Tumgik
#13 mayıs
cerayn · 2 years
Text
Tumblr media
13 Mayıs Türk Dil Bayramı’mız kutlu olsun!
"Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." (M.Kemal Atatürk, 2 Eylül 1930)
"Türkçe giderse Türkiye gider. Vasiyetimdir, dilimizi düzgün kullanın ve koruyun."
🔹️Oktay Sinanoğlu
2 notes · View notes
gecelersenianar · 1 year
Text
“13 Mayıs Dünya Pilav Günü” Not Edin İşinize Yarar.
1 note · View note
ilimheybem · 1 year
Text
Yeniden Bismilah..
4 notes · View notes
yurekbali · 2 years
Text
Tumblr media
Yol, başladığı gibi bitmeyi de bilen ama bitmeyen, daralıp genişleyen, yapan, onaran, yeniden var eden yegâne şey. İnsandan başlayıp insanla bitmenin başka adı. Doğaya, şiire, geçmişe ve geleceğe uzanan bir el. "Yollar yormasın seni" derler ya hani, yol yormaz insanı, durmak, oturmak, gidememek yorar.
18 notes · View notes
benimlealakali · 8 months
Text
Harika bir şekilde güne başladık gerçekten, H. bey buranın keşfedilmemiş bir güzellik olduğunu düşünüyor. Gündemden uzak sohbet etmeye çalışmak çok zorluydu, ilkokullarımızdan konuşurken konu yine bir anda seçime, siyasete falan geldi. Kendimizi durdurmaya çalışıyoruz olmuyor valla 🥲 Onun dışında ne kadar uzun zamandır tanışıyor da olsak birbirimizin tanımadığımız yönlerini konuştuk biraz. Mesela onun en çok sevdiği mevsim kışmış, ben yaz sanıyordum🫠 Arada olur öyle yanlış bilgiler.
Gündem dışındaki konuşmalar da bir şekilde evlilik nasıl olacak ne zaman olacak ne yapacağız ne edeceğiz'e geliyor, sınav yaklaştıkça stres de artıyor ama inşallah çok güzel olacak diye dua ediyoruz, okuyan birileri varsa onların da duasına talibiz.
0 notes
aktuelbul · 1 year
Text
0 notes
hasanakbal19 · 2 years
Text
13 Mayıs 2022 Tarihli ve 31834 Sayılı Resmî Gazete
13 Mayıs 2022 Tarihli ve 31834 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ CUMHURBAŞKANI KARARLARI –– Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü ve Tersaneler Genel Müdürlüğü Tarafından 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü Maddesinin (b) Bendi Kapsamında Yapılacak Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Usul ve Esasların Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 5545) –– 4735…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 years
Text
13 Mayıs 2022 Tarihli ve 31834 Sayılı Resmî Gazete
13 Mayıs 2022 Tarihli ve 31834 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ CUMHURBAŞKANI KARARLARI –– Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü ve Tersaneler Genel Müdürlüğü Tarafından 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü Maddesinin (b) Bendi Kapsamında Yapılacak Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Usul ve Esasların Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 5545) –– 4735…
View On WordPress
0 notes
indirimolog · 2 years
Link
0 notes
nevzatboyraz44 · 25 days
Text
NELER OLUYOR?
TÜRKİYE’YE NASIL BİR TUZAK KURULUYOR?
Şuan Türkiye’de;
1-Van DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın mazbatasının verilmemesinden çok daha öte şeyler yaşanıyor.
2- Van’da başlayıp Siirt, Batman, Diyarbakır, Adana, İstanbul ve daha bir çok il ve ilçelerde başlayan olayların, seçimden sadece iki gün sonra bu kadar yayılmasının başka sebepleri de var. Bence bunların acilen dikkate alınması lazım.
3- PKK’nın direk sokak çağrıları, Kobani olaylarının ilk anlarını andıran protestolar daha da yayılabilir, Çok ciddi güvenlik krizine hatta İstanbul dahil, bir çok yerde sokak terörüne dönüşebilir.
4- 31 Mart yerel seçimlerinde CHP-HDP ortaklığının kazandığı moral üstünlük Türkiye’yi çok ciddi iç bölünmelere, çatışmalara hatta bölgesel krizlere sürükleyebilir. Bunun işaret fişeği ateşlendi. Bu ortaklık sadece demokratik tercihler için kurulmadı.
5- Aslında bu olayların başlayacağını zaten biliniyordu, bekleniyordu. Abartmıyorum, bekleniyordu. Neden? Anlatalım:
6- Türkiye’den Basra Körfezi’ne uzanan, bölge ülkelerini ekonomik, güvenlik hatta siyasi yakınlık olarak birbirine bağlayacak Güney Koridoru inşa ediliyor. Türkiye ve Irak, gecikmeli de olsa, bu konuda anlaştı.
