Tumgik
megano1982-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Our Hearts Bumps With Our Heroes in Afrin
One Dies, Thousand Rises !!
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Los Turcos - Deportivo
Geçtiğimiz günlerde televizyonda İspanya Ligi maçlarından birini seyretmekteyken gözüme hoş ve bir o kadar da ilginç bir kare çarptı. Bir Türk takımıyla oynanmıyor olmasına rağmen statta Türk Bayrakları dalgalanmaktaydı. Araştırdım; işin tarihi gerçekliğini buldum. Futbola ilişkin olmasından ötürü konunun bayan arkadaşlarımın ilgisinden uzak olacağını düşünmekle birlikte yine de ilginç olabileceğini de düşünerek tüm arkadaşlarımla paylaşmayı istedim.
Tumblr media
Hikayenin aslı şu : Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli denizcilerinden Barbaros Hayrettin Paşa, donanmasıyla İspanya'ya hücum etmişti. İspanya'nın Galiçya Bölgesinin gençleri de, Barbaros'a çeşitli konularda yardım ederek Vigo kentinin büyük tepkisini çekti. Vigo halkı Galiçya'nın, Barbaros'a verdiği destek nedeniyle Coruña'da yaşayanlara, "Türkler" demeye başladı. Coruña halkı da, Celta Vigo'lulara, Portekizlilere yakınlıkları sebebiyle, "Hain" yakıştırması yaptı. Bu yıllarca böyle sürüp gitti.
Tumblr media
İki komşu şehir arasında yaklaşık 500 yıldır süren gerilim günümüzde yerini futboldaki rekabete bıraktı. Deportivo La Coruña taraftarı günümüzde halen statları Estadio Riazor'u dev Türk bayrakları ile süslerken, genellikle Celta Vigo ve Avrupa Kupalarında Yunanistan takımları ile eşleştiklerinde oynadıkları maçlarda İstiklal Marşı'nı da okumaya devam ediyor.
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Cayma Hakkı Piyasayı Zorluyor
‘Konutta iade’ firmaları zorda bıraktı. Konut sahibi olmak isteyenleri korumaya yönelik cayma hakkı, inşaat firmalarında finansman sıkıntısına yol açıyor.
Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre; Konutta alıcıya tanınan iade hakkı, sektörde yeni bir sıkıntı kaynağı olma yönünde ilerliyor. Özellikle yabancılarda iade oranının yüksek olduğu belirtilirken, inşaat firmaları arasında da iade hakkını istismar edenler olduğu vurgulanıyor. Bu firmalar, “Ben daha ucuza vereceğim” teklifleriyle konut alanların aklını çeliyor. Satıştan cayılması ile inşaat firmaları zora giriyor. Babacan Holding Başkanı İbrahim Babacan, “Son bir yılda bu yasadan dolayı konut alan yabancı alıcıların yüzde 6-7'si cayma hakkını kullandı” derken İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, “Pazardaki başka bir firma çok ucuz bir ürün çıkarıyor. Konut almış olan ise ‘bu daha ucuz, ona geçeyim' diye iade ediyor” şeklinde konuştu.
Tumblr media
Sinpaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çelik de “Projesini yarım bırakanlardan dolayı devlet bir düzenleme yapmak zorunda kaldı. Bu da doğru çalışan firmaların ayaklarına pranga vurulmasına neden oluyor” diye konuştu.
Gayrimenkulde “bir projenin satış gelirleri ile bir sonraki projenin finansmanını yaratmak” şeklindeki model, iadeler nedeniyle tıkanıyor. Şirket yönetimlerine göre bu oranda iade, şirketlerin mali planlarını altüst ediyor. Bazı firmalar için ciddi sıkıntı yaratabiliyor. İflas uyarısı yapılıyor. İade hakkı uygulamasına kimse karşı değil. Ancak uygulamanın değiştirilmesi isteniyor. Öneri şöyle: Vazgeçme halinde gündeme gelen cezai oranlar yükseltilsin. Nedensiz vazgeçme olmasın.
