Tumgik
dipnotlar-blog-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
Ele gel :)) #kocabahce #bozburun #marmaris #turkiye #el #movie #icimdekibalik #hands (Kocabahce Koyu'da)
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 12 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 12 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 12 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 12 years
Link
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Hamdi Duran, açlık grevine girdi...Çıktı.
Geçtiğimiz haftalarda Taksim’de “Otoeksper’e karşı tek yürek!” yürüyüşü yapan Hamdi Duran açlık grevine girip çıktı.
İkinci El Otomobil Bağımsız Esnaf Birliği başkanı, Otoeksper’de ikinci el otomobillerin 12 ay garantiyle satılmasını, üstüne bir 12 ay da yol yardımı verilmesini protesto etmek amacıyla grevde olduğunu açıkladı. Grevinin tam 12 ay süreceğini açıklayan Hamdi Bey basın mensuplarının gözü önünde, grevin 2. saatini yarım ekmek döner ve iyi çalkalanmış kutu ayranla taçlandırınca grev beklenenden kısa sürdü. Bu davranışını "İşte size ispat! Açlık grevi dedim, yemek yedim! Şu hayatta hiçbir şeyin garantisi yok kardeşim." felsefesiyle açıklayan Hamdi Duran'ın sözleri, ilk ısırıktan sonra ağzı dolu konuştuğu için gazeteciler tarafından algılanamadı. Basın toplantısı boyunca burnuna bulaşan ayranı fark etmeyen Duran'ın öfkelendikçe daha sevimli bir hâl alması izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşattı.
Açlık grevine son noktayı tavuklu pilav ve sodayla koyan Hamdi Duran'ın hazırladığı pankartlarda “2. elin garantisi olmaz!”, "Otoeksper şaşırma sabrımızı taşırma" ve “Garanti verilmez, alınır!” gibi söylemler dikkat çekti.
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Eskihisar-Topçular arasında kullanılmak üzere Amerika'dan 'Uçak gemisi' alınıyor...
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Link
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Sahte kimlikle maç yöneten hakem!
Tumblr media
Ülkesinin futbol federasyonu tarafından etik kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle açığa alınan Bulgar hakem Luchezar Yonov'un, sahte kimlik kullanarak Belek'te oynanan bir dostluk maçını yönettiği ortaya çıktı.
  Bulgar medyasında yer alan haberlerde, Yonov'un, vatandaşı Raicho Raichev'in adını kullanarak, Belek'te çarşamba günü Werder Bremen ile AZ Alkmaar arasında oynanan maçı yönettiği belirtildi.
Bulgaristan Futbol Federasyonu'nun hakem komitesi başkanı Kostadin Kostadinov, yaptığı açıklamada iddiayı doğruladı ve "Olanlar, ne kadar doğru bir karar aldığımızı kanıtlamaktadır" dedi. Hakem Raichev de açıklamasında, adını temize çıkartmak için her şeyi yapacağı kaydetti. Yonov, Bulgaristan Futbol Federasyonu'ndan habersiz olarak Güney Amerika'da maç yönettiği gerekçesiyle 5 meslektaşıyla birlikte süresiz olarak açığa alınmıştı.
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Obama'nın 'savunma yasası'na protesto
ABD'de, gelir dağılımı eşitsizliği, ekonomik kriz ve işsizliğe karşı binlerce kişinin girişimiyle başlatılan 'Wall Street'i İşgal Et' eylemcileri bu kez Ulusal Savunma Yetki Yasası nedeniyle ABD Başkanı Barack Obama'yı protesto etti.
  ABD'de, gelir dağılımı eşitsizliği, ekonomik kriz ve işsizliğe karşı binlerce kişinin girişimiyle başlatılan 'Wall Street'i İşgal Et' eylemcilerinin hedefi bu kez ABD Başkanı Barack Obama oldu.
Obama'nın 2012 yılı için ordu bütçe ve prosedürlerini belirleyen, "teröristlere" yardım eden Amerikan vatandaşlarının, Amerikan topraklarında yakalanıp Guantanamo'da süresiz tutuklu kalmasının önünü açacak Ulusal Savunma Yetki Yasası'nı (National Defense Authorization Act) imzalamakla, 'anayasal hakları katlettiğini' öne süren bir grup protestocu New York sokaklarında tabutlu eylem gerçekleştirdi.
