merookie
merookie
evanescence
21 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
merookie · 9 years ago
Text
sanki hepiniz bibirinizi tanıyomuşsunuzda ben dışlanıyomuşum gibi
23K notes · View notes
merookie · 9 years ago
Text
Tumblr media
Gerçekleşmesin dediğim umutlarım var.Hayal olarak kalsın da boş zamanlarımda kurarım diye, korkarım gerçekleşirse bir kusur bulurum diye.
1K notes · View notes
merookie · 9 years ago
Photo
Beni sevsin
Tumblr media
12M notes · View notes
merookie · 9 years ago
Text
Bir gün yine serviste cam kenarında oturmuş başımı göğsüne yaslamıştım. Saçlarımdan küçük bir tutamı almış ağzında tutuyordu. Midesiz çocuk.. Konuşuyorduk öylesine. Konu birden ayrılığa geldi. Sustum.
“Eğer ayrılırsak” dedi ve derin bir nefes aldı. “Saçlarını o salak kızlar gibi kesme.” dedi. Başımı sallayarak yetindim sadece. “Sende,” dedim. “Sende bu kıvırcık saçlarını kesme.” o da başını salladı. “Söz mü?” dedim. “Söz.” dedi.
Ayrıldık.
Saçlarını kesti. Saçlarımı kestim. O salak kızlar gibi. Şimdi ikimizin saçları da eski halinde ama biz eskisi gibi değiliz. Şuan benim değil, sevgilisinin saçlarını okşuyor. Şuan ben değil, başkası onun saçların da ellerini gezdiriyor. Bakın bu acıtıyor, canlı bir şekilde görmek daha da çok acıtıyor.
179 notes · View notes
merookie · 9 years ago
Text
Kıvırcığa;
Kıvırcık, bir kaç saat sonra ikinci senemize gireceğiz. Belki beraber olsaydık geri sayım yapardık hatta belki beraber bile girerdik ikinci yılımıza. Sakın bunu yazıyorum diye sana aşığım falan sanma. Seni unuttum ben. İnanabiliyor musun? Ben bunu başardım. Bağırarak, ‘’Seni unutamam!’’ derken şimdi gülümseyerek, ‘’Unuttum ya, geçti gitti.’’ diye biliyorum. Senin için yazdığım şiir kitabını atmadım, bana aldığın ilk milka paketini atmadım. Seni gördüğümde önüme düşen kurumuş yaprağı atmadım. Odamın bir köşesinde, bir defterin arasında sır gibi saklıyorum hepsini. Atmaya ve yakmaya çok kalkıştım ama beceremedim. Seni sevdiğim için değil, yazdığım her şiirde bir duygu, bir gözyaşı olduğu için beceremedim.
Uzun zamandır birbirimizi görmüyoruz. Ne sesini duydum ne de seni gördüm. Siman bile hafızamdan yavaş yavaş gidiyor. Hafızam da senin parçalarını birleştirmek için çok zorlanıyorum artık, hepsi paramparça olmuş, hepsinin bir yerleri unutulmuş. Bende bunlar olurken eminim ki sende adımın baş harfi bile unutulmuştur. Olsun. Her şey zamanla unutulurmuş. Sende benim için öyle olacaksın. Artık nasıl bir yerde ismin geçtiğinde heyecanlanmıyor ve tepkisiz kalıyorsam, adının baş harfine kadar unutacağımı biliyorum.
Günün birinde bir kızım olursa eğer her şeyi içinde topladığım defteri ona vereceğim. Ve ona anlatacağım; ben sevmiştim kızım, çok sevmiştim, diyeceğim. Ve beni anlayacak buna inanıyorum, ve sana çok kızacak bunu da biliyorum.
Her neyse,
Mutlu ol. Bu hayatta her şeye karşı mutlu ol. Beni mutlu etmedin ama başkalarını mutlu et. Beni sevmedin ama başkalarını güzel sev. Bu sana yazacağım son yazı, bundan sonra ne adını ağzıma alırım ne de senin hakkında bir düşüncede bulunurum. Bu kadarmış bizim seninle maceramız kıvırcık. Sen beni daha çabuk bitirdin içinde, kusura bakma benimki biraz uzun sürdü.
