Text

“O şimdi saçlarını hiçbir rüzgara emanet edemeyecek kadar yorgundur; bırakın uyusun, bırakın uyusun...”
228 notes
·
View notes
Text

Arthur Rimbaud:
“İncelikler yüzünden kaybettim hayatı" der.
İncelik iyiliğin özüdür ve tüm iyiler kaybederek kazanır..!!
35 notes
·
View notes
Text


“Deprenmeden dil dudak sözü işiten gelsin .”
-Yunus Emre
6 notes
·
View notes
Text

Hasis sarraf,kendine bir başka kese diktir!
Mezarda geçer akçe neyse onu biriktir!
N. Fazıl
4 notes
·
View notes
Text


Şu vazoyla benim tek farkım ne biliyor musun füsun? o yere düşerse kırılır, bense kırılınca yere düşüyorum. Lütfen beni kaldırma artık, kırmayı bırak. Ben gidebilmek istiyorum.
11 notes
·
View notes
Text


Karşımdaki askerin başına nişan alıyorum
Umarım şair değildir
Kalbine nişan alıyorum
Umarım aşık değildir
Hayır, ben savaş üzerine bir şiir söyleyemem
Şu gerçek askerlerinizden birini
Şairden düşmana yollayın
Gelsin de tamamlasın bu şiiri...
-Mecid Saadabadi
3 notes
·
View notes
Text


Elma gibi soyarak yorgun çirkinliğimi
anladım gökyüzü olmak istediğimi.
5 notes
·
View notes
Text

Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
4 notes
·
View notes
Text
2 notes
·
View notes
Text


Etin bir bildiği var ,beklemek çürütür.
7 notes
·
View notes
Text

Koşarsın koşarsın da varamazsın hani ; İçindeki umut varamadığın kadar büyür.
9 notes
·
View notes
Text


"En güzel kız bile kısa olduğundan yakınır. Ya da en yakışıklı erkek sıskayım diye söylenir. Zeki fiziğini beğenmez. Rahip inancını sorgular. Asker cesaretinden şüphe eder. Cehennem varsa böyle bir şey olmalı, sürekli eksikliklerimizle yüzleştiğimiz bir sonsuzluk."
The Punisher
927 notes
·
View notes
Text


Mutluluk bir insanın çölde yağmura rastlaması kadar az rastlanan bir duygudur...
3 notes
·
View notes
Text
Bu çağ nezaket kuralları içinde birbirinden nefret edenlerin çağı ...
240 notes
·
View notes
Photo

**Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediğimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiğimiz, hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar…
130 notes
·
View notes
Text
“Hayatın bir döneminde farkına varmadan kendi ayaklarımızla düştüğümüz ecel gibi biryer var.Ne ileri gidebildiğimiz ne geri dönebildiğimiz bir yer orası;kocaman bir boşluktan ibaret.Yaşamak için de,ölmek için de geç kaldığımız yer.Zamanın hükmünü yitirdiği durağanlık.Birbirine çok benzeyen sokaklarda yön duygusunu yitirince yaşadığımız kaybolma hissi.Bomboş,sessiz,her yere uzak.Her yere,insanın kendi varlığına bile uzak.Bir rüyada konuşmak ,bağırmak için ağzını açtığında sesinin çıkmaması hali.Adımların gitgide ağırlaştığı yer.Oraya gelince -savrulunca mı demeliyim ?-neden sorusunun bir hükmü kalmıyor .Sen de sorma .Oradayım.”
2 notes
·
View notes