Tumgik
#Indigo çocuk belirtileri
ruhsalseyler · 2 months
Text
İndigo Çocuk Nasıl Anlaşılır?
0 notes
olmakihtimali · 4 years
Text
Yeni insan ırkı(!)
Tumblr media Tumblr media
“Kristal” denilince gümüşlüğe dizdiğimiz kristal takımlar, yada “indigo” denilince aklımıza sadece eşarp renkleri geliyordu..
Öyle değil mi?
Hiç tasavvur edebilir miydik bu kavramların yeni bir insan ırkına ait olacağını?
Ne sandık ki sahi?
Bill Gates hep Afrika ile uğraşacak, Amerika sadece ortadoğuyu vuracak, İsrail sürekli Kudüs’ü işgal edecek bize dokunmayan yılan hep biiiiin yaşayacak!
Oysa bugün biyolojik olarak öyle bir yerdeyiz ki; inanın çekip alnımızdan vursalar belki daha iyiydi..
Bugün “Fıtrat savaşı” veriyoruz bizler..
Allah bizi nasıl yarattı ise, öyle kalabilmek adınadır verdiğimiz tüm mücadele.
Yoksa firavunlukta gözümüz yok ki hiç başımız ağrımasın türünden bir sağlık isteyelim..
Yada toprak Rasulullah’ın üzerine atılmışken, daha uzun ömürlü olalım diye sakınmıyoruz kimyasallardan kendimizi ve ehlimizi..
Ne için peki bunca uğraş?
Bizler bugün tek bir şeyin bedelini ödüyoruz.
“Allah Rasulu ve Ashabının ciddiye aldığı kadar Deccali ciddiye almadık, almıyoruz!”
Ne bu rahatlık?
Asıl Peygamber ve ashabı demeli değiller miydi;
-Ya İslam daha yeni geldi, ne deccali? Ne kıyameti? Daha bir sürü alamet var bizi mi bulacak Deccal!
Demediler!
Aksine her namazlarında Deccal ve fitnelerinden Allaha sığındılar.
Ya biz?
Sanki bunca uyarı bize gelmemiş, bunca tuzak bize kurulmamış, ahir zaman ümmeti değilmişiz gibi herşeyden habersiz yaşıyoruz.
Önümüze ne koysalar sazan misali atlıyoruz.
Ne vaad etseler mucize geliyor inanıyoruz.
Bizler senelerdir;
-İnsanların fıtratlarıyla oynuyorlar, ekini ve nesli ifsad ettiler, doğacak çocuklar normal insan fıtratında olmayacaklar! Diye haykırdıkça sesimiz duyulmadı, umursanmadı.
Dünyanın nüfusu azaltılıyor dedikce “komplo bunlar” dendi..
Çocuklarımız değişiyor dedikçe “çamaşır susuz temizlik, margarinsiz kurabiye olmaz” dendi..
Sonuç?
Gerçekten hasta bir nesil.. Hem bedenen, hem ruhen hasta bir nesil..
Nasıl ki bunca savurganlığımız doğayı, suyu, havayı mahvetti ve hiçbirşeyi geri alamıyoruz, işte bu umursamazlığımızda evlatlarımızı mahvediyor ve biz hala uyuyoruz.
Konuyu daha iyi anlayasınız diye bu izahlarda bulundum.
Mevzumuza gelecek olursak;
İnanın ne yaptılar, nasıl yaptılar bilmiyorum. Ancak bugün millet, din, ırk ayrımı yapmadan bu ifsadı herkes üzerinde gerçekleştirdiler. Hemde mucize ve çok güzel bir durummuş gibi lanse ederek..
Hatta öyle ki “bizim kristal ve indigo hafızlarımız vaaar” diye övünen kadınlar görüyor, acı bir tebessümle idraksizliklerine yanıyorum.
Bugün “kristal, indigo, gökkuşağı, melek çocuklar” ismini verdikleri ve kendilerininde normal insan formunda olmadığını kabul ettikleri türden bir nesil geldi.
İlk olarak indigolar doğmaya başladı. Neden indigo adı verildi?
Her insanın letaifleri yani bilimsel lisan ile Auraları vardır.
Bunu ilimsel olarak zaten biliyorduk peki bilim nasıl kabul etti derseniz;
1939 yılında Sovyet Bilim Adamı olan Semyon Kirlian’ın icadı ile “Kirlian fotoğrafçılığı” ortaya çıkmıştır.
Bu icad ile insanların letaif yani auralarının fotoğrafları çekilebilmiştir.
Her insanda 7 renk aura keşfedilmiştir.
Bunun manevi bir hal olduğu ise; canlı bir yaprağın aurasının resmini çekiyorlar ve daha sonra bu yaprağı koparıyorlar.
Aurada çok açık bir değişme görülüyor ve yaprak kurudukça aura yavaş yavaş kayboluyor. Buna bilimde “hayalet yaprak etkisi” (phantom leaf effect) ismini verip İslam’daki letaifleri bir nevi bilimselde ispatlamış oldular.
