By Ilo Künst
0 notes
Ilo Künst
28 notes
·
View notes
Ilo Künst
12 notes
·
View notes
'Pain'. Ilo Künst.
49 notes
·
View notes
If you think this skeletal💀visage with soul-piercing👁️stare👁️by Ilo Künst is mesmerizing, just WAIT until you watch one of his process videos on YouTube. The words 'mad genius' immediately come to mind. https://www.youtube.com/channel/UCAdHqQoQ1c5yPfmETc0CHUQ 🖼️ARTWORK DETAILS🖼️ Title: "From Hell To Paradise" Artist: Ilo Künst Medium: Ballpoint pen (YES...pen!) on paper Dimensions: 30 x 36 cm Date: 2020 •••
posted on Instagram - https://instagr.am/p/CNWtBAErutD/
114 notes
·
View notes
Ben, Berke ve Bay Samsa
hayatın anlamı çıktı karşıma
sen diyor, beni yok sayıyormuşsun-
-hayırdır? diyor bana.
önce bir sigara yaktım
sonra anlamsızlıklar içerisinde kavrulmaya,
-hayata- atıldım, sigaram bitti
hayatın anlamı yok oldu.
düşünmek tek başınalığa ve kasvete aittir.
üstümde yine bir fransız entelektüelinin hüznü
kafamda binbir türlü sözcük ve
ellerimde kimsesizliğim ile
İstenmeyenler Garı’na yürüyorum.
bugün bir samsa böceği olarak uyansaydım
acaba ne zaman birileri fark ederdi
ya
da
edebilir miydi birisi?
ben, berke ve bay samsa
istenmeyenler garı’nın sonsuzuncu peronundayız,
bu iğrenç gezegende bizi isteyen kim varsa
öldürmeye gidiyoruz.
bay samsa kahrından
berke iğrençliğinden
ben nefretimden boğularak
öldük,
ve kim varsa bizim gibi olan, öldüreceğiz.
kamburu çıkmış onlarında bir çocuk
eğilmiş umut kırıntısı topluyor yerden.
eğilip yerden umut toplama çocuk!
ne insanlık bir kırıntıyı
ne hayat umut edilmeyi hak ediyor,
hepsini at yere çocuk at hepsini!
kahrında, iğrençliğinde ve nefretinde
boğulmak istemiyorsan
umut etmeyi kes çocuk, kes.
ben, berke ve bay samsa
dünyadaki üç anlamsız böcek toplanmış
insanlığı ayaklar altında ezmeye gidiyoruz
tütün ekspresinde istenmeyenler garı’ndan çıkmışız,
bay samsa kahrından
berke iğrençliğinden
ben nefretimden ölmüşüm,
ayıplananlar mezarlığına gömülmüşüz
mezar taşlarımızda “don’t try” yazıyormuş.
ben, berke ve bay samsa
birer böcek olarak uyandık şu iğrenç dünyaya
kahır, iğrençlik ve nefret saçmaktır
tek amacımız.
Tablo: Fck This Structure, Ilo Künst
4 notes
·
View notes
—by Ilo Künst
3 notes
·
View notes
Scared to Death
Every horror in his life that had crept through his dreams
Swept his mad laughter to terrified screams!
This week’s Halloween-themed moodboard is Scared to Death. The quote that’s inspired this series is from my favourite Tim Burton film, Vince, a short about a young boy and his fascination with the horror literature. I have to admit how much I enjoyed curating this one, and it took me to unchartered territories. I love that art can do that.
Artists featured on this series are Adam Riches, Andy Sciazko, ANIMVS, Anthony Rondinone, Benny Kusnoto, Ble, Daneil Art Turtlei, Dusty Ray, Guang Yang, Ilo Künst, Joan Lalucat, Kim Jakobsson, Lesle Kieu, Luis Perez Banus, Madziowa P, Matas Martinaitis, Micah Ulrich, Pablo I Prada, Pitch Canker and Sean Deloria Black Wolf.
Did Scared to Death chilled your spine?
If so, grab a notebook and start putting your ideas on paper. Or, if you know someone who could use some inspiration right now, share this moodboard with them.
5 notes
·
View notes
Ilo Künst
0 notes
"Yes, everything’s all right. Everything’s perfectly all right. But the problem is, It’s all wrong." --- Fernando Pessoa #Art by Ilo Künst #슈가 #SUGA #방탄소년단슈가 #MinYoongi #민윤기 #윤기 #Yoongi #SUGABTS #閔玧其 #ミンツヤ #ユンギ #シュガ #WhatYoonGiWantsYoonGiGets #GETWELLSOONYOONGI https://www.instagram.com/p/CISE8OYBJHq/?igshid=179ql2jylxzb7
0 notes
Ilo Künst
1 note
·
View note
Sefaletin Tohumu Bir Köpek
ay karanlık değil bu gece
herkes uyuyor
her şey uyuyor.
