Tumgik
#Gece bakımı nasıl yapılmalıdır?
ceyhanmedya · 2 years
Text
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
New Post has been published on https://ayseturkum.com/cilt-bakimi-hakkinda-en-cok-merak-edilen-10-soru-ve-cevabi/
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Cilt bakımı hakkında en çok merak edilen 10 soruyu sizler için cevaplandırdık. Keyifli okumalar.
Table of Contents
Cilt bakımında hangi ürünlerin kullanılması önerilir?
Hangi doku tipine hangi ürünler uygundur?
Günde kaç kez cilt bakımı yapılması gerekir?
Cilt bakımı yaparken hangi sırayı izlemek gerekir?
Güneş kremi kullanımı nasıl olmalıdır?
Akne problemi olanlar için cilt bakımı nasıl olmalıdır?
Yaşlı ciltler için cilt bakımı nasıl olmalıdır?
Gece bakımı nasıl yapılmalıdır?
Sivilce izlerinin giderilmesi için ne yapılmalıdır?
Cilt bakımı yaparken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Cilt bakımında hangi ürünlerin kullanılması önerilir?
Cilt bakımında kullanılması önerilen ürünler, cilt tipine ve ihtiyaca göre değişebilir. Ancak genel olarak, cilt bakımında şu ürünlerin kullanılması önerilir:
Temizleme ürünleri: Bu ürünler, cildi temizleyip ölü hücrelerden arındırır. Önerilen ürünler arasında, cilt tipine göre seçilecek yüz yıkama jeli, su bazlı temizleyiciler ve nemlendirici içeren nemlendirici temizleyiciler bulunur.
Tonerlar: Bu ürünler, cildi dengeler ve pH dengesini korur. Tonerlar, cildi nemlendirir ve ciltte oluşabilecek tahrişleri önler.
Serumlar: Bu ürünler, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya ve cilt dokusunu düzgünleştirmeye yardımcı olur. Serumlar, ciltteki cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur ve ciltteki sivilce izlerini azaltır.
Güneş kremleri: Bu ürünler, ciltteki hasarı azaltmaya ve cildi güneş ışınlarından koruma altına almaya yardımcı olur. Güneş kremleri, ciltteki kırışıklıkları azaltır ve ciltteki pigment bozukluklarını önler.
Nemlendiriciler: Bu ürünler, ciltteki nem dengesini korur ve ciltteki kuruluğu önler. Nemlendiriciler, ciltteki nem seviyesini yükseltir ve cildi nemlendirir.
Bakım maskeleri: Bu ürünler, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya ve cilt dokusunu düzgünleştirmeye yardımcı olur. Bakım maskeleri, ciltteki cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur ve ciltteki sivilce izlerini azaltır.
Anti-aging ürünler: Bu ürünler, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya ve ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Anti-aging ürünler, ciltteki cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur ve cildi nemlendirir.
Peeling ürünleri: Bu ürünler, cildi yenilemeye yardımcı olur ve ciltteki ölü hücreleri temizler. Peeling ürünleri, ciltteki kırışıklıkları azaltır ve cilt dokusunu düzgünleştirir.
Cilt bakım kremleri: Bu ürünler, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya ve ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Cilt bakım kremleri, ciltteki cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur ve cildi nemlendirir.
Güneş koruyucu losyonlar: Bu ürünler, ciltteki hasarı azaltmaya ve cildi güneş ışınlarından koruma altına almaya yardımcı olur. Güneş koruyucu losyonlar, ciltteki kırışıklıkları azaltır ve ciltteki pigment bozukluklarını önler.
Bu ürünler, cilt tipine ve ihtiyaca göre seçilerek kullanılmalıdır. Örneğin, kuru ciltler için nemlendirici özelliği yüksek olan ürünler, yağlı ciltler içinse az yağ içeren ürünler tercih edilmelidir. Ayrıca, cilt problemlerine göre özel olarak formüle edilmiş ürünler de kullanılabilir. Örneğin, sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan ürünler, sivilceli ciltler için uygun olabilir.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Hangi doku tipine hangi ürünler uygundur?
Cilt doku tipine uygun ürünler kullanılması, ciltteki problemlerin önüne geçmeye ve ciltteki görünümün iyileştirilmesine yardımcı olur. Hangi doku tipine hangi ürünler uygundur, aşağıdaki gibidir:
Kuru ciltler: Kuru ciltler için, nemlendirici özelliği yüksek olan ürünler tercih edilmelidir. Önerilen ürünler arasında, cilt tipine uygun bir nemlendirici krem, serum veya losyon bulunur. Ayrıca, ciltteki kuruluğu önlemek için cilt tipine uygun bir tonik kullanılabilir.
Yağlı ciltler: Yağlı ciltler için, az yağ içeren ürünler tercih edilmelidir. Önerilen ürünler arasında, cilt tipine uygun bir yüz yıkama jeli, su bazlı temizleyici veya nemlendirici temizleyici bulunur. Ayrıca, ciltteki yağlılığı azaltmak için cilt tipine uygun bir tonik veya astringent kullanılabilir.
Karma ciltler: Karma ciltler için, cilt tipine uygun nemlendirici özelliği olan ürünler tercih edilmelidir. Önerilen ürünler arasında, cilt tipine uygun bir nemlendirici krem, serum veya losyon bulunur. Ayrıca, ciltteki yağlılığı azaltmak için cilt tipine uygun bir tonik veya astringent kullanılabilir.
Hassas ciltler: Hassas ciltler için, cilt tipine uygun nemlendirici özelliği olan ürünler tercih edilmelidir. Önerilen ürünler arasında, cilt tipine uygun bir nemlendirici krem, serum veya losyon bulunur. Ayrıca, ciltteki tahrişleri önlemek için cilt tipine uygun bir tonik veya astringent kullanılabilir.
Bu öneriler genel bir yol gösterici olup, her cilt tipi için ayrı ayrı ürün seçimine karar verilmesi önerilir. Cilt doku tipine uygun ürünler kullanılması, ciltteki problemlerin önüne geçmeye ve ciltteki görünümün iyileştirilmesine yardımcı olur. Her cilt tipi için ayrı ayrı ürün seçimine karar verilmesi önerilir.
Ayrıca, cilt problemlerine göre özel olarak formüle edilmiş ürünler de kullanılabilir. Örneğin, sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan ürünler, sivilceli ciltler için uygun olabilir. Ciltteki pigment bozukluklarını azaltmaya yardımcı olan ürünler ise, pigment bozukluğu olan ciltler için uygun olabilir.
Cilt bakımında önemli olan, cilt tipine ve ihtiyaca uygun ürünleri doğru bir şekilde kullanmaktır. Bu nedenle, cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyerek, cilt tipine uygun ürünleri seçmeniz önerilir. Ayrıca, cilt bakımında doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun ürünleri seçebilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Günde kaç kez cilt bakımı yapılması gerekir?
Günde kaç kez cilt bakımı yapılması gerektiği, cilt tipine ve ihtiyaca göre değişebilir. Genel olarak, cilt bakımı için aşağıdaki öneriler verilebilir:
Kuru ciltler: Kuru ciltler için, günde iki kez yüz yıkama ve nemlendirme önerilir. Gece yatmadan önce yüzü yıkamak ve nemlendirici uygulamak, ciltteki nem dengesini koruma altına almaya yardımcı olur.
Yağlı ciltler: Yağlı ciltler için, günde iki kez yüz yıkama önerilir. Özellikle, sabah ve akşam yatmadan önce yüz yıkamak ciltteki yağlılığı azaltmaya yardımcı olur. Ancak, ciltteki nem dengesini koruma altına almak için gece yatmadan önce nemlendirici uygulamak da önerilebilir.
Karma ciltler: Karma ciltler için, günde iki kez yüz yıkama ve nemlendirme önerilir. Özellikle, sabah ve akşam yatmadan önce yüz yıkamak ciltteki yağlılığı azaltmaya yardımcı olur. Ancak, ciltteki nem dengesini koruma altına almak için gece yatmadan önce nemlendirici uygulamak da önerilebilir.
Hassas ciltler: Hassas ciltler için, günde bir kez yüz yıkama ve nemlendirme önerilir. Gece yatmadan önce yüzü yıkamak ve nemlendirici uygulamak, ciltteki nem dengesini koruma altına almaya yardımcı olur.
Bu öneriler genel bir yol gösterici olup, her cilt tipi için ayrı ayrı ürün seçimine karar verilmesi önerilir. Cilt tipine ve ihtiyaca uygun ürünleri doğru bir şekilde kullanmak, cilt bakımında önemlidir. Bu nedenle, cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyerek, cilt bakımında hangi sıklıkla ürünleri kullanmanız gerektiğine karar vermeniz önerilir. Ayrıca, cilt bakımında doktor veya cilt uzmanlarındanyardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun ürünleri seçebilir ve kullanım sıklığı konusunda daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Ayrıca, cilt bakımında doğru bir yöntem uygulamanız da önemlidir. Örneğin, cildinizi yıkarken, sıcak su ve sıkıştırılmış havlu kullanarak ciltteki nem dengesini bozmamaya özen göstermelisiniz. Ayrıca, cilt bakım ürünlerini uygularken, ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir.
Sonuç olarak, cilt bakımında doğru ürünleri doğru bir şekilde ve doğru sıklıkta kullanmak önemlidir. Cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyerek, cilt bakımında hangi sıklıkta ürünleri kullanmanız gerektiğine karar vermeniz ve doğru bir yöntem ile uygulamanız önerilir. Ayrıca, cilt bakımında doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun ürünleri seçebilir ve kullanım sıklığı konusunda daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Cilt bakımı yaparken hangi sırayı izlemek gerekir?
Cilt bakımı yaparken izlenmesi gereken sıra, genel olarak aşağıdaki gibidir:
Yüzünüzü yıkayın: Cilt bakımına yüz yıkama ile başlayın. Yüz yıkama, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizler ve cildinizi hazırlar cilt bakımı için. Yüz yıkama işlemi sırasında, cilt tipinize uygun bir yüz yıkama jeli veya sabunu kullanarak, yüzünüzü hafifçe masaj yaparak yıkayın.
Tonic uygulayın: Tonic, cildinizdeki pH dengesini düzenler ve cildinizi nemlendirir. Cilt tipinize uygun bir tonik kullanarak, yüzünüze hafifçe masaj yaparak uygulayın.
Serum uygulayın: Serum, cildinizde yoğun bir nemlendirme sağlar ve cildinizdeki ince çizgileri azaltmaya yardımcı olur. Cilt tipinize uygun bir serum kullanarak, yüzünüze hafifçe masaj yaparak uygulayın.
Krem uygulayın: Krem, cildinizi nemlendirir ve ciltteki ince çizgileri azaltmaya yardımcı olur. Cilt tipinize uygun bir krem kullanarak, yüzünüze hafifçe masaj yaparak uygulayın.
Losyon uygulayın: Losyon, cildinizi nemlendirir ve ciltteki ince çizgileri azaltmaya yardımcı olur. Cilt tipinize uygun bir losyon kullanarak, yüzünüze hafifçe masaj yaparak uygulayın.
Bu sırayı izleyerek, cilt bakımınızı doğru bir şekilde yapabilirsiniz. Ancak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza göre, bu sırayı değiştirebilir ve ekstra adımlar da ekleyebilirsiniz. Örneğin, ciltteki sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan ürünleri kullanabilir veya ciltteki pigment bozukluklarını azaltmaya yardımcı olan ürünleri de ekleyebilirsiniz. Bu nedenle, cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyerek, cilt bakımında izlenmesi gereken sırayı ve ekstra adımları belirlemeniz önerilir. Ayrıca, cilt bakımında doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun cilt bakımı yöntemlerini ve sırayı belirleyebilirsiniz.
Sonuç olarak, cilt bakımında izlenmesi gereken sıra, cilt tipine ve ihtiyaca göre değişebilir. Bu nedenle, cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyerek, cilt bakımında izlenmesi gereken sırayı ve ekstra adımları belirlemeniz ve doğru bir yöntem ile uygulamanız önerilir. Ayrıca, cilt bakımında doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun cilt bakımı yöntemlerini ve sırayı belirleyebilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Güneş kremi kullanımı nasıl olmalıdır?
Güneş kremi, ciltteki hasarı önlemeye yardımcı olan bir üründür. Güneş kremi kullanımı, aşağıdaki şekilde olmalıdır:
Güneş kremi seçimi: İlk olarak, cilt tipinize ve ihtiyacınıza uygun bir güneş kremi seçmelisiniz. Örneğin, ciltteki lekeleri azaltmaya yardımcı olan güneş kremleri, pigment bozukluğu olan ciltler için uygun olabilir. Ayrıca, ciltteki sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan güneş kremleri de, sivilceli ciltler için uygun olabilir. Güneş kremleri değişik SPF (Sun Protection Factor – Güneş Koruma Faktörü) seviyelerine sahip olabilir. SPF, güneşin cildinize verdiği zararı azaltmaya yardımcı olan bir ölçümdür. SPF seviyesi yüksek olan güneş kremleri, ciltteki hasarı daha fazla azaltmaya yardımcı olur. SPF seviyesi ne kadar yüksekse, ciltteki hasarı o kadar azaltmaya yardımcı olur. Ancak, SPF seviyesi ne kadar yüksek olursa, güneş kremi de o kadar fazla koruma sağlar. Bu nedenle, cilt tipinize ve ihtiyacınıza uygun bir güneş kremi seçmeniz önerilir.
Güneş kremi uygulaması: Güneş kremi uygulaması, cilt bakımındaki temizlik ve nemlendirme adımlarından sonra yapılmalıdır. Güneş kremini, yüzünüzün tamamına eşit bir şekilde uygulayarak, ciltteki hasarı azaltmaya yardımcı olabilirsiniz. Güneş kremini, ellerinizle yüzünüze hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir. Ayrıca, elbiselerinizin üzerine sürülmesini önlemek için, güneş kremini 30 dakika önce uygulamanız önerilir.
Güneş kremi sıklığı: Güneş kremi, güneş ışınlarına maruz kalındığı her an tekrar uygulanmalıdır. Özellikle, hafiften orta dereceye kadar olan güneş ışınlarına maruz kalındığında, güneş kremi sıklığı artırılmalıdır. Ayrıca, havuz ve denizde olduğunuzda, güneş kremi sıklığı daha da artırılmalıdır. Bu şekilde, ciltteki hasarı azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
Sonuç olarak, güneş kremi kullanımı, cilt tipine ve ihtiyaca uygun bir güneş kremi seçimi, doğru bir uygulama yöntemi ve sıklıkta olmalıdır. Bu şekilde, ciltteki hasarı azaltmaya yardımcı olabilir ve cilt sağlığını koruma altına alabilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Akne problemi olanlar için cilt bakımı nasıl olmalıdır?
Akne problemi olanlar için cilt bakımı, aşağıdaki şekilde olmalıdır:
Cilt bakımına yüz yıkama ile başlayın: Akne problemi olanlar için, cilt bakımına yüz yıkama ile başlamak önemlidir. Yüz yıkama, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizler ve cildinizi hazırlar cilt bakımı için. Yüz yıkama işlemi sırasında, cilt tipinize uygun bir yüz yıkama jeli veya sabunu kullanarak, yüzünüzü hafifçe masaj yaparak yıkayın. Ancak, yüz yıkama işlemi sırasında, cildinizi aşırı yıkamamaya özen göstermelisiniz. Aşırı yıkama, cildinizdeki nem dengesini bozabilir ve akne oluşumunu artırabilir.
