likyayolda
likyayolda
Likya Yolda
17 posts
Likya, Ezgi ve Ozan’ın yol maceraları
Don't wanna be here? Send us removal request.
likyayolda · 2 months ago
Text
Kayakoy (Levissi), Fethiye
📍Fethiye’ye yaklaşık 8 km uzaklıkta yer alan Kayaköy, eski adıyla Levissi, bir zamanlar Rumların yaşadığı canlı bir yerleşimken, bugün zamana direnen taş evleriyle bir açık hava müzesi gibi.
Tumblr media
Kayaköy'ün bulunduğu bölge, antik çağlarda Karmylassos adıyla biliniyordu. Ancak 11. yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşen Rum Ortodoks halk, bugünkü taş evleri, şapelleri ve kiliseleri inşa etmeye başlamış. 19. yüzyıla geldiğimizde Levissi, eğitimli ve zengin bir kasaba hâline gelmiş: okulları, hastaneleri, zanaatkarları ve aktif bir sosyal yaşamı varmış.
1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi anlaşmasıyla birlikte, Levissi'nin Rum halkı zorunlu olarak Yunanistan'a göç etti.
Yerlerine gelen Türk göçmenler (mübadele ile), Kayaköy'ün taş evlerine uyum sağlayamadı. Çünkü:
Evlerin yapım tarzı farklıydı.
Tarım için elverişli düzlük alanlar yetersizdi.
Bu nedenle göçmenler, vadideki daha düz alanlara yerleşmeyi tercih etti ve Kayaköy zamanla boşaldı.
Tumblr media
Kayaköy'de;
Yaklaşık 500 taş ev (hiçbiri diğerinin manzarasını kapatmayacak şekilde inşa edilmiştir!)
İki büyük kilise ve 14 küçük şapel
Dar sokaklar, taş merdivenler ve geçmişin izlerini taşıyan boş meydanlar
bulunuyor.
Tumblr media
Tecrübeyle sabit:
Müze kart geçerli.
Rahat yürüyüş ayakkabısı ve bol su almayı unutmayın.
Çok tatlı bir hediye dükkanı vardı, magnetleri oradan aldık.
Tumblr media
0 notes
likyayolda · 2 months ago
Text
Belcekiz Plaji, Fethiye, Mugla
Fethiye'nin en güzel sahillerinden Ölüdeniz'deyiz.
Ölüdeniz sahili boyunca küçük küçük plajlar var, bunlardan en merkezi olanı ise Belcekız Plajı.
Birçok pub/restaurant bulunuyor Belcekız plajında, hatta paragliding yaptığınızda iniş noktanız da tam burada olacak.
Tumblr media
Ama tabii ki bir yerin hikayesi varsa, illa ki ben de anlatacağım... Yok konuşmadan duramıyorum. Bir de benden dinleyin Belcekız Plajı'nın meşhur hikayesini bakalım.
Tumblr media
Ölüdeniz, genel olarak adına yakışır bir koy olup sakin suları ile meşhur. Eskiden denizciler su ve erzak almak için Ölüdeniz'e yanaşırlarmış.
Bir denizci ve oğlu da, herkes gibi Ölüdeniz'e yanaşmış, su ve erzak alacaklar. Kaptan tabii ki bu işler için oğlunu yollamış karaya. Oğlan alışveriş yaparken burada yaşayan güzeller güzeli Belcekız ile karşılaşmış bu ziyaretlerden birinde. Görür görmez de vurulmuş Belcekız'a.
Bizim oğlan da denizci ya, yakışıklı, boylu poslu bir delikanlı. Belcekız da bu gence aşık olmuş. Artık her ziyaretinde oğlumuz Belcekız ile görüşmek için koşa koşa şehre gidiyormuş.
Bu durumdan kaptan babanın haberi olmuş. Oğlunun yüzündeki aşk dolu sırıtışları, derin derin uzaklara bakıp iç çekmeleri fark etmiş tabii.
Tumblr media
Birgün Ölüdeniz yakınlarından geçtikleri bir anda, denizde fırtına çıkmış. Gemi sallanıyor, su alıyor, baba oğul panik.
