Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Mutlu biten filmlerden nefret ederim.
Evet, nefret ediyorum, hatta tiksiniyorum desem yeterince açık konuşmuş olabilirm.
Ortlama 1 saat 45 dakika boyunca hep kötü giden karakterin hayatı, çabası, yaşamı,ilişkisi filmin son 5 dakikası sanki sihirli bir değnek ile dokulmuşcasına değişmeye başlıyor ya insan gerçekten “ ya bi siktir git” demek istiyor bağıra bağıra.
Umut zehirdir, umut bir adamı delirtebilir.Umutla yaşayan simitle ölür, ve o aptal filmlerin en büyük özelliği size umutlu bir şekilde yaşamayı dayatmaktır, amacı hayatın böyle gidebilir ama bak umut var, bi anda herşey değişebilir demektir, daha doğrusu demeye çalışmaktadırlar.
O aptal kandıran filmlerinize, mutlu biten sonlarınıza, mutlu reklamlarınıza geri dönün çünkü hiç birimizin hayat bi şekilde değişmeyek, bu yüzden bana dayatmaya çalıştığınız o salak umutlu son istenmeyen reklam gibi her dakika karşıma çıkıyor.
Asla ulaşamayacağınız umutlarınız için çırpınmaya devam ederken mutluluklar dilerim, benden uzak durun.
0 notes
Text
Bedenim uyku istiyor, sadece uyumak ama diğer parçalarım halen çaışmayı sürdürdüğü için uyuyamıyorum.
5 duyu organım tek bir şeyi arıyor.
Babamı.
Evet, halen babamı arıyorum, gözüm , elim, kulağım, burnum ve seslenebilmek için dilim. İsterse 2 isterse 22 sene olsun, ben gerçekten babamın gitmiş olduğuna halen inanamıyorum, hayatımda hiç hissetmediğm soğuk bir boşluğu ısıtamıyorum.
Geçen seneleri düşünüyorsun, ergenliği geçiyorsun, delikanlılğı geçiyorsun, askerliği geçiyorsun, her davranıuşını geçiyorsun ama o gittikten sonra sende kalan şeyleri geçemiyorsun.
çok şey yazmak istiyorum baba, seninle konuşmak istiyorum baba.
0 notes
Text
Hayallerimiz, hayalleriniz dışarıda duruyor, sizin için hazırlandı.
Bir KFC reklamında hiç bir şeyi umursamadan mutlu bir şekilde o butu ısıran kadında, mobilya mağazasının içerisinde güzel ve huzurlu bir şekilde hazırlanmış olan bir odada, sigorta reklamında trafik kazası geçiren adamın yinede aldırış etmeden bize bakmasında ya da TV’de olan o anlamsız programlardaki fütursuzca gülen o insanlarda hayallerimiz, hayalleriniz.
Yaşınız kaç? Evli misiniz? Çocuğunuz var mı? Siz de hayallerinize dışardan mı bakıyor musunuz? Yoksa çoktan içinde yaşamaya başladınız mı?
Yat, kat, uçak, şan şöhret, karı kız, playboyluk, repütasyon, popülasyon ve paradan bahsedeceksek onlar zaten hayal değil, hayal mastürbasyonu ve rahat yapabileceğiniz başka yer varsa okumayı bırakın ve oraya gidin. Burada yazacağımız çok daha basit bir şey, mutlu olmak buradaki hayalimiz…
Evet sadece “mutlu” olmak
Gözünüzü açıp kapıyıncaya kadar geçecek 2017, bir yaşı daha arkada bırakacaksınız ve kısa zaman aralıkları içerisinde kendinize bu soruyu soramazasınızda, arada gözünüzün daldığı anlarda içinizdeki siz ile çoktan bunu tartışmış olacaksınız bile.
Bir mobilya mağazasının odasının bomboş olmasına rağmen evinizden yada odanızdan daha sıcak ve enerji dolu olması size garip gelmiyor mu? Ya da sigorta reklamındaki kaza yapan adamın gülerek şimdi sigortam ile hallederim diye fiyakalı bir bakışıyla gözgöze gelmeniz sizi sinir etmiyor mu? Hayalinde bile mantık hatası olan bir kurguya ulaşabilmek için hayatımızı harcadık değil mi?
Hayır, KFC reklamındaki dünya güzeli kız kadar mutlu ve fastfood yediği halde sıfır beden bir kadın asla olamayacaksınız, dişleriniz bembeyaz kalmayacak. Ev ve daire reklamlarında gördüğünüz jeep sahibi olup hep gülümseyen, uslu çocukları olan işleri herzaman tıkırında yüzünde ne bir beyaz sakal ne de stressten bir deformasyon olan O adam olamayacaksınız, kasmayın kendinizi de çürütmeyin.
Ben çok özeniyorum o insanlara, o reklamların MÜKEMMEL AİLE, MÜKEMMEL HAYAT saçmalıklarını geçiyor ve karakterlerin hayatlarına hep odaklanıyorum, hiç bir işi sıkıntıya girmeden bir mesleğe sahip olmalı, yüzünde stress deformasyonundan eser yok, trafik olmayan bir yolda hiç bir hesap yapmadan gidiyor DAHA DA mükemmel olacak olan hayatına…
Var böyle insanlar biliyor musunuz?
Evet, gerçekten var.
Bir kedinin fizik kurallarını yenmesiyle aynı onların yaşam kuralları,batıracaksa en mükemmel ve sorunsuz şekilde batırarak yine işin içinden karlı çıkan ve kazanan insanlar onlar. Bu insanlar doğmadan önce üstün bir varlık tarafından ( artık hangi din ya da ideolojiye inanıyorsanız) kutsandığına ya da yüzüne gülündüğüne inanıyorum. Örnek verelim, okulda tanıdığınız Ahmet Örnekadam olsun. Okulan şu ana kadar özetleyelim mi gidişatı?
Ahmet projelerini ozalit centerda yaptırdı
Sen en sevdiğin şarkılardan liste yaparak gece geç saatlere kadar çalıştın
Ahmet uygulamacı biri tarafından yapılan ödevi sayesinde projeden B aldı
Sen belirli alanları kaçırdığın ve bilmediğin için C aldın
Ahmet proje zamanı dışardaydı, gezi.
Sen proje yapıyorum diye eve kapandın.
Mezun olduktan sonra stajdı, ilk iş, ilk maaş, ilk toplantı derken yıllar geçti, sen emeğinin hakkını vererek çalıştın çabaladın, çünkü kazandığın paranın hakkını verek gibi bir prensibin var. Saçlarını döktün, sakalları beyazlattın, mesailerde harcandın, her gün kafana sıçtın seçtiğin bölüm yüzünden, işi bilmeyen sadece patronun arkadaşı olduğu için direktörün olan adam tarafından hor görüldün, ideallerini gerçekleştirmek için sinir yaptın bir çok şeyden vazgeçtin, metrobüste ve metroda kulaklığınla müzik dinlerken hayalini kurduğun hayatı hep düşündün, çok çalışarak geldiğin o hayatın hayalini kurdun. Yat, kat, uçak değil hayalin başarılı kariyer, güzel projeler seni besleyenler bunları kurguladın hep kafanda.
Ama olmadı.. ne hayal kurduysan tersi oldu değil mi? Hayallerinde bile çalışarak biryere geldiğin o kurgunun olmaması ne garip değil mi? Kucağına düşmüyor yahu hayallerin, hayalde bile çalışıp hedefe ulaştığını görüyorsun ama olmuyor, ne yapsan dibe vuruyorsun…
Defalarca soruyorsun dimi kendine, bu nasıl adil bir hayat lan diye?
Instagrama bakıyorsun arama kısmındaki rasgele resimlerde yıllaaaar sonra Ahmet Örnekal’ın paylaşımı çıkıyor karşına bir anda hissettiğin o kötü duygu duruyor yerini heycan basıyor, “aaa ahmet lan bu “ diyorsun büyütüyorsun resmi, Ahmet o jeepli yapı reklamındaki evin içinden paylaşım yapmış, fotoğraf çekmiş, karısı iki cocuğu olmuş, hatta gençleşmiş bille daha bir oturmuş yüzü, olgunluk yakışmış fotoğrafa baktığında bile salondaki düzen bile yetti sana hayatının akışını anlatmaya.
Hayatını düzene soktu çoktan, her işi yolunda gitti
bil istedim.
Sen yetenekliydin,eşin dostun arkadaşın ailen sana gıpta etti yeteneklerin sayesinde, çok çalışkandın gönlün fezada olsa bile mermer aralıklarından bakalildin yukarıya oysa ahmet üniversitedeki gibi yine B aldı sen C’de takılı kaldın. Ahmet’in çocukları da hep bu yolda gidecek merak etme, çünkü bu dna’lara çoktan işlendi bile.
Ahmet hayalini kurdu, başardı.
Derse bile gelmeyen Buse, senin 3 defa CV gönderdiğin firmaya eşdeğer bir markada ürün müdürü oldu bile ve gelen maile “anlmdm???” diye cevap veriyor.
Proje çizimlerinde sınıfın en kötüsü ama kendini dünya sanatçısı sanan Berk mezuniyetten sonra senin karşıya geçtiğin gibi kolaylıkla Londraya taşındı, senin boş boş dediğin işlerle hayatını geçiriyor, arada mutlu olduğu o ülkedeki fotoğrafları paylaşıyor, sen de iç geçiriyorsun.
Sırf hocadan puan alabilmek için dünya zoru projeleri sınıfa ödev vermesini isteyen Aysu ise mezuniyetten sonra babası sayesinde çok iyi bir firmaya girdi sıkılıp 3 ay sonra ayrılıp 6 ay yurtışına dil kursuna gitti, vatana döndüğünde soyadı marka olan biri ile evlendi, artık çalışmıyor.
Okulan tanıdığın artık muhabbet etmediğin arkadaşın Veysel ne çalışıyor ne de bir şey üretiyor, 6 ayda bir yeni bir ülkeden fotoğraf paylaşıyor.
Sahi sen neden bu kadar kasıyorsun? Sen ne yapsanda olmuyor.
Onlar senden değil, onlara her zaman kazanacak, negatiflik onlarad bir anlam bulur ve pozitif olur, bil bunları. Kimse bilmez senin aylardır işsiz olduğunu, eşinden boşandığnı, sevgilinden ayrıldığını, evden çıktığını, paranın bittiğini, grip olduğunu, mutsuz olduğunu, anneni özlediğini, babanı özlediğini, kedinin öldüğünü, metrobüste ezildiğini, mobbing yediğini, eşinin sana saygu duymadığını, bunları hak etmediğini…
Benim tek amacım sana söylenmesi gerekenleri söylemek
Doğruyu bilip ona göre hareket yap ki , yalanı ararken kaybolma.
0 notes