almanakcik
almanakcik
12 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
almanakcik · 5 years ago
Text
Çocuklara Masallar:03
Olmayan diyara yolculuğun olmayan hikayesi...   Not: Virüs nedeni ile yolculuk iptal oldu.  Bkz: Seyehat izni için talepte bulunanlar: İzin alamayanlar /Koh Toison/4B Yayınları
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Çocuklara Masallar: 02
Çok uzaklarda bir köyde, çok eski bir ev varmış. Bu evde yaşlı bir kadın tek başına yaşarmış.  Ev, İçeride yaşayanlardan çok daha eskiydi ve içeride yaşayan  yaşlı kadın ile aynı şartlarda yaşam mücadelesi vermekteydi. Var oluşları birbirlerine bağlıydı. Yaşlı kadın ölürse ev de ölür. Ev ölürse  kadın da ölür. İkisi de  kafa tutuyorlardı ölüme fakat ilk yenik düşen yaşlı kadın olmuştu. Ev, pek çok ölüme şahit olmuştu fakat böylesi bir ölüme daha önce denk gelmemişti. Varlığını kaybetme korkusu ile çatlaklarını var gücü ile kapatmaya çalıştı. Zemine sıkı sıkı tutundu. Yukarıya, kadını almaya gelenler merdivenlerin gıcırtısı duymaması için tüm gücü ile tuttu nefesini.  Evdeki eski eşyalar bir bir atılmaya başladı. Oysa ne seviyordu o eski yıllardır kullanılmayan radyodan çıkan sesleri. Ardından dikiş makinesi atıldı, pas tutmuş, modası geçmiş bir makine idi. En son perdelerini dikmişti kadın onunlar. Artık perdeler de iş görmüyordu ama bir tek onlar kaldı. Hikayelerinde sırdaş olan o çiçekli perdeler.  Ev, artık ağlıyordu. Daha kimse gelip yaşamazdı içinde, yaşayamazdı. Desteklerle ayakta duruyordu duvarları. Merdivenleri sadece tahtaların yukarı doğru dizilimi ile oluşuyordu. Merdivenleri çıkanlar hep korkuyordu. Eskiydi. Baştan aşağı eski ve tarih kokuyordu. Kimse istemezdi böyle bir ev. Ah yaşlı kadın biraz daha yaşasaydı. Aylar geçti hala gelen giden olmamıştı ne yıkmaya, ne bir umut da olsa yaşamaya. Tamamen terk edilmişti. İçinde umut vardı hep. Kadın öldü ama o bu sefer de  yaşamaya devam edecekti. Fakat çok zordu. Tek başına bunu başaramayacağını biliyordu. Bu kadar eski bir ev, içinde canlı bir insan bedeni olmadan çok fazla yaşayamazdı.   Torunların evin arazisindeki miras konusunda anlaşamadıklarını duydu gelip geçenlerden. Satacaklarmış ama bir türlü anlaşamayıp kavga etmişler. Bir süre daha satmayacaklarmış. Yeni sahiplerini düşündü. Kesin yazlıkçılar. Kendisini yıkıp yerine yeni ve büyük bir ev inşaa edecekler ve yazdan yaza geleceklerdi.  Yıllar sonra bir aile geldi evin önüne. Çocuklar koşturarak içeri girdi. Anneleri dikkatli olmalarını evin çok eski olduğunu söyledi. Eşine dönüp “bir an önce yıkmalı bu evi” dedi. Eşi de onu onayladı. Çocuklar gıcırdayan merdivenleri çıkarken çok eğleniyordu. Ev böylesini ilk defa görmüştü. Korkmaları lazımdı. Küçük çocuklar evi çok beğendi. Aynı filmlerdeki evler gibi diye düşündü. “Anne bu ev çok güzel. Burada mı yaşayacağız?” Eskiden kadının kaldığı odayı göstererek “Burası bizim odamız olsun. Yerleri de ses çıkarıyor, kıpırdıyor”  Ev bunları duyunca çok sevindi ama yaşama ihtimaline değil. Evin yaşanabilir olduğunu düşünen çocuklarla karşılaştığı için. Onu bu halde iken bile seven insanların çıkmasına sevinmişti. Çocuklar evin yıkılacağını öğrendiklerinde üzülmüşlerdi. Yeni büyük bir ev, bu ev kadar eğlenceli ve farklı olmayacaktı. Ama yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Evin de yapabileceği bir şey olmadığı gibi. Ev 2 hafta daha kendisi ile baş başa kalmıştı. Sonra çocuklar geldi. Kendisi ile  gıcırdayan merdivenlerini heyecanla çıktılar. Sallanan zeminde son kez zıpladılar. Çiçekli perdelerini aralayıp dışarı baktılar.  