Text
"Ağlamak bir kurtuluş değil bazen, bir çöküştür...
Bugün bana 'Bir de ağlama işi çıkardın' dediler.
Oysa kimse bilmiyordu, ben zaten çoktan susarak ağlıyordum.
Ben o gözyaşlarını kolay kolay dökmedim.
Omuzlarımda birikenleri kimse almadı da...
Sadece artık taşıyamadım.
Ve ağlamak, bir bahaneden değil, bir yer kalmamasındandı.
Çünkü ben, omuzlarımda yer kalmadığında ağladım."
0 notes
Text
Ve o gün, bütün maskeler yüzlerine yapışır.
Ben sustum.
Ama onlar konuşmadan düştü.
Kendini saklayanların gerçeği,
her zaman en sessiz anda ortaya çıkar.
Arkamdan çevrilen cümleleri duymazdan geldim belki…
Ama insan, yalanın tenine bulaştığını hep hisseder.
Gülümseyişlerin ardına saklanan
küçük hesapları da…
kirli bakışları da…
Bazı insanlar, senin en temiz yerine basıp
ayaklarını siler geçer.
Oysa sen onlara göğsünü açmışsındır.
İşte en çok da bu koyar insana.
Ve en çok da bu sessizleştirir.
Sonra bir yağmur yağar.
Bardaktan boşanırcasına.
Sadece yolları değil, kalbinin içini de temizler.
Siler, süpürür, alır götürür.
0 notes
Text
Çok yanlış kişiyle savaştın Eyşanım...
Düşman ben değildim.
Ben senin yanında durandım.
Her şüpheye, her fırtınaya rağmen
sana inanan, seni koruyan, seni seven...
Ama sen beni bile bile hedef yaptın.
Kalbime doğrultulmuş her kelimen,
ben susarken senin içini rahatlatan her cümle...
hepsiyle beni biraz daha kırdın.
Ben savaşmadım.
Sadece dayanmayı seçtim.
O yüzden sen kazandım sandın.
Oysa ben, kaybetmeyi bile sessizce öğrendim.
Sana düşman olmadım hiç.
Olmazdım da…
Çünkü bir zamanlar en çok seni istedim.
Seninle aynı hayalin içinde
aynı yıldıza bakmayı diledim.
Ama sen savaşı seçtin.
Ve savaşta ilk kurban her zaman inanan olurmuş.
0 notes
Text
Bazen geriye dönüp baktığımda,
her şeyin daha saf, daha temiz olduğunu fark ediyorum.
Gözümde canlanan anılar,
gökyüzü kadar açık, bir çocuk kalbi kadar tertemiz.
Zaman geçmiş elbette.
Ben değişmişim, hayat değişmiş, insanlar değişmiş…
Ama bazı duygular var ki yerinden kıpırdamamış.
Hâlâ oradalar.
Birinin gidişiyle tanıdım içimdeki sessizliği.
Öyle bir gitti ki…
O günden sonra kimse gidişiyle canımı yakamadı.
Çünkü en derini o kazdı.
En sessizi, en çok bağıranıydı belki de.
Gün içinde sıradan bir kelime,
bir şarkı, bir köşe başı…
Her şey anımsatıyor onu.
Hayat bazı izleri bilerek taşıyor,
bana her defasında hatırlatıyor.
Bazen basit bir cümle bile
anılara dönüşüyor zihnimde.
Çünkü geçmiş dediğin şey
zamanla değil, hisle birikiyor.
Ve bazı hisler,
gitmeyi hiç öğrenmiyor.
~garipbirkiz
17.35
0 notes
Text
Bazı yaralar vardır, öyle derin açılır ki insana, başka birinin canı da aynı yerden yanmışsa hemen anlarsın. Hiç konuşmadan, hiç anlatmadan... Göz göze gelince o acı tanıdık gelir. Aynı sancıyı taşımış bedenler, aslında birbirine ilaç olurdu eskiden. Şimdi ise herkes kendini korumakla meşgul. Çünkü hayat bize önce güvenmeyi öğretti, sonra acıtıp unutturmayı...
Güvenmek artık bir lüks gibi. Kimseye güvenemediğimiz için, birbirimize de yaklaşamıyoruz. Oysa çıkış yolu bizdik... Birbirimizdik.
Ama insanlar bunu da mahvetti.
Yaralı olan, başka bir yaralıyı tanır. Ama artık kimse elini uzatmıyor. Çünkü uzatılan her elin sonunda ya ihanet ya da kayıtsızlık var. Ve biz, aynı acının içinden geçenler olarak bile, kendi sessizliğimize gömülüyoruz.
Bazen en iyi anlayanlar, hiç konuşmayanlardır.
Ve biliyorum...
Bizi ancak çocuk olmamış çocuklar anlar.
0 notes
Text
"Değmiyor bazen,uğruna yorulduklarımız..."
-Nazım hikmet
Bir kelimenin boğazına düğüm olduğu anlar vardır.
Gözlerinin dolup da kimsenin fark etmediği anlar.
Herkesin güldüğü bir ortamda, senin içinde sessizlik çınlar.
