Don't wanna be here? Send us removal request.
Link
0 notes
Quote
Östrojen hormonu nedir,ne işe yarar,hangi besinlerde ve gıdalar bulunur, doğal olarak nasıl arttırılır. bunlardan bahsedeceğiz. Östrojen hormonu erkeklerde de olmasına rağmen bir kadınlık hormonudur ve kadınların hayatında önemli bir yere sahiptir.Kadınlar adet döngüsünde ve daha sayacağımız önemli rollere sahip bir steroid hormonudur. Östrojen hormonu erkeklerde de bulunmakla beraber bu hormon kadınlarda özellikle üreme yaşlarında çok daha fazladır.Ayrıca östrojen hormonu kadınlarda göğüsün gelişmesini sağlar.Kadınların adet döngüsüyle ile ilgili süreçleri düzenler. Östrojen hormonunun azalması da kadınlarda menopoza neden olmaktadır. Östrojen Hormonunun Görevleri : -Kızlar yumurtalıkların uyarılmasını sağlayarak östrojen salgısını başlatır. Bu Östrojen hormonunun salgılanması kızlarda ergenliğin başlarında boyların uzamasını sağlar ve boy uzaması erkeklere nazaran daha hızlı,çabuk olur ve daha sonra boy uzaması yavaşlar. -Östrojen hormonunun salgılanmasıyla belirli bölgelerde kıllanma ,kalçalarda yağlanma,göğüslerde büyüme,göğüs ucunun koyulaşması ve gelişmesi gibi etkiler görülmektedir. -Bu hormonlarla birlikte vücut hatları belirli şeklini alır. -Yumurtalıkların hacmi artmaya başlar ve rahimde iç-dıştan kalınlaşma olur. -Östrojen hormonu progesteron adı verilen diğer bir hormonla ortak çalışır.bu hormonda hamile kalınacak süre içinde görevini yerine getirmeye başlar. Östrojen Eksikliği Ne Gibi Etkilere Sebep Olur: -Östrojen hormonunun eksikliğinde göğüste küçülme olur -Bu hormonun eksikliği vaginada kuruluğa sebep olur. -Ayrıca ciltte kuruluğa ve saç dökülmelerine yol açar. -Bu hormonun eksikliği kadınların erken menopoza girmesine sebep olur. -Menopozla birlikte aşırı sıcak basması,sıcaktan bunalma,terleme ve psikolojik olarak dengesizliklere yol açar. -Östrojen hormonu eksikliği kemik erimeleri de meydana gelebilmektedir. -Yine bu hormonun eksikliği psikolojik,ruhsal çöküntülere sebebiyet verebilmektedir. -Menopoz sonrası sıkıntısı olarak idrar yolları ve kadın üreme organlarında rahatsızlıklara sebep olmaktadır. -Kalp damar rahatsızlıklarının oluşmasına sebep olur. Östrojen Fazlalığı Ne Gibi Etkilere Sebep Olur: -Östrojen fazlalığı daha çok yumurtalık faaliyetlerinin bozulmasıyla birlikte meydana gelir. -Bu hormonun fazla salgılanmış olması orantısız bir vücudun oluşmasına sebebiyet verir. -Ve en önemlisi de bu hormonun kendi kendine aşırı fazla salgılama yapması kanseri tetikleyebilmektedir.Kan değerlerinde östrojen hormonunun fazla yüksek olması rahim ve meme kanseri için büyük risk taşımaktadır. -Yine östrojen hormonunun fazla olması yağ dokusu miktarını arttırmaktadır.Fazla yağ dokusunda testesteron hormonu östrojen hormonuna çevrilir.Bu böyle bir döngü halinde devam eder ve sonucunda kadınlık organında kansere sebebiyet verir. -Östrojen fazla miktarda tuz ve suyun vücutta tutulmasını sağlar, buda elde ve ayaklarda şişlik,ödeme sebebiyet verir. -Yine östrojen hormonu fazlalığı bacaklarda bulunan damarların tıkanmasına,akciğerlere pıhtının kaçmasına,taş oluşumuna ve bireyin tansiyonunun artmasına sebep olmaktadır. Östrojen Hormonunu Arttıran Bitkiler: -Ada çayı: Ada çayı doğal östrojen içermektedir. Aşırı sıcaklık hissetme,terlemeler gibi menopoz şikayetleriniz mevcutsa eğer ada çayı tüketebilirsiniz. -Soya Fasulyesi: İsoflavonlar soyadan elde edilir ve doğal ostrojenlerdir.Menopoz şikayetleriniz varsa eğer tüketebilirsiniz. -Civan Perçemi:Doğal östrojenlerden biri olan civan perçemi menopoz döneminde görülen şikayetlerin giderilmesine yardımcı olmaktadır. -Anason: Anason içeriğinde kısmen doğal östrojenler ve doğala yakın maddeler bulundurmaktadır.Yine diğer bitkiler gibi menopoz sırasında görülen şikayetleri gidermesinin yanında uyku düzensizliklerini azaltır ve hazımsızlık şikayetiniz varsa bunu gidermektedir. -Maydanoz: Maydanoz içeriğinde doğal östrojenler içerir ve menopoz şikayetlerini giderilmesinde yardımcı olmaktadır. -Kızıl dereli Otu:Eski zamanlarda kızıl dereli kadınlar belli bir yaştan sonra rahatsızlıklarının giderilmesi için bu bitkiyi kullanmaktaydılar.Menopoz şikayetlerine iyi gelmektedir.Kızıl dereli otu ülkemizde de bulunmaktadır. -Çuha Çiçeği Yağı: Yine eski zamanlarda kızıl dereli kabilelerinden kalma bir bitkidir.Özellikle de gece yatmadan önce kullanılması daha faydalı olmaktadır.Bitkinin içeriğinde östrojen bulunmamaktadır ancak ateş basması,gece terlemeleri gibi şikayetleriniz varsa kullanımı faydalı olacaktır.Ayrıca bu şikayetlerin yanında egzema,kolesterol,kaşıntı adet sancıları gibi rahatsızlıklarınız varsa eğer onlara da faydalı olmaktadır. Susam:Susam hem yemeklerde hemde salataların üzerinde kullanılmaktadır.İçerdiği maddeler sayesinde vücuda iyi gelmektedir. Kurutulmuş Meyveler: Östrojen seviyesinin dengelenmesinde çok fazla katkı sağlar.Özellikle kayısı,hurma,erik gibi kurutulmuş meyveler bolca tüketilmelidir. Nohut: Tam anlamıyla östrojen olmasa da onun yerine geçebilmektedir. Sağlıkla kalın. Kaynak: https://gidabilinci.com/ostrojen-kadinlik-hormonu-nedir-nasil-artar-nelerde-vardir
https://gidabilinci.com/ostrojen-kadinlik-hormonu-nedir-nasil-artar-nelerde-vardir
0 notes
Quote
Günlük hayatta tüketilen turşularda değerlendirilmeyen gıdalardan biri de turşu sularıdır.Vitaminler,mineraller, probiyotik bakteriler ve antioksidan açıdan muhteşem faydaları bulunan turşu suyu sağlığınız için sayısız avantaj sunar.Burada dikkat etmeniz gereken tek nokta ev yapımı turşunun suları için geçerlidir. Çünkü fabrikasyon turşu suları kavanozlara doldurulmadan önce suları değiştirilmektedir. Bu yüzden turşu suyunun faydasını sadece ev yapımı turşular için geçerlidir. Turşu Suyu İçmenin Faydaları Nelerdir? 1: Kas Kramplarını Önler
https://gidabilinci.com/tursu-suyu-icmenin-faydalari-nelerdir
0 notes
Link
0 notes
Quote
