inaniyorumyapacagim
inaniyorumyapacagim
Pes etmek yok, istiyorsan YAPARSIN!
23 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
inaniyorumyapacagim · 4 months ago
Text
şu ara hayatımın özeti ve aklımdaki her şey
Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgun ve bitkinim ve herkese karşı çok öfkeliyim. Tek yapmak istediğim yatmak. Kendime de kızıyorum böyle olduğum için ama şu an kendime kızarak hiçbir şey olmuyor. Burada kendimi sıkışmış, bunalmış ve işe yaramaz hissediyorum. Söyleyeceğim onlarca şey var ama söylemek için gücüm yok. İçimdeki o inanca sığınıyorum sadece, uyumak istiyorum ve uyandığımda kendimi çok iyi hissederek uyanmak. Kimseyi göresim yok, kimseye bi şey anlatacak mecalim de yok. İnanılmaz depresifim, inanılmazım yani. Geçen hafta daha da kötüydüm, bu yine iyi versiyonum. Mesela hiçbir şey düşünmeden yazmak istiyorum. Sadece yazmak. Yazmak rahatlatıyor sanki beni. Bi şeylerle uğraşmaktan yoruldum ne yapsam bilmiyorum, her gün her şeyi sorguluyorum ama bu böyle tuhaf bi sorgulama, çok gerçek ve hani soyut bir sorgulama değil, direkt sorgulamalarım hayatımın gündemi. İşim, özel hayatım, davranışlarım ve ben. Umarım bu yazıyı kimse de okumaz, sadece kafamı boşaltmak için yazıyorum ya da daha iyi bir aktivite bulamadığım için. Günlüğüme yazınca elim ağrımaya başlıyor bi' süre sonra. Bi' yaparken noktalama işaretimi de ihmal etmiyorum. Yazdıkça açılıyor gibiyim, bu nasıl bi' sihir, bak yine yaptım apostrof muydu ingilizcesi. Her neyse umrumda değil. Annem kaç gündür böyle olmamdan bıktı, bak yine eleştirel ben geldi. Ben onu göndermemiş miydim, gitmemiş demek ki. Şunu uzunca bi' süre çıkmasın diye bi' yere kitlemek lazım. Çok sıkıldım. Benim yaşımda herkes böyle mi? Bilmiyorum büyümek ne zor, herkes o yüzden mi emekliliğin hayalini kuruyor. Hep hayal kurulacak bi' zaman buluyor dimi insan kendine. Belki de kendini kandırıyor. Öyle ya da böyle kendini kandırmak bile olsa yine de iyi bi' belirti. İçim acıyor, belirsizlikle mücadele ne zormuş, benim gibi her şeyi çözmeye çalışan bi' insan için. Peki madem öyleyse işler buraya gelene kadar neden çözmüyorum, çünkü ben de bi' insanım. Bazen kendimden insanüstü beklentilerim oluyor bazen de diyorum ki bunun insanüstülükle ne alakası var. Bilmiyorum işte öyle. Bence insanüstü. Ben diyorsam öyledir. Bunu umarım biri okumuyordur çünkü kesin psikolojik bi' tanı koyulacak derecede deli olduğumu düşünebilir. Tanımadığım birinin benim burda 10 dkımı ayırıp yazdığım yazıdan deli olduğumu düşünmesini bile kafaya takmam... Bilmem ki... Gerçekten çok dolmuşum ve kime anlatsam ilacı olmuyor. Çünkü herkes kendi işinin peşinde. Mesela dursam ve gidip uyusam. Uyumak ve banyo yapmak bu ara 2 favori aktivitem. Acaba o ne düşünüyor, acaba hayatımda neler olacak? Sizin de hayatınızda böyle belirsizlikleriniz oluyor mu?
Ellerim buz gibi oldu, özellikle parmak ucum, burun ucum ve ayak parmaklarımın uçları üşüyor. Ev neden bu kadar soğuk? Boğazımda düğümlü bi şeyler var? Bi şeyler söylemek istiyorum ve aslında gidip sarılmak istiyorum ona, 10 gün dışarı çıkmak istemiyorum. Bi sihirli değnek olsa ve her şey düzelse. Her şey yerli yerine otursa ve kendimi çok iyi hissetsem. Çok acayip çok... Şok hisleri, üzüntü, şükür, hayal kırıklığı, hayal kuramama, belirsizlik, kendine acıma, içindeki inanca tutunma, tünelin sonundaki ışık, frekanslar, onu düşünme, kendini düşünme, ihtimaller, sanat, yaratıcılık, soğuk, mart ayı, kariyer, kendini ifade etme, kendini önceliklendirmeme, rutinler, astroloji, babamın telefonundan gelen gülen sinir bozucu adam sesleri, battaniye, koltuk, 2 yastık, gece gelince gelen rahatlama, mesai bitişi, turuncu araba, kar yağmaması, sıkışmışlık, pilates, o ve onun hisleri, aile, laptop, ev kiraları, kaçıp gitmek, kıyaslamak, potansiyel, özlem, acelecilik, planlama, cv, liderlik, engelleme, video editleme, bunu yapalım, instagram, saçmalıklar... bu ara hayatımın özeti.
hepsinin geçeceğini biliyorum.
her şeyin çok iyi olacağına inanıyorum.
sadece çok yorgun, halsiz ve oldukça belirsiz hissediyorum.
ama geçecek.
çok az kaldı.
e.
