Tumgik
ozleminguncesi · 1 year
Text
Tumblr media
Uçarı enerjimi kontrol altına almayı,
Başkalarının yanında kendimle dalga geçerek mizah yaptığımı zannetmeyi,
Tanimadigim insanlara özelimi anlatmayı,
Kizinca birilerini engellemeyi,
Evet demezsem kırılırlar mi diye dusunmeyi
Bıraktım...
Lakin, başka şeyler de oldu.
Teomanin bahsettiği şey bana da oldu
Muzik dinlemiyorum
Yerli ve ya yabanci hiç bir dizi ilgimi çekmiyor
Dünyanın hiç bir yemeği vazgeçilmez gelmiyor,
Yurt dışında bir yerleri görmek isterdim
Simdi icses aman ne b.k var otur oturduğun yerde diyor...
Ya muthis bir meraksizlik
Ya şahane bir vazgecmislik
Ya bu dünyaya doydum
Ya da depresyondayım, ya da belki de hiç olmadığım kadar saglikliyim...
Bilmiyorum ama son üç yılda bir insan 360 derece değişebiliyorsa öyle degiskenlik gösterdim.
Her sey benim için "olmasa da olur"
Ve hiç bir şeyden peşinden koşulasi, vazgeçilmez, "mutlaka olmalı" değil...
Belki de muazzam bir olgunlaşma seviyesi...
#büyümek #dogumgunume10gun #olgunluk #duygusalolgunluk
0 notes
ozleminguncesi · 5 years
Text
Niksen ve Hygge
Biz bu olayın güzelliğini Danimarka’ya nasıl kaptırdık yahu!
Bizi çılgın gibi oradan oraya koşturan, yetişemeyeceğim kaygısıyla şizoya bağlatan stresle niksen sayesinde baş edebiliriz bence . Eski bir öğreti ama biz buna uyanalı bir iki yıl filan oluyor.
Niksen eşittir hiç bir şey yapmamak!
Anlamı bu. Telefona bakmadan, televizyona odaklanmadan hiç ama hiç bir şey yapmadan öylece durmak, sadece durmak. Yarış atı gibi çalışmamızı gizlice emreden sisteme inat, ba yıl dım!
Hiç bir suçluluk hissi duymadan gün içinde, mola verdiğimizde hiç bir şey yapmadan dur-abilmek, bir işe konsantre olmadan bilakis bütün işleri rafa kaldırmak. Belki yarım saat belki bir saat ya da sadece 15 dakika. Bunu bir nevi sanki kapatma tuşumuz varmış da ona basmışız bir müddet Of modunda kalmışız gibi.
Danimarkalılar olayı şöyle özetliyor:
"Just be normal
Not stay busy
But not lazy
Be productive
Stay productive"
Herhangi birşeyle meşgul olma
Sadece normal şekilde kal ( hiç birşey yapmadan)
Fakat bu tembellik değil
Sen yine üretken ol, üretken kal
Araştırmalara göre niksen başarıyı da arttırıyor. Hayattan bir müddet çalarak zamanı değil ama kendini durduran insanların motivasyonunun arttığı gözlemlenmiş.
İskandinav insanlarının bulduğu ilk olay değil Niksen! Bir de "hygge" felsefeleri var.
Onun da meali seni mutlu eden şeyleri yap! Özellikle gün içinde kendine küçük bir kaçamak yaratarak sevdiğin şeyleri yap. Hygge felsefesinde en çok yapılan aktivite mumlar, yanmakta olan şömine, ayağa çekilmiş ve şömineye doğru uzatılmış pofuduk ya da çoraplar; bir de tabii ki kupa kupa kahveler...Herhalde sosyal medyada bu konsepte uygun fotoğrafları görmeyen kalmamıştır aramızda. Hatta uygulayanlar bile çoğaldı. 
