Tumgik
#Nikaıa
berabergezsek · 7 years
Text
İZNİK
İznik İlçesi; Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Dünyada eşine az rastlanan ve bütünüyle açık hava müzesi olan tarih ve antik bir şehirdir.
Nasıl Gidilir?
Eskihisar Topculardan arabalı vapura binilir Yalova’ya gelinir. Ardından Bursa yönüne doğru giderken Orhangazi şehir merkezindeki ışıklardan sola İznik istikametine sapılır. Yaklaşık 40 kilometrelik güzergâhı takip ederek Boyalıca ve Çakırca köylerini geçtikten sonra İznik’e gelebilirsiniz.
Hakkında?
İznik; Bursa iline bağlıdır.
Osmanlı döneminde Türk çini ve seramiği ile özdeşleşmiş bir isimdir.
Şarap tanrısı Dionysos’un kentidir İznik.
Geçmişten günümüze barışın simgesi olan zeytin ağaçları, göz alabildiğine uzanan yeşil ile çevrili İznik Gölü, muhteşem çinileri, yüzyıllara meydan okuyan tarihi eserleri, her yanından rengarenk çiçekler fışkıran toprak yolları, meyve ağaçlarının süslediği bahçeli şirin evleri ile masalın ta kendisidir İznik.
Yaz kış demeden adeta bereket saçan verimli toğrağı, kendine özgü iklimi ve doğal güzelliği nedeniyle, tarihin her döneminde insanlığın ilgi odaklarından biri haline gelmiş.
İstanbul Kapı, Yenişehir Kapı, Lefke Kapı ve Göl Kapı olarak şehrin 4 adet giriş kapısı mevcut. Şehir beşkenarlı 5000 kilometrelik surlarla çevrilidir. Dört ana kapı, zafer takı gibi gösterişlidir ve üçü halen ayaktadır. Lefke Kapı’da mermer friz parçalarının kullanıldığı görülmektedir. İstanbul Kapı Konstantinapolis’e açıldığından en gösterişli kapıdır. Yenişehir Kapı kısmen ayaktadır. Göl Kapı ise tamamen yıkılmıştır.
Romalılar Nicea adını verdikleri bu şehri korumak için büyük uğraş verdiler. Çeşitli saldırılara uğrayan Nicea’yı bu savaş akınlarından koruyabilmek için, Bithynia Krallığı, zamanında başlatılan ancak depremlerle hasar gören surları, daha güçlü olarak inşa ettiler. Sur duvarları her medeniyetin taş ustalığını sergiler.
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir. Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir. Bitinya, Bizans, Selcuklu, Osmanlı imparatorluklarının başkenti olmuştur.
İznik'te M.Ö 2500 yıllarından itibaren uygarlıkların varolduğu bilinmektedir. M.Ö 316'da Makadeona İmparatoru İskender'in komutanı Antigonos tarafından yenilenen ve Antigoneia adını alan kent; Antigonos'un Lysimakhos'a yenilmesiden sonra muzaffer komutanın eşi Nikaia'nın adını almıştır. M.Ö 293'te Bitinya krallığına katılmış, bu dönemde önemli mimari eserlerle donatılmış ve bir süre de krallığın başkenti olmuştur. Daha sonra önemli bir Roma yerleşim birimi olarak varlığını sürdürmüştür. İznik, 325 yılında Hristiyanlık açısından çok önemli bir olay olan I. Konsül toplantısına ev sahipliği yapmıştır. Bu toplantıda Hz. İsa'nın tanrıdan dünyaya gelmediği tezine karşılık, tanrının oğlu olduğu görüşü baskın çıkmış, hristiyanlık ile ilgili yortu günleri ve 20 maddelik Nikeia Kanunları kabul edilmiştir. 787'de toplanan VII. Konsül de İznik'te gerçekleşmiş ve bu konsülde resim ve heykel üzerindeki yasakları kaldırmıştır.
