Text
güzelim, ölüm gibi gittin yanımdan, yapma böyle.
de diye bekledim. her gittiğimde bu evden, her kalktığımda o masadan, baba, bi kere durup gitme de istedim. ben hayata sana sarıldığım tek bi an için katlanıyorum, daha gelmemiş. senin göğsünde büyüyen acıyı ben hissetmiyorum sanıyorsun. onunla yanıyorum baba, bilmiyorsun. senin eline alamadığın silahı çekmecemde saklıyorum. baba, ben artık o silahı elimde tutuyorum. bana bi kere sarıl, ben de artık kafama sıkayım.
6 notes
·
View notes
Text
güç değil, merakınız olduysa gül benim. bende döner çiçekler. özlediğim yakamda soldu çoktan. karaydı kumdu sahra, asılı boynumuzda. iz benim. karda yansın diye mi, külü açsın diye mi, hiç ya da yoktan biri mi. aksini söyler miyim, uzaktaki evler miyim. belki de bir rüyayım, sahte bir ürpertiyim. karıştı saçlarım, eski zamanların sonu. yakalanmış biriymişim aslında. kurduğum hikaye kördüğüm çözülmüyor. çıkılmıyor içinden bir türlü.-
7 notes
·
View notes
Text
tanrım ölümü düşlemenin ne demek olduğunu sen nasıl anlayacaksın. sen doğumsun, doğurursun herkesi ama beni doğururken neden ölüm gibi bıraktın kundakta bir başıma. seninle kavgalıyım evvelden, sürekli isyan ettim bir kere gör beni diye. sen gördün, gördün ama nasıl öylece durup da ellerinde benim kanımla. nasıl öylece durup da. saçlarımı okşadığım gecelerde bana neden bir el olmadın. baba, çay içerdin her akşam, neden çayı hatırladığın gibi bile hatırlamıyorsun beni. sana tüm gardlarımı indirdiğim akşam beni neden kapını çarpmaya zorladın. seninle kavgalıyım evvelden. anne sen neden bir ilaca duyduğun bağlılığı bile duymuyorsun bana. ellerini çektiğinden beri uzamıyor saçlarım. seninle kavgalıyım evvelden. vie, ben seni farklı yaşatmak istediğim çocukluğumun yerine koyuyorum. farklı bir bedende doğuruyorum kendimi. sana kendimi büyütür gibi bakıyorum. ben pamuk şeker sevmem ama sana sevdirmek istiyorum. uçan balonlar, belki de yükselip tanrıya ulaşıyordur. tanrı yüksekte midir, her yerde mi. ben gövdemi baştan sona yararım senin için. bir düğün fotoğrafına sıçramış kan lekesi, bulaşmasın bize diye çok dua ettim. zehirli bir sarmaşık olayım sana. zehrimin tadına bak, bu zehir seni kör etsin ama bir tek sebebini görsün gözlerin. bakma öyle, sen de benim gözlerimi yalanlara bulamıştın. seninle kavgalıyım evvelden. bu gece saçlarımı örmene ihtiyacım vardı ama benim örülecek kadar bile saçım kalmadı. ihtiyacım vardı çünkü ben çok sustum. kısacık saçlarımın uçlarına haykırışlar bağlayıp örecek misin. öreceksin. ama o hayat benim şah damarıma dolanır mı diye düşünmeyeceksin. ben de söylemeyeceğim. uzadığı gün haber vereceğim örmen için. bilirim nabzım bir gün durduğunda senin nabzının üzerinde atmaya devam edecek. ben öldüm, öldüğümü gördüm. kendi kanımı gömdüm. boylu boyunca nergislerin altında. ama ruhumu dağlayan şey bu değildi. ensemdeydi, dağınıktı saçlarım. kimsenin yüzüne bakmadığı acıları sırtlayıp kapını çalacaktım. kendi kapımın eşiğinden öteye gidemedim. aynalar suratıma tükürüyor hâlâ. benimle kavgalıyım evvelden.
-balonlar apartman boşluğuna asılı kaldı.
