Tumgik
#Celaleddin Çabuk
railsistem · 2 years
Text
Çorlu'daki tren kazasının tek tutuklu sanığı dönemin TCDD 1. ...
Çorlu’daki tren kazasının tek tutuklu sanığı dönemin TCDD 1. …
Kaynak, Getty Images Fotoğraf altı yazısı, Çorlu 51 dakika önce Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının tek tutuklu sanığı dönemin TCDD 1. Bölge Demiryolu Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu tahliye edildi. Karasu diğer sanıklarla birlikte tutuksuz yargılanacak. Kazada 9 yaşındayken yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel’in annesi, hak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yorukce-2023 · 3 years
Text
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Alemin bal şerbetinden bana ne
İşte ölümde benim ayran tasım
Ne malım, mülküm var benim, ne azığım
Ben genede senin malın mülkün olsun diye çalışırım
Senin başını sokacak bir yerin olsun diye,
Senin bir dikili ağacın.
Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam
Kusuruma bakmayın benim dostlar
Bağışlayın beni,
Ben; davullara, bayraklara aldırmayan
Bir padişahın yoluna düşmüşüm
Deli-divane olmuşum
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben
Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi
Ama yok ta sayılmam hani
Var olan birşeyim ben
Hadi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel
Ne varsa şu ırmağın içinde var
Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa hadi
Bu kupkuru yerde sitemden gayri ne gördük
Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri
Bu ırmakta ne ölmek var bize
Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan
Bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret
Durma, çabuk gel !
Gelmem deme
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır
Senin şanına sadece gelmek yaraşır dostum.
Mevlana Celaleddin Rumi
Tumblr media
1 note · View note
belkidebirharfimben · 3 years
Text
Düşmelerin düşmanın değil
Kırılganlık zaaf değildir belki de arkadaşım. Bir de böyle düşün. Başkalaşmaya temayülüdür nesnenin. Kelebek potansiyeliyle yaratılan tırtılların etkiye-itmeye açık olmalarından doğal ne olabilir ki? Ki zaten bu etkilenişler sayesinde dönüşecekler. Kemallerine yürüyecekler. Toprak çamurluğunda hamurlaşmasa kim ona şekil verebilirdi? Taşlığında beklese kim onu ekip biçebilirdi? Elhamdülillah. Zayıflığıydı onu hünerli kılan. Gücüydü aslında güçsüzlüğü.
Evet. Arkadaşım işte insan da biraz böyle. Biraz kendiliğinde emanetçi. Biraz kendisinde işçi. Mürşidimin tabiriyle 'aczi ve fakrı en makbul bir şefaatçi...' Aczi sayesinde etkiyi arar kılınmış. Fakrı sayesinde etkiye açık bulunmuş. İhtiyaçları sayısınca açlıkları var. Olabilirleri, umutları, gayretleri var. Bu potansiyelle merak ediyor herşeyi. Sayesinde bilebiliyor pekçok şeyi.
Hani Bayan Kim Zamanda Kıvrılma’da Mevlana Celaleddin Hazretlerinden naklen diyordu ki: "Yara ışığın bedenimize sızdığı yerdir!" Belki ışığın sızmasının ilk şartı da yaraların kabullenilmesidir.
Demek: Bilginin sonucu kuvvetse de sebebi zaaftır. Zayıflıktır. Zaaflar sayesinde bahşedilir. Bilgileri sayesinde başka şeyleri etkileyebilir olanlar bilişleri yüzünden etkilenmiş de oluyorlar. Cehaletten ilme yükseliş bir dönüşüm oluyor. Bilmek insanı değiştiriyor. Öncesinden kurtarıyor. Dikkat et arkadaşım: Neye sahip oluyorsak etkilenmeyi bedel olarak ödüyoruz. O şey bizim dünyamızda bir 'şey' haline geldiğinde ister istemez bizi de etkilemiş oluyor. Değiştiriyor. Başkalaştırıyor. Bu dediğimi maşuklar bilmezse de âşıklar bilir.