Merhaba değerli okurlarım.Bu yazımızda 72 saat içinde akciğeri temizleme yöntemi ve toksinlerden arındırma yollarından bahsedeceğiz.Bu yolla birlikte ciğerlerinizdeki rahatlamayı hissedecek sigara,pis hava gibi etmenlerin bir kısmını vücudunuzdan atmış olacaksınız.Bu işlemleri 8 kısma böleceğiz ve kısım kısım uygulayarak daha rahat bir şekilde uygulamaya geçirebilirsiniz. 1.Aşama Öncelik ile yapmanız gereken bir diyet programı varsa bu programa 72 saatlik kısa bir ara vermek.Çünkü bu esnada tüketmeniz gereken bazı besinler olacak ve bu besinler sizin diyet programına uymayabilir.Ayrıca bu gıdaları tüketirken yan gıdalardan uzak kalarak bu gıdaların etkisini arttırmamız gerekir.Özellikle yağlı gıdalardan uzak kalarak bu işlemi hızlandırabilirsiniz. 2.Aşama 2. aşamamız saflaştırma aşamasıdır.Bu aşamada uykudan önce bitkisel çay içmek gerekir.Bu sayede bağırsak fonksiyonları hızlandırılarak kabızlık etkisi uzaklaştırılır ve toksinlerin uzaklaşması daha hızlı hale gelir.Bu sayede akciğer için yükünün hafiflemesi demektir.Ayrıca kahvaltıdan önce 300ml suya limon suyu sıkıp içmeniz gerekir. 3. Aşama Bu aşamamızda bol greyfurt ve ananas suyu tüketmemiz gerekir.Bu iki meyve doğal antioksidan açısından oldukça zengindir.Bu antioksidanlar akciğerimiz için oldukça büyük öneme sahiptir.Akciğer temizlenmesi esnasında bolca antioksidanlar görev almaktadır. 4. Aşama Bu aşamamızda potasyum yüklemesi yapmamız gerekiyor.Potasyum kan basıncını düzenlemede görev almaktadır.Bu sayede vücutta tonik etkisi görmektedir.Özet olarak temizlik toniği görevini potasyum üstlenmektedir.Potasyum açısından zengin olan besinler tüketilmelidir.Özellikle fasülye,ıspanak,mantar,kuru kayısı,yağsız yoğurt,domates,havuç gibi besinler potasyum açısından zengin besinler arasındadır. 5. Aşama Kahvaltı ve öğle yemeği arasında havuç veya havuç suyu tüketmeliyiz.Yemekten önce içilen havuç suyu kanı alkalileşme adına büyük bir etkisi vardır.Alkalileşme sayesinde kandaki ph değeri ayarlanır ve toksitler daha çabuk uzaklaştırılır.Yüksek alkali seviyesindeki kan akciğere giderek zararlı etkilerin uzaklaştırılmasında büyük etki sağlamaktadır. 6. Aşama Yatmadan önce kızılcık suyu içmek.Kızılcık suyu akciğerde enfeksiyona neden olan bakteriler ve toksitlere karşı bir savunma görevi üstlenmektedir.Bakterilere karşı bu konuda kızılcık suyunun büyük yardımları dokunacaktır. 7. Aşama Vücut bakımı ve egzersizler.Günlük yapılacak olan 30 dakikalık bir egzersizle birlikte terleme gerçekleşecektir.Bu terleme esnasında vücuttaki toksinler terle birlikte dışarı atılmada büyük etkiye sahiptir.Mümkün olduğunca bol egzersiz ve belli bir plana göre düzenli olarak egzersiz yapılması önemlidir. 8. Aşama Okaliptüs meyvesi zor bulunacak olsa da bir şekilde ulaşılmalı ve sıcak suyla 10 damla okaliptüs damlatılarak su soğuyana kadar suyun buharını içimize çekmeliyiz.Okaliptüs akciğer temizliğine olumlu etkisi oldukça fazladır. Değerli okurlarım.Bu aşamaları yapmadan önce ilk yapmamız gerekenlerden biri de sigara ve alkolden uzak durmaktadır.Bu zararlı zehirleri kullanıp aşamaları uygulasak bile fazla etkisi olmayacaktır.Mümkün olduğunca sigara ve alkolden uzak kalarak akciğer temizliğimizi daha güzel şekilde gerçekleştirmiş olacağız.3 günlük bu işlem sonunda ciğerlerinizdeki rahatlamayı sizde göreceksiniz.Sağlıklı ve mutlu yaşamlar dileriz.
https://gidabilinci.com/72-saatte-akciger-temizleme-yontemi
0 notes
Quote
Huzurlu olduğunuzu ümit eden selamlar, hayatınıza bereketli zamanlar getirsin… Değerli okurlar, gelin hep beraber geleneksel tatlarımızdan biri olan Şalgam hakkında öğrenelim. Her zaman yeni ürünlere bakışımız iyi yöndedir ancak inanıyorum ki geleneksel tatlarımıza dönüp, onları hayat içersinde canlı tutmak bizler ve bizden sonraki nesiller için önem arz etmektedir. Çoğumuzun hayatında ‘Eski toprak sağlamdı, sağlıklıydı..’ gibi cümleleri sık sık söyleyen insanlar mevcuttur. Bunları sık duyduğumuzdan olsa gerek, hayatımızda normalleştiği için, merak edip ‘ işin sırrı nedir?’i belki de hiç önemsemedik. Ben araştırırken fark ettim ki geleneksel ürünlerimiz sadece geleneksel bir tat değil, ayrıca alternatif tıp için önemli bir fonksiyona sahip. Şalgam nedir? Yaprakları da yenebilen turpgillerden bir bitkidir. Hem insanlar için hem de hayvanlar için tüketilebilir bir besindir. Besin değeri oldukça yüksek olan şalgam özellikle Adana, Osmaniye ve çevresinde şalgam suyu olarak yaygın bir şekilde tüketilmektedir. 100 g taze şalgamın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır: 23 kalori; 0,8 g protein; 4,9 g karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,2 g yağ; 0,9 g lif; 24 mg fosfor; 35 mg kalsiyum; 0,4 mg demir; 34 mg sodyum; 188 mg potasyum; 20 mg magnezyum; eser miktarda A vitamini; 0,04 mg tiyamin (B1 vitamini); 0,05 mg riboflavin (B2 vitamini); 0,3 mg niyasin (B3 vitamini) 22 mg C vitamini. Şalgam suyu nedir? Ülkemizde üretilen, kırmızı renkli ve ekşi olan bir laktik asitli fermantasyon ürünüdür. Besleyici değeri oldukça yüksek olan şalgam, aynı zamanda mikrobiyolojik olarakta güvenilirliği tespit edilmiş bir fonksiyonel üründür. Üretiminde hammadde olarak bulgur unu, şalgam turbu, su, ekşi hamur, kara havuç ve tuz kullanılmaktadır. Şalgam suyu iki yöntem ile elde edilmektedir; Geleneksel yöntem ve doğrudan üretim ile elde edilmektedir.Ayrıca evde üretimi de mümkündür. Şalgam suyunun faydaları ve zararları nelerdir? Faydaları için; Vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. İdrar söktürücü etkisi ve böbrek kumu, taşı düşürücü etkisi vardır. Apse, dolama, çıban, ergenlik sivilceleri ve egzama hastalıkları tedavisine katkıda bulunur. Akciğer ve bronşları temizler. Laktik asit’ten dolayı, sindirimi kolaylaştırma ve bazı minerallerden daha fazla yararlanabilme gibi olumlu özellikler barındırır. Bileşimindeki havuçtan dolayı kalp ve damar hastalıkları için, bağışıklık sistemi için olumlu katkılarda bulunur. Yüksek B vitamini içeriğinden dolayı sinir sistemini yatıştırıcı özelliği vardır. Mineral ve vitamin bakımından oldukça zengindir. Kanser üzerinde olumlu etkileri vardır. Lif kaynağıdır, kabızlığa iyi gelir. Zararlarına gelince; Tüketimde aşırıya kaçılmamalıdır, fazlası yarardan çok zarar verebilir. İştah açıcı özelliğinden dolayı, diyet yapanlar için hayatı zorlaştırabilir. Tuz içeriğinden dolayı yüksek tansiyon hastaları için zararlı olabilir. Troid hastaları ve mide-bağırsak hastaları kontrollü tüketmelidir. Hassas bünyeye sahip olanlar ve özel bir hastalığı olanlar için danışılarak, kontrollü tüketilmelidir. *Şalgam suyu gibi fermente ürünler, iki fermantasyon (mayalanma) sonunda ortaya çıkarlar. İlk fermantasyon sonunda oluşan alkol, ikinci fermantasyon ile şalgam suyuna dönüşür. Bu noktada dikkat edilmesi gereken, alkolün tamamının şalgam suyuna dönüşmüş olmasıdır. Zira bahsi geçen alkol etil alkoldür(sarhoşluk veren alkol). Alkol tüketmemekte özen gösteren insanlar için bu durum dikkatlerden kaçmamalıdır. Bu yüzden, şalgam suyu üretimi ve üretim sonu analiz sonuçları için firmalardan bilgi istenmelidir. Özetle, son zamanlarda artan salgınlar, rahatsızlıklar özellikle kış soğukları nedeniyle artan gripler için doktor doktor gezmek akla gelen ilk çözümdür. Elbette İlaçlar sağlığımıza tekrar kavuşmak için önemlidir ancak unutmayalım ki eski toprak dediğimiz büyüklerimizin çözümü önemsenmelidir. Belli hastalığımız olmasa bile, gün içerisinde yaşadığımız gerginlikler, üzüntüler, aşırı heyecanlar, düzensiz beslenmeler, hızlı atıştırmalar vb., fiziksel ve zihinsel olarak bizleri etkilemektedir. Günde bir doz bile olsa ruhumuzun sakinleşmeye ihtiyacı vardır. Bu konuda gelenekselleşmiş fonksiyonel ürünlerimiz bizlere yardımcı olacaktır. Bu anlamda şalgam suyu yemeklerimizin yanına sadece bir tat değil, aynı zamanda ilaç niyeti taşıyabilir. Bu yüzden kontrollü tüketimi yaygınlaştırılmalıdır. Vesselam. Referanslar ÜÇOK, E. F., TOSUN, H.(2012). Şalgam suyu üretimi ve fonksiyonel özellikleri, C.B.Ü Fen bilimleri dergisi Wikipedia
