Tumgik
kefenisiyaah · 1 month
Text
Kaç günümü bıraktım dünümde, çeyrek asra çeyrek var sanırım. Tün vaktini aydınlatmaz olmuş ay; hemen bir muma sarıldım. Mum bile titredi şu yalnızlığıma. Bir sigara yaktım, ardından muma üfledim. Yandıkça eksilen tek sen değilsin, dedi. Sordum, kaç şiirlik yangın var içinde? Yazdıkça eksilecek kadar, dedi. Bağırdım ona, ben bazen bağırırım biraz :eksilme," dedim. "Yan ! ben bazen eksilirim biraz; aslında hepimiz eksilirmişiz," dedi. Bunu sonradan öğrendim. Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim. Gözlerime baktı, bir damla yaş süzüldü kirpiklerimdeki bulutlardan,Buğday tenime hemen öfkelendi. "Belki bir çiçek açar," sakin ol dedim. "Yanmış bir bahçede çiçek açar mı?" dedi sessizce. Kaşlarımın köprüsü kırıldı, uzunca süzdüm acıtan ateşi. "Sen hep çok soru sorar mısın?" dedim. "Aydınlatacak kadar," dedi. "Kim sevmez soruları?" dedi. Ben dedim, "Yalan," dedi. Bunu mum söyledi. Mum söyledi, ben yazdım. Yazmasam ağlayacaktım; herkes ağlarmış biraz. Bunu da mum söyledi, ben de ağladım biraz. Sırf bu yüzden mi ağladım? Alçaklık gibi bir şey oldu Bu biraz. olur öyle dedi,Herkes alçaktır, biraz. dedim ya Mum söyledi, ben yazdım; yazmasam ağlayacaktım.
Belki de kırlangıçlar ağlardı pazartesi sabahları feçir sökünce. Belki de ay ve güneş birbirine aşıktı ama asla kavuşmazlardı ,Evvel zaman içinde. kaç yağmur yağdı üzerimize, kaç yalnızlık ıslattı mısraları. Ne geceye ay olabildik ne de içimizdeki yangın aydınlatabildi bir gece.
0 notes
kefenisiyaah · 1 month
Text
Kaç günümü bıraktım dünümde çeyrek asra çeyrek var sanırım tün vaktini aydınlatmaz olmuş ay hemen bir muma sarıldım mum bile titredi şu yalnızlığıma bir sigara yaktım ardından muma üfledim yandıkça eksilen tek sen değilsin dedi sordum kaç şiirlik yangın var içinde yazdıkça eksilecek kadar dedi bağırdım ona ben bazen bağırırım biraz eksilme dedim yan ben bazen eksilirim biraz aslında hepimiz eksilirmişiz dedi bunu sonradan öğrendim ben aslında her şeyi sonradan öğrendim gözlerime baktı bir damla yaş süzüldü kirpiklerimdeki bulutlardan buğday tenime hemen öfkelendi belki bir çiçek açar sakin ol dedim yanmış bir bahçede çiçek açar mı dedi sesizce kaşlarımın köprüsü kırıldı uzunca süzdüm acıtan ateşi sen hep çok soru sorar mısın dedim aydınlatacak kadar dedi kim sevmez soruları dedi ben dedim yalan dedi bunu mum söyledi mum söyledi ben yazdım yazmasam ağlayacaktım herkes ağlarmış biraz bunuda mum söyledi bende ağladım biraz sırf bu yüzden mi ağladım alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz olur öyle dedi herkes alçaktır biraz dedim ya mum söyledi ben yazdım yazmasam ağlayacaktım
Belkide kırlangıçlar ağlardı pazartesi sabahları feçir sökünce belkide ay ve güneş birbirine aşıktı ama asla kavuşmazlardı evvel zaman içinde kaç yağmur yağdı üzerimize kaç yalnızlık ıslattı mısraları ne geceye ay olabildik ne de içimizde ki yangın aydınlatabildi bir gece.
0 notes
kefenisiyaah · 2 months
Text
Yaşadığım en güzel şiirsin, sevgilim Seni çok seviyorum.
ve eklemek isterim ki her şiir tamamlanmalı, senin beni tamamladığın gibi, Sevgilim.
eksik kalmamalı hiçbir şey; hayatta uğruna denizler dalgalanmalı, gökyüzünde kuşlar uçmalı ki senin yüzündeki tebessümlerden çiçekler açmalı.
