mrssm94

[mrssm94]

Adını bulamamış duygular gönül güzünde , beş para etmez avare benim gözümde .

Kalıbını hayli aramışlar ya bu güzelliğin , özde ayrıcası kalmamış , sevmelere derman , bir heves bırakmamış .

Çölünde ömrün , serabı görmeye bile bitmiş taakat . Yorgunluğunda yenilgilerin kalmamış kol kanat . Bir neşeye merak duyar olmuş yürek harap , avutmuyor gün ardı kızılına bürünmüş garip şarap .

Yolu bulmaktan gayri kalmadı bir umudum , kaybedene yolunu etmeye söz bulmaz güruhum . Ne bir yol kenarı derman sızısına huzurun ne de gönlü çelmeye hevesli ucube yalanlar ...

[mrssm94]

Bir ağacın hayata tutunuşuna değil ki hayranlık , sevdaya güven duysun ruhumuz .

Çiçek açmayan dala bile göz savurur güruhunuz .

Nereden bilir sizin gibiler mücadelesini bir umudun yarına karşı ?

Düşünmeden bir gram da olsa arşı , karşı ya da bir aşkı ...

Mert SUSAM

[mrssm94]

Yaşadığını anlatmanın , tarif etmenin ya da bir çıkar yol aramanın aciziyet olduğunu söylerler . Ne zaman ki bir insan , yalnızlığına ya da yüküne yenik düşse , en çok , ona baskı uygulayan , ilgisiz , zorba , çoğunluk zihniyetli , popüler kültür esiri egoistlerin şovunu seyredersiniz . Sözde en duyarlı ve en insancıl olanlar onlardır . Hiçbir zaman tartmadıkları vicdanları , ışıldıyormuş gibi gözüksün diye , en çok pozu kesenler her daim onlardır . İnsanları yitirmeden vicdanınızı keşfediniz . Canlar yanmadan kıymet biliniz ve beraber gülebilecek anlayışta kalınız . Hayat bir hayli acımasız ! Ağır ve zor . Kaybettiğiniz her şey , yarınlarınızın gün görmemiş karanlığına dönüşebilir . Vakit varken sevin . Vakit varken dinleyin ve anlayın . Bırakın o saçma sapan üstünlük pozları elinizin kiri olsun . Yıkayın ve geçsin . Birbirlerine güzelce bakabilen gözler ve yürekler gerek bize . Kendi köşesinde mahvolmuş onca güzel ruh var ki ! Duymalı , görmeli , hissetmeli ve anlamalıyız .

En içten sevgi ve saygılarımla ...

[mrssm94]

İnsanın bir şeyleri daha iyi anlayabilmek için ihtiyaç duyduğu bir dönem var hayatta . Tüm rüzgarlar tek bir yöne doğru eserken , aksine esmen gereken bir mevsim bulman gerekiyor kalabalıklar arasında . Seni sen yapan her şeyden sıyrıldığında ve tanınan son zerrenden sıyrıldığında , ruhuna değecek başka bir yağmur bekliyor göklerde seni . Tüm kara bulutlar arasında , zamanında şekline onca anlam yüklediğin , her birinden ayrı huzurda olanı , gereğini yapmayı bekliyor işte . Birazcık kimlik sancısı ve onca hayal batığının ardından , enkazları üzerinden alacak birkaç dakika saklı tüm bu avare saatler arasında . Yelkovan ile akrep tenha bir aralık bulup seviştiğinde doğacak belki mutluluklar bilemiyorum . Tüm bu vahşi sahnelerin içerisinde yer alan tozlu oyunların içinde , tadını henüz yitirmemiş kaçamak günahlar keşfedip , aranı her şey ile bozduğunda katlanılabilir bir durak bulacaksın . Yaptığın her şeye değmesini bekleyerek bu hayata köle olduğun onca rutin sabahtan sıyrılıp , gecenin zifirinde , iki dudak arasında sıkışıp kaldığında ya da hiç uyumadığın kadar güzel bir uykuya daldığında , bereketini kibrinde saklayan güneşin o yapmacık ışığından çok daha aydınlık olacak her şey . Kendini kaltırdığın kuruntularla dolu saflık özleri eskidiğinde ve kendine duyduğun o büyük saygıyı herkes kadar yitirdiğinde , haddini bilmemiş her virgül yerini doğru bir noktaya bırakacak . Cümlelerin sonu önemlidir küçük dostum . O bilmediğin anlamları sırtlamış satırlara , dinlenmek için bir müsaade edersin . Tüm bu zifirlerce örülmüş suni ahlak perdeleri yıpranır , kırışır , yırtılır ve gider . Hayat , hatırladığın onca derin boşluğun içinde saplı değil , hayat tadını unuttuğun heyecanların sonu gözükmez ufkundadır . Sen ona gitmedikçe sana gelmeyen garip eşiklerle nefes alınır buralarda . İki sarkaç arasında dönen bu hileli oyunda kendini arama laneti , kayıplarla kazanılır . Sen tüm o garip değirmenlerle savaştığında , köşesinde keyif çatan sürreal çizgiler gülerler sana çığlık çığlığa . Seni sürüklemekten keyif alan onca yol duraklara gebe kılar ruhunu . Makul tatlar ve bilinçsiz hazlarla yıkayamadığın o kıvılcımlı beyin , en büyük düşmanın olur . Dinlemeden ve umursamadan bir yere gitmeden olmaz . Ardı ve arkası oldukça hasara bulanmış bunca devre içerisinde tek başına sırıtan ufak bir parça gibi hissedersin . Ya da masanın köşesinde garip bir yorgunluk ya da uykuyla unutulmuş tabakalaşmış , soğuk bir kahve gibi . İşleri çok ciddiye almanın , umuda körü körüne sarılmanın getirdiği yenilgiler ömrünü ziyan eder . Gelişine vurmadığında hayata korkuların çoğalır . Gerginliği , telaşı , acısı ve gözyaşı . Damla damla azalırken kadehler ve göz pınarların öylece donup kalırsın . Gölgeler gerçek , gerçekler daha da koyu birer silüet olurlar . Kendini koyduğun o garip boşluğu tırmanmadan , kendini tüm bu garip menfaatlerden ve ucube beklentilerden sıyırmadan uyanamazsın ...