Her fıtrat sahibi insanda 7 renk aura olması gerekirken bu insan türlerinde sadece 1 adet var.
Oda fıtri bir şekilde değil.
Bilimsel olarak tespit edildiğine göre indigo ve kristal insanların sadece iki kaşlarının ortasındaki letaiflerinden yani 3. Göz çakralarından “indigo” rengi bir ışık saçılıyor.
Indigo rengi dünya varlıklarının auralarında yoktur!
Ve bundan da başka letaifleri yok..
Kristal çocukların ise aynı şekilde sadece pastel kırmızı tonlarda ışık saçılıyor buda sadece hayvanlarda mevcut..
Bu sebeple duyarsız, itaat eden, boyun eğen, uyumlu, hissiz, donuk bakışlı, mimikleri enteresan bir yapıda olduklarını farkedersiniz.
Bir diğer farklılıkları ise DNA yapıları..
Normal bir insanın dna sarmalları çifttir.
Ancak bu insanların 12 sarmalları vardır.
Bunu ilk dile getiren genetikçi Dr. Berranda Fox;
“İnsanları 12 sarmallı DNA’lar ile mutasyona uğratacaklarını” itiraf etmiştir.
Peki sonra ne oldu?
Dr. Fox’un “araştırmaları” internette yaygın olarak paylaşılmışsa da, bu araştırmacının bir sahtekar olduğunu savunanlar, dava açıp kliniğini kapattırdılar.
Ama bugün onun doğru söylediği artık reddedilemez bir gerçektir.
Bugün “filozof” diye adlandırılan ama aslında kristal çocuk olan Atakan’ın videosu yayınlanmasaydı bu gerçeklerden binlerce kişi hala habersiz yaşayacaktı..
Neden patladı birden bire ve bir günde tüm medya organları üşüştü bu garip bakışlı çocuğun başına?
Oysa yaptığı tek şey yaşına uygun olmayan materyalist kitaplar okumaktı.
Başka?
4 yaşında Kuran hafızları, 7 yaşında Buhari ve Müslim hafızları da var bu ülkede oysa?
Neden bu çocuk?
Çünkü dahi olarak lanse edilip peşine kristal olduğu vurgulandı..
Medya ne vakit hayrlı bir iş için uğraşmış ki bugün bunu yapacak?
Neden kanıyoruz herşeye?
Belki yüzlerce anne benim çocuğumda kristal, indigo olsun diye çocuğunun genleriyle oynatacak ben buna eminim!
Her olan biten bizim hayrımıza değil neden bunu anlamıyoruz ısrarla?
İnsana enerjide, ilhamda iki kanaldan gelir.
Bu ya Rahmanidir ya şeytani.
Bugün vaad edip gerçekleştirdikleri bir program var Matrix filmindeki gibi.
İnsanın beynine bir program yüklüyorlar ve 1-2 haftada çatır çatır ingilizce konuşuyor.
Bu şeytani olandır çünkü bilinçaltına müdahale ettiriyorsun sana nasıl bir enerji yolladılar bilmiyorsun ingilizce programını yükleyen başka neler yükleyecek yada bilinçaltından neler silecek bilmiyorsun!
Oysa Yahudiler Rasulullahı yanlış bilgilendirmesin diye tam 15 günde İbranice öğrenen sahabelerde geçti bu dünyadan. İste bu Rahmani olandı!
Allahın yardımıyla olandı, davası için çırpınana bahşedilendi.
Yada daha günümüzden bir örnek verecek olursak bugün aynı programın beyine yüklenmesiyle bir anda karete ustası yada çok ağır halter kaldıran insana dönüşüyorlar. Bu şeytani olandır.
Rahmani olanı Çanakkalede Seyyid Onbaşının Ya Allah deyip kaldırdığı gülle ile gördü atalarımız.
Şimdi bu çocuğa gelecek olursak konuştuklarını analiz edin..
Bu yaşta Evrim teorisinden bahsedip;
-İnsan topraktan yaratılmadı. Tek hücreli varlıklardan evrim sürecinde oluştu diyor..
Yani bu nedir? Bunun Rahmani bir tarafı var mı?
Kristal ve indigo çocukların rehberleri şöyle diyorlar;
-Bu insanların amaçları; Eski medeniyetleri, örfleri, kanunları, eğitim sistemini yıkıp kendi sistemlerini kurmaktır.
Bugün dinlediğimiz çocuk ne dedi?
-Eğitim sistemini düzelttikten sonra adalete yön vereceğim! Pardon, yön vereceğiz.. diye büyük büyük iddialarını savurdu.
Biyolog Dr Aidin Salih bu konu hakkında;
-Ben onların Deccalin askeri olacağını düşünüyorum. Zaten onlarda bunu saklamıyor ki.. “Bizler hükümetin başına geçeceğiz, bütün kuvvetleri ele alacağız” diyorlar. Demiştir.