Bilirsin, şair insan şiirlere dökerse acısını, unutması o mürekkebin bitmesi kadar uzun olur. Benim mürekkebim bitti artık, kıvırcık. Bir Deniz Tekin şarkısıyla veda ediyorum sana.
Kendine iyi bak, ben sana iyi bakamadım, bari sen kendine iyi bak.
Hoşça kal.
Tumblr media
496 notes · View notes
merookie · 9 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
merookie · 9 years ago
Text
 Üşenmeyin, üşenmeyin de okuyun. Belki bir kızın duygularını önemsemeyi düşünürsünüz. 
Dokuzuncu sınıftım o zamanlar. İlk gün, kimseyi tanımıyordum. Bir nevi yabancılık çekiyordum. Dershaneden arkadaşlarımı gördüm. Hepsiyle aynı okulda okuyormuşuz. Hepimizde bir sevinç, anlatamam. En yakın arkadaşımın yanında gördüm onu. Tanıştık, adını söyledi. Kıvırcık saçları vardı, okka bir burnu. Kırmızı gömlek giymişti hatta. Hangi kız görse salyalarını akıtarak bakıyordu o’na. O, hiç kimseyi umursamıyordu. Bankta otururken yukarıdaki sınıf pencerelerinden kağıtlar önüne düşüyordu. Açıp baktığımızda bir sürü kız numaralarıyla karşılaşıyorduk. Ama, o kağıtları avucunun içinde top haline getirip ayağıyla fırlatıyordu.
Belki de bu özelliğini sevmiştim. Bilmiyorum, bilmekte istemiyorum. Aynı servisle gidip geliyorduk. Sabahları benden önce bindiği için benim yerime oturup duruyordu. Bir gün yine orada oturduğunu gördüm,sinirlendim. ‘Yeter artık! Her seferinde seni kaldırmaktan bıktım, kalk yerimden.’’ dedim. Suratıma bir kaç saniye aval aval baktı. Uykuluydu, her zamanki gibi. ‘’Git başka yere otur, kızım. Banane.’’ dedi ve yatmaya devam etti. Sinirden kıp kırmızı olmuştum. En arka koltukta cam kenarında yakın arkadaşım otururdu, bende onun yanına otururdum. O da benim yan tarafıma otururdu. Ama, uykusu olduğu için beyefendinin bacaklarını uzatarak uyuyordu. Sinirlenecek bir şey yoktu ama duygusaldım işte bende. Gözlerim anında doldu. ‘’Lütfen.’’ dedim. kaşlarını çatarak suratıma baktığında başını kaldırıp çantasını aldı. Sağ tarafta ki cama başını yaslayıp uyumaya devam etti. Bende yerime oturdum ama içim içime sığmıyordu. Yolların bozukluğu yüzünden kafası ikide bir cama çarpıyordu. Homurdanıp tekrar gözlerini kapatıyordu. Bir cesaretle çantamı kucağıma koydum ve omuzundan tutarak kucağıma yatırdım. ‘’Oh be.’’ dedi ve yerine iyice sinerek gözlerini sıkı sıkı kapattı. ‘’Saçınla oynayabilir miyim?’’ dedim ne diyecekti bilmiyorum, şu zamana kadar kimsenin ellerini onun saçında görmemiştim. Duraksadı, omuz silkti. Parmaklarımı kıvırcık saçlarına geçirip karıştırmaya başladım. Bu yaptığımla birlikte saniyeler içinde uykuya dalmıştı. Okulumuz bir saatlik bir uzaklıkta. Bir saat boyunca bir kere bile ellerimi saçlarından çekmedim, gözlerimi kapatıp arkama yaslanarak bende uyudum.