7- Bu Koridor, Çin’den Londra’ya uzanan, Türkiye’yi ana eksenlerden biri yapan Orta Koridor’un benzeri. Sadece ekonomik değil, coğrafya inşasının da önemli bir parçası.
8- Bu kapsamda, Irak’ın Kuzeyi’nde tarihin en büyük operasyonlarından birine hazırlık yapılıyordu. Koridorun güvenliğini tehdit eden ne varsa bölgeden temizlenecek.
9- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu yaz Irak’ın kuzeyinde PKK’nı kalıcı olarak bitireceğiz. Ölümcül darbe indireceğiz” cümlesi bunun açık ilanıydı. O bölgede PKK tamamen temizlenecekti.
10- Türkiye ve Irak yönetimi, Koridor güzergahının güvenliğinin kalıcı olarak çözülmesi için kapsamlı anlaşmaları yaptı. Sadece ne zaman başlayacağı tam tarih olarak bilinmiyor. Ancak Nisan sonu-Mayıs ayı içinde bekleniyor.
11- Seçimlerden sonra, işte bu büyük operasyonun engellenmesi için Türkiye içinde, PKK’nın öncülüğünde, CHP’nin koruması altında çok büyük kitlesel hareketlerin, tepkilerin örgütleneceği hatta şehir terörünün yeniden devreye alınabileceği zaten biliniyordu.
12- PKK bu tepkiyi Van’daki “Mazbata olayı” ile başlatmış oldu. O olmasa da başlayacaktı, belki biraz daha geç başlayacaktı. Aslında bu olayla, güvenlik krizi erkene alınmış oldu.
13- PKK’nın burada iki amacı var: Birincisi; Irak’ın kuzeyinde başlayacak büyük operasyonu içeride büyük krizleri hatta terörü ateşleyerek durdurmak. İkincisi; Güney Koridoru’nun inşasını engellemek.
14- İkinci madde tamamen bölgesel ve küresel güç denklemleri bağlantısını ortaya koyuyor. Hangi ülkelerse (bir çoğunu tahmin edersiniz) bu projeyi baltalamak için harekete geçmiş görünüyor.
15- Bu ülke ve çevreler, PKK’yı en etkin ve en kirli bir şekilde kullanacak. Her şeye hazır olunmalı. Yine bu ülke ve çevreler, CHP’yi en etkin bir şekilde kullanacak, buna da hazır olunmalı. Seçim sonuçları 2 gün içinde güvenlik şantajı olarak Türkiye’nin önüne sürülmüştür!
16- Bu iş, Kobani olaylarının bile ötesine geçebilir. Çok daha yaygın bir krize dönebilir. Türkiye içeride ağır bir bunalıma sokulabilir. Bölgesel etkinlik alanının daraltılması için harekete geçilmiş olabilir.
17- Peki Türkiye tedirgin olup geri adım atar mı? “Terörle terbiye” gibi geleneksel yaptırıma boyun eğer mi? “İçeriden vurup dışarıda durdurma” silahı bu sefer işler mi?
18- Eğer boyun eğerse, “Türkiye’nin bölünebilirliği”, uzun bir aradan sonra yeniden tartışma alanına taşınacak. Bölgesel nüfuz alanındaki genişlemede gerileme dönemi başlatılmış olacak. Bunlar olursa zaten “iç güvenlik” diye bir şey artık bir daha asla mümkün olmayacak.
19- Türkiye boyun eğmemeli. Dışarıda birileri “Türkiye’de iç savaş çıkar” söylemlerini yeniden servis etmeye başladı bile. Bu bile aslında neler olduğunun, olabileceğinin bir göstergesi.
20- Seçim sonuçları ne olursa olsun, “Dirayetli Ülke, Güçlü Devlet” pozisyonu asla terkedilmemeli. İçeride, bunun tam tersi “mantıklı gerekçe” sunanların bu oyunun bir parçası olabileceği asla akıldan çıkarılmamalı. Kim olursa olsun…
21- Önümüzdeki 1, 2, 3 yıl içinde bütün bölge, Doğu Avrupa, Rusya, Pasifik, Doğu Afrika savaş bölgesine dönebilir. Bütün ülkeler buna hazırlık yapıyor ve bu gerçekten de bekleniyor.