Bu sırada oğlan, Ölüdeniz'e yakınlıklarını bilip babasını, buraya çıkacakları bir rotaya girmeye ikna etmeye çalışmış. Bu rotayı takip ederlerse, Ölüdeniz'in "ölü" ve sakin sularına kavuşup fırtınayı atlatacaklarını anlatmaya çalışmış kaptana.
Kaptan ise (burada gözümde yaşlı, huysuz bir dede canlanıyor hep) oğlunun Belcekız'ı görmek uğruna kendilerini alabora etmeye razı olduğunu düşündüğünden, sinirli bir şekilde oğlanın dediklerini reddediyormuş.
Oğlan kurtulmak için ısrarcı, baba ise oğlana güvenmediğinden inatçı...
Tumblr media
Kavga gürültü derken kaptan babamız sinirlenmiş ve bir kız için kendi hayatlarını hiçe sayacağını düşündüğü oğlunu gemiden fırtınalı sulara atmış.
Oğlumuz sularda kaybolurken fırtına yavaşça dinmeye başlamış. Hava sakinleyip sular durulunca baba oğlunun gitmeye çalıştığı rotayı görmüş; buradan sakin suları ile meşhur Ölüdeniz kıyılarına çıkıldığını anlamış. Anlamış da olan olmuş artık. Oğlu denizde can vermiş, hem de babasını ve kendini kurtarmak isterken...
Baba pişmanlık içinde sularda oğlunu bulmaya çalışırken tüm bu olanları kayalıklardan izleyen ve sevdiği adamın babası tarafından denize atılıp öldürüldüğünü gören Belcekız, bu acıya dayanamayıp kendini kayalıklardan sevdiği adamın boğulduğu sulara atmış.
İki sevgilinin bu hazin sonunu duyanlar bu hikayeden o kadar etkilenmişler ki, kızın atladığı yere Belcekız sahili adını vermişler. Oğlumuzun düştüğü yer ise Ölüdeniz olarak anılmış.
İki tarafın da gün içinde kızıl güneş ışıkları ile parlaması ise, göklerin bir ölen delikanlıya bir de ölen kızımıza yandığını düşündürtüyor.
Tumblr media
0 notes
likyayolda · 1 year ago
Text
Yesiluzumlu, Fethiye, Mugla
Biz geri döndük 😊
Sezonun açılışını da, Ozan'ın 2017-2019 yıllarında yaşadığı  ve çalıştığı Yeşilüzümlü (eski ve daha bilinen adı ile Üzümlü) ile yaptık.
Tumblr media
Burası oldukça farklı bir köy.
Köyün yerlileri burada yaşamaya devam ederken aynı zamanda fazlasıyla İngiliz ve İskoç vatandaş da köyde ikamet ediyor. Hatta birbirlieri ile evlenenler de olmuş. Bunun yanında Türkiye’nin çeşitli yerlerinden insanlar da bu köye yerleşmiş ve hatta burada küçük işletmeler de kurmuşlar.
Tumblr media
2019 yazında, Ozan'ın da bir parçası olduğu çeşitli atölyelerin inşaası ile temelleri atılan Çocuk ve Sanat Günleri yapılmış. Devamı gelir mi bilmiyorum ancak fikir oldukça güzel. Seramik, resim gibi birbirinden farklı atöye kurulmuş önce köye. Sonrasında gönüllü öğretmenler ve katılımcılar ile eğlenceli bir süreç geçmiş.
Tumblr media
Ancak köyde 2008’de başlayan ve hala devam eden asıl etkinlik Kuzugöbeği Mantar Festivali. Bu festival oldukça geniş bir katılımcı kitlesine sahip. Haluk Levent bile sahne almış bu festivalde. Öncesinde tabii Kuzugöbeği mantarı nedir biraz ona değinmek gerekiyor.