https://gidabilinci.com/salgam-suyu-nedir-faydasi-ve-zarari-nelerdir-uretiminde-dikkat-edilmesi-gereken-noktalar-nelerdir
0 notes
Quote
Merhaba sevgili okurlarımız.Zencefil son zamanlarda en çok tercih edilen ve sağlık açısından en çok kullanılan baharatlar arasındadır.Bir çok faydalı özelliği ile günlük yaşamımızda vazgeçilmez olmuştur.Bu yüzden sade su içmek yerine zencefilli su içmenizi önereceğim.Zayıflama ve kilo vermek için en etkili gıdaların başında yer alır.Günlük olarak içmesi önerilen en az 8 bardak suyu sade olarak içmek yerine zencefil detoksu yaparak zencefilli su içmenin faydalarını maddeler halinde sıralayacağız.Fazla zor değil, mutlaka denemenizi tavsiye ediyoruz.Çünkü faydaları inanılmaz... Zencefilli Suyu Faydaları Nelerdir? 1:Kilo Vermenize Yardımcı Olur Zencefilin en önemli özelliklerinden biri tok tutması ve de metabolizmayı hızlandırmasıdır.Metabolizmanın hızlanması demek daha hızlı kilo vermek demektir.Oturduğumuz veya uyuduğumuz zaman bile vücudumuz her an enerji yakar.Zencefilli su ile metabolizmayı hızlandırarak daha hızlı enerji yakarsınız.Özellikle sabah uyandığınızda aç karnında zencefilli su içmek ve aynı şekilde gece uyumadan önce 1 bardak içmek zayıflamanıza yardımcı olacaktır. 2:Sindirim Sistemini Güçlendirir Sindirim sistemi hem zayıflama hem de sağlıklı bir vücut için önemlidir.Zenfecil bu konuda da sizlere yardımcı olacaktır.Zencefildeki besin maddeleri sindirimi hızlandıran ve bağırsak sistemini koruyan etkiye sahiptir. 3: Mide Bulantılarını Önler Zencefilin içindeki besin maddelerini mide bulantısını önleyen etkiye sahiptir.Özellikle araç içindeki mide bulantıları için zencefil suyunu tavsiye ediyoruz. 4: Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Zencefil bağışıklık sistemini güçlendirme üzerinde önemli faydaları vardır.Özellikle soğuk kış aylarında hastalıklardan uzak kalmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için zencefil suyu içmenizi öneriyoruz.Özellikle grip, nezle, burun tıkanıklığı gibi sorunlar için etkili içecekler arasındadır. 5:Cinsel Gücü Arttırır İş koşulları çalışma süreler, stres gibi etkenler evlilik hayatında cinsel sağlığımızı olumsuz etkiler.Zencefilin etkilerinden biri de cinsel gücü arttırmasıdır.Kan dolaşımını hızlandırarak cinsel sağlığınızı daha güçlü bir hale getirebilirsiniz. 6: Mide Yanmasını Önler Mide yanması sorunu yaşayanların zencefil suyu içmelerini öneriyoruz.Midedeki asidi tamponlar ve metabolizmayı hızlandırarak daha hızlı sindirime yardımcı olur.Bu sayede mide yanmalarının önüne geçer ve mide sağlığını daha iyi hale getirebilirsiniz. Zencefil Suyunu Nasıl Hazırlarız? Evde veya işte bu sudan tüketmenizi öneriyoruz.Öncelikle soğuk suya zencefilleri atabilir ve 1 gece bekledikten sonra bu sudan tüketebilirsiniz.Aynı zamanda ılık suya zencefil atarak yine belli süre bekleyip içebilirsiniz.Aynı zamanda limon ekleyerek tatlandırabilirsiniz.İşe giderken yanınıza alarak gün boyu da içebilirsiniz.Sadece hamile ve tansiyon hastalarının doktora danışmadan içmelerini önermiyoruz.Mutlu ve sağlıklı günler dileriz...
https://gidabilinci.com/zencefilli-suyla-zayiflama-zencefil-suyunun-faydalari-nelerdir
0 notes
Quote
Son zamanlarda sayfamıza sıkça gelen mesajlar sebebiyle göz yanması veya acıması şeklinde tabir edilen sorun üzerine değineceğiz.Özellikle son 5 yılda göz sorunları ciddi anlamda yükselmiştir.En büyük sebebi olarak telefon ve bilgisayar olarak gösterilebilir.Çünkü bilgisayar ve telefon ekranındaki mavi ışık denilen bu ultraviyole ışınlar göze zarar vermektedir.Bunun sonucu göz yanması, gözlerin acıması, gözün kuruması, gözlerde kızarıklık ve kızarma,bulanık görme son olarak bıçak sokması olarak tabir edilen şikayetler gözükmektedir.Şimdi konu hakkında bazı bilgilere yer verelim: Gelişen Teknoloji İle Göz Yanması Artıyor Gelişen teknoloji ilk birlikte farklı problemler ortaya çıkmaktadır.Özellikle çözünürlüğün artması sonucu görüntüdeki ayrıntılar artmaktadır.Bunun sonucunda göz yanması sonucu ortaya çıkmaktadır.Ayrıca bizim göremediğimiz mavi ışık olarak bilinen radyasyon ışınlar gözlerimize zarar vermektedir.Uzun süreli bu ekranlara bakmak bu gibi göz yanmalarına sebep olacaktır. Göz Yanması Sebepleri Nelerdir? Aşırı uzun süreli bilgisayar veya telefon kullanımı. Gözlerin uzun süreli güneş ışığına maruz kalması. Sigara dumanı. Rüzgar ve toz. gibi sebeplerde göz yanmasına sebebiyet vermektedir. Göz Yanmasına Ne İyi Gelir? - Öncelikle bilgisayar veya telefona ara vermemiz gerekiyor.Göz yanmasının en büyük sebeplerinden biri uzun süreli bu ekranlara bakmaktır.Bu yüzden bu süreyi mümkün olduğunca kısa süreli tutmalısınız.Bununla birlikte işi bilgisayar üzerinde olan arkadaşlar mutlaka saat başı 10 dakikalık bir ara verin ve gözlerinizi dinlendirin. - Karanlık ortamlarda bilgisayar,televizyon ve telefon kullanımına dikkat edin.Karanlık ortamlarda bu ekranlara uzun süre bakmak gözleri aşırı derecede yormaktadır.Bu yüzden karanlık ortamlarda bu alışkanlıktan uzak durun ve izlediğiniz ekranın parlaklığını mümkün olduğunca en düşük seviyede tutun. - Soğuk ile müdahale etmek gözlerinizi rahatlatır.Bu yüzden yanma hissettiğiniz durumlarda soğuk bir buz ile 1-2 dakika boyunca gözlerinizde tutun bu sizi biraz daha rahatlatacaktır. - Aklınıza gelen her an gözlerinizi kırpın.Çünkü bu ekranlarda göz kırpma sayısı azaldığı tespit edilmiştir.Bu yüzden mümkün olduğunca gözünüzü kırpın. - Demlediğiniz çayı oda sıcaklığına getirdikten sonra gözlerinize uygulayabilirsiniz.Bu yöntem ile göz ağrılarını ve yanmalarını hafifleteceksiniz. - Göz damlaları bu konuda sizlere yardımcı olacaktır.