25.02.2025
0 notes
inaniyorumyapacagim · 5 months ago
Text
Samimiyet ve gerçeklik aradığın o dönem
Bu 2 kelime özellikle de "samimiyet" kısmı uzunca bir süredir en çok önem verdiğim değerlerim arasında yer alıyor. Değerler.. Bu ara bu konuyu epey düşünüyorum. Aralık ayında inbox'ıma düşen bir mailde tam da bu değerler meselesi ele alınmıştı. Değerlerimiz ve biz. Biz büyüdükçe değerlerimiz de büyüyor mu? Yoksa aslında bizim değerlere bakış açımız mı büyüyor? Büyüyen bir şeyler var ama bilemedim şimdi. Yine ne saçmalıyorum :d
Gece gece aklıma buraya girmek geldi ve bak saat 00:57 ve yazı yazmaya başlarken buldum kendimi. Önce eski yazdığım 1-2 yazıya göz attım. Beynimi akıttığım yazılara. Bazı cümlelerime kendim bile şaşırıyorum, diyorum vay be, vay anasını ne güzel demişim. Yazıp da okurken utandığım olmadı, demek ki kendimi kutlayabilirim. Kendini kutlamak, ah o da bu "samimiyet ve gerçeklik aradığım o dönem" içerisine o kadar dahil bir kelime öbeği ki, hatta eylem desek daha doğru veya İngilizler'in deyimiyle collacation. Bilmiyorum valla. Soğuk bir kış günü ve ben birazdan uyuyacağım ama öncesinde kendime mor fincanımda bir papatya çayı yaptım. Bu fincan küçük, o yüzden papatya çayı içmek için çok ideal. Büyük bir fincan da içtiğimde gece çok çişim geliyor ve bir süre sonra papatya çayı bayıyor yani böyle midemde lıkır lıkır, yatakta dönerken o sıvıyı hissedebiliyorum. Denge mühim. Papatya çayında bile denge mühim. Neyse papatya çayım, güzel bi' mumum var ve fonda böyle lofi hip hop çalıyor. Valla bi yaştan sonra bu 3'lü samimiyet ve gerçeklik aradığım o dönemin imzası gibi oldular. Paketin içine bu üçlü de dahil oldu. Uyku öncesi kitim gibi. Haftasonu özellikle de cuma ya da cumartesi gecesi bunu yaptığımda kendime şefkat gösteriyormuşum gibi oluyor, aslında gibi demek yanlış olur, kendime şefkat gösteriyorum. Yaş aldıkça bu kavramlar benim için çok önemli olmaya başladı. Yani böyle öğrenciyken falan farkına varamıyorsun pek böyle şeylere. Ne zaman ki 20li yaşlarının sonuna geliyorsun. O zaman dank etmeye başlıyor, her şey teker teker.
Aslında her zaman farkındalığı yüksek ve empatik biri oldum ama mesela gerçekten olgunlaşmak diye bir şey var yani. Ve hani yaşla da ilgili. Ben olgunluğun yaşla ilgisi yok diyenlere ne yazık ki katılmıyorum. Yaş aldıkça olgunlaşma kaçınılmaz oluyor. E tabi herkesin olgunlaşma kapasitesi farklı. Bazen bi adam görüyorsun 60'ında ama çocuk gibi, sonra diyorsun ki hiç olgun değil. Evet ama sen onu bi' de 20'de görseydin. 20'sinden 60'ına kadar bi nebze de olsa, 0.01'de olsa bi' artış kaçınılmaz. Neyse konumuza dönelim... Samimiyet ve gerçeklik: neden benim için bu kadar önemli diye düşünüyorum. Sanırım yaşıyor olduğumu hissettiren 2 kelime olduğu için. Samimiyet ise benim için içtenlik demek. Yani yine gerçeklikle bir ilgisi var. -mış gibi olmayan, olduğu gibi olan, belki de filtresizlik.
Bunları düşünüyor beynim işte, bazen :) Belki de papatya çayını mor fincanda içme sebebimde gerçekten içmek istediğim içindir. Kim bilir. Burdan da metafor çıkaramam ya ... Valla he. Öyle işte. Değerler üzerine düşünmek güzel ama ve bizi çapalayan daha tutarlı yapan da belki onlar. O halde değerlerimizi keşfedip samimiyet ve gerçekliği her daim yakaladığımız güzel günlere ...
E.
