Tumgik
#Ders Kitapları
bozusuruz · 11 months
Text
Saat 12 bucuk ve ben sadece bir saat calistim
1 note · View note
seniboyle · 1 year
Text
Okitap - Devasa+
Ünlüler karışımı, özellikle 8. sınıfta öğrenciler için mükemmel ders kitaplarıdır. Güncel denemeler çözmek için öğrenciler için sık bir şekilde tercih edilmektedir. Okitap firması ile dilediğiniz yayınevinin denemelerine veya test kitaplarına ulaşabilirsiniz. Ek olarak, ders kitapları veya diğer yazılı ödevler için bilgi öğrenmek için de bir çok seçenek vardır. Ünlüler karışımı, ünlüler karması 8.sınıf veya ünlüler karması 8.sınıf deneme ders dünyasında popüler konulardır. Neredeyse tüm sınıflar için eşsiz ve anlatıcı içerikler ile öğrencilerin tercihleri arasında gelmektedir. Ünlüler karışımı lgs veya ünlüler karışımı 8. sınıf deneme çözümleri konusuna kadar, birçok seçenek vardır. Ünlüler karışımının yardımıyla öğrenciler problem çözme becerilerini geliştirebilir ve ödevleri için çözümler bulabilirler. İster bir okul projesi, ister sınava hazırlık ister bir deneme yarışması için olsun, lgs 1.dönem için ünlüler karışımı öğrencilerin ilgi çekici bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olmak için harika bir araç olarak kullanılabilir. Hemen web sitemizi ziyaret et ve ihtiyacına uygun kitabı hemen satın al! Üstelik çok ucuza!
1K notes · View notes
yasamsallik · 9 months
Text
Baş rahip manastırdaki kitapları ateşe verir ve şöyle der...
İnsanlar okursa öğrenir, öğrenirse içindeki korkuyu öldürür.
O zaman da kilise ölür....
_Umberto Eco
32 notes · View notes
munzevibirokur · 10 months
Text
Tumblr media
بسم الله الرحمان الرحيم.🍃
Hakiki ilim, sayfalarda taşınan değil göğüslerde taşınandır. İlmin amele, davete dökülmesine vesile olan en önemli husus budur. Bir hususta kafa karışıklığı yaşayan, İslam ile alakalı ciddi şüpheleri olan birisi bize bazı sorular sorduğunda, bu fırsatı ezberlediğimiz ilimle en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Şair şöyle demiştir: “Ezberleyen ve kavrayan biri değilsen, kitapları toplaman sana fayda vermez. İlmin evde duruyorken mi bir mecliste oturacaksın?” 
Abrurrezzak el-San’ani şöyle demiştir: “Sahibiyle tuvalete girmeyen hiçbir ilmi ilim sayma.” 
Mescid-i Nebevi müderresi Şeyh Salih el-Usaymi, hocası olan Şeyh Muhammed b. Salih b. Useymin’in şöyle dediğini aktarır: “Çokça okuduk, az ezberledik. Okuduğumuzdan faydalanmamızdan çok ezberlediğimizden faydalandık.” Ki Şeyh İbn Useymin; Buluğ el-Meram gibi binden fazla hadisi içeren ahkam kitabı, Zad el-Mustakni ismindeki Hanbeli mezhebiyle alakalı büyük fıkıh kitabı ve İbn Malik’in Elfiyye’si gibi bir 988 beyitlik Arap dili üzerine yazılmış olan manzum gibi eserleri ezberlemiş olan biriydi.
Yine, İmam el-Gazali’den şöyle bir olay aktarılır: Hırsızlar onun sandıklarını çalınca onların peşinden koşar ve onlara şöyle der: “O çaldığınız kutularda uğruna yolculuk ettiğim kitaplar ve yazdığım şeyler var, onları bana geri verin!” Bunun üzerine hırsız İmam el-Gazali’ye gülerek şöyle deyip kitapları ona geri verir: “Biz onu senden aldığımızda hiçbir şey bilmiyor hale gelmişken nasıl olur da onun ilmini aldığını zannedersin?” İmam el-Gazali bu olay üzerine şöyle der: “Bu kişi, beni meselemde irşad etmesi için Allah’ın konuşturduğu biridir. Geri döndüğümde üç senemi yazdığım her şeyi ezberlemek için ayırdım.”