Özellikle gözlerini az kırpanlar için göz damlaları hem zararsız hem de anti mikrobiyal etkisi sayesinde göz sağlığınızı koruyacaktır.Aynı zamanda göz yanmalarını da belli oranda azaltacaktır. - Ağrıyan gözlerinize gül suyu uygulayabilirsiniz.Pamuk yardımıyla göz kapaklarını ve kenarlarına gül suyu ile sürün.Yıkamanıza gerek olmadan 10 15 dakika bu şekilde durmasını sağlayın.hem göz yanmalarını azaltacak hem de göz çevresindeki morarmaları azaltacaktır. - Webmaster arkadaşlara özel tavsiyede bulunmak istiyorum.Bilgisayar kullanmak sizler için mecburi hal aldığını biliyorum. Bu yüzden bu yöntemlerle birlikte f.lux adlı programı indirmenizi tavsiye ediyorum.Bu program ile bilgisayardan gelen mavi ışınları azaltabilirsiniz.Ayrıca göz dinlendirici gözlükleri de tavsiye ediyorum.Bilgisayar ile işiniz bittiğinde telefonu elinize almayın.Dijital bir ekrana bakma süresini en aza indirin.Bilgisayara mecburi olarak bakacaksanız işiniz bittiğinde telefona bakmayın. Son olarak full hd (1080 1020 çözünürlük yerine özellikle yazı yazarken 1366*768 çözünürlüğü kullanın. :) Tüm bu yöntemlerde amaç göz koruluğunu en aza indirmektedir.Bununla birlikte ağrıyan gözlerinizi elinizle kaşımayın ve karıştırmayın.Bu kızarıklığı daha ileri seviyelere taşıyacaktır. Son olarak gözlerde kırmızıya yakın akıntı,aşırı ağrı ve kızarıklık gibi sorunları yaşıyor ve devam ediyorsa mutlaka doktora danışmanızı tavsiye ediyoruz. Göz en önemli organlarımızdan biridir bu yüzden onlara iyi bakın.. Mutlu ve Sağlıklı günlere... Gıda Mühendisi Emir Erşat Kaboğlu
https://gidabilinci.com/goz-yanmasi-acimasi-nasil-gecer-tedavisi-nasildir
0 notes
Quote
Merhaba sevgili okurlarımız.Bu yazımızda sakal çıkarıcı veya gürleştirici olarak satılan markalar hakkında bir kaç inceleme ve tavsiyelerde bulunacağız.Sakal çıkarıcı serumlar işe yarıyor mu, sağlık açısından zararlı mıdır, etkileri nelerdir ve bazı kullanıcı yorumlarına yer vereceğiz. Öncelikle Sakal Neden Çıkmaz veya Az Çıkar? Sakal çıkmasını etkileyen pek çok farklı sebep vardır.Vücut sağlığı, genetik koşullar, iş ortamı,stres, hormonlar vs... bir çok farklı sebep buna etki etmektedir.En genel olarak etki sebebi hormondur.Çünkü sakalın çıkmasını sağlayan erkeklerde testosteron hormonudur.Bu hormon kadınlarda da vardır ancak erkeklerdeki gibi fazla sentezlenmediği için kadınlarda sakal çıkmaz.Kendini kadınken erkek yapan kadın ünlüyü tanıyorsunuz.Sakal ekmekle birlikte hormon tedavisi yaparak o şekilde sakallara sahip olmuştur. Bununla birlikte beslenmede çok önemlidir.Örnek olarak B12 eksikliği de sakalların tam olarak çıkmasına engel olabilir.Seyre sakalların çıkmasına etki etmektedir.Ayrıca protein eksikliği de köseliği tetikleyebilir.Çünkü her bir kıl yapısında protein bulundurmaktadır.Dolayısıyla protein açısından eksik beslenme yine sakalların çıkmamasına veya az çıkmasına sebep olabilir. Yine strestte testosteron hormonunun üretilmesini azaltan en büyük sebeplerden biridir.Özellikle erkeklerde var olan bir çok cinsel sorunun ana sebebi strestir.Bu hormona etkisi ile de sakallar üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Son olarak genetik şartlar da sakala etki etmektedir.Özellikle yakın akrabalardan biri köse ise bu sebepten dolayı size etki etmiş olabilir.Bu yüzden sakal çıkmamasının farklı bir çok sebebi vardır.Genetik sebeplere müdahale edemesek de elimizde olan yöntemleri uygulayarak istediğiniz sonuca varabilirsiniz. İnternet üzerinde kısa bir araştırma yapacak olursanız bu konuda çok farklı yorumlara rastlayacaksınız.Bun sebebi sakalın her kişide farklı bir yapıda olmasıdır.Yukarıda belirttiğimiz gibi sebeplerin uygun olması durumda sakal serumları da işe yaramaktadır.Çünkü bu serumlarda bulunan besleyici besin maddeleri sakal köklerini beslemektedir.Daha hızlı uzamasını ve çoğalmasına yardımcı olmaktadır.Bu konuda ilerde daha ayrıntılı değineceğiz.Şimdi bu sakal serumları markalarına kısaca göz atalım: 1:Boldixil Bu ürün genel olarak saçlara hitap ediyor ancak sakalların uzaması içi nde kullanılmaktadır.İçerisinde %7 Ginseng %11 Siyah Sarımsak bulunmaktadır.Hepimizin bildiği gibi sarımsak sakal kısımlarında kökleri beslediği bilinmektedir.Ginseng ise erkeklerde testosteron hormonunun üretilmesi arttırmaktadır.Bunun etkiyle birlikte sakallar üzerinde de olumlu etkileri olacaktır.Kokusu hoş ve kullanımı kolaydır.Saç veya sakala sürüyor bir kaç dakika bekliyor ve yıkıyorsunuz. 2: Fixpera İçeriği boldixil 'e benzeyen bu ürün de yine şampuan olarak kullanılmaktadır.Yine bu üründe %6 ginsensg, %11 siyah sarımsak ve %5 minoxsidil içermektedir.Kokusu güzel olan bu ürünü şaç veya sakallarını öncelikle ıslatın ve şampuanı sürüp masaj yaparak uygulayın ve yıkayın. 3: Black Marble Genel olarak damla olarak kullanılan bu ürün kara yılan yağı olarak bilinmektedir.Ancak içerisindeki maddelerin neler olduğuna dair tam olarak bilgimiz yok.Kullanan kişilerin yorumlarına göre etkili olduğu söylenmekte ve kullanımı tavsiye edilmektedir. Kullanımı için: 2-3 damla alarak sakalk veya bıyıklarınız yavaşça masaj yapar gibi uygulayın.Biraz bekledikten sonra yıkayın. 4: Eeose Krem şeklinde kullanılan bu ürün olarak karşımıza çıkmaktadır.Saç,sakal, kirpik gibi farklı kullanım bölgeleri mevcuttur.Saç ve kıl köklerinin daha hızlı uzamasına yardımcı olduğu vaad etmektedir.Web sitesinde klinik araştırmalar mevcut. Sakal Serumları Gerçekten İşe Yarıyor mu? Değerli okurlarımız. Saç veya sakal ekimi hariç hiç bir ürün hiç sakalınız yokken gür bir sakal çıkmasını sağlayamaz.Genetik olarak sorununuz varsa zaten bu serumları kullanmanıza gerek kalmaz.Ancak sakalınız az ve seyrek ise bu ürünler ile biraz daha gürleştirebileceksiniz.Yani sakallarınızın ihtiyaç duyduğu bu besin maddeleriyle daha iyi besleyecek ve sakallarınızın uzamasına etki edecektir. Ne Kadar Süre İle Kullanmalıyım? Genel olarak 1 aydan daha kısa sürelerde bir etki beklenmez.Ancak 1 ay sonrasında değişiklikler ve olumlu etkiler gözlemliyorsanız o zaman bu serumlara devam etmenizi tavsiye ediyoruz.Genel olarak yapılan yorumlarda 3-4 aylık kullanım sonucunda ciddi olumlu etkileri olduğu gözlenmiştir. Bazı kullanıcıların ürünü aldığı günden itibaren kullanarak hemen uzamasını beklemesi doğru olmaz ve böyle bir şey olamaz.Bunu size kimse vaat edemez.Bu yüzden 3 gün gür sakallar gibi reklam aldatmalarına inanmayınız. Kullanmayı Bırakırsam Etkisi Gider mi? Bu konuda bir çok farklı yorum var. Gerçek etkisi 2-3 aylık kullanım şile görmekle birlikte kullanmayı bırakanlarda bazı dökülmeler görülmüştür.Bu genel olarak yaş, beslenme gibi bir çok farklı maddeye göre değişir.