#değerler #samimiyet #içtenlik #gerçeklik #papatyaçayı #morfincan
0 notes
inaniyorumyapacagim · 9 months ago
Text
Öfkelenmek ve Planların Bozulması Üzerine
Bugün sabah uyandığımdan beri biraz canım sıkkın ve elbette bu hayattaki en normal şeylerden biri. Canım her gün memnun olmak ve mutlu olmak zorunda değil. Çarkıfelek gibi, çark dönüyor ve o gün ne gelirse... bazen mutlu, umutlu, üzüntülü, mutsuz, keyifsiz, yorgun, rahat, gevşemiş, stresli ve bazen de öfkeli... Bugün benim şansıma gelen biraz huysuzlukdu sanırım. Aslında 1-2 gündür böyle gibiyim, Pazar üzerimde bir bedensel yorgunluk vardı dinlenmek yerine günümün bir kısmında telefona bakmayı diğer yarısında ise kendimi hafta boyunca daha iyi hissedeceğimi düşündüğüm için temizlik yapmayı tercih ettim. Neredeyse 2- 2,5 saat temizlik ile uğraştım, hiç modumda olmama rağmen hatta biraz baş ağrısı olmasına rağmen evi pırıl pırıl yaptım. Bu çok güzel bir histi ama Pazar günü tam anlamıyla dinlemek için kendime zaman ayıramamış oldum. Belki de bunun yansıması olarak Pazartesi günümde de yine yapmam gerekenler gibi bir taskla başladım haftaya. Belkide biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı. Belki de biraz daha fazla rahatlamaya ihtiyacım vardı ya da rahatlamak değil bence keyifli bir aktivitede bulunmak. Bu aralar bu keyifli beni deşarj edecek bir aralık ihtiyacım var. Bunu çok fazla hissetmeye başladım. Bu bir seyahat gibi değil de farklı bir mekanda olmak gibi. Yani bir yere gidip gezmek istiyor muyum hayır tam olarak istediğim şey bu değil, daha dinlendirici bir aktivitede bulunmak, ruhuma iyi gelecek bir şey yapmak istiyorum, mesela sevgilimle upuzun kahve alıp konuşmak olabilir, ama saatlerce. Ya da ne biliyim beni yormayan ama mümkünse yaşadığım şehirden uzaklaştığım bir aktivitede bulunmak, yani basit bir şey istiyorum aslında. Mesela deniz kenarında oturup kitap okumak, denizin dalgalarını dinlemek gibi de olabilir. Bilmiyorum...
Neyse bugün işte tam olarak böyle bir moddayken üzerine çok beklediğim terapi seansımın iptal edileceği ile ilgili bir mesaj geldi terapistimden ve yani bugün çok hazırdım konuşmaya, dolu gibiyim. O yüzden moralim bozuldu, yaptığım işi bırakıp bu duruma öfkelendim. Birkaç sefer bu olduğu için terapistime öfkelendim, bu hep mi böyle mi olacak, ya bir gün terapi vermeyi keserseye kadar vardı konu. Öte yandan yeni bir saatde belirlememiz gerekiyordu ve onun için de aralıklı olarak saat ile ilgili mesajlaştık. Tam bu arada da annem yarınki programım hakkında 2. defa bir şey sordu, bugün ilk sorduğunda tam belli olmadığını ve ona söyleyeceğimi söylemiştim ama tekrar sorunca ve bu soru anı tam ben bu konularla meşgul olunca olunca anneme azcık çıkıştım; işte sana söyledim ya daha programımm belli değil, beni sıkıştırma dedim ya vs. şeklinde. Aslında bi' taraftan haklıyım ama bi' taraftan da haksızım, genellikle hepimizin her durumda hayatımızda olduğu gibi. Bunların üstüne yarın yoğun bir programım var aslında; sabah doktor kontrolüm var, öğleden sonra ise işle ilgili toplantım var, bir de perşembe şehir dışında olacağım ama erkek arkadaşım burda olduğu için ve onun da bu aralar şehir dışına çıkma durumu olduğu için belki birlikte gideriz gibi düşünüyordum ama bunu erkek arkadaşıma söylemedim bile henüz. onunla da doğru düzgün konusamadım. işte böyle karman çorman bir durum. anneme de belki erkek arkadaşımla çarşamba günü yola çıkarız diye çarşamba veya perşembe günü şehir dışına çıkacağımızı söylemiştim o yüzden o da beni yarın gidecek misin diye darlıyor. aslında şu an yazınca fark ettim ki, aslında olayları karmaşıklaştıran benim. kendi kendime gelin güvey olmusum belli ki. erkek arkadasıma gideceğimi bile söylemedim, daha doğrusu bunun için fırsatım olmadı ama bu kadar sıkıntıya gireceksem buna değer miydi? bilmiyorum. diğer yandan zaten yarınki programım doldu ve oldukça dolu, koşturmacalı bir gün olacak. o yüzden araya bunu sıkıştırmaya gerek yoktu bence. bilmiyorum zihnim karışmış, olabilir. bazen böyle olabilir. zihnimiz bazen plan yapmak istemez ve her şeyi olduğu gibi bırakmak ister. darlanmayı sevmiyorum sanırım. o zaman ona göre davranabilirim bir sonraki seferlerde. işte böyle planlarım değişince ve aslında her şeyi kafanda olduğu gibi olması için kendi kendine diretince olmayan planın olmadığı için üzülüp öfkelenebiliyorsun bazen. komik ama böyle :d
diğer konuya gelecek olursam; bir diğer konu ise şehirdışında gitmişken kalmalı mıyım sorunsalı. sanki buna ihtiyacım var ama 1 taşla 2 kuş vurmak isteyişimde var, o yüzden de sıkıntı olabiliyor her şey. yani aslında bazen olanı olduğu hali ile kabul etmem gerekiyor. illa her zaman aklımdaki gibi ilerleyecek ve o onun tek koşulu diye bir şey yok. işte böyle olanı olduğu gibi kabullenip daha açık iletişim kurmam niyetiyle, sevgiyle...
E.
