Kadınların her zaman elinin altında olmasını isteyeceği faydalı bilgiler...
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Sevgililer Günü Hediyeleri Nelerdir?
Yıl başladı mı takvimler yeniden tutulur, özel günler de art arda sıralanır. Artık şimdiden sevgililer günü alarmı çalmaya başladı. 14 şubat yaklaşıyor. Seven ve sevilen her kes sevgililer günü hediyesi arayışında. Peki siz sevgilinize sevgililer günü hediyesi olarak ne alacağınızı düşündünüz mü? Daha karar veremediyseniz biz sizin için harika ve unutulmaz sevgililer günü hediyeleri düşündük.
Sevgililer Günü Hediyesi Fikirleri
Sevgililer gününün tarihi çok eskilere, neredeyse 3. yüzyıla dayanmakta, günümüzde de hala dünya genelinde her yı1 14 şubatta kutlanmaktadır. Her yıl sevgililer gününde sevgililer birbirilerine hediye alır, bu günü birlikte kutlarlar.
Bu günün en önemli sorunu ve sorusu sevgiline sevgililer günü hediyesi ne aldın olur? O kadar çok seçenek var ki adeta karar veremez, günlerce araştırır, düşünürsünüz. O zaman biz sizlere birkaç sevgililer günü hediye fikirleri ile yardımcı olalım.
Hediye alırken önce verilecek kişinin ihtiyaçlarına uygun ve alınan hediyenin kullanışlı olmasına özen gösteririz. Bu hediye özel günlerden biri hatta sevgililer günü için alınıyorsa daha ince detaylara dikkat ederiz.
İster kadınlar isterse de erkekler için sevgililer gününde gerçekten de çok fazla hediye seçimleri var. Ama sevgililer günü hediyesi ne almalı?
Eğer sevgilinize eşsiz, unutulmaz, hep sizi hatırlatacak, yanından asla ayırmayacağı ve aynı zamanda kullanışlı bir sevgililer günü hediyesi almak istiyorsanız seçiminizi kesinlikle gümüş takıdan yana kullanmanızı tavsiye ederiz.
Uygun fiyatları ve şık tasarımlarıyla sevgilinize sevgililer gününde 925 ayar gümüş madeninden üretilmiş, onun da her zaman kullanabileceği bir takı hediye edebilirsiniz. Böylece sevgiliniz, sizin ona hediye ettiğiniz bu takıyı üzerinde taşıyacak, her baktığında sizi ve sevginizi hatırlayacaktır.
Yapmanız gereken tek şey sevgilinizin hangi takı çeşidi takmayı sevdiğini, giyim tarzını bilmek ve alacağınız gümüş takı ile ilgili birkaç detaya dikkat etmektir.
Erkeğe Sevgililer Günü Ne Hediye Alınır?
Sevgililer günü hediyesi erkek için harika fikirlerimiz var. Erkekler arasında artık takı modası iyice ilerledi. Sevgililer gününde sevgilinize alacağınız şık bir yüzükle tarzını şıklaştırmaya ne dersiniz? Erkekler günlük hayatlarında daha çok gümüş yüzük takarlar. Eğer sizin de sevgiliniz yüzük takmayı seviyorsa kesinlikle ona yüzük hediye etmelisiniz. Peki sevgililer günü hediyesi erkek için nasıl bir yüzük alınabilir? Erkekler için çok çeşitte erkek gümüş yüzük modelleri mevcuttur. Sevgilinizin ilgi alanlarına uygun olarak bir yüzük seçebilirsiniz. Örneğin, her fırsatta Türklüğünü ifade eden ve bununla gurur duyan bir sevgiliniz varsa Ay yıldız yüzükler, Bozkurt yüzükler veya Göktürkçe Türk Yazılı yüzükler gibi Türk yüzükleri serisinden, sevgiliniz tarihi seven ve tarihle ilgilenen biriyse Osmanlı yüzükleri serisinden Tuğra Yüzük, Devlet Armalı yüzük ya da Zihgir yüzük modellerinden birini, İslam`a bağlı biri ise İslami yüzükler serisinden bir yüzük hediye edebilirsiniz. Böyle ince detaylara varmak istemiyorsanız Diriliş Takı erkekler için taşlı yüzükler serisi ihtişamlı ve sade tasarımlı zengin ürün koleksiyonu ile her erkeğin hoşuna gelebilecek tam 600`ün üzerinde erkek gümüş yüzük modelleri sunuyor. Erkek sevgililer günü hediyesi olarak yüzük seçecekseniz dikkat etmeniz gereken detaylardan biri de sevgilinizin tarzıdır. Eğer ihtişam sevmiyorsa ona sade ve yalın tasarımlı taşlı gümüş yüzük veya taşsız yüzükler serisinden yüzük seçebilirsiniz. Ama bütün bu yüzükler arasında en iyi seçim kişiye özel gümüş yüzük olacaktır. Resimli, isim yazılı kişiye özel gümüş yüzük modellerinden biri ona sevginizi anlatabileceğiniz ve en unutulmaz sevgililer günü hediyesi olabilir. Kişiye özel tasarlanan en özel erkek sevgililer günü hediyesi ise çift taraflı yüzük modelleridir. Bu yüzük modelleri Diriliş Takı müşterilerinin sevgililer gününde sevgilileri için en çok tercih ettikleri kişiye özel gümüş yüzük modelidir. Sevgiliniz yüzük takmayı tercih etmiyorsa sevgililer günü hediyesi olarak ona gümüş bileklik veya gümüş kolye hediye edebilirsiniz. Yine onun tarzına ve tercihlerine göre gümüş zincir kolye, Türk kolye, Ay yıldız kolye, Osmanlı kolye veya yine kişiye özel gümüş kolye, kişiye özel gümüş bileklik tercih edebilirsiniz. Eğer sevgilinize çok özel ve değerli bir takı hediye etmek istiyorsanız Diriliş Takı online sitesinde Özel seri koleksiyonunda Exclusive Serisi ve Z serisi ürünlerine bakmanızı tavsiye ederiz. Çok özel ve farklı tasarımları içinde barındıran bu seriler kesinlikle sizi kendine hayran bırakacaktır. Sevgililer günü hediyesi erkek için takı dışında ne alınır? Bunun için de yine sizlere iki alternatif hediye seçeneği sunuyoruz. Sevgiliniz takı takmayı sevmiyor diyelim. Ne alacağım diye fazla düşünmeyin. Seçiminizi Türk erkeklerinin vazgeçilmez aksesuarı olan tesbihten yana kullanın. Diriliş Takı sizlere tam 7 kategoride birbirinden farklı tesbih modelleri sunuyor. Tesbih seçiminde de yine sevgilinizin tarzını ve tercihlerini göz önünde bulundurarak ona damla kehribar tesbih, ateş kehribar tesbih, kazaziye tesbih ve başka tesbih modellerinden birini hediye edebilirsiniz. İkinci alternatif seçim ise erkekler için yine çok kullanışlı hediyelerden biri olacak deri cüzdandır. Diriliş Takı farkıyla elde edeceğiniz deri cüzdan modelleri %100 gerçek deriden kanserojen madde kullanılmadan hazırlanmıştır. Ayrıca dilerseniz kişiye özel deri cüzdan kategorisinden seçeceğiniz deri cüzdan modelini kişiselleştirerek onu daha değerli bir hediye haline getirebilirsiniz.
Kadına Sevgililer Günü Ne Hediye Alınır?