Peki dahası?
Yine bu çocukların rehberleri şöyle derler;
-Kristal ve indigo çocuklar şifacıdır. Dokundukları yeri iyileştirebilirler.
Bugün dinlediğimiz çocuk ne dedi?
-Ben bugün çözülmeyen hastalıklara çare bulacağım.Down sendromu, otizm, şizofreni hastalıklarını iyileştireceğim!
Biyolog Dr Aidin Salih bu konu hakkında;
-Onlar, şifacı olup sizi iyileştireceklerini söyleyecekler. Bütün hastalıkları tedavi edeceklerini söyleyecekler. Onların gözlerine baktığınızda hemen anlarsınız! Sizi göz temasları ile etki altına alabilirler.
Yine onların rehberleri;
-Onlar yıldızların çocuklarıdır. 5 boyutlu bir dünyadan geliyorlar. İnsanların ve bebeklerin bedenlerine yerleşiyorlar. Onlar bu kötü düzene karşı savaş açacaklar..
İndigo olanlar savaşarak tüm kötülükleri temizleyecekler dünyadan ve onlar güvenli bir dünya bırakacaklar.. diyorlar..
Şimdi bu durum bize ütopik gelebilir.
Bende size derim ki hiç rukye videosu izlediniz mi?
Metafizik varlıkların insan bedenini kullandıkları ve hatta onları yönlendirip kendilerinin onların ağzından konuştuğu artık kimseye kapalı bir mesele değildir..
Durum bu kardeşler.
“Onlar insanların bedenlerini kullanıyorlar. Bu çocuklardan uzak durun. Siz onlara hiçbirşey yaptıramazsınız, ama onlar size herşey yaptırırlar. Onlar hakkında konuşmak çok tehlikelidir. Allah sizi büyük bir toplantıda onların hakkında konuşmaktan korusun. Çünkü onlar heryerdeler ve size saldırırlar. İstanbul’da çok belirtileri var.
(Aidin Salih-02.03.2013)
Aradan geçen 7 sene sonrasında İslam hekimesi Aidin Salih’in ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük
Ancak Mümin ferasetiyle bakanlar hemen anlarlar ve çok rahatsızlık duyarlar bu insanlardan..
Fiziki yapıları, gözleri ve bakışları asla normal değildir.
Özellikle bahsettigi konulara bir dikkat edin.
“İnsanlıgın kurtuluşu, adalet sağlamak, ahlak” gibi konuları anlatarak bize New Age tarikatların söylemlerini bariz söylüyor..
Ancak her şeye bilmeden atlayan ve sonra “aaa pardon” demeye alışmış ülkem icin bu insanlar malesefki baştacı yapılacak..
Ülkemizde ve dünyada durumu anlatabilen sayılı insanlar var..
Ancak fıtrat sahibi, Müslüman basiretiyle bakanlar anlayabilir.. Kalpleri rahatsız olur..
Rabbim bizi ve neslimizi korusun.. Umarım “Sade hayat imandandır” buyurarak bizleri sade olmaya sevk eden Peygamberimizi bir nebze anlarız..
Avuçlarınıza bol bol okuyup yavrularınızı mesh edin, sünnetullaha yapışın, farzları terk etmeyin, bol bol zikir ve dua edin bizleri muhafaza edecek başka birsey yoktur..
Dualaşalım..
Yağmur İbiç/19.02.2020
166 notes · View notes
name-ihumayun · 4 years
Photo
Tumblr media
KRİSTAL VE İNDİGO ÇOCUKLAR "Kristal" denilince gümüşlüğe dizdiğimiz kristal takımlar, yada "indigo" denilince aklımıza sadece eşarp renkleri geliyordu.. Öyle değil mi? Hiç tasavvur edebilir miydik bu kavramların yeni bir insan ırkına ait olacağını? Ne sandık ki sahi? Bill Gates hep Afrika ile uğraşacak, Amerika sadece ortadoğuyu vuracak, İsrail sürekli Kudüs'ü işgal edecek bize dokunmayan yılan hep biiiiin yaşayacak! Oysa bugün biyolojik olarak öyle bir yerdeyiz ki; inanın çekip alnımızdan vursalar belki daha iyiydi.. Bugün "Fıtrat savaşı" veriyoruz bizler.. Allah bizi nasıl yarattı ise, öyle kalabilmek adınadır verdiğimiz tüm mücadele. Yoksa firavunlukta gözümüz yok ki hiç başımız ağrımasın türünden bir sağlık isteyelim.. Yada toprak Rasulullah'ın üzerine atılmışken, daha uzun ömürlü olalım diye sakınmıyoruz kimyasallardan kendimizi ve ehlimizi.. Ne için peki bunca uğraş? Bizler bugün tek bir şeyin bedelini ödüyoruz. "Allah Rasulu ve Ashabının ciddiye aldığı kadar Deccali ciddiye almadık, almıyoruz!" Ne bu rahatlık? Asıl Peygamber ve ashabı demeli değiller miydi; -Ya İslam daha yeni geldi, ne deccali? Ne kıyameti? Daha bir sürü alamet var bizi mi bulacak