battaniyem bana sarılmadan uyuyamaz
sarıldık uyudu ben uyuyamadım,
şehvetli dört bacağıyla beraber
ayakta uyuyor masam ayakta,
rüzgârlar uyuyor akarken
karlar uyuyor düşerken uyanmıyorlar,
tüm insanlık neşe içinde mışıldıyor
güneş bile uyumuş,
ben içimde bitmek bilmeyen huzursuzluğumla ve
bir ağaç gibi dikili gözlerimle
uyuyan herkesi ve her şeyi izliyorum.
altımda eriyen bu aciz topraklardan
içimde insanlık nefretiyle
bir rüzgâr gibi akarak
bir kar gibi düşerek
bir su gibi uçarak
bir alev gibi parlayarak
yok olacağım,
bir daha var olmak istemiyorum
ne cehennemde, ne boşlukta.
yaşadığım yüzyıllar süresince gördüm ki
şu birbirinden aptal insanların
ebedi rahatlık ve istirahat için
yapmadıkları ibadet
inanmadıkları din kalmadı.
siz aptal insanların neyine istirahat
neyine ebedi zenginlik neyine ölümsüzlük?
inandığınız tanrı bile nefret ederken sizden
kendinizi ne sanıyorsunuz da başkalarını
imansızlıkla yargılıyorsunuz aptallığın dölleri sizi?
hiçbirinizde bir orospunun haysiyeti bile yokken
siz ne olduğunuzu sanıyorsunuz da benim haysiyetsiz olduğumu savunuyorsunuz?
tanrı’nın oğlu mu?
kutsal ruh mu?
peygamber çocuğu musunuz yoksa?
yalanlarla anlattığınız o peygamberiniz bile
sizden o kadar nefret etmişti ki tanrı ile beraber,
sizi cezalandırmak için
merhametten uzak dinler kurdular.
ancak göreceksiniz tüm bunların yalan olduğunu
gökyüzünün turunculaşıp
güneş’in doğmadığı ve
korkunuzdan melek olmaya çalıştığınız
o tüy kadar ince vakitte.
işte o zaman
içine ruhumun sığamadığı kocaman bedenim
güneş gibi parlayıp kaplayacak
tüm gök ve yeryüzünü,
topraklar havalanacak
sular buharlaşacak,
ve göğsümde bir sızıdır ki
yarık gibi açılacak
hiçbir toprak ve vücut parçası
sonsuzluğa fışkıran kanlarımdan kaçamayacak.
kanımla sevişen aptal insanlık
kalbinin en ücra köşesinde
şu sonsuz nefretimden bir kırıntı hissedecek,
kimisi kendini öldürecek.
kimisi abisini kesecek.
kimisi aklını yitirecek.
uzak diyarlardan tüm evrene
bir barut kokusu yayılacak ve,
kafamın bir tarafından girip
öteki tarafından çıkacak bir mermi parçası,
aynı eksende dönecek ve şu aciz bedenime tekrar girerek
kalbimin en orta yerinde
bir çığlıktır patlayacak.
kadavralaşmış beni gören tanıdıklarım
bakacaklardır öylece,
yabancılar kimden bu kadar nefret ettiğimi düşünecek
ama asla gerçeği göremeyeceklerdir,
canlı kalabilen tüm insanlıksa
içlerine bu nefreti sürgün eden tanrılara
bir ömür dolusu lanet sözler edecekler ama
bir aptaldır insanlık,
iman etmeyi sürdürecek
ama asla gerçeği göremeyeceklerdir.
Tablo: Tearing Away From Myself, Ilo Künst
3 notes
·
View notes
Akşamın Telvesi Boğazında
insan nasıl olur da...
bilmiyorum yine nasıl olur bir insan.
peygamberliğin hüküm sürdüğü şu dünyada
ben gibiler bilmez hiçbir şey.
sen gibiler biraz mutsuz yaşarken hoşnutluk dolu biricik hayatını ben hayatsız günlerime veda ediyorum her kendimi terk ettiğinde zihnim.
ve zihnim artık susmalısın diyorum, kes sesini yeter artık git uyu diyorum ama bana ne diyor biliyor musun? bilmiyorsun.
bazen bir martı katılır müziklere
bir martıdır hayatın en özgür hissedildiği an.
özgürlüğün hayatımıza tutsak olduğu gerçeğini kaç tane martı kabullenebilir esasen?
peki bir kağıt uçakla yarışan martı ne hissedebilir asgari?
saçma değil mi? anlıyorsun beni.
değil mi?
hâlâ iyiyim,
merakta kalma ben harika hissediyorum sensizliğini yaşayan gecenin ellerinde bir sağa bir sola çarparken akıllılığıma kapanış konuşmasına hazırlanan beynimin çürümüş duvarlarına,
ciğerlerim ölesiye nefret ederken benden son damlasına kadar emdiği şu soğuksuz nefeslerim neyine yetmiyor diyorum susamıyorum susuyorum kusmak istiyorum sensizliğimi, sessizliğimi.
ama son vaktimdi işte
hasret çalmıştı, yakmadan olmazdı.