İmam eş-Şafii’nin şöyle söylediği aktarılır: “Kardeşim; ilme ancak şu altı şeyle ulaşırsın, sana beyanımla onun tafsilini anlatacağım: Zeka, hırs, içtihad (çaba), mal sahibi olmak, üstad ile arkadaşlık ve uzun zaman.”
31 notes · View notes
defneylehayatadogru · 4 months
Text
13.05.2024
Sevgili tumblr,
Öncelikle nasılsın? Evet bu satırları okuyan sen nasılsın? Siz demiyorum çünkü bu uygulamada olanlar bence genelde yalnız olanlar. Çevresi çok kalabalıkken bile yalnız olanlar. Görünmezler. Beni sorarsan ben iyiyim gibi. Sınav haftası başlıyor. İlk kez bu kadar stresliyim sebebini bilmiyorum. Test kitapları,proje ödevleri,gitarla alakalı şeyler falan beni yoruyor. Yani bu hafta çok yoracak. Ve biraz hasta olucakmışım gibi hissediyorum. Geçen sınav haftasında hastaydım ve notlarım çok düşmüştü. Bu seferde öyle olsun istemiyorum. Umarım uyuyunca geçer. Her zaman uyuyunca geçer diyerek kaçıyorum bişeylerden ama bazen geçmiyor. Daha ağrılı oluyor. Uzun zamandır rüya bile göremiyorum ve söylemeliyim ki o hissi özledim. Neyse bugün sabah kalktım kahvaltı hazırladım. Ve şaşırtıcı ama dağınıklığımı toparladım. Odama girip bi kavanoz turşuyu bitirdim. Anlamsızca çok yedim. Neyse akşam biraz ders çalıştım. Sonra arkadaşım aradı. Bi etkinlik mi ne varmış. Sende başvur falan dedi. Motivasyon mektubu yazdım. Olmuştur umarım. Açıkçası etkinlik haftaiçi ve devamsızlık yazılır mı bilmiyorum. Devamsızlık hakkım doldu çünkü. Ama arkadaşım etkinlik olduğundan ve bir okulda olacağımızdan sorun olmaz dedi. Umarım cidden olmaz. Neyse öyle yani. Yarın kütüphaneye gidicez. Anlatırım. Sonra anlatmam gerekirki benim bi tane çok tripli bi arkadaşım var. Farkediyorumki aile hayatı biraz sıkıntılı. O yüzden onu sürekli alttan alıp triplerini çekmeye çalışıyorum. Kimse bana yapmadı ama olsun. Ben yapıyorum. Neyse işte ben arkadaşımla konuşarak motivasyon mektubunu yazarken o hem gruptan hemde özelden yazmıştı. Gruptaki sese baktım ama dinlemedim. Mesaj atmış seni sikerim diye.Dmndmdmdmf. Bende yazdım bi saniye sonra dönücem diye. Yarım saat sonra döndüm ama mesajıma bakmadı.Umarım uyumuştur ve yarın okula gittiğimde bi triple karşılaşmam. Çünkü daha fazla çekemiyorum. Onu seviyorum ama onun triplerine katlanırken kendimi siktiğimi farkettim. Arkadaşlığımız mı bitsin umrumda değil. Çünkü farkettim ki hayatınızdan çıkan bi şekilde çıkıyor. Sadece bunu erteleyebiliyorsunuz. Ve bunu ertelemek hayat bunaltıcı. Sevilmek istiyorum. Nazlanmak istiyorum. Anlıyor musun?