Günde iki kez yüz yıkama: Akne problemi olanlar için, günde iki kez yüz yıkama önerilir. Özellikle, sabah ve akşam yatmadan önce yüz yıkama önerilir. Bu şekilde, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizleyerek, cilt sağlığını koruma altına alabilirsiniz. Ancak, yüz yıkama işlemi sırasında, cildinizi aşırı yıkamamaya özen göstermelisiniz. Aşırı yıkama, cildinizdeki nem dengesini bozabilir ve akne oluşumunu artırabilir.
Cilt bakım ürünlerini doğru bir şekilde kullanın: Akne problemi olanlar için, cilt bakım ürünlerini doğru bir şekilde kullanmak önemlidir. Örneğin, ciltteki sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan ürünleri kullanabilir veya ciltteki lekeleri azaltmaya yardımcı olan ürünleri de kullanabilirsiniz. Ancak, cilt bakım ürünlerini doğru bir şekilde kullanmanız önemlidir. Örneğin, cilt bakım ürünlerini uygularken, ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir. Ayrıca, cilt bakım ürünlerini uygularken, ürünlerin ciltteki tüm bölgelere eşit bir şekilde dağıtılmasına özen göstermelisiniz.
Güneş koruma kullanın: Akne problemi olanlar için, güneş koruma kullanımı önemlidir. Güneş ışınları, ciltteki hasarı artırabilir ve ciltteki lekelerin oluşumunu kolaylaştırabilir. Bu nedenle, güneş ışınlarına maruz kalındığında, cilt tipinize ve ihtiyacınıza uygun bir güneş koruma kullanımı önerilir. Özellikle, hafiften orta dereceye kadar olan güneş ışınlarına maruz kalındığında, güneş koruma kullanımı artırılmalıdır. Ayrıca, havuz ve denizde olduğunuzda, güneş koruma kullanımı daha da artırılmalıdır. Bu şekilde, ciltteki hasarı azaltmaya yardımcı olabilir ve cilt sağlığını koruma altına alabilirsiniz.
Sağlıklı beslenin: Akne problemi olanlar için, sağlıklı beslenmek önemlidir. Özellikle, protein, vitamin, mineral ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalar tüketmek önerilir. Ayrıca, tüketilen gıdaların yüksek miktarda karbonhidrat ve yağ içermemesi de önemlidir. Bu şekilde, cilt sağlığını koruma altına alabilir ve akne oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
Sonuç olarak, akne problemi olanlar için cilt bakımı, yüz yıkama, doğru cilt bakım ürünleri kullanımı, güneş koruma kullanımı ve sağlıklı beslenme gibi adımları içerebilir. Bu şekilde, cilt sağlığını koruma altına alabilir ve akne oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca, doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun cilt bakımı yöntemlerini belirleyebilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Yaşlı ciltler için cilt bakımı nasıl olmalıdır?
Yaşlı ciltler için cilt bakımı, aşağıdaki şekilde olmalıdır:
Cilt bakımına yüz yıkama ile başlayın: Yaşlı ciltler için, cilt bakımına yüz yıkama ile başlamak önemlidir. Yüz yıkama, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizler ve cildinizi hazırlar cilt bakımı için. Yüz yıkama işlemi sırasında, cilt tipinize uygun bir yüz yıkama jeli veya sabunu kullanarak, yüzünüzü hafifçe masaj yaparak yıkayın. Ancak, yüz yıkama işlemi sırasında, cildinizi aşırı yıkamamaya özen göstermelisiniz. Aşırı yıkama, cildinizdeki nem dengesini bozabilir ve ciltteki yaşlılık belirtilerini artırabilir.
Nemlendirme: Yaşlı ciltler için, nemlendirme önemlidir. Yaşlı ciltlerde, nem dengesi bozulabilir ve cilt kuruyabilir. Bu nedenle, cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanarak, cildinizi nemlendirin. Nemlendirici uygulaması sırasında, cildinizi hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir. Ayrıca, nemlendirici uygulamasını, cilt bakımındaki diğer adımlardan sonra yapmanız önerilir. Bu şekilde, cildinizdeki nem dengesini koruma altına alabilir ve ciltteki yaşlılık belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
Güneş koruma kullanımı: Yaşlı ciltler için, güneş koruma kullanımı önemlidir. Güneş ışınları, ciltteki hasarı artırabilir ve ciltteki yaşlılık belirtilerini kolaylaştırabilir. Bu nedenle, güneş ışınlarına maruz kalındığında, cilt tipinize ve ihtiyacınıza uygun bir güneş koruma kullanımı önerilir.
Gece bakımı nasıl yapılmalıdır?
Gece bakımı, aşağıdaki şekilde yapılmalıdır:
Cilt bakımına yüz yıkama ile başlayın: Gece bakımına yüz yıkama ile başlamak önemlidir. Yüz yıkama, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizler ve cildinizi hazırlar gece bakımı için. Yüz yıkama işlemi sırasında, cilt tipinize uygun bir yüz yıkama jeli veya sabunu kullanarak, yüzünüzü hafifçe masaj yaparak yıkayın. Ancak, yüz yıkama işlemi sırasında, cildinizi aşırı yıkamamaya özen göstermelisiniz. Aşırı yıkama, cildinizdeki nem dengesini bozabilir ve ciltteki hasarı artırabilir.
Toner kullanımı: Gece bakımında, toner kullanımı önemlidir. Toner, cildin pH dengesini düzenler ve cildin nem dengesini korur. Ayrıca, toner, cildinizdeki ölü hücreleri ve kirleri temizler ve cilt bakım ürünlerinin daha etkili bir şekilde emilmesine yardımcı olur. Toner kullanımı, yüz yıkama işleminden sonra yapılmalıdır. Toner, cildinize pamuk yardımıyla hafifçe sürülmelidir. Ancak, toner kullanımı sırasında, cildinizi aşırı nemlendirmeyin ve ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir.
Serum kullanımı: Gece bakımında, serum kullanımı önemlidir. Serum, cildinizin derin katmanlarına nüfuz etki eder ve cildinizin ihtiyacı olan bileşenleri sağlar. Özellikle, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olan ve cildin nem dengesini koruma altına almaya yardımcı olan serumlar tercih edilebilir. Serum kullanımı, toner kullanımından sonra yapılmalıdır. Serum, cildinize hafifçe masaj yaparak uygulanmalıdır. Ancak, serum kullanımı sırasında, cildinizi aşırı nemlendirmeyin ve ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir.
Gecelik krem kullanımı: Gece bakımında, gecelik krem kullanımı önemlidir. Gecelik krem, cildinizin ihtiyacı olan nemi sağlar ve cildinizi yeniler. Gecelik krem kullanımı, serum kullanımından sonra yapılmalıdır. Gecelik krem, cildinize hafifçe masaj yaparak uygulanmalıdır. Ancak, gecelik krem kullanımı sırasında, cildinizi aşırı nemlendirmeyin ve ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak uygulamanız önerilir.
Sonuç olarak, gece bakımı yaparken yüz yıkama, toner kullanımı, serum kullanımı ve gecelik krem kullanımı gibi adımları takip etmelisiniz. Bu şekilde, cildinizi nemlendirerek, cilt sağlığını koruma altına alabilir ve ciltteki yaşlılık belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca, doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun gece bakımı yöntemlerini belirleyebilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Sivilce izlerinin giderilmesi için ne yapılmalıdır?
Sivilce izlerinin giderilmesi için aşağıdaki adımlar takip edilebilir:
Doktor veya cilt uzmanından yardım alın: Sivilce izlerinin giderilmesi için, doktor veya cilt uzmanından yardım alın. Bu uzmanlar, cilt tipinize ve sivilce izlerinin durumuna göre, en uygun tedavi yöntemini önerebilirler. Örneğin, lazer tedavisi, kriyoterapi, dermal dolgu gibi yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler, sivilce izlerinin giderilmesine yardımcı olabilir ve ciltteki düzgün görünümü sağlayabilir.
Cilt bakım ürünleri kullanın: Sivilce izlerinin giderilmesi için, cilt bakım ürünleri kullanılabilir. Özellikle, ciltteki sivilce izlerinin azaltılmasına yardımcı olan ürünler tercih edilebilir. Bu ürünler, ciltteki hücre yenilenmesini hızlandırır ve ciltteki lekelerin azaltılmasına yardımcıolurlar. Ayrıca, cilt bakım ürünleri arasından, cildinizin ihtiyacı olan nemi sağlayan ürünler de tercih edilebilir. Bu şekilde, ciltteki kuruluk azaltılır ve ciltteki sivilce izlerinin giderilmesine yardımcı olunur.
Sağlıklı beslenin: Sivilce izlerinin giderilmesi için, sağlıklı beslenme önemlidir. Özellikle, cilt sağlığını koruma altına almaya yardımcı olan vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin gıdalar tüketmek önerilir. Ayrıca, tüketilen gıdaların yüksek miktarda karbonhidrat ve yağ içermemesi de önemlidir. Bu şekilde, ciltteki sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olunur ve sivilce izlerinin giderilmesine yardımcı olunur.
Sigara ve alkol tüketimini azaltın: Sivilce izlerinin giderilmesi için, sigara ve alkol tüketimini azaltmak önemlidir. Sigara ve alkol, ciltteki hasarı artırabilir ve sivilce oluşumunu kolaylaştırabilir. Bu nedenle, sigara ve alkol tüketimini azaltarak, cilt sağlığını koruma altına almaya yardımcı olunur ve sivilce izlerinin giderilmesine yardımcı olunur.
Sonuç olarak, sivilce izlerinin giderilmesi için doktor veya cilt uzmanından yardım alın, cilt bakım ürünleri kullanın, sağlıklı beslenin ve sigara ve alkol tüketimini azaltın gibi adımlar takip edilebilir. Bu şekilde, ciltteki sivilce izlerinin giderilmesine yardımcı olunur ve ciltteki düzgün görünümü sağlanır.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Cilt bakımı yaparken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Cilt bakımı yaparken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
Cilt tipine uygun ürünler kullanın: Cilt bakımı yaparken, cilt tipinize uygun ürünler kullanın. Örneğin, kuru ciltler için nemlendirici ürünler tercih edilirken, yağlı ciltler için matlaştırıcı ürünler tercih edilebilir. Cilt tipinize uygun ürünler kullanarak, ciltteki hasarı azaltıp, cilt sağlığını koruma altına almaya yardımcı olabilirsiniz.
Cilt bakımını sık yapın: Cilt bakımı yaparken, sık yapın. Özellikle, cildin temizlenmesi ve nemlendirilmesi için günde en az iki kez cilt bakımı yapılması önerilir. Bu şekilde, ciltteki ölü hücreler ve kirler temizlenir ve ciltteki nem dengesi koruma altına alınır.
Güneş koruma kullanımına dikkat edin: Cilt bakımı yaparken, güneş koruma kullanımına dikkat edin. Güneş ışınları, ciltteki hasarı artırabilir ve ciltteki yaşlılık belirtilerini kolaylaştırabilir. Bu nedenle, güneş ışınlarına maruz kalındığında, cilt tipinize ve ihtiyacınıza uygun bir güneş kremi kullanın. Güneş kremi, ciltteki hasarı azaltıp, cilt sağlığını koruma altına almaya yardımcı olur. Ayrıca, güneş ışınlarına maruz kalındığında, cildinizi güneş ışınlarından koruma altına alacak şapka ve güneş gözlüğü gibi aksesuarları da kullanın.
Cilt bakım ürünlerinin kullanımını doğru zamanlarda yapın: Cilt bakım ürünlerinin kullanımını doğru zamanlarda yapın. Örneğin, toner ve serum gibi ürünler, yüz yıkama işleminden sonra kullanılırken, gecelik krem gibi ürünler ise serum kullanımından sonra kullanılmalıdır. Bu şekilde, cilt bakım ürünlerinin cildinize daha etkili bir şekilde emilmesine yardımcı olunur.
Yüz masajı yapın: Cilt bakımı yaparken, yüz masajı yapın. Yüz masajı, cildin daha sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur ve ciltteki kan dolaşımını hızlandırır. Ayrıca, yüz masajı, ciltteki kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olur ve ciltteki yaşlılık belirtilerini geciktirmeye yardımcı olur. Yüz masajı yaparken, cilt tipinize uygun bir yüz masajı yağı kullanarak, yüzünüzde hafifçe masaj yapın.
Sonuç olarak, cilt bakımı yaparken cilt tipine uygun ürünler kullanın, cilt bakımını sık yapın, güneş koruma kullanımına dikkat edin, cilt bakım ürünlerinin kullanımını doğru zamanlarda yapın ve yüz masajı yapın gibi adımları takip etmelisiniz.
Bu şekilde, cilt sağlığını koruma altına alabilir, ciltteki yaşlılık belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir ve ciltteki düzgün görünümü sağlayabilirsiniz. Ayrıca, cilt bakımı yaparken, ciltteki tahrişleri önlemek için hafifçe masaj yaparak ürünleri uygulamanız önerilir. Cilt bakımı yaparken, doktor veya cilt uzmanlarından yardım alarak, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun cilt bakım yöntemlerini belirleyebilirsiniz.
Cilt Bakımı Hakkında En Çok Merak Edilen 10 Soru ve Cevabı
Tüp bebek tedavisi nedir? Tüp bebek tedavi süreci hakkında bilgiler. 2023 (Detaylı Anlatım)
Ketojenik Diyet Nedir? Ketojenik Diyet Tarifleri 2023 (Detaylı Anlatım)
 Google’da daha fazla ayrıntı ve farklı kaynaklar bulmak için burayı tıklayın .
0 notes
Text
Biberon Çürüğü Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Tumblr media
Biberon çürüğü, bebeklerde üst ön süt dişlerinde başlayıp hızlıca yayılan biberon kullanımı ya da emzirme sonrasında oluşan çürük tipidir. Anne sütünün içindeki laktozdan kaynaklı ortaya çıkar. Süt dişler daima diğer dişlerden daha hassastır ve daha önce çürürler. Bu çürükler hem estetik açıdan çirkin bir görüntüye, hem de ilerleyen yaşlarda oluşabilecek diş problemlerine yol açmaktadır. Biberon çürüğü, bebeklerde özellikle 6. aydan itibaren başlar. Bu dönemden itibaren anne ve babalar biberona süt doldururken içerisine şeker içeren mamalar, bal veya pekmez gibi şekerli besinlerden koyarlar. Bu şekerli besinler diş çürüklerine neden olur. Ayrıca yatmadan önce biberon ile verilen süt veya mamalar gece boyu diş üzerinde bir tabaka oluşturur. Bu tabaka temizlenmediği takdirde ön dişlerde çürükler meydana gelebilir.
Biberon Çürüğü Belirtileri Nelerdir?