Tumblr media
Bu mantar oldukça faydalıymış ancak maalesef hem çok az rastlanıyor hem de özellikle Türkiye’de yetişenlerde zehirli olanlarına da rastlandığı için görünce “ay ne güzel” diyip de ağza atmamak lazım. Çiğ yenilmesi de önerilmiyor, mutlaka bilen kişilerden alınmalı ve pişirilip yenmeli dendi bize. Ha zaten mantarın herhangi bir çeşidini çiğ olarak tüketen bir çılgınsanız, sözün bittiği yerdeyiz demektir, o ayrı. 😊
Tumblr media
Bu köyde ayrıca benim üniversiteden de arkadaşlarım olan dünya tatlısı bir çift de kendi kahve markalarını kurup büyüyüp gittiler (Flora & Fauna). Köydeki yerlerini artık kapattılar ve Fethiye merkeze yerleştiler ancak köydeki potansiyeli anlatabilmek için güzel bir örnek olduklarını düşünüyorum.
Tumblr media
Köyde aynı zamanda açık kütüphane de var ve bence bu tarz oluşumlar her köyde olmalı. Biz gittiğimizde köy oldukça boştu, bu nedenle çok da insanlarla konuşma fırsatımız olmadı. Fakat – ve bu tamamen benim fikrim – köydeki eski taş evlerin yanında yeni beton ve lüks villalar olması pek hoşuma gitmedi, olmamış sanki ya. Umarım köy (artık mahalle statüsünde) ilerde küçük bir Bodrum olmaz.
Tumblr media
Köye oldukça yakın bir de antik kent var. Kadyanda antik kentini de buraya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin diyeceğim ancak bunu darken de yüzüm kızaracak… Çünkü biz burayı ziyaret edemedik. Bu yılki planlarımız arasında ilk sıralarda ve detaylı bir yazı da yazmak istiyorum ancak şimdilik kısaca bahsedip bu utancı sonlandırmak en iyisi olacak gibi. (Kediyle gezmenin zorlukları arkadaşlar, Likya biraz huysuzdu bu seyahatte.)
Tumblr media
Kadyanda, Likya dönemine ait bir antik kent. Kentte bir atletizm merkezi (stadyum) bulunuyor. Bunun yanında, her antik kentin ortak yapısı olan tiyatro da var tabii ki. Hamam, agora ve tapınaklar da yer alıyor. Hatta buradaki koşu yolunda koşular da düzenleniyormuş festival döneminde.
Kadyanda ile ilgili yol kenarı okumamızdan bir özet geçmiş oldum ancak dediğim gibi detaylı bir gezisini de planlıyoruz. Kendi ayrı yazısı da olacaktır diye umuyorum.
Tumblr media
Üzümlü’den bahsedip de Dastar dokumalardan söz etmezsem taşlanırım sanırım. Genelde ipek dokuması ancak pamuk ya da yünden bile yapılabiliyormuş. Düvenlerde dokunan bu kumaş, yazın serin kışın da sıcak tuttuğu için tercih ediliyormuş, ki Akdeniz ikliminde tam bir nimet diyebiliriz bence. Her bir kumaş elde dokunduğundan hepsi birbirinden farklı ve eşsiz oluyor. Eşarp ya da şal olarak da kullanılabilecek şekilde satışlar var, köy meydanında hemen göreceksiniz zaten sergilenen dastar dokumaları.
Tumblr media
Son olarak da şarap konuşacağız. Köyün içinde şaraphaneler var ve tadım yapıp satın alabiliyorsunuz veya oturup bir kadeh içip kalkabilirsiniz. Şarapları oldukça lezzetli, ev yapımı ve gerçekten bunun farkını hissedebiliyorsunuz (şaraptan anlamayan ben bile tat, koku ve dokudaki farkı hemen anladım mesela 😊)
Tumblr media
Eğer Fethiye’ye yolunuz düşerse, mutlaka Üzümlü’ye uğrayın derim. Köyün merkezinde oldukça huzur veren bir hava var. Biz yolumuzun üstü diye uğradık ancak başka bir zaman Likya’yı da evde bırakarak daha kapsamlı gezmeyi planlıyoruz. Siz bizden önce giderseniz belki sizin deneyimlerinizi de öğrenip daha bilgili bir seyahat yaparız.
