swnswld

[swnswld]

Bulmam lazım. İçimdeki o hissin ve görüntülerin ne olduğunu bulmam lazım...

Deliriyor muyum? Delirmek böyle bir şey mi? Ya da belki de sadece normale dönüyorumdur. Diğerleri mi deli yoksa ben mi? Kim normal? Bilmiyorum...

Çoğu kişinin inanmadığı düşüncelere inandığımı bilmek bana kendimi deliymişim gibi düşünmemi sağlıyor. Ama hayır! Ben deli değilim! Belki hayal gücüm geniş, belki de... belki de sadece hayatımın öyle olmasını istiyorum. Belki de öyle ve ben ona doğru sürükleniyorum...

Bir taşa bağlanmış şekilde denizin derinliklerine battığımı hissediyorum. Kimim ben? Ya da asıl soru kim olmayı düşlüyorum? Ben olmayı mı? Bilmiyorum.

Her şey hayal mi yoksa gerçek mi ayırt edemiyorum. Çıkış yolu bulamıyorum. Sessiz çığlıklar içinde boğuluyorum. Sesimi duyurmaya çalışıyorum fakat kimse duymuyor. Herkes görmezden geliyor fakat ben ölüyorum. Ya ben, ya da içimdeki bir şey ölüyor. Onunla birlikte yok oluyorum. Sonsuzluğa doğru.

[swnswld]

Çoban Yıldızı'na

"Sen siyahsın ben beyaz" dedim, "Biz gri olamıyoruz. Sana karışmaya çalıştıkça git gide rengim soldu. Kendi boyandığım yeri bile boyayamaz oldum."

"Neden böyle oldu?" diye sorun sonrasında. "Bilmiyorum. Bildiğim tek şey canımın çok yandığı. "

"Seni sevgimle açmaya çalıştıkça sen beni ittin ve ben deneye deneye her şeye olan sevgimi kaybettim. Gri olmaya çalıştıkça ben de siyah oldum sana karşı, çoğu şeye karşı."

"Denedim." dedin. "Çok denedim beyaz olmayı, çok çabaladım. Olamadım. Seni istemedim değil, istedim. Ama hep bir sorun oldu. Neden böyle oldu bilmiyorum."

"Birbirimize ait değilizdir belki." dedim. "Belki de." diye yanıt verdin.

"Sen sana Çoban Yıldızım dememi sevmesen de, sen benim hayatımın Çoban Yıldızı'sın." dedim.

"Yani ölmeye mahkûmum." dedin. "Mecbursun." dedim.

Hoşçakal Çoban Yıldızı.

"Sana değiştiğini söylüyordum ya hani. Yanılmışım. Değişmemişsin. Sen hâlâ bir Çoban Yıldızı'sın.

Çünkü Çoban Yıldızları ölüme mahkûmdur." -İkizler

[swnswld]

Sevmek;

"Sevmek nedir?" diye sorarak başlasam fazla felsefi kaçar değil mi? Açıkçası amacım burada felsefi olarak değil de daha çok gerçek manada sevginin ne olduğunu sorgulamak.

Aslına bakarsanız ben sevilmek ne demek bilmek ile bilmemek arasındayım. Belki yetinemiyorsun diyebilirsiniz, belki de fazla alıngansın diyebilirsiniz, belki de sen hiç sevilmemişsin diyebilirsiniz.

Aslında hiç sevilmedim desem yalan söylemiş olurum. Annem kendi tarzında seviyor, babam kendi tarzında seviyor. Ama ikisi bir olamadıkları için bunda belki de bu yüzden eksikliğini hissediyorum. Ya da onların sevgi anlayışları benimki ile bir değil. Belki de sadece ergenlik denen olay. Ki bu da pek tasvip ettiğim bir tabir değil.

Bunları yazma sebebim sadece aşktan yana olarak değil. Hem aşktan, hem arkadaşlıktan, aileden, her şeyden yana.

Etrafınızda sizi sevdiğini söyleyen insanlar varken de kendinizi yalnız hissettiğiniz oldu mu? Benim sürekli oluyor.

Arkadaşlarıma karşı içimde istemsiz bir güvensizliğe sahibim. Yeni arkadaş edinmekten ürküyorum. Elimde olanların da beni dışladıklarını hissediyorum ya da düşünüyorum. İnsanların düşündükleri soğuk ya da kendini ezikleyen tiplerden değilim aslında. Bütün yaşadığım şeyleri içten içe yaşıyorum.

Aşktan yana ise işler daha karışık. Derler ya beni seveni ben sevmem, benim sevdiğim de beni sevmez. Heh işte çoğu olay tam olarak öyle. Dilimizde söylenmesi en zor olan kelimelerden birisi nedir bilir misiniz? "Hayır." İşte ben bu kelimeyi söyleyemediğim kişileri üzdüm aslında. Birkaç sene öncesine kadar hep beni seven kişiler ile HAYIR diyemediğim için, üzülmemeleri için hep birkaç günlük sevgili oldum fakat sonra ayrıldım ve bu daha da üzdü onları. Belki de şimdi de o zamanların karmasını yaşıyorumdur. İki seferdir artık sadece sevdiğim kişiler de bana gelirlerse bir şeyler yaşamayı seçtim fakat onlar da beni tam ümitlendiğim anda bırakıp gittiler, terk ettiler beni.

Ama artık yavaş yavaş arkadaş konusunda da aşk konusunda da çekingenliğimden kurtulmak istiyorum. Birisiyle arkadaş mı olmak istedim o kişiye bunu belirteceğim eğer istemezse ben de tamam deyip yoluma devam edeceğim. Birisinden mi hoşlandım eğer ortada daha karmaşık durumlar yoksa gidip ona söyleyeceğim ret de edebilir hiç sorun değil.

"Sevmek Nedir?" e geri dönecek olursak eğer. Yine de sorsanız söyleyemem. Sahi sevmek nedir? O kişi, canlı ya da iş için canını bile ortaya koyabilmek midir? Yoksa sadece o kişiye ya da canlıya onu sevdiğini söylemek midir?

Ya da; olay sevdiğini söylemekte mi biter yoksa sevdiğini gösterebilmekte mi biter? Hangisi daha önemli söylemek mi? Göstermek mi?