Text




🌷🌷🌷
Bir ebeveynin çocuğuna verebileceği en büyük hediye, ona her koşulda ayağa kalkabilecek gücü kendinde bulabilme yetisini kazandırmaktır.
2 notes
·
View notes
Text




💫💫💫
"Benim çocuğum benim beklentilerimi gerçekleştirmek için değil, kendi hayallerini keşfedip onları gerçekleştirmek için yaşamalı.
Doğan Cüceloğlu .
#kızım#annem#oğlum#eşim
9 notes
·
View notes
Text

Kanser değil ilaçlar öldürür
Tedavi süreci hastaya verilen sadece bir ümit.
[ŞAHSİ GÖRÜŞÜM]
5 notes
·
View notes
Text

Hak yol, batıl yoldan apaçık ayrılmıştır.
Kim tağutu tanımayıp, Allah'a iman ederse, muhakkak ki o (kimse) kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Dinde zorlama yoktur; artık doğru ile eğri birbirinden ayrılmıştır. Bakara Suresi 256. Ayet
8 notes
·
View notes
Text

Halbuki çam ve katran gibi muhteşem ağaçlar, kuru bir taşta tezgâhını atmış, çalışıp duruyorlar...
Asa-yı Musa
Bediüzzamansaidnursi Said Nursi radıyallahu anh
3 notes
·
View notes
Text

🌺🌺🌺
Seleften biri, yolda Allah'ı zikretmekten gafil bir şekilde yürürse yolu geri döner ve Allah'ı zikrederek tekrar yürürdü. Şöyle derdi;
"Kıyamet günü yürüdüğüm yerlerin bana şahitlik etmesini isterim.."
3 notes
·
View notes
Text


💫✨️💫✨️
Ibn Batta el Ukberi der ki: "Ey kardeşlerim! Bil ki her kim başkasından gelen doğrudan hoşlanmaz ve kendi hatasının zaferi için uğraşırsa, o kimse, Allah'ın ona öğrettiğini çekip almasından ve hatırlattıklarını unutturmasından yana güvende değildir. Aksine Allah'ın onun imanını dahi gidermesinden korkulur." [El Ibane]
2 notes
·
View notes
Text
İtle yatan bitle kalkar,
Körle yatan şaşı kalkar….🌱

110 notes
·
View notes
Text
Çorak toprakta kalmak zorunda değilsin!! Yol seni sen yapandır.. Seçim senin

86 notes
·
View notes
Text

Ahlak güzeldir fakat kadında daha güzeldir
7 notes
·
View notes
Text

Hz. Peygamber’e (s.a.s.) Allah Teâlâ’nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise dua etmeleri anlamını ifade eder.
Kur’ân-ı Kerîm’in, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salât-u selâm getirmeyi emreden bu âyetine binaen, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salâtu selâm örnekleri vardır. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salât-u selâm getirilir.
Bu hususta birçok hadis de rivâyet olunmuştur. Nitekim İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: “Ka’b b. Ucra ile bir defasında karşılaştım, bana şöyle dedi: Sana Hz. Peygamber’den işittiğim bir hediye vereyim mi? Hz. Peygamber bizim yanımıza geldi. Biz ona ‘Ya Resûlallah! Bizler sana nasıl selâm okuyacağımızı öğrendik. Fakat sana nasıl salât okuyacağız?’ diye sorduk. Resûlullah (s.a.s.) bize şöyle buyurdu:
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى ��ُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيد، اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.
“Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salât ettiğin gibi salât et! Şüphe yok ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın.” (Buhârî, Ehâdîsü'l-Enbiyâ, 10 [3370]; De‘avât, 32 [6357]; Müslim, Salât, 65-66 [405-406]).
Salât-ü selâm getirmek için belirli bir vakit ve sayı yoktur. Kişi dilediği zaman ve istediği miktarda salât-ü selâm getirebilir.
15 notes
·
View notes
Text

