filizida

[filizida]

My Own Private Idaho (Gus Van Sant, 1991)

[filizida]

Neye özlem atıyorum? Bu nedir? Sahip olma düşüncesinde, arzunun ıstırabı içinde bağırsaklarıma sıkışan nedir? Kendime ait demek için parmaklarımda neyi kavramak istiyorum?

[filizida]

From the womb of the goddess of mystery 

Right to the edge of the known

[filizida]

Biraz stabil bir ruh hali ile alakalı bir yudum kahvelenip, bahar çiçeklerinin arasında gezindim.

[filizida]

A taste of you slipped into me like moonlight in a locked church.

— Janet Lees, Reconstructed

[filizida]

— rainer maria rilke, “the prodigal son.” the selected poetry of rainer maria Rilke (tr. by stephen mitchell)

[filizida]

He’s cherry sunlight on my tongue

[filizida]

this is all you’re gonna get. this life, this face, this body. you better not ‘maybe in another universe’ your way out of everything. sit your ass down and face this. go make tea and have a picnic and read a goddamn book. kiss your loved ones, send that damn text, and hug your siblings. this is all you’re gonna get.

[filizida]

Forugh Farrokhzad, tr. by Sholeh Wolpé, from “On Loving”, Sin

[filizida]

twenty years across the sea

[filizida]

Forugh Farrokhzad, tr. by Sholeh Wolpé, from “Reborn”, Sin

[filizida]

Belki biraz salakça olacak ama tenhalık üzerine burada kendimi Paris Texas Travis’i olarak arayışa süreceğim.

[filizida]

Bugün kente en ölgün bakışlarımı attım.

[filizida]

The River, Tsai Ming-liang