Deccal! Demediler! Aksine her namazlarında Deccal ve fitnelerinden Allaha sığındılar. Ya biz? Sanki bunca uyarı bize gelmemiş, bunca tuzak bize kurulmamış, ahir zaman ümmeti değilmişiz gibi herşeyden habersiz yaşıyoruz. Önümüze ne koysalar sazan misali atlıyoruz. Ne vaad etseler mucize geliyor inanıyoruz. Bizler senelerdir; -İnsanların fıtratlarıyla oynuyorlar, ekini ve nesli ifsad ettiler, doğacak çocuklar normal insan fıtratında olmayacaklar! Diye haykırdıkça sesimiz duyulmadı, umursanmadı. Dünyanın nüfusu azaltılıyor dedikce "komplo bunlar" dendi.. Çocuklarımız değişiyor dedikçe "çamaşır susuz temizlik, margarinsiz kurabiye olmaz" dendi.. Sonuç? Gerçekten hasta bir nesil.. Hem bedenen, hem ruhen hasta bir nesil.. Nasıl ki bunca savurganlığımız doğayı, suyu, havayı mahvetti ve hiçbirşeyi geri alamıyoruz, işte bu umursamazlığımızda evlatlarımızı mahvediyor ve biz hala uyuyoruz. Konuyu daha iyi anlayasınız diye bu izahlarda bulundum. Mevzumuza gelecek olursak; İnanın ne yaptılar, nasıl yaptılar bilmiyorum. Ancak bugün millet, din, ırk ayrımı yapmadan bu ifsadı herkes üzerinde gerçekleştirdiler. Hemde mucize ve çok güzel bir durummuş gibi lanse ederek.. Hatta öyle ki "bizim kristal ve indigo hafızlarımız vaaar" diye övünen kadınlar görüyor, acı bir tebessümle idraksizliklerine yanıyorum. Bugün "kristal, indigo, gökkuşağı, melek çocuklar" ismini verdikleri ve kendilerininde normal insan formunda olmadığını kabul ettikleri türden bir nesil geldi. İlk olarak indigolar doğmaya başladı. Neden indigo adı verildi? Her insanın letaifleri yani bilimsel lisan ile Auraları vardır. Bunu ilimsel olarak zaten biliyorduk peki bilim nasıl kabul etti derseniz; 1939 yılında Sovyet Bilim Adamı olan Semyon Kirlian'ın icadı ile "Kirlian fotoğrafçılığı" ortaya çıkmıştır. Bu icad ile insanların letaif yani auralarının fotoğrafları çekilebilmiştir. Her insanda 7 renk aura keşfedilmiştir. Bunun manevi bir hal olduğu ise; canlı bir yaprağın aurasının resmini çekiyorlar ve daha sonra bu yaprağı koparıyorlar. Aurada çok açık bir değişme görülüyor ve yaprak kurudukça aura yavaş yavaş kayboluyor. Buna bilimde "hayalet yaprak etkisi" (phantom leaf effect) ismini verip İslam'daki letaifleri bir nevi bilimselde ispatlamış oldular. Her fıtrat sahibi insanda 7 renk aura olması gerekirken bu insan türlerinde sadece 1 adet var. Oda fıtri bir şekilde değil. Bilimsel olarak tespit edildiğine göre indigo ve kristal insanların sadece iki kaşlarının ortasındaki letaiflerinden yani 3. Göz çakralarından "indigo" rengi bir ışık saçılıyor. Indigo rengi dünya varlıklarının auralarında yoktur! Ve bundan da başka letaifleri yok.. Kristal çocukların ise aynı şekilde sadece pastel kırmızı tonlarda ışık saçılıyor buda sadece hayvanlarda mevcut.. Bu sebeple duyarsız, itaat eden, boyun eğen, uyumlu, hissiz, donuk bakışlı, mimikleri enteresan bir yapıda olduklarını farkedersiniz. Bir diğer farklılıkları ise DNA yapıları.. Normal bir insanın dna sarmalları çifttir. Ancak bu insanların 12 sarmalları vardır. Bunu ilk dile getiren genetikçi Dr. Berranda Fox; "İnsanları 12 sarmallı DNA'lar ile mutasyona uğratacaklarını" itiraf etmiştir. Peki sonra ne oldu? Dr. Fox'un "araştırmaları" internette yaygın olarak paylaşılmışsa da, bu araştırmacının bir sahtekar olduğunu savunanlar, dava açıp kliniğini kapattırdılar. Ama bugün onun doğru söylediği artık reddedilemez bir gerçektir. Bugün "filozof" diye adlandırılan ama aslında kristal çocuk olan Atakan'ın videosu yayınlanmasaydı bu gerçeklerden binlerce kişi hala habersiz yaşayacaktı.. Neden patladı birden bire ve bir günde tüm medya organları üşüştü bu garip bakışlı çocuğun başına? Oysa yaptığı tek şey yaşına uygun olmayan materyalist kitaplar okumaktı. Başka? 