Biberon çürüğü tanısını erken yaşlardaki çocukların kendilerinin koyması asla mümkün değildir. Anne ve babalar özellikle dişlerdeki bazı durumları gözlemleyerek sorunun ne olduğunu anlayabilir. Bununla birlikte ilk belirtileri çok net anlaşılmayabilir. İlk belirtilerin anlaşılmaması nedeniyle bu çürükler, genellikle ilerleyip şiddetli ağrıların ortaya çıkması ve dişlerde kırılmaların görülmesi ile kendini belli eder. Bebeklik ve çocukluk döneminde görülen bu sorunların çözümü için erken yaşlardan itibaren diş bakımı ve ağız sağlığına özen göstermek ve çürüğü önleyici tedavilerin yapılmasını sağlamak son derece önemli bir noktadır. Biberon çürüğünün bazı belirtileri şu şekildedir: - Dişlerde dayanılmaz ağrı - Diş etlerinde iltihaplanmalar - Dişlerde kırılmalar - Diş kayıpları - Kötü ağız kokusu - Dişlerde enfeksiyon - Dişlerde çıkan küçük lekeler - Konuşma bozuklukları Bu belirtileri gören anne ve babalar, bebeklerini muhakkak güvenilir bir diş hekimine götürmelidir.
Biberon Çürüğüne Neden Dikkat Edilmeli?
Bazı anne ve babalar, süt dişleri geçici dişler olduğundan bu çürükleri önemsemezler. Fakat bu çok yanlış bir algıdır. Bebeklerde dişler; konuşmak, çiğnemek ve gülümsemek için oldukça önemlidir. Ayrıca daha sonra çıkacak olan yetişkin dişleri için yer tutucu durumundadır. Tedavi olmayan dişler ileride çarpık diş gibi görüntü bozukluklarına sebep oldur. Ayrıca ağrı ve enfeksiyon gibi kötü durumlar yaşanabilmektedir. Daha ciddi durumlarda ise diş çekimi bile görülebilir. Bu gibi olumsuz durumlar ile karşılaşmamak için detaylı araştırmalar yapıp işinde iyi olan bir diş uzmanı ile görüşülüp çözüm yolları bulunmalıdır.
Biberon Çürüğü için Koruyucu Önlemler
Biberon çürüğünü önlemek için anne ve babaların ilk önce uzman kişilerden yardım alması gerekir. Uzman tavsiyelerine göre bir tedavi yol haritası çizilebilir. Sorunun erken teşhisi özellikle 1 yaş ve öncesinde yapılmalıdır. Bunun dışında şu gibi etkili önlemler alınabilir: - Fissür örtücü uygulamaları - Flor uygulaması - Ağız bakımı ve diş temizliği - Şekerli yiyeceklerin azaltılması - Uykudan belirli bir süre önce beslenmenin kesilmesi - Biberon kullanımından sonra dişlerin temizliği - Düzenli diş hekimi kontrolleri - Emzik kullanımında dikkat edilecek noktalar Bu gibi etkili önlemler, ağız sağlığı ile ilgili pek çok sorunun çözümü için bebeklerde ve çocuklarda önemli bir koruma sağlayacaktır. Aksi takdirde ileride geri dönüşü olmayan sorunlar ile karşılaşmak kaçınılmazdır.
Biberon Çürüğü Tedavisi Nasıldır?
Çoğu bebekte görülen biberon çürüğü sorunu ile ilgili en çok sorulan sorulardan bir tanesi de “Biberon çürüğü tedavisi var mıdır?” sorusudur. Biberon çürükleri elbette tedavi edilebilir. Günümüzde bu sorun için oldukça ileri seviyede tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Ancak aşırı derecede ilerlemiş çürüklerde tedaviler de oldukça zorlaşmaktadır. Burada önemli olan nokta her sağlık sorununda olduğu gibi erken tanıdır. Erkenden fark edilen çürükler hemen tedavi altına alınır ise biberon diş çürüğü sorunundan büyük oranda kurtulma şansı bulunmaktadır. Geç kalınmış vakalarda birkaç defalık tedavi yapılıp ancak diş çekimi ile kurtulma şansı olur. Bununla birlikte biberon çürüğü tedavileri ağrı ve acısı oldukça az olan tedavilerdir. Bu yüzden anne ve babaların endişe etmelerine gerek yoktur. Biberon çürüğü tedavisi konusunda bir diğer önemli nokta yapılan tedavilerin aksatılmamasıdır. Tedavisi yapılmayan dişlerde maalesef diş çekimi yapılmaktadır. Tedavi sürecinde ameliyat gibi tıbbi müdahaleler yoktur. Çürük tedavisi yapılırken ebeveynlerin çocuklarına şeker içeren bal, pekmez, mama, vs. gibi besinleri vermemesi gerekir. Aksi takdirde tedavi olumlu cevap vermez. Bunun yanında biberon çürüğü tedavisi hakkında merak edilen bir diğer soru da “Henüz küçük olan bebeklerin tedavisi nasıl yapılmaktadır?” sorusudur. Küçük bebeklerin bu tedavileri bebek anne veya babanın kucağındayken yapılır. Bu şekilde yapılan ve kısa süren birkaç seans ile diş çürüklerini tamamen temizlemek mümkündür.
Sıkça Sorulan Sorular
Emzirme ile Biberon Çürüklerinin Önüne Geçilebilir mi? Pek çok diş hekimi bebeklerin genel ağız ve diş sağlığı için biberon ile beslenmeden ziyade emzirme ile beslenmeyi önermektedir. Bu yüzden evet emzirme ile besleme biberon ile beslemeden çürüklere daha az neden olmaktadır. Süt Dişleri Çürükleri Tedavi Edilebilir mi? Süt dişlerindeki çürüklerde tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemler genelde ağrısız ve acısızdır. Ancak ilerleyen süt dişi çürükleri tedavilerinde daha farklı tedaviler uygulanır. Bunlar diş çekimi uygulamasına kadar gidebilir. Read the full article
0 notes
bigoldi000 · 3 years
Text
Yonca Altın Kolye Modelleri Ve Fiyatları
Dünyada çoğu kültürde şansın temsili bir bitki olan yonca, şans getirdiği inancıyla gündelik hayatta kullanılan çoğu nesnenin tasarımlarına ilham olmuş ve yerini almıştır. Kadınların kullanmaktan en keyif aldığı altın kolyelerde de sıklıkla kullanılan yonca sembolü Bigoldi’nin birbirinden şık kolye koleksiyonlarında da yerini almıştır. Yonca altın kolye modelleri Sevgililer gününde ya da yıldönümünüzde sevgilinize, eşinize, anneler gününde annenize, ya da doğum gününde yakın bir dostunuza ‘’sen benim en büyük şansımsın’’ veya ‘’şans hep seninle olsun’’ demek istiyorsanız ona Bigoldi altın yonca kolye kategorisinden sevimli bir hediyeyi gönül rahatlığıyla seçebilirsiniz. Şans dileği maneviyatı çok yüksek bir dilektir. Karşısına hep güzel sürprizlerin çıkmasını umduğunuz kişilere veya bir totem olarak kendinize bu güzel sembolü içeren bir altın kolye hediye edebilirsiniz.
Altın Yonca Kolye En Özel Şans Dileği
Şansın en global sembollerinden olan yonca bitkisi hayatın farklı alanlarında gündelik kullanım eşyalarının tasarımına ilham olmuş ve farklı aksesuar ve takılarda da yerini almıştır. Altın Yonca Kolye farklı niyet, dilek veya totemler ile sevdiğinize veya kendinize hediye edebileceğiniz, gündelik yaşantınızda ve özel günlerde abiyelerle, gece kıyafetleriyle zevkle kullanılabilecek ürünlerdir. Şansa ihtiyacınız varsa ve kendinize bir uğur ya da totem arıyorsanız veya bir sevdiğinize ‘’benim için büyük şanssın’’ veya ‘’iyi şans seninle olsun’’ demek istiyorsanız altın yonca kolye kategorisi sizler için Bigoldi Jewellery’de. Bununla birlikte sevdiğinize kalbinizde ona duyduğunuz hisleri ifade etmek istiyorsanız altın kalpli kolyelere göz atmanızda fayda vardır, sonsuza kadar seni kalbimde taşıyacağım demek istiyorsanız sonsuzluk altın kolye, güzelliğine veya bize nazar değmesin demek istiyorsanız ise altın nazar boncuklu kolye çeşitlerine göz atabilirsiniz. Sen benim yıldızımsın demek istiyorsanız merak etmeyin Bigoldi.com’da altın yıldız kolyeler çeşitlerine göz atabilirsiniz.
Altın Yonca Kolye: Fiyatlar Nasıl Belirlenir?
Altın yonca kolye fiyatlarını belirleyen unsurlar altının ayar değeri (8 ayar altın kolye, 14 ayar altın kolye), altının gram ağırlığı, zincirin kaplama değil ayar değerinde altın olmasıdır. Altının piyasa değeri ise bu değişkenlerden bağımsız olarak altın içeren bütün ürünlerin fiyatlarını belirler Bigoldi Jewellery yüzlerce çeşit ve en uygun fiyatlarla altın kolye modellerini güvenli ve mutlu bir alışveriş deneyimi için sizlere sunmaktadır. Kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı, ücretsiz kargo ve ömür boyu bakım tamir garantisi ile trend Altın yonca kolye modelleri sizlerle.
Altın Kolye bakımı nasıl yapılmalıdır?
Sonsuzluk altın kolyelerin su ve çeşitli kimyasallar ile yoğun temasından kaçınılmalıdır. Darbelerden korunmalı ve kullanılmadığında özenle saklanmalıdır https://www.bigoldi.com/kolye/yonca-altin-kolye-c-65
0 notes
themoiira · 5 years
Text
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler I Moiira
Kadın ve Yaşama Dair Her Şey https://moiira.com/antidepresanlarin-yan-etkileri-depresyon-icin-dogal-cozumler/
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler
Tumblr media
Bu günlerde, bir antidepresan başlatan bir arkadaş ya da sevilen birini duymak garip değil. Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler. Ancak antidepresanların yan etkileri buna değer mi?
Herkes bu ilaçları duydu – hiç kimse neden, nasıl ya da etkili bir şekilde çalışıyorsa, antidepresanların modern dünyada en yaygın kullanılan ilaçlardan biri olduğundan emin değil . ABD’de, antidepresan kullananların sayısı, 1999–2014 arasında genel olarak yüzde 7,7’den yüzde 12,7’ye yükseldi; Her 100 kişiden 12,7’sinin üçünden fazlası, “10 yıl ve daha uzun süredir” antidepresan olduklarını söylüyor. ( 1 )
Tüm yeni reçetelerle birçok hasta, antidepresanların yan etkilerini sinir bozucu hale getirmeye devam ediyor. Avantajlar risklerden ağır basıyor mu?
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler. Antidepresan İlaç Nedir?
Antidepresanlar, depresyon belirtilerini azaltmayı amaçlayan bir psikoaktif (psikotropik veya beyin değiştiren) ilaç sınıfıdır . Kimyasal dengesizliklerin duygudurum bozukluklarına neden olduğunu varsayarsak , kimyasal dengesizlik efsanesi adı verilen kanıtlanmış bir varsayıma dayanarak formüle edildiler . ( 2 )
Antidepresanlar, birçoğumuzun inanmaya yönlendirildiği kadar gerçekten yararlı değil. Birçok doktor ve araştırmacı, bu ilaçların yararlarının, antidepresanların ana yan etkilerini telafi etmediğinden endişe duyduklarını belirtti. ( 3 , 4 , 5 )
2002 yılında yapılan bir klinik araştırma incelemesi, antidepresanların “gerçek ilaç etkisini” yaklaşık% 10-20 oranında tanımlamaktadır; bu , antidepresan ilaç denemelerinde hastaların% 80-90’ının sadece plasebo etkisine cevap verdiğini veya gerçek bir yanıt alamadığını göstermektedir. ( 6 )
Bu ilaçlar SSRI’lar veya “seçici serotonin geri alım inhibitörleri” (çoğu uygulayıcı için en popüler seçenek), SNRI’lar (serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri) ve eski kabul edilen trisiklik antidepresanlar (TCA’lar) dahil olmak üzere çeşitli kategorilere ayrılır.
APA’nın 1993’te yayınlanan uygulama kılavuzunda yalnızca kısa süreli kullanım için antidepresanlar önerildi. ( 7 ) Bununla ilgili çalışmalar nadiren iki yıllık bir gözlem döneminin ötesine geçmiştir. ( 8 )
Antidepresan Listesi
Ana antidepresanlar şunları içerir: ( 9 , 10 , 11 )
SSRI
Fluoksetin (Prozak)
Sitalopram (Celexa)
Sertralin (Zoloft)
Paroksetin (Paxil, Pexeva, Brisdelle)
Esitalopram (Lexapro)
Vortioksetin (Trintellix)
SNRI’ların
Venlafaksin (Effexor XR)
Duloxetin (Cymbalta, Irenka)
Reboksetin (Edronax)
Döngüseller (trisiklik veya tetrasiklik, ayrıca TCA olarak da bilinir)
Amitriptilin (Elavil)
Amoksapin (Asendin)
Desipramin (Norpramin, Pertofran)
Doksepin (Silenor, Zonalon, Prudoxin)
Imipramin (Tofranil)
Nortriptyline (Pamelor)
Protriptyline (Vivactil)
Trimipramin (Surmontil)
Maprotilin (Ludiomil)
MAOI
Rasagilin (Azilect)
Selegilin (Eldepryl, Zelapar, Emsam)
İzokarboksazid (Marplan)
Fenelzin (Nardil)
Tranylcypromine (Parnate)
Bupropion (Zyban, Aplenzin, Wellbutrin XL)
Trazadone (Desyrel)
Brexpiprazol (Rixulti) (majör depresif bozukluk için yardımcı bir tedavi olarak kullanılan antipsikotik)
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler. Antidepresanların 9 Ortak Yan Etkileri
700 hasta araştırmasında araştırmacılar, SSRI’lardaki hastaların yüzde 38’inin yan etkiler bildirdiğini buldular – bu sayının sadece yüzde 40’ı bu sorunları doktorlarına ve yan etkileri olan hastaların yaklaşık yüzde 25’ini “çok rahatsız edici” veya “olarak tanımladılar” son derece rahatsız edici. ”( 12 )
Araştırmaya göre, bu yan etkiler büyük rahatsızlık yaratabilir, ancak daha erken ölümlere yol açmaz (çoğu durumda). Bununla birlikte, antidepresanlar alan birçok kişi, bu tolerans sorunları nedeniyle rejimine devam etmek istememektedir; bu durum, antidepresan bırakma semptomlarına ve doktorun gözetimi olmadan durumun tekrarlama veya tekrarlama riskine yol açabilmektedir. ( 13 )
Antidepresanların en yaygın ve / veya ciddi yan etkilerinden bazıları şunlardır: ( 14 , 12, 13)
1. İntihar Düşünceleri
Şok edici bir şekilde, antidepresanlar, intihar düşünceleri olarak da bilinen intihar düşüncelerinin artmasına neden olabilir . Bu 1980’lerde olduğu kadar bilinen olmasına rağmen, bilgilerin halka açıklanması on yıllarca sürdü. Bir ilaç firması, intihar riskinin arttığını bildiklerini ilk kez kabul ettiğinde, Mayıs 2006’da yayınlanan “Sevgili Sağlık Uzmanı” mektubundaydı. ( 15 )
Bazı şüpheciler bunun sadece depresyonun kendisinin bir etkisi olduğunu iddia etse de, birçok çalışma SSRI’ların duygudurum bozukluğunun kendisinin ötesinde intihar riskini arttırdığını açıkça ortaya koyuyor gibi görünüyor. Ek olarak, kanıtların çoğu ilacı kesmenin ilaçları sıklıkla azalttığına işaret etmektedir. ( 16 , 17 , 18 , 19 , 20 )
Bazı araştırmalar, bu düşüncelerin bir hastanın akatizi ve disinhibisyon semptomlarını göstermeye başladıktan sonra ortaya çıkacağını ve her ikisini de kısa zamanda ele alacağımı gösteriyor. (19)
FDA, 2004’te antidepresanlara “kara kutu uyarısı” ekledi, 18 yaş ve üstü gençlere başvurdu ve daha sonra 2007 yılında 24 yaşına yükseldi. ( 21 , 22 ) Zihinsel geçmişi olmayan sağlıklı yetişkinlerin bile olduğuna dair bazı kanıtlar var. hastalık, bir antidepresan aldıktan sonra intihar düşünceleri geliştirebilir, bu uyarının her yaştan insana uzatılması gerekebileceğini düşündürmektedir. ( 23 , 24 )
2. Mide üzgün
Genel sindirim problemleri antidepresanlarda oldukça yaygındır. Bazı kaynaklar, mide bulantısının , genel olarak antidepresanların en sık bildirilen yan etkisi olduğunu tespit etmektedir. ( 25 ) Antidepresanların neden olabileceği bilinen diğer sindirim problemleri, kusma ve ishaldir .