ABD'de, gelir dağılımı eşitsizliği, ekonomik kriz ve işsizliğe karşı binlerce kişinin girişimiyle başlatılan 'Wall Setreet'i İşgal Et' eylemcilerinin hedefi bu kez ABD Başkanı Barack Obama oldu. Obama'nın 2012 yılı için ordu bütçe ve prosedürlerini belirleyen, "teröristlere" yardım eden Amerikan vatandaşlarının, Amerikan topraklarında yakalanıp Guantanamo'da süresiz tutuklu kalmasının önünü açacak Ulusal Savunma Yetki Yasası'nı (National Defense Authorization Act) imzalamakla, 'anayasal hakları katlettiğini' öne süren bir grup protestocu New York sokaklarında tabutlu eylem gerçekleştirdi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın söz konusu yasayı imzalamasıyla, ülkede anayasal hakların tabuta konduğuna ilişkin konuşmalar yapan göstericiler, eylemlerinde simgesel bir siyah tabut taşıdı. Simgesel tabutu, New York Borsası'nın işlem gördüğü Wall Street üzerinde bulunan ilk ABD Başkanı George Washington'un heykeli önüne bırakan göstericiler daha, sloganlar eşliğinde tabutu New York sokaklarında dolaştırdı.
CnnTurk
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
Edirne de ciğer yemek bir ayrıcalık... 
Merkeze geldiğiniz de 3. noterin altında bu dükkana mutlaka gidin
Senol Tutucu
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Başparmak....!!
- Bir insan saçının 3 kg. ağırlığı kaldırabileceğini,  - Uyluk kemiğinin betondan daha sert olduğunu,  - Bir penisin insanın başparmağının 3 katı olduğunu,  - Bir yiyeceğin ağızdan mideye 7 saniyede indiğini,  - Kadın kalbinin erkek kalbinden daha hızlı attığını, - Bir insanın dengede durabilmesi için 300'den fazla kasının çalıştığını,  - Kadınların bu yazının tamamını okuduğunu, - Erkeklerin ise hala başparmağına bakmakta olduğunu,      Biliyor muydunuz....!!??
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
BAYILDIM BU DOKTORA
SAĞLIKLA İLGİLİ SORU&CEVAPLAR : 
Q S: Kardiyovasküler eksersizlerin hayatı uzattığını duydum, doğru mu?  C: Kalbinin ömrün boyunca atacağı sayısı bellidir, hepsi bu işte... Eksersizle bu sayıyı yeme. Herşey zamanla eskir.Kalbini hızlandırmak hayatını uzatmıyor; Bu, arabayı hızlı kullanınca ömrü de uzar demek gibi birşey. Uzun mu yaşamak istiyorsun ? O zaman uyu  S: Eti bırakıp daha fazla meyve ve sebze mi yemeliyim ?  C: işin özünü yakalamalısın. inek ne yer ? Saman ve mısır. Bunlar ne ? Sebze.. O zaman bonfile yemek sebzenin vücuda en uygun kazandırılma mekanizmasıdır.. Hububat mı yemek istiyorsun, Piliç ye. Yeşillik mi istiyorsun, biftek ye.  S: Alkolü azaltmam mı lazım ? C: Asla, şarap üzümün suyudur, Brandi damıtık şaraptır, daha özlüdür, Bira tahıldır,kafana dikebilirsin 
S: Vücut yağ oranımı nasıl hesap etmeliyim ? C: Bir gövdeniz ve yağınız varsa oran bire birdir. iki gövdeniz bir yağınız varsa ikiye birdir, bunun gibi
S: Düzenli Jimnastiğe devam etmenin faydaları nedir ?  C: Bir fayda bile düşünemiyorum. benim mantığım; ağrı yoksa.. herşey yolunda!
S: Kızartmalar kötü müdür ? C: SEN BENİ DİNLEMİYORSUN GALİBA !!! Yiyecekler nebati yağda kızartılıyor. hatta yağa doyuyor. Daha fazla bitkisel gıdanın neresi kötü 
S: Çikulata benim için kötü müdür ? C: Deli misin, HEY. Kakao tanecikleri ! Yani, Başka bir cins bitkisel gıda !!!. çevredeki en mükemmel tat verici yiyecek 
S: Yüzmek formum açısından iyi midir ? C: Yüzmek formun açısından iyi olsaydı, Balinayı bir düşünsene Umarım bu açıklamalarla yiyecekler konusunda kafandaki tüm karışıklıklar netleşmiştir Ve Unutma : Hayat , mezara en çekici ve düzgün formla gidilecek bir seyahat değildir. Aksine, yalpalaya yalpalaya, bir elde Chardonnay şarap, diğerinde çikulata, vücut bitmiş tükenmiş halde ama çığlıklarla : Wooo, Hooo ne seyahatti be !....