#olmayanplanaüzülme #öfkelenmek #duygular
0 notes
inaniyorumyapacagim · 11 months ago
Text
Bugünüm, Bu Anım ve Yarınım
Bugün dün akşamdan kalan rüyanın etkisi ve ağzımda bıraktığı tuhaf tatla güne başladım. Biraz içim sıkkın gibiydi, sonra gördüğüm şeyleri farklı bir perspektifle ele alıp düşünmeye başladım ve daha iyi bir ruh haline geldim. Öğlen terapi seansım vardı, Aralık ayından beri online terapi alıyorum, düzenli bir şekildede terapi seanslarıma katılıyorum. Haftalarca aylarca terapinin üzerimde bir etkisi olmadığını düşünüyordum ama sanki birden bi' anda beni dönüştürmeye başladığını hissetmeye başladım. Bugün terapi seansına gördüğüm rüyayı anlatarak başladım ve gördüğüm rüyada romantik ilişkimle biraz ilgiliydi ve terapistimin bana sürekli sorgulayıcı şeyler sorması ve rüyandaki bazı detaylar senin endişelerini gösteriyor olabilir mi demesi keyfimi kaçırdı ve sanırım beynim bunu olumsuz bir durum olarak algıladı ve bu yüzden de orada sıkışıp kaldım. Terapistimin bugün ve sanki son birkaç seanstır seansın en başında enerjisi düşük gibi geliyor. Bunu neden söyledim bilmiyorum ama böyle hissediyorum. Neyse bugün bu seanstan sonra ilişkimde biraz daha yavaşladığımız bir dönemde olduğumuz için onun bu sorgulamaları ben de yeni sorgulamalar açtı. Acaba napmalıyız ya da böyle ne kadar devam edecek, zaten 1-2 gündür pek iletişim kurmadık gibi şeyler de beynimde yeni sorgulamalara sebep oldu. Ama halbuki içimde bir yerlerde ben bunun bizim için iyi olduğunu biliyorum, iyi geldiğini zaten en derinimde hissediyorum. Ve bu kadar içte yaşadığım ve kendi içimde hallettiğim, başkasının anlamasını beklemediğim bir süreçte terapistim dahi olsa birisine bunu açıklamaya çalışmak ve yorum yapmak beni yordu. Ama ben kendi içimde ne hissettiğimi biliyorum ve içimdeki o pusulaya güveniyorum, sadece benim beynimde bir telaşa ve daha doğrusu paniğe yol açtı gibi hissediyorum. Terapinin geri kalanında aslında olumlu konulardan bahsettik ama işte zihin öyle bir şey ki onu doğru yönetemediğimiz ve eğitimsiz olduğu için olumsuz çıkarımlar yapma eğiliminde, halbuki hiçbir şey yok yolunda. İşte bu terapi seansından sonra aslında iyi hissediyordum, keyfim yerindeydi, kahve aldım ve sonra 1 saat sonraki toplantıma hazırlık yaptım. O zaman da gayet odaklı ve keyifli bir şekilde çalıştım ama o da bitince böyle üzerimde bir ağırlık hissettim ve beynimin sorgulama mekanizması devreye girdi. Terapiden kalan o sorgulamaları daha doğrusu zihnimin ürettiği olumsuz senaryoları ya da düşünceleri kaplamaya başladı. Ve böyle sabahtan beri biraz tadım kaçık gibi. Onu çok özledim ve o özlem hissi var, bu zaten cepte. İkincisi böyle bir hissin üzerine bir de terapiden sonra zihnimde kurduğum kaygılar devreye girdi ve tabii yetiştirmem gereken işlerin üzerimde kurduğu baskı ve son olarak acaba burda sıkılmadım mı düşüncesi. Heh bu da mesela terapistimin bu hafta arkadaşlarınızla görüştünüz mü, bu hafta şöyle şöyle yaptınız mı diye sormasıyla başladı. Bu konuda düşünmek de beni iyi hissetirmedi. Halbuki ona cevabım arkadaşlarımla online görüştüm yüzyüze görüşmeye ihtiyacım olan bir hafta değildi şeklinde oldu. ve gerçekten en derine dönecek ve bana bakacak olursak evet, bu hafta arkadaşlarımla görüşmemiş olmam ya da eğlenceli bir şeyler yapmış olmam beni o zamana kadar etkilememişti. Yani bu durumdan memnundum ama o an o soru bana yöneltilince acaba bunu mu yapmalıydım diye düşündüm. Ama yine dediğim gibi bunlar bir gereklilik ve zorunluluk değil. Bu benim hayatım ve hayatımın bu bölümü bu haftası bugünü böyle. Bunda bir sorun yok. Önemli olan olması gerkenler değil benim o an neye ihtiyacım olduğu ve ne istediğim. İşte böyle bunlar kafama takılan şeyler oldu. Yazmak çok rahatlattı biliyor musun. gerçekten yazmak düşünmeden aklıma gelenleri buraya dökmek bana iyi geliyor, bunu seviyorum.
Böyle işte aklımızdan her geçen şey zihnimde her beliren düşünce gerçek değil, aslında zihnimden geçen çoğu düşünce gerçek değil, sadece birer bulut, onların geçmesine ve beni yönetmelerine izin vermiyorum çünkü ben gökyüzüyüm. Ben burdayım ve uyanığım, andayım. Her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum çünkü içimde en derine baktığımda doğru yolda olduğumu hissediyorum ve güzel şeyler olacağına inancım tam. O yüzden bugün bu düşündüklerim, zihnimde belirenler gerçek değil. Ben şu an burda olmaktan memnunum. Evet biraz sosyalleşmeye ihtiyacım olabilir ama bugün farklı bir şey yapmak istemiyorum, yani bir yere gitmek, yeni bir plan yapmak, panikle eyleme geçmek istemiyorum önce bi' kendime bakmak istiyorum. Ne istediğime, istediğimin gerçek bir istek mi, yoksa sadece panikle düşünmeden, bana gönderilen düşünce balonu ile mi olduğuna bakmak istiyorum. İşte öyle... Sabahtan beri biraz ağlamaklı bir tarafım var, az önce birkaç damla yaş düştü gibi acaba biraz ağlamaya ihtiyacım olabilir mi, azcık yani. Ama iyiyim, gerçekten yazmak çok iyi geldi. Özüme ulaşmamı ve uzaktan bakmamı sağladı.