Dünyada takı takmayan veya takmayı sevmeyen kadın yoktur. Bu nedenle de sevgililer günü hediyesi kadın için en güzel seçim takıdır. Sektörde yüzlerce hatta binlerce farklı tasarımlara sahip kadın gümüş takılar vardır. Bu konuda seçim yapmanız biraz zor olabilir. Ama sevgilinizin giyim tarzını, tercihlerini, en çok taktığı takı çeşidinin ne olduğunu biliyorsanız işiniz kolaylaşır. Öncelikle sevgilinizin takı takarken hangi rengi kullandığına, daha ihtişamlı mı yoksa sade ve minimalist takılar mı taktığına dikkat etmeniz gerekir. Seçimlerinizi bu bilgiler üzerinden yaparsanız başarılı alışveriş yapmış olursunuz. Kadın sevgililer günü hediyesi seçerken onun zevkine uygun ama aynı zamanda sizin de zevkinizi yansıtan bir takı almanız onu çok daha mutlu eder. O zaman sizlere sevgililer günü hediyesi kadın için birkaç alternatifler söyleyelim. Sevgilinizin narin ellerini lotus çiçeği yüzük ile süslemeye ne dersiniz? Diriliş Takı online sitesinde mavi, beyaz, pembe ve mor renklerinde bulabileceğiniz lotus çiçeği yüzük modellerini hem tekli hem de küpe ve kolyesi ile birlikte lotus setler şeklinde alabilirsiniz. Lotus çiçeği yüzük hem hikayesi hem de zarif tasarımıyla sevgilinizin elinden çıkarmak istemeyeceği aksesuarı haline gelecektir. Lotus yüzükler daha minimalist tarzı olan ve seçimini sade takılardan yana kullanan kadınlar için ideal seçim olurken zarif ama bir o kadar da ışıltılı, ihtişamlı takılar takmayı seven sevgilinize gümüş gerdanlık seti veya gümüş 3`lü takı seti hediye edebilirsiniz. Bunların yanı sıra sevgilinize sevgililer günü hediyesi olarak yine tarzına ve tercihlerine göre kadın gümüş küpe ve kadın gümüş bileklik alabilirsiniz. Sevgililer gününde bir kadını en çok ona özel tasarlanmış bir takı mutlu eder. Diriliş Takı kadınlar için geniş ürün yelpazesiyle kişiye özel gümüş kolye, kişiye özel gümüş bileklik ve birkaç modelde kişiye özel gümüş yüzük sunuyor. Sevgilinize kişiye özel takı almak istiyorsanız seçiminizi resimli gümüş kolye veya kadınların en çok tercih ettikleri isimli gümüş kolye modellerinden yana kullanabilirsiniz. Yine Diriliş Takı'dan sevgilinizin tarzına uygun onun ince boynunu süsleyecek ve her zaman sizi hatırlayacağı kolye seçebilirsiniz. Açılır kapanır gümüş kolye ise ona sürpriz yapmanıza yardımcı olabilir. Örneğin, kişiye özel istiridye gümüş kolye, açılır kanat kalp kadın gümüş kolye, açılır papatya model kadın gümüş kolye modellerinden birini seçerseniz kapağın altına sevginizi bir kelimeyle ya da bir cümleyle saklayabilirsiniz.
#sevgililer günü#sevgililer günü hediyesi#sevgililer günü hediyeleri#erkeğe sevgililer günü hediyesi#kadına sevgililer günü hediyesi#14 şubat#14 şubat hediyesi
4 notes
·
View notes
Text
Merhabalar, bugün erkeğe hediye almak konusunda kafasında soru işareti olanlar için güzel bir rehber hazırladık. Erkeğe hediye ne alınır? Eğer bu soru kafanızda tam bir soru işaretine dönüştüyse sizlere önerdiğimiz ürünleri inceleyerek küçük de olsa bir fikir oluşmasını sağlayabilirsiniz. Tabi ki kişilerin karakteri, sevdiği şeyler, beğendikleri ve ihtiyaçları değişiktir. Fakat biz aklında herhangi bir fikir olmayanları hedefledik. Yani kişinin hakkında çok fazla bir fikriniz yoksa beğenileri konusunda emin değilseniz ama öyle bir şey alayım ki çok beğensin diyorsanız bu öneriler tam size göre. Bu yüzden erkeğe olarak ne hediye alınır sorusuna doğrudan ürünlerle cevaplar hazırladık.
Devamı: https://blog.dirilistaki.com/erkege-hediye-ne-alinir/
0 notes
Text
Her çiçek gümüş üzerine işlenebilir. Fakat hikâyesi, anlamı olan çiçekler daha çok dikkat çeker. Lotus çiçeği de bunlardan birisi. Derin anlamları ile her zaman akılda kalan bu özel çiçek Nelumbonaceae ailesinin bir üyesidir. Mitolojide de kendine yer bulan lotus çiçeği anlamı nedir biliyor musunuz? Diğer çiçeklerin aksine toprakla bağımsız olarak yaşamını sürdüren bu çiçek hakkındaki tüm detayları yazımızda bulabileceksiniz. Sıkılmadan, keyifle okuyacağınız bir içerik olması dileğiyle…
Lotus Çiçeği Anlamı Nedir?
Geçmiş zamanlarda Budizm ve Hinduizm gibi dinlerde sıkça karşımıza çıkan lotus, iç dünyanın temizlenmesi ve kendini bulmayı sembolize etmektedir. Bu sebepler yüzünden nilüfer çiçeğiyle de benzerlik göstermektedir. Bazı bölgelerde kutsal kabul edilen lotus, sonsuz yaşam simgesi olarak da bilinmektedir.
Devamı: https://blog.dirilistaki.com/lotus-cicegi/
3 notes
·
View notes
Text
Çift Taraflı Tava Kullanımı ve Tavsiyesi

Çift taraflı tava ile neler yapılabilir? Her şey bu soruyla başladı ve bende böyle bir tava almaya karar verdim. Daha önce bir kaç kez reklamlarda görmüştüm. İçinde kuru fasulye pişirilen, patates gözlenen ve hatta mısır patlatılan bu tava modelleri hakkında sizinle deneyimlerimi paylaşmak istedim.
Satın almış olduğum çift taraflı tava silikonlu ve boyu oldukça büyük. Taç Granit Plus 32 cm modelini satın aldım.
Çift Taraflı Tava İle Neler Yapılabilir?
Ürün granit olduğundan hem içi hem de dışı oldukça sağlam. Bu benim gibi satın aldığı bir ürünü uzun yıllar gönül rahatlığıyla kullanmak isteyenlerin memnun edecektir. Özellikle kalabalık bir aileye sahipseniz veya sık sık misafir ağırlıyorsanız bu tava çok işinize yarayacak. İçerisine 2 tane orta boy tavuk veya parçalanmış olarak rahatça koyabilir ve pişirebilirsiniz.
Evet, yanlış duymadınız tavuğu bütün olarak pişiriyor. Kuru fasulye gibi düdüklü tencerede hızlıca pişen yemekleri de çift taraflı tava sayesinde kolayca pişirebilirsiniz. Daha önce bu tavayla mısır patlattım, patates ve kestane közledim! 🙂 Özellikle patates közlemesi tıpkı sobada gözlenmiş gibi oluyor yani tam kumpirlik 🙂 Dilerseniz et yemekleri de pişirebilirsiniz.
Kullanımı oldukça kolay olan ürününün kapağı etrafında silikon conta bulunuyor. Ayrıca kulplarında da mıknatıslar var. Yani yemek pişirirken kolayca ters düz yapabilirsiniz. Dışarı herhangi bir koku vermiyor veya yemeğin suyunu dışarı sızdırmıyor.
Eğer kalabalık değilseniz daha küçük boydaki modellerini tercih edebilirsiniz.
Patates közleme oldukça iyi sonuçlanıyor. Kocaman patatesleri yaklaşık 1 saatte pişiriyor. Size sadece içlerini oyup kumpir malzemelerini doldurmak kalıyor.
Çift Taraflı Tava Modellerini İncele: https://www.tacev.com.tr/pisirme/cift-tarafli-tava/
Kaynak: http://www.soranbayan.com/cift-tarafli-tava-kullanimi-ve-tavsiyesi/
#Çift taraflı tava#Çift taraflı tava ile neler yapılabilir#Çift taraflı tava kullanımı#Çift taraflı tava tarif#Çift taraflı tava tavsiye#Pratik Bilgiler
3 notes
·
View notes
Text
Biz Seni Unutmadık: SÜBYE

Ana malzemesi kavun çekirdeği olan Sübye Şerbeti, bir çok farklı kültür arasından gelmektedir. 13. yy’da yazılan “Subiyya Yamaniyya” Arapça yemek kitabında ilk kez adına rastlanıldı. Pepitada, subiyya, subiye olarak bilinmektedir. Meksika’da ise Horchata ismiyle tanına bu şerbet, tatlı ve serinlik vermesi için tüketilen bir içecektir. Bu yüzden genelde sıcak yaz aylarında tercih edilir.
