Text
TV'de Ramazan 2020 - Mukabele Saatleri
TV’de Ramazan 2020 – Mukabele Saatleri
Ramazan boyunca televizyon kanallarında her gün “Kur’an-ı Kerim Hatm-i Şerif” (Mukabele) yayınlanacak. Hangi kanalda saat kaçta yayınlanacağını sizler için derledik.
TRT 1 04:30 Kur’an-ı Kerim Hatmi Şerif
Diyanet TV 15:00 30 Cüz 30 Hafız 00:00 30 Cüz 30 Hafız 04:30 Cüz 30 Hafız
Kanal 7 04:30 Mukabele
Dost TV 10:10 Mukabele 13:00 Mukabele
Kon TV 11:00 Hatim 04:30 Hatim
View On WordPress
#Diyanet TV#Diyanet TV&039;de Mukabele#Dost TV#Dost TV&039;de Mukabele#Hatim#Kanal 7#Kanal 7&039;de Mukabele#Kon TV#Kon TV&039;de Mukabele#Kur&039;an-ı Kerim#Kur&039;an-ı Kerim Hatm-i Şerif#Mukabele#Mukabele 2020#Mukabele hangi kanalda saat kaçta?#Mukabele hangi kanalda?#Mukabele saat kaçta?#Mukabele Saatleri#Mukabele Saatleri 2020#Mukabele Saatleri Ramazan 2020#Ramazan#Ramazan 2020#Ramazan Özel#Ramazan Özel 2020#Semerkand TV#Semerkand TV&039;de Mukabele#TRT 1#TRT 1&039;de Mukabele#TV&039;de Mukabele#TV&039;de Mukabele Saatleri#TV&039;de Mukabele Saatleri Ramazan 2020
0 notes
Text
24 Kasım 2020 Pazartesi
Bana gündemini değiştir diye diye diye yeni gündemim olmayı başardı.
Birkaç gün önce aile günü yaparken ablama “ya bana bi şey aldırmıyorsunuz fuad’a bir şey almak istiyorum” dedi. Beyefendi işten başka bir şey düşünmek istemiyorlar ya :) ne kadar salak. Ettiği lafların altında ne boklar yattığı hakkında bir fikri yok. Bunu anlayabilecek bir beyni de yok.
“E kendin düşüneceksin” falan dedi ablam. “bak dayım pantolonlar gömlekler tişörtler ayakkabılar aldı” dedi. Bunu suhuletle söyledi. Ben hiç konuşmadım, mevzunun muhatabı gibi bir edaya bürünmedim. Bu mevzu beni sinirlendiriyor çünkü.
Bir aydan fazla oldu belki dışarı çıkmıştık. O kadar sıkıldım o kadar bunaldım ve vakit akıp geçsin de g��rüşmemiz bitsin istedim ki. Ben böyleyken o “bunu haftada bir yapalım ya” dedi. Ben de gülümseyerek falan mukabele ediyorum. Hiç böyle bir şey olmamasını dileyerek. Benim sana ayıracak o kadar sabrım yok ki.
Şimdi fark ediyorum da o bana “sen benim tek ailemsin” falan dediğinde onu incitmedim ama hiçbir zaman “sen de benim için öylesin” gibi bir cevap vermedim. “Sen benim için hiç öyle değilsin” de demedim. Bir zamanlar en iyi onunla anlaştığımı düşünürdüm. Şimdi öyle olmadığı kesin. Hepsiyle anlaşacak başka bir nokta muhakkak ki var ama eskisi gibi “biz kanka gibiyiz” diyemiyorum. Beni boğuyor ve yoruyor.
Feyza öyle bir şey demişti: Bazı ilişkiler yorar.
İlişkilerin çoğu öyledir, hatta istisnalar dışında hepsi öyledir sanırım. :)
Ama bazısı az yorarken bazıları çok.