Kısa süre sonra, eve veda ederek ayrıldılar.  Ev artık mutluydu. Çatlaklarını saklamıyordu. Desteklerini tutmaktan vazgeçmişti. Merdivenleri sökülmeye, çatlakları açılmaya başlamıştı Ama hala ayaktaydı... 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Geçmiş Gelecek’te kader anı:
Gelecek başkanı, geleceğe gitmek için tabii ki kendisini seçmişti. Çünkü tek ve en güvendiği kişi kendisiydi. Kısa sürede saygın bilim insanları ile geleceğe gideceği makineyi aktif hale getirdiler. Makineye bir kart basarak ardından önündeki demiri çevirerek geçiş yapan bir makine. Peki dönüş için ne yapacaktı. Bunu düşünmemişti. Büyük gün gelmişti. Büyük meydana çıkıp halkına, çok sevdikleri bu dizilerin finalleri ile geleceğinin sözünü verdi. Ardından zaman makinesine geri dönüp kartını bastı ve gözden kayboldu. Makine kart basımı ile birlikte çok acayip bir ses çıkarmıştı. Bu ses insanları ürpertti. Bir süre süren sessizlikten sonra çoşkulu bir kutlama yaptılar. Herkes birbirlerine tahmin ettikleri finalleri anlatıyor. Duvarlara bu fikirleri yazıyordu.(1994 yılında Zeytinburnu’nda yapılan kazı çalışmalarında duvarlarda Polat kalp Elif, Nihal yazıları bulunmuş ve arkeologlar tarafından  çözümlemesi yapılamamış bazı yazılar üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bu yazıların final tahminleri olduğu ihtimali çok yüksektir) Günler geçti ve başkanları hala geri dönmedi. Yoksa diziler hala final yapmamış mıydı? Bekleyiş heyecanı artık sıkıntılı anlara dönüşmüştü. Akıllarındaki tüm final senaryoları da tükenmişti. nüfusun %65′i depresyona girmişti. 5 kişi intihar ederek hayatını kaybetmiş. 73 kişi de intihara teşebbüs etmiştir. Yetkililer bu bekleyiş hakkında kendilerini bilgilendireceklerini, herkesin sakin ve sabırlı olmasını istediklerini belirtmişti. Ama halkın isyanı yakındı. Bekleyişin 3. ayında halk ayaklandı ve meydanlara döküldü.(Tarih kitaplarında Birinci Gelecek İsyanı olarak geçmektedir.)  Bkz: Gelecekte İsyan Var / E.G. Mondulez / Langırtı Yayınları  Birinci Gelecek İsyanı: Küçük Hayaller, Büyük Kayıplar / J.J. Hardmunt / Kuçka Yayınları
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Çocuklara masallar: 01
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar metrobüs adında bir şey varmış. Çeşitli isimler verilmiş bunlara ama en çok 34BZ bilinirmiş. Binlerce Beylikdüzü halkı her sabah bu araca biner uzak diyarlardaki iş yerlerine gidermiş. Yıllar böyle git gel sürerken günlerden bir gün metrobüs Beylükdüzü durağına gelmemiş. Binlerce insan gittikçe artan kalabalıkta ne yapacağını şaşırmış. Kimse sırasını kaptırmamak uğruna yerinden ayrılmamış. Binlerce on binlerce insan durağa sığamaz hale gelmiş. İnsanlar metrobüsün gelmesini talep etmek için yetkililere ulaşmaya çalışmış ama cevap veren kimse olmamış. Israrla beklemeye devam etmişler. Beklemişler beklemişler sonuç alamamışlar. Günler, haftalar aylar geçmiş hala gelen bir tane bile 34BZ yokmuş. Böyle böyle yıllar geçmiş. İnsanlar bir bir kaybolmaya başlamış. Nereye ve nasıl kaybolduklarını kimse anlayamamış. Seneler sonra durakta bekleyen tek bir insan bile kalmamış. Hiç kimse Beylikdüzü’nde metrobüs bekleyen ve ardından kaybolan insanlara ne olduğunu öğrenememiş. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Geçmiş Gelecek:
Geçmiş Gelecek’te, Gelecek adına sahip bir ülke. Günümüzde Zeytinburnu ve çevresinde bulunduğu tahmin edilmekte ve hangi yılda yaşadıklarına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Gelecek sakinlerine gelecekten bazı televizyon sinyalleri gelmekte idi. Herkes bir anda işini gücünü bırakmış, bu sinyalleri takip etmeye başlamıştı. Birden sokaklar boşalıyor herkes evlerine, mağaralarına  ya da çadırlarına (bu kısım hakkında da kesin bilgiler bulunmamakta) koşuyor ve televizyonlarında o dizileri izlemeye başlıyordu. Heyecan, aşk, ihanet, şehvet, şan, şöhret ve daha fazlası... Tüm bunlar halka çok cazip geliyordu.  Artık yeni icatlar son bulmuş,doğal afetler artmış, açlık ve susuzluk başlamıştı. Gelecek hızla geriliyor, gerileşiyordu. Uzun yıllar bitmek bilmeyen bu dizilerle birlikte halk artık evinden çıkamaz, iş yapamaz ve üreyemez hale gelmişti. Bu duruma tepki gösteren insanlar susturuluyor, özgürlükleri ellerinden alınıyor, demir parmaklıklar ardına atılıyor ya da sürgüne gönderiliyordu. Enerji kaynakları tükenmekteydi ama bunu kimse fark etmemişti. Onlar güzel güzel dizilerini izlerken beklemedikleri bir şey oldu. Gelecek birden karanlığa büründü. İnsanlar panik halinde sokağa çıktı, birbirlerini ezdi. O gece tam 2368 kişi ezilerek hayatını kaybetti. 6496 kişi de yaralı olarak kurtuldu. Geleceğe ait günümüze ulaşmış en net bilginin bu olduğu biliniyor. Bilim adamlarını da yok etmiş olan bu halk kara kara, karanlık günler içerisinde ne yapacaklarını düşünmeye başladı. Fakat bu düşünce çok kısa sürdü. Herkes daha çok Ask-ı Memnu’da neler olduğunu merak ediyordu. Adnan bey her şeyi öğrenmiş miydi?Behlül ve Bihter doya doya aşklarını yaşayabiliyorlar mıydı? Kurtlar Vadisi en sonunda bitmiş miydi? Doktorlar’ın yeni bölümleri başlayacak mıydı? Halk bu düşüncelerle uyku uyuyamaz hale gelmişti.  Devlet başkanı halkın bu durumunu görünce bir karar verdi.  Uzun süredir ellerinde gizli silah olarak sakladıkları geleceğe gitme makinesini halkı için kullanacaktı. Hemen sürgünde olan eskiden saygın olan şimdi olmayan ama tekrar olacak bilim adımlarını geri çağırdı. Şimdi bu zorlu görev için birisini seçmeliydi.Geleceğe gidip tüm bu dizilerin finalleri hakkında bilgi toplaması lazımdı. En zor kısmı da buydu güvenilecek bir insan... Halkına en ufak yanlış bir bilgi ulaşırsa görevinden istifa edebilirdi. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
İstanbul’da hayatta kalmak için yapılması gerekenler listesi: 01
-18.30′da Zincirlikuyu’dan metrobüse bin. (Reflekslerini güçlendirir ve kendini savunmada fayda sağlar)
-Komşunla tartış, kavga et, gürültü yap.( İnsanlarla ilişkilerini arttırır.)
