ciftbaslitekinsan-blog
ciftbaslitekinsan-blog
Çiftbaşlı'' tek''insan
2 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
ciftbaslitekinsan-blog · 6 years ago
Text
bana bir bira borcun var. 
0 notes
ciftbaslitekinsan-blog · 6 years ago
Text
Bozuk Pusula
Kamaranın kapısını açtı.Saat 03:40.Mayıs gecesinde herkesi kucaklayan iyimser bir rüzgar vardı, saçlarının arasından geçti.Kapıyı açık bırakıp odasındaki buzdolabına gitti, bir bira alıp denizi huzurla izlemeye başladı. Fakat bu onun hayaliydi, bunları gerçekten yaşamamıştı. İyimser bir rüzgar onu açık denizlere götürdü,limanı belli olmayan..Yolda karşılaştığı her rüzgara kapıldı, bunun bir sonu yoktu, rüzgar ve fırtına estikçe savrulacağı çok fazla deniz ve liman vardı. Durdu. Belkide bu benim döngüm dedi. Yeni hikaye arayışım sonsuz döngümün parçası. Bu döngüyü ben mi sahiplendim? Yoksa kodlarıma mı işlemişti diye düşündü. Oysa hangi hikayenin içinde olsa doğru hikaye o olmuştu. Rüzgar hangi yöne esse doğru rota o olmuştu. İşaretlere inandı ama pusula doğru rotayı bir türlü göstermiyordu.Hiç bir zamanda göstermeyecek diye umutsuzdu. Onun doğru hikayesini yazacak hiç bir deniz, hiç bir liman yoktu.Kendi pusulası bozuktu gittiği ve sürüklendiği yön belirsizdi. İstediği için mi sürükleniyordu, yoksa sürüklendiği için mi istiyordu... Bozuk bir pusulaya bağlıydı nitekim. Düşüncelerin altında kalmış dede koltuğundan ceketini çekip aldı. Kendini gecenin tekinsiz ama güvenli kollarına bırakacaktı. Evin ve sokağın hava durumu farklıydı. Baharın ılıman kollarındaki geceye kendini bıraktı. Kimsenin olmadığı sarı ışıklı sokakta her şey tanıdıktı. Bu yabancılık tanıdıktı, her şeyi düşündü, 15 dakikalık yol boyunca.. Her şey sığdı o 15 dakikaya. Döngüsü seçimlerini yaratıyordu. Seçimleri kendisini. Toplumun sindiremediği şey onu oluşturuyordu. Minnet ve teşekkür etti, çünkü kendi olmasını kabullenmek evrende ona yer açıyordu. Sokak genişledi. Yol açıldı.. 15 dakikalık düşünceler ve seçimler sonunda durduğu bu ıssız limanda kuşların yüzüne doğru dalış yaptığı ve ilk defa seslerini net bir şekilde duyduğu bir yere raslamıştı. Durdu. Havayı kokladı, güneşe baktı yere doğru eğilip eline bir kaç parça kıştan kalan yaprakları aldı. Kafasını kaldırdığında doğanın ona sunduğu yeni yaşam parçalarını gördü. Ve kaptan elindekileri son bir kez kokladı aldığı o koku sanki daha önceki bozuk pusulayla sarılırken kokladığı kadınların bacak arasındaki kokudan farksız ve mide bulandırıcıydı. Kuşlar son nefesiyle ona bahar şarkıları söylerken kafasına düşen yemyeşil yeni oluşmuş bir yaprak tanesi adeta yüzüne bir tokat çarpmış gibi vurdu.Bozuk bir pusula ile ilerlediği bu yolda ummadığı sokakta rastladığı bu fotosentezin tohumu sadece yer çekimi miydi? Aramanın çabası, kaybedişin hezeyanına alışkın olan kodları bulmanın tanımını hiç bir şeyle eşleştiremedi. Daha önce yaşadığı bu tanıdık aitlik, yine korkuya dönüşüp bir beden şekline büründü.Yine aynı çekip gitmenin hazzı sağ omzundan göz kırpıyordu, ama o başını sola çevirdi. Yapraklar uçup başının üstündeki toza karıştı. Gideceği yol vardı. Harita önemsiz, tarih anlamsızdı. Bütün pusulaları kuzeyi gösterirken o bilmediği karanlık yolda kendi koyduğu taşlarla yeni bir rota çizdi. Kaptan korkulu, sadakatsiz, savrulmuş bir tavırla güzel güneşin, yüzüne doğru çarpan kuşların söylediği şarkılara, güneşin, ağaçların ona verdiği onca güzelliği ve burnunun daha önce almadığı kokuları bir hiçe sayıp çok sert bir tavırla cebinden kırık yanlış yol gösteren pusulasını çıkardı. Gideceği yolda kaybolan onca insan vardı ama onun rotası her zaman belliydi. Görebiliyordu, duyabiliyordu, hissediyordu,fakat kokusunu aldığı zamanlar ona hiç yaramıyordu. Görmek, duymak, hissetmek mümkündü onun için ama kokusunu aldığında unutamayacağı okyanuslarda kayboluyor. Bir an duraksadı, burnunun çok tıkalı olduğunu anladı ve iğrenç bir tavırla, nefret ederek burnunu elindeki yeni yaprağa sümkürdü, bütün pisliğin boşaldığını az da olsa hissetti. Bundan sonra yeni kokular koklayacaktı belki veya kim bilir bozuk pusulasında kaybolup gidecekti. Doğruldu, yürüdüğü yolun sonunda aradığı cevaplar 10 metrekarelik odasında çıkacaktı. Kaybolmak değil varetmek peşindeydi. Yaptığı saçmalıklar. Kaybolduğu tenler, çizdiği sınırlar, çıktığı yollar, rest çektiği insanlar hepsi tek bir ortaya çıkıyordu. Kendi olma yarışında, kendini kendine ispat etme peşinde ödenen bedeller ve kaçırılan hayatlara baktı. Baktığı yerde tanıdığı bir koku onu tünelin ucundaki ışığa yürüttü. Bağımlı olmayan ama bağlı olduğu yerdeydi. Özgür ama ait. Güneş parlak, hava ılık, kaçtığı her şey aldığı kararlar, çıktığı yollar. Tek bir döngüde kendini kendine taşıdı. Durdu insan. Sahip değildi, ait oldu.
2 notes · View notes