Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Hayat biz dursak da devam eden bir şey ve sadece bize ait değil.
Kimi zaman bir kitap girer hayatımıza bir şeyler bırakır gider, kimi zaman bir insan, bir hayvan, eşya ya da olay...
Kaderimiz ve karakterimiz esasen bu etkin dokunuşlarla şekillenir. Birileri ya da bir şeyler dokunur hayatımıza; kimi kötü, kimi iyi etki bırakır ama ama hepsini toplamı yaşadığımız hayattır...
Biri gelir maviyi sevdirir, biri papatyayı, kimi şiirleri, kimi de şarkıları sevdirir.
Aslında hayatımız bize ait olmayan zevkler ve alışkanlıklarla doludur. Vaktiyle sevmediğimiz şeyleri, gün gelir arıyor buluruz kendimizi...
Kimi bir yemeği sevdirir bize, kimi bir giysiyi, kimi bir oyunu, kimi de alakamız bile olmayan bir diziyi...
Hayatımıza öyle ya da böyle girmiş olan her şey aslında hayatımızda bir rolü olduğu için girmiştir. Kimi zaman bir dost, kimi zaman arkadaş, kimi zaman mal mülk, kimi zaman da olay, olgu, sevgili ya da sevgi olarak girerler ve hayatımızdan çıktıklarında veya onları kaybettiğimizi sandığımızda aslında hayatımızdaki rolleri bitmiştir veya onların hayatında bizim rolümüz sona ermiştir. Bu nedenle üzmek, üzülmek, kızmak veya nefret etmek doğru değildir.
Doğru olan; hayatımıza bu dokunuşları ile ne kattıklarına odaklanıp, aldığımız dersi en iyi şekilde değerlendirmek ve mümkün olan en güzel şekilde hayatı yaşamaya devam etmektir...
Bize bizi sevdirerek, bizi sevenlere çıksın yolumuz.
Mutlu Pazar'lar...
Kays Mahfi
0 notes
Text
0 notes
Text
Bir sokak çocuğu yakaladığında ona sevgiyle yaklaşmıyorsan, gülümseyip saçını oksayamıyor, elinden geldiği halde bir sadaka veremiyorsan, sokak hayvanlarının başını okşarken resim çekip paylaşmak senii merhametli biri yapmaz.
Bir sokak çocuğu gördüğünde ona sevgiyle yaklaşmıyorsan, gülümseyip saçını oksayamıyor, elinden geldiği halde bir sadaka veremiyorsan, sokak hayvanlarının başını okşarken resim çekip paylaşmak seni merhametli biri yapmaz.
Çorabından çamaşırına kadar marka giyinip bütün yaz, tatillerde lüks otellerde eğleniyorsan, bankalarda vadeli şişman hesapların varsa kısaca bunca fakir varken lüks bir hayat yaşıyorsan; Yılmaz Güney, Deniz Gezmiş, Che resimleri paylaşıp Nazım Hikmet'den, Sabahattin Ali'den, Ahmet Arif'den alıntılar yaparak paylaşımda bulunmak seni solcu yapmaz.
Atatürk ilke ve inkilaplarına, onun fikir ve düşüncelerine, ömrünce verdiği vatan ve İslam mücadelesine yürekten bağlı değilsen, Vatanın bölünmez bütünlüğü, devletin egemenliği, milletin inanç, hak ve hürriyeti önceliğin değilse Atatürk resimleri paylaşıp biz Atatürk çocuğuyuz demek seni Cumhuriyetçi ve Atatürkçü yapmaz.
Allah'ın emir ve yasaklarına en azından saygın yok ise, gücün olduğu halde infak etmiyor, elinden geldiği halde insanlara faydalı olmuyorsan, insan haklarına özellikle de kadınlara ve çocuklara karşı merhamet göstermiyorsan, eğri otursan bile yeri geldiğinde doğruyu konuşmuyorsan, nefsine hakim olamıyorsan bile en azından onunla bir savaş içinde değilsen, konu ne olursa olsun; "Allah'ın emri Peygamberin sünneti ise konu kapanmıştır" diyemiyorsan; mütemadiyen Cuma mesajları gönderip, ayet hadis paylaşmak, tarikat tarikat dolaşıp, sakal sarık ve cübbe ile gezip, defalarca Hicaz'a gitmek seni dindar bir müslüman yapmaz...
Rehberin Kur'an, menzilin Turan, yolun İslam ve iman, en değerli varlığın Bayrak ve Vatan değil ise, şanlı geçmişine sahip çıkmıyor, geleceğe de geçmişinin ışığıyla yol almıyor, devletin menfaatini kendi şahsi menfaatlerinden daha önemli görmüyorsan, terör söz konusu olduğunda kesin ve net bir tavır koyamıyorsan eğer; bozkurt işareti yapıp üç hilal paylaşıp, ya sev ya terket, ne mutlu Türküm diyene diye sloganlar atmak Necip Fazıl'dan, Arvasi'lerden, Ozan Arif'den, dem vurmak; seni sağcı ve ülkücü yapmaz...