Bizans ve Selçuk'a da başkentlik yaptıktan sonra 1331'de Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katılmış; sanat, ticaret ve kültür merkezi haline gelmiştir. 14, 15, 16. yy'larda dünyaca ünlü İznik çinilerinin üretimi gerçekleşmiştir.,
Ayasofya Cami
Ayasofya Cami'si bu muhteşem yapı ülkemizdeki üç Ayasofya'dan biridir. İznik meydanda bulunan bu yapı Orhan Gazi'nin fethinden sonra 1331 yılında camiye çevrilmiştir. Şehir alındığında klise olarak kullanılan yapı Orhan Gazi tarafından camiye çevrildiği için Orhan Camii adıyla anılmaktadır. Ayasofya Kilisesi, Ayasofya Müzesi ve Orhan Camii olarak dünyada üç isimli tek yer olma özelliğini taşımaktadır. Hristiyanlık dini için oldukça önemli olan bu yapı İznik konsiline ev sahipliği yapmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun 2. padişahı Orhangazi, İznik’i kansız bir şekilde fethettikten hemen sonra İznik Ayasofya’yı Cami’ye çeviriyor ve adı Orhan Camii oluyor. 200 küsur yıl sonra meydana gelen depremde hasar gören yapıya, Mimar Sinan minare ve mihrabı ekliyor. Kurtuluş savaşı sıralarında da yapı yakılıp yıkılıyor ve uzun yıllar harabe şeklinde kaderine terk ediliyor. Kısaca İznik Ayasofya ortalama 850 yıl kilise, yine ortalama 600 yılda camii olarak kullanıldı.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İznik Roma Tiyatrosu
İznik Gölü kıyısında, 2. yüzyıla ait Roma Tiyatrosu, 15. 000 kişi kapasitelidir. Antik tiyatronun, seyircilerin oturduğu kısım ile hayvanların arenaya salındığı tünel kısmı büyük ölçüde ayaktadır. Anadolu’da görebileceğimiz ayakta kalmış en görkemli arkeolojik yapılarından biridir.
Açılış Zamanı:  08:00 – 17:00 
Tumblr media
İstanbul Kapı
İstanbul Kapısı, Hadrianus zamanında, (Milattan Sonra) 70-71 yıllarında inşa edilmiş, Bursa'nın tarihi bir kalesidir.
İstanbul Kapısı, Roma ve Bizans dönemlerinde İstanbul'a giden yolun buradan başlamasından ötürü İstanbul Kapı ismi ile anılmıştır. Bithynia ve Pontus eyaletlerinde prokonsillük yapmıştır. Ayrıca iç kapının kuzeybatı yüzeyinden kazınmış bir büst kabartmasının da Büyük İskender´e ait olduğu belirtilmektedir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Lefke Kapı
Lefke Kapısı veya tarihî adıyla Şam Kapısı, İmparator Hadrianus zamanında yapılan, İznik’in doğusunda, Kılıçarslan Caddesi´nin sonundadır.
Tumblr media
Çini Fırınları
Çini Fırınlarının kazısı tarihimizde ilk olarak 1963 yılında başlanmış, ”Milet İşi, Şam İşi, Haliç İşi, Rodos İşi gibi isimlerle tanımlanmaya çalışan Osmanlı seramik ve çinilerinin” asıl ve önemli üretim merkezinin İznik olduğu, yapılan kazılar sonucu elde edilen fırın kalıntıları, pişirim malzemeleri, yarı mamul parçalar, deforme ve yanık parçalar sayesinde bilim çevrelerine kanıtlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda şimdiye kadar dört fırın kalıntısı ortaya çıkarılmış ve korunma altına alınmıştır.
Tumblr media
Klise Kalıntıları (Kimesis, İstanbul ve Yenişehir Kapı)
Gölde kıyıdan yaklaşık 20 metre açıkta ve 2 metre derinlikte, erken Hristiyanlık mimarisinin özelliklerini taşıyan, Roma dönemine ait yaklaşık 1600 yıllık bazilika keşfedildi.
Bursa Büyükşehir Belediyesinin İznik'te başlattığı "Tarihi Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları" sırasında çekilen görüntülerde tesadüfen fark edilen bazilikanın, M.S 740 depremindeki çökmenin etkisiyle göl sularına gömüldüğü tahmin ediliyor. Bazilika; içi, ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere iki sıra sütunla üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçiminde büyük kilise olarak tanımlanıyor. Hristiyanlık dünyasının önemli olaylarına sahne olan İznik'te, Senato Sarayı'nda MS 325 yılında I. Konsil, M.S 787 yılında de İznik Ayasofya Kilisesi'nde 7. Konsil toplantıları yapılmıştı.
Tumblr media
Eşrefzade Camisi ve Türbesi (Eşrefi Rumi)
II. Bayezit'in oğlu Şehinşah'ın eşi Mükrime Hatun tarafından XVI. yüzyılda yaptırılmıştır. Caminin ve türbenin duvarları Sultan IV. Murat tarafından (1640-1643) çinilerle kaplatılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından tamamen yıkılan cami 1950 yılında aslına benzer boyutlarda yeniden inşa edilmiştir. Eski camiye ait sadece minare ayaktadır. Minarenin külah bölümü yıkılmıştır. Çini kuşakların yer aldığı gövdesi ise çemberler İle sarılarak sağlamlaştırılmıştır. Caminin hemen yanında hazire şeklindeki türbede XV. yüzyılın büyük mutasavvıfı ve şairlerinden olan ve kendisini "gah muti gah asiyem, gah alim gah amiyem" diye tanıtan Eşref-i Rumî yatmaktadır.