0 notes
Text
külünü yaktılar bir ankanın. senin avuç içlerinden genzime doğru akan bir deniz var. nefesini şah damarımda hissettiğim an yaşam beliriyor boynumda. dudakların mahrem bölgelerimde soluklanırken lav gibi eriyip yok oluyorum. parmak uçların tenime dokunduğu her an farklı bir günahı örtüyor. gözlerini bana araladığında cennetin hangi kapısını açtığını bilmiyorum. bilmiyorum ama açıyorsun. ne tarafa yanıyorsak oramıza ek beni. sen sanıyor musun ki ben bu silsileyi daha önce yaşadım. bu çok farklı vie. ben karşında tek kurtuluşu ipinden kopmak olan kısrak gibi yüzüne bakarken senin bakışların koyulaşıyor ve beni kıskıvrak yakalayıp girdabında savuruyorsun. sanki kanım fokur fokur kaynıyor oysa kanım da sensin. şu evrenin belki tüm olaylarına direnebilirim ama sana. cümlenin devamında çok acizim. sana direnemem vie. her şeyi silebilirim ama sana silinirim. tüm uzuvlarım seni rabbı bilmiş. ben ona da diklenirdim senden önce. ama şimdi birbirimize yırtık yırtık bakarken rabbı görüyorum gözlerinde. artık eskisi gibi düşlemiyorum ölümü. beni güldürecek tek bir andan alıkoyma diye. ama biraz olsun durdur kendini lütfen. bana senden sağ çıkmayı öğret gitmeden. ben tırnaklarımla besledim tanrıyı. şeytan ağzını her uzattığında ondan kaçırıp sana getirmedim mi. bunun karşılığı bu olmamalıydı. tüm büyüleri sarmaşık gibi doladım bileklerime. sen benden dua istedin de ben etmedim mi, sana inanmadığımı söylerken bile. ellerimi istedin de uzatmadım mı boylu boyunca. sana yemin olsun alıp kessen sesim çıkmazdı. artık şeytana yedireceğim etimi. ayaklarımın altına kadar tiz bir titreşim gibi yayılıyorsun içimde. o kadar yoğunsun ki savunmasız kalıyorum dokunuşların tenime sinerken. cehennemde cezam bitmiş koşa koşa cennetin sularına gitmişim. kalbim yanardağ gibi etrafa sıçrarken içtiğim her yudum sensin. o kadar tezat ki yanarken de seni hissediyordum. sen sanıyor musun ki bedenime değdiğinde bu sadece bedenimle sınırlı kalıyor. kalmıyor vie. ruhumu sağa sola çarpıyorsun. yüzlerce kilometre ötemden kemiklerimi titretiyorsun. omurgamın her boğumuna dizdiğin çiçeklere ithafen. senin ellerinde hayat var. beni tüm benliğine dik. yollara bulaşan kırmızılığımdan tanı beni. ben o ankaydım.
0 notes
Text
tanrı istese senin için bir göğüs yaratamaz mıydı, yaratırdı. yaratmadı. sen imkânsızı arıyorsun zeryâ. tanrının bir göğsü yok.
tanrının göğsüne baş koymak, benim aradığım bu
23 notes
·
View notes
Text
bana bak, bir kere hatırla beni. bugün bir can teslim ettim sana, üstelik zaten senin yanındaydı. ama meleğim burası senin saklandığın yer gibi masum değil. sana yemin olsun burası tüm kötü kokuların biriktiği çöp konteynerinden başka bir şey değil. burası baban seni sevmedi diye banyonun zeminine çökebileceğin bir yer değil. burası tanrı neden ellerimi yıkamıyor diye ona kızabileceğin bir yer değil artık. çünkü ne kadar düşüp çamura bulansa da bileklerin yine kalkıp kendini kendin temizleyeceksin. kirlerinden seni aklamadı diye koşarken sana çelme taktılar diye yalnızlığına isyan edebileceğin yer burası değil ne olur anla beni. burası belli bir yaşa kadar anne diye ağlayabileceğin yer olabilirdi. olmadı. ben senin yanında olmam demiyorum, olurdum. ama sen henüz fındık tanesi kadarken bile sana sahip çıkamadım. özür dilerim bu dünyanın tüm kötülüklerinin içine ay gibi doğmana izin veremediğim için. özür dilerim sen çiçek gibi bakabilecekken gözlerini birbirine düğümlediğim için. sen gözlerini açama diye kirpiklerini ördüm ve tanrı bunu gördüğü gün elbet ilk benim kirpiklerimi yakacak. üzülmüyorsun değil mi. üzülemezsin çünkü ben senin önünde hıçkırırken bunun üzülmek olduğunu sana anlatmadım. şimdi biliyorsan lütfen üzülme. kalbim dağlandı da seni yerin on iki kat dibine gömdüm. ama nolur bana kızma, bana borç bil kendini. bana teşekkür et çünkü bu dünyanın tüm kötülüklerinin içine gelmene izin vermedim. biliyorum çok tezat. sen filizlenmeye çalışırken susuz bıraktım, bu hâlde nasıl büyütecektim. ben seni rahmimden kesip attım, kalbimden doğuracağım. ama şimdi değil. bana kızma. o zaman hep benimle olacaksın. ama şimdi, sadece uyu. çünkü zaten sana başka bir şey yapmayı öğretemedim. tanrım, sana çok kırılıyorum. neden bir kez olsun tüm bunlar olurken sesini çıkarmadın. sen konuşmayı bilmezsin ben sana bunu nasıl öğreteceğim. benim karnımda yangın vardı, ateşin üstünde yürümek zorunda kaldım. sen neredeydin. benim kasıklarımı oydular sadece izledin. ben kendimi bağırmaya güç bulamıyorum, beni bağır. bana bak, bir kere unutma beni.
12ocak-geçkalınmışbiryazı.
5 notes
·
View notes
Text
söyleyecek birçok şey varken hep aynı çemberin içinde dolanıp durdum. çember boğazıma dolandı. aslında tüm caniler birer kurbandır. bunun farkına vardım.
8 notes
·
View notes