Konuyu Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün gündeme getirdi. Yenigün, geçtiğimiz günlerde bir grup basın mensubuna yaptığı açıklamada, “İadeler konusu ciddi sorun olmaya başladı” dedi. Konudan en çok etkilenen konut üreticileri de iadelerin ciddi bir sorun oluşturmaya başladığını belirtti.
Uygulamanın çerçevesi 2017'de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çizildi. Düzenleme ile alıcının ilk 3 ayda vazgeçmesi halinde, sözleşme bedelinin yüzde 2'sine kadar tazminat ödeme şartı getirildi. Tazminat oranı, 3-6 ay içinde vazgeçilmesi halinde yüzde 4, 6-12 ay arasında vazgeçilmesi halinde yüzde 6, 12-24 ay arasında vazgeçilmesi halinde yüzde 8 olarak öngörüldü. Müteahhitlere de vazgeçene parasını 6 ayda ödeme zorunluluğu getirildi. Uygulama henüz bir yıldır yürürlükte olmasına karşın sektörü sıkıştırmaya başladı. Yetkilerden aldığımız bilgilere göre en çok yabancılar iade ediyor. Bir yetkili, “Bin – bin 500 adete varan büyük ölçekli projelerin yapıldığı sektörde bir projede yüzde 7'leri bulan iadeler olabiliyor. Bu şirketlerin mali planlarını sarsıyor. İflasa kadar sürükleyebilir. En fazla yüzde 8 olan cayma bedeli oranı artırılmalı. Ayrıca bir neden şartı getirilmeli” diyor.
Tumblr media
 RAKİPLER DE YASAYI KÖTÜYE KULLANIYOR - Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan: “OHAL, enflasyon ve dövizdeki yükseliş nedeniyle özellikle konuta yatırım gözüyle bakanlar, yatırmının karşılığını alamayınca vazgeçme hakkını kullanmak istiyor. Bunu özellikle yabancılar çok fazla kullanıyor. Son bir yılda bu yasadan dolayı konut alan yabancı alıcıların yüzde 6-7'si cayma hakkını kullandı. Bu durumda bizim gibi geliştirici firmalar satış tahsilatlarını olduğu gibi yatırıma harcıyor. Yasa ise bize tüketici vazgeçtiğinde bunun ödemesini 6 ay içinde yapmamızı istiyor. Bugün Türkiye'nin en güçlü bankasına gidip herkes parasını çekmek istediğinde banka bile sarsılır. Bizde bu durumda mağduriyet yaratıyor. Nakit akışı planı yaparken, bu akışta caymayı koymuyoruz. Dolayısıyla birisi 5 daire alıyor. Proje bana beklenen primi getirmedi Türkiye'de de böyle bir yasa var diyerek uyguluyorlar. Bu defada biz yatırımcılar olarak çok zor durumlar yaşıyoruz. Bir de konutların pirim yaptığı dönemlerde 500 bin TL'ye sattığımız ev 1 yıl içinde 700 bin TL'ye çıktığı için kimse vazgeçmek istemiyor. Ancak bugünkü koşullarda bu yasa müteahhit firmalarının iflasına kadar götürebilir. Yasa sadece parasını geri vermeni istiyor. Kanunun yeniden düzenlenmesi gerekir. Caymanın bir gerekçesi olur. Bu iş böyle değil. Projeyi yapanın cebinde bu kadar nakit hazır değil, en azından yüzde 50'sini projeden satarak yapıyor. Şimdi tahsil ettiğini projeye harcayacaksın, sonradan diyecekler ki, kanun böyle, ver parayı dediklerinden ise o parayı hemen nakde çeviremiyorsunuz.”
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Beceri, Biraz da Olayı Kavramakta Aslında...