Iskandinav olmamıza gerek yok, insan gördüğü güzelliklere imreniyor tabii; sevgili kurnaz Amerikalılar da bunu bildiklerinden oğlum bu felsefe acayip para basıyor, biz de yapalım kazanalım mantığıyla her mahalleye en az bir tane hygge konseptli kafe açmış bile. İşte efendim mumlar, kahveler, kitaplar, insanların kafede sevdikleriyle çekip story'lerinde paylaşacağı özçekimler için dekore edilmiş çok minnoş mekanlar. Zaten birşeyi de tüketim ve kazanca çevirmesinler, şaşarım!
Bunlar mutlu olmanın, arınmanın, stresi önlemenin yolları. Çok daha ekonomik şekilde ev ortamında uygulanabilir. İşte hygge'nin aksine niksen hazırlık gerektirmiyor hem de bedava! İşten güçten vakit bulamayanlar için daha ideal görünüyor. 
Benim favorim niksen, bundan sonra böyle kardeşim. Fakat o değil de bu hygge konseptli kafeleri Türk girişimciler sırf para uğruna umarım ülkeye sokmaz. Zira paradan başka şeyi olmayan, vizyonsuz fakat hiç bir trendden de geri kalmayan kelli felli göbekli abileri ayaklarında kalın rengarenk çoraplarla şömineye doğru yayılmış şekilde özçekim yaparken hayal edemiyorum!  Iyiyiz böyle gözlerimizi kanatmasınlar, niksen iyidir, niksene devam...
Tumblr media
Az Olan Yeter
Yeni hayat felsefem...
Resmen mutluluğuma mutluluk katıyor. Çoğalttıkça değil azalttıkça kendimi daha iyi hissetmeye başladım.
çok ayakkabı
çok kıyafet
çok kozmetik
çok para
çok yemek
Azalttıkça kuş gibi hafifledim uçuyormuşum gibi hissettim.
Hep daha fazlası için mücadele ettim, ediyoruz. Her şey çoğaldıkça bana bir karmaşa ve keyifsizlik getirdi.
Çok kıyafetin varsa azalt.
Çok yemeğin varsa paylaş.
Neyin çoksa ihtiyacı olana bağışla.
Alarak değil almayarak
Çok olanı dağıtarak
Amaç iç huzuru yakalamak
Kendimize, özümüze daha çok yaklaşmak
Anlık hazlar değil, uzun vadeli mutluluğu yakalamak
Günden günde azaltarak daha çok alacağız “az” ın verdiği hazzı. Kaosa ihtiyacımız yok. Her şey az, öz ve yerli yerinde olmalı. Ev, eşyadan savaş alanı olmamalı. Yeryüzünde insanı en çok mutlu eden sayılı zevklerden birini de böylece keşfettim, darısı henüz farketmeyenlerin başına...
Tumblr media
1 note · View note
ozleminguncesi · 5 years
Text
R.I.P  Türkçe Pop
Ama böyle olacağı çok belliydi. Popüler müziğin içine edileceğinin sinyallerini bizler (yani radyocular ve müzikle içiçe olanlar) bundan en az 3 sene kadar öncesinden aldık.
Şarkının söz ve müziğinden çok ne kadar tıklandığı önemli olmaya başladıkça şarkılardaki anlam ve iyi müzikler de kaybolmaya, yerini bomboş sözlere bırakmaya başladı. Oh olsun, Canıma Değsin, Yallah Cinler... Hayır sanatçıları yönlendiren yapımcı ve menajerler de delirmiş bence. 90’lardaki mana dolu sözlerin yanında şimdi çıkan single ve albumlere bakıyorum da şimdiki yeni nesil şarkıcılarda s..ke sürülecek akıl yok. Egolar full ama...o da ayrı bir konu ona sonra geleceğiz...
Pop müzik çöktü, patladı, tıkandı...Ne derseniz deyin ama şu an ciddi problemler var gerçeğimiz bu. Herkesin gözünü tıklanma sayısı=para-çok para-daha çok para bürümüş.Youtube denen illet ne zaman hayatımıza girdi işte o zaman radyonun da anasını ağlattı.Kabaca ifade ediyorum içimden böylesi geliyor, napiyim...