Şeaatini diliyoruz ya Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
8 notes
·
View notes
Text
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile... Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile! Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;
İstemem, dursun o payansız mefahir bir yana... Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana! İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar, Çok değil, ancak Necip evlada layık tek şiar. Varsa şayet, söyleyin, bir parçacık insafınız: Böyle kansız mıydı -haşa- kahraman ecdadınız? Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına? Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına, Hiç görülmüş müydü olsun kayd-i vahdet tarumar? Böyle olmuş muydu millet canevinden rahnedar? Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi? Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan leşi? Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan... Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan! ... "His" denen devletliden olsaydı halkın behresi: Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş naresi!
Kurd uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi. Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi. Lakin, aşk olsun ki, aldırmaz otlarmış eşek, Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek! Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı... Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı! ... Bu hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin usluba sok: Halimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok. Burnumuzdan tuttu düşman; biz boğaz kaydındayız; Bir bakın: hala mı hala ihtiras ardındayız! Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın: Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın! Davranın haykırmadan nakus-u izmihaliniz... Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira, halimiz: Zevke dalmak söyle dursun, vaktiniz yok mateme! Davranın zira gülünç olduk bütün bir aleme, Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah, intikam; Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram! ... Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur? Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.Mehmet Akif Ersoy
15 notes
·
View notes
Text