0 notes
Photo
Hatimle Teravih ve Mukabele https://ift.tt/3cA21gj
Hatimle Teravih ve Mukabele
May 15, 2020 at 12:47AM
0 notes
Text
Zaman ayarlı alçaklık! Rejim TSK’nın kontrol noktasını vurdu
TÜRKİYE’nin tüm uyarılarına rağmen İdlib’de ilerleyişini sürdüren rejim güçleri, Serakib’in kuzeyinde Taftanaz’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) geçici şekilde mevzilenip kontrol noktaları kurduğu bölgeyi top, havan ve çok namlulu roketatarlarla (ÇNRA) vurdu. Milli Savunma Bakanlığı bu saldırıda 5 askerin şehit düştüğünü, 7 askerin de yaralandığını duyurdu. Bir hafta içinde TSK’nın rejim saldırıları sonucu İdlib’de verdiği şehit sayısı 13 oldu. Rejim 3 Şubat’ta da Serakib kırsalında TSK’nın geçici mevzilendiği bölgeyi vurmuş 7 asker ile bir sivil personel şehit düşmüştü. MSB: 101 REJİM UNSURU ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) dünkü saldırıyla ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi: “İdlib’de çatışmaları önlemek, hudut güvenliğimizi sağlamak, göçü ve insanlık dramını engellemek maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen unsurlarımıza, rejim tarafından 10 Şubat 2020 tarihinde yapılan yoğun topçu atışı neticesinde, 5 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 7 silah arkadaşımız yaralanmıştır. Rejim tarafından yapılan son saldırılar sonrası angajman kuralları ve meşru müdafaa çerçevesinde anında misliyle mukabele edilmiştir. Şu ana kadar bölgede tespit edilen 115 rejim hedefi derhal ateş altına alınmış, çeşitli kaynaklardan edinilen ilk bilgilere göre 101 rejim unsurunun etkisiz hale getirildiği, 3 tank ve 2 top/havan mevziinin tahrip edildiği, ayrıca 1 helikopterin isabet aldığı öğrenilmiştir. Belirlenen hedeflere meşru müdafaa kapsamında atışlar devam etmektedir. Şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştır, bırakılmayacaktır. Gelişmeler yakından takip edilmekte ve gerekli tedbirler alınmaktadır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için acil şifalar dileriz.”
YARALI ASKERLER HATAY’DA Saldırıda yaralanan 7 asker Hatay Devlet Hastanesi’ne götürüldü.Uzman onbaşı olan askerlerden 4’ünün ameliyata alındığı, 3 askerin ise sağlık durumunun iyiye gittiği kaydedildi. Şehitlerin cenazeleri ise ambulaslarla aynı hastanenin morguna getirildi. TOPLANTI YAPILIRKEN SALDIRI Saldırı haberinden sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya gelirken; saldırının Türk ve Rus heyetlerinin Dışişleri Bakanlığı’nda İdlib’de ilgili ikinci toplantıyı yaptığı saatlerde meydana gelmesi de dikkat çekti. TSK unsurları bölgede bulunan rejim güçlerine Fırtına obüsleri, top ve ÇNRA’larla misliyle karşılık verdi. Yerel kaynaklar rejim güçlerinin ele geçirdiği Serakib’e Türk topçusunun atış yaptığını öne sürerken, bölgede bulunan Türk askerlerinin de İdlib merkezinin 6 kilometre güneydoğusundaki Kaminas köyünde konuşlandığı bildirildi. Rejim güçlerinin de Taftanaz’a 4-5 kilometre uzaklıkta olduğu belirtildi. Rejim güçlerinin dün akşam saatlerinde İdlib’in kuzeydoğusunda ilerleyişini sürdürdüğü, bölgede bulunan TSK’nın 6 numaralı (Tel Eys köyü) ve 5 numaralı (Raşidin) gözlem noktalarına yaklaştığı ileri sürüldü. SERAKİB SONRASI KONUŞLANILMIŞTI TSK, Serakib’in rejim güçlerinin eline geçmesinden sonra İdlib’e ilerleyişini önlemek amacıyla küçük bir askeri havaalanına da sahip Taftanaz’da konuşlanıp geçici mevzi bölgesi ile kontrol noktaları oluşturmuştu. TSK’nın son günlerde yaptığı sevkıyatın önemli bir kesimi de bu bölgeye gönderilmişti.
300 ARAÇLIK YENİ KONVOY TSK’nın İdlib’e sevkıyatı dün de yoğun şekilde devam etti. Türkiye’nin farklı bölgelerinden sınır hattına gönderilen komandolar, tank, diğer zırhlı-paletli araçlar ile zırhlı personel taşıyıcılar İdlib’deki TSK gözlem noktaları ile kontrol noktaları ve geçici mevzi bölgelerine gönderildi. Yerel kaynaklar 300 araçlık yeni bir konvoyun İdlib’e giriş yaptığını bildirdi. İdlib içinde bulunan birliklerin de bölge içinde ihtiyaca göre hareket halinde olduğu belirtildi. Read the full article
0 notes
Text
RAMAZAN’IN ARDINDAN.