3. Baş ağrısı
Sık görülen baş ağrıları , antidepresanların bilinen yan etkilerinden biridir.
4. Huzursuzluk
Araştırmacılar genellikle “ajitasyon” veya antidepresanların neden olduğu huzursuzluk hakkında yorum yapar. Bazı durumlarda, bu endişe , mani veya tamamen şişirilmiş panik ataklara neden olabilir .
5. Yorgunluk
Antidepresanlar olan insanlar her zaman yorgunmuş gibi hissedebilirler . Bu uykululuk, yorgunluk veya uykusuzluk olarak tanımlanabilir .
6. Cinsel İşlev Bozukluğu
İktidarsızlık veya libido eksikliği gibi cinsel sorunlar da antidepresanların en sık bildirilen yan etkilerindendir. Kaynaklardan biri, bir tür cinsel işlev bozukluğu yaşayabilen antidepresanlardaki kişilerin yüzde 80,3’ünün yüksek bir sonunu listeliyor. ( 26 )
7. Ekstrapiramidal Belirtiler (Parkinson Yan Etkileri)
Bu sonuçlar pek yaygın olmasa da, uzun süre önce antidepresan yan etkilerin listesiyle ilgili en önemli sonuçlardan bazılarıdır. “Ekstrapiramidal belirtiler” normal hareket ve sözel işlevi olan konular anlamına gelir. Bunlar hem TCA’lar hem de SSRI’lar ile olası yan etkilerdir. ( 27 , 28 )
Ekstrapiramidal semptomlar veya antidepresanların Parkinson yan etkileri şunlardır:
Tardive diskinezi : sarsıntılı veya sert vücut veya yüz kası hareketleri
Akathisia : huzursuzluk / sürekli hareket
Miyoklonus : Ani ve istemsiz kas kasılmaları
Tavşan Sendromu: Tavşan çiğnemesine benzeyen ritmik dudak veya ağız hareketleri ( 29 )
Distoni : istemsiz büküm kas kasılmaları
8. Kilo Alma
Antidepresanlar üzerinde olanlar ilaç alırken kilo alabilir ve kilo alamazlar.
9. Davranış Değişiklikleri
Huzursuzluğa benzer şekilde, antidepresanların diğer yan etkileri, bir bireyde normal davranışta değişiklik yaparak irritabiliteye, agresif davranışa, inhibisyon kaybına ve dürtüselliklere neden olur.
Antidepresan Yoksunluk Belirtileri
Antidepresanların yan etkilerine ek olarak, bu ilaçları almayı bırakıp bırakmayı seçtikleri zaman insanların büyük geri çekilme semptomları göstermesi yaygındır. Bu, spesifik antidepresan yoksunluk belirtileri hakkındaki makalede daha derinlemesine tartışılmıştır  , ancak bunlar ile antidepresan yan etkileri arasında anlaşılması gereken bazı örtüşmeler vardır.
The New York Times , 2018’de, şiddetli antidepresan yoksunluğu çekenlerin pek çok öyküsünü açığa çıkaran bir makale yayınladı, ortalama bir tüketicinin bu ilaçlara başlamadan önce bilgisiz kalmasının çok yaygın olduğunu ve bazılarının antidepresanlardan geri çekilme semptomlarının iyi olmadığını belirten bir makale yayınladı. anladım.
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler. Yaygın antidepresan yoksunluk belirtileri şunlardır:
Yorgunluk ve uyku bozuklukları
Beyin zapları ve parestezi
Kognitif bozukluk
İntihar düşünceleri
Sinirlilik ve ruh hali sorunları
Baş ağrısı
Cinsel işlev bozukluğu
Sindirim sorunları
Hareket bozuklukları
Çılgınlık ve / veya kaygı
Anoreksiya nevroza
Burun akması
Aşırı terleme (terletici)
Konuşma değişiklikleri
Mide bulantısı ve kusma
Baş dönmesi / baş dönmesi
Duyusal girdi ile ilgili problemler ( kulak çınlaması gibi )
Agresif veya dürtüsel davranış
Yatak ıslatma (gece enürezis)
Kan basıncında düşme ( hipotansiyon )
Kas ağrısı veya zayıflığı (miyalji)
Antidepresanların ortaya çıkmasına neden olan büyük riskler nedeniyle, bu ilaçları kendi başınıza bırakmayı asla denememelisiniz. Çekme, reçete yazan hekimin bakımı altında yapılmalıdır ve genellikle dozajınızı yavaşça azaltmayı içerir.
Antidepresanların Yan Etkileri Depresyon için Doğal Çözümler. Depresyon için 7 Doğal Çözümler
Depresyonunuzu yönetmeye gelince “iyi seçenek” eksikliği yüzünden şaşırır veya üzülürseniz, yalnız değilsiniz. Bununla birlikte, bilimin desteklediği depresyon için bir çok meşru doğal çözüm vardır – çoğu da hiçbir şekilde yan etkisi yoktur.
1. Sağlıklı, Dengeli bir Diyet Yiyin
Ses çok basit? Değil – bütün yiyecekleri içeren bir diyet (meyve ve sebzeler gibi) ve sağlıklı balıklar düşük depresyon riski ile ilişkilidir. ( 30 )
Önerim, diyetinizi meyveler, sebzeler, kaliteli proteinler, sağlıklı yağlar ve fermente gıdalar üzerine yoğunlaştırmak . Fermente gıdalardaki probiyotikler ve kombucha gibi sağlıklı bakteriler, bağırsaklarınızdaki depresyon ve anksiyete ile bağlantılı bir durum olan sızıntılı bağırsaklardan korunmanıza yardımcı olabilir . ( 31 , 32 )
2. Egzersizin Yararlarını Alın
Egzersiz, özellikle uzun vadede, bu semptomları azaltmada antidepresanlardan daha iyi performans gösterebilir. Eğer depresyon riski altındaysanız veya onunla mücadele ediyorsanız, yaşamınız için uygun bir egzersiz programı başlatın. Bu yararı gösteren göstergeler, vücudunuzun genel olarak hareket etmesini ve güçlendirilmesini sağlamak yerine, belirli bir egzersiz türünü ifade etmez. ( 33 , 34 , 35 )
3. Profesyonel Yardım Alın
Oldukça tabu olsa da, birçok insan şimdi depresyon gibi ruh hali ile ilgili sorunları olduğunu kabul etmenin önemini anlıyor. Hem SSRI ilaçları hem de diğer antidepresanlar ile hem tedavi hem de tedavi olmadan pozitif sonuçlarla birçok depresyon tedavisi incelenmiştir.
En yaygın terapi türü, depresyon belirtileri üzerinde (ve diğer koşullar) “büyük etki büyüklüğü” üreten ve antidepresanları geride bırakan bilişsel davranışçı terapi olarak bilinir . ( 36 )
4. Depresyon-Kaçak Ekleri deneyin
Araştırmacıların, depresyon belirtilerini etkili bir şekilde azaltabileceğini veya ortadan kaldırabileceğini buldukları birçok ek var. Bunlar şunları içerir:
Omega-3’ler  ( balık yağında olduğu gibi)  ( 37 , 38 )
D3 Vitamini ( 39 )
Chai hu ( 40 )
Ginkgo Biloba
Suan Zao Ren
Tutku çiçeği ( 41 )
Kava kökü
Aziz John kanadın ( 42 , 43 )
İnositol ( 44 )
Probiyotikler ( 45 )
5. Uçucu Yağları Kullanmak
Depresyon için günlük rutininize ekleyebileceğiniz uçucu yağlar vardır . Her bir yağın farklı olduğunu ve yalnızca% 100 terapötik sınıf yağlar satan saygın bir şirketten satın alınması gerektiğini unutmayın. Bazı yağlar, bazıları alınmadığı zaman, tüketilmelidir.
Bu araştırma destekli uçucu yağları, depresyonu tedavi etmek için kullanmayı deneyin:
Lavanta ( 46 , 47 )
Roma papatyası ( 48 )
Portakal yağı ( 49 , 47)
Limon otu ( 50 )
6. İlişkileri ve Destek Sistemini Vurgulayın
Aile ve arkadaşlardan oluşan güçlü bir destek sisteminde bulunmak, depresyon riskinizi azaltmanın ücretsiz, yan etkisiz bir yoludur. ( 51 ) Depresyon tipik olarak ilişkilerinizi sonlandırmanıza veya vurgulamanıza yol açmasa da, bu uzun vadede yardımcı olmaz. Sizi ve onları birbirlerinin hayatlarına dahil etmelerini sağlamak için arkadaşlardan hesap verebilirlik isteyin.
7. Haberdar Olun
Depresyon araştırması alanındaki birçok bilim insanı, depresyonun geleneksel tedavisinde antidepresanların ve diğer mevcut seçeneklerin etkinliğinden memnun olmadığını kabul ediyor. Daha iyi depresyon ilaçları için bir dizi çığır açan çalışma yürütülüyor.
Kendinizin ve kendi ruh sağlığınızın savunuculuğunu yapmaya yetkili olduğunuzu bilmenizi istiyorum. Bunun bir bölümü, depresyon konusunda en güncel bilgilerden haberdar olmaktır.
Halen araştırmakta olan depresyon için ilginç iki konvansiyonel tedavi:
Kontrollü uyku yoksunluğu ( 52 )
Depresyon için iç sıcaklığın yükseltilmesi ( 53 , 54 )
Son düşünceler
Birçok hasta, depresyona girmeye çalışırken yaşadıkları antidepresanların yan etkilerinden şikayet eder.
Antidepresanların en sık ve en sık karşılaşılan yan etkilerinden bazıları şunlardır:
İntihar düşünceleri
Mide bozukluğu
Baş ağrısı
Huzursuzluk
yorgunluk
Cinsel işlev bozukluğu
Ekstrapiramidal semptomlar (Parkinson yan etkileri)
Kilo almak
Davranış değişiklikleri
Depresyon için diyetinizi değiştirmeyi, düzenli egzersiz yapmayı, profesyonel danışmanlık / terapiyi aramayı, depresyona zarar veren takviyeleri kullanmayı, esansiyel yağları kullanmayı ve kişisel ilişkileri vurgulamayı içeren bir dizi doğal çözüm vardır.
Lütfen dikkat: Antidepresan reçetesi zamanlamanızı, reçete yazan doktorun gözetimi olmadan değiştirmeyin.
Kaynak: Moiira % Etiketler%
0 notes
Link
buderus kombi servis, ısısan ankara servis, ısısan kombi servisi, ısısan kombi teknik servisi
Ankara Isısan Servisi
Ankara Isısan Servisi klima ve kombi ürünleri hakkında sizlere teknik servis hizmeti vermektedir.
Uzman ekibimiz son derece profesyonel olarak ve en teknoloji ekipmanlarla  sorunlarınızı hızla çözümlemektedir.
Ankara Isısan Servisi Hizmetleri
Isısan servisi olarak birçok ürün de kurumsal teknik servis hizmeti vermekteyiz. Tüm personelimiz gayet güleryüzlü, dinamik ve profesyonel şekilde sorunlarınızı çözümlemektedir.
Gezici Isısan servis aracımız sayesinde istediğiniz tüm bölgelere gelerek hızlıca sorunlarınıza çözüm üretebilmekteyiz.
Isısan markasına ait Kombi ve Klima ürünlerine ait tüm sorunlarda sizlere çözüm üretmekteyiz.
Isısan Markası Kim Tarafından Üretilmektedir ?
Kalite ve Dayanıklılığı ile kendini gösteren Isısan ürünleri Bosch Güvencesindedir.
Isısan Kombi ve Klima Arızaları
Isısan marka Kombi ve Klimaların bazı bilindik arızalarını şöyle görüntüleyebilirsiniz.
Isısan Kombi su ısıtmıyor
Isısan Kombi ateşleme yapmıyor
Isısan Kombi ateşeleme yapıyor sonra sönüyor
Isısan Kombi banyoya su gelmiyor
Isısan Kombi sıcak su ısınıp geri soğuyor
Bu bilindik arızalar servisimiz tarafından bazen parça değişimi ya da onarımı ile bazen de farklı yöntemler ile çözülebilmektedir.
Sorununuz hakkında en doğru bilgiyi verebilmek ve sorunu çözebilmek için cihazınızı incelememiz gerekmektedir.
Ankara’da Servis Hizmeti Verdiğimiz Bölgeler
Akyurt teknik servis
Altındağ klima servisi
Ayaş kombi servisi
Bala klima servisi
Beypazarı teknik servis
Çamlıdere kombi servisi
Çankaya klima servisi
Çubuk teknik servis
Elmadağ kombi servisi
Etimesgut klima servisi
Evren teknik servis
Gölbaşı kombi servisi
Güdül klima servisi
Haymana teknik servis
Kahramankazan kombi servisi
Kalecik klima servisi
Keçiören teknik servis
Kızılcahamam kombi servisi
Mamak klima servisi
Nallıhan teknik servis
Yenimahalle kombi servisi
başta olmak üzere tüm ilçe ve mahallelerinde teknik servis hizmeti vermekteyiz.
Servis Süreci Nasıl İşliyor ?
Servisimiz sizlere bir telefon kadar yakındır.  0312 339 3971 numaralı Isısan Servis Çağrı Merkezi numaramızı arayarak sorununuz ile ilgili genel bilgi vermeniz ile süreç başlamaktadır.
Telefonda sorununuz ile ilgili ne kadar detay verebilirseniz, servis personelimizin işi o kadar kolaylaşacaktır.
Uzman personelimiz bugüne kadar karşılaştıkları potansiyel arızaları göz önünde bulundurarak aracımızda yeterli miktar yedek parça bulundurmaktadır.
Personelimiz belirttiğiniz adrese, sizin için uygun olan saat aralığında ziyarette bulunacaktır.
Personelimizin detaylı incelemesinin ardından sorununuz tespit edilerek, sonraki süreçte yapılacak işlemlerin maliyeti ve süresi size bildirilmektedir.
Sizlerin onayının ardından işlemler başlayacak ve gerekli tamir&bakım ya da onarım işlemi tamamlanacaktır.
İşlemin ardından personelimiz yapılan işlemin detaylarını bildiren bir dökümanı size sunacak ve ücret tahsilatını yapacaktır.