22- Böyle bir dönemde her devletin öncelikleri değişmiştir. Bu değişikliği yakında Avrupa ülkelerinde göreceksiniz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmayacak. Her devlet ayakta kalmak için olağanüstü tedbirlere gidecek.
23- Böyle bir atmosferde Türkiye asla “zayıf ülke, zaaflar devleti” olamaz. Terörle, siyasi şantajlarla, “iyi niyetli nasihatlerle” hizaya sokulursak, küresel bunalımda biz de ayakta kalamayız.
24- Türkiye’nin üstünde hiçbir siyasi önceliğin meşruiyeti yoktur!
İbrahim KARAGÜL
62 notes · View notes
mavi-duenyam · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13 mayıs
117 notes · View notes
ekip · 1 year
Text
Kedinin resmini Ateşle!
Tumblr media
Evinde kira ödemeden takılan bi dengesiz var ya renk ve neş'e saçan biricik kedin var ya, işte onun en süper fotoğrafıyla Tumblr'ı kasıp kavur!
Bu Cumartesi (TSİ 13 Mayıs), kedin her zamanki dengesizliklerinden birini sergilerken aşırı tatlış bıcırlıklar yaparken çektiğin bir fotoğrafı Ateşle (video da olur, GIF de olur), seçeceğin gösterim sayısının 2 katını al.
Arkadaşın sağı solu belli olmaz davranışlarına pıtırcık kediciğinin tontişliklerine 2 katı insan şahit olsun. Çok iyi değil mi?
Önemli birtakım noktalar:
Peki tamam, istersen başka tür bir hayvan da seçebilirsin. Kedisi olan var olmayan var... Halden anlarız yani... Türü fark etmez de, dengesiz olması şart yalnız.
Fotoğrafı (video da olur, GIF de olur) kendin çekmiş olman lazım. Bu kısım önemli bak.
Patican senin patican'ın olmak zorunda değil. Ama sonuçta hayvancağızın ortalarda boy boy resimleri dolanacak, sahibi buna kesin izin vermiş olsun.
Ele bir kez geçecek bir fırsat bu. Bi daha gelir mi gelmez mi bilinmez... Böylesine ulvi bir kudretle neler yapacaksın?
81 notes · View notes
semantin · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13 Mayıs 2023
Dualar ettik, ziyaretler ettik yer altındaki kıymetlilerimizi de. Rabbim selamet versin ülkemize. Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun.
20 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Çanakkale'de bir üniversite gömdük biz.. Dünya tarihinin en kahraman ve kanlı muharebelerine sahne olan Çanakkale Savaşları'nda, yeni kurulmakta olan birliklerin subay ihtiyacı İstanbul'daki üniversite ile Anadolu'daki liselerden karşılandı. Seferberlik başlangıcında ilk silah altına alınanların üniversite ve medrese öğrencileri olması nedeniyle, Çanakkale Savaşı için "Subaylar Savaşı" da denildi. Çanakkale Savaşı'nda 100 binden fazla okumuş ve aydın insan kaybedildi, bu kaybın olumsuz etkileri Türk İstiklal Harbi'nde ve Cumhuriyet Türkiye'sinde görüldü. Mustafa Kemal Atatürk bu kaybı şöyle ifade etmiştir: 'Biz Çanakkale'de bir dar-ül fünün (üniversite) gömdük' Savaşta yüz binden fazla okumuş ve aydın Türk kaybedildi. Atatürk, bu durumu "Biz, Çanakkale’de bir Dar-ülfünun (Üniversite) gömdük" diye anlatmıştır. Atatürk, ayrıca Çanakkale'yi şeyle özetlemiştir: Balkan harbinde alnımıza sürülen lekeyi Çanakkale’de temizleyebildik... Galatasaray'dan 5 mezun 1912’de 60 mezun veren Galatasaray Lisesi, 1915 yılında 18, 1916’da 4 ve 1917’de 5 öğrencisini mezun edebildi. Çanakkale’ye gönüllü olarak gitmek üzere başvuran İstanbul Lisesi öğrencileri, 13 Mayıs 1915’te Arıburnu’na sevk edilen ikinci tümene katıldılar. Lise öğrencilerinin kolunda sarı kurdele bağlıydı. 19 Mayıs Taarruzu’nda, “hedef olmamaları” için bu kurdeleleri çıkarmaları emredilmişti onlara... Ama sadece İstanbul Lisesi bu taarruzda 50 öğrencisini kaybetti. Yoklama: Şehit Bu haber duyulunca okuldaki öğrenciler, okulun kapılarını ve pervazlarını siyaha boyadılar ve Çanakkale Zaferi'nden sonra okulda yapılan yoklamada şehitlerin ismi okunduğunda “Şehit... Cennet-i Âlâ’da!” diye bağırdılar. Vefa Lisesi ve Çapa Erkek Öğretmen Okulu da bu yıllarda Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri nedeniyle mezun verememişti. 