Özellikle kılların kök tutunma gücüne göre etkilenebilir. Yan Etkisi Var Mıdır? Sakal kremlerinin belirlenen bir yan etkisi yok çünkü ürünlerin yapımında zararlı kimyasal maddelerin kullanımına izin verilmez.Ayrıca yaptığımız araştırmalarda ürünü kullanan kullanıcıların başına gelen bir zararlı durum yok. Ek olarak başkasına olmadı diye size de olmaz gibi bir durum söylenemez.Bu yüzden herhangi bir alerji, kızarıklık durumda doktora danışmanızı öneriyoruz. Bazı Kullanıcı Yorumları Ben memnun kaldm kil koklerimi sertlesirdi gercekten ama kisiye gore degisir diye dusunuyorm ,bence kokusu falanda guzel bir urun. Ürünü tam 1 aydır kullanıyorum, kullanımı çok kolay losyon şeklinde basıyorsunuz, krem sürer gibi suratınıza iyice yediriyorsunuz. Geceleri kullanmayı tavsiye ederim, çünkü bunu kullandıktan sonra surata su değmemesi gerekiyor. Gerçekten de etkisi var. Dudak altı sakalım eskiden inceydi şuan çok daha kalın oldu. Faullerde biraz daha kalınlaştı yanaklara daha çok yayıldı. İlerleyen aylarda daha da etkisi olacaktır umarım. Ben memnun kaldım denemekten birşey kaybetmezsiniz. Ürünü eeose'nin sitesinden sorguladığımda orijinal olduğu gözüküyor. Hızlı kargo, güzel paketleme. bugün 2.kez kullandım, pis kokmuyor, canınızı yakmıyor. Umarım iyi bir sonuç alırım. Ürünü alalı yaklaşık bir 10 gün oldu.Düzenli olarak kullanıyorum tüy şeklinde çıkan sakallarımın sertleştiğini hissedebiliyorum bence denemeye değer. Mağaza iyi Fakat ürünü verdiğim gün kargoda demesine rağmen 2 gün sonra kargoya verdiler serum sakalı sadece kalınlaştırıyor ve sertleştiriyor.yani sakal çıkardığı felan yok. Ürün daha önce kullandığım bir ürün eğer ince tüyleriniz varsa evet onları güçlendiriyor ama hiç sakalın yoksa köseysen işe yaramaz. Ürün Doğu ilinde yaşadığım halde erken bir şekilde elime geçmekle birlikte ürünü kullandıktan sonra hiç bir şekilde koku vermiyor cildim hassas olduğu halde zerre sivilce akne siyah nokta vs oluşmadı ve herhangi bir temizlik ürünü kullanmadan dahi yüzünüzden sadece su ile temizleyebiliyorsunuz etkisi ise daha yeni başlarken bile kendisini hissettiriyor sakallarınız erken çıkmaya ve düzenli bir halde sıklaşmaya başlıyor ve bu ilk hafta kullanımda size kendini belli eder... Nisan ayının 25 inden itibaren kullanıyorum. yaklaşık 1 aydir duzenli kullanmaktayim. Öncelikle şunu soyliyeyim sakalı seyrek olanlar için bu serum aralarda sarı tüy olan cılız güçsuz olan sakallari kalinlastiriyo ve daha belirgin hale getiriyor yani güçlendiriyor sakalı hiç olmayanlara maalesef bi fayda saglamiyor. ama seyrek olanlar için 10 numara serum. benim sakallar seyrek çıkıyo serum sakallari daha belirgin hale getirdi aralarda olan sarı tüyler kalinlasti 2 ay daha kullanacağım sarı tüylerde siyahlasirsa daha gür sakala ulaşacağım inş tamamen sabır gerektiren bi olay düzenli kullanmak şart. gibi yorumlar mevcuttur. Sakal Serumlarını Nereden Temin Edebiliriz? Sakal serumu genel olarak bütün eczanelerde bulunur.Ayrıca internet üzerinden satan bir çok güvenli adres bulunmaktadır. Sonuç Olarak: Sakal serumları her kişide aynı etkiye göstermesi beklenmez.Aynı zamanda hiç sakalınız yokken de sakal çıkarmasını da bekleyemeyiz.Ancak sakallarımız hafif veya güçsüz ise onları beslemek için sakal serumlarını kullanmanızı öneriyoruz.Ayrıca kullanan arkadaşlar varsa yorum yazmalarını rica ediyoruz.Mutlu ve Sağlıklı günler dileriz.
https://gidabilinci.com/sakal-cikarici-serum-markalarinin-incelemesi-etkisi-ve-yorumlar
0 notes
Quote
Merhaba sevgili okurlarımız.Fındığın sağlık açısından bir çok farklı etkiler vardır.Ancak son zamanlarda kavrulmuş fındığın besin değerini azalttığı konusunda tartışmalar mevcut.Kavrulmuş fındık zararlıdır, çiğ fındık daha faydalıdır gibi mevzular tartışılmaktadır.Şimdi sizler için gıda mühendisi olarak konuya açıklık getirelim ve iki fındığı da karşılaştıralım. Kavrulmuş Fındık Besin Değeri Azalır mı? Genel olarak her gıdada olduğu gibi fındıkta da ısım işlem görmesi yani kavrulması besin değerini belli oranda azaltmaktadır.Bu her gıdada genel olarak böyledir.Örnek olarak etin pişirilmesi, sütün kaynatılmasında besin değeri azalmaktadır ancak bu gıdalarda ısıl işlem mecburidir.Ancak fındıkta ısıl işlem olmasa da tüketilebilmektedir. Fındığın içinde bir çok vitamin, antioksidan,protein, faydalı yağlar, lifler ve bir çok mineral bulunmaktadır.Isıl işlem yani kavurmada yapılırken fındığın belli kısmında bu besin değeri kayıpları olmaktadır.Peki bu kayıplar nelerdir? Kavurma işlemi sonrasında fındığı saran kabuk atılır.Bu kabuk bazı mineraller ve en önemlisi lif açısından zengindir.Kavurma sonra bu lif dışarıya atılır.Lif ise sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak sağlığını korur.Aynı zamanda midede tokluk hissi verir.Aynı zamanda bazı minerallerde bu kısımda bulunduğu için mineraller açısından da azalma olmaktadır. Kavurma işleminde vitamin kayıpları olur. Tiamin,Niasin,Riboflovin gibi bazı önemli vitaminler ısıl etkiden dolayı azalır.B vitamini türevleri ısıl işlem açısından fazla dayanıklı değildir. Kansorejenik bazı moleküller karbonhidratların ısıl işlem sonrası ortaya çıkmaktadır.Fındıkta da ısıl işlem ve özellikle uzun süreli kavurma işlemlerinde az da olsa bazı kansorejenik moleküller ortaya çıkmaktadır. Bu etkilerinden dolayı fındığı mümkün olduğunca çiğ olarak tüketmenizi tavsiye ediyoruz.Aşırı olmasa da kavurma işleminde besin değeri azalmaktadır. Çiğ Fındığın Faydaları Nelerdir? 1: Vücut Direncini Arttırır Çiğ fındıkta bulunan besin maddeleri ve özellikle E vitamini vücut direncini arttırmaktadır.Özellikle E vitamini vücutta savunmada görev alan akyuvar hücrelerinin parçalanmasını engeller.Bu sayede vücudunuz zararlı mikroplara karşı daha dirençli olmaktadır. Aynı zamanda E vitamini cilt sağlığını koruyan en önemli vitaminlerin başında yer almaktadır. 2: Sinir Sistemini Korur Kompleks B vitaminleri ve özellikle B6 vitamini sayesinde sinir sistemini daha sağlıklı bir hale getirebilirsiniz. B6 vitamini sinir sistemini koruyan maddelerin üretiminde de görevlidir.Bu yüzden daha sağlıklı ve uzun ömürlü sinir sistemi için fındık tüketmenizi öneriyoruz. 3: Akıl Sağlığını Koruyor Fındıkta bulunan flavonoid maddeler beyin sağlığını korur.Bu maddeler ve antioksidan içeriği sayesinde faydalı etkilere sahiptir.Aynı zamanda beyinde bulunan sinir sistemine de olumlu etkileri vardır. 4: Erken Acıkmanızı Önler Çiğ fındık erkenden acıkmanızı önler ve daha uzun süre tok kalmanızı yardımcı olur.Çünkü çiğ fındıkta bulunan diyet lifi sayesinde bunu sağlarsınız.