Sözlüklerdeki tanımı ise “Ezilmiş badem, kavun veya hıyar çekirdeğinden yapılan tatlı bir içecektir.”
Sübye Şerbeti’nin Tarihi
1492 senesinde Osmanlı Döneminde, İspanya’dan kaçmış olan Yahudi yani Musevi topluluğu olan “Seferatlar” ile İzmir Tire bölgesine getirildiği söylenen Sübye, renginden dolayı ayran veya süte benzetilmektedir. İzmir’li Museviler oruç bozacağı zaman tercih ettikleri törensel bir içecektir. Ayrıca üretimi Rumlar tarafından da yapılmıştır. Ülkemizde çoğunlukla Bergama, İzmir ve Milas’ta bulunur.
Oldukça zahmetli bir hazırlık sürecine sahip olan şerbetin 500 yıllık bir tarihi olduğu dile getirilmektedir. 1 yıl kuruması için beklemeye alınan kavun çekirdekleri tahtadan bir havan yardımıyla dövülerek çekirdekleri kabuktan tek tek ayrılır. Macun kıvamına gelen kavun çekirdeği ile şeker karışımı yumuşak bir beze sarılıp 1 gün boyunca suyun içinde bekletilir. Ayrıca karışım içerisinde bir miktar gül suyu eklenerek kokusunun hoş olması sağlanmaktadır.
Kavun çekirdekleri içerisinde bol miktarda plazma proteini, A vitamini ve potasyum minerali barındırır. Bu yüzden Sübye Şerbeti şifa kaynağı olarak tanımlanabilir. Soğuk olarak tüketilmesi gereken şerbet, sindirim sistemini dengeler ve antioksidan deposu olarak tanımlanmaktadır.
Önemli Not: Bu şerbet çok çabuk bozulmaktadır. Bu yüzden yapıldıktan en geç 2 gün içinde tüketilmesi gerekmektedir.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/subye/
1 note
·
View note
Text
Biz Seni Unutmadık: SÜBYE

Ana malzemesi kavun çekirdeği olan Sübye Şerbeti, bir çok farklı kültür arasından gelmektedir. 13. yy’da yazılan “Subiyya Yamaniyya” Arapça yemek kitabında ilk kez adına rastlanıldı. Pepitada, subiyya, subiye olarak bilinmektedir. Meksika’da ise Horchata ismiyle tanına bu şerbet, tatlı ve serinlik vermesi için tüketilen bir içecektir. Bu yüzden genelde sıcak yaz aylarında tercih edilir.
Sözlüklerdeki tanımı ise “Ezilmiş badem, kavun veya hıyar çekirdeğinden yapılan tatlı bir içecektir.”
Sübye Şerbeti’nin Tarihi
1492 senesinde Osmanlı Döneminde, İspanya’dan kaçmış olan Yahudi yani Musevi topluluğu olan “Seferatlar” ile İzmir Tire bölgesine getirildiği söylenen Sübye, renginden dolayı ayran veya süte benzetilmektedir. İzmir’li Museviler oruç bozacağı zaman tercih ettikleri törensel bir içecektir. Ayrıca üretimi Rumlar tarafından da yapılmıştır. Ülkemizde çoğunlukla Bergama, İzmir ve Milas’ta bulunur.
Oldukça zahmetli bir hazırlık sürecine sahip olan şerbetin 500 yıllık bir tarihi olduğu dile getirilmektedir. 1 yıl kuruması için beklemeye alınan kavun çekirdekleri tahtadan bir havan yardımıyla dövülerek çekirdekleri kabuktan tek tek ayrılır. Macun kıvamına gelen kavun çekirdeği ile şeker karışımı yumuşak bir beze sarılıp 1 gün boyunca suyun içinde bekletilir. Ayrıca karışım içerisinde bir miktar gül suyu eklenerek kokusunun hoş olması sağlanmaktadır.
Kavun çekirdekleri içerisinde bol miktarda plazma proteini, A vitamini ve potasyum minerali barındırır. Bu yüzden Sübye Şerbeti şifa kaynağı olarak tanımlanabilir. Soğuk olarak tüketilmesi gereken şerbet, sindirim sistemini dengeler ve antioksidan deposu olarak tanımlanmaktadır.
Önemli Not: Bu şerbet çok çabuk bozulmaktadır. Bu yüzden yapıldıktan en geç 2 gün içinde tüketilmesi gerekmektedir.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/subye/
0 notes
Text
Çocuklarda Yumurta Alerjisi

Bugün Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Karahasanoğlu ile yumurta alerjisi hakkında merak edilen tüm soruların yanıtlarını bulacağız. Yumurta alerjisi nedir, belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir? Cevaplar için lütfen dikkatli bir şekilde okumaya devam edin.
Özellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda görülen yumurta alerjisi, bir tür besin alerjisidir. Yumurta içindeki ovumukoid adı verilen proteine karşı vücudun aşırı tepkime göstermesi sonucu oluşur. 2 yaşın altında görülme oranı ise %1,5’dir.
Yumurta içerisindeki bahsi geçen proteini çocuğumuzun vücudu düşman olarak algılar ve çeşitli reaksiyonlar gösterir. Açığa çıkan reaksiyonların ardından vücutta oluşan maddeler bazı değişimleri beraberinde getirir. Bu değişimler hafiften şiddetliye doğru gitmektedir.
Yumurta Alerjisi
Belirtileri
Bebeğiniz yumurtayı aldıktan kısa zaman sonra alerji başlarsa, seviyesi oldukça ciddidir. Zaman içerisinde ve yavaşça başlarsa alerji hafiftir.
Ağız çevresinde hafif kızarıklık
Vücut çevresinde yaygın kızarıklık
Kabarma
Kaşıntı
Burunda, dudaklarda ve kulaklarda şişme
Nefes darlığı
Nezle
Yumurta alerjisi belirtileri bu şekilde olabilir.
Bu alerjinin iyi tarafı 2 yaşından sonra çok az rastlanılması ve ergenlikle birlikte tamamen geçmesidir.
Nedenleri
Yukarıda da belirttiğimiz gibi yumurta alerjisi bir besin alerjisidir ve 2 yaşın altında sık görülmektedir. Yumurtanın beyaz kısmı sarıdan daha alerjiktir. Vücut beyaz kısmı düşman olarak algılar ve reaksiyon gösterir. Reaksiyonun gerçekleşmesiyle birlikte vücutta histamin başta olmak üzere birçok farklı madde salgılanır ve salgılanan maddeler vücutta değişim oluşmasını sağlar. Bu değişiklikler hafiften orta ve ardından şiddetliye doğru gidebilir.
Teşhis
Çocuk 6-7 aylıkken yumurtaya başladığında hafif reaksiyon görülebilir. Hafif reaksiyonlara örnek olarak vücutta oluşan hafif döküntüler gösterilebilir. Fakat bazen yumurta yedirildiğinde çok şiddetli reaksiyonlarla da karşılaşılabilir. Hafif veya şiddetli reaksiyonların tamamı önemsenmelidir. Bazen bebek yumurta yemeye başlamadan emziren annenin tükettiği yumurta içeren gıdalar yüzünden kızarıklık, hapşırma, döküntüler, hırıltı ve burun tıkanıklığı görülebilir. Bu sebeple doktorun annenin yediği besinleri incelemesi ve yumurta ile sütün bu konudaki en sabıkalı gıdalar olduğu unutulmamalıdır.
Eğer bebeğinizle ilgili yumurta alerjisi belirtileri gözlemliyorsanız bu durumu mutlaka doktorla paylaşmanız gerekmektedir. Başta hafif olan reaksiyonlar ileride çok şiddetli hale gelebilir.
Evde Yapılabilecekler
Eğer çocuğunuzda bu alerjiyi gözlemlediyseniz ve kesin olarak ispatlandıysa aile olarak ilk yapmanız gereken; çocuğun diyetinden yumurta ve yumurta ürünlerini çıkarmaktır. Bu işlemin süresi doktor tarafından belirlenmektedir. Genellikle 2 yaşından sonra bu alerji ortadan kalkar. Fakat unutulmaması gereken yumurta sadece gıda olarak alınmaz, birçok gıdanın içinde de yumurta olabilir.