[mrssm94]

Hüsranı karanlık geceden gönlümün

Seyri duman ruhumun huzru kördüğüm

Evvel çoktan harap gelecek bir kadeh şarap sıcağında güzel ruhum

Kafam sevginden saf

Ayrılık bir laf dilimde sadece

Gönlüme değmez ne hece ne gece

Seni koyduğum yer bir buzul karanlık

Sana gelmeme yetmiyor duyduğum hayranlık

Zeval şimdi sevginin yolları çakıldan hallice

Harap bir gül dikeninden kinlice

Ararsam bir adım düşer belki gururum

Seni anmayı aşar mı bilmem hududum

Çınlasın adın odalarca sızlar huzurum

Tanrısal bir yasak içimde umurun

Kırılmaz bir kadeh değil ki kalbim dağılsın yudumum

Bir nefese tabi ardında her bir hecenin güruhum

Zehri değer bir engerek gibi zamanın

Artık bana faydası yok seni ansızın anmaların

çaresi yok dibe vurmanın ya da haykırmanın

Bir son fısıldıyorsa gecenin sonunu ardında savaşımın .

[mrssm94]

Anılardan bir yolda yürümek ...

[mrssm94]

Göründüğü gibi değildir hiçbir mevsimin bağrı . Ruhunda taşıdığını bilemez insan , göründüğünden ayrı . Hangisi ister soldurmayı bir gülü , hangisi tutmak ister rüzgarları sorumlu ? Bir sürüklenişin ardında suçlu , bir ayrılışın elinde hükümlü ...

Kaybını deftere yazması zordur onca sevdayı ! Üşütmek zordur heyecanla dolup taşan onca sırça yuvayı . Nefreti sahiplenirken öylece gururla doğruyu bulmayı . Güneşin doğurduğu onca yalan mutluluğu zifirlerde saklamayı .

Aflara sığınmak zordur bir hayli perdesinde ilahın ucundayız bir hayli zaman denen silahın kırışır tüm renkler gölgesinde zalimce yaşamın çırpınırken önünde şehvetli akrep ve yelkovanın

Tozlarcasına dağıldık bir köşeye telaşla harmanlanıp

kalabalıklar içerisinde bir başımıza yalnızlaşıp

özümüzü aynalarda bile bulamayıp aradık durduk başka ruhlarda

tutunamadık bir türlü şu aşk denen marazlı umuda .

Huzurdan bir yol aradıkça arttı utanmaz duraklar

depremlere gebe günlerde uyanışlar sayıldı artçı sancılar

dilimin bile ermediği cümlelerde sıkışıp kaldılar

gönlümde sakladığım çocukça duygular

Bir hayli ötesindeyim baktığımda beklediğim anların

tamamına erdiremedim süslediğim umutlarım

bir zamanlar çok sevdiğim kuytu , ücra ruhların , her birini sonlarına uğurladım .

Yarında aranır diyorlar hayat , nesi gerek dünde kalanın

takvimden kopmuş bir yaprağa sorulmaz hesabı anda olanın

vahşice biter her şey diyor makamı gökte olanı , canımızı yakıyor bu yalnızlık , insanlıktan gayrı ...