Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
inandığın cennette misin küçük ? orada istediğin kadar gülebiliyor musun ?
7K notes
·
View notes
Text
“beni ya sev ya da sevme. kendimi sevmeyi öğrenmem yirmi küsur yıl sürdü, bir başkasını da ikna edecek kadar zamanım yok.”
23K notes
·
View notes
Text
ALLAM BANA SU NASİP ET YARABBİM
ALLAM DURDUR YARABBİM
161 notes
·
View notes
Text
Elimden gelen o kadardı ben onun da fazlasını yaptım. şimdi herkes soluşuna baksın sıra bende çiçek açmak için.
846 notes
·
View notes
Text
Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum. Bazen öyle olur, her şey üst üste gelir.
Polis olmasaydım katil olurdum çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
Seni, intihar ettiğin gün tanıdım kızım.
Seninle o gün barıştım.
Şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalın ayak anlayabildiğim şeyler var.
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi… Dağılan bir okul gibi…
Acılarımız da birbirine benziyor artık kızım.
Birbirine benzeyen parmaklar gibi ama her birinin eşsiz bir izi var.
Bazen gözlerim dalıyor karanlıkta ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde.
Hiç susmuyorsun, ağlamama asla müsaade etmiyorsun.
Her şey affedildi diyorsun, hiç ayrılmayacağız diyorsun.
Keşke hep yanımda olsaydın diyorum öyle konuştuğunu duyunca.
Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz diyorsun sen bana
ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım. Cesetler de benzemez.
Ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.
Koşan atlar düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar.. Durur.. Tekrar başlar…
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. Beşikten mezara kadar…
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan.
Yalan mı söylüyorum sana? affet beni kızım, affet!
Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım.
15K notes
·
View notes
Photo

Utanmak, kendi kendinden nefret etmenin eşitidir.
75 notes
·
View notes
Text
ne istiyorum biliyor musun? herhangi bir semtin, herhangi bir kaldırımında, yanından geçen biri benim parfümümü sıkmış olsun. sen de o parfümü, – gözlerin dola dola korkarak – ciğerlerinin en arkasına kadar çekmiş ol. sonra kaldırıma otur sessizce, saatlerce ağla. sadece hatırla. başka bir gün, aşık olduğunu sandığın her insana sarılırken karşındakinin ten kokusuyla benimkini karşılaştırırken bul kendini. içinden; ‘’ne yapıyorum ben?’’ derken, pılını pırtını toplayıp ‘’eve gitmem gerekiyor’’ bahanesiyle, her neredeysen çık ordan. yolda yürürken, yanlışlarını gör. hatalarını gör, beni gör. televizyonda bir diziyi izlerken ya da film hiç fark etmez, o diziyi benim izleyip izlemediğimi bilip bilmediğimi merak et. öyle merak et ki, arayıp sormak gelsin içinden, ama arama. arayamayacak kadar yüzsüz şekilde, aşık kal bana. herhangi bir gazetede burç yorumuna rastladığında, benim burcumu da okumaya devam et. yeni aldığın her kitabı almadan önce, ‘’o bunu önerir miydi acaba?’’ diye düşünürken aslında hayatta bazı şeylerin ne kadar imkansız olduğunu öğren. günün bitiminde, gece yastığa başını koyduğunda benim sana öğrettiklerimi kimle, nasıl, ne uğruna kullandığını tart kafanda. kendinden nefret et, ailenden nefret et, beraber olduğun her insandan nefret et. ‘’beni sev’’ demiyorum. ama şu şarkıyı dinlediğinde, herhangi bir nakaratında, göğsünün olduğu yerde bir yerlerin biraz acısın, nolur. biraz acısın be. biraz.
1K notes
·
View notes
Text
Çok fazla acı çektiğini biliyorum. Kırıldığını, küstüğünü, darıldığını. Bazı dertlerini annene bile anlatamadığını. Hüzün dolu olduğunu ve en çok kendinden nefret ettiğini. Her seferinde yumruklarının duvarlarda can bulduğunu. Bunların hepsini biliyorum ama bunlar beni paramparça etmenin bir açıklaması olamaz. Âkif, sen aciz bir adamsın. Acını başkasına yükleyebilecek kadar aciz ve korkak.
2K notes
·
View notes