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Fırsat mı handikap mı?
Fırsat mı handikap mı?
   Yüzde 95’lere varan indirim sunan fırsat siteleri üyelerini kızdırmaya başladı. 
Yüzde 95’lere varan indirim sunan fırsat siteleri üyelerini kızdırmaya başladı. Siz de bu sitelerin sıkı takipçilerindenseniz, sıkça yaşanan sorunları ve böyle durumlarda nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini bilmeden fırsat satın almayın deriz...
BAŞTAN söyleyelim, fırsat sitelerinin pek çok insan için yeniliklere, farklı yaşam tarzlarına, sıra dışı deneyimlere kapı araladığı bir gerçek. Pek çoğumuzun hayatına kavitasyon, radyofrekans, refleksoloji gibi hizmetler bu sitelerin sunduğu yüzde 95’lere varan indirimler sayesinde girdi. Cilt bakımı, manikür-pedikür, kuaför ve restoranda yemek fırsatlarını an be an takip eden hatırı sayılır bir kitle oluştu...  Ancak fırsat sitelerinin dünyasına girdikçe işin başka bir boyutunu da fark eder olduk. O da hizmeti satın aldıktan sonraki süreçte ortaya çıkan sorunlar. Bu sorunlar bazen öyle bir hal alıyor ki, parasını ödediğiniz hizmetten yararlanamadığınıza mı yoksa derdinizi anlatacak muhatap bulamadığınıza mı üzüleceğinizi şaşırıyorsunuz. En nihayetinde geriye, yaşadığınız sinir harbinin üzerine bir bardak soğuk su içmek kalıyor.
HER FIRSATA KANMAYIN...
Hatırlarsanız altı ay kadar önce fırsat sitelerinin sunduğu avantajları ele alan bir kapak haberi yayınlamıştık. Son dönemde patlama yaşayan e-ticaret ve fırsat sitelerinin milyar dolarlık pazar yarattığını ve internet girişimciliğine yatırım yapanların sayısının hızla arttığını vurgulamıştık. Tüketicinin indirimlerden yararlanması için hangi sitelerin ne tür fırsatlar sunduğunu da belirtmiştik.  Yazdıklarımızın bugün de arkasındayız. Ancak her şeyin tozpembe olmadığı gerçeğinden söz etmenin de gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu arada önde gelen fırsat sitelerinin yetkililerinden aşağıda sıraladığımız sorunlarla ilgili görüş almak istediğimizde yanıt veren çıkmadığını da belirtelim... Son günlerde gerek kişisel deneyimlerimiz gerekse çevremizdeki takipçilerin izlenimlerinden yola çıkarak önde gelen fırsat handikaplarını ele aldık. Bizden söylemesi; her fırsata kanmayın ama fırsatsız da kalmayın...
TELEFONLAR HEP MEŞGUL!
Sabah erkenden günün fırsatlarından yararlanmak için e-postanızı açtınız. Ve ilginizi çeken bir fırsatı satın aldınız. Buraya kadar her şey çok güzel. Şimdi satın aldığınız hizmetten yararlanmak için size verilen telefon numarasını arayıp randevu almanız gerekiyor. Fakat o da ne? Firmanın telefonları devamlı meşgul. Bir, iki, beş, on derken kendinizi telefon başına kilitlenmiş, randevu almaya çalışırken buluyorsunuz. Ve bu süreç tam bir işkence halini alıyor. Bu durumda yapmanız gereken, ilgili fırsat sitesinin çağrı merkezi ya da müşteri hizmetlerine telefon edip durumu anlatmak. Tabii yetkiliye, randevu almak istediğiniz firmanın sizi aramasını istediğinizi iletmeyi de unutmayın.
RANDEVULAR ÇAKIŞIYOR
Tebrikler, sonunda randevuyu aldınız. Günler öncesinden tüm programınızı bu randevuya göre organize ettiniz, tüm hazırlıkları yaptınız ve o gün nihayet geldi. Tam da randevu saatinde olmanız gereken yerde, yani hizmeti alacağınız adrestesiniz. Ancak bir sorun var. İçeri girdiğiniz anda sizin gibi en az 10 kişinin daha sırada ve son derece gergin bir şekilde beklediğini görüyorsunuz. Aşırı satın alma yapıldığı için firma randevuları karıştırmış durumda. Elbette keyfiniz kaçıyor. Böyle bir durumda yapacağınız iki şey var: Ya sıranın size gelmesi için en az bir saat bekleyeceksiniz ya da müthiş bir ‘olgunluk’ gösterip randevunuzun başka güne kaydırılmasını talep edecek ve “E napalım başka bahara” diyerek evinizin yolunu tutacaksınız.  Tabii fırsat sitesini arayıp ödemenizi geri alma talebinde bulunma hakkınızın olduğunu da belirtelim. Ancak bunun için iki saat dil dökmeniz gerekiyor. Ayrıca firmalar geri ödeme yapmaktansa başka bir fırsatta kullanmak üzere kupon vermeyi daha cazip buluyor.