İznik’in kuzeydoğusunda, Eşrefoğlu Sokak ile Türbe Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alan Eşrefi Rumi Camisi türbe, dergâh, zaviye ve hazireden oluşan bir yapı topluluğu idi. Eşrefoğlu Abdullah Rûmi (1353-1469) aslen Mekkeli olup, Bursa’da eğitim görmüş olup, Hacı Bayram Veli’nin önce müridi, sonra da damadı olmuştur. Bundan sonra da dergâhını İznik’te kurmuş, bunun yanına da camisini yaptırmıştır.
Tumblr media
Süleyman Paşa Medresesi
 Süleyman Paşa, Orhan Gazi’ nin oğludur. 1332 yılında Süleyman Şah tarafından Süleyman Paşa Medresesi yaptırılmıştır. Süleyman Paşa Medresesi, geleneksel çini sanatını yaşatmak ve gelecek nesle ulaştırmak amacıyla restore edilerek yeniden düzenlenmiştir. “Çiniciler Çarşısı” olarak hizmet veren medresede seramik üretimi yapan dokuz sanat atölyesi bulunmakta olup, bu atölyelerde geleneksel İznik çinileri üretilmektedir. Yapı Osmanlı döneminin ilk medresesi olması sebebiyle diğer medrese yapıları arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Avlulu medreselerin de ilk örneğidir. Binada 11 hücre, bir dersane ve bunları örten 19 kubbe mevcuttur. Medrese açık avlulu ve "U" planlıdır.  . Günümüzde ise medrese, çini sanatın gelişmesine ev sahipliği yapan atölyelerin de bulunduğu bir çarşı halindedir.
Açılış Zamanı:  08:00 – 17:00
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Nikaıa İznik
Nilüfer Hatun İmaretine giderken sağ tarafta göreceğiniz çarşı içinde, çini ve çeşitli takılarla beraber hediyelik eşya alabileceğiniz pek çok dükkanı bir arada bulabileceksiniz. Ayrıca ortasında minik de bir çay bahçesi mevcut.
Nilüfer Hatun İmareti (İznik Müzesi) 
Nilüfer Hatun İmareti olarak da bilinen yapı, 1388 yılında Sultan 1. Murat'ın annesi olan Nilüfer Hatun adına yaptırılmıştır. İmaret olarak inşaa edilen yapı, yoksullar için hergün yemek dağıtılan bir hayır kurumuydu.
Binanın planı ters T harfi şeklindedir. Bina bir kat küfeki taşı üç kat tuğla sistemiyle inşa edilmiş olup, zengin ve renkli bir taş ve tuğla işçiliğine sahiptir. 19. yüzyılın sonlarına kadar imaret işlerini sürdüren yapı Kurtuluş Savaşı'nda Yunan işgali esnasında büyük ölçüde tahrip olmuştur. Cumhuriyet döneminde 1960'lı yıllara kadar depo olarak kullanılmıştır. 1960 yılında restore edilen Nilüfer Hatun İmareti aynı yılın ağustos ayında müze olarak halkın hizmetine açılmıştır. Müzede İznik ve çevresinden çıkarılan arkeolojik buluntular ile Ilıpınar, İznik Roma Tiyatrosu ve İznik'teki çini fırınları kazılarından çıkarılan eserler sergilenmektedir. Müze bahçesinde Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri (sütun başlıkları, lahitler, kabartmalar, korkuluk levhaları, ambonlar, siterler, yazıtlar, çörtenler, sütun tanburları, vaftiz havuzları, pişmiş toprak levhalar ve mezar taşları) yer alır.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Şeyh Kubbettin Camisi ve Türbesi
İznik ilçe merkezinde Nilüfer Hatun imareti karşısında cami ve bitişiğinde türbe. Gerek cami, gerekse türbeyi yaptıran kimliği kesin olarak belirlenememiştir.
Tumblr media
Hacı Özbek Cami
Osmanlı Devletinin ilk camisi olan Hacı Özbek Camii mevki olarak, Lefke kapıya giden ana cadde üzerinde bulunmaktadır. Kitabesine göre Hacı Özbek b. Mehmed tarafından 734 (1333-1334) yılında inşa ettirilen yapı, kitabesi mevcut en eski Osmanlı eseri olma özelliğini taşımaktadır.