Eğer parça değişimi yapılmışsa garanti politikamız doğrultusunda değişen parçanın garantisi tarafınıza imzalı olarak sunulacaktır.
Tüm bu sürecin sonunda çağrı merkezimiz tarafından aranarak memnuniyet politikamız doğrultusunda fikirleriniz alınabilir.
Neden Ankara Isısan Servisi ?
Tüm parça değişimleri 1 yıl garantilidir.
Tüm yedek parçalar TSE enstitüsü standartlarındadır.
Sadece orjinal yedek parçalar kullanılmaktadır.
Servis personelimiz eğitimli, güler yüzlü ve konusunda uzmandır.
Servisimiz ISO 9001 kalite belgesine sahiptir.
Daima çözüm odaklı çalışırız.
Sizleri gereksiz teknik teferruatlarla uğraştırmayız.
Müşteri memnuniyetini sağlamak başlıca prensibimizdir.
Ankara Isısan Servisi olarak Kombilerle ilgili Püf Noktalar
Soğuk havalarda geceleri kombiyi kapatmak yerine düşük sıcaklık ile yakmak daha tasarrufludur.
Gündüz sıcaklığını 22 derece, gece sıcaklığını 18 derece civarlarında tutmak idealdir. Buna göre oda termostatı var ise üzerinden ayar yapılabilir.
Eğer oda termostatı yok ise oda içindeki sıcaklık bir termometre yardımı ile ölçülebilir ve gece 18 derece olacak şekilde kombi üzerinden sıcaklık ayarlanmalıdır.
Eğer evimizin izolasyonu çok iyi ise ve kombiyi gece kapattığımızda ev sıcaklığımız çok azalmıyor ise kombimizi gece çalıştırmaya gerek yoktur.
Kombimizi olabilecek en düşük sıcaklıkta çalıştırmak her zaman daha çok tasarruf yapmanızı sağlar.
Burada önemli olan uygun bir sıcaklıkta evimizin ısınmasıdır. Bu sebepten oda termostatı kullanımı evimizin sıcaklığının her zaman ideal bir derecede kalmasını sağlayacağı için çok önemlidir.
Eğer oda termostatı yok ise evimizin sıcaklığını bir termometre yardımı ile ölçmeli ve sıcaklık 22 derece olacak şekilde kombimizin üzerinden sıcaklığı ayarlamalıyız. Bu sıcaklık ayarı evden eve , izolasyon durumuna göre değişebilir.
Her ev için ideal oda sıcaklığını sağlayacak kombi çalışma sıcaklığı farklı olabilir.
Periyodik kombi bakımı ve radyatör temizliğinin önemi
Kombileriniz kış aylarında yaklaşık 3-4 ay boyunca her gün ortalama 6-7 saat kesintisiz çalışır. Bu çalışma sırasında normal olarak zamanla kombi yüzeylerinde pislik birikebilir.
Bu durum da ısı transferini engeller ve kombinin verimini düşürür. Bu sebeple her yıl kombilerinize düzenli bakım yaptırmalı, tesisatınızdaki radyatörleri bir tesisatçıya temizletmelisiniz.
Radyatörlerin etrafının kapalı olmamasının önemi
Özellikle perde arkasında kalan radyatörler var ise perdeler açık tutulmalıdır ve radyatör yüzeyleri kapalı olmamalıdır. Bununla birlikte radyatör ile dış duvar arasına izolasyon yapılmalıdır.
Bu şekilde ısı enerjisi dışarıya kaçmaz ve odamızda kalır. Radyatör önlerine mümkün olduğunca koltuk vb eşyalar konulmamalıdır.
Kurumsal Teknik Servis hizmetimiz, her zaman tam donanımlı, bilgi ve birikimiyle sizlere profesyonel hizmeti sunmaktadır.
0 notes
bilibiblicom-blog · 6 years
Text
Diş ağrısına karşı alınacak önlemler nelerdir.
Tumblr media
Diş ağrısına karşı alınacak önlemler nelerdir, Ağrıyan bir işiniz varsa ve bunu sızısını azaltmak istiyorsanız. Işte size ufak ama etkili bir takım pratik bilgiler. Ağrıyan dişinizi Bir diş sarımsak ile Ovala ya bilirsiniz ya da diğer bir yöntem de karanfil çiğnemek veya kuru çayı dövüp tütün gibi sigara kağıdına sararak içmek de diş ağrınızın azalmasına yardımcı olur Peki Dişlerdeki lekelere karşı nasıl önlem alabiliriz ya da bu lekelere karşı ne yapabiliriz. Dişlerinizdeki sarı lekeleri çıkarmak için karbonatla güzelce ovunuz. Diğer bir yöntem de diş fırçanızı ezilmiş çileğe batırarak dişlerinizi fırçalamak da dişlerdeki lekelere karşı alınacak önlemlerin başında gelir. Bu arada Limon Kabuğu da diş lekesini çıkarmak da birebirdir Rendelenmiş limon kabuğu ile dişlerinizi güzelce fırçalayın, sofra tuzu ile Diş fırçalamak dişlerimizi parlatır Dişlerimizin sağlığı için ne yapmalıyız zeytinyağı ve yağ tuz karışımı ile dişlerimizi güzelce ovaları biliriz veya gece yatmadan hemen önce tuzlu suyla ağzımızı çalgıları biliriz ve dişlerimizi olabiliriz dişlerimizi haftada en az bir kez yarım bardak su içerisine yarım çorba kaşığı oksijenli su katarak fırçalayabiliriz bu diş etlerim izin daha sağlıklı bir hale gelmesine neden olur Peki Her zaman kullandığımız diş fırçasının da bakımı var mıdır bir diş fırçasının bakımı nasıl olmalı bir diş fırçasının bakımı sizce nasıl yapılmalıdır Oldukça basit ve pratik bir yöntem diş fırçasını ilk yeni aldığımız da ilk başta iki gün soğuk suda bekletin. Daha sonra diş fırçasının kıllarının dibinde biriken tortuyu temizlemek için fırçayı bir süre sıcak tuzlu suyun içinde çalkalayın . Kullandığınız diş fırçanızı haftada bir oksijenli suyun içinde üç beş dakika muhakkak tutunuz, bu yöntem diş fırçanızı her zaman temiz ve hijyenik olmasını sağlar. Read the full article
0 notes
asd321fr45-blog · 7 years
Text
Cilt Tipleri ve Cilt Tiplerinin Özellikleri Nelerdir?
Tumblr media
Bu yazımızda cilt tipleri ve bu cilt tiplerinin özellikleri hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşacağız. Her kadın cildini sever ve cildi için maddi - manevi fedakârlıklar yapar. Peki, ama bu yaptığımız fedakârlıklar cildimize faydalı mı ya da faydalı değil mi? İlk önce bu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Cildimiz için illa ki pahalı kozmetik ürünler, pahalı temizleme ürünleri almanıza gerek yok. İlk önce bunu bilmenizi isterim. TAVSİYE: Günlük Cilt Bakımı Nasıl Olmalıdır? Tabii ki de kaliteli ürünler kullanmak şart. Ama cildimiz için önemli olan doğru ve yerinde kullanılan ürünler kullanmaktır. “Peki, bunu nasıl yapacağız?” derseniz ilk işiniz cilt tipinizi öğrenmek ve cilt tipinize uygun ürünler kullanmanız gerekir. Gelin sizlerle cilt tiplerinin neler olduğuna bakalım. Sizlerde yazımıza göre kendi cilt tipinizi anlamaya çalışın. Eğer ki cilt tipinizin ne olduğunu anlayamadıysanız eczanelerde ve belirli kliniklerde cilt analizinizi yaptırarak da öğrenebilirsiniz. 
TAVSİYE: Cildin Bozulmasına Neden Olan Hatalar Nelerdir?
İçindekiler:
Normal Cilt Tipi ve Özellikleri
Kuru Cilt Tipi ve Özellikleri
Yağlı Cilt Tipi ve Özellikleri
Karma Cilt Tipi ve Özellikleri
Cilt Tipleri ve Cilt Tiplerinin Özellikleri
Tumblr media
TAVSİYE: Parlak Cilt için Neler Yapılmalıdır?
1.) Normal Cilt Tipi ve Özellikleri
Normal cilt tipi nadir rastlanan cilt tiplerinden biridir. Bu cilt tipinde olan yüzler genelde pürüzsüz, kırışıksız olur. Bu cilt tipinde gözenekler kapalı olur. Bakımı en kolay cilt tipi diyebilirim. Aslında en ideal cilt tipidir. Duru, lekesiz bir görünümü vardır. Nem oranı dengeli olur. Kısacası sorunsuz bir cilt tipidir. Kolay kolay akne ve sivilce problemi yaşanmaz. 
TAVSİYE: Cilt ve Saç için Güneş Işığının 5 İnanılmaz Faydası
Normal Cilt Bakımı: 
Bu cilt tipi için çok da uğraşmanıza gerek yok aslında. Ama sizlere tavsiyem ara ara cildinizin kendini yenilemesi için peeling yapabilirsiniz. Yine hafif bir nemlendirici de kullanabilirsiniz. 
2.) Kuru Cilt Tipi ve Özellikleri
Kuru cilt tipi, yağ dengesi olmadığı için çok kuru ve mat bir görünümü olan cilt tipidir. Bu cilt tipi yaşlanmaya ve kırışıklığa biraz daha erken başlar. Özellikle 30’lu yaşlardan sonra kırışıklık sorunu başlar. Bu yüzden cildinize uygun bir yağ ya da nemlendirici kullanmanız gerekir. Size diğer bir tavsiye olarak ise bol bol su tüketmeniz gerekir. 
TAVSİYE: Cilde İyi Gelen Bitkisel Yağlar Nelerdir? Nasıl Faydaları Olur?
Kuru Cilt Bakımı: 
Dediğim gibi uygun bir nemlendirici kullanmanız size fayda sağlayacaktır. Gece kremleri de cildinizin yağ dengesini korumak için size yardımcı olacaktır. Özellikle bu cilt tipine sahip olan kişilerin sabun kullanmamasını tavsiye ederim. 
3.) Yağlı Cilt Tipi ve Özellikleri
Yağlı cilt tipi, adından da anlaşılacağı üzere her zaman cildinizde yağlı ve parlak bir görünüme sebep olan cilt tipidir. Siyah nokta, sivilce, akne vb. gibi sorunlar bu cilt tipinde fazlasıyla sorundur. Bu cilt tipine sahip olan kişilerin ciltlerinde yaşlılık belirtileri çok geç başlar. Diğer cilt türlerine göre yağlı cilde sahip olanların günlük bakımı daha önemlidir. Ve daha özenli olunması gerekir. Bu cilt tipinde önemli olan ciltteki yağı tamamen kurutmamak gerekir.
TAVSİYE: Yağlı Ciltler Nemlendirici Kullanmalı mı?
Yağlı Cilt Bakımı: 
Bakımı en zor olan cilt tiplerinden biridir. Yağlı ciltlerin bakımı dediğimiz gibi günlük mutlaka yapılması gerekiyor. Yine bu cilt tipi için de nemlendirici kullanmanız gerekir. Yağ dengeleyici ürünler kullanmanızı tavsiye ediyorum, sizlere. Özellikle güneşte fazla durmayın, eğer ki sivilceli bir yüzünüz var ise bu durum hem sivilcelerin geçmesini engeller hem de lekelerin oluşmasına sebep olur. 
TAVSİYE: Cilt Maskeleri Nelerdir? Cilt Maskeleri Nasıl Uygulanır?
4.) Karma Cilt Tipi ve Özellikleri
Bu cilde sahip olan kişilerin alın, burun, yanak ve çene kısmında yağlanma oranı daha fazla olur. Buna T şeklinde yağlanma da denilir. Karma cilt tipi, en yaygın olan cilt tipidir. Dengesi çabuk bozulan bir cilt tipidir. 
TAVSİYE: Cilt Tipinize Göre Kil Maskesi Nasıl Yapılır?
Karma Cilt Bakımı: 
Cildin yağ dengesini korumak çok önemlidir. Çünkü kullanacağınız herhangi bir ürün cildinizde kötü sonuçlara neden olabilir. Bu cilt tipi için aslında size önereceğim en önemli tüyo yağlı bölgeler için farkı bir ürün yağsız bölgeler için ise farklı bir ürün kullanırsanız sizler için daha iyi olacaktır. Özellikle yağlı bölgeler için ılık yeşil çayı pamuk yardımıyla sürerseniz yağın fazla olanını cildinizden arındırmış olacaksınız. 
Bakımlı ve güzel olmak herkesin hayali olduğu konusunda hemfikirizdir. Bakımlı ve güzel bir cilde sahip olmak için doğru ürünleri doğru yöntemleri seçmelisiniz. Sizlerle cilt tipleri, cilt tiplerinin özellikleri ve cilt tiplerine göre bakımlar hakkında bahsettik. Yazının başında da dediğim gibi size uygun olan cilt tipini belirleyin ve bakımlarınızı da önerilerimize göre yaparsanız daha sağlıklı sonuçlar elde edebileceksiniz. Sağlıklı ve güzel günlere…
Yazar: Nurgül Üşengül
0 notes
fenrees · 4 years
Text
Diş Sızlaması Nedir, Tedavisi Nasıl Olur?
Diş sızlaması sıcak, soğuk, ekşi ve tatlıya karşı ağrı hissedilmesine neden olur. Diş fırçalama ya da darbe alınması halinde de diş sızlaması olabilir. Diş sızlaması diş sorunları yaşayan hastaların çoğunda görülür. Farklı nedenlerden kaynaklı da bu sorun yaşanabilir. Kırılan dişlerden, çürük dişlere, yanlış fırçalamadan dişlerin eskimesine kadar pek çok neden dişte sızıya yol açabilir. Diş sızlaması yaşam kalitesini düşürmektedir.
Kişiler sızlama problemi yüzünden belli gıdaları yemekten mahrum kalabilirler. Diş hassasiyeti şikayeti olan hastalar diş hassasiyetinden muzdarip olurlar. Sızlamanın altında farklı bir diş hastalığının yatıyor olması yüksek ihtimaldir. Bu nedenle mutlaka durumu ihmal etmeden uzman bir hekime başvurmak gerekir. Muayene sonrasında gereken tedaviler yapılmalıdır. Sızlama sırasında dişin iç kısmında bulunan sinir hücreleri dış uyaranlardan çok kolay etkilenir ve zarar görür.
Diş Sızlaması Belirtileri Nelerdir?
Diş sızlaması belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Dişte kırılmalar ve dökülmeler,
Travmaya ve yaralanmaya bağlı ağrı,
Dişin etrafındaki bölgede şişme,
Dişin çevresinde kanama,
Diş çevresinde akıntı,
Sıcak ve soğuk yiyeceklere karşı aşırı hassasiyet,
Gece uykudan uyandıran ağrı,
Çiğneme esnasında ağrı meydana gelmesi diş sızlamasına işaret eder.
Diş sızlaması çoğu zaman dişin pulpa adı verilen bölgesinde enfeksiyon meydana gelmesinden kaynaklanmaktadır. Enfeksiyonun habercisi olabileceğinden ihmal etmemek gerekir. Yukarıda sayılan belirtilerin görülmesi halinde mutlaka bir hekime başvurmak gerekir. Semptomlardan kaynaklı rahatsızlık belirtisinin bulunması için ayrıntılı muayene yapılması gerekir.
Amigdala nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Diş Sızlamasında Ne Zaman Hekime Başvurmak Gerekir?