HAKKINIZ YANIYOR
Diyelim ki önemli bir işiniz çıktı ya da hasta oldunuz ve randevunuzu iptal edip başka bir güne kaydırmak istiyorsunuz. Maalesef böyle bir şansınız yok. Firmayı aradığınızda tamamen telefonda görüştüğünüz yetkili kişinin insafına kalmış durumdasınız. Tabii firmaya telefonla ulaşabilirseniz! Fırsatı aldığınız firma böyle bir taleple geldiğinizde hakkınızı yakma lüksüne sahip. Ve çoğu da maalesef olumlu bir yaklaşım sunmuyor. Bunun da çok mantıklı bir nedeni var: Randevu defterleri o kadar kalabalık ki bir müşterinin bile randevusunu kaydırmak firma için işleri iyice içinden çıkılmaz hale getiriyor. Bu arada hemen belirtelim; trafik şartları ne olursa olsun İstanbul’da yaşıyor bile olsanız, randevunuza beş dakika bile geç kalırsanız hakkınız yine yanıyor.
HİZMET KALİTESİ DÜŞÜK
Satın aldığınız fırsat, güzellik merkezinde cilt bakımı ya da restoranda akşam yemeğiyse, hayalinizdekinden farklı bir senaryoyla karşılaşmaya hazır olun. Çünkü genellikle 55 ila 90 dakika arasında sürmesi beklenen cilt bakımlarında fırsat müşterisine sadece 30 dakika ayrılıyor. Yani süresi kısaltılmış bir hizmet söz konusu. Burada asıl amaç tanıtım yaparak müşterinin ayağını mekana alıştırmak. Yine merkezin diğer hizmetleriyle ilgili bilgi vererek yeni satışlar yapabilmek. Elbette cilt bakım ürünleri satabilmek için ‘bedava cilt analizi’ tuzağına da düşmeniz mümkün. Eğer kesin bir dille reddetmezseniz cep telefonunuzu bilen firma yetkilisi sizi sürekli arayıp ürünü satmaya çalışacaktır. Bizden söylemesi... Akşam yemeğindeki sorunsa, deniz kenarı olmasını beklediğiniz mekanda ‘fırsatçı’lara en arka masalarda yer ayrılıyor olması ya da menünün bir hayli küçültülmüş tabaklarda sunulması. E, ne kadar ekmek o kadar köfte tabii...
ZAMAN KISITI VAR
Bildiğiniz gibi, satın aldığınız fırsatı belli bir zaman aralığında kullanmanız gerekiyor. Bu nedenle ilgilendiğiniz fırsatı satın almadan önce kuralları ve şartları dikkatlice okumanızı tavsiye ediyoruz. Özellikle fırsatın hangi tarihler arasında kullanılması gerektiğini mutlaka bir yere not almalısınız. Ancak bazen ilgili fırsata öyle yoğun bir talep oluyor ki, hizmeti yüzlerce kişi satın alıyor. Yani firmalar hizmeti sattıkları kişi sayısında herhangi bir sınırlamaya sahip değiller. Belli bir kontenjanın olmamasına rağmen zaman kısıdı olması herkesin randevu alamamasına neden oluyor. Sonuçta tüm günler dolduğu için müşteri hakkını yine kullanamıyor. Böyle durumlarda firmalar kampanya sürelerini uzatabiliyor. Aksi halde kişinin kampanyanın süresi dolmadan fırsat sitesinin müşteri hizmetlerini arayarak ücretinin iadesini talep etmesi gerekiyor.