Okula geldiğimizde saçlarını okşayarak uyandırdım. Gülümseyerek uyandı biliyor musunuz? O gün öyle geçti gitti. Bir kaç hafta sonra benden bir yaş büyük bir çocukla sevgili oldum. Her yerde onu anlatıyordum, içim içime sığmıyordu. Çünkü; aptaldım. Çocuk bana ‘‘Pazartesi öpüşeceğiz yani ,sonunda.’’ demişti. Öpmedim. İyi ki de öpmemiştim. Ayrıldığımızda çok üzüldüm. Hep ağladım. Serviste öyle ağlıyordum ki, nefesim kesiliyordu. Ama, o her zaman yanıma geliyordu. Göz yaşlarımı parmaklarıyla siliyordu, ya da peçete uzatıyordu. Bir kez bile ağladığımda yanımdan ayrılmamıştı. Bir gün ağlarken hayal kurdum. İkimizin sevgili olduğunu düşündüm. Biliyor musunuz, hayali bile içimde milyonlarca kelebeği harekete geçirmişti. Yakın arkadaşım dediğim kız her zaman, ‘’Aranızda bir şeyler olacak!’’ diyordu. Gülüp geçiyordum. İstiyordum, yaralarımı saran adamı istiyordum. Çok aç birisiydi. Sabahları iki boyoz yemeden doymazdı. Öğlen aralarında kocaman çift dürüm yerdi. Benimde o zamanlar takıntım olmuştu bir çikolataya. Çilekli milka. Ne zaman çilekli milka yesem isteyen hiç kimseye vermiyordum. ‘’Her şeyi isteyin ama çikolatam dan uzak durun!’’ diye uyarıyordum herkesi. Öyle de oldu, kimseye vermemiştim. Ta ki, ellerimle ona çilekli milkam dan yedirene kadar. Her gün aldığım çilekli milka yı o gelmeden yiyemiyordum. Bir tane çikolata kaldıysa eğer yarısını ona ısırtıp, yarısını ağzıma atıyordum. Servise bindiğimizde en arkada duran ikili koltuklara oturup müzik dinliyorduk. O kadar güzel müzikleri vardı ki, kısa ve öz derdim, hep. Birisi onun müziklerine, ‘’Bunlar niye bu kadar az?’’ dediğinde bana seslenirdi. Hiç bekletmeden bağırarak, ‘’Kısa ama öz o müzikler.’’ derdim. Hoşuna giderdi bu yaptığım. Evimize kadar olan uzun yolda eğlenceli şarkılar dinler, eve yaklaştığımızda hüzünlü şarkılar dinleyip dertleşirdik. Zamanında sevdiği bir kızı anlatmıştı bana. Yargısız sualsiz dinledim. Aile sorunlarını anlatmak istemiyordu ama bazen arada patlak veriyordu. Yine dinledim. Aslında, hiç kıpırdamadan onu dinleyebilirdim. Bakışlarında ki hüzün o kadar çocuksuydu ki. Bazen, ailesiyle ilgili olayları anlatırken gözleri dolardı. Çehresine inen bir damla göz yaşını hatırlıyorum. Hızlıca silmiştim. 
Bana bonibonlu milka almıştı. Servisçi bizim aramızda bir şeyler olduğunu anlıyordu, hep dalgaya vuruyordu. Serviste bir sürü dedikodu çıkmıştı. Servisçi bir gün bana, ‘’Milka paketini ne yaptın kız?’’ dedi. ‘’Koleksiyonum var ya abi, onun oraya koydum’’ dedim halbuki çantamda en sevdiğim kitabımın arasında duruyordu. ‘’Yarın getir de bir bakalım, aptal aşıksın sen içine yazı yazmışsındır.’’ dedi ve güldü. ‘’Saçmalama abi ya!’’ dedim sinirle. Aslında sinirlenmemiştim, utanmıştım. Bu kadar belli oluyordu dışarıdan? Kağıdın içine yazı yazmıştım. ‘’Dünyanın en değerli insanından aldığım en güzel hediye.’’ Ama, ikinci bir milka alınca onun paketini gösterdim abiye. Ucuz yırtmıştım yine.