Diş sızlamasında hekime başvurmak önemlidir. Ağrı ya da sızının arkasında ileri seviye bir enfeksiyon olmasa bile mutlaka diş hekime başvurulması gerekir. Aksi halde yeni diş problemlerinin oluşması muhtemeldir. Aşağıdaki durumlar mevcutsa hekime başvurmayı ihmal etmeyin:
Diş çekimi sonrasında şiddetli ağrı olması,
Şiddetli diş ağrısı,
Bazı durumlarda hafif yaralanmalarda diş kırılması,
Diş etinin şişmesi,
Yüz şişmesi,
Ateş yükselmesi hallerinde mutlaka hekime başvurmak gerekir.
Diş Sızlaması için Hangi Tedaviler Uygulanıyor?
Diş sızlamasında tedavi seçenekleri şu şekilde sıralanabilir:
Gece plağı,
Hassasiyet giderici,
Apikal rezeksiyon,
Kanal tedavisi,
Kuafaj,
Diş dolgusu,
Diş çekimi prosedürlerinin uygulanması gerekebilir.
Her zaman sızlamasının altında yatan neden diş kaynaklı değildir. Hekim muayene yaparak asıl nedeni bulabilir. Genellikle panoramik ve periapikal diş röntgenleri çekilerek hekim tanıyı koyar. Dişten kaynaklı sorunların belirlenmesinde bu röntgenler çok faydalı olur. Sinüzit ve eklem ağrıları sıkça diş ağrıları ile karıştırılabilir.
Diş Sızlaması İle İlgili Video Anlatım
youtube
Diş Sızlaması ile Karıştırılan Ağrılar Nelerdir?
Diş sızlamasıyla karıştırılan ağrılar şu şekilde sıralanabilir:
Sinirsel bozukluklar,
Trigeminal nevralji,
Tek taraflı çiğnemeye bağlı ağrılar,
Kas ağrısı,
Eklem ağrısı,
Sinüzit diş sızlamasıyla karıştırılabilir.
Diş sızlamalarından korunmak için ağız bakımınıza özen göstermeniz ve düzenli olarak diş hekimine kontrole gitmelisiniz.
Bilgi Türleri bilgilerine yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Diş Sızlamasının Geçmesi için Bitkisel Yöntemler Nelerdir?
Diş sızlamasının geçmesinde bitkisel yöntemler başında misvak uygulaması gelir. Buna ek olarak soğuk kompres yapılması, karanfil yağı, sarımsak kullanımı da sızlamaya için iyi gelir. Karanfil yağı yönteminden faydalanmak için ufak bir pamuğa 4 5 damla yağı dökün. Daha sonra pamuğu dişlerinizin arasında sıkıştırın. Dişleriniz yaklaşık yarım saat içinde uyuşur. Karanfil yağınız yoksa, karanfil çiğnemek de iyi gelir. Sızlamanız varsa her gün 4 5 kaşık tuz ile su karıştırılır. Dişlerinize bu suyu gargara yapın. Bir süre sonra sızlamanın geçtiğini hissedeceksiniz. Sarımsak kullanımı yapacaksanız mutlaka öncesinden hekime başvurun. Hekiminiz apseli dişler için sızlamanın geçmesine yardımcı olması adına sarımsak önerebilir.
Diş Sızlamam Var Ne Yapmalıyım?
Diş sızlamasına karşı yapılacaklar başında diş hekimine gitmek gerekir. Sızlama sürekli tekrar ediyorsa, vakit kayıp etmeden hekime gidin. Durumu kesinlikle geçiştirmeyin. Geçiştirmek durumun daha kötü olmasına yol açar. Doğal çözümler ve ağrı kesici kullanmak geçici bir rahatlama sağlayabilir. Ancak sorunun kaynağını tespit etmeniz gerekir. Ağrı kesici içmek kişiyi rahatlatır ancak kalıcı bir çözüm olmadığı bilinmelidir.
Sirkeli su ve tuzlu su gargarası yapmak da geçici rahatlık verecektir. Diş fırçalamak diş ağrısını hafifletebilir. Bu alışkanlık çocuk yaşlarda edinilmelidir. Dişler çıktıktan sonra kişi dişlerini düzenli olarak fırçalamalıdır. Her yemek yendiği zaman dişlerde belli bir miktar kalıntı olur. Eğer bu kalıntılar dişten uzaklaştırılmazsa, ortaya sorunlar çıkar. Özellikle çürükler meydana gelir. Diş fırçalarken diş yıpranmasının önüne geçmek için yumuşak fırçalı diş fırçalarının kullanılması gerekir. Sızlama için özel olarak hazırlanmış diş macunları tercih edilebilir.
Tükettiğiniz Gıdalar Diş Sızlamasına Neden Olabilir
Tüketilen gıdalar dişte sızlamaya sebep olabilir. Özellikle kola, meyve suları, domates ve düşük pH’lı ve yüksek karbonat oranlı asidik sıvalar nedeniyle dişlerde hasar olabilir. Beslenme şekli hassasiyet oluşumunda önemli rol oynar. Kola ve meyve ve enerji içecekleri diş yüzeyinden madde kaybına yol açar. Sürekli kullanılmaları, diş minesinin aşınmasına yol açar. Ağız kuruluğuna yol açtığı bilinen ilaçlar arasında yer alan tansiyon ilaçları ve antihistaminik ilaçlar tükürük miktarını azaltır. Bu durum beslenmeyle meydana gelen travmalar bakteri plak artışına neden olur. Tükürük akışında görülen azalma ile pH bozulur.
Sızlama şikayetiyle hekime gittiğiniz zaman hekim dişinizin niteliğini değerlendirir. Ağrı, parlaklık ve keskinlik konusunda yeterli bilgi toplanır. Bütün bu etmenler değerlendirmeye alınarak, hekim doğru teşhisle birlikte uygun tedavi planı oluşturacaktır. Tedaviler çok çeşitli olabilir. Kişinin evinde dişine uyguladığı bitkisel tedaviler de olabilir, diş ameliyatı ya da kanal tedavisi yapılması gerekebilir. Hassasiyetin ne kadar sık olduğu ve şekli tedavi seçenekleri arasından seçim yapılmasını sağlar.
Kükürt nedir? Detaylarını da inceleyebilirsiniz.
Diş Sızlamasından Korunmak için Günlük Ağız Bakımı Nasıl Yapılır?
Diş sızlamasından koruyucu günlük ağız bakımı düzenli şekilde yapılmalıdır. Dişler günde 3 kere fırçalanmalıdır. Diş fırçalamak için sert fırçalar tercih edilmemelidir. Bunun yerine yumuşak fırçalar tercih edilmelidir. Diş fırçalama alışkanlığı çocuk yaşta kazanılmalıdır. Mutlaka diş ipi de kullanılmalıdır. Haftada en az bir kere tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Yemeklerden sonra dişlerde artık kalır. Bu nedenle yemeklerden sonra diş mutlaka fırçalanmalıdır.
Diş sızıntısı hisssedildiği zaman mutlaka diş hekimine gidilmelidir. Dişte herhangi bir sıkıntı olduğu zaman bu durum geçiştirilmemelidir. Diş sızıntısı şikayetiyle hekime gidip tedaviye başladığınız zaman dişte ağrı olabilir. Bu normal bir durumdur. Tedavi başladıktan 7 gün sonra halen ağrı devam ediyorsa mutlaka hekim durum hakkında bilgilendirilmelidir.
Dişleriniz Sızlamasın Diye Önlem Almayı İhmal Etmeyin
Diş sızlamasına önlem almak için günlük temizlik rutininize mutlaka uygulama kolaylığı sunan hassasiyet giderici diş macunlarını tercih edin. Bu macunlar diş dentinin dokusundan kolay bir şekilde geçer ve canlı sinir dokusuna ulaşır. Özel üretilen macunların içinde yüksek miktarda florid bulunmaktadır. Beyazlatma özelliği, tartar kontrolü ve karbonat içerikli diş macunları da bulunur.
  Kaynak: https://www.zovovo.com/dis-sizlamasi/
0 notes
bayanglecom-blog · 4 years
Text
Gece cilt bakımı nasıl olmalı?
Gece cilt bakımı nasıl olmalı?
Uyumadan önce uygulamanız gereken cilt bakım rutinlerini biliyor musunuz? “Gece cilt bakımı nasıl yapılır?” sorusunun yanıtı haberimizde!
Gün boyunca dış etkenlere maruz kalan cildin yaşlanma hızı artar. Sağlıklı bir cilt için, gündüz ve gece cilt bakımı mutlaka yapılmalıdır. Güne ışıl ışıl bir ciltle başlamak istiyorsanız; gece bakım rutinlerinizi yeniden düzenlemelisiniz. Gece yapılan cilt…
View On WordPress
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Mesane kanseri ile ilgili herşey
Mesane nedir ve ne işe yarar?
İdrar kesesinin tıbbi kullanımda adı olan mesane vücudumuzda idrar yollarında yer alan önemli bir organdır. Mesanenin görevi temel olarak ve basitçe böbreklerden gelen idrarı depolamak ve bu idrarı uygun aralıklarla istemli olacak şekilde boşaltmayı yani idrar yapmayı sağlamaktır.
Mesane kanseri nedir?
Mesane kanseri vücuttaki her organda olabildiği gibi aşırı, kontrolsüz ve organdaki normal hücrelerin yerini alacak şekilde hücre çoğalmasının mesanede olmasıyla karakterli bir kanser türüdür.
Mesane kanserinin toplum içinde görülme sıklığı nedir ve kimlerde daha fazla görülebilir? Mesane kanseri genitoüriner yol dediğimiz idrar yolları sisteminin en sık görülen 2.kanseridir. Eskiden erkeklerde kadınlardan çok daha yüksek oranlarda görülmekteyken günümüzde kadınların sigara içim oranlarının erkeklere yaklaşmasıyla kadında görülme oranı da artmıştır. Mesane kanserine tanı konulduğu anda ortalama yaş 65 civarında olmakla beraber mesleki maruziyetlerin artmasıyla bu yaş da düşmektedir.
Mesane kanserinin gelişimine neden olabileceği düşünülen etkenler nelerdir?
Mesane kanserinin nedenlerine bakıldığında kanıtlanmış ilk etken hiç kuşkusuz sigara kullanımıdır. Sigara kullananlarda mesane kanser gelişiminin 2 kat arttığı tespit edilmiş olup bu gelişime kullanılan sigaranın miktarı ve kullanım süresinin de direkt etkili olduğu bulunmuştur. Sigara kullanımının yanında bazı mesleki maruziyetler de mesane kanseri gelişimine yatkınlık oluşturabilmektedir. Bunlar arasında boya, kauçuk, petrol, deri ve basım işlerinde çalışan işçiler ilk sırayı almaktadırlar. Bunların haricinde mesane kanserinde genetik temel olabildiği düşünülmektedir ve bu yönde önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve hala da kaydedilmektedir. Ayrıca cinsel yolla bulaşan bir virus olan HPV’nin de mesane kanseri gelişimine etkisinin olduğu yönünde bulgular vardır.
Mesane kanserinin önemi nedir?
Aslında bir çok kanser türü için geçerli olan erken tanı olduğunda hastalığın tedavi edilebilir olması hipotezi mesane kanseri için biraz daha fazla geçerlidir. Mesane kanseri ile ilgili birazdan bahsedilecek olan tedavi protokolleri ile büyük oranda hastanın tam tedavisi sağlanabilmektedir.
Mesane kanserli hastada ilk belirtiler nelerdir?
Mesane kanserli hastada çok tipik olan ve çoğunlukla tek başına olan ilk belirti idrardan ağrısız pıhtılı (hastalar tarafından pelte pelte diye de tarif edilir) kan gelmesidir. Genellikle hastalar için bu korkutucu bir belirti olduğu için hastalar bu şikayetle doktora çoğunlukla başvururlar. Bunun yanında hastada sık sık idrara çıkma, ağrılı idrar yapma ve acil idrara gitme gibi şikayetler de olabilir. Bunların yanında idrar tahlilinde kan hücresinin görülmesiyle de veya karına yapılan herhangi bir ultrasonda da tesadüfi olarak mesane kanseri tespit edilebilir. Son olarak da hastalık ilerlemiş ve yayılmış durumdaysa kemik ağrıları, öksürük, balgam gibi akciğer şikayetleri veya böğür ağrısıyla da hastalarda belirti verebilir.
Mesane kanserinden şüphelenildiğinde hangi doktora başvurulur?
Doç. Dr.Volkan İzol
Bu şikayetlerden birisi veya birden fazlası olan hastaların ivedilikle bir Üroloji(Bevliye) Uzmanı’na başvurmaları gerekmektedir. Özellikle kadın hastalar bu şikayetlerle öncelikle uygun olmayarak kadın doğum uzmanlarına başvurmaktadırlar.
Mesane kanseri şüphesi ile değerlendirilen hastaya üroloji (bevliye) uzmanı hangi değerlendirmeleri yapar ve tanıya yönelik hangi tetkikleri ister? Üroloji(Bevliye) Uzmanı mesane kanseri şüphesi ile gelen hastayı değerlendirirken önce ayrıntılı hasta öyküsü almalıdır. Hastanın yaşının, cinsiyetinin, sigara içim durumunun, varsa mesleki maruziyetinin, ailedeki diğer bireylerde mesane ve diğer kanserlerinin varlığının sorgulanması önemlidir. Ardından hastaya tam idrar tetkiki denilen basit ama etkili idrar analizi yapılır. Burada idrarda kan hücresinin görülmesi dikkatle üzerinde durulması gereken bir durumdur. Beraberinde hastaya yapılacak üriner sisteme yönelik ultrasonografik inceleme ve gerekirse intravenöz pyelografi denilen ve halk arasında yağlı böbrek filmi diye bilinen inceleme yapılabilir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda idrarda kan görülebilecek diğer hastalıklar dışlandıktan sonra radyolojik incelemelerde eğer mesanede de dolum defekti denilen ve mesane kanseri için çok tipik olan belirti varsa hastaya sistoskopi yapılmalıdır.
Sistoskopi nedir ve hangi şartlarda nasıl yapılır?
Sistoskopi basitçe idrar kanalından ince bir kamera yardımıyla girilerek idrar kesesinin ayrıntılı incelenmesi metodudur. Sistoskopi şartlar sağlandığında polklinikte de yapılabilen oldukça basit bir işlemdir. Genellikle sterilite şartlarının sağlanması ve hastanın anesteziyle rahatlatılması amacıyla ameliyathane şartlarında yapılmaktadır. Rijit ve Fleksible olarak iki sistoskop türü vardır. Bunlardan fleksible olanı yani bükülebilir bir kamera ve sistoskopa sahip sistem poliklinikler için çok kullanışlıdır.
Sistoskopik değerlendirme sonucunda ne yapılır?
Sistoskopik değerlendirme sonucunda eğer mesanede kanser varsa ameliyathane şartlarında hastaya transüretral mesane kanseri rezeksiyonu (TUR-TM) yapılır. Bu işlem sonrasında hastaya idrar sondası takılır ve hasta en az bir gece olmak kaydıyla hastanede yatırılarak takip edilir. Bu esnada hastadan çıkarılan tümör materyali incelenmek üzere patolojiye gönderilir. Bundan sonraki tedavi protokolünü patoloji sonucu belirler.
Patoloji sonucuna göre olası tedavi protokolleri nelerdir?