Yapımcısı olsun menajeri olsun hepsinin tek derdi tık sayısı olmuş. Albüm öncesi yapılan toplantılarda ne konuşuluyor acaba çok merak ediyorum. Şarkının güzelliği, sözlerinin derinliği, çok insanın kendi hikayesinden birşeyler bulabileceği konuşulurdu bildiğim kadarıyla; fakat şimdi Aman şekerciğim çoluk çocuk ergenler tıklasın yeter diye düşündüklerine eminim; milyonlar tıkladıkça Youtube’dan para akıyor, konser teklifleri bile buradan yağıyor malum! Konsere çağırılacak sanatçının yaptığı müziğe değil platformlarda kaç milyon tık aldığına bakılıyor. Evet durum bu ve gerçekten rezalet ötesi.
Hal böyle olunca yapımcısı, menajeri, şarkıcısı, aranjesi tek birşeye odaklandı. Ne kadar çok tık, o kadar para. Gözlerinde adeta dolar emojisini gördüm💰
Yahu bu sanatçı; bu insanların bir vizyonu olmalı. Seneye de bu piyasada kalabilmeli, 3 sene hatta 5 sene sonrasının planları yapılabilmeli.Karpuz mu satıyorsunuz hocam?Yapımcı aranjör ve menajerlerin hataları arabesk&rap ve rap yapan gençlerin önünü açtı, onların ekmeğine yağ sürdü.Sadece gençler değil orta yaş grubu bile Reynmen,Ben Fero, Ezhel filan dinliyor.Bazı popçular onlar için “sadece bir furya” diyor ama görürsünüz furma mı değil mi adamlar sağlam kitleler oluşturdu ve kazanmaya devam ediyorlar!
Tumblr media
Sonuç olarak baştan sona hepsi hatalı. Yani tek bir kişi değil; en başta sanatçıları yönlendiren, şarkıyı belirleyen, albumde hangi şarkıya klip çekileceğini konuşurken gidip tık alacak diye saçma ötesi şarkılara klip yapmayı teklif eden ve bu teklifi kabul eden herkes hatalı.
Eskiden yani olması gereken; en az 3 şarkı kalbimi çalardı yaz başında, çoğu kişiyi duygularından yakalar, söyleyeni sevmesek bile hayranlık uyandırırdı. Bıkana kusana kadar, sabahlara kadar dinlerdik. Yok anam şarkı yok şu an piyasada. Eleştirip yerden yere vurduklarımız da olurdu lakin şu an herbiri yerlerden yerlere vurulmalık. Yetmeyip duvardan duvara fırlatmalık!
Kenan Doğulu
Sıla
Demet Akalın
Hande Yener
Mustafa Sandal
Murat Dalkılıç
Sezen Aksu ( Sezenin kendi kitlesi onu her zaman dinler ne yapsa dinler ama pek dişe dokunur birşey yok son albumler hep kasvet hep slow)
Mustafa Ceceli
İrem Derici
Sinan Akçıl
Ajda Pekkan (yine kendi kitlesi sadık olabilir ama eskiden Ajda şarkı yapınca her yer,tüm mekanlar kusturana kadar çalardı)
Derya Uluğ
Burcu Güneş
Sertab Erener
İlyas Yalçıntaş
Ozan Doğulu Proje Album
Işın Karaca
Gökhan Türkmen
Çok album ve şarkı var yeni. Hangisinden haberiniz var? Hangisini dinliyorsunuz? Hiçbirini.Seçenek çok fazla. Yoldan geçen 3 kişiden ikisinin şarkısı var artık. Bazı müzik kanalları ve bazı radyoların yeni şarkıcıların şarkılarını para karşılığı yayınlıyor söylentisi de yeni duyulan birşey değil. Sağolsunlar para kazanma hırsıyla kaliteye bir darbe de onlar vuruyor. Böyle böyle derken piyasa bitti. Parayla yeni yetme şarkıcıyı yayınlayacağım diye bizi kaliteden, Ajda’dan, Sezen’den, Sertab’dan mahrum bırakıyorlar. Zaman yetmiyor, sıra gelmiyor.Avcılar sürekli şarkısını yayınlatacak yeni av kovalıyor.