4 yaşında Kuran hafızları, 7 yaşında Buhari ve Müslim hafızları da var bu ülkede oysa? Neden bu çocuk? Çünkü dahi olarak lanse edilip peşine kristal olduğu vurgulandı.. Medya ne vakit hayrlı bir iş için uğraşmış ki bugün bunu yapacak? Neden kanıyoruz herşeye? Belki yüzlerce anne benim çocuğumda kristal, indigo olsun diye çocuğunun genleriyle oynatacak ben buna eminim! Her olan biten bizim hayrımıza değil neden bunu anlamıyoruz ısrarla? İnsana enerjide, ilhamda iki kanaldan gelir. Bu ya Rahmanidir ya şeytani. Bugün vaad edip gerçekleştirdikleri bir program var Matrix filmindeki gibi. İnsanın beynine bir program yüklüyorlar ve 1-2 haftada çatır çatır ingilizce konuşuyor. Bu şeytani olandır çünkü bilinçaltına müdahale ettiriyorsun sana nasıl bir enerji yolladılar bilmiyorsun ingilizce programını yükleyen başka neler yükleyecek yada bilinçaltından neler silecek bilmiyorsun! Oysa Yahudiler Rasulullahı yanlış bilgilendirmesin diye tam 15 günde İbranice öğrenen sahabelerde geçti bu dünyadan. İste bu Rahmani olandı! Allahın yardımıyla olandı, davası için çırpınana bahşedilendi. Yada daha günümüzden bir örnek verecek olursak bugün aynı programın beyine yüklenmesiyle bir anda karete ustası yada çok ağır halter kaldıran insana dönüşüyorlar. Bu şeytani olandır. Rahmani olanı Çanakkalede Seyyid Onbaşının Ya Allah deyip kaldırdığı gülle ile gördü atalarımız. Şimdi bu çocuğa gelecek olursak konuştuklarını analiz edin.. Bu yaşta Evrim teorisinden bahsedip; -İnsan topraktan yaratılmadı. Tek hücreli varlıklardan evrim sürecinde oluştu diyor.. Yani bu nedir? Bunun Rahmani bir tarafı var mı? Kristal ve indigo çocukların rehberleri şöyle diyorlar; -Bu insanların amaçları; Eski medeniyetleri, örfleri, kanunları, eğitim sistemini yıkıp kendi sistemlerini kurmaktır. Bugün dinlediğimiz çocuk ne dedi? -Eğitim sistemini düzelttikten sonra adalete yön vereceğim! Pardon, yön vereceğiz.. diye büyük büyük iddialarını savurdu. Biyolog Dr Aidin Salih bu konu hakkında; -Ben onların Deccalin askeri olacağını düşünüyorum. Zaten onlarda bunu saklamıyor ki.. "Bizler hükümetin başına geçeceğiz, bütün kuvvetleri ele alacağız" diyorlar. Demiştir. Peki dahası? Yine bu çocukların rehberleri şöyle derler; -Kristal ve indigo çocuklar şifacıdır. Dokundukları yeri iyileştirebilirler. Bugün dinlediğimiz çocuk ne dedi? -Ben bugün çözülmeyen hastalıklara çare bulacağım.Down sendromu, otizm, şizofreni hastalıklarını iyileştireceğim! Biyolog Dr Aidin Salih bu konu hakkında; -Onlar, şifacı olup sizi iyileştireceklerini söyleyecekler. Bütün hastalıkları tedavi edeceklerini söyleyecekler. Onların gözlerine baktığınızda hemen anlarsınız! Sizi göz temasları ile etki altına alabilirler. Yine onların rehberleri; -Onlar yıldızların çocuklarıdır. 5 boyutlu bir dünyadan geliyorlar. İnsanların ve bebeklerin bedenlerine yerleşiyorlar. Onlar bu kötü düzene karşı savaş açacaklar.. İndigo olanlar savaşarak tüm kötülükleri temizleyecekler dünyadan ve onlar güvenli bir dünya bırakacaklar.. diyorlar.. Şimdi bu durum bize ütopik gelebilir. Bende size derim ki hiç rukye videosu izlediniz mi? Metafizik varlıkların insan bedenini kullandıkları ve hatta onları yönlendirip kendilerinin onların ağzından konuştuğu artık kimseye kapalı bir mesele değildir.. Durum bu kardeşler. "Onlar insanların bedenlerini kullanıyorlar. Bu çocuklardan uzak durun. Siz onlara hiçbirşey yaptıramazsınız, ama onlar size herşey yaptırırlar. Onlar hakkında konuşmak çok tehlikelidir. Allah sizi büyük bir toplantıda onların hakkında konuşmaktan korusun. Çünkü onlar heryerdeler ve size saldırırlar. İstanbul'da çok belirtileri var. (Aidin Salih-02.03.2013) Aradan geçen 7 sene sonrasında İslam hekimesi Aidin Salih'in ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük Ancak Mümin ferasetiyle bakanlar hemen anlarlar ve çok rahatsızlık duyarlar bu insanlardan.. Fiziki yapıları, gözleri ve bakışları