bentonguc
bentonguc
Ben Tonguç
6 posts
Kahramanlar hayal, yazılanlar gerçektir.
Don't wanna be here? Send us removal request.
bentonguc · 6 years ago
Text
Cesaret Sonrası Tiyatro Gösterisi
Tumblr media
Bildiğiniz gibi sonu hüsran ile sonuçlanan bir cesaret gösterisinde bulunmuştum sayın dostlar. Acele ettim mi yoksa etmedim mi bilmiyorum. Ama sonuçları ağır oldu.
Peki ne oldu?
Her gün birbirimizi kestiğimiz tiyatro gösterisi başladı. Sanki hiçbir şey yaşanmamış, hiçbir şey konuşulmamış gibi davrandığımız tiyatro gösterisi. Bu tiyatroyu oynak zor tabi. Hem bir kırgınlık var hem de insanın canı acıyor. Üstelik bunlar yetmiyormuş gibi birde bunu kimseye hissettirmeme çabası var.
Ama bunlardan da öte canımı acıtan kısım; sevdiğin kadından ret yemek ve buda yetmezmiş gibi sürekli dip dibe olmak. Her gün görmek, görüp de konuşamamak, dokunamamak ve ona erişememek…
Bu tiyatroyu ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Malum bu konularda oyunculuk yeteneğim oldukça zayıf. Ama zayıf oyunculuğuma rağmen kararımı çoktan verdim.
Bir daha yoluna çıkmayacağım.
Karşımdaki kişiyi daha fazla kırmamak adına bu tiyatro oyununun finalini sanki mutlu sonla bitiyormuş gibi tamamlayacağım. Yani en azından seyircileri buna inandırsak yeterli olacak gibi.
Bense, her şeyi içimde yaşamaya devam edeceğim.
youtube
1 note · View note
bentonguc · 6 years ago
Text
Bir Tutam Cesaret
Tumblr media
Çok zamandır düşünüyorum. Cesaret etmeli miyim? Yoksa akışına mı bırakmalıyım?
Kararımı verdim artık.
Cesur olacaktım.
Bir tutam cesaret benimkisi. Bir sonraki aşamada ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
Ama ne önemi var?
Tahmin edeceğiniz üzere, içimdeki aşk duygusunu dışarıya vurmaya karar verdim. İyi mi yaptım yoksa kötü mü yaptım bilmiyorum. Ama sanırım istemediğim sonuçlar doğacak.
Sevdiğimi elde edemeyeceğim…
Edemeyeceğim. Çünkü bugün açılır gibi oldum. Gibi oldum diyorum çünkü açılmaya fırsatım olmadan belli ettim her şeyi.
Ne mi oldu dersiniz?
Tahmin edeceğiniz üzere hüsran. Sanırım (halen içimde anlamsızca bir umut var) onun bana karşı beslediği bir duygu yok.
Bu aşamadan sonra tek bir şey var.
Şansımı zorlayacak mıyım?
Bu zor bir karar. Çünkü gerçekten karşımdaki kişiyi kırmak veyahut incitmek istemiyorum ki eğer şansımı zorlayacak olursam bunun gerçekleşmesi muhtemel olacak gibi geliyor. Netice de insan sevdiği kişiyi kırmak yerine kendi kırılmayı tercih edebilir.
Sanırım kırılan sadece ben olacağım. (Aslında kırıldım bile)
Evet şu aşamada sevdiğimi elde edemedim. Ama cesur davrandım. (Şu anda kendimi avutuyorum) Ancak kısmi de olsa içimdekileri dökmüş bulundum.
Sanırım bu iyi bir şey.
En azından hiç söylemediğim için pişman olmayacağım.
En azından, zaman zaman, ben elimden geleni yaptım, ama olmadı diyebileceğim.
İçimde bir ukde kalmayacak.
Ama şansımı zorlayacağım sanırım. Elimden gelen her şeyi yaptım diyebilmek için…
youtube
8 notes · View notes
bentonguc · 6 years ago
Text
Aidiyet Yoksunluğu
Tumblr media
Günümüzün hastalığı olan yalnızlık…
Onca insan içinde olmanıza rağmen, kimseye aidiyet duygusu duymadığınız yalnızlık.
Evet çağımızın bu hastalığına bende yakalandım sanırım ey dostlar. Çevremde onca insan olmasına rağmen (bu bile yalandan ibaret olabilir) kafamın içinde bir yerlerde kendimi yapayalnız hissediyorum.
Kimseye ait olmadığımı hissediyorum.
Ben bu hissi çok uzun zamandır yaşamıyordum. Ancak son bir haftadır çok şiddetli bir şekilde hissettiriyor kendini. Aslında bu hastalığımın sebebini biliyorum.
Söylemem gereken şeyleri dillendirememem…
Aslında bir kaç kişiye anlatsam rahatlayacağım belkide. Ama anlatamıyorum. Hunharca anlatmak istiyorum. Ama olmuyor işte.
İçime atıyorum hep. İçime attıkça da bu hastalığın şiddeti artıp duruyor. Hiçbir şey yapmama isteği başlıyor.
Biliyorum. Aslında beş, on cümle döksem rahatlayacağım. Ama olmuyor işte.
Cesaretim yok galiba.Ben o cesareti yakalayamadıkça, bu hastalıktan kurtulamayacağım galiba.
Ve aidiyet hissini yakalayamadıkça daha da amaçsızlaşacağım.
youtube
12 notes · View notes
bentonguc · 6 years ago
Text
Kıpır Kıpır Eden Bir Çift Göz
Tumblr media
Bir kadın bir erkeği nasıl mutlu eder?
Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Ama bugün beni kıpır kıpır eden bir çift göz, tek bir bakışıyla mutlu etti. Aslında her zaman o bakışıyla mutlu ediyor.
Bazen metro da birlikte gidiyoruz. Bugün yine o metro günlerinden biriydi. Metro kalabalık olduğu için ayakta gidiyorduk. Güzel bir muhabbet ederken birden konu kapanıyor. Sonrası ise derin bir sessizlik.
Hep böyle oluyor aslında.
Sonra en sevdiğim an, birbirimize hafif bir gülümsemeyle bakışlarımız başlıyor. Galiba sözün bittiği yer. İşte ben orda tekrar tekrar aşık oluyorum galiba. O bakışı her gördüğümde bir leyla..
O bakışı her gördüğümden bir salaklaşma hali. Ama saf bir salaklaşma.
Bilmiyorum.
Belki oda bunun farkında. Belkide değil. Ama tek bildiğim benim bunu dile getiremeyeceğim. Önceki yazıda da dediğim gibi bir kaybetme korkusu sanırım bu.
Hep bir harekete geçesim geliyor. Ama yapamıyorum.
Malum…
Kaybetme konusunda bilanço bir hayli sağlam.
youtube
10 notes · View notes
bentonguc · 6 years ago
Text
Kaybetme Korkusu
Tumblr media
Bana “aşka inanır mısınız?” diye sorduklarında cevabım hep hayır oldu. Evet, sevgi tamam, eyvallah. Ama aşk nedir yahu derdim.
Hani daha önceki yazıda sesini, suratını unutmaya başladım demiştim ya. Galiba bunun bir sebebi varmış.
Evet. Uzun bir sürece yayılan bir sebep.
Galiba birine aşık oldum. Galiba dediğime bakmayın. O “galiba” kelimesi tamamen kendimi aşk diye bir şeyin olmadığına kendimi inandırdığımdan sanırım.
Bak halen emin değilim.
Evet sanırım aşık oldum. Belki de aslında daha önceden aşık olmuşta olabilirim. Ama farkına yeni vardım sanırım.
Kimdir, nedir, necidir diye merak ediyorsunuzdur belkide. Size ne? Ama şu kadarını söyleyebilirim ki; benim dengesizliklerimi, karşı tarafı zorlamalarımı kaldırabilecek biri.
Aslında bayadır çevremde olan biri. Dedim ya yeni farkına vardım. Sonra nasıl olduysa içim acımaya başladı. Bir de bakmışım ki cesaretim yok.
Ben bu konulardan yoruldum artık. Zaten beklentilerim de artık daha farklı. Ama bence bunu diyerek kendimi avutuyorum.
Korkuyorum belkide.
Açılmaktan değil tabi. Hani olur da ret yersem diye. Bu konuda bilanço ağır bende. Ama ne önemi var?
Kaybetmekten korkuyorum.
İlk defa birisine açılmaktan korkuyorum. Galiba ilk defa kaybetmekten korkuyorum.
İlk defa kaybedersem umurumda olacak sanırım.
Neyse, ben ne yapacağımı bilmezken aşağıya şu şarkıyı not düşüyorum.
Hadi eyvallah…
youtube
3 notes · View notes
bentonguc · 6 years ago
Text
Özlem...
Tumblr media
Ne güzel bir kelime.
İçinde bir çok anlıyı barındırıyor. Belki mutlu bir olayı, belki arkadaşlarını ve belkide “eskiden” sevdiğin kadını. Eskiden dediğime bakmayın tabi.
Herkesin özlemi birbirinden farklı. Eğer merak ediyorsanız söyleyeyim. Benim özlemim bir kadına.
Güzel bir kadına. Bana özel kadına.
Bir yılı geçti. Halen özlüyorum. O kadını özlüyorum. Yaşanmışlıkları özlüyorum.
Ama özlemim sanki ilk günkü gibi değil. Hani zaman her şeyi eskitiyor diyorlar ya. Galiba doğru diyorlar. Özlemim zaman geçtikçe azalıyor. Ya da “özlem” dediğimiz şeyin niteliği değişiyor. Belkide zaman, özlemi azaltmıyordur. Niteliğini değiştiriyor olabilir. Ya da özlemleri unutturuyor da olabilir.
Şu son zamanlarda zamanın özlemleri unutturduğunu düşünüyorum. Yani yaşanmışlıkları unutturuyor. Mesela ben. Özlediğim kadının zaman geçtikçe sesini unuttuğumu fark ettim geçenlerde. Nasıldı nasıldı diye hatırlamaya çalıştım. Olmadı tabi.
Evet bir şeyi özlüyorum ben. Evet özlemim ile ilgili olarak genel bir görünüm de var. Ama detaylar kayboluyor sanki. Sevdiğin kadının sesini unutmak, onunla birlikte yaşadığın irili ufaklı güzel anılar ve hatta kavgaları unutmak.
Aslında detaylar kaybolmaya başladıkça, genel bir görünüm diye bahsettiğim “özlem” de kaybolmaya başlıyor. Evet bir şeyleri özlemle anıyorum. Ama neyi özlüyorum? Özlediğim şey kayboluyor.
Belkide özlediğim şey çoktan kayboldu, çoktan unutuldu. Belkide bu bir takıntı haline geldi. Ya da bir alışkanlık haline gelmişte olabilir. Özleme hissi olağan bir şey oldu gibi sanki. Çünkü çok zaman geçti. Neyi özlediğinin, detayların bir önemi kalmıyor artık. Sadece bir özleme alışkanlığı var.
Hani derler ya “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” diye. Belkide doğru bir cümle. Ama sanki özleme alışkanlıklarımız da buna izin vermiyor gibi. Ama bir yandan da izin veriyor.
Bilemiyorum…
İlk günkü gibi özlüyor muyum? Bilemiyorum…
Ama ister buna ilk günkü özlem deyin, ister bir takıntı deyin, isterseniz de bir alışkanlık deyin. Ne dediğinizin hiç bir önemi yok.
Önemli olan tek bir şey var. Bu adını koyamadığım şey, beni (bizi) halen geçmişte yaşatıyor.
Günü yaşayamıyor(uz)um…
youtube
3 notes · View notes