Ellerin baharı getirmeli mevsimlerden, sen olmalı ki gökyüzü sevgimden dolup saçlarına yağmalı. Her bir damla seni anmalı.
Ne bir şiir, ne sen, ne de ben; dediğim gibi sevgilim, bu hayatta hiçbir şey eksik kalmamalı.
Tamamlanmışların en şanslısı yaptığın için beni teşekkür ederim sevgilim; zira sensiz hayat, aysız geceye, güneşsiz güne, kanatsız kuşa ve denizsiz balığa benzerdi.Hep bir eksik kalırdı güzelliklerim.
0 notes
kefenisiyaah · 2 months
Text
Koca şehirde yapayalnız kaldım bunca kalabalık hep varmışta sanki üstü örtülmüş gibi yerler bir hayli ıslak sarhoş yağan yağmurlar bir ben birde bendeki sen kaldın uzaklarda Rıhtıma oturmuş bir gemi üstelik mumun ucundaki ateş kadar titrek bir liman ateşin ne haddine gözlerin varken beni aydınlatmak aynaların ne haddine ben varken sana güzelliğini hatırlatmak
0 notes
kefenisiyaah · 3 months
Text
Harabeydim, oyunlar oynanırdı, bitince herkes evlerine dağılırdı. Ben sokakta kalırdım, kimsesizlikte yatan kimseydim ve ya mutsuzlukta yatan mutsuz.
Belki bir papatyaydım, yaprakları seviyor sevmiyor diye koparılan, belki de dikenden ibarettim, kendi göz yaşıyla sulanan, belki önemsizliğin en önemsiziydim sadece.
Belki bir güneştim, erken battım, kim bilir bir rüyaydım toz bulutların içinde, belki ayın karanlık yüzüydüm, ama biliyorum bir zamanlar bahar, bahçe ve oldukça gündüzdüm.
Ne güneşin batışını sorguladım, ne karanlıkta yatan karanlığı, ne de samanlıkta iğne tanesi olan umudumu aradım. Sustum ve yazdım, mumlar eridi, sayfalar kirlendi, günler geçti, kalem bitti, silgim zaten hiç yoktu, bunca zamana en büyük şiirim ne yaşadım ne de yazdım.
0 notes
kefenisiyaah · 3 months
Text
Harabeydim oyunlar oynanırdı bitince herkes evlerine dağılırdı ben sokakta kalırdım kimsesizlikte yatan kimseydim ve ya mutsuzlukta yatan mutsuzBelki bir papatyaydım yaprakları seviyor sevmiyor diye koparılan belki de dikenden ibarettim kendi göz yaşıyla sulanan belki önemsizliğin en önemsiziydim sadece Belki bir güneştim erken battım kim bilir bir rüyaydım toz bulutların içinde belki ayın karanlık yüzüydüm ama biliyorum bir zamanlar bahar bahçe ve oldukça gündüzdümNe güneşin batışını sorguladım ne karanlıkta yatan karanlığı ne de samanlıkta iğne tanesi olan umudumu aradım sustum ve yazdım mumlar eridi sayfalar kirlendi günler geçti kalem bitti silgim zaten hiç yoktu bunca zamana en büyük şiirim ne yaşadım ne de yazdım.
0 notes
kefenisiyaah · 3 months
Text
Gün yüzümü görseydi geceye bürünürdü, çiçekler açmazdı yer yüzünde.
Şiirlerim okunsaydı, sırra kadem basmış duyguların şifreleri çözülürdü ve insan oğlu biraz beni ve ya içimde olan seni anlardı.
Pek havam var denemez, sahi yüzüm oldukça donuk ve gözlerimin kahvesi oldukça acı bakar. Güneş değiştirmez rengini, ne eşim var ne de bir çirkin bana benzer.
Umutsuz bir gece, buruk yazılmış bir şiire benzer. Herkes içini dökemez bir mısraya, fakat her ifade bir şiirdir içimde.
yaşananlara ve yazılanlara…
0 notes
kefenisiyaah · 3 months
Text
Şahsiyetim yarım kalmış bir savaş tutturmuş gidiyor içimde, yarından umut beklerken bugün ölmüş insanlar.