Kadın anneliği bildiğinde anne kalbinin ilgisini/alınganlığını yüklenmek zorunda. İnsan âşık olduğunda yine yüklenmesi gereken bir ilgi ve alınganlık bedeli var. Bizi bambaşka kılmış olan herşeyle, bir yanımızla memnun bir yanımızla küskün, gelgitli bir ilişki kurmamızın sebebi de bu sanırım. Evet. O bize pekçok şey öğretti. Evet. Daha önce hissetmediğimiz pekçok şeyi onunla hissettik. Evet. Pekçok tohumumuz o rüzgârın kalbimize değmesiyle gövdeden koptu, toprağa saçıldı ve açıldı. O olmasa bunlar da olmayacaktı. Hepsine evet. Fakat yine evet: Daha öncesinde sahip olmadığımız yaralara da sahip olduk onlar sayesinde. Yoksunlukla tanıştık. Lezzetini tattığımız herşeyin zevalinden korkar olduk. Varlıkla her vuslatımız bir ayrılığın komşuluğunda hediye edildi.
‘Ahsen-i Takvim’de yaratıldığımızı bildiren vahyin, müjdesinin hemen ardından, esfel-i safilîn riskini de zikretmesi ne kadar manidar. Demek 'en güzel potansiyelin' bedeli bu. Ne kadar berrak bir aynaysan o kadar şeyi üzerinde yansıtacaksın. Bu yansıtış seni farklı farklı hallere mazhar edecek. Tanıştırılacaksın. Tanıştıracaksın. Sarsılacaksın. Sarsacaksın. Sınırlının sonsuzun karşısındaki telaşı hep budur. Daha fazlası sığsın diye avuçlarını boşaltır doldurur. Boşaltır doldurur. Boşaltır doldurur. Aynanın boyuysa ancak kalbin kadar. Yansıtacaklarının sayısı sonsuz. O yüzden sürekli çalışıyor, değişiyor, renkleniyor, başkalaşıyorsun. Kainat gibi kalbinde çalkalanıyorsun. Kalbinde bir kainat çalkalanıyor. Birgün böyle, birgün şöyle, birgün öyle oluyorsun. Dünya dört mevsim kaldırıyor bir yılda arkadaşım. Dikkat buyur: Sen bir günde bin mevsim yaşıyorsun. Ne tastamam mutlu ne tastamam kederli kalabiliyorsun. Bir ağlıyorsun. Bir gülüyorsun. Derviş Yunus’a şunları söyleten sır sendedir:
“Hak bir gönül verdi bana, ‘Ha!’ demeden hayran olur./Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur./Bir dem sanasın kış gibi, şol zemheri olmuş gibi./Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile büstan olur...”
Çabuk kırılıyorsun. Noksanın değil hünerin bu senin. Çünkü yuvasından uçmaya hazır tohumların var. Barış hüznünle. Firaka karşı dik dur. Karahindiba her esintide dağılmaktan utanmaz. Övünür. O tohumlar sana benzer. Ama senden başka şeyler olacaklar. Birini bin yapacaklar. Cennetine yeni yeni cennetler katacaklar. Uyan. Sen sende bile kalıcı değilsin. Misafirsin. Sen olmak senlikte bir başlangıçtı ancak. Daha nice senler elinde gezecek sen denen sancak. Sen daha sana benzer nice sen olacaksın. Senden başka nice senler senine katılacaklar.
Tohumlukta hüner gövdeye tutunmak değildir. Sarsılmazlık değildir. Kırılmazlık değildir. Düşmezlik-değişmezlik hiç değildir. Sahi: Olmaya yatkınlığın topraktan yaratılana bedeli nedir? Sık sık cennetlerimizden dünyaya/toprağa düşmek değil midir? Elhamdülillah. Ve becerebilirsek tekrar cennetlere çıkmak da bu olmanın hediyesidir. Yani olmak yeşillenip göğümüze yükselmektir.