Her önüne gelene single yapan yapımcılar kadar, zevkle, dinleyerek işini aşkla yapan radyocu ve vj’ler değil para karşılığı yayınlatan medya patronları da bu işin suçlusudur. Zaten medya patronları medyanın başına gelmiş en büyük beladır.Adamlar çalışmıyor, kendi egolarını tatmin ediyorlar.
Peki çözüm; bu tık olayının bir an önce bitmesi gerek. Yani;
“Sahte tık” mevzuusu bitecek, kimse para kazanmak uğruna bir başkasının hakkını yemeyecek. Bu iş böyle düzelir.(Nasıl olacak bilmiyorum)
Herkese album yapılmasa ( ah keşke)
İçeriği anlamlı, insana birşeyler hissettirebilen şarkılar yapılmalı
Yapılması gereken çok şey var bu tek kişiden ve tek bir durumdan kaynaklanan bir problem değil çünkü.Yapılacak en önemli şey herkes elini taşın altına koymalı! Para değil kalite peşinde olunmalı. Para sizi sezonluk kurtarır. Vizyonunuz ve kaliteniz oturmuşsa kitleniz zaten sizden kolay vazgeçmez ve daima kazanırsınız o parayı.
Sakalımız yok ki dinlesinler! Batıyorsunuz oğlum hopp alooo kendinize gelin. Mahvetmişsiniz ortalığı...
Yani inşallah durumlar toparlanır ne diyim, tüm pop müzik sevenlerine geçmiş olsun.
Oldum Deme Gülüm
Bir de her sene farklı isimler patlıyor. Bu sektör artık çok kalabalık, rekabet çok acımasız. Geçen yaz Deeperise Jabbar vardı, Fikri Karayel Yol şarkısıyla tanınmıştı.Bu yaz bakıyorum geçen sene konuşulan isimlerin hiçbiri ortada yok. Evet belli bir kitleyi yakaladılar, evet hala çok güzel para kazanıyor konser teklifleri alıyor olabilirler ancak sektörde rekabet hat safhaya çıkınca her yıl başka birinin yılı oluyor artık.Yazın geldiğini Demet, Serdar album yapınca farkederdik, artık onların adı bile yok listelerde.Bu yaz her yerde Zeynep Bastık var; akustik performanslarıyla,oyuncularla yaptığı düetlerde gündeme geldi, azıcık konuşulunca hoop konser teklifleri, seslendirdiği “Her Yerde Sen” dizi jeneriği, harika gidiyor. Gel gelelim bir köşe yazısında kendisi hakkında egoist olduğu, konsere 50 dakika mola verdiği falan filan yazıyordu. Valla her sene isimler değişiyor süper şarkılar da yapsan, sesin mükemmel de olsa artık eskisi gibi bir isim yıllarca parlayamıyor sahnelerde. Onun için bu egoları bir kenara bırakıp dikkatli olmak gerek.
Oldum diyenlerin sonu hep başladıkları nokta. Hep keşkeler hep pişmanlık...
0 notes
ozleminguncesi · 5 years
Text
Sen Bildiğin Sen Ol
Deli desinler, saf desinler, hiç bir şey yaşamamış desinler... Bu kirli dünyanın düzenine uyman için hep stratejik, hep kuralına göre oynamanı bekleyecekler. Arkandan türlü oyunlar çevirip hiç bir şey olmamış gibi davranmanı her fırtınada sakin kalmanı isteyecekler. "Olduğun gibi" görünmek hataymışçasına suçlanarak sürekli yanlış bir şey yapıyormuşsun gibi davranacaklar. Sen sen olmaktan ödün verme.Sen ne olursa olsun özünü kaybetme!