Eğer orda bunu okuyan birileri varsa önce kendime sonra sana hatırlatmak isterim ki; her şey yolunda ve her şey olması gerektiği gibi, güven
24.07.2024
E.
#terapi #terapinotlarım #içdökme #yazmaterapisi #terapidensonra #duygular #duygularıkontroletme #rüyalar #inanmak #7 #içinedönmek #neistediğinifarketmek
1 note · View note
inaniyorumyapacagim · 1 year ago
Text
Medite Olmak
Nasılım bugün diye soruyorum kendime. İyiyim ama bi' tarafımda biraz özlem hissinin ağır bastığını ve benim için biraz duygusal bir gün olduğunu söyleyebilirim. Az önce tamı tamına 12 dklık bir meditasyon yaptım, çok derinden hissettirdi, gerçek hissettim. Ve onu derinlemesine özlediğimi fark ettim. Gerçekten özledim, bakın gerçekten. Bu dönemi neden yaşıyoruz acaba diye sorguluyorum bazen kendime, bilmiyorum ama sanırım bildiğim tek şey şu: onu özlediğim ve onunla olmak istediğim. O bunu ne denli istiyor bilmiyorum, ama ben sandığımdan çok daha güçlü şekilde bunu istiyormuşum bunu fark ettim.
Bilmiyorum, özledim işte. Özlem hissi.. Duygular... Ne çok duygumuz var, ne kadar enterasan varlıklarız. Hissediyoruz her an her saniye, bazense hissetmeye bile izin vermiyoruz kendimize, halbuki ne kadar biricikler. Dün Inside Out'a gittim. O kadar gerçek geldi ki bahsedilenler, sahneler. Gerçekten duygularımız o kadar gerçekler ki... Bilmiyorum bazen diyorum biraz daha farkındalığı az biri olsam nasıl olurdu, hislerim daha düşük seviyede olsa mesela hayat daha rahat mı olurdu acaba? Bunların cevaplarını bilmiyorum ama hissetmekten ve ben ben olduğum için mutluyum, ben böyleyim. Her şeyin güzel olacağını hissediyorum bir de, gerçekten, içten. Siz de hissedin ve güzel şeyler olacağına inanın. Her şeyin sizin hayrınıza olduğuna ve dünün dünde kalıp yeni bir günün başladığına inanın, çünkü hayaller, umutlar yalnızca inandığımız zaman anlamlı ve mucizeler işte tam oradalar!
#meditasyon #özlemhissi #duygular #keşfetmek #kendiniakışabırakmak #akışagüvenmek #yazıyazmak #inanmak
0 notes
inaniyorumyapacagim · 1 year ago
Text
Geççek Geççek, Elbet Bu da Gitçek
Şarkıların sözlerine hiç dikkat ediyor musunuz? Ya da filmlerde yaşanan olaylara? Ben uzun bi' süredir şarkıların neden yazıldığını, filmlerin neden hep aynı konularda dönüp dönüp durduğunu anladığım bir dönemdeyim. Değişik bir dönem, çeyrek yaş krizi de diyebiliriz. 27 yaş sendromu diyordum bir hafta öncesine kadar ama 28 oldum yeni, sanki bir şeyler değişti gibi, bir şeylerin sonuna yaklaştım gibi ama işte öyle ha diyince bitmiyor, yavaş yavaş, zamanla geçiyor ve değişiyor her şey.
Bu çeyrek yaş krizimde hayatı sorgulamadığım kadar çok sorguladım ve hala sorgulamaya devam ediyorum. Mesela 20'lerin sonu gerçekten çok enteresanmış. Uzun süredir 20'lerdesin 3'lü rakama geçmene az kalmış, bunun bir stresi var gibi üzerinde. Bir şeyleri yetiştirme, yetişmeyenleri kovalama, olmayanı oldurma, yeter ki geç kalmama gibi bir loop. Ne enteresan dimi. Halbuki tek değişen şey rakam, 29 ve 30 arasında aslında hiçbir fark yok bunu hepimiz biliyoruz.
Son 2 ama özellikle 1 yıldır tuhaf bir döngünün içine girdim. Böyle kapana kısılmış gibi hissettim, hem çok özgürüm hem de kafesin içindeymişim gibi. Geç kalmamalıyım, bak herkesin hayatında bir gelişme oluyor benimde neden olmasın, benim neyim eksik, ne zaman olacak, hiç olmayacak mı, hayır olucak hemen olucak, tamam sakinleş akışına bırak, hayır olması için bırakmamalıyım ipleri elimden bırakırsam o zaman hepten ipin ucu kaçar, hayır doğru olan olması gereken olması gerektiği zamanda seni bulacak, tıpkı daha önce olduğu gibi, ama neden herkes mutlu ben niye böyleyim... ah o kadar çok şey üretti ki kafam. Bakın ikisi de aynı insan, benim. Ama kafam o kadar karıştı ve neyi yapmam gerektiğini hep etrafıma bakarak anlamaya çalıştım. Kendime bakmaktan kaçındım, sanki herkesin yaptığı ettiği mutluluğun ya da memnuniyetin tek geçerli ve mutlak yoluymuş gibi. Hala daha kafam çok soru üretiyor ve sorgulamaya devam ediyor ama biraz daha ılımlı bir şekilde.
