ayemmericeyn
ayemmericeyn
𝒿 𝓻 𝓮 𝓶
80 posts
Sevginizi sikeyim, saygınıza zaten ihtiyacım yok.
Don't wanna be here? Send us removal request.
ayemmericeyn · 1 year ago
Text
Artık yanın cehennemin dünya hali oldu
0 notes
ayemmericeyn · 4 years ago
Note
Hangi şehirdesin?
Ankara.
11 notes · View notes
ayemmericeyn · 4 years ago
Text
Tumblr media
🐅🫀
4 notes · View notes
ayemmericeyn · 4 years ago
Text
Gerçekten iğrenç bi hayat babeler 🤮🙄
9 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
@madamsdiyenvar @xxqueenx 🗡🗡🗡
8 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Şu varlıkla aynı ortamda yaşayıp hala severken parçalamamış oluşumun takdirini görmek istiyorum.
109 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
elaleme bak haddinden baska her seyi biliyo
5K notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Kırıp kırıp buna mı kırıldın diyorlar evet orospu çocuğu ona kırıldım.
1K notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Herkes her şeyi istediği ve işine geldiği gibi anlamakta özgür. Beni yeterince tanıyamamış ve anlamamakta ısrar eden kimse için çaba sarf edemem. Beni tanıyan zaten sınırlarımı bilerek davranır. Anlamak isteyen sessizliğimden bile bir anlam çıkarır. Zorlamaya gerek yok bazen.
491 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Hani biz otobanda bir kedi bulmuştuk ya, onu iyi insanlara vermiştik. Biraz zaman geçtikten sonra kötü haber geldi, hayvanın dengede duramayıp yana doğru düştüğünü, tek gözünün ağır enfeksiyonlu olduğunu, sinirlerine yerleşerek nörolojik bir sorun yaşamasına yol açan viral bir hastalığının olduğunu öğrendik.
Bu bilgileri sağlayan veterinerle (Ateş diye bir bey) sınırlı kalmayalım dedik, sosyal hayatında çok hayvansever, hatta hayvantapar bir insan olduğunu bildiğimiz bir arkadaşımızın da çalıştığı yere, Başkent Hayvan Hastanesi’ne gitmesini önerdik sahibine. Gitti. Çıktığında beni ağlayarak aradı, “ötanazi olabilir dediler” dedi. Yumak’ı orada bırakıp çıktığını, günlük 235 lira ödeyeceğini, tedaviye yanıt vermezse uyutacaklarını söyledi.
Muhtemelen Çiğdem dönüp kediyi almak için can atıyor ama ben bir şey derim diye çekiniyordu, ben de dönüp kediyi alması için can atıyor ama evdelerken bir olumsuzlukla karşılaşırlarsa kendisini kötü hissedebileceğini hesap edip hiçbir şey söyleyemiyordum.
Ağlarken “ölecekse de benim kucağımda mutlu ölsün, neden orada tek başına ölsün benim kedim ya” gibi bir cümle kurdu. Bunu duyar duymaz cesaretlenip “lütfen gidip alın o zaman, ne olur” dedim.
Çünkü inanamıyordum, yemek yiyen ve su içen, kumuna gitmek için çabalayan yani yaşamını sürdürmeye çalışan, sadece bunu yaparken devrilip düşen bir hayvanın uyutulabilmesini aklım almıyordu. Ali aynı gün Başkent Hayvan Hastanesi’ne gidip kan ve röntgen sonuçlarını aldı. Sonuçları kendi veterinerimize götürdük, gösterdik. “Elbette kediyi bizzat gören kişilerin sözlerini dikkate almalısınız ama ben sadece sonuçlara bakarak burada ölümcül bir durum göremiyorum” dedi.