Bismillahirrahmanirrahim. Ülkemizin ve Dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılı durumlardan dolayı, öncekilere göre biraz farklı bir şekilde karşıladığımız 2020 Ramazan Ayını, yine biraz farklı bir şekilde uğurladık. Coronavirüs (Covid-19) salgınının bütün Dünya da Pandemiye (Küresel salgın) dönüşmesi, bütün hayatımızı etkilediği gibi, Ramazan Ayımızı da etkiledi. Dikkat ederseniz olumlu veya olumsuz demiyorum. Çünkü, olumlu mu? yoksa olumsuz mu? etkilediği konusu biraz da bizim bakış açılarımıza ve Dünya görüşlerimize bağlıdır. Konuyu bu bakış açılarımıza göre değerlendirir ve yorumlarız genellikle. NELER OLDU? NELER OLMADI? Bu farklı Ramazanımızda neleri yapabildik? neleri yapamadık? diye bir soru sorduğumuzda kendimize, bazı cevaplar bulabiliriz. İsterseniz önce yapamadıklarımızdan başlayalım, sonra yapabildiklerimizle devam edelim, Camilere gidemedik,Özellikle Teravih, Cuma ve Bayram Namazları gibi cemaatle eda etmeye alıştığımız namazlarımızı Camilerde eda edemedik,Mukabele (hatim) proğramlarımızı Camilerde yapamadık,Eş, dost ve akrabalarımızla iftar gibi proğramlarda buluşamadık,Bayram da evlerimizde kaldık ve kimseyi ziyaret edemedik, ancak; Evde eda edebileceğimiz beş vakit namazla beraber, özellikle Teravih ve Bayram Namazlarımızı evde ailemizle beraber eda ettik,Mukabele proğramlarımızı yine evlerimizde gerçekleştirdik,Sahur ve İftar sofralarımızı daha has dairede ev ahalimizle birlikte bereketlendirmeye çalıştık, …gibi. Read the full article
0 notes
Text
İnsanlık ölmemiş dedirten görüntüler
Kendisi ile ilgilenen temizlik görevlisine patisini uzatarak teşekkür eden sokak köpeğinin görüntüsü herkesi duygulandırdı. Hayvan sevgisiyle sosyal medyada günün kahramanı olan temizlik görevlisi ise çalıştığı Yeşilyurt Belediyesinde çeyrek altın ile ödüllendirildi. Malatya'nın Yeşilyurt ilçesinde Gedik Sosyal Tesislerinde güvenlik kameralarına yansıyan bir görüntü, herkesin içini ısıttı. Görüntülerde sevimli sokak köpeği eğlenecek bir dost arıyordu. İnsanlara sevgisini göstermek için ilk gittiği kişi ondan uzaklaşınca kuyruğunu sallayarak geri döndü. Bu sırada yanına yaklaşan bir temizlik işçisi başını okşadı, uzun uzun sevdi. Bu şefkat eli karşısında mutlu olan köpek ise patisini uzatarak işçiye teşekkür etti. İzleyenleri duygulandıran görüntü kısa sürede sosyal medyada da büyük ilgi görürken, temizlik işçisi ise günün kahramanı oldu. "Yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler." Kendini sevdirmek isteyen dostumuza temizlik işçisi kardeşimiz el uzattı ve ortaya bu güzel kareler çıktı. Sevgi ile çalışırsanız sevgi ile mukabele görürsünüz. pic.twitter.com/MMInonpzz6 — Yeşilyurt Belediyesi (@yesilyurtbeltr) 21 Şubat 2020 “Her zaman sokak köpeklerini sevelim onlara yemek verelim" Yeşilyurt Belediyesinde temizlik işçisi olarak çalışan Mehmet Ali Özbek o anları anlattı. Yeşilyurt Belediyesi Gedik Sosyal Tesislerinde temizlik işçisi olarak çalıştığını belirten Özbek, "Her zaman olduğu gibi temizlik işimi yaparken, köpeği gördüm. Önce sevdim, sonra ise yiyecek verdim. Sokak köpeğiyle ilgilendim. Daha sonra köpeğe doydun mu dedim. O da patilerini uzattı teşekkür eder gibi davrandı" ifadelerini kullandı. Başkan Çınar'dan altın hediyesi Hayvan sevgisi ile herkesin takdirini toplayan temizlik işçisini ziyaret eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, bu örnek davranışından dolayı Özbek'i çeyrek altın ile ödüllendirdi. Burada konuşan Başkan Çınar, Özbek'in bu iyilik hareketini herkesin takdir ettiğini belirterek, "Tüm Türkiye ve dünya onu tanıtılmış oldu. Mehmet Ali Özbek kardeşimize çok teşekkür ediyorum. Böyle anlayışa sahip olduğu için gönül genişliğine sahip olduğu için ferahlığa öngörüye sahip olduğu için kendisini tebrik ediyorum” şeklinde konuştu. Read the full article