-AVM giriş kapısında sıra bekle. (Şöyle bir bakın dönen kapıdan geri çık. Sana pek faydası olmaz. İnsanlar tarafından yadırganmaman için gerekli.) 
-Taksim Meydanı’nda yürü. (Engelleri aşmanda yardımcı olur.) -Esenyurt’u gez. (Sosyolojik araştırmalara katkı sağla) -Tuzla ve Beylikdüzü kaç km diye araştır? (sınırlarını korumanda fayda sağlar)
-Çengelköy’de çay iç. (Boğaz manzarası izlemiş olursun. Belki bir iki sete denk gelir ünlülerle set hatırası diye fotoğraf paylaşırsın.)
-Cihangir’de oturan arkadaşın varsa mutlaka Cihangir Parkı/Uğur Mumcu Parkı’nda buluş.Arkadaşının hangi Cihangir’de oturduğuna bağlı... (Güvenli alanları tanı. Yani sanırım.) Bütün Mareşal Fevzi Çakmak okullarının adresini öğren. (Yön bilgini geliştirir.)
-Kadıköy Boğa’da buluşma ayarla. (Kesinlikle boğadan uzak bir noktada pusuya yatarak arkadaşının gelişini izle. Geldiği an ara ve bulunduğun gizli konumu belirt. Gözlem yeteneğini ve sabrını arttırır.) 
Bonus: Ters yöne giden bir otobüse mutlaka bin. (İstanbul’da görmediğin mahalleler ve kültürleri keşfetmiş. Kültürüne kültür katmış olursun.) 
Sakın Yapma: 34BK’denilen otobüse mümkünse binme. (Getirisi değil götürüsü olabilir. Her türlü)  Not: Balkonunun kenarından kıyısından deniz gören bir ev tutmayı unutma. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Her şey metrobüs turnikesinden geçerken tam bilet bastığının farkına varmasıyla başladı. Tam o sırada, daha önce duymadığı bir ses duydu. Ardından bambaşka bir dünyaya geçiş yaptığının farkına vardı. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Esrarengiz kadının kulübeyi terk edişi ve yıllar sonra ortaya çıkan gerçekler üzerine:
Esrarengiz kadın o gün kapı şiddetle çaldığında artık vaktinin dolduğunun gelenin Azrail olduğunu düşünmüş. Kapıyı açtığında karşısında beyaz atı ile duran bir adam ile karşılaşmış. Adam, kadına “Benimle uzun bir yolculuğa çıkmaya var mısın?” diye sormuş. Kadın bu uzun yolculuğu ölüm olarak düşünmüş ve kabul etmiş. Uzun yolculuğun sonunda kendisini Esenyurt’ta bulmuş. Daha önce görmediği ve çok kalabalık olan bu semtin Cehennem olduğunu zannetmiş. Kadın, “Cennet’e gitmeyi çok istedim” demiş. Adam gülmüş. “Cennet buraya çok yakın otobüsle yarım saat sürmez. Zaten yakında metrobüs de yapılacak trafik olmaz daha hızlı gideriz.” demiş. Kadın şaşırmış ve sevinmiş. İstediğim zaman gidebilir miyim diye sormuş . Adam, “tabii ki benimle burada kaldığın sürece istediğin zaman gidebilirsin” demiş. Kadın kalmayı kabul etmiş. “Peki annemi de görebilecek miyim?” diye sormuş. Adam “tabii ki anneni istediğin zaman görebilirsin, başka akrabaların varsa eş dost onları da görebilirsin” demiş. Kadın” ahh keşke daha önce gelseydin beni almaya” demiş. Adam “Ah o diğer kadının oyununa gelmeseydim. Fakat o zaman da o dağı delip  seni görüp alamazdım” demiş.  Kadın sonradan gerçekleri öğrenmiş bu adam aşkı için dağları delmekte iken dağın ardında yaşayan kendisini görmüş ve aşkından vazgeçmiş. Cennet diye de bir mahalle varmış yakınlarda. Merak edip gitmiş gezmiş tabii.  Metrobüse de binmiş ama bir daha binmem diyor. Beylikdüzü çok kalabalık oluyormuş binmesi zormuş. Atları da yasaklamışlar artık. Eskisi gibi değilmiş hiçbir şey. Zaten 7 tane çocukla da çıkmak çok daha  zor oluyormuş.  Evet 7 tane çocuk hayallerinden de öte. Evliliklerinin 1. senesinde yediz çocukları olmuş. Fakat çok fazla büyümemişler. Cüce olarak kalmışlar.  İşte Esrarengiz Kadın’ın masallara layık öyküsü...  
