eceayhan
eceayhan
Ece Ayhan
41 posts
İlenç. İşte beni bu selenli harfiyle hiç bırakmıcek olan ilenç, gittiğim her yere götürdüğüm, gittiğim görünmeyen köpeğim ilenç. -Kim benimle arkadaşlık edebilir? Kim?
Don't wanna be here? Send us removal request.
eceayhan · 10 years ago
Text
''İnsanlar kendi doğru bildiği yolda yürümelidir. Kim ne derse desin. Şiir konusunda da hayat konusunda da başkalarının söylediklerine bakmayacaksın. En sonunda mihenk taşı olarak kendini koyacaksın.''
Tumblr media
17 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Belki tarihte olmaz ama düşüncede olabilir. İsmet İnönü ve Nâzım Hikmet yer ve konum değiştirebilirler. Ve Nâzım Hikmet cumhurbaşkanı ve İsmet İnönü de hapiste olabilir! Sanıyorum ki Nâzım Sanıyorum ki Nâzım Hikmet'in şu kadar yıl hapislerde yatması Kemalistler arası bir iktidar anlaşmazlığı sonucudur. Nazım Hikmet zaten Cumhuriyet çerçevesi ya da ayracı dışında ele alınabilir mi hiç?
/Ece Ayhan,  Bir Şiirin Bakır Çağı
10 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Nâzım Hikmet’ i Yeniden Bir Düşünelim:
Tumblr media
Nâzım Hikmet olayı Türklerin gündeminde her zaman zor bir soru olarak, kalacaktır («sorun» değil, «soru» olarak!) Hele şairler ve de özellikle de tarihteki hakları da aramakla, hakla ve etikle de uğraşan kimi şairler için daha da zor! Nâzım Hikmet olayı, yeri geldiğinde bulunduğu konumdan konuşmamasını da bilen ve vicdanı olan hemen herkes için gerçekten de el yakan bir sorudur. Tabii burada, bu soruyu bize “bir diktatör kuyuya bir taş atmış, 40 insan sözü sorduruyor. Ayrıca; her türlü düşünceye ve düşünmeye aykırı düşen böylesi bir “kötülük toplumu” ortamında Nâzım Hikmet olayı haliyle ve giderek daha da budaklı bir duruma gelmiştir. Çünkü Nâzım Hikmet olayıyla Türklerin (bu uslu coğrafyada böyle bir kavram varsa) hukuk tarihinde de örtbas edilemez ve onarılamaz geniş bir gedik açılmıştır. Yani ki, mızrak çuvala sığmıyor! Sonra; tıkırları uyarınca bir (1977) ya da her gerçekliği tersyüz edip hemeninden ve kolaylıkla kendilerine sosyal demokrat kokanını ya da rozetini takabilenler, İstanbul’un ünlü ve büyük aileleri; saray artıkları, ramazan aylarında kantolarla oyalanan geniş meşrepli ve geniş mezhepli zadeler; sahtekârlarla içli dışlı olan ve konaklarda, yalılarda oturan mal mülk sahibi uzak akrabaları; her ne olursa olsun dokunulmadan olduğu gibi kalmasını istedikleri bir şiir imgesinin, şiir tarihi adına bile kurcalanmasını, deşilmesini ve irdelenmesini istemezler! Sonuçta açılacak sandıklardan çıkacaklar kendilerine mi dokunacaktır yoksa? Evet, zaman zaman şunları düşündüğüm olmuştur: Acaba Nâzım Hikmet’in düşüncesi ve şiiri, son çözümlemede Kemalist söylem içinde düşünülemez mi? İşin başlangıcından beri hep orada hareket ediyor ve hep oradan çıkış yapıyor gibi geliyor bana. İstenirse döneniyor da denebilir. Nâzım Hikmet şiirinin, bilinenlere ve tekrar edilen görüşlere ve görünüşlere karşın, gerçekte sepet gibi gevşek örülmüş bir cumhuriyetle; temelde; herhangi bir sorunu olmamıştır. (Sözgelimi; parasız yatılılıktan gelen sivil şairler, şöyle ya da böyle, bu emlak cumhuriyetinden derin bir biçimde tedirginlik duymuşlardır hep. Hatta Cemal Süreya’ya, Sezai Karakoç’a ve özellikle İsmet Özel’e «cumhuriyetle yaralanmışlardır» diyebiliriz.