Makarna
İşlenmiş et ve tavuk ürünleri
Korumalı ürünler
Kek
Börek
Bisküvi
Mayonez
Gibi yiyeceklerin içerisinde yumurta olduğu için alerjisi olan çocuğa kesinlikle verilmemelidir.
Çocuğunuzda alerji varsa etiket okumayı bilmeniz gerekiyor. Etiketlerde içerisinde yumurta olan koruyucu veya katkı maddeleri kullanılan besinlerden bir süre uzak durulması gerekmektedir.
Örneğin, paketli gıdalarda bulunan albümin, globulin, lesitin, simplesse, ovomukoid, ovoglobulin gibi maddeler yumurta içeren katkı maddeleri olduğundan, yumurta alerjisi olan çocukların bu maddeleri içeren paketlenmiş gıdaları tüketmemesi gerekir.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/yumurta-alerjisi/
#yumurta alerjisi#yumurta alerjisi belirtileri#yumurta alerjisi nedir#yumurta alerjisi olan bebekler#yumurta alerjisi tedavisi#Anne ve Bebek#Yaşam
0 notes
Text
Bebek Beslenmesinde Ek Gıdaya Başlama (6-9 Ay)

Bebek beslenmesinde ek gıdaya geçiş dönemi oldukça önemlidir. Henüz bu döneme gelmediyseniz ek gıdaya ne zaman başlanır ve nasıl başlamalıyım diye sorabilirsiniz. Geçiş döneminde aklınıza gelebilecek tüm soruları Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle Çelik cevapladı…
Ek Gıdaya Ne Zaman Başlanır?
Annelerin en çok sorduğu sorular arasında; “Ek gıdaya ne zaman başlanır” sorusu vardır. 6. aydan itibaren bebeğinizi ek gıdayla tanıştırmalısınız. İlk 6 ayda ise bebeğin anne sütü ile beslenmesi gerekmektedir. Eğer anne sütünün yetmediğini düşünüyorsanız mutlaka durumu doktorunuzla görüşmeli ve erkenden ek gıdaya geçiş yapmamalısınız.
6. aya girdiğinizde yine bebeğin ana öğünü anne sütünden oluşmalıdır. Eksik veya yetersiz olduğunda ise doktorunuza başvurarak devam sütü kullanabilirsiniz. Bu dönem bebeklerin ek gıdayla tanışma dönemidir. Ek gıdalar bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar ara öğün olarak kullanılmalı ve anne sütü her zaman ana öğün olarak verilmelidir.
6 ay dolduğunda ek gıdalara ilk geçişte 1-2 tatlı kaşığı ile tadımlık verebilirsiniz. Eğer bebeğinizi yoğun bir şekilde ek gıdaya alıştırırsanız anne sütünü alması olumsuz yönden etkilenecektir. Ek gıdaya yeni başladığınız zaman gündüz 3-4 gün boyunca azar azar deneyin, bu sayede alarjik veya sindirimle ilgili problemler olup olmadığını görebilirsiniz.
Ek gıdaya ne zaman başlanır sorusunun cevabını aldıktan sonra şimdi biraz da ölçeklerden bahsedelim. 6 ila 8. ay arasında ek gıda miktarı ara öğünlerde olmak üzere toplam 2 küçük bebek kavanozu miktarınca olmalıdır. Küçük bebek kavanozları ortalama 125 ml ölçülerindedir. Geri kalan öğülerde de anne sütü yada devam sütü verilmelidir.
Ek gıdalara başlarken öncelikle sebze, meyve eğer bebeğin alerjisi yoksa yoğurt ve tahıl bazlı muhallebi olarak devam edebilir. Sebze ve meyveler mevsimine göre seçilebilir. Örneğin patates, kabak, meyve olarak da elma, armut ile ek gıdaya geçiş yapabilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/ek-gidaya-ne-zaman-baslanir/
#bebeklerde ek gıda#ek gıda#ek gıdaya alıştırma#ek gıdaya geçiş#ek gıdaya geçiş dönemi#Ek gıdaya ne zaman başlanır#Anne ve Bebek#Yaşam
0 notes
Text
Bebek gelişiminde sindirim sisteminin ve fermente gıdalarla beslemenin önemi nedir?

Eğer bebeğinizin sindirim sisteminde bir problem yoksa ve sağlıklıysa mutlu bir bebek olarak sürekli gülümser. Yalnızca fiziksel değil duygusal anlamda da sindirim sistemi oldukça önemlidir. Vücudumuzdaki mutluluk hormonu olan serotoninin %5’i beyinden salgılanırken, %95’i ise bağırsaklarda bulunur. Eğer bebeğinizde sindirim sistemi sağlıklı bir şekilde gelişirse, sindirim sıkıntısı çok da az görülür, büyüme ve gelişmesi maksimum düzeyde olur ve anne-bebek ilişkisi oldukça güçlenir. Bu sayede bebeğinizin olduğu kadar sizin de yaşam kaliteniz olumlu şekilde etkilenir. Bir anne mutlaka bebeğiyle farklı aktiviteler yapması ve kaliteli vakit geçirebilmesi için enerji ve motivasyon sağlar.
Günümüz bebekleri genellikle uyku problemi ile karşılaşıyor. Sindirim sistemindeki rahatlık ağlamanın da daha az gerçekleşmesini sağlar. Ayrıca bebeğin çok daha rahat bir uyku düzenine kavuşmasına yardım eder. Düzenli uyku ise bebeğinizin duygu durumunda pozitif gelişimler sağlar. Sindirim sisteminin gelişmesi için de en etkin rol beslenmededir.
Zamanında doğan bir bebek için tercih edilmesi en doğru ve ideal besin hiç şüphesiz anne sütüdür. Çünkü anne sütünün içeriği gelişim sürecinde olan bebeğinizin sindirim sistemiyle tam uyumludur. Anne sütü alan bebekler sindirim sorunlarıyla karşılaşmaz, iletişime hep açıktırlar, daha iyi sosyalleşir, daha az ağlar ve yaşam kalitesi daima artar.
Eğer anne sütü yetmiyorsa mutlaka hekime danışılmalı ve bebeğin ayına uygun olacak şekilde devam sütü verilmelidir. Son yeniliklerden birisi olan fermantasyon ile üretilen devam sütleri tercih edilebilir. Fermante edilmiş ürünler sindirim sisteminin düzenlenebilmesi için bebeğe yardımcı olurlar. Eğer bebeğinizin sindirim sistemi düzenliyse rahat hareket eder, keyifli ve huzurlu olur.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/bebek-gelisiminde-sindirim-sisteminin-ve-fermente-gidalarla-beslemenin-onemi-nedir/
0 notes
Text
Bebeğimizin Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendirebiliriz?
Bebeğimizin bağışıklık sistemini nasıl güçlendirebiliriz sorusuna vereceğimi yanıt ile algıları açık, daha güçlü ve doğru gelişmesini istediğimiz bebeklerimize destek olacağız.
Özellikle kış aylarında bebekli aileler soğuyan havalardan büyük endişe duyar. Soğuyan havalar ile hastalık ve salgınlar bebekler için tehlike oluşturur, bu yüzden ailelerde kalabalık ortamlara girmekten çekinirler. Bu durumda hastalıklardan korkup bebeği gereğinden fazla korumak yerine, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmek ve onun keşfetmesine izin vermek çok daha doğru bir hareket olacaktır. Bebeğimizin bağışıklık sistemini nasıl güçlendiririz sorusuna en doğru cevap ise; Beslenmeyle!
Doğumla birlikte bebeğin bağışıklık sisteminin gelişmesini sağlayan besin kaynağı anne sütüdür. Anne sütündeki en önemli bileşenler ise prebiyotiklerdir. Prebiyotikler bağırsaktaki yararlı bakteri sayısının artmasına sebep olur. Böylece bebeğin sağlığı aynı oranda olumlu şekilde etkilenir. Faydalı bakterilerle bağışıklık sistemindeki savaşçı hücreler sürekli iletişim halindedir. Yararlı bahteriler ile bağırsak florasının sağlıklı şekilde gelişmesi, bebeğimizin bağışıklık sistemi üzerinde çok etkin rol oynar.
