Kişisel blogdur. Yazılardan vardığınız çıkarımların toplamı ben etmez.
Last active 60 minutes ago
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Hoş geldin revenge bedtime procrastination bebek ya da sen mi gerçek adını söylersin yatma saatinde yatmak istemiyorum kalkma saatinde kalmak istemiyorum zillisi.
10 notes
·
View notes
Text
Bu kadarı da olmaz dediğimiz her şeyin olduğu, bir olayı idrak edip kahrolana kadar bir başkasının ve bir başkasının daha yaşandığı, istemesek de hissizleştiğimiz zira elimizdeki seçeneklerin delirmek ve hissizleşmek olduğu bir hayat yaşıyoruz. Bütün bunların içinde biricik ömrümüzü anlamlandırmaya, arkadaşlarla gülmeye, bedenimize iyi bakmaya, sevmeye ve sevilmeye çalışıyoruz ki bu çoğu gün bataklıkta batarken yıldızların güzelliğine hayran olmaya benziyor.
Zor.
15 notes
·
View notes
Text
Hayatın gerçeklerinden nefret. Her şeyi güzelleştiren pembe gözlüklerim de kirlenmiş. Yaşamak zaten bitmeyen bir çaba. Romantizm desen bir yere kadar. Niye ki ya bütün bunlar?
12 notes
·
View notes
Text
Merkür ters dönmüş de dolunay da götüme girmiş gibi bir gün.
17 notes
·
View notes
Text
Muhteşör bir pazarlamacı olarak bana özel derse gelen öğrenciyi kurumda grup dersine yönlendirdim…..
(ama öğrenci için o daha mantıklı bir seçenekti ve benim olan beni bulur deyip kapatıyoruz bu konuyu şşş)
11 notes
·
View notes
Text
Sevdiğin birinin can sıkıntısına üzülmek ne çaresiz bir şey. Az önce beraber çalıştığı birisi kardeşime canımı sıkacak bir şey söyledi, söyleyen kişi dahil olmak üzere bütün masa hissettik bir şey olduğunu zaten. Onun o renk vermemeye çalışarak yüzünü düşürmeme çabasına içim ezildi. Lafı eden kişi “noldu yeaa” dedi hafif gevşek, kardeşimse üzüldüğünü söyledi. Kişi de “ya yok yea öyle değil de işte hallederiz” tadında hiçbir telafi gücü olmayan bir şeyler geveledi. Kardeşimin durgunluğu devam edince “noldu ya ben senin gardını düşürecek bir şey mi söyledim?” diye sordu, o soru da ayrı tuhaf geldi bana zaten.
Ayrılırken sarıldım, sıkma canını dedim. Sıktım dedi. Biliyordum yine de üzüldüm.
19 notes
·
View notes
Text
Bugün sporla ders arası babamla kahve içtik (kalkıp işten önce spora giden insanlar haline geldiğimize inanamıyorum bide ya -tamam iş 13de başlıyor ama olsun aferin bize) ve iş kurmak, kendi paranı kazanmak üzerine epey sohbet ettik. Babam maaşlı çalışarak bir yere varılmayacağını -ki hep bunu savunur- vurguladı ve bize basit hesaplarla özel derste bir konuda uzmanlaşıp oradan yürüsek bile şuankinden çok daha fazla kazanacağımızı sayılar ve örneklerle anlattı.
Bu ve benzeri sohbetleri onunla daha önce defalarca yaptım ama bu seferkinde bir farklılık vardı:
✨ruh sağlığım✨
Arkadaşlar ben uzun yıllardan beri pek de iyi olmadığım için özellikle babamdan gelen herrrr türlü yoruma alınıyor, bir laf sokma olarak algılıyor ve onun adına kendimi zorbalıyordum. Muşum. Bakın onun ne söylediğini ve benim önceden ne anladığımı birkaç örnekle göstereyim:
Maaşlı çalışan olarak sadece geçinebilirsin, ne uzarsın ne kısalırsın. (bana sen yanlış yoldasın diyor)
Hazır elimizde fırsatlar varken bunları değerlendirmek gerek. (değerlendiremedin beceriksiz diyor)
Tabi bir konuda uzmanlaşmak lazım. (zaten şu halinle bir şey yapamazsın yeterince uzman değilsin diyor)
İddia ediyorum patronunuz eğitim anlamında sizin kadar kalifiye değildir. (gerizekalısınız kendinizden daha az kalifiye birinin altında çalışıyorsunuz diyor)
Ben bunu daha önce de söylemiştim ama kızım o zaman hazır hissetmiyordu. (bizimki psikolojik olarak zayıf bir ezik diyor)
Kariyerinin başında böyle çalışmak okay ama sürdürülebilir değil. (kaç yaşına geldi yeni mezun gibi çalışıyorsun diyor)
Ama bu sefer söylediklerine hiçbir alt okuma yapmadım, dinledim ve oha adam mantıklı konuşuyor yaa aydınlanması yaşadım.