KOZMETİKTE DEĞİŞİM YOK
Açıkçası karamsar bir tablo çizmek niyetinde değiliz. Ancak örneğini birebir yaşamış biri olarak fırsat sitesinden kozmetik ürün siparişi verdiyseniz baştan riske girdiğinizi belirtmeliyiz. Ürünün bozuk gelme ihtimalini doğal olarak göz önünde bulundurmamış olabilirsiniz. Ancak böyle bir risk kesinlikle var. “Olsun, hemen değişim talep ederim” dediğinizi duyar gibiyiz. Maalesef kozmetikte ürün teslim edildiği anda bozuk bile olsa değişim yapılmıyor. Ve siz bu koşulu satın alma aşamasında ‘kullanım şartları’nı onaylarken ‘fark etmeden’ kabul etmiş oluyorsunuz. Yani 10 lira daha az vermek için kullanamayacağınız bir ürünü satın almış oluyorsunuz. Bu konuda ne yazık ki yapabileceğiniz bir şey yok.
CUMARTESİ DAHİL DEĞİL
Diyelim ki İstanbul’a yakın bir otelde konaklama fırsatı satın aldınız. Elbette çalışan biri olarak bu hakkınızı hafta sonu kullanmak istiyorsunuz. Ancak mümkün değil. Çünkü kurallar içinde fark etmediğiniz ancak hayati önemi olan bir madde var: “Bu hizmetten cumartesi günleri dışında yararlanabilirsiniz.” Bilindiği gibi fırsat sitesi kullanıcılarının büyük kısmını çalışan, beyaz yakalı kesim oluşturuyor. Bu kesime sunulan böyle bir fırsat ancak otelin iş yapamadığı boş günlerini doldurma ihtiyacından kaynaklanıyor olabilir. Yani bir çeşit kazan-kazan durumundan söz edemiyoruz. Hakkınızın yanmaması için ya işyerinden izin alacaksınız ya da pazar günü sizi yorucu bir seyahat bekliyor... Son olarak, fırsatlar dünyasının çok da gerekli olmayan birçok ürün ve hizmeti satın almaya teşvik eden yapısının tüketim çılgınlığını körüklediğinden söz edebiliriz. Küresel krizden çıkardığı dersle daha az eşyayla ve daha az tüketerek yaşama ilkesini trend haline getiren Amerika ve Avrupa’nın aksine, bizler ‘fırsat’ adı altında sunulan bu tüketim furyasına kendimizi kaptırmış gidiyoruz. Tabii haklı olduğumuz bir nokta var, o da handikapları ne olursa olsun Türkiye’de de artık insanlar daha sosyal yaşamak, daha güzel giyinmek, kendine daha çok özen gösterebilmek, kısaca hayatın tadını daha çok çıkarmak ve bunu daha az bedel ödeyerek yapabilmek istiyor. Azınlığı oluşturan ve ‘A/B plus’ diye tanımlanan kitlenin dışında kalanların da bunları yapmaya hakkı var. Hal böyleyken fırsat sitelerini neden bu kadar sevdiğimizi çok da sorgulamaya gerek yok aslında.
Aşırı indirim de şüphe uyandırıyor
Geçen haftalarda fırsat sitelerinden birinde İstanbul’daki bir güzellik merkezinde 16 seans kavitasyon, 16 seans radyofrekans, 6 seans koruma programı ve 4 seans selülit programı 2 bin 200 lira yerine yüzde 99 indirim fırsatıyla 29 liradan satılıyordu. Gerçekten büyük fırsattı bu. Ancak bu aşırı indirim de insanın aklında soru işaretleri uyandırıyor. Daha çok firmayla ilgili ‘merdiven altı’ hissi yaratıyor. Siz siz olun, böyle fırsatları satın almadan önce ilgili firmanın web sitesini, adresini, internette hakkında çıkan haberleri, varsa daha önceki müşterilerin yorumlarını inceleyin. Hatta firmaya telefon edip birebir yetkiliden bilgi alabilirsiniz. Vaziyet az çok rengini belli edecektir.
Çalışanlar mutsuz!
Yüzlerce kişinin satın aldığı bir fırsat ilgili işletmenin işgücü kapasitesinin sınırlarını da zorluyor. Bundan en çok da güzellik merkezi, restoran ve spa çalışanları nasibini alıyor. Fırsat sitesinde yayınlanan hizmete gösterilen yoğun talep çalışanlar üzerinde fazla mesai baskısı yaratıyor. Sınırlı bir ekiple bütün talebi karşılama çabası, çalışanların motivasyonunun düşmesine, ekip içinde tartışmalara, strese ve zamanla işten ayrılmalara neden oluyor. Hizmetten yararlanmak isteyen müşterinin de güler yüzlü, motive, işini severek yapan bir çalışandan hizmet alma beklentisi hayal oluyor. Üstelik bu çalışanların çoğu asgari ücretten biraz daha fazlasına razı gelerek çalışıyor. Fırsat sunan firmaların kendi çalışanlarına da fırsat sunmayı ihmal etmemesi gerekiyor.