Anne sütünün olmadığı veya eksik olduğu durumlarda bebeğin bağışıklık sistemini destekleyebilmek adına devam üstlerinden faydalanabilirsiniz. 6. ayın ardından ek gıdalarla bebeğin ağırlıklı olarak anne sütü veya devam sütü ile beslenmesini sağlayabilirsiniz.
Besin Dışında Bebeğin Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Etkenler
Düzenli uyku.
Kış bile olsa bebeği dışarı çıkıp temiz hava almasını sağlamak.
Aşırı olmaksızın bebeğin günlük bakımında hijyene dikkat etmek. Aşırıya kaçarsanız bebeğin savunma sistemine yarardan çok zarar verebilirsiniz.
Bunların dışında bebeğin sigara dumanı ve çevresel kirliliklere maruz kalması bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Düzenli aşı yapılması da bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmekte oldukça önemlidir. Yukarıdaki adımlarda bebeğimizin bağışıklık sistemini nasıl güçlendirebiliriz sorusuna yanıt verilmiştir. Daha detaylı bilgilendirme için doktoronuza başvurabilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/bebegimizin-bagisiklik-sistemini-nasil-guclendirebiliriz/
#bağışıklık sistemi#bebeğin bağışıklık sistemi#bebek sindirim sistemi#sindirim sistemi#Anne ve Bebek#Yaşam
0 notes
Text
Tek Başına Bir Ecza Deposu; Turpun Faydaları
Turpun faydaları birçok meyveyi geride bırakıyor. Hem daha fazla vitamine sahip olan hem de sağladığı yararlarla herkesi şaşırtan bu bitki, turpgiller familyasına aittir. İnsan sağlığına birçok meyve ve vitamin ilaçlarından daha fazla fayda sağlayan turp, son zamanlarda uzman doktorlarında dikkatini çekmiştir. Bu yüzden birçok doktor turp tüketimi konusunda insanları bilinçlendirmektedir. Eğer gün içinde 10 adet küçük boy kırmızıturp rendesi tüketirseniz sadece 12 kalori alırsınız. Fakat günlük posa ihtiyacınızın %25’lik dilimini bu kırmızı turplardan karşılamış olursunuz.
Mucize Gibi Turpun Faydaları
Karaciğer yağlanmasını önler.
Safra kesesindeki taşların eritir.
Kükürtlü bileşikler sayesinde safra akışını hızlandırır.
İçerisindeki antioksidan sayesinde kanseri önler.
Sindirimi kolaylaştırır.
İdrar söker.
Şeker hastalığını önler.
Kan kolesterolünü azaltır.
Kalın barsak kanserini önler.
Vücuttaki fazla yağları yakar.
Kalsiyum içerir.
Kemik erimesini önler-geciktirir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/turpun-faydalari/
0 notes
Text
Sofra Sunumları Onlarsız Olmaz: Yemek ve Bardak Takımları

Sofra sunumları için en önemli olaylardan birisi hangi yemek takımının ne zaman ve nasıl kullanılacağıdır. Bazı yemekler arkadaşlarla ve eğlenceli bir ortamda gelişirken bazı yemekler özel günleri taçlandırır. Bu yüzden yemek takımları hem seçerken hem de bakımı yapılırken dikkat edilmesi gereken sofra ürünleridir. İhtişamlı sofra sunumları kurgulamak için yemek ve bardak takımlarına gerekli hassasiyeti göstermemiz gerekir. Soran Bayan ekibi olarak bu yazımızda sofra sunumları için gerekli olan yemek takımlarını nasıl uzun yıllar ilk günlü kalitesiyle kullanabileceğimizi göreceğiz…
Yemek ve Bardak Takımları Nasıl Temizlenmeli?
Porselen Yemek Takımları
Belki de sadece özel akşam yemekleri için porselen yemek takımlarını saklıyorsunuz. Onlara verdiğiniz değer sadece önemsediğiniz misafirler evinizi konuk olduğunda sofra kurmakla görsel bir şölene dönüşüyor. Fakat günlük bakım yaparak her daim porselen yemek takımlarını kullanabilirsiniz. İşte işinizi kolaylaştıracak ve porselenin ömrünü uzatacak bazı tavsiyeler:
Porselenin temizliği için sert toz, çelik sünger ve güçlü deterjan gibi materyaller kullanmamalısınız. Bulaşıkları elde yıkayacağınız zaman mutlaka lavaboya havlu ya da kauçuktan bir bez sermelisiniz.
Eğer porselen yemek takımı temizliği için bulaşık makinesini tercih ediyorsanız toz deterjan veya yumuşak sıvı kullanmanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca tabakları makineye dizerken birbirine değmediğinden emin olun. Yıkama programını hafife getirin, temizlik bittiğinde de tabakları çıkartmadan önce soğumasını beklemelisiniz.
Eğer porselen tabakları üst üste koyacaksanız aralarına mutlaka koruyucu peçeteler dizmelisiniz. Bu sayede tabaklar çizilmemiş olur.
Son olarak porselen fincanları da ya ayrı ayrı asın ya da ikişer ikişer koyun. Böylece porselen yemek takımları uzun yıllar ilk günkü kalitesinde kalacaktır.
Kristal Bardak Takımları
Kristal bardak takımları her zaman elde ve yumuşak sıvı bulaşık deterjanı kullanarak yıkanmalıdır. Eğer yüzük takıyorsanız kristalleri yıkarken parmağınızdan çıkarın. Aksi takdirde kristalleri çizebilirsiniz.
Bardakların ağız bölgesi oldukça ince ve hassas üretilmektedir. Bu yüzden ağız kısımları zemine bakacak şekilde koymayın. Bu yüzden kolayca çatlayabilir.
Kristal bardakları dolaba koyarken aralarında mesafe olmasına dikkat edin. Sıcakta genleşen kristal diğer parçalara değerek kırılabilir.
Gümüş Yemek Takımları
Kullanılırken dikkat edilerek yıllar içinde gümüş takımlar eskirse ilk günkü halinden daha güzel bir hale gelecektir. Takımların üzerindeki küçük çizikler gümüşe parlaklık katacaktır. Gümüşleri ne kadar sık kullanır ve kullanımına dikkat ederseniz o kadar değerlenir. Gümüş yemek takımları kullanımı için bazı tavsiyeler;
Gümüş yemek takımları kullanıldıktan sonra hemen yıkanmalı. Tabak üzerindeki mayonez, yumurta ve sirke gibi malzemeler 1 saat süreyle yıkanmazsa leke olarak tabağınızda kalabilme riski vardır.
Gümüşlerinizi makinede değil elde yumuşak sıvı deterjan kullanarak ve sıcak suda yıkamanız gerekli. Eğer gümüş yemek takımı üzerinde su lekesi kalmamasını istiyorsanız yıkama sonrasında vakit kaybetmeden kurulamalısınız.
Gerçek gümüşleri ve tepsileri makinede yıkamak önerilmese de dilerseniz yıkayabilirsiniz. Fakat yemek takımlarından uzak bir noktaya yerleştirmeli ve kurutma başlamadan önce makineden almalısınız.
Eğer sürekli kullanmadığınız gümüşleriniz varsa yün kılıf içinde dolapta saklamalısınız. Böylece gümüşlerdeki kararmayı önleyebilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/yemek-takimlari-nasil-kullanilir/
1 note
·
View note
Text
Sofra Adabı: Tatlılar

Soran Bayan olarak sofra sunumları ve sofra adabı hakkında püf noktaları paylaşmaya devam ediyorum. Önceki paylaşımlarım da sofra adabında sebzeleri, ilaveleri, içecekleri ve meyveleri sizlerle buluşturmuştuk. Şimdi de sofra adabında tatlılar nasıl yenir sorusunu cevaplıyoruz. Eğer önemli ve özel bir akşam yemeğine gidiyorsanız bu bilgiler hayat kurtarabilir. İşte sofra adabına göre tatlıların yenilişi…
Hangi Tatlı Nasıl Yenilmeli?
Dondurma
Küçük meyve kaşığı ile servis edilen dondurmayı yiyebilirsiniz. Dondurma çörek ve kekin yanında sunulursa mutlaka tatlı kaşığı ve çatalı kullanmalısınız.