Ve o sessizlikten sadece sen utanırsın.
Trip sandıkları kırgınlıktır aslında.
Yüzüne yansıyan her sitemin ardında,
bir “neden ben?” sorusu yankılanır usulca.
Bazen çok çaba gösterirsin.
Anlamaya, anlatmaya, sabretmeye...
Kendinden ödün verirsin ama fark edilmezsin.
Sen susarken, o başkasına konuşur.
Sen kalırken, o başka kollarda mola verir.
Sen yoruldukça o dinlenir.
Ve bir bakarsın, senin içini yakan şey, onun umurunda bile değildir.
Sonra bir cümle kurar…
Bahaneyle sarılıp seni susturur.
Ama sen, o cümlenin ardında bir fırtına gibi sessizleşirsin.
Çünkü herkesin kaldıramadığı şeyler vardır.
Kimisi hayatın yükünü taşır,
kimisi senin sevgini bile taşıyamaz.
O an anlarsın:
Yorulmuşsun.
Yalnız kalmışsın.
Ve uğruna bu kadar çırpındığın insan,
aslında seni hiç tutmamış.
Artık susmuyorsun.
Artık beklemiyorsun.
Artık anlamaya çalışmıyorsun.
Çünkü biliyorsun...
Hiç değmiyor.
~garipbirkiz
0 notes
Text
Bugün yine titriyor dizlerim. Geçtiğimiz yılı anımsamak istemiyor beynim
1 note
·
View note
Text
Sevgili sevgilim;
Beni hatırladınmı ? 1 yıl geçti üzerinden geçen yıl bugünü hatırlıyormusun? Bu geceyi... Uyuyordun muhtemelen ben hastanedeydim hiçbir şey umrumda değildi sadece bakıyordum. Ve o günden sonra hiçbir şey benim için eskisi gibi olmadı sen hayatına devam ettin fark etmedin ama içimde büyümek için çocukluğunu yaşamayı bekleyen o masum çocuğu öldürdün sen. Ve o gece, bu gece, senin doğum günün. Doğum günün kutlu olsun. Herşeye rağmen tüm kırgınlıklara tüm kızgınlıklara rağmen iyiki varsın. Bu mesajı hiç görmeyeceksin belki belkide şafağa karşı dayanamam yazarım. Gör yada görme mutlu yıllar hep mutlu ol canın yandığında canım yanıyordu hatırlarsın belki anlayamasanda...
Eyşanıma
18.04.25
3.30
0 notes
Text
İlk depremi yaşadım. O an, dünya bir anda yerinden oynadı; evim, hayatım, her şeyim yıkıldı. Her şey paramparça oldu, gökyüzü gri, toprak kaymıştı. O yıkım içinde, ne yapacağımı bilmeden kaybolmuşken, bir yandan da yeniden doğuyordum. Bir enkazın içinde bir hayat bulmak, en zor şeydi, ama bir şekilde o enkazdan yeniden çıkmayı öğrendim. Zamanla, her şey yeniden şekillendi, hayat yoluna girdi. O kadar derin yaralarım vardı ki, her adımımı dikkatle attım, her düşüncemi seçtim.
Ve sonra, bir gün, başka bir deprem daha geldi. Ama bu sefer farklıydı. Dışarıdan baktım, sadece… Gülümsedim. O eski duygular, o eski korkular, yerini bir huzura bırakmıştı. Her şey olduğu gibi devam ederken, ben sadece izledim. Çünkü ben, o ilk depremi yaşadıktan sonra, dünyaya artık başka bir şekilde bakmayı öğrendim. Zarar veremezlerdi. Çünkü ben, en büyük yıkımımı çoktan almıştım ve artık hiçbir şey beni yerle bir edemezdi.
Şimdi bir tek şey var; içimdeki boşlukla baş başa kalmak. Ne bir acı, ne bir kayıp, ne de bir umut… Hepsi bir masal gibi silinip gidiyor.
~garipbirkiz
"üzerime gel Dünya. Hasar almayan bir şeye zarar veremezsin" (colleen hoover-her kalp kırılır)
0 notes
Text
Gökyüzü bile onun gözlerini andırırken unutmak mümkün mü? Rüzgar onun adını fısıldıyor, yağmur onun hatıralarını düşürüyor üzerime. Sanki kader, onu zihnime mühürlemiş. Zaman ilerliyor, yürüdüğüm yollar değişiyor fakat evren onu hatırlamam için sürekli ipuçları bırakıyor bana... Zihnim onu silmesin diye
~garipbirkiz
1 note
·
View note
Text
Bugün yine onu gördüm. Dünya büyük, yollar sonsuz ama hayat bazen inadına dar bir sokak gibi… Adımlarımızı nereye atsak, dönüp dolaşıp aynı noktada buluyoruz kendimizi. Ben, masum bir tesadüf gibi kardeşim için oradaydım. O ise… İşte oradaydı. Gözleri üzerimde miydi, yoksa sadece hayal miydi? İnsan sevince, en ufak bir bakışı bile kendine yazıyor ya… Ben de öyle yaptım.