Çünkü diyet lifleri su alıp şişerek ve midede daha fazla yer kaplayarak erkenden acıkmanızı önler. 5: Şeker Hastalığı Riskini Azaltır Diyabet rahatsızlığı çekenler için rahatça tüketebileceği gıdalar arasındadır. Glisemik indeksi düşük olan fındık sayesinde şeker hastalığı riskini en aza indirebilirsiniz. 6: Kolesterolü Düşürür Fındık LDL kötü kolesterolü düşürür ve HDL iyi kolesterolün yükselmesine yardımcı olmaktadır.Ayrıca içinde bulunan mineraller sayesinde kalp ve damar sağlığını korur.Kötü kolesterolü de düşürerek kalp ve damar tıkanıklıklarını önler ve oluşumunu engeller. 7. Kansere Karşı Korur Fındıkta bulunan zengin antioksidan sayesinde kanser riskini en aza indirebilirsiniz.Antioksidanlar serbest radikallerin oluşumunu engeller ve vücuttan atılmasına yardımcı olur.Bu sayede kanser ve tümör riskini en aza indirebilirsiniz. 8: Kas ve Kemikleri Güçlendirir Fındıkta bulunan kalsiyum ve magnezyum minerali sayesinde kemik ve kas sağlığını koruyabilir, güçlendirebilirsiniz.Aynı zamanda magnezyum kas spazmları ve yorgunlukları azaltıcı etkiye de sahiptir. Bu faydalı özellikleri itibariyle fındığı özellikle çiğ olarak tüketmenizi öneriyoruz.Günlük olarak 10 -15 adet fındık tüketmek yeterli olacaktır.Hem maddi hem manevi sağlık açısından da çiğ fındık tüketmek daha faydalı olacaktır. Çiğ Fındık Olumsuz Yönü Var Mıdır? Sadece diare (İshal) ihtimali olabilir.Bu yüzden sindirim sorunları yaşayanların çiğ fındık tüketiminde dikkat etmelerini öneriyoruz.
https://gidabilinci.com/kavrulmus-findik-besin-degeri-azalir-mi-cig-findik-faydalari
0 notes
Quote
Flavonoid,bitkisel kökenli olup sitrin,bioflavonoid ve P vitamini olarak adlandırılan,bitkilere sarı, turuncu, kırmızı gibi renkleri veren ve insan vücudunda antioksidan işlevini yürüten bitkisel besin maddesi grubunun genel adıdır.Bitkilerin tüm organlarında, en çok da yaprak tomurcuğu ve çiçeklerde bulunur. Flovonoid, 1930- 1950 arasında P vitamini olarak adlandırılmıştır. Meyve ve sebze ne kadar renkliyse flavonoid oranı o kadar yüksektir diyebiliriz. Flavonoidler 6000’den fazla besin maddesini içerir. Flavonoidlerin en belirgin özellikleri antioksidan ve iltihap karşıtı etkisi olmasıdır. Sağlıklı damar oluşumunu teşvik eder ve hücresel hasarları önleyip, onararak yaşlanmayla mücadele ederler. Yüksek antioksidan etkisi dolayısı ile kanser ve kalp hastalıklarına karşı en etkili koruyucu olarak kabul edilirler. Flavonoidlerin demans, Alzheimer hastalığı ve bazı kanserlere karşı da korunmada etkin olduğu bilinmektedir.Normal hücrelerin yanında sinir hücrelerini de oksidasyonun(ve serbest radikallerin) zararlarından korudukları için sağlıklı bir sinir sistemi içinde gereklidirler.Kanseri engeller ve kanser hücrelerinin gelişimini engeller.Vücuttaki serbest radikalleri uzaklaştırır.Kısacası vücudumuz için olmazsa olmazlardandır. Her gün bol miktarda taze meyve ve sebze tüketmek yeterli miktarda flavonoid almanın en doğal yoludur.Genel olarak 4 porsiyon sebze ve 4 porsiyon meyve tüketmek sağlıklı flavonoid alımı için yeterli olacaktır.Bilindik taze sebze ve meyvelerin yanında çayda, kırmızı şarapda ve doğal bitter çikolata da flavonoid bulunmaktadır ama elbette ki her şeyde olduğu gibi aşırıya kaçmadan abartılmadan tüketimi yapılmalıdır. Bitter çikolata için de her gün ufak bir parça (30 gr. kadar) uygun olabilir. Flavonoidlerin birçok türü vardır ve belirli gıdalarda yoğunluğu biraz daha fazladır. Elbette meyve ve sebzelerin nasıl yetiştirilip nasıl işlemlerden geçtiği de bu konuda belirleyici faktördür. Mümkün olduğunca doğaya zarar vermeyecek metotlarla yetiştirilmiş, doğal tohumlar kullanılarak yetiştirilmiş olan sürdürebilir gıdaları tercih etmeniz uzun vadede en sağlıklı tercih olacaktır. Belirli meyve ve sebzelere bağımlı kalmaktansa günlük meyve, sebze tüketiminizi çeşitlendirmeyi ihmal etmemeliyiz böylelikle mineral, vitamin, enzim dengesini hep sağlamış olursunuz.Meyveler ise ne kadar az işlenmiş ise besin değeri açısından o kadar zengindir. Flavonoidler başlıca 5 ana gruba ayrılırlar. Bu gruplar ve en çok bulunduğu yiyecekleri sıralayacak olursak eğer: flavonols : soğan, elma, marul, domates, nohut, badem, şalgam, tatlı patates, kuinoa, kirazflavan-3-ols : elma, muz, yaban mersini, şeftali, armut, çilek flavones : maydonoz, dolmalık biber, kereviz, elma, portakal, kavun, sivri biber, marul flavonones : portakal, üzüm, limon, domates anthocyanidins : yaban mersini, muz, çilek, kiraz, vişne, portakal, lahana, kızılcık, erik, böğürtlen, nohut Flavonoid grupları içerisinde en etkili antioksidan maddelerini sıralayacak olursak eğer: flavonols grubu içerisinde : quercetin, kaempferol, myricetin ve isorhamnetin flavan-3-ols grubu içerisinde : catechin, epicatechin, gallocatechin ve theaflavin flavones grubu içerisinde : apigenin ve luteolin flavonones grubu içerisinde : hesperetin, naringenin ve eriodictyol anthocyanidins grubu içerisidinde : cyanidin, delphinidin, malvidin, pelargonidin, peonidin ve petunidin Yüksek Flavonoidli Gıdaları Sıralayacak Olursak Eğer : Elma (flavonoidler kabuğundadır),yaban mersini,brokoli,lahana,kapari,bitter çikolata ve kakao,soğan,çilek,kırmızı üzüm,kırmızı şarap,çay (tüm çeşitleri),zeytin,yer fıstığı Flovonoidin Sağlığa Faydaları Nelerdir? -Anti-enflamuar yani anti iltihap özellikler göstererek, iltihap oluşumunun önlenmesine katkı sağlamaktadır. -Timor oluşumunu engelleyici etkisi vardır. -Koroner kalp rahatsızlıklarında korumada etkilidir. -Sinir sistemini güçlendirici etkisi olduğu düşünülmektedir. -C vitamininin emilimini arttırıp oksidasyonunu engelleyerek gücünü korur. -Süper flavonoidler,karaciğerdeki üretimini azaltarak zararlı kolesterolü yüzde 40 oranında düşürür. -Kılcal damar duvarlarımızı güçlendirir,potansiyel hacimlerini arttırarak daha iyi kan akışını sağlar. -Antioksidan güçleri kansere karşı korumaktadır. -Sinir sistemi sağlığının desteklenmesine katkı sağlar. -Hücre onarımını destekleyerek, yaşlanma etkileri ile mücadelede etkilidir. -Bunama ve Alzheimer gibi zihinsel sağlık sorunlarına karşı koruma sağlamaktadır. -Osteoporoz (kemik erimesi) ve diyabet gibi kronik hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır. Pişirirken Flovonoidler; Suda çözüldükleri için en yüksek faydayı sağlamak istiyorsak eğer meyve ve sebzeleri suda haşlamamaya dikkat etmek gerekir.Bir kaç sebze hariç sebze ve meyveleri mümkün olan en az işleme tabi tutarak tüketmek en sağlıklısı olacaktır.Hem flavonoid hem de diğer bütün besin maddeleri açısından az az işlem uygundur. Mutlu ve Sağlıklı günlere...