Geçtiğimiz Haziran ayı benim için epey zorlu geçen ve gerçekten dibe indiğim bir ay oldu. Tüm bu sorgulamalarım ve düşüncelerim katmerlendi, geleceğe umutla bakamadığım bir hale gelmiştim. Uzun süreli ilişkimde son 1 yılı da uzak mesafeden yürütmeye çalışıyorduk. Zorlandık hali ile o da ben de yorgundu. Aramızda konuşulmayan tüm konuları konuştuk. Ve bir süreliğine ilişkimizdeki iletişimimizi biraz azaltıp kendi gelişimimize odaklanmaya ve gerçekten istediğimiz şeyi keşfetmeye odaklanmaya karar verdik. Yani iletişim yoğunluğunu azalttığımız bir dönemdeyim. Ama neden bilmiyorum içimden bir ses her şey rayına girecek, bu dönem senin hayrına olucak diyor.
İçimdeki sesi dinliyorum, o beni hiç yanıltmadı. Olacak şeylere güveniyorum, büyüyorum. Ve olduğunda her şey daha güzel ve değerli olacak inanıyorum. Her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. Ve yine daha önceden olduğu gibi evet arada yoluma taşlar çıkabilir, tünellere girebilirim, düşebilirim ama kalkacağım, çünkü inanıyorum. Her şeyin, tüm güzelliklerin benimle olacağına. Buradan da güzel şeyler çıkacağına, her şeyin hayrıma işlediğine ve güzel şeylerin yakında kapıda olduğuna, sadece mucizelere ve güzelliklere daha çok inanıp daha iyi şeylere sarılmaya ihtiyacım var.
O yüzden olacağına, mucize olacağına, her şeyin yoluna girip eskisinden çok daha sağlam, çok daha iyi olacağına inanıyorum. Büyümek acı da veriyor ama acılarım geçecek ve yerine güzellikler gelecek. İNANIYORUM, HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK, HER ŞEY İSTEDİĞİM, DİLEDİĞİM, TAHMİNLERİMİN ÇOK ÖTESİNDE OLACAK.
04.07.2024
E.
#çeyrekyaşkrizi #sorgulamalar #hayat #büyümek #27yaş #geçkalmışlıkhissi #27yaşkrizi #inanmak #kendimeinanıyorum #olumludüşünce #tünelinsonuaydınlık #azkaldı #olacak #mucizeler #mucizeolacak
0 notes
inaniyorumyapacagim · 5 years ago
Text
kafa karısıklıgı ve cok detay düsünmek üzerine,
Bu ara kafam o kadar karisik ki. Gercekten ne yapacagını bilememek bu sanırım. Sürekli ordan oraya kayıyor ilgim, naptıgımı bi’ amacım var mı bilmiyorum. 
0 notes
inaniyorumyapacagim · 5 years ago
Text
bilmem ki...
bilmemek, sanırım benzer tüm fiillere göre oldukca güzel bi’ eylem. Bilmemek istediginiz oluyor mu sizin de bazen? Bu yazıya böyle baslamayı hic düsünmemistim ama nedense klavyeden böyle cıkıveriyor, kendime dur diyemiyorum. 
bilmem ki, niye acaba...
bilgisayarımı açarken de buraya girip bi seyler yazacagımı bilmiyordum. Akıstaki seyler daha mı güzel gercekten. Yoksa planlanıp organize edilmis seyler mi ?
nnmmmm...bilmem!
0 notes
inaniyorumyapacagim · 6 years ago
Text
meğersem..
Bazen iyi dedikleriniz, aslında öyle olmayabiliyormuş.
Ne kadar şanslıyım, ne iyi bir dostum var dediğin bir kimse -hatta birkac post önce burayla bile paylastıgın- öyle değilmiş meğersem. 
hayatın bana öğrettiği bir şey daha: insanlar bencildir ve asla önce seni düşünmez. ve iyilik hak edene yapılır.
0 notes
inaniyorumyapacagim · 8 years ago
Text
Hayat nasıl gidiyor?
Uzun süredir sohbet etmediğin bi’ arkadaşın sorar ya bazen ‘’ Hayat nasıl gidiyor?’’ diye, öyle sorulmuşçasına cevap vereceğim şimdi;
İyi... Şükürler olsun. Mükemmel, dört dörtlük bi’ durumum yok aslında. Belki de çoğu kişiye göre iyi bile değildir ya da mükemmel de olabilir bazıları için. Bilmiyorum, sanırım moduma göre değişiyor bu mevzu. Ama eskisinden katbekat iyi elbette -şükür-
Yeni bir yıl geliyor, kendimi eleştirmek değil de değerlendiresim var. Öyle bi’ istek... Yazınca iyi geliyor, biliyorum çünkü... 
Ne diyordum, kendim... 
 Bazen bazı şeyleri eksik ya da fazla yaptığımı düşündüğüm olmuyor değil. Abartıyor muyum diyorum... Buna gerek var mıydı diyorum zaman zaman. Zamanımı boş geçirmek gibi mesela ya da aslında beni yediğimde/ içtiğimde iyi hissettirmeyecek şeyleri fazla tükettiğim zaman mesela... Ya da tepkimi abarttığım zamanda olabiliyor.