Patoloji sonucu bize öncelikli olarak kanserin türünü ve daha da önemlisi mesanenin cidarındaki kas tabakasına yayılıp yayılmadığı bilgisini verir. Eğer cerrah ameliyat esnasında tümörün düşük dereceli olduğuna kanaat getirirse patoloji sonucunu beklemeden hastaya ameliyat sonrası 6-24 saat içinde intravezikal kemoterapi denilen üretral kateterden ilaç uygulaması tedavisini yapabilir. Cerrahın mesane kanserinin yüzeyel olduğuna düşünmesine sebep olarak kanserin saplı ağaç gibi dallanır olması, küçük olması, az odakta olması ve kesildiğinde fazla derine bağlı olmadığının tespit edilmesi olabilir. Ancak tabi ki nihayi değerlendirme patoloji raporundan sonra yapılacaktır.
Patoloji incelemesinin olası sonuçları nelerdir?
Patoloji değerlendirme sonuçları en son 2004 yılında güncellenmiş olan mesane kanserinde kas tabakanın tutulup tutulmamasına göre iki ana yol belirlenir.
Mesane kanserinde kas tabakanın tutulmadığı durumda tedavi protokolü nedir?
Kas tabakanın tutulmadığı durumda eğer mesane kanseri çok yüzeyelse sadece önce 3 aylık ve daha sonra da giderek de uzayan aralıklarla mesanenin sistoskop ile değerlendirilmesi ve belirli aralıklarla da görüntüleme yöntemleriyle üriner sistemin ve tüm vücudun değerlendirilmesi protokolü vardır. Ancak mesane kanseri dinamik sık tekrarlayabilen bir kanser türü olduğu için her sistoskopi sonrası bulgulara göre tedavi şeması değiştirilebilir. Eğer mesane kanseri çok yüzeysel değilse hastanın mesanesinin içine TUR-TM denilen ameliyattan ortalama iki hafta sonra başlanılmak üzere çeşitli ilaçlar sonda yardımıyla belirli program dahilinde ve çoğunlukla da 6 hafta olmak üzere verilir. Bu tedavi yöntemine intravezikal kemoterapi denilmektedir. Bu amaçla kullanılan ilaçlar arasında zayıflatılmış verem mikrobundan üretilen BCG ve Mitomisin, Epirubisin, Tiyotepa vs gibi çeşitli ajanlar bulunmaktadır. Bu tedavi sonrasında da belirli zamanlarda sistoskopik ve radyolojik değerlendirmeler yapılmalıdır.
Mesane kanserinde kas tabakanın tutulduğu durumda tedavi protokolü nedir?
Burada öncelikle tedavi prokolünün belirlenebilmesi için hastaya radyolojik değerlendirme yapılır ve vücutta kanser yayılımının olup olmadığı tespit edilir. Eğer yayılım yoksa TUR-TM sonrası en geç 1-1,5 ay içinde hastaya büyük bir cerrahi girişim olan mesanenin çıkartılması ameliyatı olan radikal sistektomi planlanır ve uygulanılır. Bu ameliyat belirli komplikasyonları yani hastaya olumsuz etkileri olan zor bir ameliyattır ve mutlaka büyük bir merkezde geniş bir ekip çalışması halinde planlanıp yapılmalıdır. Zira ameliyat sonrası hastanın erken dönem bakımı çok çok önemlidir. Radikal sistektomi ameliyatı yapılıp hastanın mesanesi çıkartılır ve beraberinde lenf bezeleri hastalığın evrelendirmesinin yapılabilmesi için çıkartılır. Hastanın entellektüel düzeyine, yaşına, kanserinin yaygınlığına ve ameliyat esnasında frozen denilen patolojik değerlendirmeye göre hastanın idrarını ne şekilde yapacağını belirleyecek olan üriner diversiyon da bu ameliyatın ikinci parçasıdır. Üriner diversiyonla ilgili tarihsel süreçte bir çok metod denenmiş olup günümüzde bazıları öne çıkmıştır. Bunları kısaca özetlemek gerekirse en uygun olarak ileum denilen ince barsak parçasından hastaya mesane görevi görecek depo yapılıp bu depo ileostomi denilen metodla hastanın karnının sağ alt tarafına idrarı torbaya çıkacak şekilde ağızlaştırılabilirken, hastanın durumunun uygunluğuna göre ileumdan veya diğer barsak parçalarından hastaya yeni mesane yapılıp bu mesane de yine idrar kanalına ağızlaştırılarak hastanın eski yerinden idrarını yapması sağlanılabilir. Her yöntemin kendine göre bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Üriner diversiyon seçimi hastaya özel olarak planlanması gereken ayrıcalıklı bir durumdur.
Mesane kanserinde kas tabakanın tutulduğu ve vücutta yayılımın olduğu durumda tedavi protokolü nedir? Bu durumda hastanın ek hastalıkları göz önünde bulundurularak hastaya çeşitli kemoterapi rejimleri verilmektedir. Bunlardan en çok kullanılan iki tanesi Gemsitabin & Sisplatin rejimi(GC) ve Metotreksat & Vinblastin & Adriamisin & Sisplatin rejimi (MVAC) ‘dir. Günümüzde yan etkilerinin azlığı nedeniyle GC daha çok tercih edilmektedir.Hastaların mesane kanserlerinin gidişatını çeşitli faktörlerin dahil edilerek tahmin edebilmesi amacıyla Avrupa Üroloji Birliği(EAU) nomogramlar ve risk tabloları belirlemiş ve bunları hastaların hizmetine internet vasıtasıyla koymuşlardır. Hastaların yararlanabileceği bu adres: https://ift.tt/3avz57B ‘dir 
source https://saglik.kocaali.com/mesane-kanseri-ile-ilgili-hersey/
0 notes
kadincasagliklove · 4 years
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
kadindasaglikblog · 4 years
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
kadinaozelsrlar · 4 years
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
kadinsiblog-blog · 6 years
Text
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/erken-dogum-belirtileri-bebek-hareketleri/
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Normal bir hamilelik süreci 40 hafta sürmektedir. Ortalama 280 gün süren normal hamilelik süresi en son adet kanamasının ilk gününden başlayarak doğum yapılacağı güne kadar devam eden sürece verilen isimdir.  İdeal bir gebelik süreci 39-40 haftayı bulmaktadır. Birçok bebek 40. haftayı beklemeden 38-39. haftada doğum yapar. Bebeğin doğumu 37. haftadan sonra gerçekleşiyorsa normal doğum olarak adlandırılabiliriz. Ancak 37. haftadan önce gerçekleşen doğumlar erken doğum olarak adlandırılmaktadır. Erken doğum nedir, erken doğum belirtileri ve erken doğumda bebek hareketleri nasıl olmalı gibi birçok sorunun cevabını makalemizi okuyarak bulabilirsiniz.
Erken Doğum Nedir?
Erken doğum kadının son regl günü baz alınarak 24. hafta ile 37. haftada gerçekleşen doğumlardır.  Erken doğum nedeniyle bebek ölümleri sık sık yaşanır.  Erken doğum halinde bebeklerde görme veya işitme sorunları, kronik hastalıklar, kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları ve okulda başarısız olma gibi birçok sorunla karşı karşıya kalmak mümkündür.
Erken Doğumda Bebeğin Yaşama Şansı Nedir?
Erken doğan bebekler normal doğan bebeklere göre gelişim ve büyüme açısından dezavantaja sahiptir.  Erken doğumlarda bebeğin yaşama şansı bebeğin doğum haftası ile doğrudan ilgilidir.  Bebeğin anne karnında kalma süresi arttıkça bebeğin yaşama şansı da artacaktır.  Hamileliğin 24. haftasında dünyaya gelen bebeklerin yaşama oranı oldukça düşüktür.
Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
Erken doğum belirtileri anne adaylarını rahatsız edecek bir hale gelirse ve düzenli olarak görülürse mutlaka bir doktora başvurulması gerekir. Erken doğum belirtileri şu şekildedir:
Anne adayının uyluk kemiğinde, leğen kemiğinde ağrı hissi oluşması
Bel ve sırt kısmında uzun süreli geçmeyen ağrıların oluşması
Anne adayının kasık kemiğinin üstünde regl dönemine benzer kramp ve ağrıların oluşması
Bağırsaklar kramp oluşumu
Düzenli aralıklar ishal olma
Vajinal akıntıda görülen artış
Vajinal akının renginin ve yoğunluğunun koyuluğunun artması
Vajinadan kan gelmesi erken doğumun habercisi olan belirtiler arasında yer almaktadır.
Erken doğum belirtileri 20. haftadan sonra ortaya çıkar ve 1-2 saat içerisinde 3-4 defa tekrarlanırsa mutlaka doktorla görüşülmeli ve sağlık kuruluşuna gerekli başvurular yapılmalıdır. Gebeliğin 37. haftasından önceki dönemde sancıların başlaması erken doğum tehdidi olarak adlandırılabilmektedir. Sancıların artması erken doğuma işarettir.  Rahim ağzında meydana gelen açılma ve bebeğin doğum kanalına girmesi erken doğumun en önemli göstergesidir.
Bebeğin Anne Karnındaki Hareketleri Ne Zaman Başlar?
Bebeğin anne karnındaki hareketleri hamileliği ilk üç aylık dönemlerinde başlamaktadır. Ancak ilk üç aylık dönemde anne adaylarının bu durumu fark etmesi söz konusu değildir.  Anne adayları bebeğin hareketlerini ancak 20 ile 24. haftada hissedebilmektedir. Ancak daha önceden çocuk sahibi olan annelerin bebeğin hareketlerini hissetmesi 16. haftadadır.  Bebeğin en hareketli olduğu dönemler 24. haftadan itibaren başlar.
Bebeklerin Hareket Sıklığı Nasıl Olmalıdır?
Bazı anne adayları bebeklerinin hareket sıklığının ne kadar olması gerektiği konusunda kafa karışıklığı yaşamaktadır. Bebeğin hareket sıklığı her gün farklılıklar gösterebilmektedir.  Bebeğin sürekli hareket etmesini beklemek doğru bir davranış değildir. Gebeliğin 28. haftasından sonra bebek gün içerisinde ortalama 150 defa hareket etmektedir. Ancak hareketlerinin tümünü annenin hissetmesi mümkün değildir. Anne aday adayları gün içerisinde bu hareketlerin sadece 15-20’sini hissedebilmektedir. Gün içerisinde hissedilen 15-20 hareket bebeğinizin sağlıklı olduğunun işaretidir. Bebeğin hareketlerinin çok fazla olması bebeğin hiperaktif olacağına işaret etmezken bebeğin hareket etmemesi sorunlu olduğu anlamını taşımamaktadır.   Bebek hareketleri en çok sabah, gece ve yemeğin ardından hissedilmektedir.  Doğum süreci yaklaştıkça ve bebek büyüdükçe bebeğin hareketleri yavaşlamaktadır. Bu nedenle bebeğin hareketlerinin yavaşlaması halinde mutlaka bir doktora başvurulmalı ve erken doğum riski olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Erken Doğum Riskini Arttıran Faktörler Nelerdir?
Erken doğum riskini arttıran bazı faktörler bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda erken doğum sayısının giderek arttığına şahit oluyoruz.  Aşağıdaki erken doğum risk faktörlerini ortadan kaldırırsak erken doğum riskini o denli azaltabiliriz. İşte erken doğuma neden olan risk faktörleri;
Sigara, Alkol Ve İlaç Kullanımı
Anne adaylarının gebe kalmadan önce veya gebe olduğunu öğrendikten sonra sigarayı ve alkolü bırakması gerekir. Doktor onayı olmadan ilaç kullanmak son derece yanlıştır.
Yetersiz Kilo Alımı ve Yetersiz Beslenme
Gebelik öncesi normal kilolarında olan anne adayları en az 12 kilo almalıdır. Ancak çok zayıf olan anne adaylarının 20 kilo alması gerekir. Kilolu ve beslenmesi düzenli olan anne adaylarının daha az kilo alması mümkündür. Gebelik boyunca anne adaylarının dengeli beslenmesi gerekmektedir.
Yorucu İşlerden Uzak Durulmalıdır
İşiyle ilgili uzun süre ayakta kalanlar ve yorucu işlerde çalışan anne adaylarının ya işten ayrılması ya da çalışma saatini azaltması gerekir.
  Cinsel İlişki
Cinsel ilişki sonrasında orgazm olan anne adaylarının kasılma riskiyle karşı karşıya kalma imkanı yüksektir.  Bu nedenle ilk üç ay ve son iki ayda cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. Erken doğum riski taşıyan kadınlarda cinsel ilişki yasaklanabilir.
Stres
Gebelik dönemde stresli bir ortamda çalışan kişilerde erken doğum riski yüksektir. Stresten kurtulmak için gevşeme tekniklerinin öğrenilmesi ve dengeli bir dinlenme ortamının yaratılması çok önemlidir.
17 Yaşından Küçük 35 Yaşından Büyük Kadınlarda Erken Doğum Riski Bulunmaktadır
17 yaşından küçük kadınlarda gelişim tam anlamıyla gerçekleşmediği için erken doğum riski yüksektir. Erken yaşta anne olmak isteyen kadınların iyi beslenmesi ve gerekli bakımı gerçekleştirmesi gerekir. İleri yaşlarda hamile kalan kadınların erken doğum riskini azaltmak için stresten uzak durmalı ve gebelik döneminde yeterli bakımın sağlanması gerekmektedir.
Çoğul Gebelikler
Çoğul gebelik yaşayan anne adayları normal doğuma göre üç hafta erken doğum yapabilmektedir.  Çoğul gebelik yaşayan kadınların dinlenmesi çok önemlidir.
Rahimde Ağzında Zayıflık Ve Rahimde Hassasiyet
Rahim ağzı gebelik nedeniyle zayıf bir yapıya sahiptir. Daha da zayıf bir hale gelen rahim ağzı nedeniyle erken doğumlar yaşanabilir. Erken doğumu önlemek için gebeliğin 14. haftasında rahim ağzı dikilebilmektedir. Erken doğum tehlikesi yaşayan kadınlarda gebeliğin son aylarında düzenli olarak rahim ağzı kontrolü yaptırmaları gerekir Bazı kadınların rahminde hassasiyet olabilir. Hassas rahimlerde belli zamanlarda kasılma sorunu ortaya çıkabilmektedir. Gebeliğin son üç ayında rahim hassasiyeti teşhisi konulur ve kontrolleri eksiksiz bir şekilde yapılırsa erken doğum önlenebilmektedir. Rahim hassasiyeti yaşayan kadınların yatak istirahati yapması ve kasılmalarını önleyecek ilaçlar kullanmaları çok önemlidir.
Plasenta Previa
Plesenta previa; plasentanın rahim ağzı bölgesine yakın veya üzerinde olması durumuna verilen isimdir. Ultrason tetkiklerinde plasenta previanın teşhis edilmesi mümkün değildir.  Bu rahatsızlığın kanama olana kadar fark edilmesi mümkün olmayabilir. Böyle durumlarla karşı karşıya kalan anne adaylarına doktorlar tarafından yatak istirahati önerilmektedir.
Annede Bulunan Kronik Hastalıklar
Annede bulunan kronik hastalıklar erken doğuma neden olabilmektedir. Kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, şeker hastalıkları ve yüksek kan basıncı kronik hastalıklar olarak nitelendirilmektedir. Bu gibi durumlarda anne adaylarına yatak istirahati verilmektedir.
