sigarakutusu

[sigarakutusu]

yasın rengini siyah diye tanımlarız ya hani hep. siyahtır çünkü. cenazeye mi katılacaksın, tamam, siyah giyinirsin. ayakkabıdan baş örtüne kadar bir siyahlık. sonra, sonra siyah olmaz. cenaze sahibisindir artık, misafir değil. baş sağlığına gitmiyorsundur, geliniyordur. yasın rengi üstündeki şortlu pijama takımı ne renkse o renktir. ne üstünü değiştirmeyi akıl edebilirsin, ne bir örtü almayı saçlarına. işte, yasın rengi siyah değilmiş, bir yaş değil bin yaş yaşlanmışım bende zaten. sonrası net bir gidiş, dönüşü yok. ve, benim için yasın rengi de yok, artık. geride kalanların olur çünkü ellerinde renkler, tutunacakları dallar, bense sadece yasım. yaşım kadar, yasım, bir değil bin.

güzelmiş

[sigarakutusu]

îbrâhîm, içimdeki putları devir.

devrilsin diye uğraşmak, başkasından medet ummaktan daha iyidir

[sigarakutusu]

kalbimin kuşu sen benim delik deşik yaralarıma acı ile sızlayan ruhuma,umut üfledin..bütün yaralarım seninle çiçek açtı.

:)

[sigarakutusu]

kanadından öpüyorum kalbimin kuşu.

kalbimin kuşu.

[sigarakutusu]

bilmezler yalnız yaşamayanlar, nasıl korku verir sessizlik insana; insan nasıl konuşur kendisiyle; nasıl koşar aynalara, bir cana hasret, bilmezler.

[sigarakutusu]

göz kapaklarımda yirmi yılın soğuk gölgesi.

[sigarakutusu]

vurulduğun yerin sızısı yeri göğü inletir sen hala boş duvarları izliyorsun.

[sigarakutusu]

kendim olmaya çalıştım hep, bir şeyleri başarmak umuduyla attım her adımımı. böyle daha iyi dedim, bir uçuruma rastgeldim. burayı deneyeyim dedim, bir bataklıkta çırpınırken buldum kendimi. durmadım ama devam ettim. mecburdum. hayatın öğrettiği çok şey oldu. aldığım nefes için sınandım. bir ömür tükettim acılarıma. mutlu olmaya çalışırken acı buldum. hiç mutlu olmadım demiyorum. dengesizliğimle acı toplar, dengesizliğim de mutluluk arardım. bir şeyler bekler ama hep yerimde sayardım. başaramazdım, bazen kabul edemez, bazen ederdim. bu’sun diyemedim kendime. herkes başka kalıba sokmaya çalıştı sanki. kendim olmaya çalışırken, kendimi yok etmeye çalıştığımı farkettim. geç farkına vardım, vardım varmasına da bir değişiklik gösteremedim kendime. cesaretli olamadım. korkum vardı, inadım vardı, saçacak sevgim vardı. doğru yerlerde harcayamadım. yanlışı seçerken doğru diye ilerledim. geç farkına vardım ama baksan gene aynıyım.

[sigarakutusu]

bazen hayatımı anlatması için fon müziklerini dinliyorum. acımı hatırlatsın, kalemi elime aldırsın diye. yazayım belki rahatlarım diye. her seferinde aynı kanış, rahatlatan bir şey yok ama yazılan çok şey var.

[sigarakutusu]

kara kış çöktü yüreğime.

[sigarakutusu]

kimseye benzemedim. annem gibi olmadım, babama çekmedim. bir kucak dolusu sevgi biriktirdim, herkese saçtım kendime bırakmadım. yorgun düştüm kendime dayandım. güvendim, tosladım. kimseye benzemedim ama. kendim de olamadım ya. olsun dedim. olsun. düştüm defalarca, oturdum bir sokağın kaldırımına. bir yara bıraktım bin kan akıttım. ellerimi koyamadım ben hiçbir yere. soğuk dedim, ısıtamadım. titrek dedim, sakladım. dağıldı gölgem. toplamak yerine, kaçtım. ben kendime güvenemeden, başkalarına güvenmeyi denedim. oldu sandım, tekrar tosladım. gece yarısı açtığım müzikle paketler bitirdim. adımı sanımı bi türlü ezberleyemedim. tanışmadığımla kaldım, kaldığımla öldüm. bazen çocuk olmak istedim bazen yetişkin. ne çocuk olabildim ne de yetişkin. kaldım 6 yaşımda. en yaralı yaşımda. çıktım sokaklara, haykırmak istedim. boğulduğumla kaldım. olmasaydı ya böyle, değiştirebilseydim. yapamadım. uzatılan elleri göremedim. ya da yalan geldi, bilmiyorum. ev belledim kuytuları, karanlıktan korkup karanlığa sarıldım benliğimle. hiç tanışmadığım benliğimle, sokuldum paket paket sigaralara. kendime bağırdım, kendime sustum. suçlu sensin dedim. bendim. beceremedim, inşa edemedim. dört duvar kurdum, ona da hapsettim kendimi. olsun dedim. olsun. yıkarım elbet, yıkan olur elbet dedim. geçtim köşeme, düşündüm durdum. yedim kendimi, içimde duygu barındıramadım. tanıtamadım kendimi. tanıyan olur belki dedim, bekledim. ben kaldım 6 yaşımda, daha da büyümedim.

[sigarakutusu]

çok üşürsen kelebekler omurgana konsun istedim.

[sigarakutusu]

öptüm şah damarının kenarından.

[sigarakutusu]

sen hiç bağıra bağıra susmadın mı?

[sigarakutusu]

bazen kimsesizliğine ağlarsın.

[sigarakutusu]

yaramı gömdüğüm mezara umutlarımı serpiştirdim. kafamı koyduğum yastığa düşüncelerimi akıttım. o gün kötüydüm ama iyiyim dedim.

[sigarakutusu]

beni ne ilaçlar anladı ne ben, ama ben seni anlıyorum.