Karıncayı bile incitmekten geri duramıyorsan, bencillikten, cimrilikten, haksızlık, hakaret ve zulüm yapmaktan uzak yaşamıyorsan. Cansız varlıklar da dahil doğanın dengesini korumak için çabalamıyor, kendin de dahil var olan her şeye karşı merhamet gösteremiyorsan; kendi fikrini ve iradeni her halükarda ortaya koyamıyorsan; insan olarak yaratılmış olman seni insan yapmaz...
Kays Mahfi
Atatürk ilke ve inkilaplarına, onun fikir ve düşüncelerine, ömrünce verdiği vatan ve İslam mücadelesine yürekten bağlı değilsen, Vatanın bölünmez bütünlüğü, devletin egemenliği, milletin inanç, hak ve hürriyeti önceliğin değilse Atatürk resimleri paylaşıp biz Atatürk çocuğuyuz demek seni Cumhuriyetçi ve Atatürkçü yapmaz.
Allah'ın emir ve yasaklarına en azından saygın yok ise, gücün olduğu halde infak etmiyor, elinden geldiği halde insanlara faydalı olmuyorsan, insan haklarına özellikle de kadınlara ve çocuklara karşı merhamet göstermiyorsan, eğri otursa bile yeri geldiğinde doğruyu konuşmuyorsan, nefine hakim değilsen bile en azından onunla bir savaş içinde değilsen, konu ne olursa olsun Allah'ın emri Peygamberin sünneti ise konu kapanmıştır diyemiyorsan; mütemadiyen Cuma mesajları gönderip, ayet hadis paylaşmak seni dindar bir müslüman yapmaz...
Rehberin Kur'an, menzilin Turan, yolun İslam ve iman, en değerli varlığın Bayrak ve Vatan değil ise, şanlı geçmişine sahip çıkmıyor, geleceğe de geçmişinin ışığıyla yol almıyor, devletin menfaatini kendi şahsi menfaatinden daha önemli görmüyorsan eğer; bozkurt işareti yapıp üç hilal paylaşıp, ya sev ya terket, ne mutlu Türküm diyene diye sloganlar atmak seni sağcı ve ülkücü yapmaz...
Karıncayı bile incitmekten geri duramıyorsan, bencillikten, cimrilikten, haksızlık, hakaret ve zulüm yapmaktan uzak yaşamıyorsan. Cansız varlıklar da dahil doğanın dengesini korumak için çabalamıyor, kendin de dahil var olan her şeye karşı merhamet gösteremiyorsan; insan olarak yaratılmış olman seni insan yapmaz
Kays Mahfi
0 notes
Text
0 notes
Text
Anne babaların baskısı ve şartlandırmaları yüzünden okul ve eğitim kelimeleri çoğu insanın hayatında olması gerektiği şekliyle yer alamıyor. Mühendislik ya da doktorluk yapmak için degil, mühendis ya da doktor olmak için okuyorlar. Çoğunun tıp isterken amacı iyileştirmek değil o etiketi kazanmak. Okul ve meslek seçerken insanlar ne kadar kazanacaklarına ve toplumda ne kadar havaları olacağına bakıyor. Oysa öğretmen öğretmek, doktor iyileştirmek, mühendis üretmek ve geliştirmek için mesleğini istemeli ve icra etmeli, maaş için değil.
Biz çocuklarımızı yanlış eğitiyoruz. Hayatta okumaktan ve devlet memuru olmaktan başka hiçbir seçenek yokmuş gibi şartlandırmışız ve şartlandırıyoruz.
Oysa bu memlekette kalıpçıya da ihtiyaç var, simitçi ye de marangoza ve tamirciye de. Tabii gönül ister ki meslek erbabı da tahsilli olsun ama bir gelir elde etmek için değil kendine vasıf kazandırmak, kendini eğitmek ve geliştirmek için. İnsanlar hangi alanda marifetli ve yatkın ise o alanda eğitim görmeli ki istisnasız toplumun her ferdi azami verimlilik ile hayatını yaşasın ve hayatlarımıza dokunsun.
Dayatmayla mecburen değil, zevk için ve istediği alanda, içinden geldiği gibi, kaygısızca ama saygıyla okuyacak (ahlaklı ve hem milli hem dini hem de toplumsal değerlerine bağlı) bir gençlik lazım bize.
Kays Mahfi
0 notes