Şu an çalışmakta olduğum işyerine ilk girdiğim dönemde, eğitim sonrası düzenlenen bir akşam yemeğine katılmıştım. Şansımıza, ekip arkadaşlarımla bulunduğum masada o zamanın Genel Müdür Yardımcısı Bekir Bey de oturmaktaydı. Bizlere şöyle bir tavsiyede bulunmuştu, hiç unutmam:
“Mutlaka hata yapacaksınız, birinciyi yapın, ikinciyi de yapın ama üçüncüyü asla yapmayın; kendinize aptal gözüyle baktırtmayın”
O gün bu gündür, işimi yaparken azami derecede dikkatli olmaya çaba gösteriyorum. Ama gün içerisinde öyle olaylar, öyle vakalar oluyor ki… Çileden çıkmamak işten bile değil…
İşlem bazında kredi değerlendirmelerinde birtakım belgeler gerekir. Bu belgeleri inceleyerek değerlendirdiğimiz dosyanın muteberliği (güvenilirliği) hususunda kanaat getirmeye gayret gösteririz. Bunun nasıl olacağını, nasıl gerçekleştirileceğini, nelerin gerekeceğini, bizlere göndermesi gereken “dostlarımıza” (böyle dost düşmanımın başına gelmesin) defalarca anlatırız. Birinci değerlendirmede gereklilikleri yerine getirmezsen, bu sorun yaratmaz çünkü ilk uyarı için her zaman vakit vardır; ikinci değerlendirmede yerine getirmezsen, “unutkanlık” deriz, hatta “yoğunluk” çalılığının arkasına saklanmalarına göz yumarız dostlarımızın; ama onlarca işlemi beraber yaptıktan sonra 11.değerlendirmede hala beklenenler, gereklilikler yerine getirilmediğinde işler değişir. Bu tip durumlarla karşılaştığımızda siz de onlar da benimle karşılaşmak bile istemeyebilirsiniz :) Çünkü bilincindeyimdir aslında; beceri, biraz da olayı kavramaktır.
      Hayatın stresli anlarını en aza indirgemek konusunda bazı şifreler var ve sıklıkla hepimiz bunun farkındayız. Bir kere, en önemli anahtar da budur zaten, Hayatı kolaylaştırmak!  Zorlukları minimize etmek mikro düzeyde kendini kolaylaştırmaktan, pratikleştirmekten geçer. Bunu başlatabileceğin en önemli safhalardan biri yapmakta olduğun iştir. “Böylece zincirin ilk halkasını cilalamış olursun” derim her zaman; çünkü hayatın dinamikleri daima birbirini takip etmektedir.  İşyerinde yaşadıkların çoğu kez özel yaşantını, özel yaşantındaki buhranlar iş hayatını olumlu ya da olumsuz etkiler. İş olsun, özel hayat olsun, kendini kolayladığın sürece birçok şey bir şekilde yoluna girer veya girmek için eğim gösterir aslında…
Çalışma yaşantımın ilk zamanlarında bunu kendime bir yol olarak atfetmiştim. Çünkü çoğunlukla iş yaşantısında hata yapma lüksü pek yoktur insanların… Hata yapmaktan korkan kişi özgüvenini yitirir, başarma azmi ve kudreti varsa da o kudreti kullanacağı yolu doğru seçemez. Bu yaklaşım, herkese göre genel geçer doğru ya da yanlış bir yaklaşım olarak düşünülebilir. Ama bireylerin hayatı kolaylaştırma yolları daima kendilerinden geçer, doğruyu elbette ki yanlış yaparak yakalayabilirsiniz, çünkü doğru da sizsiniz yanlış da… Ama yaptığınız yanlışların sayısı doğruları götürmeye başladığında, üniversite sınavında puan sıralaması karmaşası yaşar gibi kendinizi bir anda çok gerilerde bulabilirsiniz.
“Hata Yapın, Hata Yapmaktan Korkmayın, Ama Hatalarınızın Sizi Esir Almasına da Göz Yummayın” – (Hakan İzzet Ünlü) :)
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Artık Suyu Ayakta İçmiyoruz...
Çocukluğumuzdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğumuz  tek şey, "ayakta içme, üç yudumda bitir!!"  idi... Ama neden ayakta değil de ve üç yudumda içmek? 