1916-1917 öğretim yılında Balıkesir Lisesi, Çanakkale Savaşları’nda 94 şehit verdi. Balıkesir Erkek Muallim Mektebi’nden de büyük miktarda öğrenci harbe dâhil oldu ve bu okul, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebildi. Balıkesir’de yayınlanan Karesi Gazetesi’nin o günlerde verdiği bir habere göre, babaları Balkan Savaşı’nda şehit düşen ve Edirne Lisesi’nden Balıkesir Lisesi’ne yatılı olarak nakledilen 25 izci öğrencinin tamamı gönüllü olarak Çanakkale’ye gitmiş ve orada şehit olmuştu. Sivas mezun veremedi 17 yaşındaki öğrencilerini cepheye gönderen Sivas Lisesi’nde öğrenciler okuldan ayrılırken, hocalarına hitaben tahtalara; “Hocam biz Çanakkale’ye gidiyoruz. Hakkınızı helal edin.” diye yazdılar. Savaşa giden öğrencilerin geri dönmemesi nedeniyle 1915’te Sivas Lisesi’nde hiç mezun verilmedi. Edirne Lisesi’nin öğretmen ve öğrencileri de harbe katılmıştı, onlar da geri dönemedi. 1911’de 64 öğrencisini mezun eden Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi 1916- 1917’de cepheye gidenler nedeniyle hiç mezun veremedi. Trabzon, Erzurum ve Konya Gazi liselerinde de durum bundan farksızdı. Bu savaş “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsündeki gibi ülkeye “gençliğim eyvah” dedirtti ama o öğrencilerin cesaret aşılayan mücadelesi hem Çanakkale’den zaferle dönenlerin hem de sonraki kuşakların vatanı müdafaa kararlılığını artırdı. 100 binden fazla aydını kaybettik - Çanakkale muharebelerine Türkler 310 bin, İngilizler 460 bin (yabancı kaynaklara göre 410 bin), Fransızlar 79 bin kişilik kuvvetlerle katıldı. - Bu muharebelerde İtilaf kuvvetleri, Türk kaynaklarına göre toplam 180 bin (İngilizler 155 bin, Fransızlar 25 bin), yabancı kaynaklara göre de toplam 252 bin (İngilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin) zayiat verdi. Türkler ise kara muharebelerinde 57.084, deniz muharebelerinde 179, toplam 57.263'ü şehit, geri kalanı yaralı, esir ve kayıp olmak üzere 211 bin kayıp verdi. - İstanbul’un elden çıkma korkusu silindi. - 18 Mart Deniz Zaferi, Gelibolu Yarımadası’nda cereyan eden kara muharebelerinde, Türk askeri için büyük bir moral kaynağı oldu. - Çanakkale Zaferinin Türk ulusuna en büyük armağanı, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun askerî dehasını ortaya çıkardı. - İtilaf devletlerinin planı boşa çıktı, savaşın en az iki yıl daha uzamasına neden oldu. Çanakkale savaşlarında 100 binden fazla okumuş ve aydın Türk kaybedildi, bu kaybın olumsuz etkileri Türk İstiklal Harbi’nde ve Cumhuriyet Türkiyesi’nde görüldü. Mustafa Kemal Atatürk bu durumu şöyle ifade etmiştir: "Biz Çanakkale’de bir Dar-ülfünun (Üniversite) gömdük."
youtube
16 notes · View notes
mavigibisiir · 10 months
Text
Canıma değen güzele
Bu belki son mektubumdur ya da belki son kez okuyorsundur. 17 Mayıs 2010'da başlayan hikayenin sonudur belki. Bir çocuğun, gönlünün uçurumundan atlayışıdır belki.
Hiçbir şey olmamış gibi ya da bir ömür gibi. Ömrümün yarısı seni içimde taşıyarak geçti, bugün sana veda vakti. Her zaman kapında bekleyen çocuğun gitme vakti. Geçen 13 senenin kapısı kapanıyor, bu dünyadan bir çocuk daha eksiliyor.
Bana kattıkların için teşekkür ediyorum. Her ne kadar bilmesen de manevi anlamda bana çok şey kattın. Bazı zamanlar cehennemin içinden çıkardın. Bana çok fazla kişi "bu kız sana hiçbir zaman bakmaz" demişti, inanmamıştım. Haklı çıktılar. Umudumu da inadımı da bırakıyorum, gönlümün uçurumundan atlıyorum.