İznik fethedildikten iki – üç yıl sonra yapılan Hacı Özbek Camii, anlam olarak ta müslüman Türklüğün ilk eseri olarak dikkat çekmekte fakat Kurtuluş Savaşı sırasında Ayasofya Orhan Cami gibi oda tahribattan payını almıştır. 1950’li yıllarda cadde genişletilmesi sırasında Hacı Özbek Camisinin son cemaat yeri de yıkılmıştır.
Hacı Özbek Camii, aralarında tuğla hatıllar olmak üzere taştan karma malzeme ile inşa edilmiştir. Caminin yapımında erken Osmanlı Türk yapı sanatında çok kullanılan, taşların aralarına dikine tuğla konulması tekniği uygulanmış, kemerlerde son dönem Bizans yapı sanatında yaygın olan bir küfeki taşı arasına üç tuğla konulması suretiyle meydana getirilen örgü kullanılmıştır. Bu da bu İslâm yapılarında yerli Bizanslı duvarcı ustalarının çalıştığını gösterir.
Kare planlı cami 7,5 x 7,5m. ölçülerindedir. Zaman içinde değişiklikler geçirmiş, eklemeler yapılmıştır
Tumblr media Tumblr media
İznik Çini Vakfı 
İznik Çinileri, İznik Vakfı İle Hayat Buluyor
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı 1993 yılı Eylül ayında Prof. Dr. Işıl Akbaygil'in öncülüğünde, İznik çinisini ve İznik çevresinin kültür ve sanat değerlerini tanıtmak, mevcut potansiyeli harekete geçirmek, geleneksel İznik Çini Sanatı ile ilgili var olan ve elde edilecek bilgileri bir sistem dahilinde eğitim ve öğretimle gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla kurulmuştur.
16. Yüzyıl İznik Çini Sanatı’nın, dünya seramik edebiyatında hala zirvede kalmasından da anlaşılacağı gibi, İznik Çiniciliği’nin günümüz teknolojisine; kaliteyi ve estetiği bozmadan uyarlanabilmesi çok büyük  önem taşımaktadır. İlk amaç olarak geleneksel İznik Çini Sanatı’nı ele alan ve bu sanatı canlandırmaya çalışan İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı, araştırmalarını 1993 yılından itibaren devam ettirmektedir.
300 yıldır üretilmeyen dünyaca ünlü İznik çinilerine yıllar sonra yeniden hayat veren İznik Vakfı, ürettiği çinilerle dünyanın dört bir tarafında İznik çinilerini yaşatıyor. İznik Vakfı tarafından Kanada Montreal’deki Botanik Bahçesi içinde yer alan sanat tarihinde Osmanlı ile özdeşleşmiş lale deseni, Tokyo gibi birçok şehirde daha hayat buluyor. İznik Vakfı, birbirinden özel İznik çinisi örnekleriyle Avrupa Birliği programı kapsamında hazırlanan ‘Dünya Seramik Yolu’ projesine dahil oluyor.
Sahil yolundan tabelasını takip ederseniz sokak arasında mekanı göreceksiniz. (Not: Kapalı zannedip geri dönmeyin), demir kapıyı kendiniz açarak içeri girebilirsiniz. Büyük bir bahçe içinde kurulan vakfın ayrıca içinde satış noktası var. Marmaraydaki çiniler burada yapılmış ve fotoğraflarda da göreceğiniz gibi bahçesinde büyük bir çini örneği ve dinlenebileceğiniz banklar mevcut.