Durduk yere gül, bilmiyorum demekten çekinme, kendini eğlendir, her şeyi bilmek ve hayatın her santimini planlamak zorunda değilsin. Dünyayı kurtarma görevi sana verilmedi.
Saf mısın sen ya? dediklerinde mesela, savunmaya geçme; bu düzeni şaşmış, yaşlı, şişko dünyaya bakınca "Ah keşke, herkesin her şeyi bildiği ve her şeyi tükettiği bu gezegende saf kalabildiysem ne ala" demekten alıkoyma kendini.
Sen evreni güzelleştiren bütünün parçasısın.Hiç bir şey özellikle de başkalarının değerleri için kendinden vazgeçme...
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 5 years
Text
Nobran
Nobranlığa alışkın değil benim bünye
Kaba saba hareketleri kafam hiç kaldırmıyor
Bu yüzden aynı dili konuşamamam
Ayrı telden
Alakasız frekanstan çalmam
Sert mizaca beynim duruyor
Emir kipindeki her cümleyi aklım reddediyor
İnsan denen şey biraz yontulmuş olmalı
Nezaket bilmeli nahif davranmalı
Yapılan her işe sevgi katılmalı
Sevgiyle yapılan her şeye de saygı duyulmalı
Benim mizacım bu deyip her diline geleni söyleme küstahlığındaki kaba saba tipler sadece enerji sömürüyor, üretkenlikten çalıyor
Kendileri hayattan keyif almayı bilmedikleri gibi keyif alandan mutlu olandan da nefret ediyorlar
Yaşamın inceliklerinden bihaber mağara canlıları onlar;
Her konuda yüksek sesle ahkam keser, her sorunda haklı çıkmaya çalışırlar
Sadece hayati ihtiyaçlarını karşılarlar
Yiyip içip, uyurlar ve çiftleşip çoğalırlar
Kitap okumaz, film izlemez, bir çiçeği koklamaz, bir kedinin başını okşamazlar
Hayatı sevene de deli gözüyle bakarlar
Sevmiyorum bu kaba saba mağara canlılarını
Siz de sevmeyin, zaten yeterince çoklar, daha fazla çoğalmasınlar...
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Text
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Text
Saçmalık
"Olsun ya olur öyle herkes hayatının bir döneminde saçmalamıştır" diye kendimi avutmaya kalktığımda geçmişe dönüp bakınca gördüm ki resmen hayatım boyunca saçmalamışım...
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Text
Bu Devir
Öyle bir devir ki kimse kimseye tahammül edemiyor...
Samimiyeti bulmak giderek güçleşiyor.
Herkes her şeyi show olarak görüyor.
İnsanlar ancak ölmek üzere olana merhamet ediyor gülene, mutlu olana nefret duyuyor.Neşe savaş sebebi oldu.
Muhtaç olanı görünce "yazıkk" çekerek acıma duygumuzu tatmin ediyor,
vicdanımızın sesini yokolup gideni görünce duyabiliyoruz.Sevmediğimiz biriyse ona da oh olsun diyoruz.Bu devir, yüreğinde bir parça olsun iyilik kalmış herkesi çok korkutuyor...
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Text
Misafir
Tumblr media
Bize yazılan kaderi yaşamaya devam ederken senaryomuzda ne varsa onu oynuyoruz aslında.Buralara yazdım çizdim acımı yıllarca.Delirmemenin formülü buydu, aklımı korumak için radyoya verdim kendimi.Anne babamdan bahsettim çoğu zaman, duygulandınız.Bana hiç tanımadığım insanlar bile sırf bu yüzden sıcak davrandı bazen.Maalesef artık ölüm yıl dönümlerinde duygulanamıyorum.Ağlayamıyorum.Sonra umrumda değilmiş gibi hissettiğim için suçluyorum Özlem'i.Aile ne demek onu da bilmiyorum, bir anneden doğmamış gibi hissediyorum, açıkçası o duyguyu bilmiyorum.İnsanların anneannesi ve dedesi öldüğünde gözyaşı döktüklerini görünce şaşırıyorum, çok daha dibini yaşadım çünkü.Büyükbabaları için yas tutuyor insanlar, bu bana çok acaip geliyor..Şu an bu yazıyı yazarken de hiç duygulanmadım, bilmiyorum kaygılanmalı mıyım...Hislerimi aldırdım sanki büyülü bir cımbızla.