Hep güzel anılar yok, büyük yaralar da var. Mesela bir keresinde 14 yaş doğum gününe davet etmiştin ve orda eski sevgilinle dans etmiştin. Daha çocuktuk ama bende çok büyük yara olmuştu. Hediyemi kendim veremeyip çıkmıştım, bir başkasıyla göndermiştim. Neyse, ben güzel anmaya devam edeceğim. Geçmişin yaralarına gülümseyeceğim.
Seninle son konuştuğumuzda sene 2020'ydi. Kısa bir süre konuşmuştuk. Bana kurabiye fotoğrafı yollamıştın çikolata parçacıklı, ocağın başından kaşarlı köfte fotoğrafı da yollamıştın hala galerimde duruyor o fotoğraflar. Oturduğum evin fotoğrafını çekmiştin o da duruyor. Ses kaydı yollamıştın ara sıra dinlerdim. Eski konuşmalarımız hala duruyor silememiştim. Yeni farkettim, sen veda mesajını 17 Mayıs günü yollamışsın. Tesadüf mü? Gerçi ne önemi var ki?
Benim 13 yılıma kimse takıntı diyemez. Kimse gönlümü bilemez. Sevmek nedir bilmez. Kimin ne dediği umrumda da değil gerçi. 2020'den bugüne 3 yıl geçti. Bir sürü şiir yazdım, mektup yazdım, besteler yaptım. Bunu nasıl yaptım biliyor musun? Sen buraya her girdiğinde görüyordum.. Mecazi anlamda değil gerçekten görüyordum. Hala daha görüyorum. Burada google analytics var ve buraya kimin uğradığını görüyorum. İlk zamanlar her gün çokça giriyordun. Uzun bir süre günde bir uğruyordun. Ben de bunu gördükçe daha fazla yazıyordum. Daha sonra zamanla haftada bire falan düşmüştü, telefonunu değiştirmiştin ve hatta bir ara uzun süre girmemiştin, korkmuştum. Yakın zamanda çokça uğradığını gördüğümde bir şeyler olduğunu anlamıştım. Ama bunu beklemiyordum. İnan beklemiyordum, şok oldum. Buraya girip ne yapıyordun? Madem birisiyle görüşüyordun ne diye sana yazdığım şiirleri okuyordun? Kimi zaman gece yarısında girip okuyordun, ne diye okuyordun? Benim yazdığım şiirleri o yazmış gibi bir şey ya da daha farklı kafada okuyorduysan eğer sana hakkımı helal etmem. Şiirlerimi kimseye yedirtmem. Kalbinde bir yere sahip olduğumu düşünüyordum, sense çok farklı bir yerdeymişsin. Utandım. Yaşadığımdan utandım. Gönlüne girdim sanmıştım. Bir zamanlar bir hayal kurmuştum ve sen hayalimde, sevdiğin şiirleri seçip el yazınla deftere ya da günlüğüne yazıyordun. Ben sanırım epey safmışım.. Sen bu mektubu eğer okursan bundan da haberim olacak. Zaten daha da bir şey yazmam gibime geliyor, sen de gelmezsin muhtemelen. Doğru bilgi verdiğinden emin olamadığım bir metrik var o da giriş yaptığın şehirler. Geçenlerde üç farklı şehirden girmiştin, garip gelmişti. Ama muhtemelen Ankara doğruydu. Bilmiyorum oraya mı taşınıyorsun? Kim bu? Keşke anlatsan ben de bilsem. Hani ne vardı da, ne kadar sevdin de henüz yirmi altında evlenme kararı aldın? Hayretler içinde boğuluyorum. Acımdan mı zevk alıyorsun ki benim feryatlarımı bu kadar merak ediyorsun? Evlenecek seviyeye gelmişken, seni çocukluğundan beri seven adamın sana yazdıklarını okuyorsun? Beni madem hiç sevmedin, neden yıllardır sana yazdıklarımı okuyorsun? Aklıma saçma sapan şeyler geliyor, keşke bir açıklama yapsan. Ben seni yine de güzel hatırlayıp, güzel anacağım. Sen hep bir yerlerde kalacaksın, güzel kalacaksın.
Hoşçakal, yarın sabah güneşim karanlık doğacak. Zamanla aydınlanacak ama bir önemi yok.
Hoşçakal, güzel duygularımın müsebbibi.
Bir sen vardın dünyada güzel bildiğim, yarından artık ne beklerim?...
...
-seni her koşulda, her anda daima seven Mehmet
12 notes · View notes
aktuelbul · 1 year
Text
0 notes