Pasta
Yemekten sonra servis edilen meyveli tart çatal kullanılarak yenilmektedir. Servis çatal ve tatlı kaşığı ile birlikte yapıldıysa, pastayı sabit tutmak için çatalınızı kullanıp kaşıkla tatlıyı yiyebilirsiniz. Ev sahibinin servis edişine göre çatal veya çatal/kaşık kullanılarak pasta yenilebilir. Eğer kremalı pasta servis edildiyse kremanın dağılmasını engellemek için çatal kullanmanız şarttır.
Puding
Genellikle dondurma veya sos eşliğinde servis edilen pudingin tamamı kaşık kullanılarak yenir. Eğer tatlı servisi anında brendi ikram edilirse bardağınıza değil puding üzerine alın.
Sorbe
Kimi zaman yemekle beraber kimi zaman da meyve kabında servis edilen sorbe çatal kullanılarak yenir. Eğer tatlı olarak sunulduysa mutlaka kaşıkla yenilmelidir.
Güveç Meyve
Eğer tatlı olarak güveç meyve geldiyse kaşık kullanarak yemelisiniz. Büyük parçaları sabit tutmak için çataldan yardım alabilirsiniz. Çekirdekli meyveleri de yedikten sonra kibarca çekirdeklerini çıkarıp tabağın kenarına bırakabilirsiniz.
Armut Tatlısı
Tatlı çatalı ile tabaktan düşmemesini sağlayıp kaşıkla küçük lokmalar olarak yenilmektedir. Eğer sadece kaşık servis edildiyse tabağı çevirip tatlınızı yiyin. Çekirdeği tabakta bırakıp sosu kaşıkla yiyin.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/sofra-adabi-tatlilar/
0 notes
Text
Sofra Adabı: Sebzelerin Yeri
Sofra sunumlarında yemek takımları ve yemeklerin olduğu kadar sebzelerinde yeri önemlidir. Bu yüzden herhangi bir işleme tabi tutulmadan tüketilebilen ve sofra adabı başlığı altında incelenen bazı sebzelerin üzerinde duracağız. Eğer önemli bir akşam yemeği hazırlığı yapıyorsanız ve bazı sebzelerle sofranızı süsleyecekseniz ya da gittiğiniz bir akşam yemeğinde bu şekilde kurgulanan bir masayla karşılaşırsanız sofra adabına uygun hareket etmelisiniz. Soran Bayan olarak bu yazımızda sofra sunumunda sebzelerin önemini sizlerle paylaşacağım.
Sofra Adabında Sebzelerin Önemi
Kuşkonmaz
Genellikle sos eşliğinde servis edilen kuşkonmaz sapları, çatal ve bıçak kullanılarak uygun parçalara bölünerek tüketilebilir. Eğer sofra sunumunda kuşkonmaz için sos yoksa veya kuşkonmaz sapları büyükse uçlarını kesip ayrı ayrı yiyebilirsiniz. Bu sayede sosun masaya damlamasını da engellemiş olursunuz. Dilerseniz kuşkonmaz saplarını elinize alıp, sosa batırdıktan sonra sert kısımlarını yiyebilirsiniz. Küçük boyutlu kuşkonmaz saplarını da bütünüyle sosa bulayıp tüketebilirsiniz.
Kiraz / Çeri / Cherry Domatesler
Eğer çeri domatesler salatayla birlikte servis edilmediyse elinizle yiyebilirsiniz. Tüketebileceğiniz boyuttaki domatesleri seçmekte özen gösterin. Domatesleri ısırmayın aksi halde domatesin suyu masaya akabilir. Bu yüzden dudaklarınızla sıkı tutmayı deneyin. Eğer tabağınızda büyük domatesler bulunuyorsa yumuşak bir şekilde kabuğunu sıyırıp yarısını ısırın ve dikkatlice tamamını tüketin.
Mısır
Sofra adabında genellikle mısır sade olarak sunulmaktadır. Eğer mısır bütün olarak servis edildiyse ikiye bölüp kolayca tüketebilirsiniz. Fakat buradaki önemli nokta mısırı fazla yağ veya başka bir çeşniye bulayıp yememektir. Damak zevkinize göre kararı kendiniz verebilirsiniz. Yalnız yağ sürüp, tuzlarken az sayıda mısır sırasına odaklanın. Bu sayede ellerinizi de kirletmemiş olursunuz.
Patatesler
İnce uzun patatesler veya cipsler genelde el ile tüketilmektedir. Fakat patatesin yanında sos servis edildiyse çatalı kullanabilirsiniz. Kızarmış küçük patateslerde sofra adabına göre el ile yenilebilir fakat çatal kullanılması daha iyi olacaktır. Eğer kızarmış patatesler uzun dilimler halindeyse çatalla bölüp küçük lokmalar halinde tüketin. Küçük patates dilimlerini tabağın kenarına koyduğunuz sosa çatal veya elinizle batırıp yiyebilirsiniz.
Fırın patatesler genellikle ortadan yarılmış vaziyette servis edilmektedir. Eğer servis ediliş şekli böyle değilse bıçak kullanarak patatesi ortadan geniş bir şekilde yarın. Oluşan yarık içerisine biraz yağ ya da ekşi sos ile sarımsak, kırmızıbiber, tuz ekleyin. Fırında pişen patatesin dilerseniz kabuğunu da tüketebilirsiniz.
Salatalar
Salataların genelde çatalla tüketildiği aşikârdır. Fakat büyük parçaların çataldan düşmemesi için kesebilirsiniz. Sofra adabında salatalar için çelik bıçak salata ve meyveler için kullanılmaktadır. Marul gövdesini daima bıçak ve çatal kullanarak tüketmelisiniz. Eğer salata tabağı verilmediyse salatayı yemek için tabağın yanında bulunan yağ tabağını kullanabilirsiniz. Salatayı çatalınızla ve bir parça ekmek yardımıyla yiyebilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/sofra-adabi-sebzeler/
0 notes
Text
Sofra Adabı: Meyveler Nasıl Yenir?
Sofra adabında hangi meyveyi nasıl yemeliyiz? Bu konuyu Soran Bayan’da gündeme getirmeden önce sofra adabında ellerin, ilavelerin ve içeceklerin önemini sizlerle paylaşmıştık. Şimdi meyve servislerinde hangi meyve nasıl yenir onu göreceğiz. Samimi arkadaş ortamlarında bunun pek bir önemi yok gibi görünse de bazen protokol denebilecek sofralara davet edilebilirsiniz. Özel davetlerde de sofra adabını bilmek ve ona göre davranmak, ev sahibinin gözünden kaçmayacaktır.
Sofra Adabına Göre Hangi Meyve Nasıl Yenir?
Elma – Armut
Meyve tabağı içerisinden elma veya armut elle tatlı/meyve tabağına alınır. Eğer pratik bir şekilde kabuğunu soyabilirseniz meyve bıçağını kullanarak tabağınıza aldıktan sonra hemen soyun. Fakat bu sizin için pek mümkün değilse veya bunu yapamıyorsanız, meyveyi tabağınıza aldıktan sonra iki eşit parçaya bölün. Ardından çekirdeklerini çıkartıp, küçük dilimlere ayırın. Çatal ve meyve bıçağı yardımıyla meyvenizi yiyebilirsiniz. Ev sahibiyle samimiyseniz meyvenizi küçük dilimlere ayırdıktan sonra elinizle de yiyebilirsiniz.
Muz
Muzun kabuğunu soyduktan sonra bıçak yardımıyla küçük küçük dilimleyip yiyebilirsiniz. Fakat samimi bir yemekteyseniz muzu elle yiyebilirsiniz.
Böğürtlen ve Kiraz
Böğürtlen genellikle kremayla servis edilmektedir. Fakat nasıl servis edilirse edilsin sofra adabına göre böğürtlen kaşıkla yenilmektedir.
Kiraz elle yenilen meyvelerden birisidir. Çekirdeklerini ise elinizi yumruk yapıp içine çıkarttıktan sonra tabağın kenarına koyabilirsiniz.