#Çırmıhtı#haber#haberMalatya#haberler#köpeksevgisi#Malatya#Malatyahaber#Malatyahaberi#Malatyahaberleri#MehmetAliÖzbek#MehmetÇınar#Yeşilyurt
0 notes
Text
MHP Genel Başkanı Bahçeli: Darbeyi aklından geçiren varsa 82 milyonun kanını dökmeden muvaffak olamayacaktır
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa, biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır." dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin yararına olacak her hayırlı adım ve atılımın yanında akılla ve sabırla yerlerini alacaklarını söyledi. Hem dava aklı hem tarih aklı hem devlet ve millet aklının ihtiyaç ve iradesini tefrik edip gerektiği yerde tahkimini ve tevsikini yapacak kabiliyet ve karakterde olduklarını dile getiren Bahçeli, aklını kullanmayan kişi ya da toplumların geçmişle gelecek arasında bağ kuramayacağını, gönülden göze, duygudan duruşa, kuvveden de fiile geçemeyeceğini ifade etti. Bahçeli, "Siyaset bir akıl işidir, devlet yönetimi ise bundan mülhem akıl, adalet ve ahlak üzerine bina edilmelidir. Dünden bugüne Türk devlet felsefesinin dayandığı zamanlar üstü esasların özü bunlardır. Şurası da bir gerçektir ki karambole teslim olmuş toplumlar şarampole devrilmeye mahkumdur. Talihin ve tesadüflerin akıntısına kapılmış ülke ya da milletlerin tarihsel çıkarları, varlık hakları pamuk ipliğine bağlıdır." diye konuştu. Türkiye'nin içine çekilmek istendiği anafora aklın nuruyla, adaletin şuuruyla mukabele ve müdahale etmenin başlıca görevleri olduğunu belirten Bahçeli, "Karanlık gecenin yarılması, kararmış emellerin yıkılması en başta ortak akıl, ortak irade, birlik ve beraberliğin ortak paydasıyla mümkündür. Her vicdan sahibi insanımız ağır sorunlarla muhatap olduğumuzu teyit edecektir. Ancak hiçbir sorun altında ezileceğimiz kadar telafisiz değildir. Dağ ne kadar yüce olsa da mutlaka üstünden geçecek bir yol vardır. O yol ki aziz milletimizi feraha, selamete ve esenliğe birlik, beraberlik tılsımıyla taşıyacaktır." sözlerini sarf etti. "Türk devleti hainlerin ensesindedir" Türkiye'nin çok cepheli, çok etkili, çok yönlü bir mücadelenin tam ortasında olduğuna dikkati çeken Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yalın gerçeği inkar etmek akıl fukaralığına, samimiyet yoksunluğuna açık bir işarettir. Sürdürülen mücadele bekamızla doğrudan ilgili, bunun yanında da milli birlik ve bağımsızlığımızla da yakından ilişkilidir. Türkiye bir yandan sınır ötesinde, diğer yandan da sınır içinde kesintisiz ilerleyen ve kesin çizgilerle tayini yapılmış milli bir direniş halindedir. Pençe, Kıran, Kapan operasyonları terörün belini kırmakla kalmamış, Türk devletinin kararlılık ve kudretini hainlere demir yumrukla göstermiştir. En son örneği 14 Şubat günü Van'da görüldüğü üzere, teröristler HDP'li iş birlikçi milletvekillerinin araçlarına binip propaganda faaliyetlerine cüret etseler de cesaret timsali güvenlik görevlilerimiz bunlara hadlerini bildirmektedir. 