https://gidabilinci.com/flavonoid-nedir-faydalari-nelerdir-hangi-gidalarda-bulunur
0 notes
Quote
Metabolik hızınızı arttırmak oturduğunuz yerden bile daha fazla kalori yakmanızı sağlar. Özellikle evde oturup televizyon izlemeyi tercih ettiğimiz bu günlerde metabolizmayı hızlandırmak çok önemli. Çünkü uzun süre hareketsiz kalmak sizi kalp ve damar hastalıklarına ve obeziteye biraz daha yaklaştırır. İşte metabolizma hızınızı arttıracak birkaç basit yöntem: 1 Gün içinde süt ve yoğurt tüketmeyi ihmal etmeyin Protein grubu zayıflamayı hızlandırabiliyor. Kas kitlesini koruyup artırmak, sporla desteklendiğinde çok iyi sonuç veriyor. Zayıflamak ve metabolizmayı hızlandırmak için her gün süt veya yoğurt tüketin. 2 Haftada birkaç kez kırmızı et, balık ve tavuk tüketin Protein olmadan kas kitlesini artırmak veya metabolizmayı hızlandırmak mümkün değil. Her gün yeteri kadar protein almak metabolik hızı artırıyor. Spor yapıyorsanız mutlaka spordan önce protein almaya özen gösterin. Öğle saatlerine yani daha çok enerji harcadığınız saatlere protein koyun. 3 Hareketsiz kalmayın Hareket etmeden metabolizmadan hızlanma beklemeyin. Sadece oturarak hiçbir şeyi hızlandıramazsınız. Tüm gün oturarak çalışan biri akşam eve gittiğinde de televizyon karşısında oturuyorsa sadece ara öğün yapmak veya yeşil çay içmek yeterli olmayacaktırÖnce adım atın! Arada 5 dakika bile olsa yürüyün. Bu yürüyüşler gün içine yayılırsa, haftada 2-3 gün spor amaçlı yürüyüşler yapılırsa oturduğunuz yerden bile daha fazla kalori yakmaya başlarsınız. 4 Su tüketimini arttırın Su içmek metabolizmayı hızlandırır. 1 öğünde oturup üst üste 5 bardak değil ama her saat başı 1 bardak veya her öğünden önce 1 bardak su içmek kesinlikle dolaşımı ve metabolizmayı hızlandırıyor. 5 Yeşil çay için Yeşil çay içerek metabolizmayı hızlandırıyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyoruz. Araştırmalar, yeşil çaydaki antioksidan maddelerin, metabolizma üzerinde etki yaparak zayıflamayı desteklediğini gözler önüne seriyor. 6 Hergün 1 yumurta yiyin Yumurta en iyi protein kaynaklarından biridir. Aynı anda protein, mineral ve vitamin sağladığı için zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezidir. Yumurta yemek metabolizmayı hızlandırır ve tok tutar. 7 Yemeklerinizde acı biber kullanın Metabolik hızı artırmak istiyorsanız yemeklere, çorbalara hatta yoğurdun içine bile baharat ekleyin. Bunu her öğünde yapmak metabolik hızı etkiler.
https://gidabilinci.com/metabolizmayi-hizlandirmanin-7-yolu
0 notes
Quote
Çocuk doğurma yaşına gelmiş kadınların günde 18 mg demir alması gerekirken erkeklerin sadece 8 mg'a ihtiyacı var. Günlük demir ihtiyacını nasıl karşılayabiliriz? Vücudunuzun ihtiyacı olan demir, C vitamini bakımından zengin meyvelerde bulunuyor. Aşağıda sıraladığımız meyveleri tüketerek demir seviyenizi yükseltip demir eksikliği anemisi riskinizi azaltabilirsiniz. Güneşte kurutulmuş domates Domatesin meyve mi sebze mi olduğu tartışıladursun, biz size önemli bir faydasından bahsedelim. Güneşte kurutulmuş domates demir bakımından en zengin besinlerden biridir. 100 gram domateste 9.1 mg demir bulunur. Bu da günlük ihtiyacınızın yarısı. Kuru erik Bir porsiyon kuru erik günlük demir ihtiyacınızın %9'unu karşılayarak demir eksikliğiyle savaşmanıza yardımcı olabilir. Kuru üzüm Kuru üzümde pek çok meyveden daha fazla demir bulunur. Bir bardak kuru üzümde 3.2 mg demir bulunur. Kuru üzümü kavun, portakal, çilek gibi C vitamini bakımından zengin meyvelerle tüketerek demir emilimini arttırabilirsiniz. Hurma Yüksek oranda şeker ve kalori içerdiği için kilo vermek isteyenler için iyi bir alternatif olmayabilir. Ancak ölçülü miktarda hurma demir eksikliğiyle savaşmaya yardımcı olabilir. Ayrıca hurmada bulunan potasyum, lif ve antioksidanlar kalp sağlığı için de faydalıdır. Kuru kayısı Bir porsiyon kuru kayısı günlük demir ihtiyacının %19'unu karşılıyor. Kuru kayısı demir eksikliğini önlemesinin yanı sıra kemikleri güçlendiriyor, kalp sağlığını koruyor ve cilde iyi geliyor. Nar Nar zengin bir demir, C vitamini, K vitamini, lif, folat ve potasyum kaynağıdır. Ayrıca narda bulunan antioksidanlar kalbe iyi gelir ve kanı temizler. Günde bir bardak nar suyu içerek bütün bu faydaları alabilirsiniz. Nar suyunun kanserle savaştığı, tansiyonu düşürdüğü ve hafızaya iyi geldiği de kanıtlanmıştır. Kuru dut Dutta, portakaldan daha fazla C vitamini bulunur. Ayrıca dut antioksidan, demir ve lifle doludur. Bir porsiyon dut günlük demir ihtiyacının %30'unu karşılamaya yeter.
