ruhumabedim

[ruhumabedim]

göğsümde bir ölünün soğukluğu var, ne zaman iç çeksem nefesim buğulanıyor.

[ruhumabedim]

gülümseyerek uzattığın alçı, iyileştirmez ki ruh kırığımı.

[ruhumabedim]

kontrol edemediğim düşüncelerimin istilasından beynimi kurtaramıyorum.

[ruhumabedim]

evi nepal'de kalmış slovakyalı salyangoz bile evine varır da ben sana varamam.

[ruhumabedim]

aynı hayalin önünde bekliyorsun lâl, oysa kapı çoktan kapandı.

[ruhumabedim]

artık suskunluğunda bile yankılanmıyor sesim. ben seninle güzelim, dön bana. varsın eksik kalsın dünya.

sana en çok susarken yakışıyorum, sesim gözlerine değince eksiliyor dünya.

[ruhumabedim]

doğduğum gün, yitip kayboldum.

[ruhumabedim]

kontrol edemediğim düşüncelerimin istilasından beynimi kurtaramıyorum.

[ruhumabedim]

omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket.

[ruhumabedim]

ben içimdeki karayı silme telaşındayım. sen gönlünün pembesine kat çekme derdindesin.

[ruhumabedim]

kafamın içi kayıpların ve üzüntülerin kalıntılarıyla dolu eski bir harabe.

[ruhumabedim]

dilime veda değdi bir kez, artık her cümlem eksik.

[ruhumabedim]

yaralarımızı göstermedik birbirimize, yaralarımızı deştik. eskiden anımsadıkça yeri sızlayan o yara, artık paramparça.

[ruhumabedim]

yusuf çoktan gitti züleyha. sen hâlâ yol ayrımında onun adını fısıldıyorsun.

[ruhumabedim]

yaralarımızı göstermedik birbirimize, yaralarımızı deştik. eskiden anımsadıkça yeri sızlayan o yara, artık paramparça.

[ruhumabedim]

bazı suskunluklar ömür boyu konuşur içimizde.

[ruhumabedim]

beni bir çocuk gibi aciz bırakan yaşama küfürler ettim.