Sonra da diyorum ki, abartmayacaksam ne anlamı var? Ama bi’ denge olmalı dimi.. Denge önemli bi’ mevzu. Hayatta denge olması gerekiyor okuyan. 
zor ama denge, fakat elbet imkansız değil.
Mesela en çok kendime zaman ayırmakla okuldaki işleri dengeye sokmak da zorlanıyorum. Sıkılıyorum, bunalıyorum, bi’ şeyler yapmak istiyorum. Yapıyorum da ... Ama her ikisini beceremiyorum galiba... Tam olmuyor yani. 
Özel hayatım da yoruyor bazen, insan ilişkilerini düşünmek. Niyesini, çünküsünü, amasını düşünmek... yoruyor. 
evet yoruluyorum bazen.
Yapılacakları düşünmekse yapmaktan daha çok yoruyor bazen. Gözümde mi büyütüyorum? Galiba. Çünkü ben o kadar çok şeyi kendi başıma yaptım ki, şimdi dere de boğulmak ... Hayır, öyle kolay değil. 
Zorluk, mücadele her zaman var. Hiçbir şey kolay değil. İşin içine girdiğinde bunu her zaman daha iyi anlıyorsun. Ama güzel olan da bu değil mi zaten, insanı insan yapan onun bu hikayesi. Yorulmak elbet olacak ama yılmak olmayacak... 
Aslında düşündüğümüzde o kadar güzel de bir düzen ve denge var ki evrende.
Her gün yeni bi’ gün, yeni başlangıç fırsatı. Yeni bir hafta, yeni bir ay ve yeni bir yıl...
Güzelliğe inanın, ama derinden, kalpten, tüm benliğinizle... Geçen yıl yaptığım gibi dilediğim şeyleri yazacağım günlüğüme, dilediğinde sen fark etmeden o yolunu buluyor ve dilediğinden bile güzel bi’ şekilde olmuş oluyor çünkü. 
Kocaman bir yıl. En güzel şekilde güzel şeylerin yaşanması ve güzel fırsatların doğması, yeniliklerin güzellikler katması temennisiyle.
e.
1 note · View note
inaniyorumyapacagim · 8 years ago
Text
Aylar belki de yıllar sonra...
Bugün sebepsizce 2 yıl öncesi yaşadıklarımı en yakın arkadaşıma anlatasım geldi. Evet, en yakın arkadaşım... belki de yeni ev arkadaşım demeliyim. Hayat ne garip, ne tuhaf böyle okuyan. Arkadaşsız geçirdiğim o kadar zamandan sonra şimdi beni anlayan, dinleyen insanlar var çevremde. Şükürler olsun...
Bugün beraber kahvaltı ederken geçirdiğim o 2 yıllık periyodu anlatıyordum. Ve burası geldi birden bire aklıma. Ve yine sebepsizce yeniden yazmak istedim. Paylaşmak. Paylaşmanın özünde olan beklentisiz paylaşımı en içten hislerimle birileri ile, hiç okunmayacağını bilsem bile, paylaşmak... 
0 notes
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
İnanıyorum demiştim ama ben
İnanmak nası desem, çok farklı bi’ boyut; tarifsiz bi’ güç...
Klişe ama doğru olan bi’ laf var ‘’İnanmak, başarmanın yarısı’’
Öyleymiş, hep öyleymiş aslında... ben şimdilerde farkına varıyorum öyleliğine...
İnandım ve oldu!
 İstedim, diledim. Sıkı sıkı sarıldım o fikre ve oldu.
Şükür ve minnetle...
E.
21 notes · View notes
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
Nasılım bugün, iyi değilim sanırım. Kendimi çok mutsuz hissediyorum. İnstagram, facebook da rendım önüme düşen insanlar çekildikleri fotoğraflarında ne kadar mutlular.
Bi’ tek ben mi mutsuzum...
Bugün sınava kaydolma işini hallettim. Hiç istemeye istemeye sevmediğim bi’ yere gittim.Okulun ringine falan bindim. Bi’ dolu tantana .İnsanların içine bazen çıkmak istemiyorum. Kimseyle konuşasım yok zaten. O kadar farklı bi’ boyuttayim ki artık yalnızlıkta sınırları zorluyorum. Ama; Allahım ve ailem var.İyi ki, çok şükür...
Kayıt işini hallettikten sonra okula geri dönmek için ringe yetişmeye çalıştım ama maalesef 5 dk geç kaldım. Diğer ring de 1 buçuk saat sonraydı. O yüzden tekrar geri dönüp hiç göresimin olmadığı yerlere gidip fotokopici buldum bi’ tane. İelts için sınava yönelik soruların olduğu fotokopiyi çektirdim. Bi’ kitap aldım stratejilerin olduğu. 
Aslında geç kalmam biraz iyi oldu diyebilirim, okula teslim etmem gerekti ama pazartesi erken kalkıp halledicem kısmetse artık. Pazartesi eve dönüyorum. O yüzden yarın koli falan bulup şu odayı toparlama işine girişmem lazım. Açıkçası biraz gözümde büyüyor. Ama yapacak bi şey yok. Eyleme geçince bence daha kolay gelecektir. Aslında koli bulma olayı biraz sıkıcı. O kısmı atlatsam okey. Bi şekilde hallederim inşallah...