Tumblr media
Herkese bu yaz bol gezmeler diliyoruz🌞
5 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Kedinizi Araba Yolculuguna Alistirmanin Yollari
Tumblr media Tumblr media
Birçok kedi, yabancı sesler, hareketler ve sınırlı alan nedeniyle araba yolculuklarına karşı doğal olarak endişeli olabilirler. Ancak sabır ve doğru eğitimle, kedinizin araba yolculuklarına daha rahat alışmasına yardımcı olabilirsiniz. İşte size yardımcı olabilecek bazı adımlar:
***Her şeyden önce her türlü konuda mutlaka veterinerinize danışın***
1. Aşamalı Alıştırma: İlk olarak, hareket etmeyen bir arabada kedinizi konforlu hale getirmek ile başlayalım. Taşıma çantasını araba içine koyun, kapısını açık tutun ve içine rahat bir yatak koyun. Kedinizin arabayı kendi isteğiyle keşfetmesine izin verin.
2. Olumlu İlişkilendirme: Arabayı olumlu deneyimlerle ilişkilendirin. Taşıma kabının içine ödüller, oyuncaklar veya eğer kedinizin Likya gibi uyurken emdiği bir yorgan/hırka vs varsa onu koyun ve içeriye girmesine ve istediğinde çıkmasına izin verin.
3. Kısa Geziler: Kediniz arabada hareket etmeden rahat hissettiğinde, blok etrafında kısa ve yavaş yolculuklar yapın. Zaman içinde bu yolculukların süresini giderek artırın. Yavaş yavaş aracı da hızlandırabilirsiniz (20 km/s'ten 40 km/s'e örn).
4. Tanıdık Kokular: Kedinizin, aracı tanıdık kokularla ilişkilendirmesine yardımcı olun. Taşıma kabının içine sizin kokunuzu taşıyan bir t-shirt veya onun en sevdiği battaniyesini koyun.
5. Sakinleştirici Feromonlar: Sentetik sakinleştirici feromonları (sprey veya difüzör şeklinde mevcut) kullanmayı düşünüyorsanız, veterinerinizden yardım alabilirsiniz.
6. Taşıma Kabini Seçimi: Kedinizin alışabileceği rahat ve güvenli bir taşıma kabini kullanın. Onun için rahat ve güvenli bir alan oluşturmak önemli.
7. Sık Sık Olumlu Geri Dönüşler: Araba yolculukları sırasında ve sonrasında ödüller ve oyun/sevgi sunarak araba ile olumlu ilişkiler oluşturabilirsiniz.
8. Müzik ve Sakin Bir Atmosfer: Arabada sakinleştirici müzik çalın ve ortamı mümkün olduğunca sessiz ve sakin tutun. Yüksek sesle müzik dinlemenizi, eğer evde de sürekli gürültülü ortam yoksa, tavsiye etmem.
9. Olumlu Uygulamalar: Kedinizi düzenli olarak kucağınıza alıp okşayabilirsiniz (dokunulmaktan nefret etmiyorsa tabii ki), patilerine dokunun ve başını okşayın. Bu şekilde, veteriner ziyaretleri ve araba yolculukları sırasında stresi azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
10. Bir Veterinere Danışın: Eğer kedinizin araba yolculuklarına karşı korkusu aşırı derecede ise, veterinerinize danışmayı düşünebilirsiniz. Veterineriniz, kaygıyı hafifletmeye yardımcı olabilecek teknikleri veya ilaçları önerebilirler. Sonuçta bu konuda en bilgili kişiler onlar.
Unutmayalım, sabır kedi bakımında çok önemli. Her kedi farklıdır ve kedinizin araba yolculuklarındaki korkusunu yenmesi zaman alabilir. Her zaman kedinizin iyi oluşunu ve konforunu öncelikli tutun ve asla onu stresli bir duruma zorlamayın. Aşamalı alıştırma ve olumlu ilişkilendirme, kedinizin araba yolculuklarına karşı olan korkusunu yenmesine yardımcı olabilir. Erken yaşlarda bu alışkanlığın edinilmesi çok daha kolay olacaktır.