En çok kullanılan siteler
www.sehirfirsati.com www.grupanya.com www.grupfoni.com www.markafoni.com www.limango.com.tr www.trendyol.com www.sehrikeyif.com www.sehriindirim.com www.markapon.com www.guzellikfirsatim.com www.yiyomiciyom.com www.piriveta.com www.firmanya.com www.unnado.com www.vipdukkan.com www.daybuyday.com www.yakala.com www.mekanist.net www.birliktealalim.com
Grupanya’nın genel müdürü teftişte
Bir buçuk milyona yakın üyesi bulunan Grupanya’da günde ortalama 2 bin 500 kişi 4 bine yakın fırsat satın alıyor. Müşteri memnuniyeti üzerinde hassasiyetle durduklarını söyleyen Grupanya Genel Müdürü Esra Sertoğlu, “Şikayetvar.com ya da benzeri sitelerde bu alanda en az şikayet alan markayız. Müşteriye parasını iade etme oranı yüzde 2’nin altında seyrediyor” diyor.  Sertoğlu, Grupanya’nın üyelerin aldığı fırsattan memnun kalmalarını sağlamak ve yaşanabilecek sorunları önlemek amacıyla üç farklı çözüm sunduğuna değiniyor: Grupanya Rezervasyon: Online rezervasyon sistemi rezztoran.com’la yapılan işbirliğiyle üyeler istedikleri restoranda, internet üzerinden hızlı ve kolay rezervasyon yapma kolaylığına sahip olacak. Bu sistem üzerinden satın alınan fırsat için arzu edilen tarih ve saate rezervasyon yapılabilecek. Rezztoran.com haziran sonunda hizmete girecek. Grupanya Çözüm Merkezi: Üyelerin soru ve sorunlarına anında cevap verebilmek için kurulan Grupanya Müşteri Çözüm Merkezi, 7/24 hizmet veriyor. Merkez, kampanya kodunun unutulmasından, rezervasyonda yaşanan problemlere ya da hizmet kalitesinden memnuniyetsizliğe kadar tüm sıkıntıları aynı gün içinde çözüm üretmekle görevli. Rating sistemi: Üyeler aldıkları fırsatı kullanır kullanmaz e-postalarına dört soruluk bir anket yollanıyor. Anket sonuçları mekanlarla paylaşılarak hizmet kalitesi yönlendiriliyor. Düşük not veren üyeleri de Grupanya Çözüm Merkezi anında arayıp detaylı bilgi ediniyor. Esra Sertoğlu anketten sonraki süreçle ilgili şunları söylüyor: “Üyelerimizin deneyimlerini, gördüğü aksaklıkları işletmelerin yöneticileriyle paylaşıyor ve iyileştirme için yapılması gerekenleri ortaya koyuyoruz. Birçok işletme anket sonuçlarını gördükten sonra hizmetteki aksaklıkları düzeltmek yönünde yapısal tedbirler aldı. Bizler bu yaklaşımı sergileyenlerle çalışmaya devam ettik, sergilemeyenlerle ise yeni bir çalışma yapmadık.” Sertoğlu, Grupanya genel müdürü olarak mesaisinin önemli bir bölümünü gölge müşteri ziyaretleriyle geçirdiğine de değiniyor.