asla normal değildir. Özellikle bahsettigi konulara bir dikkat edin. "İnsanlıgın kurtuluşu, adalet sağlamak, ahlak" gibi konuları anlatarak bize New Age tarikatların söylemlerini bariz söylüyor.. Ancak her şeye bilmeden atlayan ve sonra "aaa pardon" demeye alışmış ülkem icin bu insanlar malesefki baştacı yapılacak.. Ülkemizde ve dünyada durumu anlatabilen sayılı insanlar var.. Ancak fıtrat sahibi, Müslüman basiretiyle bakanlar anlayabilir.. Kalpleri rahatsız olur.. Rabbim bizi ve neslimizi korusun.. Umarım "Sade hayat imandandır" buyurarak bizleri sade olmaya sevk eden Peygamberimizi bir nebze anlarız.. Avuçlarınıza bol bol okuyup yavrularınızı mesh edin, sünnetullaha yapışın, farzları terk etmeyin, bol bol zikir ve dua edin bizleri muhafaza edecek başka birsey yoktur.. Dualaşalım.. Yağmur İbiç/19.02.2020
62 notes · View notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını art��rdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
ruhsalseyler · 2 months
Text
İndigo Nedir?
0 notes
ruhsalseyler · 3 months
Text
Gökkuşağı Çocukları
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
BAPTİSYA Çok Yıllık 0,6-1,2m 5-7 Aylar Ca,Ho,Na Kökü Hafif Zehirli Baptisya, Wilder Indiyo, Baptisia tinctoria L. Sarı Baptisia Syn:Sophora tinctoria L. Amerika Çiviti Dodalyria tinctoria L. Yabani Çivit Familyası: Baklagillerden, Schmetkelingsblütler, Leguminosae Drugları: Baptisiya kökü: Baptisiae tinctoriae radix Baptisya kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, çayını yaparken tarife kesinlikle uyulmalıdır.  Giriş: Çivit adı altında birbirinden çok farklı hem boya maddesi, hem de şifalı madde elde etmek için üç ayrı bitki grubunu burada inceleyeceğiz. Bunlardan Baptisya diğerlerine Bitkisel tedavide daha çok kullanıldığı için ve de etkili olduğu için öncelikle onu ele alacağız. Baptisya ABD ve Güney Kanada da yetiştiğinden Amerika çiviti diye de anılır. Baptisya baklagillerin alt grubunu bir kolu olan Baptisyagillerden olup bu gruba 30 bitki dahildir. Bunlardan bazıları Beyaz Baptisya; B.alba; beyaz çiçekli olması nedeni ile bu isimle anılır. Mavi baptisya; N. Australis, çiçekleri mavi, Sarı baptisya; B. Tinctoria, çiçekleri sarı renkli ve büyük Baptisya; B. Lactea diğerlerine göre oldukça büyüktür. Bu dört türün haricinde daha 26 tür mevcuttur. Fakat bunlar pek tıbbi maksatla kullanılmazlar. Baptisya eski yunanca Bapto ve tinctoria Latince tingere kelimelerinden türemiş olup boyama anlamına gelir. Yıllarca süren araştırmalarımda maalesef Sarı baptisya bulmadım ve ilk defa Mavi baptisyanın Levhasını Mart 1997 de gördüm ve sürekli takip ederek çiçek açma zamanında fotoğraflarını çektim. Sarı baptisyayı 2007 de buldum. Botanik: Genellikle kümeler halinde bir arada 60-120cm boyundaki sürgünlerde oluşur ve gövde 1-3cm kalınlığında, yuvarlak, tüysüz, sıkça çatallaşır ve esmerimsi yeşil renktedir. Yaprakları üçlü olup kısa bir sap üzerinde uçları bel geri kısımları mızrak şeklinde kenarları bütün ma¬vimsi yeşil renkte ve de yaprak sapının dibinde iki adet ince mızrak şeklin¬de küçük yan yaprakçıklara sahiptir. Çiçek salkımları 15-30cm uzunluğundaki demetler şeklinde olup bu sap üzerine değişken şekilde kelebek çiçekleri dizilmiştir. Çiçeklerin taç yaprakları 10-15mm büyük¬lüğünde sarı renkli üst yaprağı iki loplu geri doğru ve alttaki taç yaprakları topluca bir arada adeta döllenme tozluğun korurlar. Kupa yaprakları 3-6mm büyüklüğünde ve açık yeşil renktedir. Kökleri ana ve yan köklerden meydana gelir. Ana kök yumru şeklinde olup yan kökleri 7-15mm kalınlığında 10-20cm uzunluğunda ve silindir şeklindedir. Köklerin dış kabuğu esmerden siyaha kadar renk tonlarını taşıyabilir ve içi sarımsı beyazdır. Çiçekleri solduktan sonra oluşan Kapçıklar (Kap¬süller) önce açık yeşil sonra olgunlaşınca mavimsi siyah bir renk alır ve içinde 1-2mm büyüklüğünde esmer veya mavimsi siyah 10-30 adet tohum bulunur. Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup özene ihtiyaç duymaz. Baptisya tohumları Şubat ve Mart aylarında kasa, yastık, sera veya saksılara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki kumlu, taşlı ve kuru toprakları sever Almanya’nın soğuk sayılabilen Frankfurt şehrinde yetişebilen bitkiyi Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirmek mümkündür. Mavi baptisya sarı baptisya ya göre daha dayanıklı olup daha kolay yetiştirilebilir. Hasat Zamanı: Sonbaharda kökleri söküldükten sonra yıkanır şerit şeklinde (kalın olan Ana kök) ortadan kesilir, kurutulur ve özel porselen kaplarda muhafaza edilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Birleşimi: Baptisya kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırlayabiliriz. a) İzoflovon türevleri %7-10 arasında olup en önemlileri; Baptisin (=Baptigenindirhamnosid) %80-85 Pseudobaptisin (=Pseudobaptigeninhamnoglukosit) %10-15 ve Trifolirhizin (=Maachhiainglikosid) %3-5 içerir ve ayrıca az miktarda Baptigenin (=7,3, 4,5- Tetrahidroksiizoflovon), Psudobaptigenin (=7-Hidroksi-3;4-metilenoksid-izoflovon) ve Formonelin içerir. b) Chinolizidinalkoloit türevleri %0,2 oranında olup bununda %80’ini Cystisin (Süpürge otuna bak), (+)-Spartein, Metilcytisin, N-Formylcystisin, Anagyrin ve Asetoksianagyrin içerir. c) Ayrıca Polisakkaridler ve Glykoproteinler içerir. Tesir şekli: Savunma sistemini kuvvetlendirici, antiseptik (Mikropları öldürücü), antibakteriel, antiflogistik (iltihapları önleyici), dezenfekte edi¬ci ve ateş düşürücüdür. Kullanılması:  a) Araştırılmalara göre akut ve kronik nefes yolları enfek-siyonlarında; Grip, bademcik iltihaplanması (tonsilitis), orta kulak ilti-haplanması (otitis media), sinüzit, yutak iltihaplanması (franjit), uçuk, üşütme ve deri enfeksiyonuna karşı ev immun sistemini (savunma) sistemini kuvvetlendirici olarak kullanılır. b) Homeopatide nefes darlığı (=nefes alamama hissi), tonsilit (bademcik iltihaplanması), franjit, grip, dizanteri, ishal ve pis kokulu ağız içi yara-larına karşı kullanılır. c) Halk arasında; Enfeksiyon hastalıklarından: Grip, bademcik iltihap-lanması, difteri (=kuş palazı), sıtma, kızılcık, yutak iltihaplanması (faran-jit), enteritis (ince bağırsak iltihaplanması) ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı ve de ateşi düşürmek için kullanılır. Çay: İnce kıyılmış baptisya kökünden yarım kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek, 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir. Araştırmalar: Hahnemannin (1850) yaptığı klasik araştırmaları, 1956’ da Hochstetter ve Juliet’in, 1985’de Besucher ve Kopanski’nin araştırmaları takip etmiş ve nihayet en büyük araştırma Mart-Nisan 1997 yapılmıştır. 1) Hochstetter ve Juliet’in yaptıkları araştırmalarda Baptisya kökünün kandaki Lenfozitleri artırdığı ve böylece vücut savınma sisteminin enfeksiyonu yendiğini belgelemişlerdir. 2) Besucher ve Kopanski yaptıkları araştırmalarda Polisakkaritlerin ve Glikoproteinlerin İnterleukin-1 salgısını artırdığını ve Lenfozitleri harekete geçirdiğini tespit etmişlerdir. İnterleukinler öldürücü hüc¬reler (Makrofaj) tarafından üretilir. 3) Mart Nisan 1997’de 100 doktorun (çocuk doktoru) 141.400 çocuk üzerinde baptisya kökü, kipri kökü ve mazı sürgünü ekstresinden elde edilen damla veya haplarla (E……..) tedavi denemesi yapılmıştır. Bu çocukların yılda ortalama 1,76 defa akut veya kronik nefes yolları enfeksiyonlarına yakalandıkları ve toplam 248.679 defa Muayene yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tedavi denemesinde çeşitli bulaşıcı hastalıklara; Grip, sinüzit, bronşit, bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, anjin (nefes darlığı ile belirgin nöbet hali), orta kulak