Telefon: 0 224 757 6025
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
ABDÜLVAHAP SANCAKTÂRÎ (Bayraklı Dede) (Abdullah Dede) VIII. yüzyılda yaşadığı varsayılan söylencesel kişi. İslâm ordularının Anadolu'yu geçerek Bizans'ı düşürme savaşımının sürdüğü 717-740 yılları arasında, Abdülvahap adlı bir sancaktarın yiğitliğinden söz edilir. Söylence, Erdoğan Savaş'ın anlatımıyla şöyle: "Üsküdar'a kadar gelen İslâm orduları birkaç kere İznik'i kuşatmışlardı. Kuşatma sırasında genç sancaktar Abdülvahap büyük yararlıklar göstermiş ve bu arada gönlünü genç bir Rum kızma kaptırmıştı. İznik surlarının Hotoz burcu, Rum kızları tarafından müdafaaa edilmekte idi. Sancaktan, Kızlar burcunu müdafaa eden sevgilisi Rum kızı ile uzun müddet sevişti. Sevgilisi. her defasında kendisine Kaleyi alırsan beni de alırsın' diye bağırmıştır. Genç sancaktar sevgilisine kavuşamadan bir düşman oku ile yaralanmış ve hücum eden tekfurlar tarafından başı uçunılmuştur. Buna rağmen kılıç sallamakta devam eden Sancaktarî'ye bir arkadaşının 'Bre Abdullah, başını unuttun' demesi üzerine, Sancaktan geri dönmüş ve başını koltuğuna alarak yedi adımda bugün yattığı tepeye çıkıp kendini defnetmiştir. Türkler İznik'i zaptedince, din uğruna şehit olan Abdülvahap için bir mezar inşa etmişlerdir. (Erdoğan Savaş, İznik)" İznik'in doğusunda, kente egemen bir tepe üzerinde bulunan mezarı ziyaret yeridir. Ziyaretçiler tarafından bayrak asıldığı için "Bayraklı Baba" adıyla da anılır.
Yeşil Cami
Şehrin en tarihi yapılarından biridir. Çandarlı Halil paşa zamanında başlayıp (1378), onun oğlu Ali paşa döneminde bitirilmiştir (1392). Eserin mimarı Mimar hacı Musa dır. Osmanlı döneminin tek kubbeli camilerine örnek olan bir yapıdır. Özellikle mermerden yapılmış caminin minberi görülmeye değerdir. Caminin muhtelif yerlerinde zengin bir taş işçiliği vardır. Minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi ve şerefenden sonrası mavi ve yeşil renkte çinilerle zikzaklı mozaik tekniğine örnek bir yapıdır. Adını da bu yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Şehrin en tarihi yapılarından biridir. Çandarlı Halil paşa zamanında başlayıp (1378), onun oğlu Ali paşa döneminde bitirilmiştir (1392). Eserin mimarı Mimar hacı Musa dır. Osmanlı döneminin tek kubbeli camilerine örnek olan bir yapıdır. Özellikle mermerden yapılmış caminin minberi görülmeye değerdir. Caminin muhtelif yerlerinde zengin bir taş işçiliği vardır. Minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi ve şerefenden sonrası mavi ve yeşil renkte çinilerle zikzaklı mozaik tekniğine örnek bir yapıdır. Adını da bu yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Şehrin en tarihi yapılarından biridir. Çandarlı Halil paşa zamanında başlayıp (1378), onun oğlu Ali paşa döneminde bitirilmiştir (1392). Eserin mimarı Mimar hacı Musa dır. Osmanlı döneminin tek kubbeli camilerine örnek olan bir yapıdır. Özellikle mermerden yapılmış caminin minberi görülmeye değerdir. Caminin muhtelif yerlerinde zengin bir taş işçiliği vardır. Minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi ve şerefenden sonrası mavi ve yeşil renkte çinilerle zikzaklı mozaik tekniğine örnek bir yapıdır. Adını da bu yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır.
Tumblr media Tumblr media
Kırgızlar Türbesi
Yenişehir Kapı dışında surlardan 250 m. ileride İznik-Yenişehir asfaltının sağındadır. İznik'in Türkler tarafından fethi sırasında yararlılıklar gösteren Kırgız Türklerinin anısına, Orhan Gazi tarafından 1331 tarihinde inşa ettirilmiştir. İçinde yedi büyük ve bir çocuk lahdi bulunmaktadır. Türbe, mimarisi ile kalem işi süslemeleri bakımından büyük değer taşır.
Tumblr media
İsmail Bey Hamamı
İsmail Bey Hamamı, İznik’te İstanbul Kapısı yakınında hamam. Çeşitli uzmanlar yapıyı 14-17. yüzyıllar arasında değişik zamanlara tarihlemektedir. Boyutlarına ve iç düzenine bakarak bir saraya ait özel bir hamam olduğunu ileri sürenler de vardır. Zamanında beşik tonozla örtülüyken bugün yalnız temelleri kalmış olan bir girişten asıl hamama geçilir. Hamamın dört bölümüne, birbiri içinden geçilerek ve saatin tersi yönünde ilerlenerek ulaşılır. Bölümlerin her birinin duvarları ve kubbelerinin içleri birbirinden farklı, ama hepsi de çok zengin malakâri bezemelerle kaplıdır.
İsmail Bey Hamamı bugün oldukça yıkık durumdadır.
Tumblr media Tumblr media
0 notes