'Beyaz Toros devrede' diyen PKK destekçilerinin artık ne yatacak ne de sığınacak yerleri kalmıştır. Çünkü Türk devleti hainlerin ensesindedir." Bahçeli, Türkiye'nin tek seçeneğinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi altında demokrasiyle yönetimi olduğunu söyledi. "Ne var ki son günlerde toplumsal tedirginlikleri kamçılayan, korkuları kaşıyan bazı müessif, müfsit ve münferit gelişmeler yaşanmaktadır." ifadesini kullanan Bahçeli, "Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk iddiaları, paravan bağış vakaları, sosyal gerilimler, FETÖ'nün siyasi ayağı konusundaki kutuplaşmalar, özellikle servis edilen intihar örnekleri, eski Genelkurmay başkanlarının talihsiz beyanları hep üst üste çakışmıştır." şeklinde konuştu. "Türkiye'nin adeta bir yıkıma hazırlandığını" dile getiren Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun DİSK Genel Kurulunda isyandan bahsetmesinin; yine bir CHP Genel Başkan Yardımcısının toplumsal cinnete dikkat çekip her gün dokuz kişinin intihar iftirasını diline dolamasının "alçak bir hedefin temin gayretinden başka bir şey olmadığını" belirtti. Bahçeli, şunları kaydetti: "Kahraman Türk askeri cephedeyken, kıran kırana hainlerle çatışırken, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında televizyon ekranlarından yapılan yorumlar bir diğer düşman sevindiren rezilliklerdir. Ne isteniyor Türk askerinden? Vatan nöbetinde bulunan yiğitlerimiz tartışmaların içine neden çekiliyor? Maksat nedir? Türk askerinin günlük siyasi polemiklerin içine havale edilmesi yanlış değil midir? Tehlikeli değil midir? Türkiye'ye haksızlık ve hıyanet değil midir? Türkiye üzerinde vahşi bir oyun kurgulanmaktadır. Pentagon ve CIA'nın sponsor olduğu bir düşünce kuruluşunun yayımladığı sipariş rapor yeni bir darbe ihtimalini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin orta kademesinin sözde rahatsızlığını adice açıklamıştır. Darbe iddiaları maalesef herkesin diline düşmüştür. Türkiye'nin Suriye'ye dönmesi için hunhar planlama ve proje hazırlayan odaklar boş durmamaktadır. Herkese çağrım şudur; önyargıları bir kenara bırakalım, birbirimize çatık kaşla bakmak yerine çevik bir iradeyle sahip çıkalım. Çözemediğimiz sorunları derin dondurucuya koyalım, Türkiye'nin gelecek haklarında, istiklal haysiyetinde milli birlik ve beraberlik şuuruyla, samimi bir üslupla buluşalım. Başka bir Türkiye yoktur. Sığınacak ve gidecek başka bir yurt yoktur. Yeni bir darbe ihtimalini dillendirmek bile bu ülkeye, bu millete nankörlük ve nimet bilmezliktir. Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır. Darbe demek karanlık demektir, iç çatışma demektir, Türkiye'nin defni ve tasfiyesi anlamına gelecektir. Bilinmelidir ki bu kanlı ve köhne sayfa açılmamak üzere kapanmıştır. Darbeye heves edenlerin hevesleri kursaklarında değil mezarda kalacaktır." Türk milleti ve MHP'nin her türlü gayrimeşru kalkışmanın canı pahasına karşısında duracağını vurgulayan Bahçeli, "Darbeye göz kırpanların cani Esad'dan farkı da olamayacaktır. Bir olalım, beraber olalım, uzlaşmanın ve kucaklaşmanın hasletleriyle dolup taşalım. MHP herkesi ortak akılda buluşmaya, Türk milleti ortak paydasında kucaklaşmaya davet etmektedir. Elimizi uzatıyoruz, anlaşmaya, konuşmaya, Türkiye için birlikte çalışmaya, birlikte ter dökmeye, birlikte gülüp birlikte ağlamaya varız ve kararlıyız." diye konuştu. Bahçeli, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın "Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak sözü geçmişte kalmıştır" ifadesinin, bir bakıma "Akdeniz’de yüzen karanlık emellerin tercüme ve deşifresi" olduğunu dile getirdi. Beşşar Esed'in, akıl ve vicdan tutulması yaşayarak, dünyanın gözü önünde kendi halkının kanını akıttığını, canını aldığını belirten Bahçeli, "Hala 'Esad ile görüşülsün' diyen sorumsuz siyasetçilerin bu içler acısı tabloyu görmemekte inat etmeleri ise kabul edilir bir şey değildir." dedi. "Keçeyi suya atmış" "Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen vahim tuzağı sağır sultan duymuştur da sadece Kılıçdaroğlu ve iş birlikçi yandaşları mı duymamıştır?