İşte insanın gözünde kulağında depresyon filtresi olunca pislik bir hal alıyor her şey.
Bir dönüm noktası daha yaşandı, mesudum.
19 notes
·
View notes
Text
Suda sırt üstü uzanıp parmak uçlarımda hissettiğim rüzgara odaklanmışken bir düşünce geldi: şu varoluşta korunması ve büyütülmesi gereken en mühim şey yaşama sevinci.
O olmayınca çok da anlamı yok nerede, kiminle, hangi konumda ne yapıyorsun - yavan geliyor her şey.
12 notes
·
View notes
Text
Yazın ilk yüzmesini yaptım (nihayet) ve suya girdiğim gibi BEN BUNUN NE KADAR GÜZEL OLDUĞUNU UNUTMUŞUM YA NİYE HEP YAPMIYORUM?! diye düşünmeye başladım. Geçen yaz da suda zaman geçirme sıklığımı arttırmak için gaza gelmiştim ama uygulamaya geçmemiştim. Şimdi yine aynı mod açıldı bakalım.
10 notes
·
View notes
Text
Sabah annemin ortaokuldan arkadaşına kahvaltıya geldik, evlerinin terası bahçe içinde, gölgede ve püfür püfür esiyordu bayıldım. Uzun uzun sofrada oturduk, karşılıklı aile hikayeleri anlatıldı -ve ne enteresan hikayeler tam roman olur tadında- gülmekten karnımıza ağrılar girdi. Falıma bakıldı gelin-damat çıktı başta kardeşime yordular ama sonra ben olduğuma kanaat getirildi sdfsfs annem de doymadın evlenmeye diyor sanki yedi kocalı Hürmüz’üm.
Keyifli bir gün.
11 notes
·
View notes
Text
Uzaktan kuzen düğününe geldim, yoğun akrabaya maruz kalmaktan aklımda kol gezen kötü düşünceler: “ay herkes bi yerlerde bi ben bi bok yapamadım bu hayatla” tadında başlayıp “şimdi neler diyorlardır arkamdan: yurtdışında o kadar okudu etti memlekete döndü bak, boşanmış da biliyor muydun?” a kadar varıyor.
Safları sıkı tutun muhafızlar! Bu düşüncelerin iç hatta geçmesine izin veremeyiz!
13 notes
·
View notes
Text
Geçen bi arkadaşla ilişkiler üstüne konuşuyoruz, bir sevgilisi vardı iyi de gidiyormuş ama kız hem evlenmek istiyormuş hem de şehrinden çıkmak istemiyormuş. Arkadaş da buralı değil ve hemen evlenmek gibi bir gayesi yok. Bir şeyleri zamana bırakmanın ve başka bir yerde yaşamanın ihtimali bile söz konusu olmayınca yol yakınken ayrılalım demişler.
Zaman ilerledikçe sahiden güçleşiyor herhalde bu işler. İnsan iyice yerleşiyor konfor alanına ve eskisi kadar gönüllü olmuyor çıkmak için, daha çok korkuyor incinme ihtimalinden ve bir güvence arıyor yeni bir sayfa açmak için. Halbuki bir şeyler oturmamışken öyle mi? Gideriz sevgilim istediğin yere, beraber olalım yeterler havada uçuşur. Bir anda bir arada olduğunuz her yer yuva olur, aşkınız karın doyurur, masalsı bir yaşam biçimi… E diğer yandan da şu kısacak hayatta seçim güvenli konfora karşı doyasıya sevmek sevilmekse cevap kolay olmalı sanki?
Ne diyelim yaşam hep bir seçiş, vazgeçiş ve tartma meselesi. Alıştık adı altında kendimize zindanlar yapmamak, hayatı yaşanası kılan güzellikleri yaşayabilme esnekliğini kaybetmemek dileğiyle.
16 notes
·
View notes
Text


Kendi şehrimde turistçilik yaptım çok keyifliydi ve erik dalı kaderdir.
Yarın da tanımadığım bir ikinci derece kuzenin düğününe gidiyorum orda da bir posta oynarız herhalde. Akrabaların sivri dillerinden kem gözlerinden sen koru yarebbim dinimiz amin.
19 notes
·
View notes
Text
Yaşamak istediğim hayatı ben inşa etmeliyim.
14 notes
·
View notes
Text
Ay yok ben akıllanmıyorum arkadaşlar, yani gelecekteki kendim seni seviyorum evet ama işlerini kolaylaştıracak kadar değil maalesef gibi gözüküyor……
15 notes
·
View notes