O yüzden düşmelerine darılma arkadaşım. Düşmelerin düşmanın değil. Âdem aleyhisselam düştüğünde de bu ona kötülük olmadı. İltifat oldu. Çünkü o tevbe etti. Çünkü o kalktı. Kızacaksan kalkamadığın zamanlara kız. Günahlara kız. Nefsine kız. İndirmek seni orada kalmaya mahkûm etmek için değildi. Yeşerip ahsen-i takvime yükseldiğini görmek içindi. Birini bin kılmak içindi. Her ekin sahibi tohumundan bunu ister. Bekler. Amaçlar. Hiç düşündün mü: Rahman u Rahim de belki bunu murad ediyor ha? O halde rüzgarlara öfkelenmek niye?
3 notes · View notes
kocaalihaber · 4 years
Text
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Çorlu’daki tren kazası davası Halk Eğitim Merkezi’nde görülecek
Tumblr media
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasının ikinci duruşması, 10 Eylül günü Çorlu Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda yapılacak. 8 Temmuz 2018 günü Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak, devrildi. Kazada 7'si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi. 328 kişi de yaralandı. Kazanın ardından başlatılan soruşturma sonunda asli kusurlu bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.  Davanın 3 Temmuz günü Çorlu Adalet Sarayı Konferans Salonu’nda yapılan ilk duruşması, kazazedelerin aileleri yer olmadığı gerekçesiyle salona alınmayınca olaylı geçti. Mahkeme heyeti davadan çekildi. Çorlu 2'nci Ağır Caza Mahkemesi, heyetin çekilme kararını ortadan kaldırmasının ardından toplanarak, duruşma tarihi ve duruşmanın yapılacağı yeri belirledi. Heyet, ikinci duruşmanın 10 Eylül 2019 günü Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nin büyük salonunda yapılmasını kararlaştırdı. Read the full article
0 notes
captain-sema-love · 5 years
Link
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili asıl kusurlu bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım'ın 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak'tan 2'şer
0 notes
bulutbey79 · 4 years
Video
Nasihat vermek kolaydır Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün bazı gençler nasihat istediler. Cevap olarak; - Nasihat vermek kolay, nasihatı kabul etmek güçtür, buyurdu. Çünkü, nefslerine uyanlara, dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı, haramlar ise tatlı gelir. Ve ekledi: - Bunun için, Kur’an-ı kerimde mealen; (Kâfirlerle harbediniz! Harp, size acı ve sıkıntılı gelir. Size zor gelen şeyler, yani Allahü teâlânın emirleri, sizin için hayırlıdır, iyidir. Size iyi gelen, sevdiğiniz şeyler, yani haramlar, size zararlıdır, fenadır) buyuruldu. Ve devam etti: - İlim öğrenmek, amel etmek içindir. Eğer amelsiz ilim, insanı kurtarır zannediyorsanız ve ilim sahibi olunca, amel etmeden kurtuluruz diyorsanız, bu halinize çok şaşılır. - Neden efendim? dediler. - Çünkü amelsiz kuru ilim, kıyamette sahibine hüccet olacak, (Bilmiyordum) gibi bir özür ve bahane yapamayacak ve o ilmi kendisine zarar verecektir. Ve ilave etti: - Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Kıyamet günü azabların en şiddetlisi, elbette, ilminin faydasını görmeyen âlime olacaktır) buyuruyor. Mümin can acısı duymaz Bir gün de sohbetinde ölümden bahsederken; - Can vermek acısı, dünya acılarının hepsinden daha acıdır, buyurdu. Fakat, ahiret azablarının hepsinden daha hafiftir. Sordular: - Müminler de can acısı duyar mı efendim? - Mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini, Cennet hurilerini görüp, onların zevki ile, can verme acısını duymaz. Ve ilave etti: - Ruhu, tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar. Nimetlere kavuşur. Sonra şunu anlattı: Celaleddin-i Rumi hazretleri, Azrail aleyhisselamı görünce; - Çabuk gel, canım çabuk gel. Beni Rabbime çabuk kavuştur! demiştir. https://www.instagram.com/p/CBcHO4BFx9w/?igshid=aijiyi0j93xy
0 notes
yenicagri · 5 years
Text
Çorlu'da 25 kişinin öldüğü tren kazası davası başlıyor
Çorlu’da 25 kişinin öldüğü tren kazası davası başlıyor
ÇORLU (Tekirdağ)
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü tren kazasıyla ilgili asıl kusurlu bulunan TCDD personeli Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım’ın ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak’tan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına çarşamba günü başlanacak. Kazada kızı, yeğeni ve 2 kız kardeşini kaybeden Zeliha Bilgin, “Hayaller…
View On WordPress
0 notes
haberoldu-blog · 6 years
Text
Çorlu'daki tren faciasında müdür serbest!