Ancak bazı kediler ne yaparsanız yapın araba yolculuğunu sevmeyebilir. Bazı kediler sahiplerinin omzunda dünyayı gezerken, bazı kediler evlerinden dışarı adım bile atmak istemez. Hiçbir şekilde arabada seyahate alışmıyorsa, kedinizi daha fazla strese sokmamanızı ve zorunda olmadıkça arabaya bindirmemenizi öneririm. Çünkü onlar çok hassas ve size dertlerini anlatamıyor. Yapabileceğimiz tek şey onları olabildiğince rahat ettirmek olamlı.
0 notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Gururumuzsunuz kızlar!
Avrupa Şampiyonu Türkiye!
9 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
28K notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
İstanbul Airport, 2023
5 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Listenin dolu halini de ekledik. Güle güle kullanın 😉
Ücretsiz indirme linki burada => 🌞
Tumblr media
Tatillerinizde bavul hazırlamakta zorlanıyorsanız, ha bir de benim gibi mutlaka bir şeyi unutuyorsanız, bu listemizi kullanabilirsiniz. Dolu hali de var, belki onu da daha sonraki zamanlarda paylaşabiliriz, biraz daha geliştirince tabii ki 😏
Ücretsiz indirme link burada => 🌞
2 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Tatillerinizde bavul hazırlamakta zorlanıyorsanız, ha bir de benim gibi mutlaka bir şeyi unutuyorsanız, bu listemizi kullanabilirsiniz. Dolu hali de var, belki onu da daha sonraki zamanlarda paylaşabiliriz, biraz daha geliştirince tabii ki 😏
Ücretsiz indirme linki burada => 🌞
2 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Meryem Ana Evi, Selcuk, İzmir
Tumblr media
Kimdir bu Bakire Meryem?
Meryem Ana, Hz. İsa’yı doğurduğuna inanılan, Bakire Meryem adı ile de bilinen kişidir.
Tumblr media
İsa doğana kadar bakire kalmış, evlenmemiş ve Tanrı’nın Kutsal Ruhu ile hamile kalıp İsa’yı doğurduktan sonra – işte burada mezhep savaşları başlasın - Hz. Yusuf ile evlenip başka çocuklar doğurmuştur. Katolisizm’de kendisinin Kudüs’te “Bekaret Yemini” ettiği, İsa’yı doğurduktan sonra da ölene kadar bakire kaldığına inanılıyor. Protestanlık ise İncil’de İsa’nın kardeşi olarak alınan 4 kişinin, Hz. Meryem tarafından İsa’dan sonra doğurulduğunu savunmakta ve Meryem Ana’nın İsa doğana kadar bakire kaldığına, sonra Yusuf ile evlenip 4 çocuk doğurduğuna inanmaktadır. Bu konuyu daha derinden inceleyip bilir kişilere de başvurmam gerekli. İncil’in yalnızca bir kısmını, o da yıllar önce meraktan, okumuştum. Belki bu yazıya daha sonra, daha doğru bilgilerle ekleme yapabilirim ancak şu anki asıl konumuz Meryem Ana’nın evi olduğu için daha fazla uzatmak istemiyorum. 
Ömrümde bir kadının bekareti hakkında bu kadar yorum yapacağımı da hiç düşünmemiştim. 
Tumblr media
Meryem Ana, Hristiyanlıkta ve Incil’de resmi olarak kutsal olduğu açıklanmamış, ancak mezheplere göre (yine bu mezhepler) bu konuda ayrışmaya neden olan bir figür. Kendisine kurtuluş ve iman için değil, yalnızca örnek insan olarak bakılması gerektiği vaaz edilse de, Katolisizm’de Meryem Ana’nın kutsal olarak görüldüğüne de şahit oluyoruz. Ki kendisi zaten “Aziz” ünvanına sahiptir. Meryem Ana ve kutsallığı hakkında daha detaylı ve İncil’den de alıntılar içeren makaleye buradan ulaşabilirsiniz.
