marioiyi
marioiyi
Beni merak etmeyin. İyiyim.
1 post
Don't wanna be here? Send us removal request.
marioiyi · 8 years ago
Text
Beni merak etmeyin. İyiyim.
*vid
Uçağa binişte bir tehlike yaşamadım. Neyse ki polisler orada olduğunu bile anlamadı. Basit bir teslimat sonuçta. Kötü hiç bir şey yaşanmayacak... -Heyecandan öleceğim sanırım... -------------------------------------------------------------------
Uçağa biner binmez çaktım hapı, gözümü açtığımda Bangkok'taydım. Hostes uyandırdı. Bir an cennetteyim sandım. Tabi benim salya bıyıktan damlar haldeyken, çok da bir etki yaratmadı kadının üzerinde, benim pembe saçlarımın büyüleyici etkisi. Ha ha ha... Gülümsedi, gayet resmi bir şekilde; -Bangkok'a hoşgeldiniz. Uçakta bir tek siz kaldınız, dedi. Pantalonumun önüne doğru baktı. Gülecekmiş gibi oldu bir an, sonra durdurdu kendini elini hafifçe burnuna götürüp. 9 saat uyuyup çişimi yapmayınca tabi olacağı o. Hoşuna gitti ama bence hatunun. Uzatmayayım lafı. Kadınlara karşı olan bu zaafım yüzünden, bir gün çok pis patlayacağım ya hadi neyse.
Hemen çıktım uçaktan. Bagaj yoktu zaten, bir laptop bir de gitar. Vizede falan da çok sıkıntı çıkmadı. Pembe saçımı gören her memur, daha çok benimle samimi olmaya çalışıyor. Eğlendim hatta onlarla baya. Onlarda ayıkmadı bir şey. Bakma aslında ödüm kopuyor. Düşünsene yakalandığımı?
-Bir gülme geliyor vallahi...
Manşetleri bir düşün... -Neyse...
Tumblr media
(Khoa San’a giderken...)
Taksiye bindim, genç bir çocuk sürüyor.
Bolca ışıklı araba teyplerinden var ya; hani USB kısmına flash disc takılanlardan. Onlardan var. Arabada sentello kıvamında, ama kendi dillerinde bir müzik, son ses… Hopluyoruz arabada.
-Boğazlayacağım herifi…
Trafik desen tersten akıyor burada, herif haplanmış gibi sürüyor arabayı. Panik bir adamım zaten. Sürekli herşeyi kontrol ediyorum. Bazen bir şeyi kaybettiğimi zannedip, telaşlanıyorum falan. Eşyaları dediğin hostele bıraktım. Pek gözüm tutmadı muhiti. Ama odam güzel. Dediğin gibiydi zaten üstüm başım. Gayet relax, içlikle geziyorum. En çok dikkati ben çeksem bile, kimse benden şüphelenmiyor. Bu güzel bir yöntem. Hostelin önünden tuktuklardan birine bindim. Güzel şehir Bangkok. Khoa San Road, şimdiden yeni yıl kutlamalarına başlamış. Sokaklar rengarenk, her yer turist, cıvıl cıvıl. Biliyorum bu işte duygusallık yok ama, değişik inançlar,kültürler, bazen kafamı karıştırabiliyor. Doğduğum toprakların ahlak kurallarına göre ters gelebilir yaptığım şey.
-Peki ya Dünya?
-Ya sadece doğduğumuz topraklardan ibaret değilse?
-Neyse...
Tumblr media
(Khoa San Road yakınlarında bir cadde.)
Khoa San'ın ara sokaklarından birine girdik. Daracık leş gibi bir sokak. Kedi gördüm sandım bir ara hatta. Dikkatlice bakınca farkettim ki, fareymiş.
Boyaları nemden, rutubetten dökülmüş duvarlar, her yer çöp. Berbat kokuyor. Bir kapının önünde durduk. Terkedilmiş gibi bir yer. Bir iki basamak yerin altına doğru iniliyor girişte. Sonra her yerde garip ışıklar ve yine iğrenç bir müzik. Kerhane gibi bir yer. Sanki bir porno filmin içinde gibiyim. Bardaki adama gittim direk. Dediğin gibi, hemen Carlosu sordum.
-Do you now Carlos? -Vhø iz tälkīng? -Mario, a friend of Bixi. He send me. -Nø Bipsī, nø Bipsī, ve hav Cøla, Sprite, nø Bipsī… -Don’t be fool. -... -Bixi, the guy from Çimentepe!