https://haberoldu.com/corludaki-tren-faciasinda-mudur-serbest
Çorlu'daki tren faciasında müdür serbest!
Tren kazasıyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, ‘kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu’ bulunan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım Onarım Şefi Özkan Polat, Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Çorlu yakınlarında 8 Temmuz’da meydana gelen ve 25 kişinin öldüğü, 340 kişinin de yaralandığı tren faciasının ardından, olayı soruşturan Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın oluşturduğu bilirkişi heyeti kazayla ilgili raporunu tamamladı. İstanbul Üniversitesi’nden Prof.Dr. Bekir Sıddık Binboğa Yarman, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mustafa Karaşahin, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi İnşaat Yüksek Mühendisi Engin Bıçakçı, İnşaat Mühendisi Hakan Bozbulut ve Serbest Makine Mühendisi Bedri Duman’dan oluşan bilirkişi heyeti, başsavcılığa sundukları raporda, TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve geçen Mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan ve Köprüler Şefi Çetin Yıldırım’ın, ‘kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu’ bulunduğu kaydedildi.
Raporda kusurlu oldukları belirtilen Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım Onarım Şefi Özkan Polat, Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, jandarma tarafından gözaltına alındı. Şüpheliler, jandarmadaki sorgularının ardından Çorlu’da adliyeye çıkarıldı. Cumhuriyet Savcılığı’nda ifadeleri alınan şüpheliler, ‘adli kontrol’ talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Mahkeme, şüphelileri adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
railsistem · 5 years
Text
'Olayın gerçekleştirdiği yerde mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler'
‘Olayın gerçekleştirdiği yerde mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler’
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin haklarında kamu davası açılan 4 sanığın yargılanması sürüyor.
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince halk eğitim merkezi salonunda devam edilen duruşmaya, tutuksuz sanıklar TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat,…
View On WordPress
0 notes
railsistem · 5 years
Text
Çorlu Tren Faciası Davası 10 Aralık’a Ertelendi
Çorlu Tren Faciası Davası 10 Aralık’a Ertelendi
corlu tren faciasi davasi aralika ertelendi
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili davanın ikinci duruşmasına Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde devam ediliyor.
Birgün‘den Gökay Başca’nın haberine  göre; “Dün görülen ve bugün devam edilmek üzere bitirilen duruşmada TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde…
View On WordPress
0 notes
railsistem · 5 years
Text
Çorlu tren faciasının ikinci duruşması bugün: Adaletin sağlanması için ayakta durmak ...