Aynı günlerde kedisi FIP’i yenen çocukla konuştuk, Saruş sayesinde kan değerleri uzmanına dönüştüğü için sonuçlar ve önerilen yol onu da hayrete düşürdü. Enfeksiyon değerlerinin bile normal olduğunu, Saruş FIP hastasıyken 70’lerde olan bu değerin iyileştikten sonra 10’lara düştüğünü ve Yumak’ın değerinin 10 olmasının aşırı normal olduğunu vs söyledi.
Az önce Yumak’tan bi’ video geldi, devrilmeleri geçmiş, tek gözünü kaybedeceği zaten bilinen bir şeydi ama ilk zamanlardaki iltihaplı akıntısı kurumuş, baya ordan oraya sıçrayarak oyunlar oynuyor..
Hayvan bir gün olsun iştahını yitirmedi, ilaçlarını düzenli olarak kullandı, sinirlerini ele geçiren o şey her ne ise, ona resmen meydan okudu ve aşırı iyi görünüyor.
Biliyorum, FIP (Bu arada Yumak korona negatif, bu da ya koronayı atlattı ya da fip’e evrilebilecek bir koronası yok demekmiş) çözülemeyen bir hastalık ve hayvan bir gün mükemmelken ertesi gün aniden ölebilir. Fakat onu böyle oynarken, yaşam kalitesi fazlasıyla artmış halde görmek varken, güvenilir bir kurum diye onların akıllarına uyup ötanaziyi kabul ettiğimizi bir düşünür müsünüz?
Sadece para kaygısına kapılmış sağlık merkezlerinin aldığı kararlarla sınırlı kalınmamasının, tek uzmanla yetinilmemesinin önemine olan inancımın sonsuz olduğunu belirtmek istiyorum. Başkent Hayvan Hastanesi, benim kapısının önünden bile geçmeyeceğim bir yer artık. Muhtemelen sahibi kediyi orada bırakıp her gün 235 TL ödesin diye, yeterince korkması için böyle bir şey söylediler. Sadece bunu düşünüyorum. Öyle bir şey söyleyelim ki bırakmadan edemesin. Durum, ötanaziye varacak kadar ciddi bakın! Götürmemelisiniz. Bırakmalısınız.
Zerre güvenmiyorum veterinerlerin çoğuna var ya. İnsanların hayvanlarına olan düşkünlüklerini maddi kazanca dönüştürmek için yapmayacakları şey yok. Yumak bugün o videoyla yüzümü güldürdüyse, onunla ilgilenen kişinin sevgisi, alakası sayesinde güldürdü. Ne kadar süre boyunca ödeneceği bilinmeyen 235 liralar sayesinde değil.
Lütfen siz de veterinerler söz konusu olduğunda 1. Ne kadar yavşak olabildiklerini, 2. Sırf isimleri iyi diye koşulsuz güvenilmemesi gerektiğini, 3. Tek teşhisle sınırlı kalınmaması gerektiğini bilin, anlatın. Başkent’e giderken de en az iki kere düşünün, çünkü günlük ücretin dışında o kadın o gün orada sırf bunları işitmesine neden olan testler için tam 900 lira ödedi…
45 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Photo
Tumblr media
4K notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
#FURKANCELEP
Fazla değil, üç yıl daha yaşasa dün yaptığı şeyden utanç duyup dünyanın en saçma davranışı olduğunu düşünecek birinin intihar notuna nasıl like atabildiniz? Aynı psikoloji ve düşüncelere sahip bir sürü akranı oradayken, nasıl hepsini buna yöneltir, özendirir gibi uzun uzun “çok haklısın”, “melek oldun” içerikli yorumlar yazabildiniz? Bu davranışı alıp nasıl “Akp yönetemiyor, gençler ölüyor”a kadar evirebildiniz?
Hepimizin öyle veya böyle yaşamayı göze aldığı, yaşamanın ta kendisini kahramanlık kıldığı bir dünyada o yaşamdan kaçanları nasıl “kahraman”a dönüştürebiliyorsunuz? Sağlıklı değilsiniz.