İncir
Yemekten sonra çerez olarak sunulan incir kabuğuyla birlikte çatal ve bıçak kullanılarak yenilmektedir. Bu meyvenin sapını kesip yemek sizin için daha iyi olacaktır. Eğer incir tatlı olarak kesilmiş ve krema ile sunulursa çatal ve kaşık kullanılarak yenilmektedir. Eğer sade sunulursa ikiye bölünüp yine çatal ve bıçak kullanılarak yenilmektedir.
Mandalina – Portakal ve Greyfurt
Kabuğu elle soyulduktan sonra parça parça yenilen mandalinanın üzerinde beyaz katman bulunuyorsa ve bu çok kalınsa soyulabilir. Aksi halde beyaz katman inceyse o şekilde de yenilebilir.
Portakalın soyulması için 2 farklı yöntem vardır. Fakat her iki yöntemde de bıçak kullanılır. İlk yöntemde kabuk spiral şekilde soyulur. İkinci yöntemde ise portakalın alt ve üst kısımları kesilir. Ardından kabuğa dikey çizikler atıldıktan sonra kabuk elle soyulur. Küçük dilimlere ayrılan portakal elle yenilir. Eğer dilimler çok büyükse çatal ve tatlı kaşığı kullanılabilir.
Greyfurt ikiye bölündükten sonra çay veya sivri greyfurt kaşığı kullanılarak yenilir. Eğer samimi bir yemekteyseniz meyve suyunu kaşığa sıkarak yiyebilirsiniz.
Üzüm
Eğer üzümler çekirdeksizse herhangi bir problem yok, tek tek koparıp yiyebilirsiniz. Fakat üzümler çekirdekliyse tek tek ağzınıza atıp çekirdekleri avcunuza oradan da tabağınızın kenarına çıkarmalısınız.
Eğer üzümün kabuğunu yemek istemiyorsanız kabuğu çıkartmak oldukça kolaydır. Üzümün sapını tuttuktan sonra, üzümü baş ve işaret parmağınız arasına alıp sıkın. Üzümün iç kısmı hemen fırlayacaktır. Elinizdeki kabuğu da yine tabağın kenarına koyabilirsiniz. Fakat bu sıkma işlemini uzaktan yapmamaya gayret edin.
Kavun
Sofra adabına göre kavun kaşıkla yenilmektedir. Eğer dilimlenerek servis edildiyse çatalla yenilir. Ayrıca kavun topları şuruplu veya şurupsuz olarak servis edilirse tatlı kaşığı kullanılmalıdır.
Şeftali ve Erik
Şeftali tıpkı elma gibi öncelikle ikiye ayrılır ve küçük çeyrek dilimler haline getirilerek çekirdeği çıkarılır. Dilerseniz kabuğunu da soyabileceğiniz şeftali küçük dilimler halinde tatlı kaşığı ve çatalıyla yenilmelidir.
Erik de aynı şekilde ikiye bölünüp çekirdeği dışarı çıkarıldıktan sonra yenilir.
Hurma
Ev sahibi hurma servis ettiği zaman hurmayı ikiye bölüp içini kaşıkla çıkarmanız gerekmektedir.
Ananas
Dilimler halinde servis edilen ananas çatal ve bıçakla pratik bir şekilde yenilir.
Nar
Dikkatli bir şekilde yemeniz gereken nar, genelde ortadan ikiye ayrılmış şekilde servis edilir. Tatlı kaşığını kullanarak içinden bir kaç tane alarak yiyebilirsiniz. Bu işlemi yaparken işaret ve başparmağınız arasında narı sıkıca tutmayı unutmayın. Üzerinize damlamaması için dikkatli olun.
Çilek
Eğer çilekler büyükse sapından tutup pudra şekerine batırabilir ve iki seferde yiyebilirsiniz. Fakat çilek krema eşliğinde sunulduysa kaşık kullanmanız gerekecektir.
Karpuz
Dilimler halinde sunulan karpuz çatal ve bıçak kullanılarak yenilmektedir. Eğer ağzınıza çekirdek gelirse elinizi yumruk yapıp kibar bir şekilde çekirdeği çıkartabilir ve tabağın kenarına koyabilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/sofra-adabi-meyveler-nasil-yenir/
0 notes
Text
Sofra Adabı: İlaveler
Daha önce ki yazımızda sofra adabında içeceklerin öneminden bahsetmiştik. Şimdi de yemeklerin yanında ilave olarak sunulan yiyeceklerin nasıl tüketilmesi gerektiğinden bahsedeceğiz. Soran Bayan olarak hem misafirlerinizi kusursuz ağırlamanızı hem de misafirliğe gittiğinizde sofra adabına göre yapılması gerekenleri sizlerle buluşturuyorum. Sofra adabında tereyağı, baharat ve çeşniler, garnitürler, salça, bal, tuz ve biber gibi ilavelerin nasıl tüketilmesi gerektiğini biliyor musunuz? İşte ev sahibini gururlandıracak sofra adabı kuralları…
Yemeğin Yanında Sunulan İlaveler Nasıl Yenilir?
Tereyağı
Eğer sofrada bisküvi, kızarmış veya taze ekmek dilimleri varsa bıçakla tereyağı sürüp yiyebilirsiniz. Her zaman küçük dilimlere küçük parçalarda tereyağı sürmelisiniz. Fakat tereyağını sakın sebzelere sürmeyin. Çünkü bu hareket sofra adabına göre aşçıya hakaret olarak algılanmaktadır.
Baharat ve Çeşniler
Genellikle akşam yemeklerinde servis kaşığıyla birlikte tabağın kenarına konulan nane jeli, hardal, tereyağı, cranberry sosu ve kırmızıturp, ana yemekle birlikte yenilebilir.
Eğer kiraz, nane veya kayısı gibi sıvı çeşniler varsa yemeğinize az miktarda ekleyip tüketebilirsiniz. Fakat yemeğin asıl lezzetini değiştirmemek için az miktarda olması önemlidir.
Reçel ve konserve gibi ilaveleri dilerseniz küçük ekmek parçalarıyla bıçak yardımıyla sürebilir, dilerseniz de tabağınızın kenarına alabilirsiniz. Bu tip minik ilaveler genellikle yuvarlak ekmek ve bisküviler için servis edilmektedir. Eğer masada farklı bir kaşık yoksa bıçağınızı tabağınızın kenarına temizledikten sonra ilaveleri alabilirsiniz.
Yemeğiniz fıstık, chutney ve Hindistan cevizi gibi köriliyse kaşık yardımıyla tabağınıza alabilir ve köri ile harmanlayıp yiyebilirsiniz. Ayrıca chutney sadece olarak da tüketilebilen bir çeşnidir.
.u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .postImageUrl , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .centered-text-area min-height: 80px; position: relative; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:hover , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:visited , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:active border:0!important; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .clearfix:after content: ""; display: table; clear: both; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f display: block; transition: background-color 250ms; webkit-transition: background-color 250ms; width: 100%; opacity: 1; transition: opacity 250ms; webkit-transition: opacity 250ms; background-color: #C0392B; box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -moz-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -o-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -webkit-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:active , .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:hover opacity: 1; transition: opacity 250ms; webkit-transition: opacity 250ms; background-color: #E74C3C; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .centered-text-area width: 100%; position: relative; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .ctaText border-bottom: 0 solid #fff; color: #2C3E50; font-size: 16px; font-weight: bold; margin: 0; padding: 0; text-decoration: underline; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .postTitle color: #FFFFFF; font-size: 16px; font-weight: 600; margin: 0; padding: 0; width: 100%; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .ctaButton background-color: #E74C3C!important; color: #2C3E50; border: none; border-radius: 3px; box-shadow: none; font-size: 14px; font-weight: bold; line-height: 26px; moz-border-radius: 3px; text-align: center; text-decoration: none; text-shadow: none; width: 80px; min-height: 80px; background: url(http://www.soranbayan.com/wp-content/plugins/intelly-related-posts/assets/images/simple-arrow.png)no-repeat; position: absolute; right: 0; top: 0; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:hover .ctaButton background-color: #C0392B!important; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .centered-text display: table; height: 80px; padding-left: 18px; top: 0; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f-content display: table-cell; margin: 0; padding: 0; padding-right: 108px; position: relative; vertical-align: middle; width: 100%; .u1c40f3a326a556ea0cfc4e4365e0449f:after content: ""; display: block; clear: both;
İlginizi Çekebilir: Sofra Adabı: İçeceklerin Yeri
Garnitürler
Eğer yemeğin yanında servis edilen garnitürler servis tepsisiyle sunulursa servis kaşığıyla yağ tabağınıza ölçülü bir şekilde alabilirsiniz. Sofrada yağ tabağı yoksa garnitürü almak için yemek tabağının kenarını da kullanabilirsiniz. Kereviz, zeytin ve turp gibi garnitürleri aldığınızda hemen yemeye başlamayın. Garnitürlerin yanında ekmek ve tuz isterseniz tabağınızın kenarına bir miktar tuz ekip garnitürü elinizle tuza batırarak yiyebilirsiniz. Zeytin çekirdeklerini çıkartırken de kibarlıktan ödün vermeyin. Çekirdekleri elinizi yumruk şeklinde yapın ve içine çıkartarak yağ tabağının kenarına bırakın.