Allah sabır versin diyorlar ya teselli namına, galiba sabır şekil değiştiriyor ve hissizliğe dönüşüyor bi zaman sonra.
Kıyafetini, mobilya takımının rengini, istediği ayakkabının rengini bulamayınca kriz geçirip dert edinen insanları anlamıyorum.Daha büyük bir eve geçmek istiyorum ben diye kocasına trip atan kadınlarla aynı dili konuşamıyorum, çünkü maddiyata ve eşyaya önem vermek ölüm acısıyla baş ederken bilmediğim ve öğrenemediğim bir şeydi.Trilyonlarım olsa yine istemsizce mutevazi yaşayacağım. Çünkü çok net bilincindeyim ki süper bir mobilya takımı ya da son model bir araba ailemi geri getirmeyecek, hiç dönmemek üzere gittiler. Bunu bilmek döndürüyor beni dünyevi bütün isteklerden...
İnsanların hep ıskaladığı bir şey var. Ömürleri boyunca sevdikleri yanında olacak, hayat günlük gülistanlık devam edecek sanıyorlar. Öyle olmayacak, hepsini yaşayacaklar, anne, baba, kardeş acısıyla baş edecekler, belki de kendisinin misafirliği bitecek buralarda.Bunu daima hatırlasak yer yüzünde çok az kalp kırılır aslında.Bana "ben senin yerinde olsam delirirdim" diyenlerin de delirmediğini, hatta hiç bir şey olmamış gibi hayata devam ettiklerini göreceğiz. Ay ben annemden ayrılamam diyen, hayatında annesinin izni olmadan hiç bir şey yapmamış kız arkadaşlar tanıdım, öyle bir ayrılacaksınız ki, bu dünyaya yapayalnız ve çırılçıplak geldiğiniz gibi yine hiç bir şey götürmeyerek sonlandıracaksınız ruhla bedeninizin beraberliğini.
Hiç bir şeyin bağımlısı olma!
Kardeşinin, yeğeninin, anne, babanın ve kocanın, karının hatta evladının...
Sahibi değilsin hiç kimsenin
Giderken sana kalan da bir parça beyaz bez olacak, çok kasma...
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Text
Radyoseverlere
Tumblr media
Küçük bir aletin içinden benim sesim geliyor, vay anasını be ne tılsım ama...