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Esad topraklarını Rusya’yla bir olmuş şiddetle bombalıyor. Kılıçdaroğlu, keçeyi suya atmış çıkan yerini taşlıyor. İdlib'de can pazarı yaşanıyor. Rusya destekli Esad tarihe, insanlığa, hukuka, inanç ve yaşama haklarına karşı affedilmesi mümkün olmayan suçlar işliyor. Esad gitmeden, koltuğundan indirilmeden barış, huzur ve istikrar mumla aranacaktır." diye konuştu. Bahçeli, Türkiye'nin dört gözlem noktasının ateş hattında olduğuna, diğerlerinin de tehdit edildiğine dikkati çekerek, "Esad direkt, Rusya da endirekt şekilde Türkiye'nin karşısında mevzilenmişlerdir. Hani Soçi Mutabakatı? Nereye gitti heyetler arası görüşmeler, ikili temaslar, telefon diplomasileri?" ifadesini kullandı. "Siyaseti bırakıp komedi filmi çevirse..." Bahçeli, şunları söyledi: "Rejim unsurlarının gözlem noktalarımızın gerisine bu ay sonuna kadar çekilmesi, hem kendi hayırları hem de bölgesel sükunet ve çatışmasızlık ortamının olgunlaşması bakımından mecburiyettir. Türkiye'nin şakası makası yoktur. Yeni bir saldırı, yeni şehit haberleri Esad'a pahalıya mal olacak, bedelini Suriye'nin her zemininde misliyle ödeyecektir. Azdan az, çoktan da çok gider gitmesine ama gidenlerin alayı Esad rejiminden olacaktır. Geçen haftaki grup toplantımızda, gerekirse, başka da bir seçenek kalmazsa Şam'a girmeyi planlamak lazım dedik. CHP Genel Başkanı, yine boş keseden sallamış, Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracaklarını söylemiş. Ne zaman, hangi yetkiyle ve kiminle kuracaksın, hadi kurdun diyelim, Esad'la mı eşbaşkanlık görevini paylaşacaksın? Kılıçdaroğlu, susması gereken yerde konuşunca mizaha konu olacak işler yapıyor. Allah var ya siyaseti bırakıp komedi filmi çevirse kapalı gişe oynar, epey de hayran kitlesi kazanır. Dikiş ve fren tutmayan Kılıçdaroğlu, 'Şimdi İdlib'de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar olmuyor, sola dönüyorlar olmuyor.' diyor. Bu sözleri Macron söyleseydi 'normal' derdik; bu iddiaları Esad, Hafter, bir başka hasım dile getirseydi 'herkes mayasına ve sütüne göre konuşur' der, geçerdik. Sayın Kılıçdaroğlu söyler misin bize, İdlib'de sıkışan kimdir? Hangi mihrakların nam ve hesabına dedikodu yapıyorsun? Esad'ın propagandasına alet olmaktan hiç mi vicdan azabı duymuyorsun? Sen Türkiye Cumhuriyeti'ni bilir misin? Yoksa nüfus kütüğünü Suriye Arap Cumhuriyeti'ne mi aldırdın? İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli mensupları Türk milleti adına vardır. İdlib'de sıkışan yok, ancak sıkıştırılmak istenen ülkenin Türkiye olduğu nettir. Sen hangi ülkenin, hangi örgütün, hangi iş birlikçinin fermanını okuyorsun? CHP'nin başındaki bu utanç vesikası, ülkesi ve milletiyle köprüleri atmış, bağını tamamıyla koparmış, Türk ve Türkiye düşmanlarının kadrosuna iltica etmiştir. Yazıklar olsun diyorum." "Koronavirüsü kadar sarsıcı ve kaygılandırıcıdır" ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi'nin, Ankara'da Rusya ve Esad'ı kınarken, eşzamanlı olarak ABD'nin, PYD/YPG'li teröristlerle Haseke'de üs kurduğunu belirten Devlet Bahçeli, "Aynı ABD, 9 Şubat 2020’de Yunanistan ve Fransa'yla birlikte Ege Adaları'nda, İskender 2020 askeri tatbikatını yapıyor, Türkiye’ye silah gösteriyordu." dedi. Bahçeli, Rusya ve ABD'nin bölgesel değişimleri denetlemek, dengeleri kontrol etmek, nüfuz ve egemenlik alanları