Zaman geçti. Aralık ayındayız, on iki aralık. Serviste onunla küstük. Araba çok hızlı gittiği için dolmuşçunun biriyle yarışa kapılmıştı. Korkuyordum, kaza yapabilirdik. ‘’Kaza yapar mıyız?’’ dedim korkuyorla. Ama, o yüzüme bakarak ‘’Korkma, bir şey olmaz. Ben varım.’’ dedi. Küs olsak bile başımı yere indirerek gülmeye başladım. İneceğim yere geldiğimde arkaya doğru ilerledim. Arkadaşımı öptüm, çantamı aldım ve aşağıya indim. Eve geldiğimde telefonumdan burç yorumlarına baktım. ‘’Koç burcu, yarım saat sonra çok güzel bir haber alacak!’’ yazıyordu. Telefonu bırakıp giyinmek için gömleğimi çıkaracakken telefonum çalmaya başladı. Arkadaşım arıyordu. Açtım, ‘’Ne yapıyorsun, kanka?’’ dedi. ‘’Giyiniyorum güzelim, sen?’’ dedim. ‘’Kanka, sana bir şey söyleyeceğim ama ani tepki verme.’’ dedi. O kadar heyecanlanmıştım ki. ‘’Tamam, söyle.’’ dedim hızlıca. ‘’Kanka, bizimki senden hoşlanıyormuş! Hemde iki haftadır.’’ dedi. Öyle bir çığlık atmıştım ki, annem içeriden ‘’Ne oluyor?’’ diye bağırmıştı. Annemin yanına giderek ‘’Beni seviyormuş!’’ diye bağırmaya başladım. Telefonu kapattım, oturdum bilgisayarın başına. Daha üzerimi bile değiştirmemiştim. Mesaj attım ona, ‘’Bana milka alsana.’’ demiştim. ‘’Hani küstün sen benimle?’’ diye anında cevap attı. Ah, kıvırcığım benim. Akşama kadar konuştuk. Benden hoşlandığını öğrendiğimi söylediğimde öküz gibi tavırlar sergiledi sonra karşılıklı hislerimiz dedim ve benim kıvırcığım olmaya devam etti. O gece bana seni seviyorum demişti. İlk seni seviyorum deyişiydi.
On üç aralık, sabah servise geç kalmıştım. Ee, o kadar hazırlandım, süslendim. Koşturarak servise bindiğimde ayakta beni bekliyordu. Nefes, nefese kalmıştım. Burnum kızarmıştı. Saçlarım dağılmış, başımda ki şapka yan dönmüştü. ‘’Günaydın!’’ dedim gülerek. O kadar utanıyordum ki, bakmayın böyle rahat yazdığıma. ‘’Günaydın.’’ dedi gülümseyerek ve oturdu her zamanki yerimize. Ben gelmeden önce söylemiş herkese, herkes bekliyor bizim konuşmamızı. Servisçinin aynadan gülerek bakmasını asla unutmam. Servisteki öğretmen bile gülüyordu. ‘’Lafı uzatmayacağım,’’ dedi birden. ‘’Her şeyim olur musun, Gözde?’’ dedi. O an yaşadığım mutluluk tarifsizdi. İlk defa birisi bana böyle bir şey demişti, içim içime sığmıyordu resmen. Sadece başımı sallamakla yetindim. Tuttu elimi, ‘’Terleyene kadar bırakma.’’ dedi. Terlemişti ama bırakmamıştı. O gün okula gelememişti, maçı olduğu için. Her mesajında seni özledim, üç gün nasıl dayanacağım sensiz diyordu. Ertesi günü buluştuk. Burger King’de. Bana kocaman sarıldı, ellerimle yemek yedirdim. Kafeye geçtik.Masada duran bütün çiftler kavgalıydı. Bir biz mutluyduk. Öpüp, öpüp duruyordum. Benimde ya, benimdi. Sarmaladığım vücudunu kendimden ayırdığımda birden öptü beni. İlk öpücüğümdü işte. O kadar güzel öpmüştü ki, dudağımda hala izi var. Eve gitmesi gerekiyordu. Küçük park’ın ortasında onu öyle bir öpmüştüm ki, her gelip geçtiğimde o yeri gördüğümde gözlerim dolar. Masal gibiydi. Ama, her masal kötü sonla biterdi. İyi son, aptalların uydurmasıydı. 