Yaşasaydı bilir miydi kendini, bilir miydi dünyada bir zerre içinde bir ben miyim, haddini bilmez davranan bir ben miyim? Geceleri aya karalar bağlayan, gündüze perde çeken, ateşi avuçlayan.
bir ben mi kaldım, bir ben mi yandım? Oysa dedim, başımı kaldırıp göğe; içimi kaplayan bu çölde bir zamanlar nehirler akardı, dünden bugünden habersiz, hiç durmayacak gibi, kendinden hallice.
0 notes
kefenisiyaah · 3 months
Text
Şahsiyetim yarım kalmış bir savaş tutturmuş gidiyor içimde yarından umut beklerken bugün ölmüş insanlar yaşasaydı bilir miydi kendini bilir miydi dünyada bir zerre içinde bir ben miyim haddini bilmez davranan bir ben miyim geceleri aya Karalar bağlayan gündüze perde çeken ateşi avuçlayan bir ben mi kaldım bir ben mi yandım oysa dedim başımı kaldırıp göğe içimi kaplayan bu çölde bir zamanlar nehirler akardı dünden bugünden habersiz hiç durmayacak gibi kendinden hallice
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Saat dokuz on beş garında bekliyorum peronlardan yedi ve günlerden takvimin yaprağını yırtmayı unuttuğum bir gün ama seneyi hatırlıyorum biraz serseriliğim biraz patavatsızlığımdan mütevellit yıl 2003 ve hava oldukça kasvetli gökyüzü yüzüme orantılı ayrıca esen rüzgar bakışlarım kadar keskin bir kör ritim tutuyor ve bir deli oynuyor bir kuş ötüyor ve bir kedi ağlıyor ve ben yazıyorum ama nereye gidiyorum bu satırlar beni nereye çıkartır bilmiyorum zaten bu kadar bilinmişlik arasında bu kadar kaybolmuş birini de tanımıyorum mutluyum desem mutsuzluğumun hatrı kalır tren yaklaşıyor biliyorum ve sonunda biniyorum yirmi bir yıllık bir yolculuk bu en azından şu an bunu biliyorum her şey bir sürprizmiş gibi sanki herkesi bir yerden tanıyorum ve bu tren zihnimmiş gibi ama olay odalarda garipleşiyor gözbebeklerimden belli oluyor şaşırmışlığım bu kadar küçük bir trene bu kadar yanılmışlık ve yaşanmışlık nasıl sığar hiç bir anlam veremiyorum bir kapının başlangıcı bir mutluluğun başı ve bir mutluluğun sonu bir hüznün başlangıcı nasıl olur bilmiyorum sadece izliyorum kalabalık bir koro çalmaya başlıyor ve başında beni aratmayan bir adam elinde bir çubukla ritme yön veriyor her ne kadar kalabalık bir koro olsa da ritim yalnızlığın melodisine çıkıyor ve anlıyorum bu trene 21 makinist kaptanlık ediyor üstelik en genci 1 ve en yaşlısı 21 yaşında yol ilerledikçe bazı insanları alıp yalnızlık korosunun hatıralarına ekleyip bir sonra ki kaptanı bekliyorlar bu trene kaç kaptan daha gelir bilmiyorum tanıdık bu suratlar ve melodisi bir hayli tanıdık bu koro hiç azalmayacak hep çoğalacak ve ben sanki hep yalnız kalıcam ve sonsuza kadar bu trende bu melodiye maruz kalıcam bir şiire sığar mı bilmiyorum
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Mavi gökyüzünün şimşekler çakan siyah bulutlarıydım
Aşka neşter yaraya tuz ve bir çoğu itiraz etmez frida kahlonun en büyük eseriydim zamandan mütevellit sokaklarının serserisiydim
bir melodi çalar bir deli oynardı bir kuş öter bir kedi ağlardı bir sigara yakar bakışlarını bakışlarıma bağlardım ve benim olmayacağını düşünerek belki bir köşede gizli saklı ağlardım
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Cüret edip haykırsaydım insanlığa derdimi, Kaleme sırrımı sırdaş eder miydim?