Bebekte Anomali Meydana Gelmesi
Bazı hallerde doğumdan önce bebek rahimdeyken tedavi edilmesi mümkün hastalıklar ortaya çıkabilir. Tedavi gerçekleştirilmezse erken doğum meydana gelebilir.
0 notes
nefiskektarifi-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Cilt temizliği nasıl yapılır NEDEN CİLT TEMİZLİĞİ… Kimilerine göre günlük cilt temizliğinin ille de yapılması sadece makyaj yapanlar için geçerli bir koşuldur. Oysa; cilt temizliği, makyaj temizlenmesiyle karıştırılmamalıdır. Hiç makyaj yapılmasa bile cildinizin günlük temizliğe ihtiyacı vardır. Üstelik makyaj, bazı koşullarda cildimizin maruz kaldığı çevre kirlerine karşı kalkan görevi de görür. Genç yaşlarda cilt temizliğinin ayrıca önemi var; kirlerle tıkanmış yağlı bir cilt akne ve gözeneklere davetiye çıkarır. Akneler izbırakır, açılmış gözenekler ise uzun zaman sıkıştırılamaz, zamanla daha da belirginleşirler. Yaşlandıkça temizliğin önemi farklılaşır; kirlerin birikmesi cildin solgunluğuna ve serbest radikallerin atılımına engel teşkil eder. Cilt kirliliğine yol açan nedenler: Cildin kendisinden kaynaklanan doğal nedenler: ter gibi, yağ salgılanması gibi… Çevreden kaynaklanan nedenler: Hava kirliliği, çeşitli gazlar, sigara dumanı, toz toprak vs… Kullandığımız kozmetiklerin artığı (makyaj kalıntıları vs.) Kirlenme etkileri: Cildin yüzeyinde: Kirlerin birikmesi sonucunda cilt sağlıklı nefes alamaz, bu da cildin su ve gaz değişimini engeller. Cildin en üst tabakası olan epiderma yeterince koruyucu görevini yerine getiremez. Cildin alt tabakalarında: Cilt yüzeyinde biriken kirler güneşin UV ışınları etkisiyle okside olarak serbest radikallerin ve toksinlerin ciltten dışarı atılımını engellerler. Üstelik derinlere giren toksinler cildin üst yüzeyine yayılarak hücre fonksiyonlarını da bozarlar. İşte bu nedenle cildin düzenli olarak kirlerden arındırılarak temizlenmesi gerekir. Bu temizlik sayesinde cilt rahat nefes alacak, tıkanıklık olmayacağı için cilt pürüzsüz ve sağlıklı görünecektir. TEMİZLİK YÖNTEMLERİ Her cildin sevdiği ürünler farklıdır. Hatta bazen yağlı bir cildin temizlik maddesi olarak krem dokularını, kuru bir cildin ise ille de suyu sevdiğine tanık olabiliriz. Bu durumda, cildi yııpratmadan istediği ve sevdiği temizliği yapmakta yarar var. Cilt tipiniz ve yaşınız ne olursa olsun rutin cilt bakımı yapmak cildiniz için hayati öneme sahiptir. Cilt bakımını sırasıyla uygulamalısınız. cildi tonikle temizlemeli, kremle beslemeli ve nemlendirmelisiniz. Bunlar, cildinizi temiz ve sağlıklı tutmak için önemlidir. Cildin Düzgün Temizlenmesinin Önemi Düzgün olarak temizlenmeyen bir cilt asla sağlıklı olmaz. Herhangi bir cilt bakımı yaparken ilk önce yapmamız gerek kesinlikle güzelce temizlemektir. Bunu alışkanlık haline getirmelisiniz. Yüzünüzü temizlediğinizde cilt yüzeyindeki fazla yağları, derideki gözenekleri ve cilt üzerindeki tozu kiri temizlersiniz. Cilt Temizleme Tonikleri Cilt temizliğinde kulanılan toniklerin en iyisi alkolsüz olup markalı olanlarıdır. Cilt temizliği yaparken ne kadar yıkarsanız yıkayın bir pamuğa döktüğünüz tonikle cildinizi sildiğinizde sapsarı bir kir tabakası görürsünüz. İşte bu ancak tonikle çıkmaktadır. Ayrıca cilt üzerinde kan dolaşımını hızlandırarak cildi canlı tutar. Cilt yüzeyinin gergin ve bakımlı durmasını sağlar. Derideki gözeneklerin içlerini temizleyerek cildin hava almasını sağlar. Cilt Besleyici Krem ve Losyonlar Cildinizin doğal ve bakımlı görünmesini sağlamak için mutlaka losyon kullanmalısınız. Losyonlar cildinizi gençleştirir, onu gergin ve bakımlı kılar. Bu nedenle besleyici bir losyon veya krem kullanmak önemlidir. Masaj yaparak süreceğiniz losyon cildinizi canlandırarak, yüz kaslarınızı çalıştırır. Bu sayede daha diri ve canlı bir cilde sahip olursunuz. Cilt Nemlendiricisi Kullanmak Cildi nemlendirmek cilt bakımının en önemli kısmıdır. Gerçi sadece cilt bakımı yaparken değil her zaman nemlendirme kısmına dikkat etmeliyiz. Nem cildin yaşam kaynağıdır. Cilt nem ihtiyacını sudan alır. Bol su içerek cildinizin nem dengesini koruyabilirsiniz. Bunun dışında bir nemlendirici kullandığınızda direk bu nemlendirici cilde nüfuz etmez. Sıkı bir filme sarılmış gibi gözenekler arasında oynarlar. Dışardan içeri, içerdende dışarı nem kaybını önlerler. Nemlendirici krem yada losyonların kullanılabileceği en doğru zaman banyo sonrası cildin yumuşadığı zamandır. Nemlendiriciler en iyi banyo sonrası emilirler. 1-Genel yüz temizliğinde kullanılan maskelerden peeling etkisen sahip olanlar, bu sayede ölü hücreleri ortadan kaldırarak, derinlemesine temizlik sağlıyor. 2-Yüzünüzü tazikli su ile yıkayın. Bu şekilde yapılacak duş, ofislerin yol açtığı cilt stresinizi azaltır. 3-Artık cilt bakım ürünlerinde de rastlayabildiğimiz C vitamini, kan dolaşımını ve kolajen üretimini hareketlendirdiğinden, bu tip ürünleri tercih edin. 4-Ayaklarınız parmak uçları, yüzünüze sinyal gönderir. Alnınızda oluşacak kırışıklıkları önlemek için ayak parmaklarınız üst kısmına düzenli aralıklarla sertçe bastırın. 5-Cildinizi nemlendirin. Yeni çıkan bir çok nemlendirici gün boyu etkiye sahip. Proteinli ve bitki özlü olanlar ise cildi aktif hale getirip üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturmasını sağlıyor. 6-Yüzünüzü haftada iki defa kremleyerek 5 dakikalık masaj uygulayın. Bunun için, parmaklarınızı kullanarak oval hareketlerle çeneden yanaklara, alnın ortasından dışa doğru, burun yanlarından alnın ortasına doğru inip çıkarak masaj yapın. Ağzınızın çevresini, yukarı doğru hareketlerle ovun. 7-Gece saat 1’den önce güzellik uykusuna yatmayı ihmal etmeyin. Bedenimiz özellikle ilk uyku saatlerinden gece yarısına doğru büyüme hormonları üretir. Bu hormonlar ise hücre yenilenmesini hareketlendirir. 8-Kremlerin içindeki enzimlerin faydalarını biliyor musunuz? Biyo teknolojik yöntemler taklit edilerek üretilen minik protein molekülleri, ileri yaşta, insanların cildindeki dolaşım sistemini aktif hale getirip ciltleri koruyucu hücreleri güçlendirir. 9-Koku kompresleri cilt ve duyuları canlandırır. Dörder damla limon ve selvi ağacı özünü ve iki damla ardıç yağını, iki litre kaynar su içine koyun. Özel yüz havlunuzu bu karışımın içine daldırın ve yüzünüze ölçün. 10-E vitaminin bulunduğu kremler hücrelerin gerilimini azaltır. Ultroviyole ışınlarının, atık gazların, nikotinin oluşturduğu saldırgan serbest radikaller cildin zamanından önce yaşlanmasına neden olur. E vitamin cildi bu zararlı etkenlerden koruyup nemlendirir. 11-Yanaklarınız derisini gerginleştirmek için jimnastik yapmalısınız. Bunun için ağzınızı kapatın, yanaklarınızı içeri doğru çektikten sonra, ellerinizin yardımı ile yavaş yavaş gerin. 12-Patates masajı cildi tazeler ve dinlendirir. Öncelikle çiğ patates dilimlerini 10 dakika buzdolabında bekletin. Cilt temizliğinizi yaptıktan sonra, soğumuş patates dilimleriyle yüzünüze masaj yapın. 15 dakika boyunca patatesi, suyunun cildinize etki etmesini bekledikten sonra yüzünüzü yıkayın. 13-Duru, yumuşak bir ten için AHA komplekslerine başvurmak bir zorunluluk. Bu isimle tanınan meyve asitleri, cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlarken, tahriş de etmiyor. Ayrıca besleyici yağlar da içeriyor. 14-Kolajen tabakasını harekete geçirecek bir içecek hazırlamaya ne dersiniz? Bunun için 250 gr domates, 2 şeftli, kabuğu soyulmuş yarım limon ve bir havucu katı meyve presine koyun, bir damla zeytinyağı ve bir miktar iyot tuzu ekleyin ve karıştırın. 15-”Şikaku” baskısı herhalde birçoğunuzun yabancı olduğu bir kelime. Bu basit egzersiz gergin yüz kaslarını yumuşatmaya yarıyor. Söz konusu baskının uygulanacağı enerji merkezi, gözbebeğinin hizasında, gözaltlarındaki kemikler üzerindedir. Bu bölgeye, en az 5 saniye süresince, parmaklarınızla bastırın. 16-Güzellik kapsülleri cildi bütünüyle beslemese de, işlevini içeriden yürüten bir hücre yenileyicisi olarak görev yapıyor. Vitaminler, nemlediriciler ve doğal maskelerle cildin esnekliğini sağlayabilirsiniz. 17-Oksijen maskesi, bir çeşit expres lifting görevi görür. Bu uygulamayla, hücrelerin oksijen alımı 10 dakika içinde yoğunlaşır. Sonuç olarak, cilt olabildiğince taze ve sağlıklı bir görünüme kavuşur. 18-Lipozom maskeleri besleyicidir. Aynı zamanda, cildin alt tabakalarına da nüfuz ettiklerinden, etkilerini uzun vadede gösterirler. 19-Turuncu ışık, hücreleri canlandırır, mavi oksijen alımını artırır, sarı cildi ölü hücrelerden arındırır ve yeşil kuproza karşı etkilidir. Renkli ışık tedavisini ancak güzellik merkezlerinde bulabilirsiniz. 20-Ampuller ve yenileyici kapsüllerle yapılacak yoğun bir kür, kışı sert koşullarına karşı cildin dirençli olmasını sağlayacaktır. 4 hafta boyunca yüzünüzü kremlemeden evvel sürün.
Etiket Cilt Bakımı siyah noktalar cilt temizliği nasıl yapılmalı ebru şallı Cilt Lekeleri cilt temizliği nasıl yapılır yüz temizliği nasıl yapılır evde cilt temizliği nasıl yapılır yüz masajı nasıl yapılır video yüzün canlı görünmesi için yüz temizliği nasıl yapılmalıdır yüz temizliği nasıl yapılmalı nefes alamayan cildim var cilt bakiminin canli yapilisi Etiketler: ahmet maranki cilt temizliği bitkisel cilt temizliği evde cilt temizliği suna dumankaya cilt temizliği yağlı cilt temizliği
Cilt temizliği nasıl yapılır NEDEN CİLT TEMİZLİĞİ… Kimilerine göre günlük cilt temizliğinin ille de yapılması sadece makyaj yapanlar için geçerli bir koşuldur. Oysa; cilt temizliği, makyaj temizlenmesiyle karıştırılmamalıdır.>:)>>>>Sitemize "Ebru ŞALLI'dan Cilt Bakım Tarifi" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz.Beğendiğiniz tarifi paylaşmayı unutmayın :) http://www.nefiskektarifleri.net/ebru-sallidan-cilt-bakim-tarifi/
0 notes
ayyunet-blog · 7 years
Text
Cilt Temizliği Nasıl Yapılmalıdır
Cilt Temizliği Nasıl Yapılmalıdır adlı makalemiz sitemiz Ayyu.NET üzerinden yayınlanmıştır. Merak ettiklerinizi yorum atarak sorabilirsiniz, sorularınıza en kısa sürede cevap verilecektir. Cilt Temizliği Nasıl Yapılmalıdır
Cilt Temizliği Nasıl Yapılmalıdır? Günümüzde gerek çevre kirliliği gerekse dış etkenlerin cildimize verdiği zararlar ortadadır. Cildimizi bu etkenlere karşı korumamız oldukça zordur bu yüzden günlük olarak temizlemek en sağlıklısıdır.
Cilt Temizliği Nasıl Yapılmalıdır
Cildimizi temizlemek için pek çok yöntem kullanabiliriz ancak en basiti ve en etkilisi yıkamaktır. Su yaşam boyunca hem vücudumuz için gereklidir hem de temizlenmek için en doğal kaynaktır. Cildimizi temizlemek için ilk yöntem olarak bol su ile yıkamayı söylemiştik. Cildimize en çok zarar veren etkenlerden bir tanesi de makyajdır. Kadınların vazgeçilmezi olan makyaj gece yatmadan önce kesinlikle temizlenmelidir.
Sabahtan akşama kadar makyaj tazelemek adına bir önceki makyajın üstüne tekrar makyaj yapılır ve böylece cilt üzerine tabaka olarak bir katman oturtulur. Bu katman iyice temizlenmez ise cildin nefes alması zorlaşır ve bazen de hiç nefes alamaz. Bu yüzden ilk olarak tabakalar silinmeli daha sonra bol su ve hijyenik temizleyiciler ile cildinizi temizlemeniz gerekir. Ancak bu temizleyicilerin cildinize zarar vermeyecek olmasından emin olmalısınız.
Cilt bakımı ürünlerinin tamamı cildimizi temizlerken zarar vermeye devam eder. Çünkü bu ürünlerin tamamı kimyasal içerir ve temizlerken yıpratır. Bu nedenle dışarıdan alınan kozmetik ürünlerinin tamamının sağlıklı üretilmiş olmasına özen göstermeliyiz. Eğer imkânımız varsa da kendimiz yapmalıyız. Ayrıca günümüzde teknoloji çok gelişmiştir ve bu gelişim internet ortamında doğal maske ve kremlerin tariflerini bulmanızı sağlamıştır.
Doğal maskelerin tamamı cildinizde ki kalıbı atarken siyah nokta ve sivilce gibi sorunlarınıza da çözüm olmaktadır. Son olarak cilt temizliğini gerçekleştiren besinler de bulunmaktadır. Cildimizi temizleyebilmek için düzenli olarak taze meyve ve sebze tüketebiliriz. C,E ve A vitamini içeren gıdaların tüketimi sağlıklı bir cildin yanında sağlıklı saçlara ve sağlıklı bir vücuda sahip olmanızı da sağlayacaktır.
  https://ayyu.net/cilt-temizligi-nasil-yapilmalidir/
0 notes