102 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Ya ben bunu nasıl silmişim disnfşsnfsşdnaş
121 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
9 Eylül tarihinden bu yana Müge Anlı’nın Aleyna Çakır’la ilgili olan kısımlarını izliyorum. Dava apayrı bir konu, Ümit Can Uygun’un hala tutuklanmamış oluşu apayrı bir konu, neden henüz tutuklanmadığına, hiçbir şey yapılmadığına dair üretilen teoriler apayrı bir konu. Benim asıl ilgimi çeken, izlerken üzerine uzun uzun düşündüklerimse apapapayrı bir konu:
Tabii ki bunun için öncelikle gerçek adı Aleyna Çakır olmayan maktulün mesleğinden söz etmeliyim, kendisi fuhuş sektöründe görev alan bir çalışan. Habitatı pavyonlar ve gece kulüpleri olduğu için davaya dahil olan, şahitlik eden, hikayenin parçası haline gelen herkes de bu habitatta yer alan insanlar. Ve bu insanlar hakkında ilgimi çeken bir nokta var; kendileri Ankara’yı bu habitattan ibaret sanıyorlar. Bu aşamada 5.639.076 nüfuslu bir şehirden bahsettiğimizi hatırlatmak istiyorum.
Bir müdavim yayına bağlanıyor, “Müge Apla beni Ankara’da herkes tanır” diyor. Bir şahit bağlanıyor, Ümit Can Uygun’dan “Ankara’da yoldan geçen kime sorsanız o pisliği bilir” diyor. Aleyna’nın meslektaşlarından biri, Ankara’daki bütün kadınların kocaları kendilerini ziyaret ediyormuş gibi bir konuşma yapıyor. Zaten “Ankara’daki bütün erkekler” yerine “Ankara’daki bütün kadınların kocaları” ifadesinin tercih edilmesi de psikanalize maruz tutulası bambaşka bir mevzu. Fakat abartmıyorum - ki eminim izleyenleriniz çoktur; her ağzını açan 5.639.076 kişinin içlerinde bulundukları gece hayatının bir parçası olduğunu iddia eder bir tonla konuşuyor.
Bunun özünde üzüntü yaratan bir “biz de sizin gibiyiz, siz de bizim gibisiniz, biz hepimiziz” algısından ibaret olduğunu düşünüyorum. Dünyayı kendi küçük krallığından ibaret sandığında hem ötekiliğinden sıyrılıyor, hem de - sandığının aksine - birçok insan için sıra dışı olan yaşantını ziyadesiyle normal ve sıradan göstermeye çalışıyorsun çünkü buna ihtiyacın var.
Ümit Can Uygun, yanılmıyorsam, ayda 70 bin lira kazandığını ve son bir yılda gece hayatında bilmem kaç milyon para harcadığını dile getirerek kendiyle övünmüş. “Beni herkes tanır Ankara’da” derken bununla gurur duyan şahıs da aslında gece hayatında tanınırlığıyla övünüyor. Oralarda birilerinin ağzına silah sokup tehdit etmek, boğazına bıçak dayamak da namı yürütmüyor, adeta nam için taksi çevirerek şanını araba hızında ilerletiyor falan. Yapan da bunu övünülesi görüyor, bunu gördüğü için “yapan”a saygı besleyen de. Normal şartlarda tüm bu insanların ne kadar geri zekalı olduğundan bahsedersin. Ama hani onlar için genellikle üzerine çok düşünmeden, ezbere bir şekilde “düşmüş, kaybolmuş” deriz ya, gerçekten öyleler.
Yaşamları boyunca övünebilecekleri hiçbir şeyleri olmadığından gurur duymalarını sağlayan tek şey, gece hayatında harcadıkları para, bu hayatın sınırlarında çevreye savurdukları tehditler ve bellerindeki silah, bu alemde tanınmak hatta “herkesin” kocasının kendisiyle para karşılığında birlikte olması falan. Elbette dünyayı bu ortamdan ibaret kabul ettiğinde “dünyanın efendisi” oluveriyorsun ve bu sanrı davranışlarına yansıyor. Sonrasında işte, Aleyna Çakırlar ölüyor.
Selcanlar, Ümit Can Uygun’un Müge Anlı dahil olmak üzere kendisinden söz eden herkesi ama herkesi - özellikle de sosyal medya üzerinden - tehdit ettiğini bildiğinden, zamanında beş yüz kişiye ulaşmış olan şu gönderisinden ve şu an yazmakta olduğu satırlardan endişe duyuyor. Bu herif bu gönderilerden haberdar olsa bana da bulaşacak, programı izliyorsanız siz de benim kadar emin olursunuz, değil mi?
Ben artık ciddi ciddi Ümit Can Uygun’un siyasi bir güç tarafından korunduğunu düşünüyorum, ama kirli bir sebeple. Öyle “bizim çocuk bu ya” falan değil yani. Malumunuz kendisi zamanında çektiği müstehcen videolarla bazı kadınları tehdit edip de pazarlamış. Video çekme alışkanlığı varsa ve bunun ekmeğini yediğinin bilincindeyse, bir de fuhuş sektöründe söylendiği kadar kilit bir noktadaysa bazı “önemli” kişileri de tehdit etmesine vesile olan kayıtlar olabilir elinde.
Çünkü kızcağızın ailesi bu kadar haykırır, peş peşe tonlarca şahit çıkar, ortaya çıkan şahitler göz göre göre tehdit edilir, ortalıkta darp kanıtlayan videolar ve ses kayıtları dolanırken ben Müge Anlı’nın “buradan Ankara Başsavcılığı’na sesleniyorum” demek zorunda kalışına başka bir neden uyduramıyorum, bu kadın daha ağzını açmadan savcılık ve polis yayını basar olayı çözerdi. Öyle olmaz mıydı?
Şule Çet’in avukatı Umur Yıldırım yine var gücüyle çalışıyor. İçimi rahatlatan tek şey de bu olabilir. Umarım bu davanın sonucu da Şule’ninki gibi yüzümüzü güldürür. Yoksa özellikle Ankaralılar olarak her an Ümit Can Uygun’la aynı markette veya kahvecide bulunabiliriz. Ha, herifin seyahat yasağı yok, siz de bulunabilirsiniz. Sen İtalya’daki, sen Fransa’daki, hepiniz. Çünkü evet, istese oralara kaçabilecek kadar serbest ve sana da zarar verebilecek kadar psikopat..
67 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Sağdaki, 4 Haziran günü Ankara’da intihar ettiği iddia edilen Aleyna Çakır’ı döverek bayılttıktan sonra sosyal medyada canlı yayın açarak Aleyna’nın yerde yatarken çekilen görüntülerini paylaşan Ümit Can Uygun.
Soldaki, bu canlı yayına “yakışanı yaparrr” yorumuyla destek veren arkadaşı Mehmet Varol. İkisi de intihar iddiasından sonra sosyal medya hesaplarını kapatarak kaçmış.
Bu bir intihar değilse katillerin kim olduğu, bu bir intiharsa sebebinin ne olduğu belli. Bu insanların yalnızca Ankara’da karşınıza çıkma ihtimali söz konusu değil, her an dibinizde bitmeleri tek bir arabaya, otobüse, uçağa atlamalarına bakar.
O yüzden isimlerini, cisimlerini yaymalıyız, ne kadar Aleyna içinse bir o kadar da kendimiz için.
713 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Text
Değer verdiğin şeyin, üç kuruş bile etmediğini gördüğün o an 
871 notes · View notes
ayemmericeyn · 5 years ago
Video
Şurada bir saatcik vakit geçirsem ne derdim kalır ne de stresss
Cam kafese müzik dinlemek için giren insanlara yapılan muhteşem sürpriz.
9K notes · View notes