Bu düşünce beni çocukluğumdan beri heyecanlandırmıştır.İnanmıyor gibiyim ama; tılsımının büyüsüne yenik düştükçe inanabilmek için zihnimin sınırlarını zorluyorum ve zorladıkça daha çok aşık oluyorum sihirli kutuya Bu düşünce ile yaşamak için çocuk ruhlu olmak gerek, büyürsen böyle başkalarına göre antin kuntin gelen eften püften işleri yapamazsın.Sigortalı, tam zamanlı, sabah 9 akşam 6 çalışacağın bir iş bulmalısın.Ayrıca 3 ayda bir ikramiyen de olmalı, yoksa kredi çekip ev alamazsın, mazallah...Radyocunun farkı zaten diğer insanlardan düşünce olarak farklı ve özel olması.Herkes gibi onlar da maddeye ve maddiyata önem veriyor olsaydı? Ruhunla kattıkların, heyecanla hayatta görüp de yaşadıklarını anlattıkların olmazdı.Üç kuruşa çalışıp mutlu olmayı bilen insanlar radyoculardı...Daha fazlasını istediğimde mutsuz olduğumu farkettim, şükürden uzaklaşıyor hırs yapınca insan.Az olsun ama öz olsun, benim olsun.Namuslu ve onurlu kazanç olsun Naif ruhumuz gece olduğunda yastığa huzurla baş koymak, kimsenin hakkını yemediği için mutlu uyumak istiyor. Ve bence pek tabii bizler de sanatçıyız, sanmıyordum ama son yıllarda bunu iyice kavradım.Nasıl şarkıcılar albumlerini, şarkı ve bestelerini satıyor, nasıl bir oyuncu tiyatroda oyununu ve filmini beyaz perdede pazarlıyor, biz de her gün sahneye çıkıp illüzyona bırakıyoruz kendimizi.Düşüncelerimizi, hayat enerjimizi, samimiyetimizi ve müziğimizi satıyoruzÜstelik daha ekonomik ve zahmetsiz, sadece dinleyerek yapıyor bunu insanlar...Studyodan çıkınca ise hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Son yıllarda sosyal medyayla beraber bloggerler türemiş olabilir, esnafı yıldırmış, gittikleri mekanlarda bedava yiyip içip reklam karşılığı gezip tozuyor olabilirler.Hepsi kötü demiyorum ama özellikle İstanbulda çok var art niyetli olanlarından, asalak gibi yaşayanlardan.Milyonlarca takipçileri olması da iyi biri oldukları anlamına gelmiyor.Bundan bir kaç yıl sonra bloggerlar hatırlanmayacak ama radyocular radyo var olduğu sürece hep o küçük kutudan seslenmeye devam edecekler.
Tüm meslektaşlarıma sevgiyle...
0 notes
ozleminguncesi · 6 years
Photo
Tumblr media
Hangi yıldı ben de unuttum, 2013 sonu diye düşünüyorum.Ah yıllar...Nasıl da zalimce acımadan geçip gidiyorsunuz.
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Text
The Shape Of Water
Türkiye'de vizyona girmeden haftalar önce izlemiştik ve çok etkileyiciydi. Bir masal, dramın macerayla buluştuğu müthiş bir yapım olmuş🙏 Bu dünyada kaybedeceği pek de birşey kalmamış, yetimhanede büyümüş ve temizlikçi olarak devletin kurumunda çalışan işitme ve konuşma engelli genç kadının bu kurumda gizledikleri enteresan yaratığı keşfetmesiyle başlıyor herşey. O "şeye" işkence yapıldığını gördüğündeyse onu zincirledikleri havuzdan kaçırmaya karar veriyor. En yakın arkadaşı ve komşusu da bu suça (!) ortak oluyorlar.
13 dalda oscara adaymış bence ödüllerin birkaçını birden alır! Bu haftasonu bence izleyin❤️
:16 Şubat 2018
Yapımı:2017 - ABD
Tür:Dram , Fantastik , Romantik
Süre:123 Dak.
Yönetmen:Guillermo del Toro
Oyuncular:Sally Hawkins, Michael Shannon, Octavia Spencer, Richard Jenkins, Doug Jones
Senaryo:Guillermo del Toro
Yapımcı:Guillermo del Toro, J. Miles Dale
Diğer Adı:Aşkın Gücü
Tumblr media Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Text
Hoşçakal Meloş...