Çorlu tren faciasının ikinci duruşması bugün: Adaletin sağlanması için ayakta durmak …
Kazanın ardından başlatılan soruşturma sonunda asli kusurlu bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Birgün’den Meral…
View On WordPress
0 notes
belkidebirharfimben · 6 years
Text
Âdem âdemiyetinde bir arıdır
Eski yazılarıma bakarken şunu çokça farkediyorum: Bazı şeyler hiç eskimemiş. Evvelden de onlardan şikayet ediyormuşum. Şimdi de ediyorum. Aynı taşa ayağım takılmış yıllar sonra. Yine ona kızıyorum. Demek haklarında konuşmak da onları haklamamış. Şifa olmamış. Halbuki 'arkamda bıraktığımı' düşünmüşümdür o yazıyı tamamladıktan sonra. Muhtemelen öyle düşünmüşümdür. Çünkü yazmak bana iyi gelmiştir. (Yazmak bana her zaman iyi gelir.) Fakat öyle olmamış. Yok. Biliyorum. İçimizde dair meselelerde dosyalar öyle kolayca kapanmıyor. Doğruyu bilmek doğruyu 'eylemek' ve hatta 'sevmekle' aynı anlama gelmiyor. Lakin bu tekrar eden derslerden bir umutsuzluk ko(r)kusu da değiyor burnuma. Daha fazlası olduğumu sandığım her an sadece birer 'yanılsama' mı? İleriye gittiğimi sanrıladığım bir yolda daire mi çiziyorum? Bu ko(r)kunun göğsümde yaptığı sıkışmanın devasını da kendimi parçalara ayırmakta buldum. Evet. Mevlana Celaleddin-i Rumî (k.s.) efendim doğru söylüyor. İnsan dokuzyüz katlı bir binadır. İçinde birbirinden aşkın bilmekler, sevmekler, sezmekler vardır. Bu nedenle 'nefsin' sevdiğinden 'vicdan' rahatsız olur. 'Aklın' eylediğinden 'kalp' şikayet eder. 'Hevanın' tutkularından 'ruh' sancılara tutulur. İçimizdeki bu bin konaklı şehrin sokaklarında geçer imtihanımız. Hangi evde kalacağız? Hem hepsinde hem hiçbirisinde. Herbirinin sahip olduğu yeteneklere muhtacız. Onlarla 'tamam' ve 'insan' oluruz. Fakat onlardan hiçbirisinin tastamam malı olamayız. Bütün parçaya sığmaz çünkü. Sığmadığının belirtilerini göğsündeki kavgadan okuyabilirsin. Yalnız nefsinin izlerini takip ettiğinde yaşadığın tatminsizlik, yalnız şefkatin yolunu takip ettiğinde yaşadığın azap, yalnız aklın yolunu adımladığında yaşadığın kalp kırıkları... Hepsi yanağını elinin ayasına alıp sana der ki arkadaşım: "Aa kardeş, yanlış ettin, bir çiçeğe fazla bağlandın. Halbuki sen bir arısın. Beni sevmen güzeldir fakat yalnız beni sevmen seni öldürür. Çünkü bağrımdaki öz kışı atlatmana yetmez. Var, git, başkalarını da sev. Başka özler de em. Fakat benden alacağın özü de unutma. Yoksa bu defa da bensizlik seni öldürür." İşte böyle bakıyorum ben de elimden geldiğimce yaşadıklarıma. Arkamda bırakamadıklarıma böyle bakıyorum. Dönüp dönüp onlara uğramam bir arının telaşı gibi. Bahçeyi kuşatmaya çalışıyorum. Yahut da şöyle söylemeli: Ben unutkan bir arıyım. Bir önceki çiçek unutturuluyor bana her yeni çiçeğe konuşumda. Her yeni çiçek beni başka bir düzleme taşıyor. Sanki yalnız bir sayfalık bir deftere sahibim. Yahut da yaz-sil bir tahtaya. O tahtaya yeni bir isim yazmam için