. Neden hala aptal olduğunu düşündüğü bir adamı sevdiğini anlayamıyordu. Bana onu neden sevdiğini soruyordu. Susuyordum. Bilmiyordum. Elimden bir şey gelmiyordu. Hala ara sıra ağlıyordu, tek yapabildiğim saçlarını okşayıp 'geçecek' demek oluyordu. Bir türlü geçmiyordu.
5 Yıl sonra... Bu sabah o kadınla yine tanıştım. Daha güçlüydü, ve daha sıradan.  Her güne başka bir ben olarak uyanmaya alışmıştı. Gecenin ertesi güne ne getireceğini bilememeye alışmıştı. Bir gün mutlu, diğer gün üzgün, bir sonra ki gün kızgın uyanmaya alışmıştı. Sebebini sorgulamıyordu. O adam hala aklındaydı. Bu yüzden kendinden nefret etmeyi bir kenara bıraktı. Sorgulayarak kaderini değiştiremeyeceğini öğrendi. Kendine tiksinerek bakmaktan vazgeçti. Arada özlem yoklasa da 'Neden ben?' diyerek ağlamak yerine sağ yanağıyla geçmişe gülümseyip ardında bırakmayı alışkanlık edindi. Her gün başka bir kadın oldu. Unutabilmek için her yolu denedi. Her güne başka bir yüzle başlayıp birde öyle denedi. Ne yaparsa yapsın unutamayacağını, yaptığı şeylerin sadece kendini hırpalamaktan başka işe yaramadığını anladı. Eskisi kadar enerjik değildi, ve eskisi kadar sevgi dolu. Nefret bile yoktu artık. Sadece nefes alıyordu. Unutamıyordu, unutamayacağını biliyordu. Zamana bırakmaktan başka yapacak bir şey yoktu. Düşüncelerinin içinde boğulup ağlamayı bırakmıştı. Belki de göz yaşları onu bırakmıştı... Saydam camlarını kırıp yerine kalın duvarlar inşa etti. Yeniden birine güvenemeyecek kadar yorgundu. Hem birini bekliyordu, hemde beklemiyordu.
Bu sabah bir kadınla tanıştım, o kadın bendim.  
3 notes · View notes
aleyna-pasken · 7 years ago
Link
Bundan bir kaç yıl önce kolayca kanabilen, saf bir yönüm olduğundan hayıflanırdım. Aradan geçen bir kaç yıldan sonra değiştim ve bu sefer de tam tersine kinci biri olduğumdan yakınmaya başladım. Sonra kendime dedim ki; Sızlanmana gerek yok, iyi kötü ne varsa hepsi senin için var. Kötü huylarını sev, tüm duyguların karakterinin yapı taşı. Eskisi kadar affedici olmayabilirsin, bu senin kindar biri olduğunu değil, daha temkinli biri olduğunu gösterir. Düşüncelerimiz bu gün var, yarın yok. Savaşma kendinle, kabul et kendini. Karakterini olgunlaştırabilmek için başından ne serüvenler geçti, unutma. Şimdi takıntılı biri olduğunu düşünüyorsun, yarın bu düşünceden uzaklaşacaksın. Kim bilir takıntı huyun sana bu hayatta neler öğretecek... Organlarımız her yıl yüzde doksan sekiz oranında yenilenir. Ruhumuzun yenilenebilmesi için ise acı çekmemiz gerekir. Bir şeyleri yenilemek için yıkıp yeniden inşa etmeliyiz. Hayat bizi bazen hiç olmayacağımız yerlere götürür, hiç yapmayacağımız şeyler yaptırır, hiç bakmayacağımız yüzlere baktırır. Evren öyle güzel dizayn edilmiş ki, her şeyin bir anlamı var. Yeter ki anlam karmaşasının içinde kaybolup yolumuzu kaybetmeyelim. Çektiğimiz her acı kimliğimizi oluşturan yapı taşlarından bir parçadır. Artık kolayca kanmadığın, yumuşak bir kalbinin olmadığı anlamına gelmez. Herkese evet dememeyi öğrenmen, seni merhametsiz ve bencil biri yapmaz. Herkesi hayatına almaman, seni kibirli biri, herkese güvenmemen seni paranoyak biri yapmaz. Unutma, başkalarının sana yapıştırdığı etiketlerden var olmadın. Seni bu güne getiren elalem değil. Her şey, karşılaştığın durumlara nasıl merhaba deyip kucakladığınla alakalı.
2 notes · View notes