Şimdi bu sözün tıbben ve dinen açıklaması nedir, ona bakalım:
Peygamberimiz bile ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmış. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkilerinin çok büyük olduğunu görüyoruz. Bir hadiste ayakta su içmenin zararına şöyle işaret etmiş:   “Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi, içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı”.   
Tumblr media
Yine aynı konu ile alakalı olarak;   “Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuş.  Tıbben açıklamasıysa şu:  İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu birbirinden oldukça farklı.  Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda alırsa doğrudan doğruya 12 parmak bağırsağına geçer.  Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını geçerek 12 parmak bağırsağına gider.   Eğer insan sıvıyı oturarak içerse, bunlar önce midede birikir; asitle karışarak mikropları öldürür ve sonra 12 parmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içen bir insan, bir çok hastalıktan korunmuş olur. Su ayakta içildiğinde tazyikli su sıkılmış gibi organlar hırpalanır. Halbuki oturur vaziyette su kıvrılarak  yavaş yavaş gider.
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Bilmediğimiz İlginç Bilgiler
Günlük yaşantımız bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz, doğru bildiğimizi düşündüğümüz bir çok mevzu ile dolu aslında... Gelin, biraz bunlara göz atalım hep birlikte...
Coca Cola... Her gün elimizin altında, müptelası olanlarımız bile var... İlk çıktığında renginin yeşil olduğunu ben de henüz yeni öğrendim.
Tumblr media
Bayanlar bu size ithafen... Kadınlar, erkeklere nazaran birkaç misli daha fazla koku algılayabiliyorlar...
Tumblr media
Edison ampulün mucididir. Elektrikler kesildiğinde adama her daim rahmet okurum "Allah Edison'dan razı olsun" diye... Bu icadını gerçekleştirmesinin altında yatan gerçek, onun karanlıktan epeyce bir korkmasıymış...
Tumblr media
Bir insan hiçbir surette kendi dirseğini yalayamaz. Bunu çoğumuz belki duymuşuzdur. Ama asıl ilginci, insanların %90'ı "Bir insan hiçbir surette kendi dirseğini yalayamaz" gerçeğini duyunca yada okuyunca dirseklerini yalamaya çalışıyormuş :)
Tumblr media
Yaşamımız boyunca 6 filin toplam ağırlığı kadar yiyecek tüketiyoruz. Bayan arkadaşlarım, bu da muhtemelen sizin için... Evde yemek yapanlarınız vardır; soğan doğrarken sakız çiğnemeniz tavsiyemdir. Zira göz yaşarmasını önlüyormuş. Denedim, oluyor :)
Tumblr media
Beynimizin ortalama ağırlığını bilen var mı? Cevap şaşırtıcı... Ortalama olarak 1,3 KG... Şaşırtıcı bir gerçek daha... Bir insan vücudundaki damarların toplam uzunluğu, dünyanın çevresini 2 kez dolaşabiliyor. Yani ortalama 80.000 KM...
Bir sivrisineğin vızıltısı, aslında saniyede 5oo defa kanat çırpmasından ötürü oluşmaktaymış.
Tumblr media
Sabahları elma yemek kahve içmekten çok daha uyandırıcı etki yapıyormuş... Çoğumuz erken kalkıp işe geldiğimizden bir çoğumuza faydalı olabilir sanıyorum bu bilgi...  
Tumblr media
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Takvimdeki Hüzün...
O'nun yokluğu Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir kayıp. Belki 1938'de değil de bir 10 yıl sonra, 1948'de ölmüş olsaydı bugün herşey çok daha başka olabilirdi düşüncesindeyim.
Tumblr media
1 Kasım 1938... TBMM’nin açılışına hastalığı yüzünden katılamadı Mustafa Kemal... 15 gün daha rahat günlerini yaşama olanağını veren amansız hastalık, tekrar normal seyrinden çıkarak yeni bir kriz geçirmesine neden oldu. İşte o gece Salih Bozok ile bir kuyuya düştüğünü, kendisinin kuyuda kaldığını ve Salih'in kurtulduğunu anlattığı rüyayı gördü. Mavi gözlerini açtığında herşey olduğundan daha bulanıktı. Artık kendisi de farkına varmaya başlamıştı. Ölüm böyle gelecekti kendisi için... Ardından korkulan son, büyük bir acıyla geldi. Büyük Komutan, Devlet Adamı, Devrimci ve Büyük İnsan, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09.05′te ölümlü yaşama veda etti. Bu kara haber Türk Milletini büyük bir yasa boğacaktı. Cumhuriyet en has evladını, kurtarıcısını yitirmişti.