Oysa bir zamanlar, her şeyin üzerini bir çırpıda örtecek kadar cesur olduğumu sanmıştım. “Ahirette bile karşıma çıkmasın,” diye içimden geçirirken hakkımı helal etmiştim. Ama evren, benim dualarıma inat, yollarımızı yine aynı köşeye savurdu. Kaderin oyunları mıydı bunlar, yoksa alışkanlığın bir yankısı mı?
Artık çocukça geliyor engeller, mesafeler, görmezden gelişler… Bir insanı hayatından silmek, parmak ucuyla bir tuşa basmak kadar kolay olsaydı keşke. Ama insan, bazen en çok görmezden geldiğini içinde taşır. Onu takip etmemek, ismini anmamak, ona ait bir iz bırakmamak… Bunlar neyi değiştirir ki?
Ve yine de, tüm bu boşlukların ortasında, bir ihtimal içimi titretiyor. Keşke bir istek atsa. Bir bildirim düşse telefonuma, bir anlığına bile olsa, yabancısı olmadığım bir yerdeymişim gibi hissettirse. Çünkü uzun zaman geçti, ama bazı duygular zamanla değil, insanla geçiyor…
~garipbirkizz
0 notes
Text
Benim kadar sevene rastlamadıysan ,
Dertlere çare bulamadıysan,
Gittiğin yerlerde garip kaldıysan,
Geri dön.
O eski yerimizde beklerim seni
Üzülme sevgilim
Affettim seni...
(cengiz kurtoğlu-küllenen aşk)
0 notes
Text
Bir melodinin içinde kayboluyorum,
zamansız, mekansız…
Sesin yok, ama yankın var içimde,
bir şarkının en kırık yerinde.
Ah bebeğim, ben hâlâ deliyim,
sen gittin, ama içimde bir şey kaldı.
Ne eksildim, ne tamamlandım,
sadece rüzgara karışan bir fısıltı gibiyim.
Geceler uzun, düşünceler derin,
hatıralar silinmiyor, şekil değiştiriyor.
Bazen bir düşte buluyorum seni,
bazen de bir satırın içinde.
Zaman su gibi akıp gidiyor,
ama bazı izler hiç kurumuyor.
Ve her melodi, her satır, her sessizlik,
beni yine sana sürüklüyor.
0 notes
Text
"Başka bir evrende ağırbaşlı şimdi hisler,
Çocukça küskünlükleri çoktan unuttu.
Zaman sabrı öğretti, sükûneti,
Ama cesaret hâlâ bir gölge gibi ardında.
Takip isteği, mühürlü bir mektup misali,
Gönderilmeye cesareti yetmeyen bir kelime.
Sahi, yankılanır mı adı, fısıldanmadan?
Bazı duygular, çağrılmadan da döner mi?"
~garipbirkiz
0 notes
Text
Bugün, onunla konuşmayalı tam bir yıl oldu. Bugün, ayrıldığımız gün. Bir zamanlar haram olsun diyordum, ama şimdi helal olsun diyorum. Yolu açık olsun, artık onu sevmiyorum.
Ama insan, sevdiği birini gerçekten unutabilir mi? Zaman siler mi bazı izleri, yoksa sadece üzerini mi örter? Belki de bazı duygular bir nehrin altına gömülen taşlar gibi; görünmez olsalar da oradadırlar, suyun akışını hâlâ etkilerler. Bir daha aynı saflıkla sevebilir miyim, bilmiyorum. Belki hayır. Ama bu da önemli değil.
Tek dileğim, hayat onu bir gün öyle bir noktaya getirsin ki, aklına ben düşeyim. Belki bir akşamüstü sessizlik çökerken, belki kalabalık içinde bir an yalnız kaldığında… O an içinden geçireceği tek cümle şu olsun: "Bu kız benimle ölüme bile gelirdi."
Onunlayken mutluydum. Ama mutluluğum onun bana sunduklarından değil, benim ona olan sevgimdendi. Bazen insan, karşılıksız bile olsa, sevmenin kendisiyle mutlu olur. Çünkü sevgi bazen karşılık beklemez; sadece var olur, sadece yaşanır.
~garipbirkiz
0 notes
Text
Bazı izler silinmez sanır insan, bazı gölgeler peşini bırakmaz. Zanneder ki, adı unutulsa bile sesi yankılanır, dokunuşu tenine işlenmiştir. Oysa zaman, en inatçı izleri bile silmek için sabırla eser.
Bir zamanlar içimi sıkan bir rüzgar vardı. Geçtiği her sokakta soluklanır, adımlarımı ağırlaştırırdı. O rüzgarın estiği yerde nefes almak zor gelirdi. Ama bugün, yine aynı sokaklardan geçerken fark ettim. İçimde kıpırtı yoktu. Yüzümde donan gülüşler erimiş, yerini bir hafiflik almıştı.
Meğer ne çok büyütmüşüm içimde o fırtınayı. Meğer hiçbir şey sonsuza kadar kalmazmış, külleri savuracak bir rüzgar hep varmış.
~garipbirkiz
0 notes