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Araştırmacı gazeteci tüm araştırmalarının sonuna ulaşmıştır. Esrarengiz kadının Esenyurt’ta müstakil bir binada yaşadığını öğrenir. Apar topar kimseye bir şey demeden köyden İstanbul’a doğru yola çıkar. Trafikti bilmem neydi derken zar zor saatler sonra evin yolunu bulur. 3 katlı gri renkte, her yanında çamaşırlar sallanan, ufak bir bahçesi olan ama çiçeklerin saksılar içinde ekili halde bahçenin her yanında durduğu bir bina... Araştırmacı gazeteci derin bir nefes alır ve bahçe kapısından içeri girer. Merak ettiği her şeyi öğrenecektir en sonunda. Bir cadı ile mi karşılaşacaktı, bir falcı ile mı? Yoksa bir deli ile mi? Hangisi ile karşılaşmayı istiyordu? Esenyurt’a kadar gelmişken içinden geçenler neydi? Bu kadar yolu boşuna gelmemiş olmayı diledi. Zili uzun uzun çaldı. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Araştırmacı gazeteci köylülerden edindiği bilgilerle ilk işi olarak bu gizemli kadını sosyal medyada aramaya başladı yüzlerce aynı isimdeki insana rağmen memleket kısmı şu an bulunduğu köy olan birini bulmuştu. Demek hala hayatta diye düşündü. Ardından  arkadaşlık isteği gönderdi. Şu an tek dileği umarım ortak arkadaşı olmayan kişileri de kabul etmesi idi. Beklerken biraz herkese açık olan gönderilerine baktı ama güllü, özlü denilemeyecek kadar özlü sözlü paylaşımlardan başka bir şey yoktu.  Şimdilik...
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Kulübenin tekrar ortaya çıkışı yıllar sonra oldu. 32 yaşındaki araştırmacı gazeteci bulmuştu terk edilmiş o kulübeyi. Hemen araştırmaya koyuldu tabii ki araştırmacı gazeteci kimliği ile.. Köydeki kimse bilmiyordu onun ne zaman kulübesinin terk edip gittiğini ama köyü  terk edeli çok daha fazla zaman geçmişti.  Kadın hakkında çok şey merak ediyordu ama herkesten duyduğu şeyler aynıydı. Büyücü, falcı, deli... Herkesin kendi gerçekliği vardı. Peki ama gerçekte bunlardan hangisiydi? Araştırmacı gazetecinin merakı giderek artıyordu. Ya da gerçek bir araştırmacı gazeteci olacağım diye seviniyordu. Çünkü ne zaman bir araştırmaya girse kendini magazin departmanında buluyordu. Ama bu sefer öyle olmayacaktı. 
0 notes
almanakcik · 5 years ago
Text
Ölüm ve yaşam arasında sıkışmıştı o kulübede. Belki çoktan ölmüştü, belki hala yaşıyordu. O gün şiddetle çalan kapı hala yaşıyor olduğunun bir belirtisi miydi? Yoksa ölümün mü? Bunu kimse öğrenemedi. (Çünkü film burada bitti.) 
0 notes