16 Kasım 1938... Tabutu, Türk Bayrağıyla örtülü bir katafalk üzerinde Dolmabahçe Sarayı’nın tören salonuna getirildi ve halkın ziyaretine açıldı. Bütün İstanbul halkı büyük kurtarıcısına son görevi yapmak için Saraya koştu. Ben de o an orada olabilmeyi arzu ederdim.
Tumblr media
19 Kasım 1938 Cumartesi sabahı... Dolmabahçe Sarayı Tören Salonunda cenaze namazı kılındı. Cenaze alayı, İstanbul halkının gözyaşları arasından geçerek Gülhane Parkı’na geldi. Tabut bir torpidoya alınarak Yavuz Zırhlısı’na nakledildi. İzmit’te özel bir trene konulan cenaze, yol boyunca Ata’larına son saygısını gösteren halkın yüreklerinde derin bir acı bırakarak 20 Kasım 1938 Pazar günü Ankara’ya götürüldü.
21 Kasım 1938... Hafif yağışlı bir pazartesi günü... Atatürk’ün tabutu Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan katafalka yerleştirildi. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, yabancı devletlerin yolladıkları askeri birlikler de dahil bütün Ankara halkı katafalkın önünden saygıyla eğilerek geçti. 12 milletvekili cenazeyi top arabasına yerleştirdi. 12 general top arabasının iki yanında nöbete durdu. Cenazeyi taşıyan top arabasının ardında en büyüğünden, en küçüğüne kadar bütün Türk Milleti vardı. Atatürk’e geçici kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi’ne götürüldü tabutu; hazırlanan mermer lahdine yerleştirildi büyük bir acı içinde...
Tumblr media
10 Kasım 1953... Ölümünün 15. yıldönümünde Ata’nın naaşı Anıtkabir yapılıncaya dek on beş sene kaldığı müzeden ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e nakledildi, yine milletinin katılımıyla...
O, Türk’ün Tarihi ve Kalbinde Ebediyen Yaşayacak. Ruhun Şad, Mekanın Her Dem Cennet Olsun Büyük Önder... Yüreğimiz Kemal Atatürk, Bedenimiz ANITKABİR...
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Ruhumun Gıdası
Daha önce amatörce planladığım müzik projemin ilk sonuçlarını sizlerle paylaşmıştım. O gün baktım ki listelere oldukça slow ve duygusal parçalarla giriş yapmışız :) Biraz daha hareketlendirelim istedim... Not : Youtube kapalı olsa da DNS ayarları değiştirilmiş server'lardan yine youtube aracılığıyla seyredebilirsiniz.
"Kutsi'nin Geçer'i" ve "Fettah Can'dan Bu Aşkın katili Sensin"... Naçizane Benim yorumumla :)
youtube
youtube
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Mükemmel Park Etme Tekniği
Park etmek ya da edememek iyi bir sürücü olmanın en temel göstergelerinden biri sayılıyor artık. Şehir trafiğinde kısıtlı alanlara mükemmel şekilde park etmekse zamanla ve pratikle kazanılan bir beceri, bunu kabul etmek lazım.
Tumblr media
Fakat artık mükemmel park etmenin yolu da bilimsel olarak ispatlandı. Vauxhall Motors’un desteğiyle Londra Üniversitesi tarafından her seferinde kusursuz paralel park etmenin yolu bulundu. "Paralel Park yapmanın bilimsel formülü!"
Evet bana da saçma geldi zira ne kadar park edersen o kadar pratik elde edersin gerisi de hikaye... İşte her seferinde mükemmel paralel park edebilmenin “bilimsel” adımları:
1.Park edeceğiniz alanın önündeki araç boyunca, arka tekerleğiniz, arkasına park edeceğiniz aracın tamponuyla aynı hizaya gelene kadar ilerleyin. Direksiyonu kaldırıma doğru tam kırın.