Bileydim ki gözlerin derdimde deva, bunca derdi içime salıncak eder miydim?
Miras değildi bunca yangın, bana ne diyeyim?
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Ve aydınlık yerini karanlığa bıraktı. Gecenin en sevdiğim saatleri yatağın ortasına bu deli tek başına neler yazıyor diye biliriz aslında, ama gözükmeyen bir kısım var. Bu karanlık yalnızlıkta bir o kadar yanlışlık ve yanılmışlık yatıyor aslında. Ve ah evet, bir o kadar da kalabalık yatıyor bu zihinde. Hiç susmuyor yani sanırım insanlar beni kendimle kaldığım zaman yalnız sanıyor, ama benim en kalabalık yanım sanırım yalnızlığım. Yine de korkutmuyor beni, en büyük korkum sanırım felç olmak. Diye biliriz aslında, gözlerimle beni öldürmeleri gerektiğini nasıl anlatırım diye düşünüyorum insanlara. Ve bazen felçli uyanıyorum, yüzümü en büyük korkumla sevişmenin verdiği o buruk tat kaplıyor. Belki 30 saniye sürüyor ama bana 1 saat gibi geliyor. Bu konu hakkında net bir bilgi yok, hepimiz kötü şeyler yaşarız bu konuda Hem fikiriz ama kaçınız artık kabuslarınızla normal hayatınızı karıştıracak kadar kötü rüyalar görüyor, bilmiyorum. Yataktan sıçrasan da o kabus devam ediyor ve ben rüya mı acaba gerçek mi bunun kararlığını bile kaybediyorum. Kaburgamda ki çatlaklar nadir yazdığım o şiirler tatlığında acılar veriyor bazen ve ben hala ısrarla bazı şeyleri unutmamın arkasında kafamı çok sert vurduğumu bahane ediyorum. Yine de bu evin bana unutturmadığı anılar var. Hayat bazen kurtulamayacağını anladığın kazalar gibi olabiliyor. Gözlerini kapatıyorsun ve açtığında her şey yaşanmış oluyor. Gözlerimi kapatıyorum ve Ertan amcam hiç kanlar içinde bir kaldırım kenarında durmuyormuş gibi başıma geliyor ve erken yat, sabah seni denize götüreceğim diyor. Ayrıca Seyfi amcam ve yengem hiç boşanmamış gibi Furkan abim ve ben sabahlara kadar avaz avaz gülüp yine denize gitmek için uyanamamışız gibi oluyor. Bu sesiz evde bile aslında gözlerimi kapattığım zaman çok kalabalık olduğumu fark ediyorum Açtığımda ise her şey çoktan yaşanmış oluyor. Bazı kabusları gözümüz açıkken görürüz aslında ve bu en kötü kabuslardır. Aslında, gözlerimi açtığımda hayat çoktan en değerli taşları dalgalarla kıyımdan alıp zihnimde ki ıssız denizin kumlarına çekip üstünü kapattığı değerli taşlar haline getiriyor. Geriye bu ilişki buraya nasıl geldi dediğim bir aşk, iki mutsuz surat ve sokakta bulduğum bir kedi kalıyor.