Sofraya garnitür olarak turşu ikram edildiyse ve sandviç eşliğindeyse elle yenilebilir. Fakat ana yemeğin yanında servis edilmişse mutlaka çatal ve bıçak kullanılmalıdır.
Maydanoz, dereotu ve tere otu gibi bitkisel garnitürleri yemeğin bir parçasını da alarak çatalla yiyebilirsiniz. Eğer salatanın yanında veya sosla birlikte ikram edilmezse elle de yiyebilirsiniz.
Yemeklerin yanında sunulan ince dilimlenmiş limonlar genellikle dekor amacıyla konulmaktadır. Eğer limonlar yarım veya dilimlenmiş bir şekildeyse yemeğin üzerine sıkılması için ikram edilmiştir. Çatalı kullanarak limonun ortasına kibarca batırın ve tek seferde yemeğinizin üzerine sıkın. (Limonun sıçramasını engellemek amacıyla kimi restoranlar limon dilimlerini tülbente sarıp ikram ederler)
Salça
Salça sosları ve sade salça ikram edildiği zaman karışık vaziyette tabağınızdaki yemeklerin üzerine koymayın. Soslar hangi yemekler için ikram edildiyse onlarla birlikte ayrı ayrı alınması gerekiyor. Eğer geriye soslar kaldıysa ve siz yemek istiyorsanız bu yemeği yapan aşçıya bir iltifat etme biçimidir. Bir dilim ekmeği sosun içerisine bırakıp çatalınızla geri alarak sosu yiyebilirsiniz. Her yemek istediğinizde de minik ekmek dilimleri kullanmaya çalışın.
.u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .postImageUrl , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .centered-text-area min-height: 80px; position: relative; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:hover , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:visited , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:active border:0!important; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .clearfix:after content: ""; display: table; clear: both; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 display: block; transition: background-color 250ms; webkit-transition: background-color 250ms; width: 100%; opacity: 1; transition: opacity 250ms; webkit-transition: opacity 250ms; background-color: #C0392B; box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -moz-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -o-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); -webkit-box-shadow: 0 1px 2px rgba(0, 0, 0, 0.17); .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:active , .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:hover opacity: 1; transition: opacity 250ms; webkit-transition: opacity 250ms; background-color: #E74C3C; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .centered-text-area width: 100%; position: relative; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .ctaText border-bottom: 0 solid #fff; color: #2C3E50; font-size: 16px; font-weight: bold; margin: 0; padding: 0; text-decoration: underline; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .postTitle color: #FFFFFF; font-size: 16px; font-weight: 600; margin: 0; padding: 0; width: 100%; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .ctaButton background-color: #E74C3C!important; color: #2C3E50; border: none; border-radius: 3px; box-shadow: none; font-size: 14px; font-weight: bold; line-height: 26px; moz-border-radius: 3px; text-align: center; text-decoration: none; text-shadow: none; width: 80px; min-height: 80px; background: url(http://www.soranbayan.com/wp-content/plugins/intelly-related-posts/assets/images/simple-arrow.png)no-repeat; position: absolute; right: 0; top: 0; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:hover .ctaButton background-color: #C0392B!important; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .centered-text display: table; height: 80px; padding-left: 18px; top: 0; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345 .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345-content display: table-cell; margin: 0; padding: 0; padding-right: 108px; position: relative; vertical-align: middle; width: 100%; .u7f2cd7237f9ab07e44c913c52398f345:after content: ""; display: block; clear: both;
İlginizi Çekebilir: Sofra Adabı: Eller Nasıl Kullanılır?
Bal
Balı kolayca servis tabağı içinden almak için kaşığınızı kâse içerisinde çevirmelisiniz. Bal kâsesi ince uzun olursa kaşık daha kolay çevrilir.
Tuz ve Biber
Kesinlikle yemeğin tadına bakmadan tuz veya biber eklemeyin. Tadına bakmadan yemeğe yapılan ilaveler aşçıya karşı büyük bir hakaret kabul edilir. Masadaki tuzluğun ağzı açıksa kaşık kullanabilirsiniz. Eğer kaşığınız yoksa bıçak ucu da işinizi görecektir.
Tuz atmak istediğiniz her neyse yağ veya yemek tabağınızın kenarı bu iş için kullanılmalıdır. Eğer tuzluk sizinse parmak uçlarınızla yemeklerinize tuz atabilirsiniz.
Tuzlamak istediğiniz ne olursa olsun yağ tabağınızın ya da yemek tabağınızın kenarına koymalısınız. Eğer tuzluk size ait ise parmak uçlarınızla fiske alabilirsiniz.
Kaynak: http://www.soranbayan.com/sofra-adabi-ilaveler/
0 notes
Text
Kaşık Mama Tavsiyesi
Gelişme süreceni sürdüren bebekler 4. ayından sonra kaşık mama ile beslenmeye başlar. Bu süreç bebeğinizin öğrenme sürecidir. Artık yeni tecrübeler edinmesi ve merak etmesi doğaldır. Bu yüzden bebeğinizi kendini hazır hissettiği anda kaşık mama ile beslenmeye geçmek en doğrusu olacaktır.
Ek gıdalarla birlikte bebeğinizin geleceğini etkileyen süreç başlamış demektir. Bu süreçte onun doğal, besleyici ve güçlü kaşık mama ile beslenmesi gerekmektedir. İçeriğinde keçi sütü ve keçiboynuzu pekmezi bulunan ek gıda ile bebeğinizin gelişimine büyük ölçüde katkı sağlayan Hünnap ürünleri hiçbir katkı maddesi içermez.
Kaşık Mama Faydaları
Özellikle gece uyku sıkıntısı yaşayan ve az kilo alan bebekler için kaşık mama önerilmektedir. Biberon mamalarına oranla daha uzun tokluk veren ve yatmadan önce yedirildiğinde uyku düzeni sağlayan kaşık mamalar, kahvaltı için de oldukça uygun bir besindir.
4. aydan sonra başlayan bu beslenme sürecinde bebeğinizin hazır hissetmesi oldukça önemlidir. 6. ay ve sonrasında anne sütü veya süt tek başına bebeğin ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bu yüzden kaşık mama ve diğer ek gıdaların verilmesi bebeğin çene etrafındaki kasların gelişimine ve çalışmasına katkı sağlamaktadır.
Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Hünnap, bebeğiniz için gerekli olan tüm besinleri, en uygun değerlerle bir araya getirdi. İçerisinde şeker ilavesi veya hiç bir katkı maddesi bulunmayan keçi sütlü, keçi boynuzu pekmezli kaşık mama, bebeğinizin en değerli besinlerle beslenmesini sağlar.
Bebeğinizin doğumuyla birlikte anne sütü gerekli olan tüm besinleri içerisinde barındırır. Fakat gelecek hafta ve aylar artık ek kıda ile kademeli olarak değiştirilmektedir. Kaşık mama öğle yemeğiyle başlayıp akşam yemeklerinde devam eder. Son olarak da ikindiler eklenir. Hünnap bebeğinizin ek gıdaya başlamasını kolaylaştırır. İçeriğinde doğal ve besleyici gıdalar çocuğunuzun güçlü bir gelişim süreci yaşamasını sağlar.
Kaynak: http://mustafahazirci.com/kasik-mama-tavsiyesi/
0 notes