Pazartesi eve dönücem de otobüsle o yüzden yorgun olabilirim Salı günü. Salı güzel plan yapıp en geç Çarşamba olaya başlamam lazım.Tekrar ve tekrar ÇALIŞMAYA!
Asla pes etmeye niyetim yok, pes etmek kolay olan. PES ETMİYORUM.ASLA ,FIGHTING LOL
0 notes
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
Ne olacak bilmiyorum. Ama gariptir; bunu o kadar çok tecrübe ettim ki, bu hisse alışmışım anlamadan...
Bilmiyorum çok enteresan, bu 2 yıl da o kadar çok büyüdüm ki, o kadar çok yalnız kaldım, ağladım, şükrettim ve kendimi o kadar büyümüş hissediyorum ki.Olgunluk böyle böyle kazanılıyor sanırım. Tecrübe edine edine...Buraya gelmeseydim bile dedim zaman zaman. En son pazartesi dedim sanırım.
Fakat;
Görüyorsunuz ki karşınızda defalarca başarısız olmuş ama yılmamış ve yılmayacak biri var. 
Yılmayacağım! 
Olacağını hissediyorum çünkü; o kadar çok emek verdim, çalıştım çabaladım ki bi’ gün mutlaka karşılığı alınacak. Bu yüz gülecek, her ne kadar şu an gülmese bile. Yapacaksın inan!
2 notes · View notes
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
İşte şimdi her zamankinden daha çok güçlü olmak zorundayım. 
Her zamankinden daha çok çalışmalıyım ve her zamankinden daha çok pes etmemeliyim.
Zor olacağını biliyorum, farkındayım ama imkansız olmadığını hissediyorum. Değil... Yapacağım!
Bi’ kaç gün daha burdayım sonra eşyalarımı toparlayıp eve gidicem, ielts ye tek başıma kendim hazırlanıcam. Umarım geçerim, umarım...
Sınav 17 haziran da, o yüzden o zamana kadar çalışmam gerek ve sonrasında geçemezsem eylüldeki sınava yoğunlaşacağım, kursa gitmeyi düşünüyorum tekrar buraya dönüp, böyle düşündüm.
1 note · View note
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
Geçmiş geçmiştir. Bitmiştir. Keşke demenin lüzumu cidden yok. Anlamsız...
Şimdi ne yapacağım peki ?
Bi’ kaç gündür ot gibi yaşıyorum yine, o şoku atlatabilmem kolay olmadı. Ama salı günü kafamda kalan sorulara cevap bulabilmek için hazırlıktaki yetkili olan birileriyle konuştum. 
Önümde iki alternatif var;
İlki ;
İELTS’ye girip 6,5 alıp bu hazırlık macerasına bi son verip bölüme geçmek.
İkincisi;
Eylül de okulun yaptığı hazırlık geçme sınavına girip geçmek.
Her ikisini de deneyeceğim tahmin edersiniz ki.Fakat gelecek yıla bu okulda kalmam söz konusu değil. Yani geçmek zorundayım. Eğer geçemezsem diye yatay geçiş başvurusu yapacağım. Fakat bunu tabii ki istemiyorum.
Okuduğum yer ciddi anlamda iyi bi’ okul. Evet, belki çok zorlandım ama pes etmedim ve etmeyeceğim. Belki salak bile diyebilir okuyan birileri varsa. Ki ben bu ihtimali bi ara ciddi düşündüm. ‘’lan acaba salak mıyım’’ diye ama ben gibi bi’ dolu insan var ve benden kötü olan bi’ çok insan.
Bu her zaman böyledir, her zaman senden iyi ve kötü birileri mutlaka olur. O yüzden kendini ne çok bi şey sanacaksın, ne de kendini bi’ hiç olarak göreceksin. 
0 notes
inaniyorumyapacagim · 9 years ago
Text
3,5 puanla kalmıştım. Bu pazartesi oluyor bu arada bu. Yani Mayıs daki hazırlık geçme sınavına giremiyorum. 
Geçtiğimiz hafta sonu eve gitmiştim. Hem okulda şenlikler var diye, arkadaşım olmadığı için katılamayacaktım hem de evi özlemiştim.
Pazartesi günü döndüğümde okula gittim, hala dua ediyorum. İNŞALLAH , geçerim diye... Yol yorgunu olduğum için okuldan sonra ortalığı toparlayıp biraz yarı uyanık yarı uyanır halde yattım yatağıma. Bi süre sonra whatsapp’ten mesaj geldi. ‘’sınav açıklandı ‘’ diye, 
Hemen baktım, kaldığımı öğrendim. Ne yapacağımı bilemedim. Kaldım öyle .Dışarı çıktım, annemi aradım her zaman ki gibi. Üzüldü. 
Kısacası Mayıs’a giremiyorum. Yani 2 hafta sonra olacak sınava .Şimdi ne yapacaktım?Şimdi ne yapacağım?
Sınav sonucumu öğreneli 3 gün geçti. Bu 3 gün nasıl geçmiştir, tahmin edebilirsiniz...
Kafam karıştı, soğukkanlı ve yapıcı olmak zorundaydım. Bi şeyler yapmak zorundaydım ama her şeyden önemlisi güçlü olmalıydım. Çünkü diğer türlüsü hiç bi’ işe yaramıyor inanın. Ardına değil de önüne bakmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. Geçmişle yaşanmayacağını biliyorsunuz.
0 notes