2.Arka tekerinizin başladığı nokta, önünüzdeki aracın sokağa bakan tarafıyla hizalanana kadar geri gidin. Direksiyonu düzeltip, düz şekilde geri gidin.
3.Sokağa bakan taraftaki arka tekerlek de öndeki aracın hizasına geldiğinde, direksiyonu diğer tarafa çevirmeye başlayın.
4.Eğer buraya kadar herşey yolunca gittiyse zaten mükemmel park etmişsiniz demektir. Çıkıp başardığınız harika işi takdir edebilirsiniz. İşte size bir de öğretici videosu... haydin parka :)
Şimdi size bir simülasyon bir de gerçek park etme tekniği videosu :)
0 notes
megano1982-blog · 7 years
Text
Facebook Hesabınız Kötü Niyetlilerin Eline Geçtiyse...
Tumblr media
Son zamanlarda yakın dostlarımın, sevdiklerimin başına gelen sinir bozucu bir durum hakkında bilgi ve destek verme ihtiyacı hasıl oldu bugün bende... Kötü niyet gerçekten fena birşey, bunda hemfikiriz. Ama gün geçmiyor ki sahtekarlar, hırsızlar yeni yöntemlerle bizi aldatmaya kalkışmasın.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım facebook messenger aracılığıyla benden kredi kartı ve telefon numaramı talep etti. Normalde bu arkadaşım ihtiyacı olduğunda beni arar, "şu şu şu lazım kardeşim" der geçerdi. Tabi biz de artık bu konuda biraz tecrübe ettik. Farkettim ki adamın hesabı hacklenmiş. Gerekeni yaptık elbette :) Bir diğer vakada ise bu kötü niyetli şahıslar şu diyaloğu tercih ediyor :
- Kardeşim selam naber, işler nasıl gidiyor? (burada amaç sizi tanıdığını hissetmenizi sağlamak)... Akabinde siz de gayet samimi tavırla cevabınızı veriyorsunuz. Muhabbetin ikinci safhası şöyle devam ediyor : "Ben bir hediye çeki düzenledim, falanca firmanın kampanyasına seni de dahil edeceğim, bana telefon numaranı verirsen hediye çekini mesaj atacağım"
ADAMA SORMAZLAR MI "SEN BENİM YAKIN ARKADAŞIMSIN, TELEFONUM SENDE KAYITLI DEĞİL Mİ" DİYE?
Neyse, lafı uzatmayayım, gelelim biz bu problemi nasıl çözeriz?
Tumblr media
Eğer Facebook hesabınıza giriş yapamıyorsanız bu nedenle, önce giriş sayfasındaki “Şifreni mi Unuttun” bağlantısına tıklamanız yeterli olur. Hesabınıza giriş yaparken kullandığınız e-posta adresine bir e-posta gönderecek facebook. Bu e-posta e-postanızın “Gereksiz”/ İstenmeyen mesajlar / Spam vs. bölümüne de gelmiş olabilir, mutlaka oraya da bakın.
Haaaa, e-postanız da ele geçirilmiş olabilir. Bu durumda da :
Hemen yeni bir e-posta adresi alıp (Hotmail, Yahoo, Gmail) yeni ve güvenli bir şifre oluşturun; zira eski şifreniz tahmin edilir hale gelmiştir.
Facebook güvenlik nedenleriyle onlarla sadece size ait bir e-posta hesabından şahsen iletişime geçmenizi isteyecektir. Bu yüzden ilgili iletişim formunu dikkatlice doldurun form için buraya tıklayabilirsiniz.
İlgili yönlendirmeleri yapmanız halinde facebook sizi çözüme ulaştıracaktır.
ÖNEMLİ UYARI : Tanımadığınız kişilerden gelen arkadaşlık isteklerini kabul etmemeye de özen göstermeniz yararınıza olur.
0 notes