müziksiz bir evde doğanlar birey olabilirler mi bilemiyorum olacak olsalar bile şuursuz birer birey olacaklarını tahmin etmek o kadar da zor olmasa gerek neyse konumuz bu değildi bakın yere çizilmiş çemberin sınırlarını görmeyen var mı bütün bunları dışında bir tat var hiç tatmadığım uğruna ölümü göze alacak kadar merak ettiğim... çemberden içeri destursuz geçilmez dağın ardında kim var bilmiyorum burası ayrı bir yer herkesten ve her şeyden bağımsız sorumsuz sorunsuz.. arka bahçeye gelirseniz belki karşılaşırız.
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta.Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir leke yalnızlık denilen. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan havayla ışıkta… (Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?)Bütün belleğimdekileri yok ettim. Elektrikli bir aygıyla yaktım,jiletle kazıdım. Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kül edip savurdum.Adımdan gayrısını bilmiyorum......İki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam. Adı yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi…Adımdan gayrısını bilmiyorum......
*Ahmet Telli
2 notes
·
View notes
Text
Psikolog: İntihar etmenin bin türlü yolu varken niye duvara toslamayı seçiyorsun?
Cahit Tomruk: İntihar etmek istediğimi nereden çıkartıyorsunuz? Psikolog: Çünkü fren izi yoktu. Hayatına son vermek istiyorsan bunun için ölmene gerek yok! Buradaki hayatına son ver ve başka bir yere git. Anlamlı bir şeyler yap. Yap işte bir şeyler! Afrika'ya git mesela. İnsanlara yardım et. “The The” grubunu biliyor musun?
Cahit Tomruk: Efendim? Psikolog: Bir şarkıları var, “Dünyayı değiştiremiyorsan, kendi dünyanı değiştir!”
**Duvara Karşı
50 notes
·
View notes
Text
-Araba mı çaldın lan yine?+Hı hıı.. -İyi bok yedin.+Soğuktu.-Soğuk olan hava değil Mahsun. İnsanlar soğuk.Hayat çok soğuk. Keşke bu kadar soğuk olmasaydı da dünya, sen de bu kadar üşümeseydin…Çok değil, bir iki aya kadar da kış biter zaten. İdare et. Üşümezsin…!
*Tabutta Rövaşata
0 notes
Text
İçine atıyon, bu hiç iyi bi şey değil. İçine atma…Bak içine atıyon. Hiç iyi bi şey değil. Atma… Dünyadaki bütün büyük hastalıkların ana sebebi bu: İçine atmak. Atma… Konuşmak mı istiyon? Konuş… Ağlamak mı istiyon? Abi ben bi dışarı çıkayım dolaşayım, artık neyse o artık… Ne yapmak istiyosan onu yap ama içine atma…
*Vavien (2009)
1 note
·
View note
Text
“Biliyorum. Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum. Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.’’
**Bulantı – Jean Paul Sartre
1 note
·
View note
Text
Bazı şiirler vardır, bazı şiirlerdeki bazı dizeler vardır, bazı şiirlerdeki bazı dizelerde tek başına bir şiir kadar çok anlam vardır. Tıpkı Asaf abinin bu dizesi gibi;
Beni çağırmadınız,kalkıp ben kendim geldim.
0 notes
Text
"Sana ihtiyacım yok ki benim! İnsan yalnız da mutsuz olabilir çünkü."
**Kürk Mantolu Madonna
0 notes
Video
tumblr
Çocukluğumdan beri, her şeyin sonunu görüyorum. Her insanın ölümünü. Onların son anlarını. Böyle bir şey insanı yalnızlığa ya da deliliğe götürebilir. Ama bu kadının ölümünü göremiyorum. Gizemli bir kadın. Güçlü. Zamanın ilerisinde. Meydan okuyor. Elimden geldiğince zamanını çalıyorum. Geri çevirdiğinde, daha umutsuz önlemlere başvuruyorum. Aşkın zaman hakkında hiçbir şey bilmediğini öğrendim. Günlerimi bu kadınla tüketiyordum. Kim kaderine karşı gelmek için yaşar ki. Kendime karşı gelmek daha iyiyken.
61 notes
·
View notes
Text
Bulantı
Sözgelimi, ellerimde bir değişiklik var. Pipomu ya da çatalımı tutuşum değişti. Belki de çatal elime yeni bir biçimde geliyor; bilmiyorum. Biraz önce odama girmek üzereyken olduğum yerde kaldım; avucumda, kişiliği varmışcasına dikkatimi çeken soğuk bir nesnenin varlığını duydum. Avcumu açıp baktım: kapının tokmağını tutuyordum. Bu sabah kitaplıkta, Autodidacte, günaydın demek için yanıma geldiğinde tanıyabilmem için yüzüne uzun uzun bakmam gerekti. Tanımadık bir yüzdü gördüğüm; bir yüz bile demek zor. Sonra elini, iri beyaz bir solucan gibi duydum avucumda. Hemen bıraktım, kolu külçe gibi düştü.
** Jean Paul Sartre
0 notes
Text
BAYAN LAZARUS
Ölmek Bir sanattır, herşey gibi. Özellikle iyi yaparım.
Bir ölürüm ki, cehennemden gelir gibi olurum. Bir ölürüm ki, adeta hakikaten olurum. Sanki gider gibi bir davete.
Bunu yapmak çok kolay bir hücrede Ölmek ve kımıldamamak Ölüyü oynadığım tiyatroda sıranın gelmesi gibi
Güneşli bir günde geri gel Aynı yere, aynı yüze, zalim Eğlenen çığrışlara:
'Mucize!' İşte bu yere yıkar beni. Ama bir bedeli var.
Yara izlerime bakmanın, bir bedeli var. Kalbimi dinlemenin ---- Hakikaten çalışıyor.
**sylvia plath
çeviren: enis akın
0 notes
Text
tutunamayanlar
Ben iç dünyama dönüyorum orada hayal kırıklığına yer yok. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde beni bulur.
**Oğuz Atay
1 note
·
View note
Text
Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. “Pardon devlet memuru musunuz ?”
“Sapık mısın?”
“Hayır. Memur musunuz ?”
" Değilim.”
“ Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba ? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.”
“ Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin ?”
“ Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım. ”
“ Kaç yaşındasın sen ?”
“Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler ? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın ? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir ? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
**Emrah Serbes
1 note
·
View note