-Vhy dønt yøu tell me first yøu ârre Turk, cäiy Dem lįdįk däh ayenį įc ermį sin yarrâ em? Kəkd evar? Ying gen yapmeś. Mïnn Oś! Mïnn Oś! Dedi, sevinmiş gibi -What?!~ -Pink Turk. Ha ha ha… -I don’t have time for this bullshit! -Listen to me carefully, I didn’t come here for chit chat. I’m serious, I have to talk Carlos. And give me an…
-… (gerildim, sakin olmam lazım. derin bir nefes... oh.)
-A cup of tea!
Güldü pişkin pişkin, müziği yapan çocuğun yanına gitti. Dj çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadı. O konuşurken çocuk da beni kesti ara ara. Çocuk, Dj kabininin yanındaki kapıdan içeriye tam girecekken, bana döndü. Düzgün bir Türkçeyle, karnın aç mı, diye sordu.   Şaşırdım yani. Yok, diyebildim sadece. Aksilik çıkacak diye korktum deli gibi. İşin boktan yanı zaman da kısıtlı. Neyse… Bardaki adam gülümseyerek geldi yanıma.
-Sïkk kejəin mïlən qárı? -I don’t understand. Where is Carlos, I have to talk to…
derken adam bir anda gülmeyi kesti
-KAFFÄ MÏ YÄPPÉÉON LAN SEN BENLE, GÖT! dedi. 
Tumblr media
-Meğer Carlos oymuş. 
İyi anlaştık Çimentepeli bir orospunun oğlu,babası kim o da bilmiyor. Annesi onu 9 aylıkken Rio'da düşürmüş. O günden sonra annesini bir daha görmemiş. O yüzden çok heyecanlı. Sambacılar yolun kenarında bulmuşlar onu. Futbolu da orada öğrenmiş. Latin Amerika'nın yıldızı olabilecekken, kaydırma yapmış formlarda. Onun yerine Roberto Carlos'u almışlar, sadece bir harf yüzünden üstelik. Herkes yıllarca alay etmiş, Röberto, röberto diyerekten. Mecburen Kamboçya'ya tayin istemiş o da. Yapamamış orada daha. Şimdi burada pezevenklik yapıyor. Çok mutlu. Üç oğlan, bir kızı var. Oğlanları göremedim ama, dört tane taş gibi kızı işaret etti bunları söylerken. Bu gece bunlardan birine saplarım ben.
Minn oś, mïnn Oś dediği de senmişsin. “Minnoş” diyormuş ya, la. Ah ulan Bixi, alem adamsın. Daha bombasını söylüyorum. Dj çocuk var ya hani Türkçe konuşan. Kim çıktı biliyor musun? Ümit Usta! Abi bir zayıflamış aklın durur. Medyadaki ilgiden sıkılmış. Buraya kaçmış. Minimal Tech House'a merak sarmış. Klasik müziğe de heves ediyor ama. Yeniden doğmuş gibi, şen şakrak. Bir de Kuru Fasülye varmış o gün şansıma, öf diyorum… Yemekleri gerçekten lezzetli moruk. Ustalığından hiçbir şey almamış yıllar. Tıpkı Korkut ama gibi huyları. Kendi kumundan başka yere yapmaz o da, bilirsin. Ta Gümüldürden getirmiş buralara kumunu. Ne de olsa doğduğu topraklar. Bence bu kadar lüksü hepimiz hak ediyoruz. Bu arada oğlanlarla da tanıştık sonradan. Tuvalete kadar eşlik ettiler dördü. Biri hariç hepsi pisuara işeyince, gördüm. Maşallah kocamanlar. Allah bağışlasın. Oturarak işeyeni ıskalama olasılığı bende bir tedirginlik yarattı. Bir süre bekleyebilir seks.
-Neyse…
Carlos, Dedesinin yadigarını eline aldığında, çok mutlu oldu. Buz gibiydi hala, çözülmeden yetiştirdim çok şükür. Tuzlayarak dondurmak da işe yaradı. Bu sayede de hiç kokmadı. Bu arada Carlos’u görmeliydin. Gözleri doldu. O an fotoğraf çekmemi istemedi. Yüzü falan kızardı. Çok duygulandı. Bunu bile zorla çektim.
Bir daha böyle garip görevler vermeyin abi bana, ne olur... Bu nasıl bir stres ya? ... Çok duygulanıyorum moruk, psikolojim bozuldu yeminle adamı öyle görünce.
-Neyse... Herkes istediğine kavuştu.
İlk yurt dışı görevimi başarıyla tamamladım. 11 Eylül günü başlayan saldırıya, yıllarca maruz kaldık.
-Neyse...
Şimdi söyle... Sırada ne var? --------------------
-Mario Cikman.
ben böyle, siz böyle... 
0 notes