Annelik Süreci 😊
Cebrail Melek tarafından kendisine (bazı kaynaklarda ise Yusuf’a) “Tanrı’nın Kutsal Ruhu ile hamile kalıp İsa’yı doğuracağı” bilgisi verildikten sonra Meryem hamile kalır, o dönemde nişanlı olduğu (ve eli eline henüz değmemiş olan) Yusuf ile Beytüllahim’e gider. Sonrasında mesih İsa doğar. Ardından Yusuf, Meryem ve İsa bebek Nasıra’ya giderler ve İsa çocukluk ve gençlik dönemini burada geçirir (Kendisine Nasıralı İsa da deniyor. Ayrıca Nasranilik kelimesi de buradan türemiştir).
Tumblr media
Rahibe Anne Katherina Emmerich
Anne Katherina (Catherine) Emmerich, 1774-1824 yılları arasında yaşamış Alman bir rahibe. 2004 yılında Papa İkinci John Paul tarafından kutsanmıştır da.
Rahibe Emmerich, oldukça hasta ve kırılgan bir kadınmış. Kendisinin güçlü tasavvur yeteneği olduğu bilinir. Daha önce Efes ve çevresinde hiç bulunmamış olmasına rağmen, rüyasında Meryem Ana’nın evini görür. 1881 yılında, Fransız asıllı bir Rahip olan Abbé Julien Gouyet, rüyada görünen bu evin Bülbüldağı’ndaki bu taş ev olduğunu söyler.
Bu iddia önce çok ciddiye alınmasa da bundan 10 yıl sonra 1891’de Rahibe Marie de Mandat-Grancey’nin ısrarları üzerine yeniden bu eve gidilmesi sonucunda, çatısı olmayan bu evin Meryem Ana’nın evi olduğu kabul görüyor.
Şöyle ki, bu evin uzun zamandır Şirince’deki Rum halkı tarafından da aslında Panaya Kapulu (Bakire’ye Giden Kapı) olarak anıldığı ve ziyaret edildiği keşfedilmiş, tabii bu durum Katherina'nın rüyası ile de birleşince akıllarda pek sor işareti kalmamış.
Hristiyanlıkta Meryem’in yükseliş tarihi olan 15 Ağustos’ta buraya haç ziyaretleri gerçekleşiyor.
Tecrübeyle Sabit
Giriş ücreti kişi başı 25 TL, ayrıca otopark için de 50 tl alınıyor
Doktora öğrencileri de öğrenci indirimden faydalanabiliyormuş 🙂
Müze Kart geçerli değil
Tumblr media
Burayı bikini/mayo ve parmak arası terlik ile ziyaret etmemeniz gerekiyor. Sonuçta burası bir ibadet yeri, biraz daha düzenli kıyafet giymek gerekli, bağırış çağırışları dönüş yoluna saklayın, ziyaret sonrası güzel kumsallarda eğlenmeye devam edebilirsiniz sonuçta. Kısacası “inanmıyorsan da saygı duy kardeşim” 😀
Tumblr media
Kilisede 10 TL bağış yaparak mum alabiliyorsunuz. Sonrasında, bahçede bu mumları yakıp dua edebileceğiniz bir alan mevcut
Dilek duvarı da var, çaput, dua vs bağlayıp dilek dileyebiliyorsunuz.
Tumblr media
Magnet almak istedik ama maalesef EUR kuru ile sabitliydi, günlük değişiyor, Haziran 2023’te 85 TL dediler bize, alamadık...
Tumblr media
Gidiş yolunda çok güzel bir Meryem Ana heykeli göreceksiniz, içerde eve giden bahçe yolunda da küçük bir heykel mevcut
Tumblr media
4 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Note
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Dönüş Yolu
1 note · View note
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Kuşadası, Aydın
8 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Pelitköy, Burhaniye
9 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Pelitköy, Burhaniye
262 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Tumblr media
Cunda, Haziran 2023
22 notes · View notes
likyayolda · 2 years ago
Text
Seytan Sofrasi, Ayvalik, Balikesir
Tumblr media
1500’lü yıllarda Osmanlı egemenliğindeki Ayvalık (antik çağdaki adı ile Kidonia), çoğunluğu Rumların yaşadığı bir bölgeydi. Rivayete göre, burada Penelope isimli bir Rum adam yaşıyor. Penelope, kilise ile arayı açınca, papazlar “Bu adam Şeytandır.” diyerek halkı galeyana getiriyor. Penelope de, halk arasında Şeytan lakabı ile anılmaya başlıyor.