Tuğçe Altınsoy/Para
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
Ve Kavga Böyle Başladı...‏ :D
karıma dedim ki, "Doğum gününde nereye gitmemizi istersin?" Yüzünde keyiften eridiğini görmek beni ihya etti!. "Uzun zamandır gitmediğimiz bir yer olsun !" dedi. O zaman önerdim, "Mutfağa ne dersin?" İşte kavga böyle başladı.... ________________________________ Cumartesi sabahı, sakin- sakin giyindim, kahvaltımı ettim,  köpeği kapıp sessizce garaja geçtim.. Kayığı arabanın üzerine atıp, şelaleye doğru yola çıktıydım ki, baktım fırtına çıktı-çıkacak..., garaja geri döndüm, radyoyu açtım, hava durumu, havanın gün boyu böyle gideceğini söylüyor....Eve geri döndüm, yavaşça soyunup, yatağa süzüldüm.. Uyumakta olan karımın vücuduna arkadan sarılıp, arzu dolu, kulağına fısıldadım, "Dışarıda hava berbat"... 10 yıllık sevgili karım mırıldandı 'Salak kocam bu havada balığa gitti, inanabiliyormusun?'  Ve kavga böyle başladı... ________________________________ Bir adamla bir kadın, bebekler gibi uyumakta. Sabahın üçünde, birden dışarıdan bir gürültü geldi. Kadın, panik içinde yataktan fırlayıp adama doğru bağırdı  'Aman Tanrım, Bu kocam galiba!' Adam da yataktan fırladı, korku içinde ve çıplak, kendini camdan attı, yere yapıştı. Dikenli çalının arasından koşabildiğince hızlı arabasına koştu; Birden aydı, geri dönüp yatak odasına girdi, ve karısına : "A s..tir!!! Senin kocan benim!!!' diye bağırdı.  'Yok yaa ne kaçtın öyleyse?' Ve kavga böyle başladı....... ________________________________ Karıma 14.95.'e bir kasa Miller bira alalım, diyordum ki,  7..95'e bir kutu dondurma almasın mı?. "Oysa bira ile bu gece, dondurmayla olduğundan daha çekici olurdun" demiş bulundum.  Ve kavga başladı.... ________________________________ Kadın çıplak, yatak odasındaki aynadan kendine baktı. Gördüğünden pek memnun kalmamıştı ki, kocasına dönüp, -"Korkunç görünüyorum; yaşlı, şişman ve çirkinim!!" dedi ve devam etti: -"Hadi bana bir iltifat yap, buna ihtiyacım var!!.' Kocanın cevabı:  "Gözlerin iyi görüyormuş !!."  Ve kavga başladı...... ________________________________ Karımı restorana götürdüydüm.... Garson, her nasılsa, önce benim siparişi aldı. "Ben ızgara bonfile alacağım, az-orta pişmiş lütfen."  "Deli danadan korkmazmısınız?" dedi, "Cık, dedim o kendi siparişini kendi verir!." Ve kavga böyle başladı... ________________________________ Mezunlar yemeğinde karımla masadayız, Yandaki masada, sarhoş, elindeki kadehi çevirip duran kadına bakakalmışım. Karım sordu, - 'Onu tanıyormusun?' -'Evet,' dedim, 'Eski flörtüm. Duydum ki yıllar önce ayrıldığımızda içmeye başlamış, o zamandan beri kendisini ayık gören yokmuş" 'Hadi canım!' dedi karım, "amma uzun kutlamış!!' Ve kavga böyle başladı... ________________________________ Emekli olduğumun ertesi, Sosyal Sigortalar'a gidip muüracaatımı yapayım dedim. Masadaki memure, yaşımı teyit etmek için ehliyetimi istedi. Ceplerimi karıştırdım, cüzdanımı evde bırakmışım!. Kadına dedim ki "Bir koşu eve gidip getirebilirim!". "-Yok canım", dedi kadın , " Gömleğinizi açın lütfen!"... Düğmeleri açtığımda, kıvırcık, kırlaşmış göğüs kıllarıma bakıp, "bu kır renk, benim için kanıt olarak yeterli!" dedi ve müracaatımı aldı. Eve döndüğümde, sigortalarda başıma geleni karımla paylaştım. "Pantolonunu da indireydin keşke!" dedi "maluliyet de bağlarlardı belki!" İşte kavga böyle başladı... ________________________________ Oturmuş TV de kanallar arası zaplarken, yanıma oturan karım sordu:  -"Ne varmış bakiim TV'de?"  'Toz.' dedim, Ve kavga başladı... ________________________________ Karım, yaklaşmakta olan yıldönümümüz için çaktırmadan ayak yapıyordu ..  "Üç saniyede hızla 0 dan, 100 ye çıkabilen bir nesne istiyorum" dedi, Bir baskül aldım ona!. İşte kavga böyle başladı...
Senol Tutucu
0 notes
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Text
işi bırak artık gülme vakti :))))‏
 “prens charles olmak da zor. bakkala gidip bir şeyler alınca para diye ananın resmini veriyorsun.”
  “kimseden lys’de başarı beklemeyin. zaten ilk 1 saat sorularda bi ibnelik var mıdır lan acaba deyip şifre çözmeye çalışarak geçecek..” "1.50 boylarındaki kadınlardan oluşan "birelli takvimi" çıktı!!!" '' 80 yaşındaki amca rusya'ya vize kalktı diye seviniyor.sanki vize kalkınca herşey kalkacak .'' "kafasına sıçan kuşu şansa yorup, sayısal kuponu alan toplumun; ağzına sıçan insana olan aşkına şaşırmamak gerek." "ne zaman ki birisinin dedesinin adı berkecan olur, işte o zaman çağ atladık derim." “misafirlikte tuvalette işin bittikten sonra sifonla gitmeyen bokun yaşattığı gerilim, testere serisini geride bırakır.” “erkekte dekolte cüzdandır. ne kadar açarsan o kadar talep görürsün.” '1.murat hangi savaşta ölmüştür' sorusuna; 'katıldığı en son savaşta' diyen öğrenciye alkış.  bu "survivor taner"i küçükken üç kere havaya atıp iki kere tutmuşlar” bir kadın sizi zekasıyla milyarder yapabilir,tabi trilyonerseniz... 1 işçi bir binayı 36700 saniyede yaparsa, 36700 işçi bir binayı 1 saniyede yapar; ters orantı sıçar. bayanlarda kalın kaş modasını çıkartanın allah cezasını versin. lan kahtalı mıçı gibi hepsi.. makyaj; kadınların karıncalı olan görüntülerini full hd yapma sanatıdır. en zor meslek bankacılık dimi ? gün boyu milyarları say dur. akşam olunca bim' den ucuz yoğurt al eve git. araştırmaya göre, çoğu türk kadının vücudu, "üst dar-alt geniş=armut" şeklindeymiş.sevgilinizin neden "ayı" olduğunu şimdi anladınızmı… Aref:acun bey 1 ile 3 arasında bir sayı tut ama 1 ve 3 olmasın acun: evet tuttum aref:2 mi ?  acun: yok artık ! JJJ "tabuları yıkıyoruz beyler, simit sarayına martı fırlatıyoruz artık." "sevgili rtük,10 dk.reklam arasına alışmış bi milletiz, ara 4 dk'ya inince bir panik olduk, tuvalete koşarken düşenlerimiz var.Eski düzeni istiyoruz" bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş, saçlarını okşa, gözlerine bak ve de ki; "mangoda indirim varmışşş'' " ben bardak kırsam sakarım, annem kırsa nazar. babam kırsa o bardağın orda ne işi var. " ingilizce ögreniyorum: sheep: koyun don't sheep: koymayin elinde blackberry, sırtında burberry, ayağında fred perry gelberry yar gelberry ……...... dilbery.. şuanda flash tvde dünyanın gündemine oturan libya konuşuluyor...şaka lan şaka yine halay çekiyolar. "esmer bayanlara sesleniyorum; saçınızı sarıya boyattığınızda marilyn monroe'ya değil, trabzonsporlu ibrahim yattara'ya benziyosunuz. saygılar." Bir araba görürsün arabayı hayal edersin, parayı biriktirirsin, sonra ötv'yi ve benzini hesaplamayı unutursun, para yetmez , babayı alırsın hevesin kaçar... bir ilişkide kadından susmasını beklemek ineğe çilek yedirip "çilekli süt" vermesini beklemekle eş değerdedir...   telefonunuzu 5 defa üst üste açmadığınızda sırasıyla polis, mit ve genelkurmaya haber verebilecek canlıya "anne" denir. cocuk: baba biz nasıl olduk baba: maymundan evrimleştik yavrum (cocuk ikna olmaz) cocuk: anne biz nasıl olduk? anne: ademle havva seviştiler... cocuk: ama babam maymundan geldigimizi söylüyor!! anne: o babanın sülalesi bizi ilgilendirmez yavrum
Elin oğlu gülü, tango yaparken ağzında tutuyor, biz kasap vitrinindeki koyunun kıçına takıyoruz. Sizde hala bizden romantizm bekliyorsunuz J japonyada hırsız yakalayan bir robot icat etmişler. amerikada 5 dakikada 180 hırsız yakalamış. italyada 5 dakikada 80 hırsız yakalamış. fransana 5 dakikada 30 hırsız yakalamış. türkiyede 5 dakikada robotu çalmışlar.
aref'in öğretmeni: oğlum sen niye hiçbir şey yazmıyorsun?  aref: hocam, şimdi sizden çantamı açıp içine bakmanızı istiyorum. " evinin güvenliğini alarm taktırarak değil, evden çıkarken koridorun ışığını açık bırakarak sağlayan insana "türk" denir. " buyurun buradan yakın! basına özgürlük dedik, hüseyin üzmez serbest bırakıldı. ben buna algıda "sıçıcılık" derim arkadaş! -pardon parfümünüzün markası ne?  -aa, bingo soft ultra bahar esintili yumuşak rüyalar tabiki.  oha sinem kobal oha…
Gürkan'a teşekkürler :)
1 note · View note
dipnotlar-blog-blog · 13 years
Link
0 notes