sans-ser - Tumblr blog

[sans-ser]

"yara almamak için giydiği zırhı taşımaktandı bütün yorgunluğu."

[sans-ser]

ne içimdeki dünyalara sığabildim ne dışarıdaki sokaklara

[sans-ser]

sandım ki seni görürsem, özlemim geçer. öyle olmuyormuş. hani derler ya, odun atmakla ateş sönmüyor.

[sans-ser]

[sans-ser]

Işığımızı yansıtacakken ay aramıza girdi dünyalar

[sans-ser]

Doğum günün kutlu olsun

[sans-ser]

kendinden çok uzakta kaldığını fark edince dönmeyi düşün.

[sans-ser]

inan bilmiyorum. bilsem, kıvranır mıyım bu kadar? sormak, söylemek mesele değil. ben bu yoldan daha önce geçtim, çok şey kaldı gerimde.

[sans-ser]

"kendimi bomboş hissettim. içimde korku, pişmanlık ya da beklenti yoktu."

[sans-ser]

Kendinde en ağır yükü aradın: Bulduğun kendindi, kendini sırtından atamadın.

[sans-ser]

Rüzgarda savrulan kuru otun bile olsa gideceğibir yeri var. (mı?)

[sans-ser]

Kırk ayaklı bir canlı bile yolunu bulabiliyorken, yaşadığımız bu karmaşa da neyin nesi?

[sans-ser]

Onca grinin içinde bir damla renk görememek, renk körü mü olduk?

[sans-ser]

Biraz zaman geçsin, her şeyi unutacaksın. Biraz zaman geçsin, her şey seni unutacak.

[sans-ser]

kopuşlar, ayrılıklar, kesiklikler âlemi.

[sans-ser]

Saatin içine hapsolmuş biri

küçücük camdan elleriyle yelkovanı durdurmaya çabaladı

zaman ellerinin arasına sıkışıp kalmalıydı

[sans-ser]

Kırık, yorgun, galiba , evet , miş ,4, şer , aylar , bu