eskisini silmem gerekiyor. Fakat, bu unutkanlıktan dolayı yine gün geliyor, eski de yeniye dönüşüyor. Eskinin eskiliğini unutuyorum. Ve o yenileşiyor. Malum: Unutkanlık eskileri yenilere dönüştürür. Bir de meselenin şöyle bir yanı var: İnsanın içindeki yasaların yapısı dışındaki âlemde olduğu gibi 'tekil' değil. Ne demek bu? Belki biraz şu demek: İçiniz tek bir fiziğe bağlı çalışmıyor. Farklı yasalara sahip birçok uzay var. Kevnî şeriatın (tabiat yasalarının) dışımızdaki evreni bağladığı gibi bağlanmış değil içimiz. Nefis bir âlem. Kalp bir âlem. Akıl bir âlem. Vicdan bir âlem. Heva bir âlem. Hatta bir duygu başka bir âlem. Bu âlemlerin herbirisinin ayrı yasalarla yönetildiğini görüyoruz yaşarken. 'Nefis' için doğru ile 'vicdan' için doğru başkalaşabiliyor. Nefis 'çabuk menfaat getirecek olanı' doğru olarak işaretlerken akıl menfaati 'uzun vadeye' yayabiliyor. Şefkatse 'kendisine ait olandan vazgeçme' üzerine kurulu. Bu çoklu fizik yapısı nedeniyle birçok ihtimale sahibiz. Cebimizdeki yüz lirayla güzel bir yemek de yiyebiliriz, bir fakire yardım da edebiliriz yahut yırtıp çöpe de atabiliriz. Sahip olduğumuz canımızla keyfimize de bakabiliriz, başkalarının yaralarını iyileştirmek için emek de harcayabiliriz yahut intihar da edebiliriz. Bunların tamamı muhtemel. Ve dışımızdaki âlemde olduğu gibi tekil yasalar elimizi-ayağımızı bağlamıyor. İnsan yerçekiminin dışına çıkamaz. İnsan suyun kaynama sıcaklığını değiştiremez. İnsan ölümü engelleyemez. Bunlar kevnî şeriatla bağlandığı için yapılabilecekler sınırlanmıştır. Fakat içimizin düzeni böyle değildir. İnsan her an 'doğrulardan bir doğru' da seçebilir, 'yanlışlardan bir yanlış' da eyleyebilir. Bu çoklu yapısından dolayı güzel ahlaka dair herşeyin tekrar be tekrar hatırlatılmasına muhtaçtır. Hangi konağa ne kadar uğrayacağını öğrenmeye muhtaçtır. Allahu'l-alem, Aleyhissalatuvesselam "Din nasihattir!" derken, bize bunu da öğütlemiştir. Ben de, yine belki aynı nedenle, aynı başlıkları dünyamda çevirip duruyorum. Fiziği tekilleştirilmemiş dünyamın ortasında kulağımı vahiyle/nübüvvetle gelen bilgiye açıyorum. Bu şeriat (ama Kelam isminden gelen şeriat) hangi olayda/hangi fiziğin kurallarına uymam gerektiğini bana öğretiyor. İhtimaller arasında kalıp çıldırmaktan kurtarıyor. Arkadaşım. Özümdeki fiziklerden hiçbirisini yalanlayamıyorum. Hepsinin bir albenisi var. Unutkanlığım da bazen doğruların çokluğundan geliyor. Zira her zaman su yüz derecede kaynamıyor. Birisinin diğerlerinden aşkın olduğuna iman etmezsem seçenekler eşit gibi duruyor. Hiçbirisi kesin bir şekilde kendisine zorlamıyor. Ekseninde büküleceğim otoriter yasalara ihtiyacım var. Hatırlar mısın? "İman etmek şart mı?" diye sormuştun bir zamanlar. Yanıtlamaya fırsat bulamamıştım. Dikkatle okuduysan, şimdi, ona da bir cevap aldın.
1 note · View note
barkoturktv · 5 years
Text
Çorlu tren kazasında vefat edenlere yönelik anma!
Tumblr media
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasının birinci yıldönümü bugündü. Ölenlerin yakınları ile yaralılar olay yerinde anma töreni gerçekleştirdi. Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak, devrildi. Kazada 7'si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı. Kazanın ardından 3 Temmuz günü yapılan ilk duruşma olaylı geçti. Kazada asıl kusurlu bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak'tan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, aileler yer olmadığı gerekçesiyle salona giremeyince olaylar çıkmış ve mahkeme heyeti davadan çekilmişti. Çorlu 2'inci Ağır Caza Mahkemesi, heyetin çekilme kararını ortadan kaldırmasının ardından yeni duruşma günü beklenmeye başladı. Olayla geçen duruşmadan 5 gün sonda, kazanan birinci yıldönümünde ölenlerin yakınları, yaralılar, avukatlar ve sivil toplum örgütleri kazanın meydana geldiği Çorlu'nun Sarılar köyünde toplandı. Buradan ellerinde 'Sizi seviyoruz' yazılı çelenkle, kazanın meydana geldiği yere yürüdüler. Yürüyüş sırasında ölenlerin isimleri tek tek okundu.  Olay yerinde toplanan yaklaşık 250 kişi, rayların üzerine karanfillerle 'Sizi seviyoruz' yazılı çelengi bıraktılar. Bu sırada ölenlerin  yakınları gözyaşları dökerken, duygusal anlar yaşandı. Aileler, bölgede beklerken bu sırada Uzunköprü-Halkalı seferini yapan yolcu treni geçiş yaptı.Trenin geçişi sırasında ise trenin bölgeden yavaş geçmesini tepki gösterip, "Kaza günü daha hızlı gidiyordu, şimdi ise yavaş gidiyor" dedi. Aliler adına kazada oğlu Oğuz Arda Sel ile eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, konuşup, adalet istedikleri söyledi. Öz, "Bu raylar üzerinde kaybettiğimiz bugüne dair söylenecek çok söz varken, acıdan başka hiç bir şeyden bahsedemiyoruz. Hepsini özlemle, sevgiyle, hasretle, saygıyla anıyoruz. Bugün bizim yanımızda olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bugün bizim söyleyeceğimiz çok sözümüz yok. Onlara bir söz verdik, sözümü yerine getiriceğiz. Gerçekten konuşmak çok zor. Her biri bizimle burada. Ama geçen sene bu saatleri düşündüğümüzde şuan nefes alıyorlardı, inmeyi düşünüyorlardı. Hayallerini düşünüyorlardı. Biraz sonra inecekleri durakları düşünüyorlardı. Ama ne yazık ki biz onları taşların altına gömdük" dedi. Açıklamanın ardından aileler olay yerinden ayrıldı. Ailelerin anma etkinleri sırasında jandarma ekipleri de güvenlik önlemleri aldı. Read the full article
0 notes
captain-sema-love · 5 years
Link
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren faciasıyla ilgili ‘asıl kusurlu’ bulunan TCDD personeli Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım’ın ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 2’şer yıldan
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Çorlu tren faciası davasında yeni gelişme!
Tumblr media
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili asıl kusurlu bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) personeli Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım'ın 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak'tan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme heyetinin davadan çekildiği öğrenildi. Türkiye'nin gündeminden düşmeyen kaza için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca geniş kapsamlı soruşturma başlatıldı. Bilirkişi raporunda kazanın, 1900'lü yıllarda yapıldığı değerlendirilen kagir (taş ya da tuğladan) menfez ile rayların arasının sağanak nedeniyle boşalması sonucu meydana geldiği belirtildi. Kazadan 10 gün önce uyarılmasına rağmen gerekli bakım ve kontrolleri yapmadığı gerekçesiyle bakım müdürü, yol bakım onarım şefi, hat bakım onarım memuru ile köprüler şefi olarak çalışan 4 görevli 'asli kusurlu' bulundu. Raporda, tren makinistinin seri fren yaparak, uzun sürüklenme mesafesinin önüne geçtiği, meydana gelebilecek kayıpların artmasına engel olduğu ve kazanın şiddetini azalttığı kanaatine varıldığı yer aldı.
Tumblr media
'ASIL KUSURLU' 4 ŞÜPHELİYE 15 YIL HAPİS İSTEMİ Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan, TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak'tan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Gözaltına alınan 4 görevli, Cumhuriyet Savcılığı'nda ifadeleri alındıktan sonra adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkeme heyeti, şüphelileri adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. NE OLMUŞTU?
Tumblr media
Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak, devrildi. Kazada 7'si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı. Read the full article
0 notes