https://gidabilinci.com/vucuttaki-demir-seviyesini-yukselten-meyveler
0 notes
Quote
KEFİR Kefir karbon asidi ve alkol içeren bir içkidir, bu içki özellikle Kafkasya'da yapılır ve mayalanma yoluyla elde edilir. Kefir mantarı mayalanmaya etki eden Bazillus Ancaeszius içerir. Kullanımı: kefir mayası bir kavanoza konur, 18-20 °C 'de en çok 48 saat bekletilir. Bekletme süresine göre süt değişik bir şekilde katılaşır ve buna göre etki gücü de değişir. Kafkasyalılar kefirin faydalarını çok uzun zamandan beri bilirler. Onlar daha çocukken su yerine kefir içerler. Kafkaslarda yaş ortalaması 110-120'dir. Verem, kanser, sindirim bozukluğu gibi hastalıklar bu bölgede çok ender görülür. Sindirim organlarının kronik rahatsızlığı, mide iltihapları, kansızlık, egzama, atardamar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, safrakesesi rahatsızlıkları, bulaşıcı sarılık, ishal ve kabızlık gibi pek çok hastalığı iyileştirici etkisi vardır. Hastalığa göre mayalama şekillerini sorunuz. Kefir yediğimiz besinlerin bağırsaklarda birikip çürümesini önlemeye yardımcıdır. Yapılışı: 1 litre süte ceviz büyüklüğündeki kefir mantarı konması hesabıyla: kefir mantarına kaynatılmış ve 20 °C ye kadar soğutulmuş süt dökülür, kavanozun ağzı sıkıca kapatılır. 12, 18, 24, 26 veya 48 saat bekletilir. Kapağını açmadan önce iyice çalkalanır. KEFİR ÇEŞİTLERİ KAFKAS KEFİR MAYASI RUS KEFİR MAYASI MAYALAMA ŞEKİLLERİ 1-KLASİK-STANDART- MAYALAMA 2-HASTALIĞA GÖRE MAYALAMA. 1- KLASİK YANİ SADE mayalama yapılacak ise KLASİK EKSTRAKTI ilave ediniz2- Herhangi bir hastalığı tedavi amaçlı kullanılacak ise o HASTALIĞIN EKSRAKT’INI ilave ediniz. Herhangi bir hastalığı tedavi amaçlı kullanılacak ise o HASTALIĞIN EKSRAKT’INI ilave ediniz. KLASİK YANİ SADE mayalama yapılacak ise KLASİK EKSTRAKTI ilave ediniz. EKSTRAKT DAMLA SAYISINI SORUNUZ. Metal olmayan süzgeçten geçirilir. Süzgeçte kalan mantar tahta kaşıkla tekrar kavanoza konur ve üzerine tekrar süt dökülüp beklemeye bırakılır. Kefir 48 saatten fazla beklerse sulanır ve kullanılamaz. Kefir bozuk sütle yapılmaz ve hiçbir zaman sütsüz saklanmaz, aksi halde açlıktan ölür. En azından haftada bir kere akar suyun altında kefir ve aynı zamanda kullanılan kavanoz da yıkanır. Kefir midede sindirilmez, bilakis direkt bağırsaklardan kana karışır. Her gün rahatlıkla içilebilir, en iyisi akşamları yemekte içmektir veya akşam yemeği yerine sadece kefir içilebilir. Ciddi hastalıklarda her giin 1 litre içilmelidir. Kefir sadece ilaç değil aynı zamanda iyi bir besin maddesidir ve ayran olarak da tüketilebilir, salata soslarını kalınlaştırmada da kullanılabilir. Her yerde bulunan yağlı pastörize sütler, kefir yapımında kaynatılmadan kullanılır.GÜNLÜK TAZE SÜT İLE DAHA İYİ OLUR. Dikkat edilmesi gereken noktalar: 12 saat beklemiş kefir kabızlığa karşı, 36 saat beklemiş kefir de yumuşak dışkılamaya karşı kullanılır. Kefir mantarı 3-4 haftada iki katı ürer. Evde fazla olduğu zaman bu değerli maddeyi atmayın tanıdıklarınıza verin. İçinde kefir olan kavanozu buzdolabına koymayın. Kefiri ışıklı ortamlarda saklamayın. Kapağını sıkıca kapatın. Bir dolabın içinde saklayın. Süzüldükten sonra içilecek olan mantarsız kefiri buzdolabına koyup soğuk olarak da içebilirsiniz. Dikkat: kefir mantarı 20 °C nin üzerinde daha çabuk, 20 °C nin altında daha yavaş mayalanır. Kavanoz hiçbir zaman kuvvetli ışığa maruz kalmamalıdır. Kefir hangi durumlarda yararlı olabilir? Sinirsel rahatsızlıklar: günde 1 litre yemeklerde içilir. Tümöral rahatsızlıklar: hastalık süresince günde 1 litre içilir, mide tümörüne daha yararlı olduğu gözlemlenmiştir. Bronş rahatsızlıkları: günde 1 litre. Astım: günde 1 litre. Kansızlık: günde 1 litre. Yetişkinlerde üç ay içinde kan değerlerinin normale yaklaşmasına yardımcı olur. Döküntüler ve egzama: günde 1/2 litre kefir içmek, bunun dışında döküntülere kefir sürülür, kuruyunca yıkanmaz, ertesi gün yıkanır. Ağır egzamalar içinde aynı yöntem uygulanır. Sklerozan hastalıklar: günde 1 litre. Mesane iltihapları ve sistit: günde 1 litre. Tansiyon: günde 1/2 litre, tansiyonu ve kiloyu olumlu etkiler. Safrakesesi rahatsızlıkları: günde 1 litre. Böbrek hastalıkları: günde 1 litre. Sarılık: günde 1 litre 12 saat beklemiş kefir içilir, en iyisi yatmadan önce içmektir ve 3-4 hafta bu uygulamaya devam edilir. Kabızlık: günde 1 litre yalnız 12 saat beklemiş kefir içilir sonra yine 24 saat beklemiş kefir içilir. Doğanın Şifalı Eli kıtabından dr. M.Ender SARAÇ KEFİR HANGİ HASTALIKLARDA NE MİKTARDA , NE ZAMAN VE NE KADAR SÜRE MAYALANARAK İÇİLİR .SORUNUZ. KONU HAKKINDA DAHA GENİŞ BİLGİ İÇİN :FİTOTERAPİST ECZACI AHMET İDRİS ULUTAŞ -TEL-05379353475-MAİL:[email protected]
https://gidabilinci.com/kefirin-faydalari-ve-mayalama-sekilleri
0 notes
Quote
Akne, cilt rahatsızlıkları, aşırı yağlı beslenme gibi sebepler sırt kısmında sivilce oluşumuna sebebiyet vermektedir.Sivilceler için tedavi aradığınızda genel olarak bazı kremler verilmektedir.Bu yazımızda bu kimyasal ilaçlar yerine en doğal tedavileri sizler için hazırladık.Tavsiyelerimize kulak vermenizi rica ediyoruz. Sırtta Çıkan Sivilceler İçin İlaç Yerine Doğal Tedavi Yöntemleri Nelerdir? 1: Nazikçe Temizleyin Bu konuda ilk olarak hafif ılık suyla temizleyebilirsiniz.Sakın fırça ile sert bir şekilde fırçalamayın çünkü bu yöntem omuzlarınızda ve sırtta kalıcı izlere sebep olabilir.Bu yüzden ince bir lifle veya elinizle ılık suyu değdirerek sabunla yıkanmanızı öneriyoruz. 2: Çok Fazla Yıkanmayın Aşırı şekilde duş almak sivilceleri yok etme yöntemi gibi dursa da durum tam aksinedir.Çünkü kısa süreli olarak sürekli yıkanmada deri az da olsa tahriş olur ve mikroplar daha kolay şekilde içeriye nüfus eder.Bu yüzden gün 2 kere yıkanmak yerine 2 günde 1 kere duş almanızı ve bu süreyi kısa tutmanızı öneriyoruz. 3: Yağlı Saçlara Dikkat Eğer yağlı bir saç tipine sahipseniz duş alırken dikkat edin.Saçlarınızı yıkarken bu yağlar omuzlarınıza ve sırtınıza akıp deriye nüfus edebilir.Bu yüzde ilk olarak saçlarınızı yıkarken suyu direk vücuda temas etmeden yere dökülsün.Sonrasında rahatça yıkanabilirsiniz.Ek olarak saçlarınızı günlük olarak yıkayabilirsiniz. 4: Yağlı Kozmetik Ürünlerine Dikkat Yağlı kozmetik ürünleri derideki gözeneklerin tıkanmasına ve yağlanmasına sebep olabilir.Su bazlı veya yağsız bakım ürünlerini tercih etmelisiniz.Özellikle duş jeli kullanıyorsanız mümkün oldukça kokusuz ve doğal olmasına özen gösterin. Bazı Basit Ancak Doğal İlaçlar Bu tavsiyelerimizle birlikte şimdi en doğal ve etkili ilaçları sizler için yazalım: 1: Zerdeçal Zerdeçal etkili bir antiinflamatuar etkiye sahiptir ve yara iyileştirici özelliği vardır.Bal ve su ile karıştırın ve sırtınıza sürüp kuruyana kadar bekledikten sonra ılık suyla yıkayın.Faydalı etkilerini kısa sürede gösterecektir. 2: Elma Sirkesi Anti septik ve anti mikrobiyolojik etkisi ile elma sirkesi sırtınızdaki sivilceler için en etkili yöntemlerden biri olacaktır.Yine aynı şekilde sırtınıza sürün bekleyin ve durulayın. Son olarak sırtınızı güneşten koruyun.Özellikle yaz sıcaklarında aşırı güneş sivilce oluşumunu arttırır.Bu yüzden dikkat etmenizi tavsiye ediyoruz.
https://gidabilinci.com/sirtta-cikan-sivilceler-icin-ilac-yerine-dogal-tedavi
0 notes