otadam

[otadam]

Selimin anlık kafa.

@zubamzubamtatata

[otadam]

Her şey bambaşka olabilirmiş..

[otadam]

Birazda gerçek müzik dinleyelim..

[otadam]

Vakit varken cebinde kuruş yoktu, elin kolun bağlıydı.

İmkan varken bu sefer vakit bulamadın, üç kuruşun vardı ama dünya üstüne çökmüştü.

Şimdi hem zaman var hem imkan…

ama bok gibi bir heves yok.

Çünkü insanın hevesini alan şey yoksulluk değil, yorgunluk.

Öyle bir yorgunluk ki, siktir et diyorsun.

Hani herkes “sabret, gün gelir” der ya…

O gün gelince senin içinde çoktan taş çatlasın bir avuç küf kalıyor.

Gençken hayalini kurduğun şeyler, yaşlılığında üstüne yük oluyor.

Bir zamanlar “olsa da yapsam” dediğin şey, şimdi “ulan boşver” dediğin şeye dönüyor.

Aslında hayatın en büyük kazığı bu:

Ne zaman yakalarsan, o zaman canın istemez.

İşte o yüzden en büyük imkan, aslında hiçbir şey istememek.

Gerisi de hevesini yutan koca bir sikimsonik zaman kaybı..

[otadam]

Deccal bile senden daha insan olabilir..

[otadam]

Gün aydı mı?

[otadam]

Gelemem ablacım, başımıza iş çıkıyor sonra..

[otadam]

İnsanların ara ara dövülmesi lazım.

Gün tarih vs koymaya gerek yok.

Öyle bu dayak istiyor galiba diye hissedince dövülmeli.

Dayaksepeti.com

[otadam]

Küçük çaplı değişiklikler,

[otadam]

Susman gereken zamanda konuşursan dinleyenin olmaz.

Bazen ağzını kapalı tutmak konuşmaktan çok daha fazla etkili olabilir.

[otadam]

Bir arkadaşla konuşuyoruz, salata yapıyorum diyor, nar ekşisini ayarlamaya uğraşıyorum dedi,

Bende bazen nar ekşisi gibi oluyorum.

Salatanın tadını ya tatlı ekşiliğiyle tamamlayan o son dokunuşum, ya da bir kaşık fazla gelince tüm dengeleri bozan o ağırlık.

Ölçüsünü tutturmak zor; elim bazen titriyor, bazen de umursamazca boca ediyorum.

Hayatımda da böyle.

Birine sevgim fazla geliyor, nefes alamıyor.

Birine az geliyorum, eksikliğimi yüzümde arıyor.

Kimi zaman coşkum, kimi zaman sessizliğim batıyor insanlara.

Oysa tek istediğim, salatada olduğu gibi, tam kıvamı tutturmak.

Ne fazla ne eksik ama galiba bende hep biraz fazlalık ya da biraz eksiklik var.

Ve belki de beni ben yapan, o tam olamama hali..

Ama salata oldu, en azından birimizin tadı yerinde..

[otadam]

[otadam]

Tavşanın dağ ile olan sorunu,

[otadam]

Bir dağın tepesinde duruyorsun.

Aşağıda nehir akıyor, kum saatinin içindeki kumlar gibi.

Doğan her gün, ölen her günün çocuğu.

Ve biz, birbirimizin cenazesine doğmuş bebekleriz.

Toprak, hepimizi aynı sabırla bekliyor.

Kimini sevmiş gibi, kimini umursamamış gibi..

Ama sonuçta hepsi aynı çürüyüş, aynı sessizlik.

Diller değişiyor, bayraklar değişiyor, Tanrılar değişiyor..

Ama ölen hep aynı insan.

Kavga ettiklerimiz, aslında kendi suretlerimiz.

Bize benzeyenleri öldürüp, benzemezler diye yutturduğumuz yalanlarla büyüdük.

Sahi, en son ne zaman birinin gözlerine bakıp “sen de bensin” dedin?

Her şeyin başı, her şeyin sonu aynı yere çıkıyor.

Toprak, taş, rüzgar.

Ve arada debelenen biz, kendi mezar taşlarımızı taşıyan mahkumlar.

Bir gün, hepimiz aynı sessizlikte buluşacağız.

O gün kimse kimden nefret etmeyecek.

Çünkü kimse kimseyi tanımayacak.

Bak bir olduk sonunda..

[otadam]

Yani günüm kötü geçiyor diyorsan ya da hayatım kötü diye, bir de şöyle düşün: Şu an eski sevgilini birisi çok doğru ve harika bir insan olarak tanımaya çalışıyor.

Yazık değil mi o kişiye de :)

Gerçekten kötü bir his..

Deccal ile ilk date, üç yolun kesiştiği noktada şeytan ile anlaşma falan.

Dikkat et oturduğun yere Pentagram filan çizmiş olmasın..

Hede hödö vodoo bilmem ne büyüleri.

Sen yine de giderken yanına Kutsal su, bir tane kazık, haç, sarımsak, tuz, yasin filan götür.

Ne çıkacağı belli olmaz.

Ha bir de şu var, insan ilişkinin içindeyken karşı taraf hoş, çekici, seksi vs geliyor, ama dışardan bakmaya başladığında ki ilişkinin bitmesinden sonrasından bahsediyorum pek bir dalyarak tipin olduğunu anlıyorsun.

Tabi burada olan dalyarak tip sen de olabilirsin, o ayrı..

[otadam]

Yol bitmiştir kahvesi ^^

[otadam]

Yol şarkıları,