Tumblr media
Ayvalık bölgesinde yaşanan bir kuraklık döneminde, (tabii halk Tanrı’ya mı kızsın...) kilise hemen sebep üretip bu kuraklığa neden olarak Penelope’yi işaret ediyor. Halk, Şeytanı linç etsin diye Papazlar propaganda yapmaya başlıyor. Penelope, bu dönemde kendisine şeytan gözü ile bakan halktan uzak, şu an Şeytan Sofrası dediğimiz tepede yaşıyor. İnsanlar, Papazlardan ve kiliseden aldıkları gaz ile Penelope’yi öldürmek için bu tepeye yola çıkıyorlar.
Tumblr media
Bunu duyan Penelope de, yaşadığı tepede çok zengin bir sofra hazırlıyor. Öyle bir sofra ki, bir kuş sütü eksik (o kuraklıkta bir Şeytan’ın yüzü gülmüş anlaşılan 😊).
Kuraklık nedeniyle zaten aç olan insanlar sofrayı görünce Penelope, Şeytan falan unutup sofraya gömülüyor. Onlar yiyip içerken, fırsattan istifade Penelope kaçıyor tabii.
O zamandan sonra da bu tepeye Şeytan Sofrası deniyor. Sofranın hikayesi bu şekilde.
Peki nedir bu ayak izi olayı?
Tumblr media
Ayak izinin hikayesi ise Yunan Mitolojisine dayanmakta. Yunan Tanrılarının kralı Zeus (Göklerin ve şimşeklerin Tanrısı), Şeytanı cennetten kovması için Selene (Ay Tanrıçası) ile konuşur ve Selene, Zeus’un talebi üzerine Şeytanı cennetten kovar (tanrı sayısı fark etmeksizin, her dinde bu Şeytan bir tur cennetten kovulmuş fark ettiyseniz).
Cennetten kovulan Şeytan ise, kaçarken bir ayağını Şeytan Sofrası dediğimiz tepeye, diğer ayağını ise Midilli adasına basar ve koşarak cennetten kaçar. 
O sırada bıraktığına inanılan ayak izi ise, şu an demirlerle çevrili olarak korunuyor.
İlginçtir ki insanlar bu çukura bozuk para atarak dilek diliyorlar, bu dilekler Şeytan’a mı yoksa Selene’ye mi iletiliyor emin değilim. En son gidişimizde, çitlere dilek çapulları da bağlandığını gördük. Yine de çok zor durumda değilseniz, Şeytan’la iş birliğine girmeyin derim. 😊
Mükemmel bir manzara, harika gün batımı ve çok güzel fotoğraflar için mutlaka en geç gün batımına 1 saat kala gidip, güneşi batırmadan dönmemeniz gereken bir yer.
Tumblr media
Tecrübeyle Sabit:
Arabanızı sofraya kadar çıkarmayıp 200 metre önce yol kenarına park ederseniz 40 TL* cebinizde kalmış olur (*Haziran 2023 fiyatı).
İçeriye yiyecek içecek alınmıyor yazısı var ancak suyunuzu vs atmayın. O kadar da yasak değil, çünkü zaten oraya restaurant için gitmeyen bir sürü insan olacak.
Alkol ile giriş yasak, biranızı bitip girmeniz gerekecek.
Güneş, giriş kapısının sol tarafından (batıdan yani 😊) batacak. O taraflara doğru yer kapmaya bakın, yoksa kaçırırsınız.
Mümkün olduğunca önünüzde insanların dikeleceği bir boş yer kalmamasına dikkat edin, masaya oturuyorsanız mutlaka önünüze insan gelmesini engelleyin, kalabalıkta siz para verip masanıza oturmuşken, insanlar bir anda önünüze geçip manzaranızı kapatabilir.
Hatta bence masaya oturmayın, önünüzün kapanmayacağı bir yer bulup tadını çıkarın.
Restaurant self servis.
Tumblr media
9 notes · View notes