Kavga etmeye başladık. Dayanamadım, ayrıldım. O kadar pişman oldum ki, gecelerce ağladım. Her gün okulda yalvardım. İstemedi beni, O güzel kıvırcık saçlarını da kesmişti biliyor musunuz? Bir daha uzatmadı saçlarını, o güzel kıvırcıklarını. Değişti. Çok değişti. Herkese yardım eden çocuk, kötü biri oldu. Söylendim kendi kendime. ‘’Bak,’’ dedim. ‘’Bak eserine, bak. Aptal!’’ Ama, faydası yoktu. Getirmiyordu onu geri. İçki içip ondan özür dilediğim gün, sarhoştum. Yanımda durdu, bırakmadı beni ama bir yabancı gibiydi. Son kez öpmek istedim onu. Tamam dedi. Dudaklarından öpmedim, ben aşkı dudaklarından öperek öğrenmedim. Yanaklarını sevmiştim. Yanağına bir öpücük kondurdum ve gittim. Gidiş o gidiş diğer zamanlar hep nefret. Benden nefret ediyordu. Ulan, nefret ediyordu. Eski sevgilisiyle kavga ettiğimde yanıma geldi ve sevgilisinin yanında, ‘’Beni seviyorsun biliyorum. Beni unutmadın biliyorum. Zaten unutta demiyorum, istesen de unutamazsın. Fakat, benden biraz uzak dur. Sülük gibi yapıştın!’’ dedi. O kadar kötü olmuştum ki. Eve gelip bağırarak ağladım. Kardeşimde, annemde benimle birlikte ağladı. ‘’Abla, istersen döveyim o şerefsizi.’’ dedi kardeşim. Daha dokuz yaşında bir çocuk bunu söylemişti. Beş tane sevgili değiştirdi benden sonra, sonuncusunda durdu. Onu bırakmadı. Benim için söylemesi acı ama söylenmesi gereken bir gerçek vardı. Sonuncu kıza, ilk zamanlar bana baktığı gibi bakıyordu. Aşıktı o kıza. Bunu söylemek kadar kötü var mıydı hayatta? Dayandım, direndim. Ona şiirler ve mektuplar yazdım, bana aldığı milka kağıdını sakladım. Bana yazdığı ilk uzun yazıyı temize çekerek defterimin en arkasına yapıştırdım. Resimlerini öptüm, resimlerine ağladım, resimlerine kızdım.
O, sevgilisini öptü, sevgilisinin yanında ağladı. O, sevgilisiyle kavga etti diye müzik sınıfının camını yumrukladı, elini kesti. Sevgilisi gülüp geçti. Benim içim parçalandı, eline gidip dokunmamak için içimden ne savaşlar verdim. Bir bilseniz, ah bir bilseniz. İnsanlara bir ikinci şans verin. Verin ki bu hale getirmeyin. 
Bir buçuk yılın sonunda bitirdim onu içimde. Ne kalbimde bir kırıntısı kaldı, ne yüreğimde bir acısı.  Yaralarımı saran adam daha fazla yara açıp gitti hayatımdan. Söylemeyeceğim adını, adı bende saklı.
6K notes · View notes
merookie · 9 years ago
Photo
Tumblr media
3K notes · View notes
merookie · 9 years ago
Photo
Tumblr media
12K notes · View notes
merookie · 9 years ago
Text
Evet, güzel severdim. Bu iyi bir basketbolcunun sakat kalması gibi; güzel oynardı.
1 note · View note
merookie · 10 years ago
Photo
Tumblr media
2K notes · View notes
merookie · 10 years ago
Text
Geceyi seviyorum. Fazla ve kalabalık ne varsa bir kenara çekiliyor.
3K notes · View notes
merookie · 10 years ago
Photo
Tumblr media
94K notes · View notes
merookie · 10 years ago
Photo
Tumblr media
32K notes · View notes
merookie · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Gerçekten öyle miyim?
2 notes · View notes
merookie · 10 years ago
Text
Boşlukta gibiyim sadece sarılmak saatlerce öyle kalmak istiyorum
2 notes · View notes
merookie · 10 years ago
Photo
Tumblr media
3 notes · View notes