Hizbu’n-Nasr – İmam Şâzilî Hz. (Türkçe)
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Allahım! Senin kahreden güç ve kuvvetine, süratle yetişen yardım ve nusretine, çizdiğin sınırların aşılması karşısındaki mukaddes gayretine ve talep edenleri içine aldığın himayene sığınıyoruz.
Allahım! Her şeyi işiten, her nidaya icabet eden, her şeye her şeyden daha yakın olan, fermanlarını süratle gerçekleştiren, intikam ve kahrı şiddetli, derdest edip yakalaması çabuk ve güçlü olan yalnız Sensin. Zorbaların kaba kuvvetleri Senin takdirini asla engelleyemez ve ister kral, ister kisra, isterse zulme saplanmış başka herhangi bir zorba olsun, o mütemerritlerden hiçbirinin helaki Sana katiyen ağır gelmez.
Rabbimiz! Bize tuzak hazırlayanları, arkamızdan düzen kuran komplocuları, bize çukur kazmak ya da başka bir yolla bizi aldatmak isteyen art niyetli insanları Sana havale ediyoruz. Tuzaklarını kendi başlarına dola, onları kazdıkları çukurlara düşür ve attıkları ağlara kendi ayaklarını bağla.
Allahım! “Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd” hakkı için, düşmanlık besleyenlerin art niyetlerinden bizi muhafaza buyur. Onları gerisin geriye döndür. Hepsi Senin sevdiklerine feda olsun. Gazabını acilen onlara musallat eyle. Allahım! Birliklerini boz. Allahım! Topluluklarını parça parça et. Allahım! Kılıçlarını körelt (mühimmatlarını kullanılamaz hâle getir) ve sayılarını azalt. Allahım! Başlarına musibet yağdır. Allahım! Üzerlerine azabını gönder. Allahım! Onları hilm ve lütuf sahandan çıkar, onlara verdiğin süreyi sonlandır, ellerini boyunlarına bağla ve kalplerine rapteyle. Bizim için planladıkları kirli emellerine ulaşmalarına müsaade etme. Allahım! Geçmiş dönemlerde peygamberlerine ve diğer dostlarına yardım ederken yaptığın gibi, bugün de bize yardım et ve bu çaresiz kullarına düşmanlık besleyenleri paramparça eyle. Sana düşmanlık edenlere karşı sevdiklerini tutup kaldırdığın gibi bizi de tutup kaldır. Allahım! Düşmanca tavır sergileyenlere, Senin kapının kıtmirlerine zarar verebilecekleri güç ve kuvveti verme ve onları o konumlara getirme. Günahlarımızdan dolayı onları bize musallat etme Allahım!
“Hâ Mîm” İş tamam olmuş ve Hakk’ın nusreti gelip bizi bulmuştur. Daha bize hiçbir şey yapamazlar. “Hâ Mîm. Ayn Sîn Kâf” bizi korktuklarımızdan masûn ve mahfuz eyler.
Allahım! Bizi kötülüklerden ve belalara dûçâr olmaktan sıyanet buyur. Reca duygularımızı dirilt ve umduklarımızın üstünde sürprizlerinle bizi sevindir. “Ya Hû! (3 defa)” İmdadımıza âcilen, âcilen, âcilen yetiş ya Rabbî! Dileklerimize icabet buyur, icabet buyur, icabet buyur ya Rabbî! Ey Nuh’un (aleyhisselâm), kavmi hakkındaki duasına icabet eden, düşmanlarına karşı İbrahim’e (aleyhisselâm) yardımda bulunan, Hazreti Yusuf’u babası Yakub Peygamber’e kavuşturan, Hazreti Eyyûb’a dokunan zararı kaldıran, Zekeriya’nın (aleyhisselâm) duasına kabul mührü vuran, Yunus ibn Metta’ın (aleyhisselâm) tesbihini makbul sayan Rabbim! Dualarına icabet ettiğin bu peygamberân-ı izam hürmetine bizim dualarımızı da kabul eyle. İstediklerimizi bize lutfet. Mümin kullarına yapmış olduğun vaad-i Sübhanîyi bizim için de gerçekleştir. “Ya Rabbî! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin. Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!” Sonsuz izzetine yemin olsun ki Allahım, sen gerçekleştirmezsen hiçbir emelimiz gerçekleşmez ve yüce hakkın için ya Rab, sen nasip etmezsen, biz recalarımızda hep haybet yaşarız.
Eğer yakınlarımızın gayret ve yardımı yavaş ve uzak olursa,
Biliriz ki, Allah’ın gayreti ve bize olan yardımı hızlı ve çok yakındır;
Ey Rabbimin gayreti, ey gayretullah, çabuk yetiş imdadımıza,
Ey Rabbimin gayreti, yetiş ki çözülsün ukdeler bir bir.
Düşmanlar saldırganlaştı, cevr ü cefaları arttıkça arttı; biz de koruyup kollayan Rabbimize sığındık. “Dost olarak Allah yeter, yardımcı olarak da Allah yeter. (10 defa)” “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir! (7 defa)” “Gerçek güç ve kuvvet sahibi sadece Allah’tır. (3 defa)” “Bütün milletler içinden Nûh’a selâm olsun!” Allahım! Dileklerimize icabet buyur. Amîn! Amîn! Amîn, ey sevdiği kullarını yardımsız bırakmayan Muîn! Nebîler Serveri Efendimiz’e ve bütün âl ü ashâbına salât eyle ve o salavât hürmetine dualarımıza kabul mührü vur.
Allahım! Düşmanlık yapanların sayılarını en iyi Sen bilirsin. Onların birliklerini boz ve hiçbirini yeryüzünde bırakma. Bâkî ve sermedî olan yalnız Sensin. “Onlar bir tuzak kurdular, ama tuzaklarına karşı Biz de tuzak kurduk, kendileri farkında olmadan onların tuzaklarını bozduk, onların planlarını altüst ettik. Bak işte onların tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu! Biz onları da kendilerine uyan toplumlarını da imha ettik! İşte onların, zulümleri sebebiyle ıssız kalmış, çökmüş evleri…” “Şimdi onlardan geri kalan bir şey görebilir misin?” “Şehrin altı üstüne gelmiş, ıpıssız yatıyordu.” “Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun ki böylece, zulmedip duran o gürûhun arkası kesildi.” Salât ü selâm Efendimiz Hazreti Muhammed’in, tertemiz ehl-i beytinin, kerem sahibi ashâbının ve bütün enbiya ve mürselînin üzerine olsun. Hamd sadece ve sadece Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Güven ve itimadım Sanadır ey celâl sahibi,
7 notes
·
View notes
Text

⚘️⚘️⚘️
Ümmü Seleme Radıyallahu Anhâ anlatıyor:"Ben Resûlullah'ın yanında idim. Yanımda Meymune bint Haris de vardı. O esnada İbn Ümmü Mektum bize doğru geliyordu. (Bu vaka tesettürle emredilmemizden sonra idi) ve yanımıza geldi. Resûlullah bize:
"Ona karşı örtünün." diye emretti. Biz:
"Ey Allah'ın Resûlü! O, âmâ ve bizi görmeyen, varlığımızı tanımayan bir kimse değil mi?" dedik. Bunun üzerine Resûlullah:
"Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz?" (Ebû Davud, Libas 37, 4112; Tirmizî, Edeb 29, 2779; Kütüb–i Sitte, 10/233) buyurdu.
9 notes
·
View notes