Nisanda geldiğimde Meloşta kalacaktım. Eski günlerden bahsedip, Tülin'i görüntülü arayıp bir nebze de olsa hasret giderecektik... 27 Nisan doğum günüydü Meloşun. Her sene mutlaka kutlar, İstanbul’a geldiğimden beri de arardım. Ateş düşer düşmez harlıyor ya hepimizi, boğazım düğüm düğüm oldu, panikledim kimi arayacağımı bilemedim. İyi anneydi, iyi kadındı, iyi komşuydu. Güzelliklerin vücut bulmuş haliydi.Manikür yaptırmayı, tırnaklarına bakmayı çok severdi.El ve ayak tırnaklarını hiç bakımsız görmedim onun. Böyle bir veda hayal etmemiştim ona dair. Çok uzun yıllar daha beraberiz sanmıştım, bir şekilde uzakta da olsam gider geliriz her Aliağa'ya gelişimde onu da görürüm diyordum. Olmadı! Diyorlar ya hani biz plan yaparken hayat akıp gidenlermiş, aktı gitti öyle bizden zamansızca ve hiç yakıştıramadığım bir ayrılıkla... Güzel yemek yapardı, her eve gelişimde yemeğin var mı, dur sana bir tabak koyayım, boşver yemek hazırlamakla uğraşma derdi. Hiç bıkmıyor bu kadın iki günde bir bana bu soruyu sormaktan başkası olsa düşünmezdi demek beni düşünüyor, seviyor, çok önemsiyor derdim. Evlen kızım evliliği tat mutlaka derdi, sonu hüsran bile olsa evlilik güzel şey, aile olmak çok güzel bunu yaşa derdi. Çok şey paylaştık da bunlar şimdi aklıma gelenler... Kızı aradığında ve torunları yanındayken yüzünde güller açardı. Olsun, çocuklar iş güç sahibi olsunlar, mutlu olsunlar ben gurbete razıyım derdi.
Tam bir radyo dostuydu, mutfakta geçirdiği zamanlarda radyosu hiç kapanmazdı, akşama kadar bıkmadan radyo dinlerdi, canım benim.
Olmadı bu ayrılık Meloş, hiç olmadı! Canım çok acıyor Hayat biz planlar yaparken akıp gidiyor sallamıyorum sizin planladıklarınızı dercesine, Bizden sevdiklerimizi koparıyor Tüm dualarım seninle Lütfen gittiğin yerde iyi ol Biliyorum, Bir gün mutlaka kavuşacağız tüm sevdiklerimizle Hoşçakal Meloşum... Düzeltme: Bu cümleler zaten çok zor çıktı ve Behti Amca’yı da kaybettiğimizi öğrendim.Beslediğin kuşlar, kedilerin de öksüz kaldı, gel de isyan etme şimdi bu yazgıya! Sonsuzlukta hep yan yana, cennet bahçelerinde olun.Dualarım, aklım, kalbim sizde, sizinle..
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Text
Ağlamak
Bazen en güzel tedavi şeklidir Kalbinde biriken öfke ve bütün üzüntü gözyaşıyla temizlenir Ağlamak, işte böyledir Yalnızlığa sığınma şekli Kimseye güvenememe hali Hem bazen çaresizliğinin Bazen en mutlu eden coşkunun biçimi Bu gözler ne haksızlıklar görüyor Ve gördükçe de dayanamayıp isyan ediyor Ağlamak biraz da Artık dayanamamanın,  güzel şeylere rastlamak istemenin haklı serzenişidir Ağlamak güzeldir Kimselere zarar vermemektir Hem O' na sığınmak hem biraz da kendine dönmektir...
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Photo
Tumblr media
Gülmek, en çok da gülmek...Güzel bir tedavi şeklidir...
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Text
Başka Türlü Bir Aşk!
Tumblr media
0 notes
ozleminguncesi · 7 years
Text
Sınanmak
Tumblr media
İnsan hayatında ne eksikse hep onun acısını çekiyor.
Neresinden almışsa bir parça hayat, başkalarına verdi de herkes tam sanıyor.
İş istiyor da bir türlü bulamıyorsa herkesin işi var bi kendininki yok sanıyor.
Yuva kurmak isteyip de kuramıyorsa herkes evli mutlu çocuklu bir kendisi yalnız zannediyor.
Aile hayatına muhtaçsa herkes anne babasıyla çok iyi geçiniyor herkesin ailesi var diye düşünüyor.
Aradığı dostluksa; herkesin sağlam dostlukları var ve hepsi çok eğleniyor yanılgısına düşüyor.
İnsan en çok neyi eksikse oradan sınanıyor...
0 notes