Çizer: Ilo Künst
4 notes
·
View notes
Esaret İnkılapları
mutlu mu olmam gerek üzgün mü,
bilmiyorum.
özgür mü oldum yoksa tutsak mı,
bilmiyorum.
değişti birçok şeyler ama neler olduklarını bilmiyorum.
bir hayat yaşanıyor önümde
ben sadece izleyebiliyorum,
benim sadece canım yanıyor,
ben hissetmiyorum.
insan kendinin mahkûmuymuş,
diğer her şey, tüm pişmanlıklar
hepsi birer bahaneymiş,
bunu şimdilerde öğreniyorum.
alkol dostumuz değilmiş,
yerdeki terkedilmiş şişelerde yazıyordu okudum.
çöp kutularına atılmaya bile layık olmayan alkol şişeleri
bırakın da olmasın dostumuz,
eziyet ne gereksiz şey!
ben de şişeler gibi terk edildim
ve ben de yalnız kaldım bir çöp kutusu gibi,
kimseye dönmeden yüzümü
yaşadım aylarca yapayalnız.
geri döndüm sonra, “zor zamanlardı”
diyorum o zamanlarıma, yanılmışım sanırım.
geri başlayınca hayatıma,
her şey yolunda olacak zannediyordum.
o “zor” zamanlarımda
yalnız olmamanın hayat olduğunu sanıyordum.
meğerse
şu hayatta yapması en tatlı şey,
bir şeylerin olacağını zannetmekmiş
bunu şimdilerde öğreniyorum.
Çizer: Ilo Künst
5 notes
·
View notes
Sessizliktir İnsanı Öldüren Başkaları Değil
yaşıyorum sessizce, yaşıyoruz sessizce.
ne aynada gördüğüm gözlerimin suskun
çaresizliğinin kenarından sarkıyorum,
ne de atıyor kendini aşağıya içimden birileri.
mutlu değil hiçbirim, öyleymiş gibi davransak da.
lakin ne demiştim, mutsuz da değiliz, değiliz.
kafamdaki varolmamışlıkla anlaşıyoruz bir süredir,
daha çok ben onu anlıyorum, o beni görmüyor.
o kimseyi sevmiyor, o kendisini düşünüyor sadece,
o mutlu.
ben değilim.
o her bir şeyi çözmüş, o akışına bırakmış hayatını,
o kötü.
ben değilim.
tüm bu varolmamışlığın, tüm bu mutlu sevecenliğin
bir ikizi olmalıydı, tıpkı bir-
tıpkı yin ile yang gibi ! tüm bu varolmamışlığın içinde,
varolmuş ve yok olmamış bir şey var:
adı, karanlığım. ben koydum.
karanlığım arazinin sahibidir düşündüğüm günden beri,
esasında düşündüğüm günden beri ben bir hiçim,
çünkü karanlığımın içinde bir hiçlik,
varolmamışlığın içinde bir karanlık vardır.
ama onunla hiç anlaşamıyoruz,
ama o beni hep öldürüyor
ben onun için bir ölüyüm hep.
bir gün yanımda gözlerinizi kapatırsanız,
varolmamış morluklarımı hissedebilirsiniz.
karanlığım,
o çok düşünüyor, o bir cehennem hayatı yaşıyor,
o esen.
ben değilim.
o başkaları için yaşıyor, o herkese mütevazı davranıyor,
o mutsuz.
ben değilim.
dayanamıyor bazen ruhum ceketini çekip sırtına
bakakaldığım uzaklara doğru adımlıyor,
bense cehennemime dönüyorum.
işte bu vakitler içim, toprak toprak kan
avuç avuç kalp cesediyle örtülüyor.
bir savaştır dünyada 10 saniye
meydanda 10 yıl süregelen,
içimi kemiriyor darbeler,
kalbim savaştan kolsuz dönmüş bir gazi.
karanlığım bir gün öldürecek sevecen beni,
işte o zaman karanlığımın hiçliğinde kaybolacağım
bir daha asla bulunmamak üzere.
Çizer: Ilo Künst
4 notes
·
View notes
Kendimi Çizerken Kalemim Kırılırsa
Kasım’da bir başkasıyım.
İçimde kalabalık bir yalnızlık duygusu kol geziyor,
Eziyor yüzümü meteliksiz kardan adamlar,
kaldırımlar ağlıyor vurma derken, geçen yollar
adımlar, kadınlar, sokaklar ve adamlar
Eziliyor birer birer tabanımın altında.
Yolun şerefsizliği tuttu
Bir ışıktır yolumu aydınlatan
onu da kendine benzetiyor
yılan gibi kıvrılıyor altımda.
Kasım’da bir başkasıydım,
bugün benim, yarın da bensem
sonraki gün kimim?
Nikbinken bir başkasıyım.
Meteliksiz dediğim adamlar yanağımı sıkıyor
Bir adam bağırıyor kafamda, belki kadındır.
Ses etmeden ve ağlatmadan yolları alıyorum.
Dışarıda bir adam bağırıyor bana
tanıdık bir ses.
Çizer: Ilo Künst
4 notes
·
View notes