oluşturmak amacıyla güç rekabetinde olduklarını vurgulayarak, "Gelişmeler, çağımızın vebası olarak tanımlanan Koronavirüsü kadar sarsıcı ve kaygılandırıcıdır. Biliyoruz ki asırların hükmü bir çırpıda değişmez, dönüşmez. Şunu da biliyoruz ki Rusya Esad’ın hamisidir, ABD ise PKK/YPG/FETÖ’yü himayesinde tutmaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Astana ve Soçi süreçlerine aslında hep soru işaretiyle bakan İran'ın teopolitik saplantılarının, "jeopolitik, ekonomi politik ve reel politik zemini çatlattığını" söyleyen Devlet Bahçeli, "Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü isteyen sadece Türkiye'dir. Ülkemiz dışındaki bütün aktörler, hatta Esad bile, Suriye’nin beşeri yapısının ve siyasi birliğinin tasfiyesine hizmet etmektedir." diye konuştu. "MHP'nin kapısı her zaman açıktır" Bahçeli, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "İYİ Parti'den istifalar var. Bu istifaların son olacağını öngörüyor musunuz? Daha önce 'MHP'nin kapısı açık' çağırınız olmuştu. Hala o kapı açık mı?" sorusu üzerine Bahçeli, şunları söyledi: "MHP'nin Türk milletini kucaklamakta kapısı her zaman açıktır. Her defasında söylüyoruz: Milletimizle kucaklaşmak istiyoruz. Ancak Türkiye'nin siyasi istikrara, birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu dönemde hiçbir siyasi partide istikrarsızlık söz konusu olmamalıdır. Bunlara dikkat etmek lazım. Bir tarafta yeni parti kuruluşları tartışması var, bir tarafta FETÖ'nün siyasi ayağı tartışması var, bir tarafta da siyasi partileri karıştırmak isteyen zihniyetler var. İYİ Parti iyi günde olsunlar, tahriklere kapılmasınlar." Read the full article
0 notes
Photo
Afyon Paşa Camii'nde 87 yıl sonra mukabele okundu https://ift.tt/2zqrDgZ
Afyon Paşa Camii'nde 87 yıl sonra mukabele okundu Afyonkarahisar Belediyesi ve hayırseverler tarafından yeniden inşa edilen tarihi Paşa Camii'nde mukabele geleneği 87 yıl sonra yeniden başladı.
April 25, 2020 at 11:27PM
0 notes
Photo
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin Youtube kanalı Ramazanda da dopdolu https://ift.tt/3eTh3PR
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin Youtube kanalı Ramazanda da dopdolu Konya Büyükşehir Belediyesi, YouTube sayfasından Ramazan-ı Şerif süresince mukabele ve Ramazan sohbetlerini Konyalılarla buluşuyor.
April 25, 2020 at 03:01PM
0 notes
Text
Farklı Bir Ramazan 2020 - 3: Kur'an-ı Kerim
‘Ramazan Okulunun Dersleri’ başlıklı ilk yazımız da Ramazan Ayı’nda öne çıkan bazı hususları sıralamış ve bu konular üzerinde genel bir değerlendirme yapmış, sonraki yazılarımızda bu derslere tek tek değineceğimizi söylemiştik. Farklı Bir Ramazan 2020 -2 Şimdi Ramazan Okulunun Derslerini sırasıyla inceleyelim. 1. Kur’an’ı Kerim. Ramazan Okulunun birinci ve en önemli dersi Kur’an’ı Kerimdir. Çünkü, biz Müslümanlar her görevimizi ana hatlarıyla ve ilk önce kitabımız Kur’an’ı Kerim’ den, ayrıntılarını ise Kur’an’ı Kerimi bize açıklamak ve vazifelerimizi güzel örnekliğiyle bize öğretmek üzere görevlendirilen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’dan (sav) öğreniyoruz. Bunun içindir ki, Kur’an’ı Kerim bizim ‘Hayat Rehberi’mizdir. Ramazan Ayı’nı ve o ayda neleri nasıl yapacağımızı da öncelikle Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerimden öğreniyoruz. Gelin Ramazan Ayı’nı anlatan Bakara Suresi’ nin 185. ayetine bakalım, ‘(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan Ayı’ dır.’ Bu ayette Allah Teala (cc) ‘O sayılı günler’ diyerek bize Ramazan Ayı’nı anlatırken, ilk önce Kur’an’ı Kerime vurgu yapıyor ve O’nun bizler için bir hidayet rehberi, doğru yolun göstericisi ve hak ile batılı (doğru ile yanlışı) birbirinden ayırmanın (FURKAN) açık delillerini gösteren bir kitap olduğunu söylüyor. Ve bu önemli hayat rehberimizin Ramazan Ayı’nda indirilmeye başlandığını haber veriyor. Diğer bir delilde Kadir (İnnaEnzelna) Suresi’nin 1. Ayetidir.Şöyleki; ‘Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.’ Bu ayette de Kur’an’ı Kerim’in, Kadir Gecesi’ nde indirildiği (indirilmeye başlandığı) haber veriliyor. Kadir Gecesi de Ramazan Ayı içindedir.Dolayısıyla bu iki delil göstermektedir ki Ramazan Ayı değerini ve diğer aylardan farklılığını Kur’an’ı Kerim den almaktadır. Onun içindir ki Ramazan Ayı’na ‘Kur’an Ayı’ denmiştir. Bizde bu bilgilerden sonra diyoruz ki, ‘Ramazan Okulunun ilk dersi Kur’an’ı Kerim’dir.’ Peki o zaman ne yapacağız? Çoğu vaktimizi evlerde geçirdiğimiz bu ‘FARKLI RAMAZAN’ da, öncelikle bir proğramımız olmalıdır. Bu proğramın birinci maddesi de ‘Kur’an’ı Kerim’ olacak. Şöyle ki; adım adım izah edelim. Kur’an’ı Kerimi okumayı bilmiyorsak, öncelikle ve acilen bu ayda öğrenelim. Bu zor değildir. Önemli olan samimi olarak niyet etmek ve başlamaktır. Zamanımızda ki imkanları düşündüğümüzde ortalama olarak söylüyorum en fazla 10-15 günümüzü alır. Bunun birçok örnekleri vardır. Kur’an’ı Kerimi okumayı biliyorsak, okuma hızımıza, yaşımıza ve vaktimize göre bu Farklı Ramazan’ da, kaç defa okuyabileceğimize (Hatim) karar verip ona göre bir aylık bir proğram yapalım. Kur’an’ı Kerim’i yüzünden okumamız iyi seviyede ise, evde diğer Kur’an bilenlerle ‘Mukabele Proğramı’ yapalım. Mukabele, bir kişinin okuyup diğerlerinin de takip etmesidir. Bu takip edenler hafif sesle okunanı tekrar edebilirler. Aile içinde bilmeyenler de oturup okunan cüzleri dinleyebilirler. Herkes durumuna göre sevap alır ve böylece Peygamber Efendimizin (sav) ‘MUKABELE’ sünnetini de yaşatmış oluruz. Hatim yaparken, bu Ramazanda en az 1 defa ‘Meal Hatmi’ de yapalım. Yani günlük okuduğumuz kısmın, Türkçe Manasını iyi bir Kur’an Meali’nden yavaş yavaş anlayarak okuyalım. Deneyin çok zevk alacaksınız. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın hazırladığı Mealleri öneriyoruz. Tercih sizin. Daha önce birkaç kez Meal okuduysanız, bu Ramazanda biraz daha kendimizi geliştirerek bir tefsir okumaya çalışalım. Belki bu Ramazanda bitiremeyiz ama en azından başlamış oluruz ve Ramazandan sonra okumaya devam eder ve gelecek sene Ramazan Ayı’na kadar bitiririz. Çok çok farklı bir deneyim ve tecrübe olacaktır göreceksiniz. Tefsir kitapları çok ciltlidir ve içeriğinin anlaşılması biraz zor olabilir. Biz size Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın hazırladığı 5 ciltlik ve çok anlaşılır olan ‘ Kur’an Yolu’ isimli tefsir kitabını öneriyoruz. Bunlardan hiçbirini de yapamıyorum diyorsanız, en azından herhangi bir TV kanalından veya internetten okunan ‘Mukabele Proğramları’ nı’ günlük dinleyerek takip edebilirsiniz. Sözün özü, Kur’an Ayı olan Ramazanda bir Müslüman olarak mutlaka Kur’an’la sıkı bir bağlantımız olmalı, durumumuza ve konumumuza göre Kur’an’dan istifade etmeliyiz. Bu yazımızı sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) Kur’an’la bağlantımızın önemi hakkında ki sözleriyle bitirelim; “Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” “Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır…” “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı (manevi yardımcı) olarak gelecektir. ALLAH’A (cc) EMANET OLUNUZ… Read the full article
0 notes