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
7 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Tumblr media
İnsanlar sevişmek için bir kız bir erkek olarak çırılçıplak soyunurlarsa, yalnız iki türlü sevişebilirler bilirsiniz:         Birincisi: o iş ayakta yapılıyorsa, iki insan çift kıçlı bir tek insan olmuş gibi ya da bir tek insan varmış gibi gözükür ortada. (Bence sıkı yazar ve sıkı delikanlı Yusuf Atılgan'ın ilk romanı Aylak Adam'daki "iki kişilik toplum" düşüncesinin, ayıptır söylemesi, ferc'i, mısrayim'i, çıkış noktası budur. Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler de buradan çıkmıştır, ne yapalım. Daha doğrusu Shakespeare'den ya neyse: Othello-Desdemona.)         Evet, her insan bir sevişmenin ürünüdür.         İkincisi, ise; kaşık gibi iç içe olarak.         Olacak iş değil ama biz fakir şairler; ister İkinci Yeni densin, ister Sivil Şiir; üçüncü bir türü aramayı da denedik; yokluktandır.
(Aynalı Denemeler)
70 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Tumblr media
Ölümsüz tek şey olan Diyalektik'in dışında, bireşim sentez denilen lakerda saçma sapan bir şeydir aslında. Yeni bir şey üretememenin, kendini ve şiir toplumunu aldatmanın kurnaz adıdır.
(Aynalı Denemeler)
1 note · View note
eceayhan · 11 years ago
Text
Tumblr media
Vallahi tallahi! Evet! İçtenlikle ve özdenlikle yazıyorum ki, Tezer Özlü’yü de, onun çok insanda bulunmaz Doğrucu Davut’luğunu her yerde, her kentte ve eşsiz bir “hayır” işleyen bir insan-insanı ben nasıl özlemem. Tezer Özlü artık benim yakın akrabamdır .
3 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Tumblr media
T Harfi: “Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim” dizesindeki ‘t’ harfi ‘b’ olacaktır. 1970’den beri ‘t’ başıma bela olmuştu. ‘t’yi boyuna boyuna kafama kakıyorlardı! 
3 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Meçhul Öğrenci Anıtı, Ece Ayhan
Tumblr media
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı, Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür. Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: - Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: - Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri: Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek
42 notes · View notes
eceayhan · 11 years ago
Text
Tumblr media
Turgut Uyar aklıma geldi. Turgut Uyar bir gün bana "Artık şiir yazamıyorum" bile diyebilmişti. Çünkü hiçbir eski ve eskimiş şair kolay kolay bunu söylemez! Ama Sivil Şiir'e gelince iş değişir, Sivil Şair bunu açık açık söyleyebilir.
/Ece Ayhan, Aynalı Denemeler
15 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
Bir toplum, düşüncesini yazamadıkça toplum olamaz biliyorsun. Cumhuriyet sözcüğü bu yüzden rayına oturtulamamıştır, iktidarca anlamı, anlam sayılmıştır, bu yüzden de toplumun düşüncesi gerilerde kalmıştır, yabancılaşmıştır ona. 
/İlhan Berk, Yalnız Kardeşçe - Ece Ayhan
12 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
51 yaşındayım, yazdıklarımı 29 yıldır yayınlıyorum. Şu kadar kitabım olmuş... Gördüğüm, uzunca bir aymazlık! Birkaç yıldır, çeyrek yüzyılı aşan bir olumsuz süreç dikkatimi çekiyor çekti. Aymazlığın da bir sınırı yok mu acaba? 
Dünyanın (ya da toplumun) rahatını huzurunu kaçırmak... Bir yanlışlık işleniyor gibi geliyor bana; her alanda her konuda, her yerde çok büyük bir yanlışlık var. Ve de (özellikle eski arkadaşlar, yakınlar yanlış yapıyorlar, yanlış iş işliyorlar) yanlış yaşanıyor; en önemlisi. 
/Ece Ayhan, Başıbozuk Günceler
8 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
İnsanın toplum olarak kendi kendisini yönetmenin sınırı var. Toplum sonunda dek, varılacak yere dek insansal (insani) olamıyor; daha orada değiliz.
/Ece Ayhan- 29 Ocak 1975, Çarşamba
Başıbozuk Günceler
8 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
Nokta: Peki tepkileri nasıl yorumluyorsunuz? 
Ayhan: Bunların büyük bir kesimi dürüst değil. Adam gibi okusalar anlayacaklar. Önceleri tehlikesiz saydıkları için yazdıklarıma, sesleri çıkmadı. Baktılar ki ağır eleştiri var, saldırmaya başladılar. Gergedan'ın son sayısını gördünüz mü, çok çirkin benim için yazdıkları.  Ben yaşıyorum, kendimi savunurum. Ama Nilgün ölmüş, ne demek ağzına tükürmek... Özdemir İnce, "Uzlaşmanın adını marjinallik koydu" diyor...  Her şey söylenebilir benim hakımda ama bu söylenemez... Ben elbette ki duygusal yaklaşıyorum. Ama niye duygusal yaklaşmayayım? Nilgün Marmara'nın bir tek açığını görmedim ki ben... Marjinaller yaşam biçimleriyle toplumun yüzakıdırlar. 
 Nokta: Gerçek ve kalıcı eserleri ancak marjinaller verebilir, diyorsunuz. Peki Türkiye'de yazıp çizen bu kadar insanı nereye koyuyorsunuz? 
 Ayhan: Olsa da olur, olmasa da olur diyorum.
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
6 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
Nokta: Önce Türkiye'de marjinal olamaz demiştiniz. Peki bu saydığınız adlar nasıl marjinal olmuşlar? 
Ayhan: Çelişiyor tabii ama ben zaten yaklaşık olarak söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti tercüme bir cumhuriyet olduğu  tercüme anlamında marjinal olabilir ancak.
Nokta: Neden bizde marjinal olamaz? 
Ayhan: Bunu kimse göze alamaz da ondan. İnsan topluluğu olduğu bile kuşkulu bir kalabalıkta nasıl marjinal olunabilir ki?.. 
Nokta: Peki marjinaller ne tür toplumlarda ortaya çıkabilir? 
Ayhan: Uygar bir toplum olması şart. Hukukun, insan haklarının olduğu bir toplum gerekir, ki bu uygar toplumdur. 
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
5 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
İnsan kısmısı, kırkından sonra hele, hayat deneylerini şöyle bir ters yüz edip içine bir bakmalı değil mi eleştirmen arkadaş! Sandıkları, yüklükleri açıp, ne var ne yok ne kalmış diye.
Uzun söz ve beyyine külfeti size, eleştirmenlere düşer. Toplumsal koşullar üzre şiirle toplum arasında öylesi aşksız bir bakışım, simetri bizim görüşümüz ve alışkanlığımız değildir! 
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
4 notes · View notes
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
İki şey adına ve için yazdığımı söyleyebilirim. Dediklerim oturur ya da oturmaz bu benim kestiremeyeceğim bir şeydir. Ama benden söylemesi. Kim bilir, belki de, yerimi (hakkımı) aramak uğruna çiziktiriyorum. 
Issız bir uçta ve kendi kendine bir şeyleri yoklamak anlayacağınız. (Efendi efendi ayakta durmaya çabalarken bu bir budak da ne oluyor?) Sonra bakın, inanılmaz bu pusu aşkına elime mürekkep almış da olabilirim. İnsan kısmısı, hele  aşiretlerden boşalan Anadolu'da üç-beş günlük bir pusu düşünebilir düşünürse. Yürürlüğe salınmış olan algı ortalaması, ideoloji ancak  bu kadarına izin verebilir. 
Oysa ve ama otuz yıllık ya da bir ömür boyu yatan bir 'pusu', bir süreç nedense hiç tasarlanmaz. (Evet, aşağı yukarı bütün Doğu'da süreç yoktur.  Nasıl Çılgın Aşk, Roman, Portre, Ara Kurumlar, Bireysellik, İnsan Hakları, Belediyelikler... pek yoksa.) İşte böylesi bir olmaz'ın, ham hayalin arkasındayım ben; peşinde! 
(1987)
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
1 note · View note
eceayhan · 12 years ago
Text
Tumblr media
...bir insan 'sıkı bir şair'se ya da 'sıkı bir düşünür' se herhalde 'uç' ta, yani, 'marj'da olmalıdır. Bu nedenle İdris Küçükömer'e çağdaş düşünce'ye de bir katkı'da bulunduğu için işte gerçek anlamıyla 'marjinal bir düşünür'dür diyorum.
/Ece Ayhan, Sivil Şiirler
0 notes