iltihaplanması, uçuk ve hatta deri enfeksiyonunu iyileştirdiği ve önemli bir yan tesirinin olmadığı gözlemlenmiştir. (ZP. 6.98.318) Homeopatide: Baptisya köklerinden 20g sonbaharda söküldükten sonra yıkanır ve ince ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza ettikten sonra (iki günde bir çalkalanır) süzülerek homeopatide <<Baptisia>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta üreyle alınır. Hastalığın belirtileri (Semptom):  1) Vücuttan çıkan tükürük, ter, idrar, nefes ve dışkının çok pis kokması  2) Yüz sıcak, kırmızı, aptal görünümlü ve sarhoşmuş gibi görüntüsü verirse.  3) Mukaza da ağrısız yaralar ve kanın bozulması.  4) Mikropların yayılması, ateşin uzun süre düşmemesi ve dermansızlık.  5) Pis kokulu terden sonra iyileşme görülüyorsa.  6) Bütün vücudun ağrıması, kasların dövülmüş gibi hissedilmesi ve dermansızlık gösteren haller.  7) Hasta sadece sıvı yiyecek veya içecek alabilir çünkü katı maddeleri yutmakta zorlanır.  8) Kuş palazı ve nefes almama, boğulma hissi ve temiz havaya çıkma arzusu.  9) Bağırsak enfeksiyonu sonucu ateşin yükselmesi. Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur bazı uzmanlar bir defada 30g baptisya kökünü kaynatarak içmişler ve deneklerde kusma, bulantı, baş dönmesi be ateş yükselmesi gibi haller görülmüştür. Şayet çay olarak 2-3g içilirse zararı olmaz. Mavi baptisya, Beyaz baptisya ve Büyük baptisya aynı Sarı baptisya gibi kullanıldığından ayrıca incelemeye almayacağız B) Çivit, Indigo, Indigofera tinctoria Lahor Çiviti Hint Çiviti Familyası: Baklagillerden, Schmetlelingsblütler, Leguminosae Drugları: Çivit yaprağı; Indigoferae folium Çivit yaprağı ve nadiren de sürgünleri çivit adı verilen natürel boya elde etmek için ve de homeopatide tentür elde etmek için kullanılır. Botanik: Vatanının Hindistan olduğu tahmin edilen Çivit günümüzde Afrika, Orta ve Güney Amerika ve Asya’nın tropik ve subtropik ülkel-erinde yetiştirilir veya yabani olarak yetişir. Yaprakları 17-23 adet olup karşılıklı dizilmiş olup uçta ise bir tane tek olarak bulunur. Yaprakçıkları 1-3cm büyüklüğünde, oval, kenarları bütün ve yeşil renklidir. Çiçekleri kanat yaprağın sap dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir demet çiçekten oluşur ve çiçekleri pembe renkte kelebek şek¬lindeki taç yapraklardan meydana gelir. Çivit yaprak ve sürgünleri büyük kaynatılır ve soğumaya bırakılır ve sürekli karıştırılır. Bu şekilde havayla temasa geçen çivit birleşimindeki glikozitler çözülür ve Indoxyl oksit¬lenerek Indigotin (Çivit mavisi) meydana gelir. Su dibine çöken ve çivit adı ile anılan Mavi rengin yanında İndigo kırmızısı ve İndigo kahve¬rengi renk maddeleri de mevcuttur, fakat İndigo mavisi çok miktarda olduğun¬dan bu renk hakimdir. Homeopatide: Çivit yapraklarından elde edilen çivit ten 20g bir şişeye konu ve üzerine 80 %70’lik Alkol doldurularak 4-6 hafta bekletildikten sora süzülerek homeopatide <<İndigo>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 2-3 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Bazı yazarlar bu tentürün Sara’ya karşı etkili olduğunu söyleseler de bu etki henüz ispatlanmamıştır.  C) Çivit otu, Faerber Waid, Isatis tinctoria Türk Çiviti Türkiye başta olmak üzere ılıman her iklimde yetişmesi mümkün oldu¬ğun-dan Dünya’nın birçok ülkesinde yabani olarak yetişir. Çiçekleri ol¬dukça küçük sarı renkli topluca bir aradadır ve çiçeklerin solması ile birlikte pul şeklinde mavimsi siyah içi tohum dolu olan kesecikler oluşur. Çivit otunun yaprakları çivitte olduğu gibi İndikan taşır ve buda aynı şekilde kaynatılmak sureti ile glikozit ve İndoxy’e ayrılır. İndoxyl oksit¬lenerek İndigo (Çivit) meydana gelir. Çivit otunun yapraklarından eski¬den çay yapılarak içilmiş ve iyileşmeyen yaralara sarılmıştır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes