cemberboslugu-blog
cemberboslugu-blog
İçinizden Biri
5 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
cemberboslugu-blog · 10 years ago
Text
Zaman zaman uzak ya da yakın akrabalardan, konu komşudan içki içiyorum diye tepkiler alıyorum. Neden bu kadar büyütülüyor hiç anlamıyorum, yahu ben haftanın her günü kafayı bulup oraya buraya saldırmıyorum ki, arada bi arkadaşlarla çıktığımda birkaç kadeh bir şeyler içiyorum. Hani erkekler içince bir şey olmuyor da kızlar içince kötü oluyorlar. Bu insanlar neden hala kızların içki içmesini kendilerine yediremiyorlar anlamıyorum. İki içkili resim koyunca hemen ooo olmaz falan oluyorlar. Buna kendileri içki içenler de dahil. Allahtan annem babam o konuda beni fazla sıkmıyor. Bi rakı balık yapan İzmirli baba-kız olamasak da, içtiğimi bilseler de ses çıkarmıyorlar. Biraz çakırkeyif olmaktan ne çıkar? Ben zaten en çok o noktada kalmayı seviyorum, fazla abartınca bence de iyi değil. Ben zaten rakı insanı falan değilim :) Bira da fazla sevmem. En çok şarap içmeyi seviyorum, özellikle rose şarap benim favorim. Bi de kokteylleri çok seviyorum. Cosmopolitan, Sangria, Margarita çok seviyorum. Güzel yapıldığını bildiğim bi yerse Mojito da içerim. Çünkü çoğu yerde limonlu soda gibi bir şey içmişim gibi hissediyorum :D Böyle rakı balık sofralarına, o çalan müziklere, meyhane adabına da bayılıyorum ama bi türlü rakıyı sevemedim :( Böyle içki içince herşey, herkez gözüne güzel gözüküyor ya, hiçbir derdiniz kalmıyor. O duyguyu yaşamayı seviyorum. Mesela en güzel günleri, kutlamaları daha güzel yapıyor, en dertli anınızda da derdinizi unutturuyor. Tabi aşırıya kaçılmadığı sürece:) Yani ben de sevmiyorum biraz abarttığımda ne yaptığımın farkında olmamayı, söylememen gereken şeyler söylemeyi. Çok da rezil oldum öyle. Nasıl belalara soktum kendimi o hallerdeyken hatırlamak bile istemiyorum :((((
2 notes · View notes
cemberboslugu-blog · 10 years ago
Text
Alaman Cimriliği
Dün bizim grup biraz daha kalabalıktı.Tee yıllar önce tanıştığım Alman Marie İstanbul’a geldi, benim de önceden arkadaşım olan Emir’in evinde kalıyormuş. Sonra bunlarla buluşur buluşmaz Emir kurtar beni bu kızdan dedi. Meğer bu kız bir haftadır hem Emir’in evinde kalıp, hem de dışarıda yiyip içtikleri her şeyin parasını ona ödetiyormuş. Elini cebine atmıyormuş ve yine de hiçbir şeyden memnun kalmıyormuş. Ben şok. Bilmiyorum ben çok sevmezdim Marie’yi ama yine de böyle yapmasına çok şaşırdım. Baya kullanmış yani arkadaşımı. Yahu gözümle gördüm kızın cüzdanında para var hesabı 20 liraysa çıkarıp 15 lira veriyor. Böyle bazı Avrupalıların da cimri olduğunu öğrenmiş olduk. Hani Türk kızlarını beğenmiyorsunuz ya ellerini ceplerine atmıyorlar diye. Heh işte demek ki her millette varmış böyleleri. Yahu kızın 1 eurosu burada 3 TL yapıyor. Parası yok desem değil. Bi de yüzsüzlük yapıyor üstüne. Bir dakika durmak istemiyor sürekli gezmek istiyor. Baya sinir oldum ben de dün gece. Neyse bunlarla birlikte geçen gün gittiğimiz Nevizade’ deki bara gittik. Burayı beğendi hanfendi nasıl olduysa. Neyse bana uzak allaha yakın.Bi de nasıl soğuk böyle sanki ilk defa tanışıyormuşuz gibi. Üçümüz oturuyorduk önce sonra ben birkaç arkadaşımı da çağırdım, bari Marie’ yle sürekli konuşmak zorunda kalmıyım, dikkati başka yönlere çekilsin istedim. Biliyordum ki gruptaki bekar müzminler ona ilgi göstereceklerdi. Zaten arayıp alman bi kız arkadaş da var deyince koşa koşa geldiler. Böyle olunca benim Emir’le uzun uzun konuşma fırsatım oldu, bayadır görüşemiyorduk. O İstanbul’da değil neredeyse Sakarya’da yaşıyor shjfjf. Baya uzağız yani. O da Marie’ye karşı olan sinirini bayağı kustu. Bi daha çağırmaz artık sdff.
0 notes
cemberboslugu-blog · 10 years ago
Text
Adam Olacak Çocuk
Yine Barış Manço’ nun şarkılarından biri aklıma geldi. Youtube’ da o şarkıdan öbürüne atlarken buldum kendimi sonrasında. Evet ben de ıspanak yiyen, diş fırçalayan, süt içen adam olacak çocuklardandım. Bugün yine kendisini çok özlediğimi fark ettim. Şarkılarını dinlerken kendisi hakkında yazılan yorumları okudum. Şimdiye kadar şarkılarına yapılan coverlardan hiçbiri orijinaline yaklaşamamış bile. Türk müziğinin büyük adamlarındandı. Hala da öyle. Çok efsane şarkıları var yahu. Dönence mesela. Türk müzik tarihinin en iyi progressive rock parçası deniyor hakkında. Şöyle de bir hikayesi var Dönence’ nin. Bütün övgüleri hak eden bir parça. ‘’Bugün Bayram’’ şarkısını televizyonda ilk duyduğumda ağladığımı hatırlıyorum. Bugün bile kazık kadar olmuş, çok zor ağlayan ben bu şarkı çaldığında gözyaşlarımı tutamıyorum. Güzel günlerdi be. Hayatımın en güzel günleriydi. Keşke daha uzun yaşasaydı. Adam olacak çocukların adam olduğunu görseydi. Şimdi o kadar seyahat programı yapılıyor. Hiçbiri Barış abinin programı kadar beni çekmiyor. Çünkü Barış abinin bi vizyonu vardı. Şimdikiler gibi internetten buldukları bilgileri ezbere okumuyordu. Barış Manço Moda 81300 Istanbul. Hala aklımda :) Koca bi nesle insanlığı öğretti. Eminim ki ileride çocuğum olursa onu Barış Manço’nun şarkılarıyla büyüteceğim. Benim hiç abim olmadı, çocukken ne kadar istesem de yoktu abim . O yüzden benim abim Barış abiydi. Onun ölümüne çok üzülmüşt��m, o haberleri televizyonda duyunca şok oldum. Daha ölüm kavramı nedir tam anlayamamışken, en sevdiğim abim ölmüştü. Hala çok özlettiriyor kendini, hala şarkılarını dinlettiriyor. Bi sözü vardı, benim şarkılarım dinlendikçe ben ölmeyeceğim diye. Aynen öyle, biliyorum ki benimle büyümüş nesi onu asla unutmayacak. Gözlerimizde yaş kalbimizde sızı unutamadık..