Dinlediğim şarkı;
14 notes · View notes
sinigami · 6 months
Text
"Öğretmenler, okulların doğasına uygun olan ardışık nitelikte ders kitapları yazarak ve sınıfları takvim yaşına göre düzenleyerek çocukluğun devrelerini icat ettiler. Bir çocuğun hangi yaşlarda ne öğrenebileceğine ve öğrenmesi gerektiğine ilişkin düşüncelerimiz, büyük ölçüde ardışık müfredat anlayışından kaynaklanmaktadır.
(...)
Okul müfredatı, okuryazarlık taleplerinin koşullarına tümüyle uydurulmak için tasarımlanmasından dolayı eğitimcilerin 'çocukluk doğası' ile matbaanın eğilimleri ya da yan etkileri arasındaki ilişki üzerine geniş ölçüde yorum yapmamış olmaları şaşırtıcıdır."
Çocukluğun Yokoluşu, Neil Postman
8 notes · View notes
elifiishere · 8 months
Text
özlemek nedir onu öğrettin bana:)Harflerini,yazımlarını, dinlediğin şarkıları dinlemeyi,okuduğun kitapları okumayı o kadar özledim ki.Neden aklımdan çıkmıyorsun,kitap okuyorum aklımdasın,müzik dinliyorum aklımdasın,telefona bakıyorum aklımdasın,ders çalışıyorum aklımdasın,kedi seviyorum aklımdasın;)
11 notes · View notes
haziranzede · 8 months
Text
tamda bugun ölsem ne olur?
kurusun diye astıgımm çamaşırları kum toplar?
başucumda duran kitapları naparlar mesela?
yarım kalan hatmimi gruba kim yazar o öldü diye?
whatshap mesajlarıma kim döner mesela?
sosyal medya hesaplarında insanlar bu nere kayboldu der mi acaba?
dondurucuya koyduklarımı kim yer mesela?
kim yokluğumu anlar, kim özledik der ?
kim kaç dk hatırlar?
kartımdaki son parayı kim çeker?
peki arkadaşlarıma kim haber verir?
peki amellerim ne olur? benden geriye kalanları kim alır dağıtır?
yastıga sınen ınsna kokusu kaç güne uçar gider?
günlüklerimş okurlar mı?
bin umutla dizdiğim çehizimi belki bekar kızlara dağıtırlar?
mezar taşıma ömrü boyu bir yere sığmadı yazsınlar . inşallah sığa bileceğim bir kabrim olur.
arkamdan dualar okunu, hayırla anarlar.
bir süre hatırlarlar sonra unuturlar. belki de iyiki öldü kimsenin eline bakmadı, bizim gördüklerimizi görmedi derler.
bazılarıysa sevinir belki kim bilir. öyle Hayri sayılır bir düşmanım yok. haturlarsa bir iki dost ve ailem hatırlar. sanal dünyada bırakılmış biraz izi de gerimde bırakır evdi istieatbahıma giderim . mahşer sabahını beklemek nasıldır bilmiyorum ama mahşer sabahı olacagına tüm kalbimle ınanıyorum.
hayallerim, umutlarım, korkularım, kaygılarım, kırgınlıklarım, küskünlüklerim, sevgim hepsi benimle beraber gelir mi bu yolculuğa onu da bilmiyorum..
11 notes · View notes
cryingangel43 · 16 hours
Text
Her şey çok pahalı yazın evde yatarken unutmuşum bi yurda geldim yurt eksikleri ayrı ders kitapları ayrı pahalı bi de lab malzemeleri alıcaz sadece önlük 400 diyorlar????? şu ilk ayı halletsem kalanı kolay da bakalım
3 notes · View notes
dusunmekaybolursn · 4 months
Text
şuan tüm tekrar videolarını izleyip hatmetmem gerekirken ben odayı baştan aşağı düzenledim ve temziledim, tüm kitapları ayırdım, turgay dede ile konuştum (annemin telefonu ile aradığım için açmadı en başta wğödğwödğwödğwöxğçs), 2 elma yedim, kendime makarna yaptım yedim, bunu yazarken de bir şeyler yiyorum ama ders çalışmam lazım
5 notes · View notes
cicekliajanda · 4 months
Text
Bugün durum güncellemesi giremedim (bu arada halâ uyumadığım için evet benim için gün dönmedi ama nerdeyse güneş doğacak) çünkü günüm pek de verimli geçmedi. Biraz temizlik yaptım, biraz telefonda teyzemle sohbet ettim, arkadaşlarımla muhabbet ettim, biraz masa başında oyalandım, kulaklıklarım bozuldu sandım biraz onunla uğraştım, biraz halılarda yuvarlandım ve biraz da makalem için çalıştım. Diğer arkadaşların sisteme yüklenmiş olan makalelerine baktım da benimki baya iyiymiş gibi geldi bana. Bilmiyorum belki de kendimde kusur aramayı bırakmalıyım. Bir de fark ettim ki makalede erişim tarihlerini belirtirken hep 2023 yazmışım. İnsan bilmez mi hangi tarihte olduğunu? Yani umuyorum ki dalgınlıkla yaptığım tek hata budur. Bu yüzden yarın yine didik didik inceleyeceğim bir yanlışlık olmasın diye. Ama yine de kendi yazdığımı okumak bana zor geliyor. Keşke başkası bana hatalarımı söylese. Belki bu sefer son teslim tarihini beklemeden gönderirim kim bilir.
Yarın annemlerin yıl sonu sergisi var. Sergi için hazırlayacakları plakette benim yazdığım yazı beğenilmiş. Bi tık hoşuma gitti. Seçilebileceğini tahmin etmiyordum. Bugün annem bu işlerle koşuşturduğu için eve geç geldi. Bana diyo ki niye beni aramıyorsun niye merak etmiyorsun djskdj dedim akşam ezanına gelmeseydin arayacaktım djdkdk anlayacağınız bizde durumlar tam tersi djdkd
Bugünü tam böyle kapatacakken bana bir vicdan azabı geldi hani gerçekten nerdeyse hiç çalışmadan mı uyuyacaksın yakışıyor mu sana diye ve masa başına geçtim. Bu saate kadar çalıştım. Bu çalışmalarımın ciddi manada son kez olmasını diliyorum. Gerçekten böyle sürekli bir sınava hazırlanmak beni yersiz yurtsuz bir göçebe gibi hissettiriyor. Bir yerlere atanmış olmaksa yerleşik hayata geçmiş olmak gibi geliyor bana. Gerçi bugün hep aklımda dolanan şeyse hiç özel sektöre şans vermediğimdi. Belki de kendi mesleğimi yaparken önüme bambaşka kapılar açılabilirdi. Kim bilir ki. Brn hiç denemedim. Umarım bunun pişmanlığını yaşamam. Ben artık kendi mesleğimi yapmak istiyorum, uzun bir süre herhangi bir sınava hazırlanmak istemiyorum, maaşımı kendimi geliştirecek şeylere harcamak istiyorum. Başka bir ben bulabilmeyi diliyorum. Mesela uzun zamandır bendir kursuna gitmek istiyorum ve bunu uzun vadeli yapmak istiyorum. Yine tenise gitmek istiyorum mesela. Hele şu ara canım acayip tenis oynamak istiyor ama vaktim yok ve muhtemelen olmayacak da bu yaz :") hadi vakit buldum oynayacak arkadaş bulabilir miyim o da apayrı bir mesele :") şu an bile aklıma bir sürü şey geliyor ve bunları yapabilmem için bana lazım olan şey bir düzenli bir hayat ve maaş gibi geliyor. Hayatım boyunca hep öğrenciydim şu an 25 yaşındayım ve hala tek iyi bildiğim şey ders çalışmak. Bık tım. Lisedeyken ygs den sonra sınıfça kitaplarımıxı yakmıştık. Şu an bende mental olarak o dönemde o tuh halinde hissediyorum bu kpssden sonra kitapları kalemleri her şeyi yakasım var :") umarım az kalmıştır. Ayrıca aldığım puanla atanamamış olmak da kalbimi çok kırıyor. Nedense hep atanabileceğimi ummuştum. Hayırlısı. Acaba bu sefer o puanı alabilecek miyim. İnşallah daha da yükseğini alabilirim :")
Bu yazı böyle böyle çook uzar. Bana iyi geceler size günaydın :")
4 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Başrahip manastırdaki kitapları ateşe verir ve şöyle der: "İnsanlar okursa öğrenir, öğrenirse içindeki korkuyu öldürür. O zaman da kilise ölür." Umberto Eco / Gülün Adı
15 notes · View notes
keemlenyekun · 1 year
Text
Tumblr hikayem
Bakanlık parayı bir ay önceden yatırdı ve beni şok etti. Vakıfbanktan gelen bir para şıngırtısı ve şok.
İki günde robot süpürge, yazıcı ve telefonla paranın yarısını harcadık. O kadar zaman olmuş ki para sıkıntısı çekmeyeli. Para nasıl harcanır unutmuşum.
Dedim geleyim yazayım. Sonra düşündüm neden yazayım?
Şimdi sayın defterciğim, eski nüshaların yanmasaydı da şahit olarak gösterseydim keşke sana.
Yatılı lisede okuyunca bize burs da verirdi devlet. Çok cüzi tutarda para, bazı yıl kırtasiye, bazı yıl takım elbise, hatta bir yıl beyaz banyo sabunu. İşte 9. Sınıfta iken bize kırtasiye malzemesi verdiler. Ciltli harika defterler. Ama çok kaliteli. İnsan yazmaya kıyamıyor. Delgeç, zımba (ne alaka!), kalem silgi vesair eşya. Hala o zımbaları kullanırım. Ciltli defterlerden o kadar çok verdiler ki. Tüm lise hayatım boyunca başka defter almadım. İşte o defterlerin verildiği yıl Çalıkuşunu okumuştum. Jurnal. Ah feride vah feride. Ladikte allahın dağında ıssız bir yerde kalan serco günlük tutmayacak da kim tutacak. İnternet yok. Oyun alışkanlığım yok. Atari salonundan nefret ettim, çocukken bile. Tv izlemem. Ki izlemek istesem kantinde tv izlemek imkansız. 12 tane ergen liseliyle aynı koğuştayım. Canımız da sıkılmış demek ki.
Günlük tuttum. Okuduğum kitapları özet geçip önemli olay olursa onları yazıyordum. Aşık da değilim ki aşkımızı yazalım feride gibi. Okul turnuvasında kavga çıkmıştı misal her ayrıntısıyla anlattım. Edebiyat hocam deli bir polisiye hayranı. Kütüphane gibi kadındı. Piyasadaki bütün macera polisiye romanları hocamızda bulunurdu. Derya gibiydi maşallah. Elimden kitap düşmüyor o zamanlar. İşte o kitapların özetlerini falan yazıyordum. Wilbur smith alev kıyıları misal. Courtney serisi. (Cezaevinde bile kütüphanede o serinin son kitabı bana rasgelmişti.) Bunları yazardım. Allahın dağında öyle pek fazla olay olmazdı haliyle. Nasıl olsun. Sabah yedide kalktık, kahvaltı, sekizde ders, akşam iki buçuk saat zorunlu etüt. Ders kitap ders muhabbet. Mükemmel ortam. Mükemmel. Yatılı erkek lisesi. O zamanlar tabi. Şimdi olsa herkes telefonda instada kız peşinde koşardı. Bu zamanda lise öğrencisi ergen olmak çok zor.
Böyle başladı işte. Böyle. Sonra o defterler bitti. Çeşit çeşit kalemler ve defterler eklendi. Durmadan çoğaldı. Sonra hepsi yandı bitti kül oldu.
2011 yılında mezun olup, anayasa mahkemesi raportör yardımcılığı sınavına kimliğim olmaması sebebiyle alınmayınca sokarım böyle işe diyerek kendime bir yıl mola verdim. Hukuk yok, ders yok, iş yok. Eski evimizin çatı katında sobamla karadeniz karşısında harika bir nekahet dönemi. Film kitap dizi ve sobam.
O zamanlar blog falan okuyorum tabi. Ne bloglar vardı. O aramalarda tumblrda olan bir blog çıktı karşıma. Aktifliğini yıllar yıllar önce bıraksa da bloğu hala burada. Acı tatlı bir blog. Tumblra üye de değilim. Böyle tanıdım burayı.
İki üç yıl burası sadece blog okumak içindi. Ki o zamanlar ve sonrası iki üç yıl tumblr için altın yıllardı. Muhteşemdi. Kaliteydi her içerik.
Sonra üye oldum. Çok az yazdım. Defterde dolma kalemle yazılmış yazının yerini hiç bir şey tutamazdı zira.
Sonra tüm defterler kül olduğunda burası da benim defterim oldu.
Neden önemli peki? Sadece defter olması mı? Hayır. Ben ve sevgili eşim ailelerimizden utanıp saklasak da burada tanıştık. Ne yani ayıp mı? Ahahaha.
Sonuçta tanıştık sadece. Gerçi o beni tanırmış tanışmadan evvelden de ben başka dünyalarda olduğum için dikkat bile etmemişim. Kızdırmayalım hatunu, kafaya yeriz odunu. Ahahahah.
Velhasılı burası benim kapalı kutum, aklım, uzun bir süre kalbim, şu aralar pek arkadaşım olmadığını da göz önüne alırsak, dertleşeceğim tek mecra.
Yanisi şu ki tumblr önemli.
Beşik sallarken deftere de yazdık yine.
Yahu hanım benden erken kalkıyor diye ben geceler boyunca beşik başında oğlanı sallamak zorunda mıyım? Ahahah. Çocuk uyurken bile -baba - ninni diyor. Bir de yeni adetimiz çıktı. Beyimiz masaj yaptırıyor. Lan var ya yaşlanınca altımı almazsan bunları hep anlatacağım oğluuummm. Seviyoruz yaramazımızı.
Böyle işte.
Param yattı. Bir güzel yedik. Allah daha bereketlisini nasip etsin. He karşılığı da değil silivri soğuğunda uykusuz gecelerin bir anının bile. Ama napalım azıcık da mutlu olalım. Bi de biz mutlu olalım.
Değil mi sayın defter?
Vesselam.
8 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 1 year
Text
"✍️ Tesettür farzdır!
| Mahmud Efendi Hz. Hikmetli sözler, s. 203 söz, 54 ; Sohbetler 3/169
❗️Özellikle bu sözü paylaşmamın bir sebebi var... Maalesef sosyal medyada kasıtlı veya kasıtsız (cahillikten dolayı) sürekli "Çarşaf Farzdır." diyerek sanki sadece bu farzı çarşaf karşılıyor diğer giysiler karşılamıyor şeklinde algı yapmak kesinlikle doğru değildir.
✍️ Ayrıca bu ifadeler ile koca bir camiayı zan altında bırakmak da hiç hoş değildir ki Mahmud Efendi adına konuşup "Sadece çarşaf farzdır" demek büyük bir garabettir. Fıkıh ortadır, Mahmud Efendi Hz. eserleri ortadadır. Bu kadar açık olduğu halde hala birileri çıkıp Mahmud Efendi "Sadece çarşaf farzdır" derdi demeye devam edecekse buyursun lütfen Mahmud Efendi Hz.lerinin tüm eserleri ortada, söylediği sözler de ortada, bütün fıkıh kitapları da ortada... Asla bir tenakuz bulamazsınız...
✍️ Bu konu bağlamında şunları da eklemek isterim;
✍️ "Tesettür farzdır! Tesettürün en güzel ve takvalı olanı ise, çarşaftır ki bu elbise tesettürde zirvedir. Tesettürün kendi içinde takva, derece ve rütbe sıralamasında güzel olanı vardır... Yani farz sahasına giren tesettür çeşitleri arasında en önde olan Çarşaf-ı Şeriftir doğru ama sadece o farz değildir. Yani ferace giyenlerde, başörtü takanlarda vs tesettür farzını yerine getirmektedir. Tesettürde aslolan ise kendini en güzel şekilde gizlemektir.
✨ Bizler tek tesettür kıyafeti çarşaftır demiyoruz ancak en güzeli ve takva olanı çarşaftır...
📌 Ayrıca günümüzde “cilbâb”ın manasını en iyi karşılayan elbisenin çarşaf olduğu îzahtan vârestedir.
✍️ Son olarak şunu eklemek isterim ki; "Örfe göre çarşaf mesâbesinde bulunan ve onun kadar setreden yöresel keşan gibi yöresel kıyafetler de tesettürü karşılayan elbiselerdir." (Burka, nikab, hicab, peçe vs...)
❗️Bu gibi fıkhi konularda henüz daha Niseb-i Erbaa (Müsavat, Mübayenet, Umum - Husus - Min-vech veya Mutlak) çeşitlerini veya henüz hâlâ “Efâl-i mükellefin” nedir? tam manasıyla bilmeden konuşmak da doğru değildir.
💢 Fıkıhta ilk ders : Efâl-i mükellefin nedir ? olmalı sanırım..."
Mikail Yetkin - 11.09.2023
15 notes · View notes
yorgunherakles · 5 months
Text
Tumblr media
Bir filozof fikirler, bir şair dizeler, bir rahip vaazlar, bir profesör ders kitapları, vs. üretir. Bir suçlu suç üretir. Fakat bu son üretim dalı ile toplumun bütün üretici faaliyeti biraz daha yakından incelenirse,insan bir çok önyargısını terketmek zorunda kalır. Suçlu yalnızca suç değil, aynı zamanda ceza hukukunu da üretir, ceza hukuku dersleri veren profesörü, hatta ve hatta profesörün içinde derslerini piyasaya bir meta olarak çıkardığı kaçınılmaz ders kitabını da üretir. Ayrıca, suçlu bütün polis ve ceza mahkemesi aygıtını, dedektifleri, yargıçları, cellatları, mahkeme kurullarını (=jüri ), vs.yi üretir ve toplumsal işbölümünün bunca kategorisini oluşturan bütün bu farklı meslekler, insan ruhunun farklı farklı yeteneklerini geliştirirler; yeni ihtiyaçlar ve onları giderecek yeni yollar yaratırlar. Bizzat işkence, işkence aletlerinin üretiminin çok sayıda dürüst işçi çalıştırarak en zekice mekanik icatların yapılmasına imkan vermiştir. Suçlu, bazen ahlaki, bazen acıklı bir izlenim yaratarak halkın ahlaki ve estetik duygularını harekete geçirmekle bir " hizmet " görmektedir. O, ceza hukuku üzerine ders kitapları ve bizzat ceza hukukunun kendisini ve böylece kanunkoyucuları üretmekle kalmaz,aynı zamanda sanat, edebiyat, roman ve (sofokles'in) oedipus ve (shakespeare'nin) richard III ' ünün, doğruladığı üzere trajik oyunları da üretir. Suçlu, burjuva yaşamının tekdüzeliğini ve güvensizliğini bozar. Böylece onu durgunluktan korur ve yokluğunda bizzat rekabet uyarısının körleneceği o dur durak bilmez gerilimi, ruh hareketliliğini yaratır. Bundan dolayı üretici güçlere yeni bir itilim verir. Suça karşı açılan savaş fazla nüfusun bir parçasını emerken, suç , emek pazarından aynı nüfusun bir başka parçasını çekip alır, işçiler arasında rekabeti azaltır ve bir dereceye kadar da ücretlerinin asgarinin altına düşmesini önler. Bundan dolayı suçlu, tam bir denge sağlayan ve bütün bir " yararlı " meslekler perspektifi açan doğal " dengeleyici güçler " den biri olarak görünür.
karl marks - 1844 felsefe el yazmaları
2 notes · View notes
avalonunezgisi · 6 months
Text
neyse ahmet murat kitapları beni iyleştirir sonra da ders çalışır ödev yaparım meşkimi eylerim
5 notes · View notes