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Ve aydınlık yerini karanlığa bıraktı gecenin en sevdiğim saatleri yatağın ortasına bu deli tek başına neler yazıyor diye biliriz aslında ama gözükmeyen bir kısım var bu karanlık yalnızlıkta bir o kadar yanlışlık ve yanılmışlık yatıyor aslında ve ah evet bir o kadar da kalabalık yatıyor bu zihinde hiç susmuyor yani sanırım insanlar beni kendimle kaldığım zaman yalnız sanıyor ama benim en kalabalık yanım sanırım yalnızlığım yine de korkutmuyor beni en büyük korkum sanırım felç olmak diye biliriz aslında gözlerimle beni öldürmeleri gerektiğini nasıl anlatırım diye düşünüyorum insanlara ve bazen felçli uyanıyorum yüzümü en büyük korkumla sevişmenin verdiği o buruk tat kaplıyor belki 30 saniye sürüyor ama bana 1 saat gibi geliyor bu konu hakkında net bir bilgi yok hepimiz kötü şeyler yaşarız bu konuda hem fikiriz ama kaçınız artık kabuslarınızla normal hayatınızı karıştıracak kadar kötü rüyalar görüyor bilmiyorum yataktan sıçrasanda o kabus devam ediyor ve ben rüya mı acaba gerçek mi bunun kararlığını bile kaybediyorum kaburgamda ki çatlaklar nadir yazdığım o şiirler tatlığında acılar veriyor bazen ve ben hala ısrarla bazı şeyleri unutmamın arkasında kafamı çok sert vurduğumu bahane ediyorum yine de bu evin bana unutturmadığı anılar var hayat bazen kurtulamayacağını anladığın kazalar gibi olabiliyor gözlerini kapatıyorsun ve açtığında her şey yaşanmış oluyor gözlerimi kapatıyorum ve Ertan amcam hiç kanlar içinde bir kaldırım kenarında durmuyormuş gibi başıma geliyor ve erken yat sabah seni denize götüreceğim diyor ayrıca seyfi amcam ve yengem hiç boşanmamışta Furkan abim ve ben sabahlara kadar avaz avaz gülüp yine denize gitmek için uyanamamışız gibi oluyor bu sesiz evde bile aslında gözlerimi kapattığım zaman çok kalabalık olduğumu fark ediyorum açtığımda ise her şey çoktan yaşanmış oluyor bazı kabusları gözümüz açıkken görürüz aslında ve bu en kötü kabuslardır aslında gözlerimi açtığım zaman hayat çoktan en değerli taşları dalgalarla kıyımdan alıp zihnimde kumların kapattığı değerli taşlar haline getiriyor geriye bu ilişki buraya nasıl geldi dediğim bir aşk iki mutsuz surat ve sokakta bulduğum bir kedi kalıyor
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Geçmişi çoktan unuttum dalından düşmüş 20 sene ve senli açan 92 gün 92 filiz dalımda sevgilim sen beni değil zamanı bile yendin oysa insanlar zamana yenilir derler zaman durdu ben sevmeye başlayınca seni
-ki ancak senin gibi bir kadın durdura bilirdi bende saklı olan zamanı
İnan ki kız kulesi Galata boğaz Aydos ormanı inan ki deniz gökyüzü ve yer yüzü ve esen rüzgarda bir kaldırımın köşesinde ki benekli kedi bile hatta İstanbul bile benimle birlikte ve benim kadar düşünürler seni benim kadar diyemem ama onlarda özler seni inan ki hep dalgınım bu günlerde bir sigara yakar ve balıkların insanları tutuşunu seyrederim güneşin karanlığında şiirler yazar gecenin aydınlığında seni ararım bir gün saate bakmasam hangi ayda olduğumu unuturum takvimlere yaprakları eklerim ki zaten aklım başıma gelmiyor başıma çarpmadan sevdan dalıp dalıp gidiyorum yürürken sana kaç var diyorum saati sorarken hiç böyle olmamıştın bir bilene sor diyorlar
Aşk bu ne bende ki seni ne de sende ki beni kimse bilmiyor diyorum.
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Bunca kalabalık içinde yalnız bir tablo gibi eskimiş bir çiviyle asılıyım hayata esen rüzgar sallar ama düşürmez beni manzaram bugün İstanbul boğazı martıların sesleri satırlarımın cilvesi ve en olası şey zaten bunca ışık arasında karanlığımın içimde sakladığı hüz
0 notes
kefenisiyaah · 4 months
Text
Sonradan görmeyim aşkı şiiri sevgiyi ve seni sevgilim
Şiirler yazarım aşkla yaşarım sanırdım hatta sevildim bile sanırdım sen gelene kadar her konuda yanıldım ve bu yüzden de yakılıp yıkıldım
dikenli çiçekler verdim ekşi meyveler sonra sen çıktın gözlerinin en yeşilinden çiçekler ektin aşk-ı bahçeme oysa ben senle geçen günlerimi rüya sanırdım
uyandığım kabuslardan güzel olduğun kesindi hatta dinlediğim masalarda ki prenseslerden ve hayal ettiğim aşklardan seni bulana kadar aşkı yaşadım şiiri yazdım sanırdım.
1 note · View note