1 note · View note
cemberboslugu-blog · 10 years ago
Text
Yeni Mekan Bulma Kafası
Size daha önce İstanbul’u ne kadar sevdiğimi anlatmıştım. Lisede küçük şehirde oturmam nedeniyle fazla bi atraksiyon olmuyordu. Arkadaşlarımla dönüp dolaşıp aynı kafeye giderdik. Kafenin sahibi artık abimiz olmuştu. Gitmeden önce sipariş verip geldiğimizde her zaman oturduğumuz masamızda yemeklerimizin hazır olması yüzsüzlüğünü bile yapardık. Olduğum şehirde 2 tane alışveriş merkezinden başka bir şey yoktu. Ki ben alışveriş merkezlerinde işim olmadıkça vakit geçirmeyi sevmem. Yani neden gidip bi binanın içinde bi yerde oturayım yahu. İşte oturulan yer çok popülermiş bilmem neymiş. Check in falan işim olmaz zaten. Gider en salaş mekanda otururum ondan daha iyi. İstanbul’a gelince tabi istemediğim kadar gidilecek, görülecek yerin olması dolayısıyla böyle bi problemim kalmadı. Bu şehir de gez gez bitmiyor yahu. Hiçbir zaman artık İstanbul’ un her yerini biliyorum diye düşünemiyorum. Geçen gün Nevizade’ de yeni bir bar keşfettik. Ne zamandır önünden geçiyorduk, oturmamıştık hiç. Nevizade’ nin atmosferini zaten çok seviyorum. Koktelleri harika, yemekler de güzeldi bence. Galiba konsept partileri de oluyormuş burası uğrak mekanımız olur artık bizim gençlerle. Terası da var miss. Bizimkilerle zaten clublar yerine böyle yerlere gitmek daha hoşumuza gidiyor. Hepimiz aynı kafadayız. Şu anki arkadaş grubumla ne ara bu kadar birbirimize yakınlaştık bilmiyorum. Üniversiteye ilk başladığım sıralarda kimseyle çok yakın olamayacağımı düşünmüştüm. Sonra aynı bölüm, aynı dersler, aynı projeler derken sürekli gördüğüm tek insanlar oldular. Zaten entascılar olarak okulu biz kapatıyoruz. Öyle böyle derken bir anda her zaman istediğim kalabalık arkadaş grubum oldu shbfjgg. Neyse öyle biz bu gençlerle güzel bi gece geçirdik Nevizade’ de. Siz de bi bakın derim :) Hepinizi öpenzi.
0 notes
cemberboslugu-blog · 10 years ago
Text
Kupa Kızı, Sinek Valesi
İstanbul özgürlüğümün şehri. Kim ne derse desin bek bıkmıyorum bu şehirden. Gülü seven dikenine katlanır diyorlar ya aynen öyle. Martıları, boğazı, Büyükada’ yı, Gülhane parkını, Galata kulesini, Haydarpaşa Garı’nı, Nevizade’ yi, Taksim’i, Karaköy’ü, Emirgan’ı, Moda’yı, Ortaköy’ü, Cihangir’i ayrı ayrı seviyorum. İstanbul’un bizim elimizde olduğuna hem seviniyorum hem üzülüyorum. Bizim elimizde olmasa şimdi olduğu durumda olmayacaktı bu doğru. Avrupa başkentlerine, büyük kentlerine bakınca ne kadar düzenli, temiz olduklarını görüyoruz. Hep yeşil, ağaçlarla dolu şehir merkezleri. Biz ne hale getirdik İstanbul’u. Ya da keşke yüzyıllardır burada yaşamış Rumları, Ermenileri sürmeselermiş buradan. Daha renkli olurdu belki buralar. Kültür seviyesi daha yüksek olurdu. Ben yine de vazgeçemiyorum bu şehirden. Bi şehre aşık olabileceğimi bilmiyordum ben. Belki de özgür olduğum ilk şehir olduğundan, belki okulumu çok sevdiğimden, belki de birçok şeyin ilkini bu şehirde yaşadığımdan, belki de artık çoğu arkadaşımın bu şehirde yaşadığından, belki de bir gün gideceğimi bildiğimden. Kışını ayrı yazını ayrı seviyorum. Kulağımda Teoman’ın en eski şarkılarıyla yürümeyi, bisiklete binmeyi, vapura binmeyi seviyorum ben bu şehirde. Moda’ya gelip sahilde oturmayı seviyorum. Adına yazılan şarkıları, şiirleri sonunda kadar hak eden bir şehir. Keşke bu çarpık kentleşme olmasaydı, keşke 1960-70’lerdeki haliyle kalsaydı. Keşke ipini koparan gelmeseydi, keşke ulaşım kolay olsaydı, trafik olmasaydı, keşke o yemyeşil ağaçları kesip gri gri bloklar yapılmasaydı her yere, doğal güzelliğiyle kalsaydı, keşke sokaklar caddeler daha düzenli olsaydı. Pasaportla girilse ne güzel olurdu değil mi? Gelmeyin artık daha fazla gelmeyin, yer yok. yapraklar yatağın olsun kırlangıçlar arkadaşların yildizlar yorganın olsun hem zaten gökte işsiz güçsüz duruyorlar …
0 notes